hani akşamlar açılırdı yüzümüze
aydınlığı sarı odalı kapılar
çocuk neşesiyle okşanırdı hüznümüz
ağlamak isterdik ağlayamazdık
boğazımızda düğüm düğüm hayat
dışarının ölü karanlığı
sokak lambalarına bakan penceremiz
ayrı bir dünyayı yaratan bize
acılarımızı sıcak gözyaşlarımız ılık tutan
tuz ve küf kokuyor bu hazan gurbeti
hangi öyküye sarılsam sana sarılıyorum
üzeri manzara resimli kitaplarda gülüşün
yalnızlığımı herkesler görecek
bir sen göremeyeceksin diye
sokağa çıkmaktan korkuyorum...
iki katlı evlerin neşesiyle öperken güneşi
anı geçitleri
çamaşır asılı balkonlar umudu ağırlardı
o çıtırtısız sessizlikte
kirpik nağmeli
bisiklet düşkünü caddelerde yoksunum
ayva tüylerinden
palamutlar değiyor alnıma
çil çil ilkokul yollarının solgunluğu
ellerim sımsıkı ceplerimde
böğrüme saplanan sızıyı saklıyorum kendimden
yollara yayılan bu üşümüş karanlığımı kimseler görmesin
sensizliğimden utanıyorum...
uzak Nisanlara kalan kokulu saçlarından
bir ilkyaz düşü sızınca sızım sızım gözlerimden
nerde olduğumu unutuyorum birden bire
sakar hallerimle sana dokunmak isteklerim geliyor aklıma
ve münasebetsiz alışkanlıklar kolay terkedilmiyor inan
hâlâ uyuşuk uyuşuk ve anadan doğma şehla bakışlarına
şiirler yazıyorum...
sözcükler kıskanıyor dudaklarımdan düşmeyen suskunluğunu
seni yalnızlığımdan bile sakınıyorum...
Kayıt Tarihi : 12.11.2010 02:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
şiirler yazıyorum...
sözcükler kıskanıyor dudaklarımdan düşmeyen suskunluğunu
seni yalnızlığımdan bile sakınıyorum.....çok duygusal içten. kalemine sağlık. hayırlı bayramlar.
TÜM YORUMLAR (1)