Birinci bölümde yayınlanan son paragrafla belirtilen; Dünyamız, uygarlık için şimdilik evrensel olan sınırdı. Uygarlık bu sınırla geri yansıma ve geri çevrim döngüsü veren sınırlılıktı. Genel eylemli ve üreten ortak akılla oluşan uygarlık, dünya gibi genel eylemli sınırla ortaya konan sınırlılıktı.
Bu sınırın geri dönüş çevrimi içinde Maveraünnehir, Mezopotamya gibi yerelden genele, genelden yerele doğruydu. Paydaşlı insan olma sürecini ilettirmenin uygarlığıydı. Uygarlığın genel muhatabı insandı ve dönütü de insanlıktı. Diyen açıklamadan itibaren devam edelim.
Bir Roma, Bir Asur, Bir Osmanlı vs. köleci uygarlığından bahsetmek için bu uygarlıkları belirleyen ilk tarımcı, çoban, teknik ve teknolojik üretim ilişkilerini ortaya koyan mutlak bir öncel süreçler olmak zorundadır.
Bu nedenle bu öncel süreçler; üreten ilişkiler sentezli, ittifakı ve kolektif özlü uygarlığın kendisidirler. İşte köleci Roma’nın, Asur'un vs. kullanıp geliştirdiği uygarlık bu ilk ittifaklı uygarlıklardaki veri akışı olan datalardır.
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta