üzerimde yağmurlu dağ ağırlığı
akşamın dili uymuyor üzerime
sensizliğe alışırım diye korkuyorum
şarkı söylemekten
gözlerimin canevinde saklıyorum gülüşünü
ve bil ki deniz kızı saçlım
aşktan emekli olan
ölüme sığınır
ellerime saçlarından bir sofra kur
ezberlediğim yokluğuna gömme beni...
insan tanıdığı toprağa özenir
göçerken yeniden doğar gibi
sarılır zerresine kadar yeryüzüne
muzip bir seferberlikteyim
acemi de olsam ezberlerimden soyunmaktan
seni yeryüzüm sanıyordum
bir de gökyüzüm oldun şimdi...
seni sevmekten başka bir
aritmetiği yoktu hayatımın
bütün dengeler soluğunu taşıyan
rüzgarların samimiyetindeydi
kendimi sensizliğe bölerdim
ayrılığın damak tadındaki
sonbaharların tek gündemiydim sanki
sonumuz yoktur
yokların yakışmaz benliğime
hırçın bir tanrı gibi gözler sabahı
yalnızlık...
annemin avuçlarından içtiğim su kadar
samimi ol yangınıma
uymuyor üzerime yokluğun
neşe ol mutsuzluğuma
kızımın okşadığım saçlarındaki kıvılcım kadar
umutsuzluğum olma...
Kağan İşçenKayıt Tarihi : 11.9.2010 01:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!