Zilzal Zelzele Adlı Üyenin Nedir Yazıları - A ...

  • ölüm

    03.10.2006 - 22:30

    ölüm ve yaşam o kadar yakın ki

    Doğan Cüceloğlu' nun eğitimdeki katılımcılarla aralarındaki konuşma:
    Ben: Arkadaşlar, aranızda ölümcül hastalığı olan var mı?
    Katılımcılardan Biri: Allah'a şükür, hocam, bildiğimiz kadarı ile yok.
    B: Ne güzel! Peki, bana, istisnasız tüm insanların, yani altı milyar insanın da başına geleceği garanti bir şey söyler misiniz? Cevap neredeyse otomatik olarak çıkar:
    K: Ölüm.
    B: Gerçekten de ölüm tüm insanların başına geleceği kaçınılmaz olan tek şeydir. Doğum da tüm insanların başına kesinlikle gelmiştir,ama bundan sonra gelmesi kesin olan tek şey ölümdür. Diğer hiç biri insanların tümünün başına gelmeyecektir. Peki, madem öleceğimiz garanti, bu benim ölümcül bir hastalığım olduğunu göstermez mi? Katılımcılar burada sessizce, başlarıyla onaylamaya başlar. Öleceğim belli ise benim ölümcül bir hastalığım olduğu da açıktır. Şu şekilde devam ederim:Peki, ne zaman öleceğimizi biliyor muyuz?
    K:Hayır
    B:Şu saniye içinde olma olasılığı var mı?
    K:Var.
    B:Yarın?
    K:Evet.
    B: 30 yıl sonra?
    K: Olabilir.
    B: Peki bunlardan hangisinin sizin başınıza geleceğini bili yor musunuz? Mesela bu akşam eve sağ salim varacağınızı nereden biliyorsunuz? Sınıf sessizce dinlemeye devam eder. Çünkü genellikle yaşama böyle hiç bakmamışlardır. Sözümü sürdürürüm:
    B: Peki bir de tersini düşünelim, bu akşam eve döndüğünüzde, bu sabah evden çıkarken sağ salim bıraktıklarınızı sağ bulma garantiniz nedir? Var mıdır böyle bir garanti?
    K: Yoktur hocam.
    B: Peki nereden biliyoruz, az sonra telefonumuzun çalmayacağını ve evdekilerden birinin az önce öldüğünün bize söylenmeyeceğini? Katılımcılar burada rahatsız olmaya başlarlar.
    K: Hocam konuyu değiştirsek?
    B: Ama en yalın ve açık gerçek üzerine konuşuyoruz, biraz daha devam edelim bence. Peki, acaba bunu dün gece bilseydiniz, yani evde akşam birlikte olduğunuz kişilerden birinin yarın ölüm günü olduğunu bilseydiniz, o zamanı aynı dün gece olduğu biçimde mi geçirirdiniz? Yoksa farklı şeyler mi yapardınız?
    K: Kesinlikle çok farklı geçerdi Hocam.
    B: Şimdi sizden rica ediyorum, lütfen bir an arkanıza yaslanın, gözlerinizi kapatın ve bu sabah evden çıkarken evde bıraktıklarınızdan birinin gerçekten öleceğini düşünün, dün akşamınızı nasıl geçirirdiniz? Aynı iletişim mi olurdu? Onunla aynı konuları mı konuşurdunuz? Aynı konular, tartışma ya da gerginlik konusu yaratır mıydı? Yoksa önemsiz hale mi gelirdi? Bu sabah evden çıkarken, bu son görüşünüzde ona ne derdiniz? Onun boynuna sarılmakta tereddüt eder miydiniz? Çok sıkı sarılmaya mı, aynaya mı vakit ayırırdınız? Ona 'yüreğinizin taa derininden gelen bir 'seni gerçekten çok seviyorum' demeye ne gerek var diye düşünür müydünüz? Onun ölecek olması sizin ona duyduğunuz sevgiyi yoğunlaştırmaz mıydı? Burada bazı katılımcıların ağladığı olur. Belli ki dün akşam yaptıklarından bir kısmının ne kadar anlamsız olduğunu şimdi fark etmişlerdir.
    B: Şimdi gözlerinizi açabilirsiniz, acaba kaç tartışmamızı bu kadar gereksiz biçimlerde yapıyoruz, kaçı gerçekten yaşamda karşımızdakinin varlığından daha önemli, hangilerinde 'şimdi kalbini kırdım, ama zaman içinde ben ondan özür dilemesini bilirim? ' diye kendi kabuğumuza çekilip tartışmaları donduruyoruz. Yarattığımız kırgınlıkları tamir etme olanağımız gerçekten var mı? Buna zamanımız gerçekten kaldı mı?

  • ölüm

    30.09.2006 - 06:39

    Hülyâsı kalmayınca hayatın ne zevki var?
    Bitsin hayırlısıyla bu beyhûde sonbahar,
    Ölmek değildir ömrümüzün en fecî işi,
    Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi......

    YAHYA KEMAL

  • yasin

    03.10.2005 - 00:44

    sınıfa yeni din k.ve a.b. öğretmeni gelir
    bir öğrenciye sorar adın?
    -kevser
    -bize kevser suresini okusana
    okur
    diğerine sorar
    -adın?
    -fatih
    -bize fatiha suresini okusuna
    okur
    başka bir öğrenciye sorar
    -adın?
    -yasin ama arkadaşlarım bana kısaca subhaneke der.

  • ney

    30.09.2005 - 22:33

    allah bilinir mi acep esma sıfat olmasa?
    ney'den ses çıkar mı acep üfleyen üstad olmasa? '

  • sosyal bilgiler

    30.09.2005 - 21:35

    dünyada sosyal bilimlere ayrılan bütçe her yıl azalıyor.neden acaba?

  • ülkücülük

    28.09.2005 - 23:56

    bence gereksiz
    son 100 yıl peydah olmuş
    neyse kurtlar ulumasın
    bayrağımız hep dalgalansın
    şanlı yurdum seni yüceltmeye
    andlar olsunnnnnnnnnnnnnn

  • şükür

    28.09.2005 - 23:54

    ne kadar az şükrediyorsunuz diye sitemde bulunuyor Rabbimiz
    o halde her anımızı şükür ile geçirmeliyiz
    şükür Allahımıza

  • 11 ayın sultanı

    28.09.2005 - 23:52

    geldi dayandı kapıya
    bin şükür Allah'
    inş.varmak nasip olur
    nice ramazanlara

  • sosyal bilgiler

    28.09.2005 - 23:48

    http://ccc.1asphost.com/sosyalbilgilerim/

  • şirine

    26.09.2005 - 01:12

    http://www.kotuvepis.com/foto/bilge11.JPG

  • Cannes

    26.09.2005 - 01:08

    http://www.alaturkaonline.com/yazar_arsiv.asp? ID=8&Makale_ID=50

  • nazım hikmet

    26.09.2005 - 01:07

    http://www.alaturkaonline.com/yazar_arsiv.asp? ID=8&Makale_ID=52

  • kalp

    26.09.2005 - 01:00

    http://www.kotuvepis.com/kalp.htm
    kalp bu

  • dans

    26.09.2005 - 00:54

    http://www.kotuvepis.com/mastika.htm
    oryantal dans burada

  • doğum günü

    26.09.2005 - 00:52

    http://www.kotuvepis.com/hangigundogdum.asp

  • dua

    26.09.2005 - 00:43

    http://www.dualar.com/default.asp

  • HAYATIMIZ BİR FİLM

    26.09.2005 - 00:42

    http://www.kotuvepis.com/sansiszanlar/look.jpg

  • kazım koyuncu

    26.09.2005 - 00:36

    Kazım Koyuncu (1972 - 2005)

  • hüsnü şenlendirici

    26.09.2005 - 00:26

    http://www.husnusenlendirici.com.tr.tc/

  • istanbul boğazı

    25.09.2005 - 23:27

    http://www.kotuvepis.com/bogazda_aytutulmasi.html

  • kırkpınar

    27.06.2005 - 17:18

    bu sene ki 644.nün baş pehlivenı Şaban Yılmaz.

  • viva la muerte

    26.06.2005 - 15:10

    yaşasın ölüm......
    alev alatlı........

  • hiç

    26.06.2005 - 03:15

    Ego,kendini beğenmişlik,kibir,statü,mevki,rütbe gibi pembe rüyalardan uyanmış..gerçekliği sorgulayan..yaradılış,evren ve ölüm üçgeni saçmalığında aslında sadece bir hiçten ibaret olduğunu bilen ama bunları düşünürken acizlik,eziklik yada aşşalık kompleksine girmeyen aynaya baktığında görmesi gerektiği şeyden fazlasını gördüğünü düşünmeyen insanlar için... var olan bir felsefe.

  • hidayet

    26.06.2005 - 01:50

    Kur'an-ı Kerim'i herkes okuyabilir.Ancak herkes hidayete eremez.Hidayeti nasip eden Allah'tır.Hidayet Kur'an-ı Kerim'in kendini bize açması yada bizim ona açılmamız olarak tanımlanabilir.

Toplam 42 mesaj bulundu