Dinle prensesim, sana Uzak diyarlarda yaşanan bir aşk masalını anlatacağım,
Hani anlatılır ya hep masallarda; melekler gök yüzünden sevgi tohumları atarlarmış. Aşk olsun isterlermiş yeryüzünde.
İşte böyle zamanlarda apansız yürek kapısı çalınırmış, çıkılırmış bir eşi benzeri bulunmaz sevda yolculuğuna hazırlıksız, bir ülkeye gidilirmiş, çok uzak diyarlarda, Sorulmazmış burada hiç pasaport vize. Yağmur bulutları kuşatırmış dört bir koldan, sonra dolu olarak yağarmış aşk kokarmış her bir dolu tanesi ve düşünce bu aşk kokulu damlalar ıslak dudaklara, benzersiz bir tutku çakılırmış mıh gibi yüreklere
Yemyeşil orman ümit vaat edermiş kıyı boyunca. Menevişlenen gözlerde vuslat’ın rehaveti; ayrılığa acımasız bir ok, kirpiklerin ıslaklığındaki özlemin matemi ise sessizce yürek duası olurmuş.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,