Yorgun Savaşcı Adlı Üyenin Nedir Yazıları - A ...

  • necip fazıl kısakürek

    02.10.2004 - 15:48

    Bir baska uyenin ya da uyelerin yazdigi anlama direk atifta bulunan, yanit veren, destek olan, elestiren mesajlar artik pasiflenmektedir.

    Yazinizi uygun hale getirip yeniden aktarabilirsiniz...

    Nedir forum bolumu degildir. Duyurularinizi, argumanlarinizi, sorularinizi lutfen forum ya da mesaj bolumlerinde tasiyiniz.

    Uyeleri direk laf kavgasina goturecek yazilar pasiflenmektedir.

    Rakı şişesinde balık olmaktan, Makinalaşmaktan, Devrimden, Dikdatörlere tapınmaktan, Gavur hayranlığından, Şehvetten vs bahsetmediği için ''gereksiz şeyler'' konu ettiği zannedilen FİKİR ADAMI...
    BAYRAKTAROĞLU (Tokat, Bay, 25)
    25.9.2004 22:27

    doğru söze doğru denir...

    hepsi bu kadar...

  • erbakan

    02.10.2004 - 15:24

    namaz kılmayan,oruç tutmayan,kur an okumayan,tesettürü farz görmeyen,zekat vermeyen
    içki içen,zina eden,kumar oynayan,tesettüre riayet etmeyen müslümanlar olabiliyor da,bunlar hiç utanmadan biz müslümanız diyebiliyor da,bunların sözleri makbul kabul ediliyor da buna
    lar dürüst olabiliyorda,emirleri uygulayıp yasakalrdan sakınanlar müslüman,dürüst doğru sözlü olamıyor...

    islamiyet müslümanlara bunları mı emrediyor...

    başkalarından bekliyor da kendinizi dışarı mı tutuyorsunuz....

    özle söz de birlik söylediği gibi yaşamaksa...

    müslümansak müslüman olduğumuzu söylüyorsak siyasette erbakandan tayyipden daha doğru sözlü kim var....

    müslümansak müslüman olduğumuzu söylüyorsak dinin emirlerini yapmaya çalışıp yasaklarından sakınanlardan daha doğru sözlü çevremizde kim var....

    hem emirleri yerien getirmeyip yasaklardan sakınmıcağız(türkiye üslümanlarının hali) hemde müslümanlığı dürüstlüğü doğru sözlüğü kimseye bırakmıyacağız...

    elinde içki kadehi ile müslüman olduğunu söyleyip içki içmeyen müslümanın müslümanlığını eleştiren doğru sözlü ' dürüst siyasetçilerimiz,yazarlarımız,sanatçılarımız,düşünürlerimiz,aydınlarımız,proflarımız,milletimiz var...

    müslümanız demeseler onlara inanacağız...
    sizcede müslümanız deyince iş değiş miyor mu?

    ülkemde inaçsızlardan başka dürüst adam yok...
    küfür o nedenle bu kadar hızlı yol alıyor....

    müslümansak iş değişiyor....müslümanlık bizi bağlıyor...elde içki kadehiyle müslümanım deyip ahkam kesmek özle sözde birlik olmuyor...

    o halde kimi kınıyoruz...kimi kınıyorsunuz..kimi kınıyorlar...

  • erbakan

    02.10.2004 - 14:46

    erbakan müslüman değil mi?
    siz müslüaman değil misiniz.?
    ben müslüman değil miyim?
    bu ülkenin yüzde sekseni bir ara yüzde doksan dokuzuydu her ne ise büyük bir çoğunluğu müslüman değil mi?

    müslümanlık siyasi liderleri mi kapsıyor..bu ülke müslümansa biz müslümansak siz müslümansanız özle sözde birliği erbakanda değil kendinizde aramalıısnız...

    erbakan bir dini lider değildir..inançlı bir siyasi liderdir....aynı durumda kendiniz olsaydınız ne yapardınız..bunu düşünmelisiniz...

    türkiye müslümanları ne kadar müslümansa (müslüman bir ülkede tesettür yasak) erbakanda kimsenin kuşkusu olmasın ki o kadar müslümandır...

    sorun erbakan değil..erbakan ya da bir diğeri erbakan ya da recep tayyip erdoğan..bunlar melek değil bunlar insan bunlar bizim kadar müslüman..onlar oy toplamak için müslüman değiller..onlar islamiyete gönül vermiş islamiyetle hepimiz kadar muhatap siyasetle uğraşan müslümanlar....

    siyasi lider olmaları onları bizden daha fazla sorumlu kılmıyor....

    müslümanlıkla addan başka ilintisi bulunmayan türkiye müslümanlarının bunların müslüamnalıklarını eleştirmelerinde samimiyet olmasa gerek...

    içinizde kim bunların tesettüre namaza karşı zinaya içkiye kumara karşı olmayacağını bunları savunabileceğini iddia edebilir...

    müslümanlara zarar müslümanların kendisinden... değerlerimize sahip çıkamıyoruz....

    başkalarının kusurlarını görmekten kendi kusurlarımızı göremiyoruz....

    erbakan türkiye için bir değerdi...kıymetini bilemedik..

    şimdi tayyip erdoğan türkiye için bir değer..kıymetini bilelim...

    günahları yargılayacak rabbimiz..kimsenin kalbini bilemeyiz..şahsım adına bu insanların art niyetli olmadıklarını imanlı olduklarını düşünüyorum...oy toplamak için müslüamn değil inandıkları için müslüman oldukalrını düşünüyorum... samimi müslümanlar.... yaptıkları hatalar bizim yaptığımız hatalardan farklı değil...

    niyet halis...hatalar ferdi...

    müslüman hata işlemiyen değil...hataya iman etmeyendir....aramızdaki fark budur...(inananlarla inanmıyanlar)

    bu ikisi hata etmiştir..ancak hataya iman edenler değillerdir....

    önemli not:ikisine de oy vermedim

  • erbakan

    01.10.2004 - 21:51

    Ey iman edenler, Allah için duran (gerekeni yapan) hakimler, adalet örneği şahitler olun! Sakın bir kavme olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin! Adaletli davranın! Takvaya en yakın olan odur. Allah'tan korkun! Çünkü Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır. maide 8..

    bir insana olan kininiz sevgisizliğiniz sizi adaletsizliğe itmesin...

  • hz.muhammed

    01.10.2004 - 16:15

    Uyeye ya da uyelere direk soru yoneltmeyin lutfen ! Bu gibi yazilar artik pasiflenmektedir...

    LÜTFEN, NEDİR? BÖLÜMÜNÜN BİR TARTIŞMA ALANI OLMADIĞINI, SADECE ANLAMLARIN YAZILDIĞI BİR TÜR SÖZLÜK OLDUĞUNU, TARTIŞMALARI İSE FORUM BÖLÜMÜNDE YAPTIĞIMIZI UNUTMAYINIZ.
    Teşekkürler..


    sorgulama devam ediyor..sebgerd soruyor...

    hangi bilim....?
    dinsizlik bilimsel mi?

  • hz.muhammed

    01.10.2004 - 15:05

    Bir baska uyenin ya da uyelerin yazdigi anlama direkt cevap veren, atifta bulunan, yanit veren, destek olan, elestiren,
    Uyeleri direkt laf kavgasina , sohbete, tartismaya goturecek yazilar pasiflenmektedir.

    LÜTFEN, NEDİR? BÖLÜMÜNÜN BİR TARTIŞMA ALANI OLMADIĞINI, SADECE ANLAMLARIN YAZILDIĞI BİR TÜR SÖZLÜK OLDUĞUNU, TARTIŞMALARI İSE FORUM BÖLÜMÜNDE YAPTIĞIMIZI UNUTMAYINIZ.
    Teşekkürler..


    şimdi geleim fasulyenin nimetlerine...

    Objektif olmadığınız yerde, yalan, dayatma ve doğma vardır.

    (ATEİSTİM (Bay, 40)
    1.10.2004 11:54)

    hakkaten ondan vardır..

    biz din olgusunu kendiisi kadar araştırmadığımzdan bilemiyoruz...kendisi bizi bi zahmet aydınlatsın...

    ahzap 50 olarak verdiği ayett e hala kızları ile evenmek ayrıcalığı sadece peygambere mi verilmiştir...

    müslümanlar hala teyze kızları ile evlenememekte midir...

    kendileri bize şu ayeti nasıl yorumlarlar...

    Ayet Sizlere anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt hemşireleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle zifafa girdiğiniz kadınlarınızdan evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, -onlarla zifafa girmemişseniz kızlarıyla evlenmenizde bir sakınca yoktur- ve öz oğullarınızın karıları ve iki kz kardeşi birlikte nikahlayıp almanız haram kılındı. Ancak geçen geçti, çünkü Allah bağışlayıcı ve merhamet edicidir. ..nisa 23...

    ayette hala ve teyze kızları haram kılınmamıştır...

    ahzab 50 de peygambere hak görülen hala ve teyze kızları değil-ayeti yazalım-

    Ey peygamber, Biz, özellikle sana şunları helal kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden sahibi bulunduğun cariyeyi, amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları; birde inanan bir kadın eğer kendisini peygambere bağışlar da, peygamber de onunla evlenmek isterse onu, sadece sana, diğer mü'minlere değil. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neleri farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar, sana bir darlık olmaması içindir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir....ahzap 50...
    inanan bir kadının kendisini peygambere bağışlamasıdır...

    objektifliğin olmadığı yerde yalan ve çarpıtma vardır...

    aynı çarpıtma diğer ayetlerde de mevcuttur...objektiflik bazılarını aşıyor...

    ahzab 23.cü ayette öz oğulalrla evlatlıkların konumunun aynı olmadığı açıktır..

    kur an arap geleneğinin kitabı değil rahmanın kitabıdır...peygamberin evlattlığı zeydin eşini boşadıktan sonra almasının da bu arap adetinin geçersizliğine delil olduğunu düşünüyoruz...doğrusunu rabbimiz bilir...
    bizim bildiğimiz öz oğulla evlattlık islamda bir değildir...

    arap adetini islam olarak yazmak objektiflik yad adin olgusu üzerinde araştırmış olmak olmuyor di mi...

    bunu böyle yazsaydınız sizi doğru sözlü sanırdık...yazıkki hep aleyhinize çalıyorsunuz...

    tevbe 5 te ki ayette çarpıtılmış...

    öyle yazılmış ki sanki müşrikleri gördüğünüz yerde öldürün...ayeti yazalım..

    O haram aylar çıkınca artık müşrikleri nerede bulursanız öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun! Eğer tevbe edip namaz kılar ve zekatı verirlerse, onları serbest bırakın; çünkü Allah bağışlayan ve merhamet edendir...tevbe 5...

    ayetin öncesini ve sonrasını da yazıyor..yorumsuz bırakıyoruz...

    Bu, Allah ve Peygamberinden, antlaşma yaptığınız müşriklere bir ültimatomdur.

    Bundan böyle yeryüzünde dört ay istediğiniz gibi dolaşın; şunu da bilin ki, siz Allah'ı aciz bırakacak değilsiniz ve Allah, herhalde kafirleri rezil edecek!

    Bir de Allah ve Peygamberinden Hacc-ı Ekber gününde insanlara bir bildirdir ki, Allah da Peygamberi de müşriklerden kesinlikle uzaktır. Hemen tevbe ederseniz, hakkınızda hayırlı olur. Eğer aldırmazsanız, bilin ki, Allah'ı aciz bırakacak değilsiniz. Allah'ı ve Peygamberi tanımayanlara acı bir azabı müjdele!

    Ancak antlaşma yaptığınız müşriklerden daha sonra antlaşmalarında hiçbir eksiklik yapmamış ve aleyhinizde hiçbir kimseye arka çıkmamış olanlar başka. Bunlarla yaptığınız antlaşmayı süresine kadar tamamen yerine getirin. Allah, her halde sakınanları sever.

    (tevbe 1,2,3,4)

    Ve eğer müşriklerden biri senden aman dileyerek yakınına gelmek isterse, Allah'ın kelamını dinleyebilmesi için ona aman ver, sonra onu güven duyacağı yere kadar gönder; çünkü onlar gerçeği bilmez bir toplulukturlar..

    (tevbe 6)

  • türban

    30.09.2004 - 20:45

    siz doktorun verdiği ilacı sorgulayan bir hasta düşünebiliyor musunuz...?

  • hz.muhammed

    30.09.2004 - 20:23

    Bir baska uyenin ya da uyelerin yazdigi anlama direkt cevap veren, atifta bulunan, yanit veren, destek olan, elestiren,
    Uyeleri direkt laf kavgasina , sohbete, tartismaya goturecek yazilar pasiflenmektedir.

    LÜTFEN, NEDİR? BÖLÜMÜNÜN BİR TARTIŞMA ALANI OLMADIĞINI, SADECE ANLAMLARIN YAZILDIĞI BİR TÜR SÖZLÜK OLDUĞUNU, TARTIŞMALARI İSE FORUM BÖLÜMÜNDE YAPTIĞIMIZI UNUTMAYINIZ.
    Teşekkürler..


    fikir tartışalım diyorsunuz..derken bile beni tartışıyorsunuz...

    bana hitaben yazdıklarına bir bak bakalım kim kime tepeden bakmış...

    ben kendi adıma kavgadan dalaşmadan yana değilim...

    hiç kimse bir diğeri gibi düşünmek ve düşündüğünü ifade etmek zorunda değildir...

    ancak herkes düşündüğünü ifade ederken bir diğerinin kişiselliğine dokunmadan bunu yapmalıdır...ancak dünkü yazımda da yazdığım gibi bu tek taraflı olmaz..olamaz..

    burda sürekli müslümanlar cahil yobaz düşünmeyen vs olarak etiketlenmektedir...

    benzer etiketlemeyi biizim yapmamız ise eleştirilmekte...

    doğrusu burda tartışacak çok bi şey yok..hak ile batıl bir birinden ayrılmıştır...

    biz inanıyoruz siz inanmıyorsunuz..

    sizin inanmayışınızın bizim inancımız açısından bir ehemmiyeti yok..bizim inancımızında sizin değerleriniz açısından bir ehemmiyeti yok..

    öyleyse sizin inanmayışınız size bizim inancımız bize..
    hala bizim inancımızı neden tartışıyorsunuz...

    size düşen siz öyle inanıyorsunuz ama biz sizin inandığınıza inanmıyoruz demek ve alıp başınızı gitmenizdir...

    halbu ki siz sizin inandığınız kaka bizim inançsızlığımız cici tavrında sürekli inancımıza saldırıyorsunuz...

    uzlaşacaksak inancımızla uğraşmayacaksınız..inancımıza değerlerimize saldırmıyacaksınız..

    inancımız hakkında neler düşündüğünüzü hangi açıdan inanmadığınızı yazacaksınız...

    peygamberimize arap diyerek ki bunu yeni doğan bebelerde bilir...nereye varılabilir...

    inanmayışınızın nedeni peygamberin arap olması mıdır da bu
    dillendirilmektedir..peygamberin arap olması bir olumsuzluk mudur...

    örnekler çoğaltılabilir...ancak gerek yoktur...

    düşünün ki önünüzde bir sofra sofrada çeşit çeşit yemekler...karşınızda hiç tanımadığınız biri ve birileri sizin hiç yemediğiniz tadını bilmediğiniz bu nedenle de (kişi bilmediğine düşmandır) sevmediğiniz bir yemeği iştahla yiyor...sevdiğini çok güzel bulduğunu hergün üç öğün yiyebileceğini söylüyor...

    siz ise hayır bu yemek leziz değildir...sizin ağız tadınız yoktur..bunun ahçısıda falancı dır.. zaten iyi bir ahçı da değildir..hatta araptır...

    vs şeklinde kötülemek insanlık görgüsü açısından ne kadar geçerliidir..görgülü bir adamın işi midir.

    bu insanın kendine insan, hatta düşünen sorgulayan insan demesi ne kadar mümkündür...

    yemeği kötülemek,düşünmek ve sorgulamak mıdır..yemeği yiyen yemeğin tadına bakmadan mı yemeği yemiştir...yemek hakkında her hangi bir düşüncesi ve sorgusu yok mudur..

    sormamış mıdır..dili tadını tuzunu almamış mıdır...

    halimiz o sofradaki birilerinin hali....birileri yemeği iştahla yerken diğerleri aynı yemeği iştahla kötülemektedir...

    halbu ki birilerine düşen birileri yemeği iştahla yerken kendisinin yiyemediğini söyleyip kenara çekilmesidir...

    düşünen sorgulayan insan bunu düşünmelidir...bunu düşünemediğini söylemek düşünemeyene tepeden bakmak değildir...

    tepeden konuşan yemeği hiç tatmayandır...

    üstelik tatmadığı bir yemek hakkında konuşma hakkını da kendisinde görebilmektedir..

    hayret etmiyelimde ne edelim...HAYRET!

    gelin uzlaşalım..artık yemeğimizide ahçımıızıda yiyenimizide kötülemeyin...

    bizim sizin yemeyişinizle bir sorunumuz yoktur...

    yiyen yer mümreği (böbrek) yemiyenin yanar yüreği....

  • türban

    29.09.2004 - 18:51

    leyla umar tesettürlü olsaydı,aptaldı kandırılmıştı köleydi yobazdı cahildi vs vs idi...

    tesettürsüzlükten yırttı...

  • türban

    29.09.2004 - 17:46

    Plazaların yaralı kadınları

    Hep düşünmüşümdür, ‘telefonları dinleyenlerin telefonu dinlense, gizli kamera çekimi yapanların hayatına gizli kamera sokulsa, özel hayatı iğdiş edenlerin yaşamları masaya yatırılsa acaba nasıl olur? ’ diye.

    Başkalarının özelinden para kazananlar, başka hayatları otopsi yaparak prim yapanlar bahse konu kendi yaşamları olduğunda ne hissederler acaba?

    Bir süredir Savaş Ay röportajlarını içim ezilerek okurken daha farklı şeyler hissettim. En kolay kısmıydı, her gün ekrandan evlere oluk oluk akıtılan bu fondötene batırılmış yaşamları cahillikle suçlamak, dalga geçmek, ezmek. En son Gizem Özdilli röportajını okurken içimdeki acıma hissi daha da kocaman oldu. Öyle bir trajediydi ki bu, o koca Savaş Ay, Özdilli’yi, cumartesi kolezyumunda biz okuyucu arslanların ağzına atmayı içine sindiremeyip omuzunu uzatıyordu gözü yaşlı mankene. Düşünün bir, bir magazin programında ülkem izleyicisi perforeci’nin ‘Sevgilisi Otomobil Osman’ı Şenay Akay’a kaptıran seksi manken Gizem Özdilli’nin çıktığı defile...’ diye sunduğu haberde kamera arkaya dönemediği için mankenin bebeğini düşürdüğünü bilemiyoruz. Bize ışıltıyla sunulan yaşamın arka pencereleri kalın tuğlalarla örülü olduğu için, insan merkezli dramı asla bilme şansımız yok.

    Sonrasında koşturmaca. Kaybettiği bebeğin acısını aklına getirmemek için yerinde durmadan, oradan oraya zıplanılan bir yaşam. Plazaların istediği, zorladığı, mecrasını tespit edip akıttığı bir parıltılı hayat! Şöyle diyor Gizem Özdilli: ‘Yorgun argın çıktım podyuma. Birden çok kötü hissettim kendimi. İçim bir tuhaf oldu. Baktım ki paçalarımdan kan boşanıyor. İnanılmaz bir acı, sancı. Meğer bebeğimi düşürmüşüm. 6 haftalık bebek, o strese, tempoya dayanamadı, düştü. Karşımda patronlar, izleyenler, 20-30 tane gazeteci. Onlara hiç hissettirmemem lazım. O halimle dar attım kendimi hastaneye ve aldım acı haberi. O günden beri ruh gibiyim abi... Düşünmemek, aklıma getirmemek için her an her yere koşuyorum. TV çekimi, radyo programı, gazete haberi... Her an koşuyorum. Bu bir kâbustu diyeyim, gerçek değildi diyeyim diye...’

    Kameraların ön tarafı böyle de arkasını çok daha farklı zannediyoruz değil mi? Leyla Umar röportajı ve sevgili Refik Erduran’ın cevaplarını görünce hiç de öyle olmadığını anlamış bulunuyoruz. Aslında plazalarda yaşayan ve bir çeşit yarı-Televole yaşamı süren meslektaşlarımızı rencide etmemeye azami gayret göstermiyorum dersem, yalan söylemiş olurum. Ancak onların durumu da, malzeme olarak her gün ekranlarına, sayfalarına koyduklarından çok farklı değil diye düşünüyorum. Yanında çalıştırdığı asistanları özenle seçen yaşlı hergelelerden kanına girdiği masumların kardeşinden araba dolusu sopa yiyen neoliberal eski Marksist kart zamparalardan değil; ama bir şekilde bu yaşamın içine girmiş ve kariyer yapma amacıyla didinen iyi niyetli insanların neden böyle koşturduğunu, neden ‘ötekilere’ karşı sevgisiz ve yüksek sesle konuştuğunu çok daha iyi anlıyoruz Leyla Umar’ı dinledikçe. Ve Erduran’ın cevabını okuyunca da resmin eksik kısımları tamamlanıyor.

    Sözgelimi başı kapalı kızlara ikinci sınıf yaratık gözüyle bakan, semt pazarından alış-veriş yapıp hayatını eşi ve çocuklarına vakfetmiş kadınları hor gören bu kadınların nasıl bir ızdıraplı yaşam sürdüklerini tıpkı Savaş Ay röportajı okur gibi içimiz burkularak okuyoruz. Leyla Umar’ın içinde çırpındığı sevgisizlik kazanı her zaman aldatılma, değer verilmeme hissini Anadolu’da yaşayan kaç bahtsız kadın yaşar?

    Bakın Refik Erduran kendisine sorulan “(Leyla Umar’a) ‘Seni aldatıyorum’ dediniz mi? ” sorusuna ne cevap veriyor: “Söyledim. Hayatım boyunca kadınlara asla yalan söylemedim. Şerefim üzerine yemin ederim ki, Leyla’ya ben ‘Bak kızım, hayatımda birçok kadın var. Hepsi de çok değer verdiğim insanlar. Bunlardan benim birdenbire vazgeçmek gibi bir niyetim yok. Sen repertuvara bu şartla gireceksen gir. Yoksa hiç birbirimizi üzmeyelim.’ dedim. O da ‘Peki! ’ dedi.”

    Bu tür ilişkileri normal gören insanların imam nikahına, iki hanımla evlenmeye, bilmem neye yüksek sesle ve tüm zerrelerince karşı çıkışları Gizem Özdilli’nin bahsettiği kâbuslaşan yaşamı bastırma güdüsü olabilir mi?

    Kim bilir belki ileride kameraların açısı değişir ve yaralı plaza kadınlarının hayatlarının konu edinildiği ‘reality show’lar da yayınlanır...

    zaman 28 2ylül 2004 nedim hazar

  • berat kandili

    29.09.2004 - 17:07

    Bu gibi kutlama ve tebriklesme yazilari artik pasiflenmektedir.

    LÜTFEN, NEDİR? BÖLÜMÜNÜN BİR SOHBETLESME ALANI OLMADIĞINI, SADECE ANLAMLARIN YAZILDIĞI BİR TÜR SÖZLÜK OLDUĞUNU, TARTIŞMALARI İSE FORUM BÖLÜMÜNDE YAPTIĞIMIZI UNUTMAYINIZ.


    bil mukabil..değerli kardeşim...
    her zaman dua ile...

  • hz.muhammed

    29.09.2004 - 15:52

    Bir baska uyenin ya da uyelerin yazdigi anlama direkt cevap veren, atifta bulunan, yanit veren, destek olan, elestiren,
    Uyeleri direkt laf kavgasina , sohbete, tartismaya goturecek yazilar pasiflenmektedir.

    LÜTFEN, NEDİR? BÖLÜMÜNÜN BİR TARTIŞMA ALANI OLMADIĞINI, SADECE ANLAMLARIN YAZILDIĞI BİR TÜR SÖZLÜK OLDUĞUNU, TARTIŞMALARI İSE FORUM BÖLÜMÜNDE YAPTIĞIMIZI UNUTMAYINIZ.
    Teşekkürler.


    her insan hata eder..
    hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir..(hadis i şeirf)

    zaman zaman nedir sayfalarında yaşanan bu zıtlaşmalar kaçınılmaz..
    bazan o kadar çirkin şeyler yazılıyor ki sizde ister istemez aynıyla mukabele etmek durumunda kalıyorsunuz...herhal anladıkları dil budur diye düşünüyorsunuz..(analdıkları dilden konuşuyorsunuz)

    şahsım adına konuşacak olursam bende yazılarımda bu dili kullanmıyor değilim....

    yalnız bi gerçek var ki bu dili yazılanlara cevap olarak kullanıyoruz..hiç bir zaman kendiliğimizden kimseye sataşmış değiliz...

    bilakis tanımadığımız,aşina olmadığımız nikler ilk mesajlarını ilk yazılarını şahsımıza yazarak nedire ya da siteye merhaba diyor...bu davranış gözümüzden kaçmış değildir..bunları yiyor da değiliz...bazılarının sistemli olarak bizimle uğraştığının farkındayız...

    halbuki bizim bu tarz bir çabamız yoktur..

    ne insanların inancıyla ne de şahsıyla ilgiliyiz...

    ilgili olduğumuz tek nokta inancımız...

    inancımıza saldıranlara (dikkat edin ilk saldırı asla bizim tarafımızdan olmuyor) sessiz kalmamız beklenemez...eğer bu siteye giriyor ve yazılanları okuyorsam sorumluyum demektir...

    hak ile batılın mücadelesi insanlığın başından sonuna kadar devam edecek...
    ta ki hak ile batıl tam olarak ayrılana kadar..(biz zaten hak ile batılın ayrı olduğuna iman etmişiz) inanmıyanların bunu anlıyacağı zamana kadar diye düzeltelim...

    gönül ister ki bu mücadele birbirimizi incitmeden kırmadan dövmeden sövmeden olsun...

    gönül bunu istiyor..ancak mantıkta diyor ki bu tek taraflı olmaz...
    size taş atana gül atın yahudi öğretisidir ve kabul edebileceğimiz bir anlayış değildir...

    biz kimseye durduk yerde sataşmayız sataşana da anlayacağı dille sataşırız...kısasa kısas...bunda bize bir vebal yoktur..

    bağışlarsak o daha iyidir...demek ki o kadar iyi değiliz...(olucaz inşaallah)

    gönlümüzün isteğine uyarak -olagelenlerden hoşnut değiliz-size bir anlaşma teklif ediyorum...

    siz yazılarımızda sizi inciten ya da değerlerinize hakaret sövgü içeren yazıları tespit edip silmemizi talep edin..bizde sizden aynısını talep edelim....karşılıklı yazılarımızı silelim...

    karşılıklı uzlaşalım...birbirlerimizin değerlerine ve şahsına dil uzatmadan yazışmayı öğrenelim...

    ben kendi adıma istenilen tüm yazılarımı sileceğime inandığım kutsallarım adına söz veriyorum...

    aksi halde kaldığımız yerden devam edeceğiz...

    uzlaşmaya var mısınız...

  • allah (c.c)

    28.09.2004 - 12:50

    hangi sözümle anlamış gibi olmuşum...
    admasan yaz...bir aferinde gelecek benden sana...benim ki afferin olacak...

  • türban

    28.09.2004 - 12:05

    bazı bilim adamları insan zekasının hayvanlara nazaran fazla oluşunun nedeni insan beyninin büyüklüğüne bağlar ve sorarlarmış...

    -düşünün bi kere beynimiz yarım kilo daha fazla olsaydı kimbilir neler olurdu..

    el -cevap hiç bir şey olmazdı birçok kişinin sadece yarım kilo beyni olurdu..

    şekil nerede...

  • türban

    27.09.2004 - 14:07

    bir onceki yanlisi silip duzgun olanini koymaniz yeterli, bunun icin duyuru yapmaya gerek yok...

    düzeltme:

    aşağıdaki ayet maide 32 değil,en'am 32 dir...

    dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir...müttaki olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır...hala akıl erdiremiyor musunuz...(en'am 32)

  • ateizm

    27.09.2004 - 13:48

    şifasız ahmaklık..

    delil mi istiyorsunuz..nedirde ateistlerin yazdıklarına on dakka bakın...

  • türban

    26.09.2004 - 21:12

    çalışmayan çoğunlukta n ehikmettir burada..biz boşuna demiyoruz...

    ne demiştik..tekrar da hayır görmüyoruz...

    akledenler biliyor...

  • türban

    25.09.2004 - 21:38

    çapsızların sözü bizi üzmez ki..

  • türban

    25.09.2004 - 21:33

    Nedir bolumu sohbetlesme yeri degildir.


    tekrar merhabalar

    bi kaç gün yoktum(yokluğum farkedildi mi)
    yazıları okudum(yok olmam isabetli olmuş..yeni seslere kavuşmuşuz..ben yine yok olayım)

    yazılara cevap verecek değilim..

    şu an bi alttaki yazıda okuduklarımı aklımdan geçiriyordum..
    inançsızlar neden tesetüre bu kadar saldırıyorlar bu akdar uğraşıyorlar

    aslınd acevabı çok basit

    benden hiç yadırhgamıyacağınız bir tarzla yazacağım..

    noksan kişilerin,çapsızların,düşükleirn kur an ı tanımla esfeli safilinin kötülediği saldırdığı o şeyin kemaline olgunluğuna delallet eder..

    saldırılar ne kadar çapsızsa tesettür o kadar mükemmel..

    saldırılara çap yok...

  • allah (c.c)

    23.09.2004 - 00:07

    hikayesini biliyor muyuz...
    bilmiyorsanız araştırın..yazmıcam...

  • allah (c.c)

    23.09.2004 - 00:02

    çağrıştırdı işte...(acaba ne-arka sayfalardan bi mesaj-)

    bevvali çeh i zemzemi lanetle anar halk
    sen kabe gibi kendini hürmetle be nam et..

    sitenin bevvali çehi zemzem i kim?

  • allah (c.c)

    22.09.2004 - 23:30

    Yani onun varlığını veya yokluğunu BİLEMEYİZ.
    O zaman ondan bir şey beklemeden dünya için çalışalım derim ben.....
    KIZILŞAFAK (İzmir, Bay, 20)
    21.9.2004 19:26


    onun varlığını ve yokluğunu bilemeyiz...inanırız(biz müslümanlar) ..o zaman ya varsa diye düşünelim derim ben..daha akıllıca değil mi kızıl şafak..

    ölümü öldüremiyoruz ki...ölülerimiz nereye gidiyor bilmiyoruz..nereye gideceğimzi de..

    ya bizim inandığımız gibi ona gidecek ona döneceksek...

    ebediyete çalışmak geçiciye çalışmaktan daha akıllıca değil mi?

    kimseden bi şey beklemeden..ne ekersek onu biçeceğiz...
    zerre miktarı hayır..zerre miktarı şer..

    kişiye kendi kazandığından başka bir şey olmayacağı günü düşünelim...

    gelirse ne edeceğiz..

    gelmezse ne kaybederiz..müslüman hiç ölmiyecek gibi dünya,yarın ölecekmiş gibi ahret için çalışan kişi değil mi?

    müslüman yaşayan ne kaybeder dünyadan..

    içkisiz,zinasız,kumarsız,çalmasız,yalansız,dolansız...

    namazında niyazında orucunda kur a nında tesettüründe...

    ne kaybeder ha...

  • türban

    22.09.2004 - 19:08

    Bir baska kisinin yazdigi anlama direk atifta bulunan, yanit veren, destek olan, eleştiren mesajlar pasiflenmektedir.

    demet!

    dinci nedir açsana bana..
    hiç yakıştıramadım bunu sana....

  • türban

    20.09.2004 - 18:59

    kandırılmış olmıyayım..

    anneciğim...kim kandırdı beni...

    en azından şeytan değil...

    yetti...

Toplam 345 mesaj bulundu