Yusuf Bulut Antoloji.com

Değerli dostlar... Bu üyelik aktfi değildir... Bu üyeye ulaşmak isteyen canlar aşağıdaki email adresimden ulaşabilir [email protected] veya facebook üzerinden www.facebook.com/muhasebeciyusuf

  • Canyürek
    Canyürek 28.12.2007 - 08:44

    Canim kardesim, basarilarinin devamini dilerim....

  • Seriye İnan
    Seriye İnan 22.02.2007 - 08:56

    Merhaba ben tesdüfen merakımdan girdim busiteye iyiki varsınız sizingibi yürekli gençlerimiz varken ğözümüz asla arkada kalmayacaktır.
    uğurlar Aliler asla ölmeyecektir.helede Atatürkü kendine rehber edinmiş biri alimdir, bilimdir aklı selimdir, yüreklidir. sana hayatın boyunca buçizgide başarıla ...

  • Özlem Yüksel
    Özlem Yüksel 16.12.2006 - 10:54

    Yüce yaratan tarafından yaratılmış ve insana bahşedilmiş herşey,sadece ama sadece, onun kıymetini degerini bilmeyen insanların eli deydiginde kirlenir.. Bizi insan yapan bir takım güzel inançlarımız gibi...
    Zaman geçtikçe özünü kaybeden, kim oldugunu unutanlar gibi,kirlidir bu inaçlarda..

    Ama ...

Toplam 13 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR


  • Kış

    Derya Aslan

    12.01.2007 - 09:54

    iki kelime ile yorum yapacagım

    'çok beğendim'

  • ...Yar...

    Derya Aslan

    12.01.2007 - 09:50

    ÖYLE GÜZEL BİR ANLATIM OLMUŞKİ ŞİİRDEKİ DUYGU...

    SANIRIM ARTIK HAREKETE GEÇME ZAMANI GELMİŞTE GEÇİYOR BİLE CÜMLESİNİ KENDİ KENDİME HATIRLATTI....

    Öyle zordur ki, kurşunu havada, sevgiyi de yürekte
    tutmak!

    Bazen duygularımız bizden erken yaşlanır
    ve bizden hayatın geri kalanını alır. ...

  • Alim Alim Benim Şahım Alimsin

    Yaşar Gürlek

    14.12.2006 - 09:37

    Hakk Muhammed Ali ve 12 İmamlar adıyla Aşk-ı Niyazlarımı sunuyorum... Yüreğinize sağlık

    CEMEVİ

    (YUSUF)

Toplam 4 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR
  • anne

    12.05.2007 - 14:05

    Bu mesaj KİME?

    1) Evladını herhangi bir sebeble KAYBETMİŞ tüm annelere…

    2) Her hangi bir nedenle Evlat sahibi OLAMAMIŞ tüm annelere…

    3) Evladı olupta herhangi bir nedenle evladı ile KONUŞAMAYAN iletişim kuramayan tüm annelere…

    4) Annesini kaybetmiş, yada annesini bulamayan, annesi ike konuşamayan tüm EVLATLARA…

    EVLADI OLMAYAN, EVLADI OLAMAYAN YADA EVLADINI KAYBETMİŞ ANNELER…

    BU ŞİİR MANEVİ OĞLUNUZ DEĞİL,
    “ÖZ OĞLUNUZ” BENDEN SİZE HEDİYE

    YUSUF (İSTANBUL)

    Kalk anam kalk, Allah aşkına kalk
    Bak mevsim umut mevsimi
    papatya mevsimi, gül mevsimi
    mevsim bahar
    dağlar kar
    suların coşup taştığı zamandır

    kalk yarasına merhem olduğum kalk
    ben geldim uyan da bir bak
    yatma öyle sessiz, öyle nefessiz n’olur
    yatma öyle çaresiz
    aç gözlerini yaşadığını bileyim
    gülersen güleyim
    ağlarsan gözyaşını sileyim
    oynat kirpiklerini bulutlar uçsun gözlerinde
    bahar yağmurları yıkasın saçlarını
    ölmek gerekiyorsa ben öleyim...

    kalk anam
    allah aşkına kalk
    ben geldim bak
    kime bu nazın, kime bu küsün
    bu inat niye
    konuş benimle, allah aşkına konuş
    yatma öyle sessiz, öyle nefessiz kurban olduğum
    bir ses ver, bir nefes
    yaşadığını bileyim

    kalk anam kalk
    allah aşkına kalk
    ben geldim uyanda bir bak
    saklandığımız kovuklarda
    şidetli yağmurlar yağsın yine
    rüzgarlar essin, fırtınalar kopsun, şimşekler çaksın
    koynuna al beni, sarıl sımsıkı
    başımı göğsüne yaslayayım
    yeneyim bütün korkularımı
    ve sen beni hiç bırakma, bıkma n'olur

    koynuna al yine, sarıl sımsıkı, üşüyorum
    korkuyorum yıldızlar uykuya yattığında
    tut elimden güneşe götür beni
    saçları sümbül anam, yanağı gül anam
    sayki, küçük bir çocuğum daha hiç büyümedim
    şimdi ben ne yaparım, nereye giderim
    kime gösteririm kanayan dizlerimi

    uyan anam bak sümbül vakti, gül vakti
    bin hayat tomurcuğu umuda kızarır dallarda
    usul, ağır, yorgun uyuyor bedenin
    ah ne kadarda güzelsin anam
    uyan kurban olduğum uyan bak rüzgar vakti dağlarda

    tut elimden kırlara gidelim
    beyaz papatyalar toplayayım sana
    düşersen yalnız kalırım
    gidersen öksüz
    taşıyamaz yüreğimin ağrısını hiç bir beden

    kalk allah aşkına kalk
    böyle yapayalnız boynu bükük koma beni
    senin sıcaklığından ayrı, sevginden uzak
    kime koşarım, nasıl yaşarım böyle bir başıma
    teninin kokusunu özledim anne, sımsıcak nefesini
    yavrum diyen o nazlı yumuşacık sesini
    hadi uyan canyoldaşım, gözbebeğim
    sarı gülüm, altın kalplim, iyilik meleğim
    gözlerime acılar yağdıran
    kalk ki, yine sana türküler söyleyeyim

    kalk anam kalk allah aşkına kalk
    bu yürek nasıl dayanır
    derdini kalem olup yazmaya, dil olup söylemeye
    sana sarılmayı özledim, nazlanıp darılmayı
    kanayan gözlerimde sızılar akıyor bak
    kırmızı yağmurlar yağıyor üzerime
    ıslanıyor sensíz kalan yanım
    hadi uyan yüreğini öptüğüm
    koma beni buralarda yalnız
    bırakıp gitme
    yıkılırım
    bir kez değil, her gün bin kez ölürüm

    Sarılki
    kokun sinsin tenime anne
    sevgin işlesin yüreğime
    bu yalancı dünyada kimim varki senden başka
    gözlerimden öpecek, üstümü örtecek
    karanlık soğuk gecelerde

    kalk anam allah aşkına kalk
    karanlık çöküyor bak goncagül sevinçler üstüne
    boynunu büküyor yaşam
    yaralı ceylanlar meliyor uzak dağbaşlarında
    turnalar da geçmiyor artık
    kalk allah aşkına kalk
    sen bir maral ol, ben ceylan
    dağlar gökkuşağı olsun, ovalar seyran

    Sarıl sımsıkı tenim ol, beni bırakma
    tut ellerimi benimle ağla, benimle yan
    benimle uyu, benimle uyan
    birlikte çıkalım dağlara bak yayla zamanı
    ben munzur suyu olayım, sen teyran
    sen nisan ol, ben haziran...
    ben küçük bir pınar, sen çağlayan
    akıp gidelim koyun koyuna

    Sen yoksan kurur kurnalar
    dereler susuz, koyunlar kuzusuz kalır
    melemez bir daha ardından koyunlar
    kan süzülür kirpiklerden yüreklere
    keklikler de ötmez bir daha, turnalar da geçmez buralardan
    bir daha koşamam çayır kuşlarıyla, yarışamam deli sularla
    bastırıp göğsüme acılarımı küserim yaşama

    kalk anam kalk allah aşkına kalk
    bulutlarda ağlıyor bak
    kalk şiirler dizilsin yollara, türküler dizilsin
    eğilsin önünde kavak ağaçları akakasyalar
    çiçekler dursun selama
    yaşamın adı sensin, senin adın yaşam
    düşersen omuzuma
    üşürsen yüreğime yaslan
    tut ellerimi sevinçlere yürüyellim ana
    nasıl taşıdıysan beni dokuz ay karnında
    ben sırtımda taşıyayım seni bir ömür

    .......
    ah nazlı anam
    uzansam
    dokunabilir miyim? yüreğindeki incinmişliklere
    durdurabilir miyim? zamanı
    gözlerinin içindeki yaşları öpebilir miyim?
    anlayabilir miyim? yaşamı ve ölümü
    anlatabilir miyim? acının dayanılmazlığını
    yaşamın umursamazlığını
    kim dinler beni

    ey benim dağ dağ kalbime gömdüğüm nazlım
    benki, düşleri ıssız nehirlere akan o küçük çocuğum daha
    kar yağıyor, rüzgar uğultuları dışarda
    al sıcaklığına sar beni, üşüyorum
    ya gece, gecede üşür mü anne
    kimsesiz kalınca
    bırakıp gitme n’olur
    .........
    ben başımı nasıl taşlara çalmazım dağlar oy
    gözyaşımı nasıl çaylara salmazım dağlar oy
    ah komşular komşular hele deyin
    ya ben nasıl, ya ben nasıl ağlamazım dağlar oy...

    “BU MESAJI ALLAH RIZASI İÇİN” ÇEVRENİZE DAĞITMANIZI RİCA EDİYORUM… BU ZİNCİRE SİZDE KATILIN VE BU MESAJ EVLAT HASRETİ ÇEKEN TÜM ANNELERE ULAŞSIN…

    Bu mesaj KİME?

    1) Evladını herhangi bir sebeble KAYBETMİŞ tüm annelere…

    2) Her hangi bir nedenle Evlat sahibi OLAMAMIŞ tüm annelere…

    3) Evladı olupta herhangi bir nedenle evladı ile KONUŞAMAYAN iletişim kuramayan tüm annelere…

    4) Annesini kaybetmiş, yada annesini bulamayan, annesi ike konuşamayan tüm EVLATLARA…

    LÜTFEN SİZ YUKARIDAKİ SEÇENEKLERDEN BİRİNE AİT DEĞİLSENİZ BİLE, BU MESAJI ÇEVRENİZDEKİ ARKADAŞLARINIZA, DOSTLARINIZA ALLAH RIZASI İÇİN İLETİN…

    [email protected]
    www.cemevi.8M.com

  • uğur mumcu

    25.01.2007 - 09:38

    Uğur Mumcu
    Cumhuriyet Gazetesi, 25 Ağustos 1975

    SESLENİŞ...

    Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık.

    Babalarımız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.

    Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirirdik kitaplarımızı.

    Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.

    Ecelsiz öldürüldük, dövüldük, vurulduk, asıldık…

    VURULDUK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !

    Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı.

    İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez..

    İsteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.

    Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.

    Yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu.

    Bizleri yok etmek istediler hep.

    ÖLDÜRÜLDÜK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !

    Fidan gibi genç kızlardık; hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden.

    Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik.

    Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla..

    Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi, taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi.

    Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.

    HÜCRELERE ATILDIK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !

    Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti.

    Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acınmaksızın.

    Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha.

    Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk.

    Vicdan sustu.! ! !

    Hukuk sustu.! ! !

    İnsanlık sustu.! ! !

    GÖZ GÖRE GÖRE ÖLDÜRÜLDÜK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !

    Kanserdik; ölüm her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.

    Uydurma davalarla kapattılar hücrelere.

    Hastaydık. Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki.

    Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık.

    Önce, kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık önlerine.

    Sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.

    ÖLDÜRÜLDÜK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !

    Giresun’daki yoksul köylüler, sizin için öldük.! ! !

    Ege’deki tütün işçileri, sizin için öldük.! ! !

    Doğudaki topraksız köylüler, sizin için öldük.! ! !

    İstanbul’daki, Ankara’daki işçiler, sizin için öldük.! ! !

    Adana’da paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.! ! !

    VURULDUK, ASILDIK, ÖLDÜRÜLDÜK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !

    Bağımsızlık Mustafa Kemal’den armağandı bize.

    Kapitalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımzılığı için kan döktük sokaklara.

    Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler gizli emellerle, başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler.

    Amerikan üstleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.

    Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !

    Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk, komünist dediler.

    Ülkemiz tam bağımsız değil dedik, kelepçeyle geldiler üstümüze.

    Kurtuluş Savaşı’nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha da dik tutabilmekti çabamız.

    Bir kez dinlemediler bizi.

    Bir kez anlamak istemediler.

    VURULDUK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !

    Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık.

    Bir kadın eline değmişti ellerimiz.

    Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha..

    Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına.

    Herkes tanıktır ki korkmadık.

    İçimiz titremedi hiç.

    Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.

    ASILDIK EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !

    Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar.

    Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere.

    Öfkelerini bir gün bile karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük.

    Hukuk adına,

    özgürlük adına,

    demokrasi adına..

    Batı uygarlığı adına bizleri, bir şafak vakti ipe çektiler:

    Korkmadan öldürüldük, EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !

    Bir gün mezarlarımızda güller açacak EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !

    Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !

    Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz EY HALKIM UNUTMA BİZİ! ! !

    UNUTMA BİZİ! ! !

    Uğur Mumcu

    Cumhuriyet Gazetesi, 25 Ağustos 1975

    .

  • uğur mumcu

    27.11.2006 - 08:28

    Bir pazar sabahıydı
    Ankara kar altında
    Zemheri ayazıydı
    Yaz güneşi koynunda
    Ucuz can pazarıydı
    Kalemim düştü kana
    Y O B A Z L A R pusudaydı
    Bedenim paramparça

    Çevirdim anahtarı
    Apansız bir ölüme
    Şarapnel parçaları
    Saplandı ciğerime
    Ucuz can pazarıydı
    Kan doldu gözlerime
    İsimsiz korkuları
    Katmadım yüreğime
    Bembeyaz doğruları
    Yaşadım ölümüne

    Uğur'lar olsun Uğur'lar olsun
    Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun
    Bir keskin kalem, bir kırık gözlük
    ATATÜRKÇÜ GENÇLİĞE hatıran olsun

    Not: Büyük harfle yazılan terimler orjinal türküye ait değildir, ben değiştirdim.

Toplam 10 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR