Zuhal Ediş Antoloji.com

  • ilya

    16.08.2011 - 17:47

    suyun içindeki İlahî Bellek yani “Allah’ın indindeki ilim” diye söylenir Tasavvuf’ta, hayata dönüşmüştür; yeşil, Hızır olmuştur. Hızır suda doğmuştur ama güneş ışınlarıyla doğmuştur; dolayısıyla “Hıdır-Ellez”, “Hıdrellez” diye de söylenir, burada İlyas’tan söz edilmektedir, İlya’dan söz edilmektedir, “Elyesa”; bu İbranicedir, Tevrat’ta geçer; Tevrat’ta “İlya”, “öldükten sonra diriltilip kendi ölümünün bilincinde ve doğumunun bilincinde olan kişi” diye anlatılır. İşte, “Hızır ölür, dirilir, ölür, dirilir ve herkese eşlik eder” denen anlatım aynı zamanda Elyesa üzerinden anlatılmıştır. Elyesa, İlya beklenmektedir; bütün İbraniler o dönemde, Yahudiler, Elyesa’nın bir Mesih olarak gelmesini beklemektedirler. Ve sonra Zekeriya’nın –çocuğu olmayan Zekeriya peygamberin- bir çocuğu olur ve bu çocuğun adı Yahya’dır. Sorarlar Hz. İsa’ya, derler ki; İlya mısın sen, İlya gelecekti? Hayır der, o geldi siz onu tanımadınız, çünkü o Yahya’ydı. Şimdi bu çok önemli bir anlatımdır Tasavvufta, çünkü İlya, Eliyah, Âli; “yüce” demek ve “göklere ağmıştır” demek. Âli yani bizim bildiğimiz, Anadolu geleneğinde bildiğimiz “Âli”; o da “yüce” kavramıdır. Göğe ağmak, yücelmek, Âli, Âli’nin kendisi hayattır, Hayderdir. “Hayder”; “Hay; yaşam” demek, “der, dar; ev” demek, “yaşam ev”i demek. “Yaşam evi”, yeşil ile Hızır ile oluşmuştur ve o Hayderdir aynı zamanda, yüce olanın mekânıdır, bu anlatım işin Tasavvuf yönü.

Toplam 1 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR