Beni tanımak mı istiyorsun...? ? ? Geceyi sever misin...? ? ? Gece gibi karanlığım, gizemliyim... Yalnız mısın BENİM gibi...? ? ? İyi bir dostum... ... Paylaşmak mı istiyorsun dertlerini...? ? ? Dinlerim saklarım... Sırdaş mı arıyorsun...? ? ? Sır tutmam gömerim... Bana aşık mısın...? ? ? Uzak dur benden.... Çünkü...SEVDİMTAM SEVERİM......... Yani.....Sevmek için sevmem sevdiğim zaman ÖLÜRÜM onun için. Romantik birini mi arıyorsun...? ? ? Mumları severim, şiir de yazarım. Nerde miyim...? ? ? Hayata pamuk ipiyle bağlı uçurumun kenarındayım. Nice fırtınalar gördüm... Sırtımdan vuruldum...... Nefes alıp veriyorum ŞİMDİLİK.
Kaç hüzün bıraktın biten şu yılın ardında.. Yanımda dediğin,kaç insan kaldı geride.Kaç söz boğazında,kaç gözyaşı yanağında kurudu..Kurduğun kaç sıcak düşün uzağında uyudun.. Kaç kez baştan başladın ve kaç kez yoruldun insanlığından.. Kaç kez unutuldun,kaç kez yalnız uyudun.. Verdiklerinin karşılıklarını kaç kez görebildin.. Şimdi bütün mutluluklarını ve hüzünlerini koy önüne ve sadece düşün.. Çürük olanı sağlamdan,gerçekleri yalandan ve insanı da insancıktan ayır artık.. Senden hep bir şeyler götürenleri yakınında tuttuğun sürece yeni yıllar sana iyi şeyler getirmeyecektir.. Ve unutma; Geçmişten geleceğe taşıyabileceğin tek şey,aldığın derslerdir.. Acılarına da,sevdiklerin gibi sarıl... Onlar ki; seni sen yapan değerlerindir...
Bir dost bulun ama gerçek olsun.... Hani, diyorum da, insanin gercekten mukemmel bir dostu olsa... Onu; soyle, icine sindire - sindire, kocaman bir sarilsa... Yureklilikle soylediginiz... Canim benim! ' dediginiz... Telefonda bile saatlerce konustugunuz, sicacik biri... Ozlediginizde, hayal kurdugunuzda yaninizda o var mi? Sizi hic yalniz birakmayan biri... Cesur, sempatik, azimli, kararli... Arayan, soran, 'seni ozluyorum' diyen biri. Boyle bir canli ile her seyi konusabilir, paylasabilirsiniz. Yaniltmaz! Anlayisla karsilar her seyi... Hatalari, gunahlari - sevaplari, her bir seyi konusabilirsiniz onunla...
Bir arayis icinde olmaniza gerek yoktur. O kendiliginden cika gelir zaten. Birgun bir bakarsiniz,karsinizda... Bir de bakmissiniz simsicak sohbetler, derin konular, sirlar,paylasimlar... Kimseye soyleyemedinizi, en yakininiza anlatamadiginizi,gecmisteki Izleri, gelecege dairlerinizi, sadece ona anlatir olursunuz. Kadin, erkek fark etmez. Bir dost bulun! Ama gercek olsun. Aradiginizda isinizi degil, sizi soran... Kotu gununuzde ev sahibi, iyi gununuzde kiraciniz olsun. Anlatsin, konussun, acyk - secik, korkmadan yasasin. Guvensin! Cinsiyeti olmasin! Bir kartal kadar hasin,bir maymun kadar saklaban,
Bir ceylan kadar narin olsun. Dogrulari soylesin. Gozleriyle ve kalpten konussun. Yasasin! Doya doya yasasin, doya doya yasatsin. Beyninden degil, yureginden versin. Olsun varsin! Paylasirim' desin. Bir dostunuz olsun. Sizi ve benliginizdekileri paylassin... Dost olsun! Ama... Gercek bir dost...
Yine mi dönüyorum hüzünlü saatlere? Oysa geceye beş kala çağırışlarını duymuştum. Belki sensindir diye bir umut kapladı içimi. Nafile, sana uzanan bütün yollar kapalı...öğrendim, evet geç de olsa öğrendim bunu. Çok geç olsa da...
Uzaklardan bir ses olmak istedi bir dostum, uzaklardan bir el... Üşüme diye. Olamadı, olamazdı, yokluğun her şeyden daha soğuktu. Yokluğun soğuk, yokluğun buz gibi...
Hani; öyle üşürsün ki, artık hiç bir şey hissetmez uzuvların, uyuşur kalır da manâsız bir donukluğun çizgileri oluşur, ardından bir kabuk içindeki parçalanmayı döker, ezip de geçer tüm bedenini, acısı en derinden gelir de yakar her yerini...
İşte ben de öyle üşüdüm gece yarısını beş geçe... Manâsız buluyorum sanki artık her şeyi.
Sevgi deseler sadece bir iç çekebilirim, sonra gülüp geçerim gibi geliyor.
Aşkı sorsalar, aynı dili mi konuşuyoruz diye anlamsızca bakabilirim gözlerine...
Anlatın derim durmayın, bırakın tüm şiirleri, şarkıları, masalları...
Dokunabilir miyim aşka, dokunabilir miyim ellerimle diye sorarım, geçer mi üşümesi yüreğimin, geçer mi üşümesi içimin...
Aşk dediğiniz şey gelince ansızın, anlar mı beni aşkla gelen, beni ben oldugum için mi, kendi var ettigi için mi ister... Varolanlara, benden kalanlara hoş geldin mi der, yoksa bir iki zaman sonra herkes gibi o da mı çekip gider...
Bakışlarım dondu sanki, yüreğim donunca. Nasıl da manasız bakıyorum etrafa. Görmesin istiyorum hiç kimse gözlerimi, görmesin hiç kimse hüzün tanelerimi...
Susuyorum artık derin derin. Nasıl da konuşmak istiyorum oysa. Saatlerce susmadan konuşmak istiyorum. Tüm biriktirdiklerimi en başından başlayıp sonuna kadar anlatmak istiyorum. Anlatmak yetmez biliyorum, anlaşılmak da istiyorum...
Bir el istiyorum başımda... Saçlarıma dokunsun istiyorum, tüm bedenimden söküp alsın yalnızlığımı tılsımıyla... Bir el istiyorum dokunsun saçlarıma yumuşacık ve alsın tüm donuklukları usulca.
Bir göz istiyorum gözlerimde... Anlamsız bakan gözlerimin içini görsün, hâlâ arkalarda kalmış ışık huzmelerinin içine dalsın, çıkarsın tüm umutlarımı eski sandığın içinden, açsın da ışığı ile umut olsun yollarıma, yolum olsun yordamım olsun istiyorum...
Bir omuz istiyorum... Başımı yaslayıp uzun uzun ağlayabileceğim. Yıllardır biriktirdiğim hüzün tanelerini tek tek dökebileceğim bir omuz istiyorum. Ona yaslanınca her şeyi unutmak istiyorum, sıcacık olmak... İçimi huzur kaplasın istiyorum, hiç konuşmadan saatlerce orada kalmak, hiç konuşmadan anlaşılabilmek istiyorum...
Biliyorum, ne de çok sey istiyorum... Bunların sadece puslu bir hayal olduğunu da biliyorum.
Seni bende var edişimi, aslında sadece bende olduğunu, aslında sadece bir hayal olduğunu çok iyi biliyorum.
Ama yine de seni çok özlüyorum, yine de çok üşüyorum, ve yine de seni istiyorum...
İyi ki yapmışım dediğim şeyler var. Aynı zamanda keşke'lerimde.. Engellemek istediğim başlangıçlar var. Unutmayı yürekten dilediğim kişiler ve zamanlar. Unutamadığım, unutmayacagim DOSTlarım var.. Hayatımdan seneler çalan insanlar... Hafızamdan silmek istediğim görüntüler var, silemediğim.. Sözler var, duymamış olmayı dilediğim ama duyduğum.! ! Herseye ragmen isyan etmemek! ! ! Hiç birşeye hic bir zaman. Rabbim sınıyor ama merhametini de esirgemiyor bizden.. Buna da şükürler olsun...! ! ! Hala yüzümün gülümsemesini sağlayan sebeplerim var.!
Ben cumhuriyet kadınıyım,! Takamam yüzüme peçeyi Saramam bedenimi kara çarşafa Ve ihanet edemem yüce ataya
Ben cumhuriyet kadınıyım.! Laik yaşamak varken, Şeriat diye bağıramam. Ekmek özgürlük eşitlik savaşında, Erkeğimle omuz omuza vuruşmak varken, Boynuma zincir, ayağıma pranga vurdurup, Sinemem bir köşeye.
Ben cumhuriyet kadınıyım,! İnkar edemem nene hatunu, kara fatmayı, Bebeği yerine mermiyi saran oyüce anayı. Unutamam çanakkaleyi, dumlupınarı kurtuluşu, Her karışı şehit kanlarıyla sulanan vatanı, Satamam ne pahasına olursa olsun.
Ben cumhuriyet kadınıyım,! Değer görürken öpülürken elim, Satılamam pazarlarda köle misali. Dünya kadınlarıyla aynı safta olmak varken, İkinci sınıf sıfatını yakıştırmam kendime. Kadın erkek eşitliğini vermişken elime atam, Yine on adım geriden yürüyemem,
Ben cumhuriyet kadınıyım,! Yürümek varken ilkeler elimde, Uğraşamam sultanla sarayla hanla. Değişemem özgürlüğümü parayla malla. Ak güvercinleri uçurmak varken göklerde, Dalgalandırmak varken o ayyıldızı gönderde, Bakamam kapkaranlık semaya.
Ben cumhuriyet kadınıyım,! Seçme seçilme hakkım varken elimde, Razı gelemem haksızlıklara. Savunmadan suçsuzluğumu, Boynumu vurduramam canice. Ben anayım ben kadınım. Hayat savaşında varım yiğitçe mertçe, Susamam son sözümü söylemedikçe.
Ben cumhuriyet kadınıyım,! Atamın verdiği bunca nimeti, Tepemem elimin tersiyle. Göğsümü açsalar bağrımı dağlasalar, Sürükleseler taşlasalar halide edip gibi, Ölüm bile hoş gelir binlerce şehit gibi. Ben cumhuriyet kadınıyım.!
Bazen hak etmediği değerleri sunarız sevdiklerimize. Onlar bile şaşırırlar ne olduklarına. Gözünde çok yükselttiğin, bir gün gerçekten yukardan bakmaya başlar sana. Senin yücelttiğin, seni beğenmez. Uzaktan bakarsın eserine...
Gitgide alışıyorum sana; hiç bir alışkanlık bu kadar güzel olamaz. Ellerin ellerimden uzakta nasıl güçsüzüm bilemezsin. Yanımda olduğun zamanlar sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor, alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun. Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan.
Alışkanlıklar daima korkutur beni; düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim… Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır fakat şimdi sana alışıyorum.
Alıştıkça özlemim artıyor, daha yoğunlaşıyor. Yalnız içimde garip bir korku var. Sana tüm alışmaktan değil seni kendime alıştırmaktan korkuyorum. Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini daha değerlisini verememekten korkuyorum. Bir gün ansızın ölmekten ve seni bana olan alışkanlığınla yapayalnız bırakmaktan korkuyorum. Oysa ki her zaman ve günün her saatinde yanında olmalıyım senin. Bana alışmış olmaktan pişmanlık duyacağın bir dakikan bile olmamalı. Bütün zamanlarını zamanlarımla karıştırıp emsalsiz bir zaman bileşiminde yaşatmalıyım seni. Uykularda bile aynı rüyayı görmeliyiz.
Her şeyin ve her zevkin yarısı senin olmalı, yarısı benim.
'Bana alış,' demeyeceğim. Nasıl olsa alışacaksın bir gün. Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan o gözlerin o zaman en güzeli görecek bende! Alışkanlığınla, sevginle yepyeni bir 'ben' yaratacaksın benden!
İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan. Sevgimle mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum… Ömrümde kimse bana sevmenin gerekliliğini öğretmedi. Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadım. Bencildim bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum. Asil büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim senin sevginle değerleniyor, ayrı bir anlam kazanıyor…
Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım. Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştanbaşa seni görecekler içimde…
Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun? Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz. İki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan. Her yerde iki olduğumuz için bir bütün haline geliyoruz durmadan.
Gitgide bu alışkanlığın içinde kaybolduğumu görüyorum. Beni yaşadığım zamanın dışına çıkarıyorsun. Bir gün tarih öncesinde yaşıyoruz bir gün bulutların üstünde. Açılmış bütün kuyuların derinliği içimde seni bulduğum yer kadar derin değil.
Alışkanlık kozasını ören bir ipekböceği gibi gitgide tamamlıyor bizi. Korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde. Özlem, kıskançlık, arzu, ne varsa içimizde hepsi birden bire tutuştu. Hiç bir su bu ateşi söndüremez artık. Bu yangın biz birer kor haline gelinceye kadar sürecek.
En mutlu olduğumuz yerde en güçlü olacağız seninle.
GEÇMİŞTEKİ TÜM ALIŞKANLIKLARIN BANA ALIŞMANI ÖNLEYEMEZ ARTIK
' Mevsimsiz vedalarım olur benim.. Veda ederim.. Ardımda bıraktıklarım olur bazen, Bazen de ardım sıra gelenler.. Kör olurum bazen önümü bile görmem, Deli dolu günlerim olur her şeye bir boşvermişlik.. Sonrasında Alırım yalnızlığımı da; Çekilirim şehrin en kuytu sokağına. Çığlıklar savururum her bitişte, Her geri gelişte.. Seviyorumlarım olur bazen, Severim.. Nefretlerim olur bazen, Nefret ederim.. Ve en çok da susarım. Bilirim.. Konuşsam harflerim ağır gelecek, Konuşsam, yaralarımın dikiş tutmazlığıyla savrulacağım en acımasız rüzgarlarda ve bilirim; Sessizlik en güzel cevap olur bazen anlayana... Susarken acı çekmez mi insan! Acı da çekerim.. Kelimelerim içimde uçuşurlar, ama acımı zerre belli etmem. Ben her bahar gitmek isterim sessizliğimle en uzaklara, Gittiğim hiç olmadı.. Bilirim gidersem geri gelmem. '
Kusurlarımı seviyorum.! Darılınca suratımı asmayı, Canım sıkıldığında sebepsizce bağırmayı, Kıskançlık krizlerimi, Olur olmaz yerde kahkahalar atmayı, Normal olmamayı seviyorum. Sadece canımın istediği şeyleri yapmayı,tembelliğimi.. Bazen düşünmediklerimi birden söylemeyi, Bazen her şeyi yüzüme gözüme bulaştırmayı. Öfkelerimi. Kızınca küsmeyi. Heyecanlarımı. Benden iyi olduklarını düşündüklerimi ki, yok.. :) Yatakta tembellik yapmayı. Gereksiz para harcamayı. Bazıları haketmediği halde, sevmeyi. İçimdeki çocuğu, Beni seviyorum. İyi ki varım. İyi ki ben benim. Ne mutlu! Çok mükemmel değilim. Ama benden bir tane daha yok! Beni seven böyle sevsin!
Kendimce sevmelerim oldu seni Ve hiç birinde sen yoktun Sonra haberin olmadan, Sana kırgınlıklarım küsmelerim oldu Sonra ansızın ayrıldık biz. Soğuk bir yalnızlığa gittim tek başıma Acını çektim,sitemler ettim, Yerden yere vurdum seni Hiç birinde yoktun. Yani diyorum ki, Bu şiir bile ilgilendirmiyor artık seni.. Çünkü sen yoktun.hiç olmadın..olamadın yanımda..
Seninle hiç İstanbul'da olamadık Göremedi İstanbul ikimizi...
Ne Emirğan'da bir semaver tüketebildik Ne Aşiyan'da hüzün... Bir tepeden seyretmek için bu güzelim kenti Ne Çamlıca kısmet oldu ne Piyer Loti... Hiçbir vapur taşımadı bizi Marmara'da Bir güvertede seni Liseli aşıklar gibi dakikalarca öpemedim.. Ellerini avuçlarımda tutup ta içimi dökemedim
Şöyle bir elimi atıp ta omzuna Kolun belimde Yürüyemedim seninle Beyoğlu'nda Bir sinema yada tiyatro koltuğunda Parmak uclarıma değmedi dudakların Pasajda Arjintinleri çekip Nevizade'de bir iki tek atamadık Doyulmaz uykulara bir türlü yatamadık
Seninle İstanbul'da olamadık Duyamadı İstanbul sesimizi Sahaflar'da yorulup ta kitaplara bakmaktan Çınaraltı'nda mola veremedik Karışıp çılgın kalabalığına Kapalı Çarşı'nın Tadına varamadık bir öğlen rakısının Yada Sultanahmet'te bir müzeyi gezip Dostlara uğrayamadık Gülhane'den uzanıp Sarayburnu'na İntiharı düşünemedik enine boyuna Ne Laleli'den geçebildik sevgilim Ne kendimizden Bir çalgılı Kumkapı meyhanesinde Aglayamadım doyasıya sımsıcak göğsünde Eski İstanbul'da gezdiremedim seni Yemiş'te Asmaaltında Ne kaldırımlarımı gördün ne çayhanelerimi Ne çocukluğumu bildin ne gençliğimi
Seninle hiç İstanbul'da olamadık Saramadı İstanbul hiç bizi Çılgınlar gibi dolanamadık otobüslerle Trenlere binemedik Bırak bütününü bu koca kentin Sadece bir tek semtin İçinde bile olamadık İstanbul hiç doymadı bize bitanemmm Bizde O'na doyamadık...
Sibirya'nın köylerinden birinde cenaze mezarlığa götürülüyormuş.Mısır tarlasının ortasında tabut köylülerin ellerinden düşüvermiş.Tabutun içindeki ceset düşüp dereye yuvarlanmış. Akıntı, cesedi dinamitle avlanan balıkçıların yanına sürüklemiş. Balıkçılar 'Acaba adamı dinamitle biz mi öldürdük' diye endişeye kapılarak cesedi askeri kışlanın tellerine bırakmışlar. Nöbetçi er, bölgeye birinin yaklaştığını düşünerek cesedi yaylım ateşine tutmuş. Hemen ambulans çağrılmış. Delik deşik olan ceset hastaneye kaldırılmış. Operasyon altı saat sürmüş. Ameliyattan çıkan doktor alnından akan terleri silmiş ve 'çok zor oldu ama galiba yaşayacak' demiş.
' Beni tanımak mı istiyorsun? Geceyi sever misin? Gece gibi karanlığım. Yalnız mısın? İyi bi dostum. Paylaşmak mı istiyorsun? Dinlerim. Sırdaş mı arıyorsun? Sır tutmam gömerim. Bana aşık mısın? Uzak Dur.! ! Sevmek için sevmem sevdiğim zaman ölürüm. Romantik birini mi arıyorsun? Mumları severim, şiir de yazarım. Kitapları da severim. Okumayı da.. Nerde miyim? Hayata pamuk ipiyle bağlı uçurumun kenarındayım. Nice fırtınalar gördüm, Ne satışlara geldim, sırtımdan vuruldum o pamuk ipliği hala kopmadı. Nefes alıp veriyorum şimdilik..! ! Andıkça seni büyür hayâlim! .. '
Bırak zorlama. Yarım kalması gereken her şey yarım kalsın. Bazı şeyler yarım yaşanır, her şeyi tamamlamaz hayat. Bazen gece vakti güzel bir rüya görürsün. Ardından birden uyanır ve bir daha uyuyamazsın. Çünkü bilirsin, uyusan da yarım kalan rüyanı asla tamamlayamazsın! Rüya gibidir işte yaşamak, bırak yarım kalması gereken yarım kalsın...
Gittin! Sonra ne mi oldu? Hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Aslında her şey eskisi gibiydi galiba. Ama ben eskisi gibi kalamadım. Eskidim işte… Ne yıldızlar gök yüzümü kuşattı. Ne de güneşin ışığı odama düşüp gözlerimi kamaştırdı… Canımı “canında” unutup gittin işte.....
Ey Sevda! Seninle Oynuyorlar Bu Sevgisiz İnsanlar!
Bakışlarını uzat bana seninle bakayım dünyaya... Seninle anlamlaştırayım hayatı seninle anlam kazansın ibadetlerim... Bakışlarını uzat bana ışığınla aydınlansın kör bakan gözler.. ...
04.11.2015 - 13:40
Beni tanımak mı istiyorsun...? ? ?
Geceyi sever misin...? ? ?
Gece gibi karanlığım, gizemliyim...
Yalnız mısın BENİM gibi...? ? ?
İyi bir dostum...
... Paylaşmak mı istiyorsun dertlerini...? ? ?
Dinlerim saklarım...
Sırdaş mı arıyorsun...? ? ?
Sır tutmam gömerim...
Bana aşık mısın...? ? ?
Uzak dur benden.... Çünkü...SEVDİMTAM SEVERİM.........
Yani.....Sevmek için sevmem sevdiğim zaman ÖLÜRÜM onun için. Romantik birini mi arıyorsun...? ? ?
Mumları severim, şiir de yazarım.
Nerde miyim...? ? ?
Hayata pamuk ipiyle bağlı uçurumun kenarındayım.
Nice fırtınalar gördüm...
Sırtımdan vuruldum......
Nefes alıp veriyorum ŞİMDİLİK.
09.01.2015 - 13:50
Kaç hüzün bıraktın biten şu yılın ardında.. Yanımda dediğin,kaç insan kaldı geride.Kaç söz boğazında,kaç gözyaşı yanağında kurudu..Kurduğun kaç sıcak düşün uzağında uyudun.. Kaç kez baştan başladın ve kaç kez yoruldun insanlığından.. Kaç kez unutuldun,kaç kez yalnız uyudun.. Verdiklerinin karşılıklarını kaç kez görebildin.. Şimdi bütün mutluluklarını ve hüzünlerini koy önüne ve sadece düşün.. Çürük olanı sağlamdan,gerçekleri yalandan ve insanı da insancıktan ayır artık.. Senden hep bir şeyler götürenleri yakınında tuttuğun sürece yeni yıllar sana iyi şeyler getirmeyecektir.. Ve unutma; Geçmişten geleceğe taşıyabileceğin tek şey,aldığın derslerdir.. Acılarına da,sevdiklerin gibi sarıl... Onlar ki; seni sen yapan değerlerindir...
06.10.2014 - 14:31
Bir dost bulun ama gerçek olsun....
Hani, diyorum da, insanin gercekten mukemmel bir dostu olsa...
Onu; soyle, icine sindire - sindire, kocaman bir sarilsa...
Yureklilikle soylediginiz...
Canim benim! ' dediginiz...
Telefonda bile saatlerce konustugunuz, sicacik biri...
Ozlediginizde, hayal kurdugunuzda yaninizda o var mi?
Sizi hic yalniz birakmayan biri...
Cesur, sempatik, azimli, kararli...
Arayan, soran, 'seni ozluyorum' diyen biri.
Boyle bir canli ile her seyi konusabilir, paylasabilirsiniz.
Yaniltmaz!
Anlayisla karsilar her seyi...
Hatalari, gunahlari - sevaplari, her bir seyi konusabilirsiniz onunla...
Bir arayis icinde olmaniza gerek yoktur.
O kendiliginden cika gelir zaten. Birgun bir bakarsiniz,karsinizda...
Bir de bakmissiniz simsicak sohbetler, derin konular,
sirlar,paylasimlar...
Kimseye soyleyemedinizi, en yakininiza anlatamadiginizi,gecmisteki
Izleri, gelecege dairlerinizi, sadece ona anlatir olursunuz.
Kadin, erkek fark etmez.
Bir dost bulun! Ama gercek olsun.
Aradiginizda isinizi degil, sizi soran...
Kotu gununuzde ev sahibi, iyi gununuzde kiraciniz olsun.
Anlatsin, konussun, acyk - secik, korkmadan yasasin.
Guvensin!
Cinsiyeti olmasin! Bir kartal kadar hasin,bir maymun kadar saklaban,
Bir ceylan kadar narin olsun.
Dogrulari soylesin.
Gozleriyle ve kalpten konussun.
Yasasin!
Doya doya yasasin, doya doya yasatsin.
Beyninden degil, yureginden versin.
Olsun varsin! Paylasirim' desin.
Bir dostunuz olsun.
Sizi ve benliginizdekileri paylassin...
Dost olsun!
Ama...
Gercek bir dost...
Dostuma sonsuz sevgiler...
03.09.2014 - 12:13
Yine mi dönüyorum hüzünlü saatlere? Oysa geceye beş kala
çağırışlarını duymuştum. Belki sensindir diye bir umut kapladı içimi.
Nafile, sana uzanan bütün yollar kapalı...öğrendim, evet geç de olsa
öğrendim bunu. Çok geç olsa da...
Uzaklardan bir ses olmak istedi bir dostum, uzaklardan bir el...
Üşüme diye. Olamadı, olamazdı, yokluğun her şeyden daha soğuktu.
Yokluğun soğuk, yokluğun buz gibi...
Hani; öyle üşürsün ki, artık hiç bir şey hissetmez uzuvların,
uyuşur kalır da manâsız bir donukluğun çizgileri oluşur, ardından
bir kabuk içindeki parçalanmayı döker, ezip de geçer tüm bedenini,
acısı en derinden gelir de yakar her yerini...
İşte ben de öyle üşüdüm gece yarısını beş geçe...
Manâsız buluyorum sanki artık her şeyi.
Sevgi deseler sadece bir iç çekebilirim,
sonra gülüp geçerim gibi geliyor.
Aşkı sorsalar, aynı dili mi konuşuyoruz diye
anlamsızca bakabilirim gözlerine...
Anlatın derim durmayın, bırakın tüm şiirleri, şarkıları, masalları...
Dokunabilir miyim aşka, dokunabilir miyim ellerimle diye sorarım,
geçer mi üşümesi yüreğimin, geçer mi üşümesi içimin...
Aşk dediğiniz şey gelince ansızın, anlar mı beni aşkla gelen,
beni ben oldugum için mi, kendi var ettigi için mi ister...
Varolanlara, benden kalanlara hoş geldin mi der,
yoksa bir iki zaman sonra herkes gibi o da mı çekip gider...
Bakışlarım dondu sanki, yüreğim donunca. Nasıl da manasız
bakıyorum etrafa. Görmesin istiyorum hiç kimse gözlerimi,
görmesin hiç kimse hüzün tanelerimi...
Susuyorum artık derin derin. Nasıl da konuşmak istiyorum oysa.
Saatlerce susmadan konuşmak istiyorum. Tüm biriktirdiklerimi
en başından başlayıp sonuna kadar anlatmak istiyorum.
Anlatmak yetmez biliyorum, anlaşılmak da istiyorum...
Bir el istiyorum başımda...
Saçlarıma dokunsun istiyorum, tüm bedenimden söküp alsın
yalnızlığımı tılsımıyla... Bir el istiyorum dokunsun saçlarıma
yumuşacık ve alsın tüm donuklukları usulca.
Bir göz istiyorum gözlerimde...
Anlamsız bakan gözlerimin içini görsün, hâlâ arkalarda kalmış
ışık huzmelerinin içine dalsın, çıkarsın tüm umutlarımı
eski sandığın içinden, açsın da ışığı ile umut olsun yollarıma,
yolum olsun yordamım olsun istiyorum...
Bir omuz istiyorum...
Başımı yaslayıp uzun uzun ağlayabileceğim. Yıllardır biriktirdiğim
hüzün tanelerini tek tek dökebileceğim bir omuz istiyorum.
Ona yaslanınca her şeyi unutmak istiyorum, sıcacık olmak...
İçimi huzur kaplasın istiyorum, hiç konuşmadan saatlerce
orada kalmak, hiç konuşmadan anlaşılabilmek istiyorum...
Biliyorum, ne de çok sey istiyorum...
Bunların sadece puslu bir hayal olduğunu da biliyorum.
Seni bende var edişimi, aslında sadece bende olduğunu,
aslında sadece bir hayal olduğunu çok iyi biliyorum.
Ama yine de seni çok özlüyorum,
yine de çok üşüyorum, ve yine de seni istiyorum...
Ben, hüzünlerime geri dönüyorum...
30.08.2014 - 20:39
İyi ki yapmışım dediğim şeyler var.
Aynı zamanda keşke'lerimde..
Engellemek istediğim başlangıçlar var.
Unutmayı yürekten dilediğim kişiler ve zamanlar.
Unutamadığım, unutmayacagim DOSTlarım var..
Hayatımdan seneler çalan insanlar...
Hafızamdan silmek istediğim görüntüler var, silemediğim..
Sözler var, duymamış olmayı dilediğim ama duyduğum.! !
Herseye ragmen isyan etmemek! ! ! Hiç birşeye hic bir zaman.
Rabbim sınıyor ama merhametini de esirgemiyor bizden..
Buna da şükürler olsun...! ! !
Hala yüzümün gülümsemesini sağlayan sebeplerim var.!
26.05.2014 - 20:34
BEN CUMHURİYET KADINIYIM...
Ben cumhuriyet kadınıyım,!
Takamam yüzüme peçeyi
Saramam bedenimi kara çarşafa
Ve ihanet edemem yüce ataya
Ben cumhuriyet kadınıyım.!
Laik yaşamak varken,
Şeriat diye bağıramam.
Ekmek özgürlük eşitlik savaşında,
Erkeğimle omuz omuza vuruşmak varken,
Boynuma zincir, ayağıma pranga vurdurup,
Sinemem bir köşeye.
Ben cumhuriyet kadınıyım,!
İnkar edemem nene hatunu, kara fatmayı,
Bebeği yerine mermiyi saran oyüce anayı.
Unutamam çanakkaleyi, dumlupınarı kurtuluşu,
Her karışı şehit kanlarıyla sulanan vatanı,
Satamam ne pahasına olursa olsun.
Ben cumhuriyet kadınıyım,!
Değer görürken öpülürken elim,
Satılamam pazarlarda köle misali.
Dünya kadınlarıyla aynı safta olmak varken,
İkinci sınıf sıfatını yakıştırmam kendime.
Kadın erkek eşitliğini vermişken elime atam,
Yine on adım geriden yürüyemem,
Ben cumhuriyet kadınıyım,!
Yürümek varken ilkeler elimde,
Uğraşamam sultanla sarayla hanla.
Değişemem özgürlüğümü parayla malla.
Ak güvercinleri uçurmak varken göklerde,
Dalgalandırmak varken o ayyıldızı gönderde,
Bakamam kapkaranlık semaya.
Ben cumhuriyet kadınıyım,!
Seçme seçilme hakkım varken elimde,
Razı gelemem haksızlıklara.
Savunmadan suçsuzluğumu,
Boynumu vurduramam canice.
Ben anayım ben kadınım.
Hayat savaşında varım yiğitçe mertçe,
Susamam son sözümü söylemedikçe.
Ben cumhuriyet kadınıyım,!
Atamın verdiği bunca nimeti,
Tepemem elimin tersiyle.
Göğsümü açsalar bağrımı dağlasalar,
Sürükleseler taşlasalar halide edip gibi,
Ölüm bile hoş gelir binlerce şehit gibi.
Ben cumhuriyet kadınıyım.!
16.05.2014 - 18:44
'Sevmek' dedim..
'Yoluna ölmek' dedi..
'Yol' dedim..
'Alıp başını gitmek' dedi..
'Gitmek' dedim..
Bir 'Ahh' çekip, 'Dostlardan ayrılmak' dedi..
'Dost' dedim..
Durdu.. Bana baktı.. 'Dost' diye mırıldandı..
'Yüreğime nasıl koysam bilemediğim' dedi..
'Yürek' dedim..
'Dünyaları içine sığdıramadığım' dedi..
'Dünya' dedim..
'Hayatın bir yüzü' dedi..
'Yüz' dedim..
'Ardında ne gizli bilemediğim' dedi..
'Giz' dedim..
'Hep çözmeye çalıştığım' dedi..
'Çalışmak' dedim..
'Bitmeyecek öykü' dedi..
'Öykü' dedim..
'Binlercesini içimde gizliyorum' dedi..
'Gizlemek' dedim..
'İşte, her şeyin bitimi' dedi..
'Şey' dedim.. 'SEVDA' dedi..
'SEVDA' dedim..
'Peşinden koştuğum' dedi..
'Koşmak' dedim..
'Hayat, bir maraton' dedi..
'Hayat' dedim..
'Öyle kısa ki! ' dedi..
'Niçin kısa? ' diye sordum..
'Yaşanacak çok şey var, zaman yok' dedi..
'Yaşanması gereken ne var? ' diye sordum..
'Aşk' dedi. 'Kaç kere? ' diye sordum..
'Bin kere' dedi, 'Milyon kere'
'Neden bir kere değil? ' diye sordum..
'Bütün aşkların toplamı, en yüce ve tek aşk' dedi..
'Önce ona varsan olmaz mı? ' diye sordum..
'Keşke olsa' dedi, 'Ama önce yoğrulmak gerek'
'Acı çekmek mi? ' diye sordum..
'Evet, aşk acısında yok olmak' dedi..
'Yok olunca! ' dedim..
'İşte gerçek aşkta o zaman yaşamaya başlarsın' dedi..
'Gerçek aşk! ' dedim..
'Büyük o! ' dedi..
Durdum. Durdum. Ve sustum!
'Neden sustun? ' diye sordu.
'Yüreğim titredi sanki' dedim..
'Neden? ' diye sordu..
'Bilmiyorum' dedim.. 'Büyük O! '
'Evet' dedi, 'Büyük O! '
'Nerede? ' diye sordum..
'Her yerde' dedi..
'Nasıl? ' diye sordum..
'Yüreğini aç' dedi..
'Yüreğimi açmak! ' dedim..
'Bir tebessümle bak her şeye' dedi..
'Tebessüm' dedim..
'Her kapının anahtarı' dedi..
'Kapı' dedim..
'Girmeden bilemezsin' dedi..
'Ya korku! ' dedim..
'Bilinmeyenden korkar insan' dedi..
'Ben bilmiyorum' dedim..
'Neyi? ' diye sordu..
'Ben'i' dedim..
'Sen kimsin? ' diye sordu..
'Ben kimim? ' diye sordum..
'Sevgiyle beslenensin' dedi..
'Kimin sevgisiyle? ' diye sordum..
'Büyük O'nun' dedi..
Durdum.. Durdum.. Yine sustum..
'Kimsin? ' diye sordum..
'SEN'im' dedi..
10.03.2014 - 15:55
SEN evet senn VARLIĞIM seni mutlu etmeye yetmedi.
YOKLUĞUM hediyemdir sana……………………………
08.03.2014 - 19:04
Sevgili kimdir' diye sordular...
'Yürekteyaşattığım...' dedim...
'Yaşamak nedirpeki? ' diye sordular...
'Şey' dedim,yutkundum.
“AŞIK- MAŞUK MİSALİSEVMEK DEDİM” dedim...
'Kimi ' dediler...'Bir daha yutkundum.” “Gördüğüm VE BİLDİĞİM DEDİ...O” dedim...
“Nedir? ”diye sordular... “Buluşma; Gönülde kavuşma, vuslat... ” “Ve işte hayatbu! ”dedim...
'Hayat mı? ' diye sordular...
'Öyle kısa ki! ' dedim...... 'Yaşanacak çok şey var, zaman yok' dedim...
'Yaşanması gereken nevar? ' diye sordular... 'Aşk' dedim...“Sevda” dedim... “Muhabbet” dedim... “yÜREKLE sevişmek” dedim.
“Nasıl olur? ”diye sordular...
“Seven bilir, sevenhisseder, seven yaşar.” dedim.
“Sen seviyor musun? ” diye sordular...
“Hemde nasıl! ” dedim.
“Biliyorsun,hissediyorsun, yaşıyorsun öyleyse...”dediler. “Riyasız, çıkarsız, hesapsız...”dedim.
08.03.2014 - 15:03
SAKIN BENİM SENİ ÖZLEDİĞİM KADAR ÖZLEME. CANIN YANAR, CİĞERİN SÖKÜLÜR, NEFESİN KESİLİR. DAYANAMAZSIN
06.03.2014 - 21:19
Tanrı sizi korumak için bazı insanları hayatınızdan çıkarır...
peşlerinden KOŞMAYIN! ! !
23.02.2014 - 16:17
Bazen hak etmediği değerleri sunarız sevdiklerimize. Onlar bile şaşırırlar ne olduklarına. Gözünde çok yükselttiğin, bir gün gerçekten yukardan bakmaya başlar sana. Senin yücelttiğin,
seni beğenmez. Uzaktan bakarsın eserine...
22.02.2014 - 00:54
hadi bak gökteki yıldızlara
seninkini seç
sonrada sana yakın olanı
işte ben de o
eline bak bir sıcaklık hissediyormusun çünkü ben şuanda sana bakıyorum can.
07.02.2014 - 17:21
'Benim acıya verecek bir şeyim kalmadı
Mutluluktan alacağım var..'
Yılmaz Güney
04.02.2014 - 10:54
Gitgide alışıyorum sana
Gitgide alışıyorum sana; hiç bir alışkanlık bu kadar güzel olamaz. Ellerin ellerimden uzakta nasıl güçsüzüm bilemezsin. Yanımda olduğun zamanlar sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor, alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun. Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan.
Alışkanlıklar daima korkutur beni; düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim… Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır fakat şimdi sana alışıyorum.
Alıştıkça özlemim artıyor, daha yoğunlaşıyor. Yalnız içimde garip bir korku var. Sana tüm alışmaktan değil seni kendime alıştırmaktan korkuyorum. Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini daha değerlisini verememekten korkuyorum. Bir gün ansızın ölmekten ve seni bana olan alışkanlığınla yapayalnız bırakmaktan korkuyorum. Oysa ki her zaman ve günün her saatinde yanında olmalıyım senin. Bana alışmış olmaktan pişmanlık duyacağın bir dakikan bile olmamalı. Bütün zamanlarını zamanlarımla karıştırıp emsalsiz bir zaman bileşiminde yaşatmalıyım seni. Uykularda bile aynı rüyayı görmeliyiz.
Her şeyin ve her zevkin yarısı senin olmalı, yarısı benim.
'Bana alış,' demeyeceğim. Nasıl olsa alışacaksın bir gün. Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan o gözlerin o zaman en güzeli görecek bende! Alışkanlığınla, sevginle yepyeni bir 'ben' yaratacaksın benden!
İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan. Sevgimle mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum… Ömrümde kimse bana sevmenin gerekliliğini öğretmedi. Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadım. Bencildim bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum. Asil büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim senin sevginle değerleniyor, ayrı bir anlam kazanıyor…
Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım. Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştanbaşa seni görecekler içimde…
Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun? Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz. İki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan. Her yerde iki olduğumuz için bir bütün haline geliyoruz durmadan.
Gitgide bu alışkanlığın içinde kaybolduğumu görüyorum. Beni yaşadığım zamanın dışına çıkarıyorsun. Bir gün tarih öncesinde yaşıyoruz bir gün bulutların üstünde. Açılmış bütün kuyuların derinliği içimde seni bulduğum yer kadar derin değil.
Alışkanlık kozasını ören bir ipekböceği gibi gitgide tamamlıyor bizi. Korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde. Özlem, kıskançlık, arzu, ne varsa içimizde hepsi birden bire tutuştu. Hiç bir su bu ateşi söndüremez artık. Bu yangın biz birer kor haline gelinceye kadar sürecek.
En mutlu olduğumuz yerde en güçlü olacağız seninle.
GEÇMİŞTEKİ TÜM ALIŞKANLIKLARIN BANA ALIŞMANI ÖNLEYEMEZ ARTIK
02.02.2014 - 18:32
' Mevsimsiz vedalarım olur benim..
Veda ederim..
Ardımda bıraktıklarım olur bazen,
Bazen de ardım sıra gelenler..
Kör olurum bazen önümü bile görmem,
Deli dolu günlerim olur her şeye bir boşvermişlik..
Sonrasında
Alırım yalnızlığımı da;
Çekilirim şehrin en kuytu sokağına.
Çığlıklar savururum her bitişte,
Her geri gelişte..
Seviyorumlarım olur bazen,
Severim..
Nefretlerim olur bazen,
Nefret ederim..
Ve en çok da susarım.
Bilirim..
Konuşsam harflerim ağır gelecek,
Konuşsam, yaralarımın dikiş tutmazlığıyla savrulacağım en acımasız rüzgarlarda
ve bilirim;
Sessizlik en güzel cevap olur bazen anlayana...
Susarken acı çekmez mi insan!
Acı da çekerim..
Kelimelerim içimde uçuşurlar,
ama acımı zerre belli etmem.
Ben her bahar gitmek isterim sessizliğimle en uzaklara,
Gittiğim hiç olmadı..
Bilirim gidersem geri gelmem. '
02.02.2014 - 16:30
Kusurlarımı seviyorum.!
Darılınca suratımı asmayı,
Canım sıkıldığında sebepsizce bağırmayı,
Kıskançlık krizlerimi,
Olur olmaz yerde kahkahalar atmayı,
Normal olmamayı seviyorum.
Sadece canımın istediği şeyleri yapmayı,tembelliğimi..
Bazen düşünmediklerimi birden söylemeyi,
Bazen her şeyi yüzüme gözüme bulaştırmayı.
Öfkelerimi.
Kızınca küsmeyi.
Heyecanlarımı.
Benden iyi olduklarını düşündüklerimi ki, yok.. :)
Yatakta tembellik yapmayı.
Gereksiz para harcamayı.
Bazıları haketmediği halde, sevmeyi.
İçimdeki çocuğu,
Beni seviyorum.
İyi ki varım.
İyi ki ben benim.
Ne mutlu!
Çok mükemmel değilim.
Ama benden bir tane daha yok!
Beni seven böyle sevsin!
30.01.2014 - 14:15
Kendimce sevmelerim oldu seni
Ve hiç birinde sen yoktun
Sonra haberin olmadan,
Sana kırgınlıklarım küsmelerim oldu
Sonra ansızın ayrıldık biz.
Soğuk bir yalnızlığa gittim tek başıma
Acını çektim,sitemler ettim,
Yerden yere vurdum seni
Hiç birinde yoktun.
Yani diyorum ki,
Bu şiir bile ilgilendirmiyor artık seni..
Çünkü sen yoktun.hiç olmadın..olamadın yanımda..
29.01.2014 - 15:08
Ben, kırılan kalbime duâ sürerim geçer de.. Sen kırdığın kalbin hesâbını, Kalbin sâhibine nasıl vereceksin..! ”
Gerçek aşkı bilen bir kalp; bir yudum suya bile hürmetle bakar.
Keşke tanıdıkça 'nefret' ettiklerimizle, hiç görmeden 'sevdiklerimizin' yerini değiştirebilseydik...
Susmak! ! .. Bazen hata' dır.. Bazen haya' dır.. Bazen Aşk' tır.. Ve.. Bazen 'sükutta' saklıdır, En derin kırgınlıklar...
Herkesin bir derdi var; Her derdin bir acısı.. Acılarım katlanılmaz değil ama, bir de tuz basanı var..
26.01.2014 - 16:14
Sevemedi istanbul ikimizi..
Seninle hiç İstanbul'da olamadık
Göremedi İstanbul ikimizi...
Ne Emirğan'da bir semaver tüketebildik
Ne Aşiyan'da hüzün...
Bir tepeden seyretmek için bu güzelim kenti
Ne Çamlıca kısmet oldu ne Piyer Loti...
Hiçbir vapur taşımadı bizi Marmara'da
Bir güvertede seni
Liseli aşıklar gibi dakikalarca öpemedim..
Ellerini avuçlarımda tutup ta içimi dökemedim
Şöyle bir elimi atıp ta omzuna
Kolun belimde
Yürüyemedim seninle Beyoğlu'nda
Bir sinema yada tiyatro koltuğunda
Parmak uclarıma değmedi dudakların
Pasajda Arjintinleri çekip
Nevizade'de bir iki tek atamadık
Doyulmaz uykulara bir türlü yatamadık
Seninle İstanbul'da olamadık
Duyamadı İstanbul sesimizi
Sahaflar'da yorulup ta kitaplara bakmaktan
Çınaraltı'nda mola veremedik
Karışıp çılgın kalabalığına Kapalı Çarşı'nın
Tadına varamadık bir öğlen rakısının
Yada Sultanahmet'te bir müzeyi gezip
Dostlara uğrayamadık
Gülhane'den uzanıp Sarayburnu'na
İntiharı düşünemedik enine boyuna
Ne Laleli'den geçebildik sevgilim
Ne kendimizden
Bir çalgılı Kumkapı meyhanesinde
Aglayamadım doyasıya sımsıcak göğsünde
Eski İstanbul'da gezdiremedim seni
Yemiş'te Asmaaltında
Ne kaldırımlarımı gördün ne çayhanelerimi
Ne çocukluğumu bildin ne gençliğimi
Seninle hiç İstanbul'da olamadık
Saramadı İstanbul hiç bizi
Çılgınlar gibi dolanamadık otobüslerle
Trenlere binemedik
Bırak bütününü bu koca kentin
Sadece bir tek semtin
İçinde bile olamadık
İstanbul hiç doymadı bize bitanemmm
Bizde O'na doyamadık...
26.01.2014 - 14:51
BİRAZDA GÜLELİMMMMMMMMMMMMM.........:=))))))))))))
Ölümsüz Ceset
Gerçek bir olay
Sibirya'nın köylerinden birinde cenaze mezarlığa
götürülüyormuş.Mısır tarlasının ortasında tabut köylülerin
ellerinden düşüvermiş.Tabutun içindeki ceset düşüp dereye yuvarlanmış.
Akıntı, cesedi dinamitle avlanan balıkçıların yanına sürüklemiş.
Balıkçılar 'Acaba adamı dinamitle biz mi öldürdük'
diye endişeye kapılarak cesedi askeri kışlanın tellerine bırakmışlar. Nöbetçi
er, bölgeye birinin yaklaştığını düşünerek cesedi yaylım ateşine
tutmuş. Hemen ambulans çağrılmış. Delik deşik olan ceset hastaneye kaldırılmış.
Operasyon altı saat sürmüş. Ameliyattan çıkan doktor alnından akan
terleri silmiş ve 'çok zor oldu ama galiba yaşayacak' demiş.
23.01.2014 - 21:33
' Beni tanımak mı istiyorsun?
Geceyi sever misin?
Gece gibi karanlığım.
Yalnız mısın? İyi bi dostum.
Paylaşmak mı istiyorsun? Dinlerim.
Sırdaş mı arıyorsun? Sır tutmam gömerim.
Bana aşık mısın? Uzak Dur.! !
Sevmek için sevmem sevdiğim zaman ölürüm.
Romantik birini mi arıyorsun? Mumları severim, şiir de yazarım.
Kitapları da severim. Okumayı da..
Nerde miyim?
Hayata pamuk ipiyle bağlı uçurumun kenarındayım.
Nice fırtınalar gördüm,
Ne satışlara geldim, sırtımdan vuruldum o pamuk ipliği hala kopmadı.
Nefes alıp veriyorum şimdilik..! !
Andıkça seni büyür hayâlim! .. '
23.01.2014 - 14:22
Bırak zorlama. Yarım kalması gereken her şey yarım kalsın. Bazı şeyler yarım yaşanır, her şeyi tamamlamaz hayat. Bazen gece vakti güzel bir rüya görürsün. Ardından birden uyanır ve bir daha uyuyamazsın. Çünkü bilirsin, uyusan da yarım kalan rüyanı asla tamamlayamazsın! Rüya gibidir işte yaşamak, bırak yarım kalması gereken yarım kalsın...
22.01.2014 - 14:07
Gittin!
Sonra ne mi oldu?
Hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Aslında her şey eskisi gibiydi galiba. Ama ben eskisi gibi kalamadım. Eskidim işte…
Ne yıldızlar gök yüzümü kuşattı. Ne de güneşin ışığı odama düşüp gözlerimi kamaştırdı…
Canımı “canında” unutup gittin işte.....
Toplam 201 mesaj bulundu