Aydınlık sabahı düşün, ve durgun karanlık geceyi.Rabbin seni ne unuttu nede darıldı.Öteki dünya senin için.Mutlaka bu ilk bölümden daha güzel olacak.ve zamanı geldiğinde Rabbin sana kalbinden geçeni bağışlayacak ve seni hoşnut kılacak…
Kapilar kapanir, isiklar söner, sessiz sokaklarda kalirsin..Insanlar bilir, insanlar konusur, yüzüne bakarlar ve sen susarsin..Anlami yok sözlerin…Yalan…
Unutma göğün asıl rengi mavidir. En kör gece bile sabahtır sonunda. Kalbin ağlasada gülümse inadına.Düşler takıp saçlarına yürü umutlara…Dalda ki son yaprak gibi sarıl hep hayata! ! !
”Ruhundan ruh üfledin bana Rabbim! Bende her nefesimde seni yad edeceğim, sadece bana verdiğin şeyler için değil, benden esirgediklerin için de şükredeceğim.Yalnız “SEN” bilirsin benim için neyin hayırlı olduğunu sabredip bekleyeceğim…
Bir güzellik yap kendine! Sadece sahip olduklarini düşün! ! Olamadiklarin üzülsün senin olamadiklarina…Keşkeleri hiç düşünme! ! Mutlu ol seçimlerinle! Bırak keşkeler üzülsün senin seçimlerine..Her yeni günün senin günün ilan et ve şımart kendini olabildiğince! Bırak dünler üzülsün seçilmediğine..Kalbinde daha da büyüt ….sevgisini sevdiklerinin! Bırak sevmediklerin üzülsün kalbinde yerleri yok diye…
HIÇ KIMSEYE DEGIL SESLENIŞIM. SADECE KENDİME HER NE OLURSA OLSUN GÜLÜMSE DIYORUM IÇIMDEKI BEN'E... IÇINDEKI UMUDU, SEVINCI YAŞAT.. VE HEP DIŞARI ÇIKMAYA ÇALIŞAN HÜZNE INAT GÜLÜMSE....
Biliyorum kızgınsın. Kırgınsın. Söylemek istemediğin sözler dilinin ucunda. Hani biraz tutmayıp bıraksan kendini, hepsini yüzüme vuracaksın. Zor duruyorsun. Kibarlığından. Ya da doğru kelimeleri arıyorsun hâlâ... Yok... Boşuna arama. Sevginin arkasında bıraktığın her hece kaybolmuş sayılır... Derin bir kuyuda onlar şimdi; ulaşılmaz, karanlık, dipsiz... Bırak orda kalsınlar. Onlar çirkin. Dokunsan elini, dilini yakarlar. Canını acıtırlar. Benim de... Yüzünden, gözlerinden, dudaklarının titremesinden, bilmediğin bir melodiyi ıslığa dökme çabandan anlıyorum işte, kızgınsın... Senin olmayanları bırak, bana kendi kelimelerinle ulaş... Haydi söyle! Bağır, çağır, yüzüme haykır ama kızgınlığını yüreğinde saklama ne olur... Gözlerini kaçırma benden. Büyütme... Her şeyi hemen şimdi söyle. Affedeceksen şimdi affet beni... Zaman yok.
Doğru değil bu kadar uzak olman. Kendini uzaklara vurman... Zaman yetmezmiş gibi, bir de araya mesafeler koyman... Yollar, duraklar doğru değil... Bilesin. Boşuna bu kaçışın... Alıp kendini başka yerlere götürmen yeterli değil. Ben buradayım. Tam burada. Hiç değişmedi yerim. Bildiğin yerdeyim. Bildiğin gibi... Doğru değil bizi parçalaman. Kabul et bunu. İçin böyle istemiyor, farket, anla... Dokunacaksan şimdi dokun bana... Zaman yok.
Ben de bekleyebilirim kır çiçeklerinin, ıslak çimenler arasından boy atmasını... Ben de bekleyebilirim ılık lodosların coşturduğu bulanık denizin, küçük sandalları sahilde bir o yana, bir bu yana yatırmasını, ben de... Evet, ben de önce şiirler söyleyebilirim sana, sonra küçük çekingen notlar gönderebilirim. Doğru kelimelerin peşinde, ben de küçük adımlarla dolaşabilirim, ben de... Evet ben de bulduğum ilk aydınlık günde yanına gelip, ilk serin geceyi bekleyebilirim sevdiğimi anlatmak için... Ben de yüreğimi nadasa bırakıp bir süre, bir başıma labirentlerinde dolaşabilirim hayatın, ben de... Ama bunu yapmıyorum görüyorsun. Önce sevdiğimi bilmen gerekiyor diye düşünüyorum. Yaşam bunun ardından geliyor. Adımlarım böyle daha sağlam. Buna inanıyorum, bunu yaşıyorum... Hadi sen de yap bunu. Seveceksen şimdi sev beni... Zaman yok!
dudagindaki tebessümü kaybetmemissin daha. Ne güzel dünyaya gülen gözlerle bakabilmek ve insanlara tebessümler saçabilmek senin gibi. Biliyorum, üzülüyorsun donuk gözlerle karsilasinca. Ne yapalim arkadasim, herkes senin gibi olamaz. Duyabiliyorum ' Hayir olmali' dedigini. Haklisin arkadasim, aslinda bütün insanlar senin gibi olmali. Bilseler bir tebessümle neler yapabileceklerini, bir çocugun gözlerindeki isiltiyi bir tebessümle nasil görebileceklerini, sıkıntılarla dolu bir insana nasil dünyalari vereceklerini bilseler ve gülen gözlerin buzlari nasil erittigini, kalpleri nasil birlestirdigini bilseler, eminim onlarda senin gibi olmak isterlerdi... Ve sevgi saçiyorsun gülen gözlerinle arkadasim. Saf ve hiç bir beklentisi olmayan bir çocuk gibi. Hayir arkadasim, 'SEVGI' sadece Sevgiliye duyulmaz. Sevgi evrensellikdir.. Hiç kimse altin yiginlari gibi kasasina kilitleyemez onu. Onun yeri kalplerdedir. Bir annenin kalbindedir, onun yeri çocuguna verebilmek için. Onun yeri bahçivanin ellerindedir, sevgi tohumlari saçabilmek için. Evet... Sevgi heryerdedir.. Yeter ki sen onu bulmak iste. Sevgiyi bulmak kolay... Zor olan onu elinde tutabilmekte. Unutma arkadasim, sevgiyi duyabilmlekle de is bitmiyor... Sevgiyi göstermek de gerekir. Hayat kisa arkadasim bugün olan yarin yok. Sevgiyi göstermek beklemeye gelmez, yarin çok geç olabilir. Elindekini kaybetmeden kiymetini bilmelisin. Biliyorum arkadasim, bana hak veriyorsun. Simdi kos sevdiginin yanina.. Önce, ona gülen gözlerle simsicak bir gülümse ve 'Seni seviyorum' deyiver içinden gelen en sicak sesinle. Hayir bunlar komik seyler degil arkadasim.. Seni seviyorum anne, baba, kardesim, arkadasim vs. demek komik degil. Bu senin gibi bütün canlilara karsi sonsuz bir sevgi duyan bir insan için hiç de zor degil sadece biraz cesaret arkadasim. Bu, yalnizca yüreginin buz kapladigini, taslastigini zanneden insanlara biraz zor gelecektir ama onlar da senin gösterdigin cesareti gösterdiklerinde, kalplerinde sevgi kipirtilarini hissettiklerinde ve aglamayi ögrenebildiklerinde inan hersey onlar için ve bütün insanlar için daha güzel olacak. Evet arkadasim, gülmek varken surat asmak niye, güldürmek varken aglatmak niye, güzel sözler söylemek varken kalpleri kirmak niye? Hayat çok kisa arkadasim.. Ve bu dünyadaki hiçbirsey kirilan kalplere degmez. Simdilik hosçakal arkadasim yine gel. Yanina senin gibi gülen gözlü, yüregi sevgi dolu insanlari alip yine gel olur mu? Beni fazla bekletme... Çünkü yarin burada olamayabilirim. SEVDIKLERINE 'SENI SEVIYORUM' DEMEK IÇIN GEÇ KALMA!
'Eskiden mektupların sonuna üç nokta sevdiğine olan sevgiyi anlatırmış. Aşık üç nokta koyarmış ve sevilen anlarmış. Anlayacağın fazla söze ne hacet... '
Hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz.. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır. Ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler!
Kaybetmekten mi korkuyorsun; kaybet. Düşmekten mi korkuyorsun; düş. Yaralanmaktan mı korkuyorsun; yaralan. Sonra iyileş. Yeniden kalk.
Yeniden başla. Yeniden sev. Yeniden âşık ol.
Bir daha mı düştün? Bir daha kalk. Er ya da geç, beklediğin gelecek. Er ya da geç aradığın seni bulacak. Ama sen bir kez yıldın mı, korktun mu, Maskeni yüzüne geçirip kalkanlarını kuşandın mı, o zaman bitecek.
Sen benim “İmkansızımsın” demeseydin de, “Seninle her imkansıza göğüs gererim” deseydin… Belki tüm imkansızlıkları yok ederdim seninle…
Söylemedin ki…
Sen benimsin” demeseydin de “Ben sana aidim” deseydin… Başka yüreklerde olsan da varlığını hissedebilirdim, bana ait olan hep bende kalır diye… Söylemedin ki…
'Senin için her zorlukla savaşırım” değil de; “Senden gelen hiçbir şey zorluk değil” deseydin; İnanırdım yüreğinin sadece benim için çarptığına, cesaretine… Söylemedin ki…
“Sen olmadan yaşayamam” değil de, “Sensizlik diye bir şey yok; sen var olmasan da benimlesin” deseydin… İnanırdım sevginin sonsuzluğuna, aşkın sıcaklığına… Söylemedin ki…
“Sen benim rüyamsın” değil de “Gerçekleşen rüyamsın” deseydin; Uzağında da olsam yaşatırdım bu gerçeği sende, rüya olmaktan çıkarırdım bizi… Söylemedin ki…
“Sen benim eş ruhumsun” değil de, “Sen aslında Bensin” deseydin… Yokluğunda bile devam ettirirdim sen olmayı, kendimi unutmak olsa da sonu… Söylemedin ki…
'Seni Seviyorum” değil de, “Seni hep seveceğim” deseydin, Yalan da olsa sevgin, hiç dönmeyecek olsan da inanırdım bana bir gün döneceğine… Beklerdim ömrümün sonuna kadar gelmeyişlerini… Söylemedin ki…
'Seni çok özlüyorum” değil de “Seni özlemek bile güzel” deseydin; Ayrı da olsak inanırdım beni her dem yüreğinde yaşattığına, ne kadar uzak olsak da hep yüreğinde yaşayacağıma… Söylemedin ki…
'Sen benim için çok özelsin” demeseydin de; “Özel olan her şey sende saklı” deseydin; Kendimi şimdi böyle basit hissetmezdim, söylediğin hakaretlerin altında bu denli ezilmezdim… Söylemedin ki… ' Bir gün bitecek” demeseydin de “Aslında seni hiç sevmemişim” deseydin; En azından delikanlı biri yaşatırdım yüreğimde… Seni bana kendini tanıttığın gibi değil de, benim tanımak istediğim, O cesur, o gerçekçi, o mücadeleci, o sıcak, o delim kalsaydın benliğimde… Ama yapamadın ki…
Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim, ya da asla birini severken karşılığını beklemedim... Dostluğuma değer biçmedim, sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim... Sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim... Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım... Ama hata insana mahsustur dedim.. Affettim, af diledim.. Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.. Onlar belki beni saflıkla yargıladılar. Belki de içten içe sinsice güldüler... Ama asıl unuttukları şuydu... Ben aldanmadım... Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar... Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için... Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için.. Oysa ben hiç insan kaybetmedim... Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar... En iyi değilim; en kötü de.. En cömert değilim; en cimri de.. En mütevazi değilim; en kibirli de.. Hiç kimseyi kandırmamış değilim; herkesi satmışta.. Hep iyiliğimden kaybetmiş değilim; kötülük yapa yapa kazanmışta.. Çok başarılı olduğum günlerde oldu; dibe vurduğum da.. Sevgi abidesi değilim; nefreti içimde barındırmış da.. Barışçıyım; biraz da savaşçı.. Biraz güçlüyüm; biraz da zayıf.. Biraz kötüysem bile geriye kalan da iyi.. İnsanım! ! İyi, kötü insan..!
Bazen Gitmek Gerekir Yosun tutunca yürekler, kimse kayıp düşmesin hayatın orta yerine tek başına diye ve hiç kimse küfür etmesin diye birbirinin ardından, bazen gitmek gerekir. Sandık odası muamelesi görmüş, ne kadar çer çöp ve eski aşk varsa içine atılmış bir kalbi, şöyle ters çevirip, güzel bir silkelemek gerekir. Bütün camları açıp, tozlarını silmek gerekir hayatın. Ne yapsan, ne kadar düşünsen, nice koştursan ve uğraşsan hep aynı cevaba çıkıyorsa soruların, artık düşünmek de anlamsızlaşır. Bazen güneşi arkana alarak yürümek gerekir. Acın bir merminin hızına yetişmişse geceyi bile beklemeden ve artık hiçbir kurşun işlemiyorsa kırgınlıklarına, bazen veda etmek gerekir yüreksiz dostluklara. Bir güzellik, bir gülümseme, bir çift söz veya her ne uğruna harcadıysan bir ömrü; bazen hepsini itip elinin tersiyle hiç jelatini açılmamış bir geleceğe koşmak gerekir. Her günün sonunda hesap yapmaya başladıysan ve bütün yaşadıklarının aykırılığını bir ot gibi ayıklıyorsan içinde, bazen sadece bırakmak gerekir. Başka bir lisan öğrenmemiş olabilirsin ama sevmek tek ortak dildir. Sen hiçbir yabancının gözünde tanıdıklaşmadıysan, bazen sadece aşık olmak için gitmek gerekir. Ölümün ve aşk acısının aynı haneye yazıldı kış gecelerinde, cam kenarlarında ağlamış bir kadının gözleri kadar yanmadıysa canın, hangi hayatın elini tutmaktasın? Bazen sadece sormak gerekir… Gökyüzüne bir merdiven dayamak, bir ağacın kovuğunda yaşamak veya bir çift kanat takmak gelmediyse hiç aklına bugüne kadar; bazen sadece başka yöne bakmayı bilmek gerekir. Bazen sadece küçük bir çocuğu, bazen sadece yanından geçip gitmiş bir çift gözü, bazen sadece yüzyıllar önce yazılmış bir şiiri sevmek gerekir. Bazen sadece gitmek gerekir…. Bazen veda etmek gerekir; bir düşe, bir aşka, bir sevgiliye, bir dosta, bir hayale ve bazen bir ömre…
Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Ya sadece bir noktayı görürsün, hayatın akıp gider, sen farkına varmazsın. Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam kazanır.
Ûzûlme.. Derdin ne olursa olsun, bir abdest al nefes gibi.. ve bir seccade ser odanin bir kösesine. Otur ve agla, dilersen hiç konusma. O seni ve dertlerini senden daha iyi biliyor unutma..
Bir insanın yüreğinde iz bırakmak istiyorsanız bıraktığınız o iz sakın ola bir çizik olmasın... Eğer çizik olursa o çiziği kapatmak asla mümkün değildir. Biliniz ki kalp çiziğini pastada, boyada kapatamıyor. Kalbiniz süresiz kırgın kalabilir, yada siz istediğiniz kadar kırgın kalabilir. Ve müsaade ettiğiniz kadar derinden kalbinizi keser. Mücadeleniz; kırgınlıkları ne kadar sürdürdüğünüz değil, fakat onlardan bir şeyler öğrenebilmenizdir. Kalp kırmayla ilgili güzel bir sözden bahsetmeden geçemeyeceğim; ’ Kalp kırmak suya yazı yazmaya benzer, kalbi yeniden kazanmaksa gece güneşin doğmasına.. Sen suya yazı yazmasını başardın, şimdi otur da güneşin doğmasını bekle..! Ne kalp k ırıp suya yazı yazmaya çalışalım, nede kırdığımız kalbi kazanacağız diye gece güneşin doğmasını bekleyelim. Gerçi ne kadar beklesek te gece güneş doğmaz....
Sır gibi saklımdasın..! Bencillik diyorlar umursuzluğuma, bilmiyorlar, -“SEN'cilim- aslında… Sen, aşkın 'CAN' hali, Nasıl da adına secde ettiriyorsun beni. Öyleyse, Hapşırsın aşk, Biz çok yaşayalım sevgili..!
Ben dosta, dostun gözündeki ışığa, ışığın bana yol göstermesine muhtacım.! Aczi yetim beni kavramışken sen tut ellerimden, çıkar beni karanlıklardan.! Yol uzun yoldaş gerek Bir iken şaşırmak kolay olur...Ele ele, yürek yüreğe dost gerek...
Burdasın yanımdasın biliyorum Mum ışığımın zerafetinde ağlayan yalnızlığımsın yine bu gece Dur gitme, bekle! Eriyip gidemezsin beni bırakıp. Mum biter, gece söner ama korkarım, beceremem karanlıkta şiir yazmayı sana. Sen hep burdasın, odamdasın biliyorum Olur ya, sıkılırsan eğer git, gez de gel biraz ama dön ne olur yine yanıma. Korkarım, ağlamayı beceremem karanlıkta. Burdasın biliyorum Ama ben seni bulamıyorum bulamıyorum! Kaybolan yüreğimle beraber bu gece de yine inatla seni arıyorum..
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos 1922’de zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Savaşı ile vatan topraklarımız düşman işgalinden kurtarılmış, milletimiz hürriyet ve bağımsızlık içinde yaşama onuruna kavuşmuştur. Birlik ve beraberlik anlayışı içerisinde; Kendisini tarih sahnesinden silmek isteyenlere, 30 Ağustos Zaferi ile tüm mazlum halklara da örnek teşkil edecek biçimde unutulmayacak bir ders vermiş olan milletimiz, hiçbir şekilde bağımsızlık ve hürriyetinden ödün vermeyeceğini, sonsuza kadar var olacağını tüm dünyaya kabul ettirmiştir. Bu toprakları kanlarıyla sulayan vatan evlatlarına layık olmanın inancı ve gayreti ile milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyor, canlarıyla bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyorum.
Merak edilmeyen bir yürek kaç zaman tutunabilir anıların güler yüzüne..? Tutundum, çırpındım düşmemek için, uçurumun kıyısında bana uzanan elin yoktu, düştüm...
Susuyorsun...Devam et...
Bir aşk’a kaç aşk sığar diye soruyor bir şair, ben aşkıma tek aşk sığdırmıştım oysa, bilmeden ismimin bile unutulduğunu. Sorulması gereken sorular tedavülden kalktı, ki zaten cevapları da sana aitti.Sana değil, seninle bir ömrün düşünü kuran kendime yakıştıramadım “hoşça kal” kelimesini. Ama sen, bedeni dar gelse de, almadan fikrimi, elbisesini diktin vedanın. Bana sadece ortada kalmamak için giymek ve gitmek düştü. Ama gitmek değil ki öfkeyle, kırgınlıklarla, acıyla..kendi özgürlüğüm için bağışladım seni. Yine de, her şeye rağmen merak etmiyor da değilim; içindeki hangi sen gerçekte sevdi beni..? , hangi sen haykırdı gökyüzüne, sen bende ömürlük olmalısın diye..? ve hangi sen bu kadar kayıtsız kalabildi yüreğini konuşturan bir insanın yüreğine..?
Ey Sevda! Seninle Oynuyorlar Bu Sevgisiz İnsanlar!
Bakışlarını uzat bana seninle bakayım dünyaya... Seninle anlamlaştırayım hayatı seninle anlam kazansın ibadetlerim... Bakışlarını uzat bana ışığınla aydınlansın kör bakan gözler.. ...
31.01.2013 - 20:20
Aydınlık sabahı düşün, ve durgun karanlık geceyi.Rabbin seni ne unuttu nede darıldı.Öteki dünya senin için.Mutlaka bu ilk bölümden daha güzel olacak.ve zamanı geldiğinde Rabbin sana kalbinden geçeni bağışlayacak ve seni hoşnut kılacak…
Kapilar kapanir, isiklar söner, sessiz sokaklarda kalirsin..Insanlar bilir, insanlar konusur, yüzüne bakarlar ve sen susarsin..Anlami yok sözlerin…Yalan…
Unutma göğün asıl rengi mavidir. En kör gece bile sabahtır sonunda. Kalbin ağlasada gülümse inadına.Düşler takıp saçlarına yürü umutlara…Dalda ki son yaprak gibi sarıl hep hayata! ! !
”Ruhundan ruh üfledin bana Rabbim! Bende her nefesimde seni yad edeceğim, sadece bana verdiğin şeyler için değil, benden esirgediklerin için de şükredeceğim.Yalnız “SEN” bilirsin benim için neyin hayırlı olduğunu sabredip bekleyeceğim…
Bir güzellik yap kendine! Sadece sahip olduklarini düşün! ! Olamadiklarin üzülsün senin olamadiklarina…Keşkeleri hiç düşünme! ! Mutlu ol seçimlerinle! Bırak keşkeler üzülsün senin seçimlerine..Her yeni günün senin günün ilan et ve şımart kendini olabildiğince! Bırak dünler üzülsün seçilmediğine..Kalbinde daha da büyüt ….sevgisini sevdiklerinin! Bırak sevmediklerin üzülsün kalbinde yerleri yok diye…
29.01.2013 - 18:57
HIÇ KIMSEYE DEGIL SESLENIŞIM. SADECE KENDİME
HER NE OLURSA OLSUN GÜLÜMSE DIYORUM IÇIMDEKI BEN'E...
IÇINDEKI UMUDU, SEVINCI YAŞAT..
VE HEP DIŞARI ÇIKMAYA ÇALIŞAN HÜZNE INAT GÜLÜMSE....
29.01.2013 - 14:56
ZAMAN YOK
Biliyorum kızgınsın. Kırgınsın.
Söylemek istemediğin sözler dilinin ucunda.
Hani biraz tutmayıp bıraksan kendini, hepsini yüzüme vuracaksın.
Zor duruyorsun. Kibarlığından. Ya da doğru kelimeleri arıyorsun hâlâ...
Yok... Boşuna arama.
Sevginin arkasında bıraktığın her hece kaybolmuş sayılır...
Derin bir kuyuda onlar şimdi; ulaşılmaz, karanlık, dipsiz...
Bırak orda kalsınlar. Onlar çirkin. Dokunsan elini, dilini yakarlar.
Canını acıtırlar. Benim de...
Yüzünden, gözlerinden, dudaklarının titremesinden, bilmediğin bir
melodiyi ıslığa dökme çabandan anlıyorum işte, kızgınsın...
Senin olmayanları bırak, bana kendi kelimelerinle ulaş...
Haydi söyle!
Bağır, çağır, yüzüme haykır ama kızgınlığını yüreğinde saklama ne olur...
Gözlerini kaçırma benden. Büyütme... Her şeyi hemen şimdi söyle.
Affedeceksen şimdi affet beni...
Zaman yok.
Doğru değil bu kadar uzak olman. Kendini uzaklara vurman...
Zaman yetmezmiş gibi, bir de araya mesafeler koyman...
Yollar, duraklar doğru değil... Bilesin. Boşuna bu kaçışın...
Alıp kendini başka yerlere götürmen yeterli değil. Ben buradayım.
Tam burada. Hiç değişmedi yerim. Bildiğin yerdeyim. Bildiğin gibi...
Doğru değil bizi parçalaman. Kabul et bunu.
İçin böyle istemiyor, farket, anla...
Dokunacaksan şimdi dokun bana...
Zaman yok.
Ben de bekleyebilirim kır çiçeklerinin,
ıslak çimenler arasından boy atmasını...
Ben de bekleyebilirim ılık lodosların coşturduğu bulanık denizin,
küçük sandalları sahilde bir o yana, bir bu yana yatırmasını, ben de...
Evet, ben de önce şiirler söyleyebilirim sana,
sonra küçük çekingen notlar gönderebilirim.
Doğru kelimelerin peşinde,
ben de küçük adımlarla dolaşabilirim, ben de...
Evet ben de bulduğum ilk aydınlık günde yanına gelip,
ilk serin geceyi bekleyebilirim sevdiğimi anlatmak için...
Ben de yüreğimi nadasa bırakıp bir süre,
bir başıma labirentlerinde dolaşabilirim hayatın, ben de...
Ama bunu yapmıyorum görüyorsun.
Önce sevdiğimi bilmen gerekiyor diye düşünüyorum.
Yaşam bunun ardından geliyor. Adımlarım böyle daha sağlam.
Buna inanıyorum, bunu yaşıyorum...
Hadi sen de yap bunu.
Seveceksen şimdi sev beni...
Zaman yok!
21.01.2013 - 14:05
dudagindaki tebessümü kaybetmemissin daha.
Ne güzel dünyaya gülen gözlerle bakabilmek ve insanlara
tebessümler saçabilmek senin gibi.
Biliyorum, üzülüyorsun donuk gözlerle karsilasinca.
Ne yapalim arkadasim, herkes senin gibi olamaz.
Duyabiliyorum ' Hayir olmali' dedigini.
Haklisin arkadasim, aslinda bütün insanlar senin gibi olmali.
Bilseler bir tebessümle neler yapabileceklerini,
bir çocugun gözlerindeki isiltiyi bir tebessümle nasil görebileceklerini,
sıkıntılarla dolu bir insana nasil dünyalari vereceklerini bilseler
ve gülen gözlerin buzlari nasil erittigini, kalpleri nasil birlestirdigini bilseler,
eminim onlarda senin gibi olmak isterlerdi...
Ve sevgi saçiyorsun gülen gözlerinle arkadasim.
Saf ve hiç bir beklentisi olmayan bir çocuk gibi.
Hayir arkadasim, 'SEVGI' sadece Sevgiliye duyulmaz.
Sevgi evrensellikdir.. Hiç kimse altin yiginlari gibi kasasina
kilitleyemez onu. Onun yeri kalplerdedir.
Bir annenin kalbindedir, onun yeri çocuguna verebilmek için.
Onun yeri bahçivanin ellerindedir, sevgi tohumlari saçabilmek için.
Evet...
Sevgi heryerdedir.. Yeter ki sen onu bulmak iste.
Sevgiyi bulmak kolay...
Zor olan onu elinde tutabilmekte. Unutma arkadasim,
sevgiyi duyabilmlekle de is bitmiyor...
Sevgiyi göstermek de gerekir. Hayat kisa arkadasim bugün olan yarin yok.
Sevgiyi göstermek beklemeye gelmez, yarin çok geç olabilir. Elindekini kaybetmeden kiymetini bilmelisin. Biliyorum arkadasim,
bana hak veriyorsun. Simdi kos sevdiginin yanina..
Önce, ona gülen gözlerle simsicak bir gülümse ve
'Seni seviyorum' deyiver içinden gelen en sicak sesinle.
Hayir bunlar komik seyler degil arkadasim..
Seni seviyorum anne, baba, kardesim, arkadasim vs. demek komik degil.
Bu senin gibi bütün canlilara karsi sonsuz bir sevgi duyan bir insan için
hiç de zor degil sadece biraz cesaret arkadasim.
Bu, yalnizca yüreginin buz kapladigini,
taslastigini zanneden insanlara biraz zor
gelecektir ama onlar da senin gösterdigin cesareti gösterdiklerinde,
kalplerinde sevgi kipirtilarini hissettiklerinde ve aglamayi
ögrenebildiklerinde inan hersey onlar
için ve bütün insanlar için daha güzel olacak.
Evet arkadasim, gülmek varken surat asmak niye,
güldürmek varken aglatmak niye,
güzel sözler söylemek varken kalpleri kirmak niye?
Hayat çok kisa arkadasim..
Ve bu dünyadaki hiçbirsey kirilan kalplere degmez.
Simdilik hosçakal arkadasim yine gel.
Yanina senin gibi gülen gözlü,
yüregi sevgi dolu insanlari alip yine gel olur mu?
Beni fazla bekletme... Çünkü yarin burada olamayabilirim.
SEVDIKLERINE 'SENI SEVIYORUM' DEMEK IÇIN GEÇ KALMA!
16.01.2013 - 13:51
Olur öyle arada. Kapılarını kaparsın dış dünyaya. Çünkü bir kişi bile fazla gelir içindeki kalabalığa.
13.12.2012 - 07:50
'Eskiden mektupların sonuna üç nokta sevdiğine olan sevgiyi anlatırmış.
Aşık üç nokta koyarmış ve sevilen anlarmış.
Anlayacağın fazla söze ne hacet... '
07.12.2012 - 19:26
Hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz.. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır. Ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler!
02.12.2012 - 18:32
Kaybetmekten mi korkuyorsun; kaybet.
Düşmekten mi korkuyorsun; düş.
Yaralanmaktan mı korkuyorsun; yaralan.
Sonra iyileş.
Yeniden kalk.
Yeniden başla.
Yeniden sev.
Yeniden âşık ol.
Bir daha mı düştün?
Bir daha kalk.
Er ya da geç, beklediğin gelecek.
Er ya da geç aradığın seni bulacak.
Ama sen bir kez yıldın mı, korktun mu,
Maskeni yüzüne geçirip kalkanlarını kuşandın mı, o zaman bitecek.
Beklediğin her ne ise asla gelmeyecek!
Aret Vartanyan
20.11.2012 - 09:08
İçin yanarken üşümek, Yüreğin kan ağlarken gülmek, Özleyip de sevdiğini görememek.. İşte aşk bu olsa gerek....!
Can YÜCEL
13.11.2012 - 14:10
Sen benim “İmkansızımsın” demeseydin de,
“Seninle her imkansıza göğüs gererim” deseydin…
Belki tüm imkansızlıkları yok ederdim seninle…
Söylemedin ki…
Sen benimsin” demeseydin de “Ben sana aidim”
deseydin…
Başka yüreklerde olsan da varlığını hissedebilirdim,
bana ait olan hep bende kalır diye…
Söylemedin ki…
'Senin için her zorlukla savaşırım” değil de;
“Senden gelen hiçbir şey zorluk değil” deseydin;
İnanırdım yüreğinin sadece benim için çarptığına,
cesaretine…
Söylemedin ki…
“Sen olmadan yaşayamam” değil de,
“Sensizlik diye bir şey yok; sen var olmasan da
benimlesin” deseydin…
İnanırdım sevginin sonsuzluğuna, aşkın
sıcaklığına…
Söylemedin ki…
“Sen benim rüyamsın” değil de
“Gerçekleşen rüyamsın” deseydin;
Uzağında da olsam yaşatırdım bu gerçeği sende,
rüya olmaktan çıkarırdım bizi…
Söylemedin ki…
“Sen benim eş ruhumsun” değil de,
“Sen aslında Bensin” deseydin…
Yokluğunda bile devam ettirirdim sen olmayı,
kendimi unutmak olsa da sonu…
Söylemedin ki…
'Seni Seviyorum” değil de,
“Seni hep seveceğim” deseydin,
Yalan da olsa sevgin, hiç dönmeyecek olsan da
inanırdım bana bir gün döneceğine…
Beklerdim ömrümün sonuna kadar
gelmeyişlerini…
Söylemedin ki…
'Seni çok özlüyorum” değil de “Seni özlemek bile
güzel” deseydin;
Ayrı da olsak inanırdım beni her dem yüreğinde
yaşattığına, ne kadar uzak olsak da hep yüreğinde
yaşayacağıma…
Söylemedin ki…
'Sen benim için çok özelsin” demeseydin de;
“Özel olan her şey sende saklı” deseydin;
Kendimi şimdi böyle basit hissetmezdim, söylediğin
hakaretlerin altında bu denli ezilmezdim…
Söylemedin ki…
'
Bir gün bitecek” demeseydin de
“Aslında seni hiç sevmemişim” deseydin;
En azından delikanlı biri yaşatırdım yüreğimde…
Seni bana kendini tanıttığın gibi değil de, benim
tanımak istediğim,
O cesur, o gerçekçi, o mücadeleci, o sıcak, o delim
kalsaydın benliğimde…
Ama yapamadın ki…
Yapmadın ki…Söylemedin ki....
07.11.2012 - 09:47
BEN HİÇ İNSAN KAYBETMEDİM! !
Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim, ya da asla birini severken karşılığını beklemedim... Dostluğuma değer biçmedim, sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim... Sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim... Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım... Ama hata insana mahsustur dedim.. Affettim, af diledim.. Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.. Onlar belki beni saflıkla yargıladılar. Belki de içten içe sinsice güldüler... Ama asıl unuttukları şuydu... Ben aldanmadım... Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar... Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için... Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için.. Oysa ben hiç insan kaybetmedim... Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar... En iyi değilim; en kötü de.. En cömert değilim; en cimri de.. En mütevazi değilim; en kibirli de.. Hiç kimseyi kandırmamış değilim; herkesi satmışta.. Hep iyiliğimden kaybetmiş değilim; kötülük yapa yapa kazanmışta.. Çok başarılı olduğum günlerde oldu; dibe vurduğum da.. Sevgi abidesi değilim; nefreti içimde barındırmış da.. Barışçıyım; biraz da savaşçı.. Biraz güçlüyüm; biraz da zayıf.. Biraz kötüysem bile geriye kalan da iyi.. İnsanım! ! İyi, kötü insan..!
30.10.2012 - 13:16
Bazen Gitmek Gerekir
Yosun tutunca yürekler, kimse kayıp düşmesin hayatın orta yerine tek başına diye ve hiç kimse küfür etmesin diye birbirinin ardından, bazen gitmek gerekir.
Sandık odası muamelesi görmüş, ne kadar çer çöp ve eski aşk varsa içine atılmış bir kalbi, şöyle ters çevirip, güzel bir silkelemek gerekir. Bütün camları açıp, tozlarını silmek gerekir hayatın.
Ne yapsan, ne kadar düşünsen, nice koştursan ve uğraşsan hep aynı cevaba çıkıyorsa soruların, artık düşünmek de anlamsızlaşır. Bazen güneşi arkana alarak yürümek gerekir.
Acın bir merminin hızına yetişmişse geceyi bile beklemeden ve artık hiçbir kurşun işlemiyorsa kırgınlıklarına, bazen veda etmek gerekir yüreksiz dostluklara.
Bir güzellik, bir gülümseme, bir çift söz veya her ne uğruna harcadıysan bir ömrü; bazen hepsini itip elinin tersiyle hiç jelatini açılmamış bir geleceğe koşmak gerekir.
Her günün sonunda hesap yapmaya başladıysan ve bütün yaşadıklarının aykırılığını bir ot gibi ayıklıyorsan içinde, bazen sadece bırakmak gerekir.
Başka bir lisan öğrenmemiş olabilirsin ama sevmek tek ortak dildir. Sen hiçbir yabancının gözünde tanıdıklaşmadıysan, bazen sadece aşık olmak için gitmek gerekir.
Ölümün ve aşk acısının aynı haneye yazıldı kış gecelerinde, cam kenarlarında ağlamış bir kadının gözleri kadar yanmadıysa canın, hangi hayatın elini tutmaktasın? Bazen sadece sormak gerekir…
Gökyüzüne bir merdiven dayamak, bir ağacın kovuğunda yaşamak veya bir çift kanat takmak gelmediyse hiç aklına bugüne kadar; bazen sadece başka yöne bakmayı bilmek gerekir.
Bazen sadece küçük bir çocuğu, bazen sadece yanından geçip gitmiş bir çift gözü, bazen sadece yüzyıllar önce yazılmış bir şiiri sevmek gerekir. Bazen sadece gitmek gerekir….
Bazen veda etmek gerekir; bir düşe, bir aşka, bir sevgiliye, bir dosta, bir hayale ve bazen bir ömre…
28.10.2012 - 13:50
Can bardaktan çayım var içer misin Dost? ”
İçmez misin,içinde hasret var bir tutam biraz da acı..
Hani kahve olsa derim ki “ Bir acı kahvenin 40 yıl hatırı vardır..”
..Çay bu dostum,çay..Hem de can bardaktan..
Üşümesin diye ellerimiz,sımsıcak çayımız..Biraz da sevgi ekledim ki üşümesin gönüllerimiz..
Sıcak çay olmasa da,sıcak insanlar olsa ne dersin Dost?
Tebessüm eden çocuklar,çay isteyen çocuklar..
“Suss,çocuklar çay içmez “..Açık renkli çaylar sana ve bana..
Neden diye sorma dost,biz daha büyümedik..
Ama olmaaaazz,çaysız olur mu?
Sıcak canlar olsun,aşka mütemayil,can bardaktan sıcak çay da..
Yanında bir tutam dert,hani yıldızlara baka,baka..
“Can bardaktan çayım var içer misin Dost? ”
07.10.2012 - 11:31
Dostluk iki yürek arasında akan bir nehir gibidir.Gittiği yeri de temizler, geldiği yeri de.
05.10.2012 - 09:27
Hayat senin bakışınla anlam kazanır.
Ya sadece bir noktayı görürsün, hayatın akıp gider, sen farkına varmazsın.
Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam kazanır.
HAYATIN ANLAMI;
... SENİN BAKIŞLARINDA GİZLİ.
28.09.2012 - 16:19
Ne garip şey şu mutluluk gitti mi gider, çağırsan gelmez, gelse de kalmaz, kalsa da yetmez!
25.09.2012 - 15:00
Ûzûlme.. Derdin ne olursa olsun, bir abdest al nefes gibi.. ve bir seccade ser odanin bir kösesine. Otur ve agla, dilersen hiç konusma. O seni ve dertlerini senden daha iyi biliyor unutma..
Mevlâna Celâleddin-i Rûmî
21.09.2012 - 13:34
Bir insanın yüreğinde iz bırakmak istiyorsanız bıraktığınız o iz sakın ola bir çizik olmasın... Eğer çizik olursa o çiziği kapatmak asla mümkün değildir. Biliniz ki kalp çiziğini pastada, boyada kapatamıyor. Kalbiniz süresiz kırgın kalabilir, yada siz istediğiniz kadar kırgın kalabilir. Ve müsaade ettiğiniz kadar derinden kalbinizi keser. Mücadeleniz; kırgınlıkları ne kadar sürdürdüğünüz değil, fakat onlardan bir şeyler öğrenebilmenizdir. Kalp kırmayla ilgili güzel bir sözden bahsetmeden geçemeyeceğim; ’ Kalp kırmak suya yazı yazmaya benzer, kalbi yeniden kazanmaksa gece güneşin doğmasına.. Sen suya yazı yazmasını başardın, şimdi otur da güneşin doğmasını bekle..! Ne kalp k ırıp suya yazı yazmaya çalışalım, nede kırdığımız kalbi kazanacağız diye gece güneşin doğmasını bekleyelim. Gerçi ne kadar beklesek te gece güneş doğmaz....
20.09.2012 - 16:53
Sır gibi saklımdasın..!
Bencillik diyorlar umursuzluğuma, bilmiyorlar,
-“SEN'cilim- aslında…
Sen, aşkın 'CAN' hali,
Nasıl da adına secde ettiriyorsun beni.
Öyleyse,
Hapşırsın aşk,
Biz çok yaşayalım sevgili..!
17.09.2012 - 12:36
Ben dosta, dostun gözündeki ışığa, ışığın bana yol göstermesine muhtacım.! Aczi yetim beni kavramışken sen tut ellerimden, çıkar beni karanlıklardan.! Yol uzun yoldaş gerek Bir iken şaşırmak kolay olur...Ele ele, yürek yüreğe dost gerek...
05.09.2012 - 11:25
Burdasın yanımdasın biliyorum Mum ışığımın zerafetinde ağlayan yalnızlığımsın yine bu gece Dur gitme, bekle! Eriyip gidemezsin beni bırakıp. Mum biter, gece söner ama korkarım, beceremem karanlıkta şiir yazmayı sana. Sen hep burdasın, odamdasın biliyorum Olur ya, sıkılırsan eğer git, gez de gel biraz ama dön ne olur yine yanıma. Korkarım, ağlamayı beceremem karanlıkta. Burdasın biliyorum Ama ben seni bulamıyorum bulamıyorum! Kaybolan yüreğimle beraber bu gece de yine inatla seni arıyorum..
01.09.2012 - 13:44
'Bazen bilirsin o senin kaderindir. Bazen bir ömür ararsın bulunmaz.'
'Aşk Tesadüfleri sever '
30.08.2012 - 10:22
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos 1922’de zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Savaşı ile vatan topraklarımız düşman işgalinden kurtarılmış, milletimiz hürriyet ve bağımsızlık içinde yaşama onuruna kavuşmuştur. Birlik ve beraberlik anlayışı içerisinde; Kendisini tarih sahnesinden silmek isteyenlere, 30 Ağustos Zaferi ile tüm mazlum halklara da örnek teşkil edecek biçimde unutulmayacak bir ders vermiş olan milletimiz, hiçbir şekilde bağımsızlık ve hürriyetinden ödün vermeyeceğini, sonsuza kadar var olacağını tüm dünyaya kabul ettirmiştir. Bu toprakları kanlarıyla sulayan vatan evlatlarına layık olmanın inancı ve gayreti ile milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyor, canlarıyla bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyorum.
30.07.2012 - 13:08
Susuyorsun...Devam et...
Merak edilmeyen bir yürek kaç zaman tutunabilir anıların güler yüzüne..? Tutundum, çırpındım düşmemek için, uçurumun kıyısında bana uzanan elin yoktu, düştüm...
Susuyorsun...Devam et...
Bir aşk’a kaç aşk sığar diye soruyor bir şair, ben aşkıma tek aşk sığdırmıştım oysa, bilmeden ismimin bile unutulduğunu. Sorulması gereken sorular tedavülden kalktı, ki zaten cevapları da sana aitti.Sana değil, seninle bir ömrün düşünü kuran kendime yakıştıramadım “hoşça kal” kelimesini. Ama sen, bedeni dar gelse de, almadan fikrimi, elbisesini diktin vedanın. Bana sadece ortada kalmamak için giymek ve gitmek düştü. Ama gitmek değil ki öfkeyle, kırgınlıklarla, acıyla..kendi özgürlüğüm için bağışladım seni. Yine de, her şeye rağmen merak etmiyor da değilim; içindeki hangi sen gerçekte sevdi beni..? , hangi sen haykırdı gökyüzüne, sen bende ömürlük olmalısın diye..? ve hangi sen bu kadar kayıtsız kalabildi yüreğini konuşturan bir insanın yüreğine..?
Susuyorsun... Devam Et...
Toplam 201 mesaj bulundu