Saklanırken sözlerim Gözlerini özlerim Konuşmalar çok kısa Yollarını gözlerim
Bakışmalar bitmiyor Gönlüm sarmak istiyor Sevda girdi gönlüme Bırakmıyor gitmiyor
Yanar erir biterim Her gün görmek isterim Bu nasıl bir sevda ki Burcu burcu tüterim
Kalbim söyle ne dersin Sarılmamı beklersin Ya küserse diyorum Sen korkuyu bilmezsin
Öyle kolay mı sevmek Her gün sevdiğini görmek Elbet bir gün söylerim Seven kalbim sabır et
Hüsamettin Sungur Yeni şiirimi sayfama astım beğeni ve değerli yorumunuza sunulmuştur YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın Saygılarımla
LİNK'İNDEN ATLAS ŞİİR SİTEME GİREREK DİNLEYEBİLİRSİNİZ..VEYA SİTEMİN SAĞ ORTA ÜSTTE- SİTE İÇERİĞİ EKLEME PANELİNİN HEMEN ÜZERİNDE *** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN ** LİNKİNE TIKLAYARAK DİNLEYEBİLİRSİNİZ.
VEYA ANTOLOJİDE 1.SAYFAMDAKİ RÜYA GİBİ ŞİİRİMİN SESLİ MP3 DOSYADAN DİNLEYEBİLİRSİNİZ.
TEKRAR NİCE MUTLU VE HUZUR DOLU YILLAR DİLERİM.
AKÇAYDAN SELAM VE SAYGILARIMLA....
İBRAHİM YILMAZ..
** RÜYA GİBİ **
Rüya gibi uçup bitti O güzelim mutlu anlar Bir hayaldi geçip gitti O sevecen tatlı yıllar.
Mazideki o yıllara Şöyle dönüp bir baksana Sarhoş eden duygu gibi Alır bizi kollarına.
Solmaz denen güzellikler Hep yalanmış yalan meğer Hayat denen tüm gerçekler Bir anlık rüyaymış meğer.
Nerde şimdi nerde kaldı Yalan olan çocukluğum Bir yıldızdı kaydı gitti Aşka kanan o gençliğim.
Kutlu olsun doğum günün Mutlu olsun melek yüzün Aşkla gülsün bütün ömrün Sevip sarsın petek gönlün.
Şehirpalas Oteli - 1987
SARIKAMIŞ
Güfte: İbrahim Yılmaz Beste:Ersin Kayışlı - Mustafa Açıkgöz Okuyan: Mustafa Açıkgöz
Not:bu şarkının yasal telif hakları mevcuttur.
Bestekar saygıdeğer Ersin Kayışlı hocama ve şarkıyı okuyan saygıdeğer Mustafa Açıkgöz kardeşime çok teşekkür ederim.
Aşk romanındaki 40 kuralı biraraya getirdik. Aşk romanının ve hayatın bir özeti… 40 kuraldan biri: Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde.
Karşınızda Elif Şafak’ın “Aşk” romanında bahsedilen “40 kural”. Sizce kırk kuralın bu kadar özel olmasının, bizi kalbimizden vurmasının sebebi nedir? Benim zeminimde bunun karşılığı, kendi içimizde özümüze yaptığımız yolculukta karanlıkta kaldığımız anlarda bize ışık tutan kurallar olduğudur. Duygularımızın iki tane ucu varsa biri korku ise diğeri sevgidir. 40 kural içimizdeki Öz’le birleşme, hakikati bulma yolculuğumu karşımızsa çıkan Aşk’ın kurallarıdır.
O en uç noktada öyle büyük bir sevgi vardır ki, olsa olsa adı ilahi sevgi olur. İşte bu ilahi sevginin bir diğer adı da her yerde aradığımız, özellikle karşı cinste buluruz sandığımız “AŞK”tır. Hayat ne ironik değil mi? Dışarda sandığımız şeyler, aslında içimizde durmakta ve bizim onların farkına varmamızı beklemekte. İşte Şemsi Tebrizi’nin Aşk romanında geçen 40 kuralı (biraz uzunca ama emin olun ki kitap gibi kurallar da okunmaya değer) : Gönlü geniş ve ruhu gezgin sufi meşreplilerin kırk kuralı:
GÖNÜL KURALLARI
1. kural: Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok, eğer, tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.
2. kural: Hak yolunda ilerlemek yürek işidir,akıl işi değil. Kılavuzun daima yüreğin olsun,omzun üstünde ki kafan değil. Nefsini bilenlerden ol silenlerden değil!
3. kural: Kur’an dört seviyede okunabilir. İlk seviye zahiri manadır. Sonra ki batıni manadır. Üçüncü batıninin batınisidir. Dördüncü seviye o kadar derindir ki kelimeler kifayetsiz kalır tarif etmeye.
4. kural: Kainattatki her zerrede Allah’ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide, mescitte, kilisede, havrada değil, her an her yerdedir. Allah’ı görüp yaşayan olmadığı gibi, onu görüp ölen de yoktur. Kim O’nu bulursa, sonsuza dek O’nda kalır.
5. kural: Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. Aman sakın kendini diye tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: Bırak kendini, ko gitsin; akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var! 6. kural: Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk konusunda dil zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz olur.
7. kural: Şu hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, hakikati keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.
8. kural: Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! istediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.
9. kural: Sabretmek, öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.
10. kural: Ne yöne gidersen git, doğu,batı,kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.
11. kural: Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz. Ssenden yepyeni ve taptaze bir sen zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir.
12. kural: Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.
13. kural: Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı, hoca,şeyh, şıh var. Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir. Tutup da ona hayran olmaya değil.
14. kural:Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
15. kural: Allah, içte ve dışta her an hepimizi tamama erdirmekle meşguldür. Tek tek her birimiz tamamlanmamış birsanat eseriyiz. Yaşadığımız her hadise, atlattığımız her badire eksiklerimizi gidermek için tasarlanmıştır. Rab noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.
16. kural:Kusursuzdur ya Allah, onu sevmek kolaydır. Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir. Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde belebilir. Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradan’dan ötürü yaratılanı sevmeden, ne layıkıyla bilebilir, ne layıkıyla sevebilirsin.
17. kural: Esas kirlilik dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur. Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.
18. kural: Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil bizzat içimizde bir sestir. Şeytanı kendinde ara, dışında, başkalarında değil ve unutma ki nefsini bilen Rabb’ini bilir. Başkalarıyla değil sadece kendiyle uğraşan insan sonunda mükafat olarak Yaradan’ı tanır
19. kural:Başkalarından saygı,ilgi ya da sevgi bekliyorsan önce sırasıyla kendine borçlusun bunları. Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir. Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı, sevin. Yakında gül yollayacak demektir.
20. kural: Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.
21. kural: Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi,hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek,kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk’ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.
22. kural: Hakiki Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur. Ama bekri aynı namazgaha girdimi orası ona meyhane olur. Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.
23. kural: Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz.
Aşırılıklardan uzak dur. Sufi ne ifrattadırne tefritte. Sufi daima orta yerde…
24. kural: Madem ki insan eşref-i mahlukattır, yani varlıkların en şereflisi, attığı her adımda Allah’ın yeryüzünde ki halifesi olduğunu hatırlayarak, buna yakışır soylulukta hareket etmelidir. İnsan yoksul düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile, gene de başı dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.
25. kural: Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama. İkisi de şu an da burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak, cennetteyiz aslında. Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak; nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz.
26. kural: Kainat yekvücud, tek varlıktır. Herşey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin ahını alma; bir başkasının hele hele senden zayıf olanın canını
yakma. Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti herkesin yüzünü güldürebilir.
27. kural: Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır, şer çıkarsa sana gerisin geri şer yankılanır.
Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin herşey değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse dünya değişir.
28. kural: Geçmiş zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret. Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi. Ne geleceğimizi bilebilir, ne geçmişimizi değiştirebiliriz. Sufi daima şu anın hakikatini yaşar.
29. kural: Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten,”ne yapalım, kaderimiz böyle”deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin,ne de hayat karşısında çaresizsin.
30. kural: Hakiki sufi öyle biridir ki başkaları tarafından kınansa, ayıplansa, dedikodusu yapılsa, hatta iftiraya uğrasa bile, o ağzını açıp da kimse hakkında tek kelime kötü laf etmez. Sufi kusur görmez kusur örter.
31. kural: Hakk’a yakınlaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı. Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir. Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalık, kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp… Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız. Ama kimimiz bunda ki hikmeti anlar ve yumuşar; kimimiz ise,ne yazık ki daha da sertleşerek çıkar.
32. kural: Aranızda ki perdeleri tek tek kaldır ki Allah’a saf bir aşkla bağlanabilesin. Kuralların olsun ama kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma. Bilhassa putlardan uzak dur, dost. Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma. İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama!
33. kural: Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol! Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışında ki biçim değil içinde ki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil hiçlik bilincidir.
34. kural: Hakk’a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir. Tam tersine, böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir. Teslim olan insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır; emin bir beldede yaşar.
35. kural: Şu hayatta ancak tezatlarla ilerleyebiliriz. Mümin içindeki münkirle tanışmalı, Allah’a inanmayan kişi ise içinde ki inananla. İnsan-ı kamil mertebesine varana kadar gıdım gıdım ilerler kişi. Ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde olgunlaşır.
36. kural: Hileden,desiseden endişe etme. Eğer birileri sana tuzak kuruyor, sana zarar vermek istiyorsa, Allah da onlara tuzak kuruyordur. Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer. Bu sistem karşılıklar esasına göre işler. Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne bir katre şer. O’nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz. Sen sadece buna inan!
37. kural:Allah kılı kırk yaracak titizlikle çalışan bir saat ustasıdır. O kadar dakiktir ki sayesinde her şey tam zamanında olur. Ne bir saniye erken, ne bir saniye geç. Her insan için bir aşık olma zamanı vardır; bir de ölmek zamanı.
38. kural: Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım? Diye sormak için hiçbir zaman geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün. Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa,yazık! Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.
39. kural: Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır. Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz. Her şey yerli yerinde kalır, merkezinde… Hem de bir günden bir güne hiçbir şey aynı olmaz. Ölen her sufi için bir sufi daha doğar.
40. kural: Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur. Aşk’ın hiçbir sıfat ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde
SAAT 03.30'du. Adamın telefonu çalmaya başladı. Başını gömdüğü yastıktan binbir zorlukla kaldıran adam, yatak ucundaki telefona uzandı: 'Alo! Kimsiniz? ' 'Benim oğlum, annen! ' 'Anne of ya.. Bu saatte ne var Allah aşkına! Yarın ne kadar önemli işlerim olduğunu bir bilsen....' 'Şey oğlum..' 'Ne var anne, beni bu saatte uyandıracak kadar önemli ne var? Sabah arasan olmaz mıydı? ' Anne, oğlundan duyduğu bu kırıcı sözlerden dolayı, çok üzülmüş ve çok incinmişti. Ağlamaklı bir sesle şunları söyleyerek telefonu kapattı: 'Bundan tam otuzbeş yıl önce, böyle bir gece yarısı saat tam 03.30'da sen de beni uyandırmıştın!
Elbette her doğum önemlidir.Ama şiir yürekli insanların doğumu bambaşka bir anlam ifade eder..Çünkü şiir yürekli insanlar etraflarını aydınlatan ışık misalidirler.İşte bu nedenle doğumunuzu tebrik ediyor, sağlık ve esenlikler diliyor, bu günün anısına bir şiir sunuyorum..
Birol EROL
Kadına Şiddet Alçaklıktır
Kadınlar kutsaldır, kadınlar ana. Saygı gerek, bizleri doğurana. Merhem anadır, kanayan yarana. Çaya şeker, aşa tuz olur kadın.
Kadına şiddet zalimler işidir. Kadın hem âlim, hem âlimler eşidir. Her kadın, mutlak bir âşık düşüdür. Şiirlerin için saz olur kadın.
Omzunda taşır tüm kâinatı. Yoktur çalışmadığı bir satı. Şahittir buna, Doğu ve Batı. Hem baharın, hem de yaz olur kadın.
Bir zalim peşine takılır kadın. Zulüm görünce de, yıkılır kadın. Horlanır, itilir, kakılır kadın. Zariftir, narindir, naz olur kadın.
Yemek yapmayıp da, olmaz grevde. Süslenir bezenir bekler evde. Mutlu olsun, biraz say ve sev de. Kıymet bilinmezse, buz olur kadın.
Her yerde çalışır o, harıl harıl. Biraz naz etti diye, bir de darıl. Darılma yerine, ne olur sarıl. Erdemli insana haz olur kadın.
Bir erkekle bir dişidir soyumuz. Farklı farklıdır elbette huyumuz. Kadınlarla devam eder soyumuz. Sana ne söylense, az olur kadın.
Tüm şairler yazar, kadına şiir. Kadın bir ummandır, kadın nehir. Evlenince isme olur başşehir. Asla büyümez, hep kız olur kadın.
Kararlar bence onunla verilsin. Kadının gönlünden güller derilsin. Başarı birlikte, öne serilsin. Çalışkan erkeğe, hız olur kadın.
Alçaklıktır, kadına eza şiddet. Er olan göstermez kadına hiddet. Kadına gerek, saygı ve muhabbet. Kabuk değil, eve öz olur kadın..
Değerli arkadaşım, bu gün sizin doğum gününüz,iyi ki doğmuş ve iyiki sevenleriniz olmuş ve siz sevenlerinizi mutlu kılmışsınız.Selam ve Saygılarımla
Doğum Günü
D oğduğunda bilmezdin dünyada misafirsin O ysa nadir bulunan değerli bir safirsin G eçmiş günlere göre bu gün daha mahirsin U marım her geçen gün biraz daha tahirsin M addenle hayal değil dünden daha sahisin
G ünün kutlu olmalı iyi ki doğmuşsunuz Ü zmesin sizi kimse siz hakkı bulmuşsunuz N edamet kulun işi siz nadim olmuşsunuz Ü stelik bu alemde gül gibi kokmuşsunuz N ezafeti yüreğe,elbet indirmişsiniz, Ü midi saklı tutup,hayatı bilmişsiniz, Z aman akıp gitmekte,siz bunu görmüşsünüz.
K utlu olsun bu günün,kutlu olsun her günün, U marım ağlamazsın,hep görülsün güldüğün, T efekküre yönelsin,bakışın temayülün, L ebinden çıktığında,karşılansın isteğin, U zaklarda değildir,yakındır mutluluğun.
O lsun diye dilerim,bu günlerin hep kutlu, L ayıksın mutluluğa,günlerin olsun mutlu, S ıkıntılı olmasın,yarınların umutlu, U mduğunu bulursun,yaşarsın hep onurlu, N ezaket içersinde,her şeyi yap şuurlu.
SAAT 03.30'du. Adamın telefonu çalmaya başladı. Başını gömdüğü yastıktan binbir zorlukla kaldıran adam, yatak ucundaki telefona uzandı: 'Alo! Kimsiniz? ' 'Benim oğlum, annen! ' 'Anne of ya.. Bu saatte ne var Allah aşkına! Yarın ne kadar önemli işlerim olduğunu bir bilsen....' 'Şey oğlum..' 'Ne var anne, beni bu saatte uyandıracak kadar önemli ne var? Sabah arasan olmaz mıydı? ' Anne, oğlundan duyduğu bu kırıcı sözlerden dolayı, çok üzülmüş ve çok incinmişti. Ağlamaklı bir sesle şunları söyleyerek telefonu kapattı: 'Bundan tam otuzbeş yıl önce, böyle bir gece yarısı saat tam 03.30'da sen de beni uyandırmıştın! Doğum günün kutlu olsun evladım
2009 Hoş Geldin! (Dilimin Ucunda Aşk!) Ahmet Doğan
Hoş geldin!
Geldin ya bu yıl da, Gördüm ya seni Dünya gözüyle bir daha Ateşe verdim hüzünlerimi Savurdum küllerini Tüm gücümle, geçmişime Andan geriye, çok uzağa Asla kesişmesin diye Yollarımız bir daha!
Grilere boyansa da Tüm mazim ve hatıralar Maviler kaldı bana Güneşinin parıltısıyla
Hoş geldin!
Neler getirdin bana, Bir bilsen, neler? Unutturdun bana Saçımdaki akları Yüzümdeki çizgileri bile Görmez oldum aynalarda Bir başka geldin, bu kez İnanamasam da Unuttum sansam da tadını Dilimin ucundaydı aşk
Ama haykıramadım sevdiğime Düğümlendi boğazımda kelimeler Yutkundum, Yutkundum bir daha... Ve sustum... Kalakaldım öylece...
Hoş geldin!
Yağmurlar eşlik etti sana Her yıl olduğu gibi Yine tam zamanında Ve iyi ki de geldin! Aslında, hiçbir zaman Geç kalmadın ki sen Geç kalan bizdik, Aşk için! Ama niçin? Niçin böyle oldu? Niçin?
Doğrum günün kutlu olsun mutlu ol senelerce sana sanaldan bir çiçek yolladım hiç solmayacak ömrünce. Nice yıllara şiir yürekli dost.. Bilal Esen
Sevgili ZEYNEP hanımefendi, duyguların tercümanı isimli (http://gruplar.Antoloji.Com/duyguların tercumani) grubuma davet usulüyle üye kaydı yapıyorum. Çok kişiden ziya de özel ve laiklik ilkelerini benimsemiş kişilerden topluluk oluşturmak amacıyla sizin gibi elit insan olduğu varsayımıyla seçici olarak davet edip kayıt yapmaya çalışıyorum. Bu nedenle sizi de aramızda görmek isterim, eğer katılmayı arzu ederseniz bundan onur duyarım. Ayrıca grup sayfamızda grubumuzun amacını ve yapısını açıklayan tanıtım yazısına daha önce göz atmanızı da öneririm. Saygım ve Sevgimle. Bilal Esen
KENDINI MUTSUZ HISSETTIGINDE KALBINI DINLE,CUNKU SEN KALBIN KADAR TEMIZ VE GUZELLIKLERI HAKEDEN BIRISIN TUM GUZELLIKLER SENINLE OLSUN.. SANA BU ŞİİRİ HEDİYE EDİYORUM BU DOĞUM GÜNÜNDE
Güneş ilk defa doğuyordu Sana merhaba demek için Hayata tutunduğun ilk dalı hatırlarmısın? Anne'nin baş'parmağıydı! Avuçlarının içine alıp morartıcaya kadar sıkışın Daha sonra adının sevgi Yüzünün melek! olduğunu hatırladığında Zemheri soğukta buzları eriten sıca'cık sesiyle Sana ilk defa doğum günün kutlu olsun diyordu! Ve şimdi aynı sıcaklıkta olmasada Ben'de sana doğum günün kutlu olsun diyorum Kelebekler gönderiyorum sana Kanatlarında mutluluk,sevgi ve aydınlık dolu Bir ömür boyu sağlık dileklerimle DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN
Her gecen gun yeni birsey katiyor hayat bana,yeni bir dusunce,yeni bir cizik yuzumde,yeni bir tecrube... Daha cok cizik,daha cok dusunce,daha cok tecrube icin yasiyorum bu hayati...
22.04.2024 - 23:37
Site arkadaşımız Bayan Zeynep Orcaner
** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN **
28.12.2023 - 16:52
Ya Küserse
Saklanırken sözlerim
Gözlerini özlerim
Konuşmalar çok kısa
Yollarını gözlerim
Bakışmalar bitmiyor
Gönlüm sarmak istiyor
Sevda girdi gönlüme
Bırakmıyor gitmiyor
Yanar erir biterim
Her gün görmek isterim
Bu nasıl bir sevda ki
Burcu burcu tüterim
Kalbim söyle ne dersin
Sarılmamı beklersin
Ya küserse diyorum
Sen korkuyu bilmezsin
Öyle kolay mı sevmek
Her gün sevdiğini görmek
Elbet bir gün söylerim
Seven kalbim sabır et
Hüsamettin Sungur
Yeni şiirimi sayfama astım
beğeni ve değerli yorumunuza sunulmuştur
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN
Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın
Saygılarımla
22.04.2021 - 22:28
- USA'dan - Şaire arkadaşımız Bayan Zeynep Orcanel
<< DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN >>
22.04.2021 - 06:04
DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
22.04.2011 - 15:16
SEVGİLİ ARKADAŞIM;
*** DOĞUM GÜNÜNÜZÜ KUTLAR,YAŞAM BOYU BAŞARI VE MUTLULUKLAR DİLERİM..****
HAYAT SEVGİ KADAR GÜZEL AŞK GİBİ GÜÇLÜ OLSUN
DOĞUM GÜNÜNÜZÜN ANISINA**** RÜYA GİBİ *** ŞİİRİMİN ŞARKISINI DİNLEMEK İSTERSENİZ
http://www.atlassiir.com/atlas/sarkilar/ruya-gibi-2.html#respond
LİNK'İNDEN ATLAS ŞİİR SİTEME GİREREK DİNLEYEBİLİRSİNİZ..VEYA SİTEMİN SAĞ ORTA ÜSTTE- SİTE İÇERİĞİ EKLEME PANELİNİN HEMEN ÜZERİNDE *** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN ** LİNKİNE TIKLAYARAK DİNLEYEBİLİRSİNİZ.
VEYA ANTOLOJİDE 1.SAYFAMDAKİ RÜYA GİBİ ŞİİRİMİN SESLİ MP3 DOSYADAN DİNLEYEBİLİRSİNİZ.
TEKRAR NİCE MUTLU VE HUZUR DOLU YILLAR DİLERİM.
AKÇAYDAN SELAM VE SAYGILARIMLA....
İBRAHİM YILMAZ..
** RÜYA GİBİ **
Rüya gibi uçup bitti
O güzelim mutlu anlar
Bir hayaldi geçip gitti
O sevecen tatlı yıllar.
Mazideki o yıllara
Şöyle dönüp bir baksana
Sarhoş eden duygu gibi
Alır bizi kollarına.
Solmaz denen güzellikler
Hep yalanmış yalan meğer
Hayat denen tüm gerçekler
Bir anlık rüyaymış meğer.
Nerde şimdi nerde kaldı
Yalan olan çocukluğum
Bir yıldızdı kaydı gitti
Aşka kanan o gençliğim.
Kutlu olsun doğum günün
Mutlu olsun melek yüzün
Aşkla gülsün bütün ömrün
Sevip sarsın petek gönlün.
Şehirpalas Oteli - 1987
SARIKAMIŞ
Güfte: İbrahim Yılmaz
Beste:Ersin Kayışlı - Mustafa Açıkgöz
Okuyan: Mustafa Açıkgöz
Not:bu şarkının yasal telif hakları mevcuttur.
Bestekar saygıdeğer Ersin Kayışlı hocama ve şarkıyı okuyan saygıdeğer Mustafa Açıkgöz kardeşime çok teşekkür ederim.
İBRAHİM YILMAZ
************************************************************************
SEVGİLİ ARKADAŞIM;
** ATLAS **
Şiir ve şarkı sitesi eserlerinizi paylaşmak için sizi bekliyor.
** ŞİİRLERİNİZİ
** ŞARKILARINIZI
** SESLİ ŞİİRLERİNİZİ
** VİDEOLARINIZI
** RESİMLERİNİZİ
** VE DİĞER TÜM ESERLERİNİZİ
Sitemize KAYIT OLUP, DUYURULARI okuduktan sonra paylaşabilirsiniz.
Eğer sanat miziği severseniz radyosunu çok seveceksiniz.
www.atlassiir.com
http://www.atlassiir.com/atlas
************************************************************
GÖNÜL KURALLARI
Elif Şafak’tan Aşk’ın 40 kuralı
Aşk romanındaki 40 kuralı biraraya getirdik. Aşk romanının ve hayatın bir özeti… 40 kuraldan biri: Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde.
Karşınızda Elif Şafak’ın “Aşk” romanında bahsedilen “40 kural”. Sizce kırk kuralın bu kadar özel olmasının, bizi kalbimizden vurmasının sebebi nedir?
Benim zeminimde bunun karşılığı, kendi içimizde özümüze yaptığımız yolculukta karanlıkta kaldığımız anlarda bize ışık tutan kurallar olduğudur. Duygularımızın iki tane ucu varsa biri korku ise diğeri sevgidir. 40 kural içimizdeki Öz’le birleşme, hakikati bulma yolculuğumu karşımızsa çıkan Aşk’ın kurallarıdır.
O en uç noktada öyle büyük bir sevgi vardır ki, olsa olsa adı ilahi sevgi olur. İşte bu ilahi sevginin bir diğer adı da her yerde aradığımız, özellikle karşı cinste buluruz sandığımız “AŞK”tır. Hayat ne ironik değil mi? Dışarda sandığımız şeyler, aslında içimizde durmakta ve bizim onların farkına varmamızı beklemekte.
İşte Şemsi Tebrizi’nin Aşk romanında geçen 40 kuralı (biraz uzunca ama emin olun ki kitap gibi kurallar da okunmaya değer) :
Gönlü geniş ve ruhu gezgin sufi meşreplilerin kırk kuralı:
GÖNÜL KURALLARI
1. kural: Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok, eğer, tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.
2. kural: Hak yolunda ilerlemek yürek işidir,akıl işi değil. Kılavuzun daima yüreğin olsun,omzun üstünde ki kafan değil. Nefsini bilenlerden ol silenlerden değil!
3. kural: Kur’an dört seviyede okunabilir. İlk seviye zahiri manadır. Sonra ki batıni manadır. Üçüncü batıninin batınisidir. Dördüncü seviye o kadar derindir ki kelimeler kifayetsiz kalır tarif etmeye.
4. kural: Kainattatki her zerrede Allah’ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide, mescitte, kilisede, havrada değil, her an her yerdedir. Allah’ı görüp yaşayan olmadığı gibi, onu görüp ölen de yoktur. Kim O’nu bulursa, sonsuza dek O’nda kalır.
5. kural: Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. Aman sakın kendini diye tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği:
Bırak kendini, ko gitsin; akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!
6. kural: Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk konusunda dil zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz olur.
7. kural: Şu hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, hakikati keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.
8. kural: Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! istediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.
9. kural: Sabretmek, öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.
10. kural: Ne yöne gidersen git, doğu,batı,kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.
11. kural: Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz. Ssenden yepyeni ve taptaze bir sen zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir.
12. kural: Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.
13. kural: Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı, hoca,şeyh, şıh var. Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir. Tutup da ona hayran olmaya değil.
14. kural:Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
15. kural: Allah, içte ve dışta her an hepimizi tamama erdirmekle meşguldür. Tek tek her birimiz tamamlanmamış birsanat eseriyiz. Yaşadığımız her hadise, atlattığımız her badire eksiklerimizi gidermek için tasarlanmıştır. Rab noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.
16. kural:Kusursuzdur ya Allah, onu sevmek kolaydır. Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir. Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde belebilir. Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradan’dan ötürü yaratılanı sevmeden, ne layıkıyla bilebilir, ne layıkıyla sevebilirsin.
17. kural: Esas kirlilik dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur. Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.
18. kural: Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil bizzat içimizde bir sestir. Şeytanı kendinde ara, dışında, başkalarında değil ve unutma ki nefsini bilen Rabb’ini bilir. Başkalarıyla değil sadece kendiyle uğraşan insan sonunda mükafat olarak Yaradan’ı tanır
19. kural:Başkalarından saygı,ilgi ya da sevgi bekliyorsan önce sırasıyla kendine borçlusun bunları. Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir. Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı, sevin. Yakında gül yollayacak demektir.
20. kural: Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.
21. kural: Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi,hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek,kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk’ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.
22. kural: Hakiki Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur. Ama bekri aynı namazgaha girdimi orası ona meyhane olur. Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.
23. kural: Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz.
Aşırılıklardan uzak dur. Sufi ne ifrattadırne tefritte. Sufi daima orta yerde…
24. kural: Madem ki insan eşref-i mahlukattır, yani varlıkların en şereflisi, attığı her adımda Allah’ın yeryüzünde ki halifesi olduğunu hatırlayarak, buna yakışır soylulukta hareket etmelidir. İnsan yoksul düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile, gene de başı dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.
25. kural: Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama. İkisi de şu an da burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak, cennetteyiz aslında. Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak; nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz.
26. kural: Kainat yekvücud, tek varlıktır. Herşey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin ahını alma; bir başkasının hele hele senden zayıf olanın canını
yakma. Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti herkesin yüzünü güldürebilir.
27. kural: Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır, şer çıkarsa sana gerisin geri şer yankılanır.
Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin herşey değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse dünya değişir.
28. kural: Geçmiş zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret. Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi. Ne geleceğimizi bilebilir, ne geçmişimizi değiştirebiliriz. Sufi daima
şu anın hakikatini yaşar.
29. kural: Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten,”ne yapalım, kaderimiz böyle”deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin,ne de hayat karşısında çaresizsin.
30. kural: Hakiki sufi öyle biridir ki başkaları tarafından kınansa, ayıplansa, dedikodusu yapılsa, hatta iftiraya uğrasa bile, o ağzını açıp da kimse hakkında tek kelime kötü laf etmez.
Sufi kusur görmez kusur örter.
31. kural: Hakk’a yakınlaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı. Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir. Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalık, kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp… Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız. Ama kimimiz bunda ki hikmeti anlar ve yumuşar; kimimiz ise,ne yazık ki daha da sertleşerek çıkar.
32. kural: Aranızda ki perdeleri tek tek kaldır ki Allah’a saf bir aşkla bağlanabilesin. Kuralların olsun ama kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma. Bilhassa putlardan uzak dur, dost. Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma. İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama!
33. kural: Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol! Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışında ki biçim değil içinde ki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil hiçlik bilincidir.
34. kural: Hakk’a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir. Tam tersine, böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir. Teslim olan insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır; emin bir beldede yaşar.
35. kural: Şu hayatta ancak tezatlarla ilerleyebiliriz. Mümin içindeki münkirle tanışmalı, Allah’a inanmayan kişi ise içinde ki inananla. İnsan-ı kamil mertebesine varana kadar gıdım gıdım ilerler kişi. Ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde olgunlaşır.
36. kural: Hileden,desiseden endişe etme. Eğer birileri sana tuzak kuruyor, sana zarar vermek istiyorsa, Allah da onlara tuzak kuruyordur. Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer. Bu sistem karşılıklar esasına göre işler. Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne bir katre şer. O’nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz. Sen sadece buna inan!
37. kural:Allah kılı kırk yaracak titizlikle çalışan bir saat ustasıdır. O kadar dakiktir ki sayesinde her şey tam zamanında olur. Ne bir saniye erken, ne bir saniye geç. Her insan için bir aşık olma zamanı vardır; bir de ölmek zamanı.
38. kural: Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım? Diye sormak için hiçbir zaman geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün.
Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa,yazık!
Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.
39. kural: Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır. Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz. Her şey yerli yerinde kalır, merkezinde… Hem de bir günden bir güne hiçbir şey aynı olmaz.
Ölen her sufi için bir sufi daha doğar.
40. kural: Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur. Aşk’ın hiçbir sıfat ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde
22.04.2011 - 14:05
Saygın şaire arkadaşımız Zeynep Orcanel
* Doğum gününüz kutlu olsun *
22.04.2011 - 08:29
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN NİCE SENELERE
SAAT 03.30'du. Adamın telefonu çalmaya başladı. Başını gömdüğü
yastıktan binbir zorlukla kaldıran adam, yatak ucundaki telefona uzandı:
'Alo! Kimsiniz? '
'Benim oğlum, annen! '
'Anne of ya.. Bu saatte ne var Allah aşkına! Yarın ne kadar
önemli işlerim olduğunu bir bilsen....'
'Şey oğlum..'
'Ne var anne, beni bu saatte uyandıracak kadar önemli ne var?
Sabah arasan olmaz mıydı? '
Anne, oğlundan duyduğu bu kırıcı sözlerden dolayı, çok üzülmüş
ve çok incinmişti. Ağlamaklı bir sesle şunları söyleyerek telefonu kapattı:
'Bundan tam otuzbeş yıl önce, böyle bir gece yarısı saat tam 03.30'da
sen de beni uyandırmıştın!
Doğum günün kutlu olsun evladım
ALINTI
22.04.2011 - 00:45
Elbette her doğum önemlidir.Ama şiir yürekli insanların doğumu bambaşka bir anlam ifade eder..Çünkü şiir yürekli insanlar etraflarını aydınlatan ışık misalidirler.İşte bu nedenle doğumunuzu tebrik ediyor, sağlık ve esenlikler diliyor, bu günün anısına bir şiir sunuyorum..
Birol EROL
Kadına Şiddet Alçaklıktır
Kadınlar kutsaldır, kadınlar ana.
Saygı gerek, bizleri doğurana.
Merhem anadır, kanayan yarana.
Çaya şeker, aşa tuz olur kadın.
Kadına şiddet zalimler işidir.
Kadın hem âlim, hem âlimler eşidir.
Her kadın, mutlak bir âşık düşüdür.
Şiirlerin için saz olur kadın.
Omzunda taşır tüm kâinatı.
Yoktur çalışmadığı bir satı.
Şahittir buna, Doğu ve Batı.
Hem baharın, hem de yaz olur kadın.
Bir zalim peşine takılır kadın.
Zulüm görünce de, yıkılır kadın.
Horlanır, itilir, kakılır kadın.
Zariftir, narindir, naz olur kadın.
Yemek yapmayıp da, olmaz grevde.
Süslenir bezenir bekler evde.
Mutlu olsun, biraz say ve sev de.
Kıymet bilinmezse, buz olur kadın.
Her yerde çalışır o, harıl harıl.
Biraz naz etti diye, bir de darıl.
Darılma yerine, ne olur sarıl.
Erdemli insana haz olur kadın.
Bir erkekle bir dişidir soyumuz.
Farklı farklıdır elbette huyumuz.
Kadınlarla devam eder soyumuz.
Sana ne söylense, az olur kadın.
Tüm şairler yazar, kadına şiir.
Kadın bir ummandır, kadın nehir.
Evlenince isme olur başşehir.
Asla büyümez, hep kız olur kadın.
Kararlar bence onunla verilsin.
Kadının gönlünden güller derilsin.
Başarı birlikte, öne serilsin.
Çalışkan erkeğe, hız olur kadın.
Alçaklıktır, kadına eza şiddet.
Er olan göstermez kadına hiddet.
Kadına gerek, saygı ve muhabbet.
Kabuk değil, eve öz olur kadın..
Bİrol EROL
30.12.2010 - 10:26
Günaydınnnnn Zeynep Hanım..Yeni gün ve yıl mutluluk ve bereket getirsin size.... Yanınızda olsun güzellikler.... Sevgilerimle.....
22.04.2010 - 12:42
Değerli arkadaşım, bu gün sizin doğum gününüz,iyi ki doğmuş ve iyiki sevenleriniz olmuş ve siz sevenlerinizi mutlu kılmışsınız.Selam ve Saygılarımla
Doğum Günü
D oğduğunda bilmezdin dünyada misafirsin
O ysa nadir bulunan değerli bir safirsin
G eçmiş günlere göre bu gün daha mahirsin
U marım her geçen gün biraz daha tahirsin
M addenle hayal değil dünden daha sahisin
G ünün kutlu olmalı iyi ki doğmuşsunuz
Ü zmesin sizi kimse siz hakkı bulmuşsunuz
N edamet kulun işi siz nadim olmuşsunuz
Ü stelik bu alemde gül gibi kokmuşsunuz
N ezafeti yüreğe,elbet indirmişsiniz,
Ü midi saklı tutup,hayatı bilmişsiniz,
Z aman akıp gitmekte,siz bunu görmüşsünüz.
K utlu olsun bu günün,kutlu olsun her günün,
U marım ağlamazsın,hep görülsün güldüğün,
T efekküre yönelsin,bakışın temayülün,
L ebinden çıktığında,karşılansın isteğin,
U zaklarda değildir,yakındır mutluluğun.
O lsun diye dilerim,bu günlerin hep kutlu,
L ayıksın mutluluğa,günlerin olsun mutlu,
S ıkıntılı olmasın,yarınların umutlu,
U mduğunu bulursun,yaşarsın hep onurlu,
N ezaket içersinde,her şeyi yap şuurlu.
Sinan Karakaş
22.04.2010 - 07:29
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN NİCE SENELERE
SAAT 03.30'du. Adamın telefonu çalmaya başladı. Başını gömdüğü
yastıktan binbir zorlukla kaldıran adam, yatak ucundaki telefona uzandı:
'Alo! Kimsiniz? '
'Benim oğlum, annen! '
'Anne of ya.. Bu saatte ne var Allah aşkına! Yarın ne kadar
önemli işlerim olduğunu bir bilsen....'
'Şey oğlum..'
'Ne var anne, beni bu saatte uyandıracak kadar önemli ne var?
Sabah arasan olmaz mıydı? '
Anne, oğlundan duyduğu bu kırıcı sözlerden dolayı, çok üzülmüş
ve çok incinmişti. Ağlamaklı bir sesle şunları söyleyerek telefonu kapattı:
'Bundan tam otuzbeş yıl önce, böyle bir gece yarısı saat tam 03.30'da
sen de beni uyandırmıştın! Doğum günün kutlu olsun evladım
06.05.2009 - 12:30
11.04
2009
Hoş Geldin! (Dilimin Ucunda Aşk!)
Ahmet Doğan
Hoş geldin!
Geldin ya bu yıl da,
Gördüm ya seni
Dünya gözüyle bir daha
Ateşe verdim hüzünlerimi
Savurdum küllerini
Tüm gücümle, geçmişime
Andan geriye, çok uzağa
Asla kesişmesin diye
Yollarımız bir daha!
Grilere boyansa da
Tüm mazim ve hatıralar
Maviler kaldı bana
Güneşinin parıltısıyla
Hoş geldin!
Neler getirdin bana,
Bir bilsen, neler?
Unutturdun bana
Saçımdaki akları
Yüzümdeki çizgileri bile
Görmez oldum aynalarda
Bir başka geldin, bu kez
İnanamasam da
Unuttum sansam da tadını
Dilimin ucundaydı aşk
Ama haykıramadım sevdiğime
Düğümlendi boğazımda kelimeler
Yutkundum,
Yutkundum bir daha...
Ve sustum...
Kalakaldım öylece...
Hoş geldin!
Yağmurlar eşlik etti sana
Her yıl olduğu gibi
Yine tam zamanında
Ve iyi ki de geldin!
Aslında, hiçbir zaman
Geç kalmadın ki sen
Geç kalan bizdik,
Aşk için!
Ama niçin?
Niçin böyle oldu?
Niçin?
22.04.2009 - 20:02
Doğrum günün kutlu olsun
mutlu ol senelerce
sana sanaldan bir çiçek yolladım
hiç solmayacak ömrünce.
Nice yıllara şiir yürekli dost.. Bilal Esen
Sevgili ZEYNEP hanımefendi, duyguların tercümanı isimli (http://gruplar.Antoloji.Com/duyguların tercumani) grubuma davet usulüyle üye kaydı yapıyorum. Çok kişiden ziya de özel ve laiklik ilkelerini benimsemiş kişilerden topluluk oluşturmak amacıyla sizin gibi elit insan olduğu varsayımıyla seçici olarak davet edip kayıt yapmaya çalışıyorum. Bu nedenle sizi de aramızda görmek isterim, eğer katılmayı arzu ederseniz bundan onur duyarım. Ayrıca grup sayfamızda grubumuzun amacını ve yapısını açıklayan tanıtım yazısına daha önce göz atmanızı da öneririm. Saygım ve Sevgimle. Bilal Esen
22.04.2009 - 19:39
KENDINI MUTSUZ HISSETTIGINDE KALBINI DINLE,CUNKU SEN KALBIN KADAR TEMIZ VE GUZELLIKLERI HAKEDEN BIRISIN TUM GUZELLIKLER SENINLE OLSUN.. SANA BU ŞİİRİ HEDİYE EDİYORUM BU DOĞUM GÜNÜNDE
Güneş ilk defa doğuyordu
Sana merhaba demek için
Hayata tutunduğun ilk dalı hatırlarmısın?
Anne'nin baş'parmağıydı!
Avuçlarının içine alıp morartıcaya kadar sıkışın
Daha sonra adının sevgi
Yüzünün melek! olduğunu hatırladığında
Zemheri soğukta buzları eriten sıca'cık sesiyle
Sana ilk defa doğum günün kutlu olsun diyordu!
Ve şimdi aynı sıcaklıkta olmasada
Ben'de sana doğum günün kutlu olsun diyorum
Kelebekler gönderiyorum sana
Kanatlarında mutluluk,sevgi ve aydınlık dolu
Bir ömür boyu sağlık dileklerimle
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN
22.04.2009 - 15:07
mrb prenses :) :)
22.04.2009 - 10:50
Sn.Zeynep Hanım. Doğum gününüzü kutlar,bir ömür boyu,sağlıklı,mutlu ve huzur dolu günler dilerim.Sevgiyle kalın.
22.04.2009 - 10:08
*Doğum** **Gününüzü** **Kutlarım! .***
Doğum Gününüzü Kutlarım! ...
En güzel günler sizin olsun..
nice senelere...
bu vesile ile sizi kurucusu olduğum Osmanlı Torunları adlı grubu/N/muza bekliyorum....
grup adresi: http://gruplar.antoloji.com/osmanli-torunlari/
selam ve dua ile..
Doğum Günü Hediyesi Olarak Şiirimi Kabul Buyurun.
selam ve dua ile..
Ölümsüz Değilim…(Doğum Günüm Anısına...)
ölümsüz değilim, bir faniyim, ben,
benliğin en ücra köşesindeyim...
faili meçhuldüm bilmem ki neden...
fukara telaşı, endişesiyim...
leş yiyen kargalar, kondu başıma,
ve bana anlattı, leş olduğumu...
isterseniz yazın mezar taşıma,
benim nasıl bir kalleş olduğumu...
hayır, hayır kalleş değilim hayır...
suçumu anlatan dili kestiler
gövdemden kellemi istersen ayır,
kalleş değilim ben, kalleş dediler...
insan olmak hüznü, kucaklamaktır…
ellerin kor alev gibi yansa da…
küllerini umarsız savurmaktır…
geride bulanık düşler kalsa da…
sonra sokak yanar, evler tutuşur,.
kara bulut dolar göğüme benim…
beyazlar içinde giden kavuşur.
kimse inanmaz öldüğüme benim…
Kenan YÖRDAN.
**Doğum Günüm Anısına(21 Temmuz1982)
16.07.2008; Çarşamba.
Toplam 17 mesaj bulundu