Zekeriya Maral Antoloji.com

1967 ERZURUM/AŞKALE doğumlu, İLAHİYAT mezunu.Vatanperver, sanatçı, şair, yazar, fikir amelesi

SANAT SERÜVENİ

TİYATROCU:
1973 yılında bir anadolu turnesi sonucu memleketi ERZURUM/AŞKALE’ye gelen, altı yaşındayken, rahmetli babasıyla birlikte gittiği, “Günah işlemeden tiyatro yapacağım” o meşhur sözün sahibi MERHUM ÜSTAD HASAN NAİL CANAT’ın yazıp yönettiği oynadığı, dini ve milli duyguları çağrıştıran “GÜNAHKÂR BABA” adlı oyunu izlerken, çok duygulanır ve etkilenir. O gün kararını verir “bende tiyatrocu olacağım.”

..

Devamını Oku
  • Hüsamettin Sungur
    Hüsamettin Sungur 27.05.2021 - 05:20

    DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
    Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın

  • Zekeriya Maral
    Zekeriya Maral 23.02.2021 - 13:49

    ZEKERİYA MARAL  1967 Erzurum, Aşkale doğumlu, İlahiyat Önlisans mezunu.

    MÛSİKÎŞİNAS (Türk tasavvuf musikisi, irfan Türküleri) Bu konuda albümler yaptı, birçok televizyon programları ve halk konserleri verdi.

    RADYO PROGRAMCISI (İstanbul'da uzun yıllar radyolarda, yapımcı ve sunucu olarak progr ...

Toplam 2 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR


  • ramazan

    17.09.2008 - 18:51

    BİR NAZLI MİSAFİRDİR RAMAZAN

    Şimdi bir uhrevilik heyecanı çağlamalı yüreklerde. Her yıl hasret ve iştiyakla yolunu gözlediğimiz, gecelerin esâtiri güzelliklerinden, seherlerin sihirli dakikalarından, haftaların ve ayların Ramazansız çehrelerinin ardından, biricik sultanı bu ayların nazlı misafirini, edeple hürmetle karşılama zamanı.
    Millet olarak bizim dünyamızda bir başkadır Ramazan-ı Şerif ve oruç. Bu nazlı misafirin gelişiyle, rahmet haleleri düşer üstümüze ve maneviyata dair derinliği yeniden keşfediyor olmanın sevinç ve inşirahıyla adeta her yıl bir milat yaşarız. Giderken de bir yandan bayram sevincini yaşatır ve öte yandan sinelerimize garip bir burukluk salar da öyle gider.
    Bu nazlı misafirin gelişiyle, onu sahiplenen talihli ve nasipli insanların simalarından, mabetlerin feyzefşan gecelerine; tevhidin zarif sembolleri minarelerde ki ışıl ışıl mahyalardan, gönüllerde ki nur mahyalarına kadar her şey ondaki başkalığı sunar dünyamıza. Tespih ve tehlillerle inleyen ibadet hanelerimizde, his ve heyecan tufanından, müminlerin sarmaş dolaş hallerine kadar hemen her şeyde ötelere ait eşsiz bir firdevsilik görülür.

    Bu mübarek zaman diliminde seherler bir farklı hale bürünür ki yalnız bu aya mahsus büyülü ve mahrem edalarıyla bizlere kokular gönderirler maveradan.
    Segah makamında okunan akşam ezanı ile birlikte, bir şölen ihtişamı ile belirir emr-i ilahi. İftar ve teravih heyecanı kuşatır ruh ve bedeni. Sonra mümince yaşamanın hazzını duyar insan şükreder yaradana. Geceler sükunet ve bir huşudemle geçerken, içinde bin geceden daha hayırlı bir geceyi barındırır bu kutsi ay.
    Ramazan-ı Şerif, nazlı misafir, millet olarak bin yıldan beri devam eden inanç, anlayış, gelenek,duygu ve düşüncemizin bugün ki kıvamında; dünyamıza ve gönüllerimize sahur ve iftar davetlisi olarak teşrif edişi ayrı bir güzellik. Camilere iştiyakla koşan dırahşan çehreler, şadırvanların başında uhreviliğe hazırlanan, arınmayı temenni eden müminlerin huşusu gök kubbeye ahenkli bir yankıyla çarpıyor adeta.
    Bu misafir çok güzel, bir başka edalı, bir başka nazlı ve özeldir. Gitmesi istenmeyen bir misafir ve de Yüce Rabbimizin bir lûtfu bu bize. Bu misafire gereği gibi hürmet ve hizmet etmeyi Rabbimiz cümlemize nasip eyleye. Bu kutlu misafirin memnuniyeti de bizi asıl gayemiz olan Hakka vasıl eder inşallah.

Toplam 1 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR