Şimdi her zamankinden daha uzaksın bana. Kilometrelerin de ötesinde, bir ölü gibi dokunulmaz. O kadar uzaksın ki hiçbir paralel evrende dahi ellerimiz birleşmiyor, gözlerimiz buluşmuyor. Acısıysa daha derin, merkezin tam ortası. Hükmü yetersiz düzinelerce kelimenin dile geldiği apansız bir boşluk. Ruh. Kalp değil, beyin değil, kol değil, bacak değil. Ruh. Deriden daha büyük, candan daha can. Acısıysa daha hain, en keskin bıçaklardan daha keskin. Yazıldığı gibi hissedilmeyen onlarca kelimeden insafa gelen birkaçının verdiği kısa ömürlü heyecan ve neşenin ardından kalan cani kelimeler topluluğunun yarattığı depremin şiddetinden sarsılıp savrulan ruhun hasta ettiği beden. Bazen ben. Bazen sen. Bazense hiç olamayan biz. Harf kapasitesine aldanıp anlamı azımsanmaması gereken kelimeler. Bunlar gibi yuzlerce, binlerce, milyonlarca kelime topluluğu. Biraraya geldikleri cümleler. Ellerimizi bırlestıren paragraflar, gozlerımızı buluşturan sayfalar. Ölümün ötesine geçen yapraklar. Ve bunca şeye rağmen geri dönmeyen kalbin, sahip olamadığım sevgin. Önüne geçemediğim tek gerçek.
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta