Serçenin biri bir
bahargünü uçuyormuş.
Bir anda farketmiş ki karşıdan
Motorsikletli bir adam geliyo.
Her ikisi de çarpışmayı engellemek için ellerinden geleni
yapmışlar... ama nafile...
Serçe 'çotaaank' diye kaska çarpıp düşmüş.
motorcu koşmuş serçenin yanına.
Serçe baygın yatıyo.. kıyamamış, bırakamamış yolda; almış
getirmiş eve.
Eskiden kalma bi de kafesi var evde.. baygın serçeyi kafesin
içine güzelce yerleştirmiş..
yanına da az biraz su, az biraz ekmek koymuş, vurmuş kafayı
yatmış....
Bizim serçe bi müddet sonra ayılmaya başlamıs..
Daha tam seçemiyo ortalığı.. hafif bulanıklık var yani...
Bi bakmıs ki parmaklık, ekmek, su falan var bulunduğu yerde...
Kartal,kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır.70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadır.
Kartalın yaşı 40'a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır.
Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır:
- Ya ölümü seçecektir,
- Ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.
Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.
ALINTI....
Türkiye'de siyasi ve ideolojik bir bağımsızlık anlayışından hareketle, bilim ve aklın ağır bastığı bir toplum yaratmak ve bu yoldan Türk milletine, batı medeniyeti içinde, sosyal ve tarihi kişiliğini kaybetmeden hak ettiği yeri kazandırmak ülküsü, felsefesi ve çabası.....
İsmet Elçioğlu
Aslında alıntı yapmayı sevmem pek ama... işyerim dolayısı ile tanıştığım değerli yazar İsmet Elçioğlu'nun armağanı bir kitabını karıştırken rastladığım bu tanımını çok sevdim...
Adam oğlunun odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı.
Yatağı güzelce toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu
görünüyordu.Sonra adam yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını
farketti.Üzerinde -Babama- yazıyordu. Aklından geçen bin bir kötü
düşünceyle mektup zarfını açtı ve titreyen elleriyle mektubu okudu:
Sevgili baba;
Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum.
Kız arkadaşımla kaçmak zorundaydım çünkü seni ve annemi yaşanacak
rezaletten uzak tutmak istedim.Gerçek tutku ve aşkı ben jale ile
buldum ve o öyle tatlı ki anlatamam...
Şunu biliyordum siz onun vücudunun her yerine taktığı küpeleri,
derisine işlettiği dövmeleri,kendine has o çılgın giyim tarzını
asla ama asla onaylamayacaktınız ve tabi benden çok büyük olmasıda
bir sorundu. Fakat benim için bunlar değildi gerçek tutku ve gerçek aşk...
Baba jale hamile!
Jale'nin dediğine göre çok mutlu olacağız.Ormanda kendine ait bir
karavanı ve tüm kış yetecek kadarda yakacağı var.Bir sürü çocuğa
sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor.
Jale benim gözlerimi esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar
kimseye zarar vermez. Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız ve yine bu
sayede ihtiyacımız olan kokoin ve ekstaziye ulaşacağız.
Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz dualar ediyoruz şu AIDSin
çaresi bulunsun ve Jale sağlığına kavuşsun diye.....O kesinlikle
iyileşmeyi hakediyor.
Endişelenmeyi bırak baba ben 15 yaşınday¹m ve
kendi başım¹n çaresine bakabilirim.Eminim birgün geri döneceğiz ve
sen kendi torunlarını tanıyacak,seveceksin
Oğlun cihan
NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile do»ru de»il. Ben
Mehmet'lerdeyim.
Sadece sana; masamın üzerinde seni bekleyen karneden daha kötü
şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim. :-) :-) :-)
Ankara ve İzmir'de cismen, İstanbul ve diğer şehirlerde kalben oradaydım.. Sağduyu sahibi, vatan sever bütüün sessiz kalabalıklarla beraber oradaydık... Bugüne dek hep yelpazenin sağında durmuş olan 74 yaşındaki babam, Yelpazenin solunda olan eşim ve ben, Yelpazeden oldukça bihaber 20 yaşındaki oğlum omuz omuza oradaydık... Necla Arat' ın aşağıdaki sözlerlerle net bir biçimde açıkladığı nedenlerin altına imza atmak üzere oradaydık.. Aydınlık Türkiye'nin, bütüüün aydınlık isnsanlarıyla birlikle ışıklar içinde oradaydık...
-Ulus devletimizin temel değer ve ilkelerini, ulusal onur ve bağımsızlığımızı savunma kararlığımızı göstermek üzere oradaydık.
-Küresel efendilere ve yerli işbirlikçilerine hayır demek yağmalanmasına izin vermeyeceğimizi haykırmak için oradaydık
-Siyasal, ekonomik ve kültürel bağımsızlığımıza göz dikmiş olanlara büyük ve ders vermek üzere oradaydık.
-Türkiye'nin laik yapısını kararlılıkla, cesaretle savunmak, yasal ortamı aşındırıp daraltmaya çalışarak laik rejimi sinsi bir biçimde ve adım adım değiştirmek isteyenleri durdurmak için oradaydık.
- Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerindeki akılcılığı ve bilimi reddedenlere yanıldıklarını ispat etmek için oradaydık.
-İktidarlarını müslümanlık kavgasında yeni bir başlangıç olarak niteleyenlere, siyasal islam önce karar mekanizmalarını ele geçirmelidir diyenlere, bunun çıkmaz yol olduğunu dini araç olarak kullanan iktidarların eninde sonunda yok olduklarını göstermek için oradaydık.
-Ülkemizi bir sömürgeye dönüştürmek isteyenlere, ulusalcı, laik ve antiemperyalist güç birliğimizi, ulusal çıkarlarımızı ve onurumuzu herşeyin üstünde tuttuğumuzu, Türkiye'nin her yöresindeki milyonlarla aynı görüşü paylaştığımızı açıklamak üzere oradaydık
-. Cumhuriyet rejiminin bütün kurumlarıyla sürekli çatışıp temel ilke ve değerlerimizle hesaplaşmaya çalışanlara hesap sormak için oradaydık
-Cumhurbaşkanlığı gibi çok önemli bir olayı yasallığı kuşkulu bir sürece dönüştürenleri, demokrasinin açıklık ve şeffaflık ilkesini çiğneyenleri, milletvekili borsası söylemlerine yol açarak TBMM'nin saygınlığını gölgeyenleri kınamak ve devrim yasalarına saygılı bir iktidar istiyoruz. Devrim yasalarına saygılı bir cumhurbaşkanı istiyoruz demek için oradaydık.
- Kişisel ve partisel çıkarlarını ulusun çıkarlarının üstünde tutuyorlarmış görüntüsü vererek, dağınık ve bölünmüş bir biçimde durmayı ısrarla sürdüren muhalefet partilerine, demokrasimizin sağlığını ve laik rejimi tehlikeye attıkları uyarısını yapmak ve artık yeter birleşin demek için oradaydık
Not: Yukarıdaki alıntı, Necla Arat'ın çağlayan konuşmasının buradayız sözcükleri değiştirilerek yapılmış bir alıntıdır...
Bir erkek çocuğun kaleminden çıkmış bu kadar olur yani, tam tarif! ! !
ANNE, dünyada karşılık beklemeden börek yapan tek insandır. Karşılıksız sevginin ete
kemiğe bürünmüş halidir! Ne kadar üzsen de 10 Dakika sonra seni affeden
zarif bir memeli turudur, yağlı bile olsa tiksinmeden saçını okşayan,
kucağına yatıran, öpüp koklayan tek varlıktır,meleğin sut verebilenidir.
Yarasın diye muhallebinin içine ciğer katarak çocuğuna yediren
manyaklık derecesinde yaratıcıdır. ]Yemek yemeyen çocuğun dikkatini
çekmek için elindeki tencere ve]Tavalarla maymunluk yapabilen kişidir,
kafayı çocuklarıyla bozmuş,göbek bağı kopsa da yürek bağı asla kopmayan,
sevgi dolu fedakar]Insan dişisidir, bulaşık, ütü, vb yaparken bile
otomatik olarak çene çalan,]kendi kendine konuşan, kadın dırdırı denen
mereti erkeklere daha küçükten Belletendir. Yemek uzmanı, düzen insani,
bilgili, kültürlü her şeyi bilen şahsiyettir, yavrularını yol
tarafından değil, kaldırım tarafından yürütendir,Dizidizi incidir
lakin gerektiğinde laf sokma dalında da birincidir,sevgiliden ayrılma
haberi verildiğinde, 'amaaan ben sana daha güzelini bulurum' diyebilen
komik bir karakterdir. ]'Oğlum aradım yoktun. Bende mesaj atayım dedim
sana. Gelince ara beni EMI aslan evladım. Şapkasız çıkma o karılarla.
Kara börülcem benim öptüm annen, seklinde mesajlar atabilen,
teknolojiyi ısrarla reddeden, kabullenemeyen, kafasına göre Yorumlayan
bilişim düşmanıdır.. ]*** AMA... AMA dünyanın en güzel kucağına
sahip, en güzel kokan, harikulade bir varlıktır, olmadık yerlerde iyi ki
doğurmuşum Ulen seni! ' diyen ve benim hatırıma benimle Freddy mercury
dinleyen bir sabır ağacıdır,evlatlarını asla ayırmayan, ayni zamanda
birbirinden koruyan güç abidesidir evde bir yere uzandığınız an orada
temizlik yapacağı tutan,temizlik konusunda kayışı kopardığından
temizlikçi gelecek diye evi temizleyen balans ayarı kaçmış temizlik
kaynağıdır,]Mutfakta yasayan, evde Herkesi idare Eden bir tür canlıdır. Sevginin
güçlerini birleştirdiği sonsuz bakiredir! ! ]oğlunun damat - kızının
gelin olduğunu görünce, çocuğu mezun olunca,çocuğu gol atınca,çocuğu
hasta olunca, çocuğu askere gidince, asmalı]kabağı seyredince,Dolar
yükselince velhasıl buna benzer bissuru şeye ağlayabilen, bu
mesajı okurken duygulanıp - gözleri dolabilen,ağlamaya Meyilli bir yapısı
olan duygu pınarıdır, son kiiii üç dört; ]Uzakta dursa da yakın
hissedilen, cani hep istenen, asla vazgeçilmeyen, Dizinin dibinde olmak
istenen, evlatların varlığını varlığına armağan edebileceği, *** ıslak -
kuru AMA heeeep duygulu*** en önemlisi; kıçı başı oynamayan Tek kadın
modelidir...
Hıncal Uluç'un bu gün ki köşesinden
..................................................
Dayanamadım, arabadan fırladım.. Kavşağa koştum.. Polislere sordum..
'Sayın Cumhurbaşkanı geçecek' dediler.. Ters ters baktım yüzlerine.. ' Sayın Cumhurbaşkanı yol kestirmez. Hatta kırmızıda durur bekler' dedim.. Tam o sırada, kıyamet koptu.. Yığınla koruma arabası, yığınla polis.. Bir konvoy.. Recep Tayyip Erdoğan geçiyor..
Düşünebiliyor musunuz? .. Başbakan 19.50 gibi geçecek, trafik saat 19.00'dan itibaren yolu kesmeye başlıyor.. Ne olur ne olmaz.. Başbakan hızla geçsin gitsin. Vatandaşın canı cehenneme..
Dünyanın hangi ülkesinde bu şarklılık kaldı? ..
'Doğu için iyi.. Doğuda geçerli' diyen Batılı bize hâlâ şarklı muamelesi yapıp aşağılarken haksız mı? . 'Bu kafayla mı Avrupa Birliği'ne gireceksiniz, padişah özentileri' derse kızma hakkımız olur mu? .
..............................
diğerlerinden farkı bu.....
Eczane üstüste...
herkafadan bir ses..
herkesin acelesi var
birini kapıda taksi bekliyo biri evde çocuğunu uyutup bırakmış..
reçete giriş programlarının tamamı off.. çalışmıyor..
Ortalık katliam yeri...
karşımda bi teyze o hengamenin içinde habire burnuma bi torba dayıyor
- teyze bu neee
- bak hele bakalım neymişşş. :))
- baktım.. bi torba ilaç... daaaaa.. bana niye gösteriyorsun..
- e bi bak hele
- ay teyzem.. bi sölesen ne istediğini, de çabucak sonuca gitsek.. hani; bu ilaçlar ne işe yarıyo.. onu mu sorucan.. nasıl kullanılıyoyu mu öğrenicen.. miatlarına mı bakcaz
- ya bi bak hele
- allaam ya bakıyom da ne görmem gerekiyo onu bilmiyom ki...
-ilaçlarımın hepsi bitti kutular boş..
bu arada her kafadan kızgın sesler yükseliyor
-eeeeeee
-hani sen dediydin ya ilaçların elinde var diye
- yok onu ben demedim.. bilgisayara sordum.. kurumun sayfasında çıktı ilaçlar hastanın elinde var diye..
- ama yook.. bak bitti
- teyzem bak... ya yanlış kullandın yada ilaçların bi kısmını kaybettin...
-ilacım bitti işte.. ben yalan mı söylüyom.. al bak torbaya bittiiiii...
- ay teyzem ya.. o torbayı bilgisayara gösterip; 'bak teyzenin ilacı bitmiş. koskoca kadın yalan mı söylüyo'' diyemiyom ki ben... :))
- ben anlamam naparsan yap
-şarkı söööölesem... :)))))
einstein
28.11.2010 - 12:30Sakın sana kötüsün diyenlere aldırma,
Bana da geri zekalı dediler,
Atomu parçalayıp ellerine verdim.
:) (:
Demişşş...
serçe
21.12.2008 - 03:31Serçenin biri bir
bahargünü uçuyormuş.
Bir anda farketmiş ki karşıdan
Motorsikletli bir adam geliyo.
Her ikisi de çarpışmayı engellemek için ellerinden geleni
yapmışlar... ama nafile...
Serçe 'çotaaank' diye kaska çarpıp düşmüş.
motorcu koşmuş serçenin yanına.
Serçe baygın yatıyo.. kıyamamış, bırakamamış yolda; almış
getirmiş eve.
Eskiden kalma bi de kafesi var evde.. baygın serçeyi kafesin
içine güzelce yerleştirmiş..
yanına da az biraz su, az biraz ekmek koymuş, vurmuş kafayı
yatmış....
Bizim serçe bi müddet sonra ayılmaya başlamıs..
Daha tam seçemiyo ortalığı.. hafif bulanıklık var yani...
Bi bakmıs ki parmaklık, ekmek, su falan var bulunduğu yerde...
Birden dank etmiş vaziyet:
has.....tir lan motorcuyu öldürmüşüz...!
memleketim
07.11.2007 - 13:46sigaramın dumanına sarsam, saklasam seni
02.10.2007 - 11:58Soru işaretinden sonraki boşluk kapanaaa... :)))
yeniden başlamak
25.09.2007 - 12:46Kartal,kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır.70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadır.
Kartalın yaşı 40'a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır.
Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır:
- Ya ölümü seçecektir,
- Ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.
Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.
ALINTI....
nedir ?
23.09.2007 - 11:19nöbetçidir.... :)) ...:((
KAMYONCU
11.09.2007 - 13:24HOROZ Lojistik 65'inci yılında Kamyon Arkası Yazı Yarışması düzenlemiş.
BEN ŞAHSEN 3.lük ÖDÜLÜNÜ ALAN SÖZÜ TEK GEÇİYORUM.... :))))))
KAZANAN SÖZLER
Birinci: 'Kamyon Çeker 10 - 20 Ton, Gönlüm Çeker Paris Hilton.'
İkinci: 'Hayatımı Yazsam, Duble Yol Olur...'
Üçüncü: 'Araman İçin İlla Hata mı Yapmam Gerekir? '
Mansiyon 1: 'Küresel Isınmaya Karşı Su Tankerlerine Geçiş Üstünlüğü Verilsin.'
Mansiyon 2: 'İyi Mazot Selülit Yapmaz.'
Mansiyon 3: 'Gazla Uçabilirsin, Ama Frenle Konamazsın! ..'
Mansiyon 4: 'Bas Gaza, Frene, Debriyaja... Götür Ver Parayı Vergiye, Stopaja.'
Mansiyon 5: 'Ne Müslüm'den Ne de Orhan'dan, Sevdiğim Tek Parça 'Yedek Parça'.'
Jüri Özel Ödülü: 'Arabada Yalnız Var! '
aziz nesin
23.07.2007 - 12:25Bi kere de haklı çıkmasan ne var sanki..! ..:? ? ? ...
barış akarsu
05.07.2007 - 00:21Ah çocuk ne yaptın...? ? ..:'((Yakıştı mı şimdi hiç, o taa içi gülen, o güzel sürmeli gözlerine ölüm....
mocha
04.07.2007 - 17:55kahve likörü... müüü...? ? ? ola ki.... :))
kemalizm
02.07.2007 - 11:47Türkiye'de siyasi ve ideolojik bir bağımsızlık anlayışından hareketle, bilim ve aklın ağır bastığı bir toplum yaratmak ve bu yoldan Türk milletine, batı medeniyeti içinde, sosyal ve tarihi kişiliğini kaybetmeden hak ettiği yeri kazandırmak ülküsü, felsefesi ve çabası.....
İsmet Elçioğlu
Aslında alıntı yapmayı sevmem pek ama... işyerim dolayısı ile tanıştığım değerli yazar İsmet Elçioğlu'nun armağanı bir kitabını karıştırken rastladığım bu tanımını çok sevdim...
plan yapmak
30.06.2007 - 17:08tanrıyı güldürmek istersen ona gelecek ile ilgili planlarını anlat..
Demiş birisi....
Pek bi hoşuma gitti.. Ancak uzun araştırmalarıma karşın kimin dediğini bulmuş değilim henüz... :))))
baba
18.06.2007 - 13:17BABAYA MEKTUP
Adam oğlunun odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı.
Yatağı güzelce toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu
görünüyordu.Sonra adam yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını
farketti.Üzerinde -Babama- yazıyordu. Aklından geçen bin bir kötü
düşünceyle mektup zarfını açtı ve titreyen elleriyle mektubu okudu:
Sevgili baba;
Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum.
Kız arkadaşımla kaçmak zorundaydım çünkü seni ve annemi yaşanacak
rezaletten uzak tutmak istedim.Gerçek tutku ve aşkı ben jale ile
buldum ve o öyle tatlı ki anlatamam...
Şunu biliyordum siz onun vücudunun her yerine taktığı küpeleri,
derisine işlettiği dövmeleri,kendine has o çılgın giyim tarzını
asla ama asla onaylamayacaktınız ve tabi benden çok büyük olmasıda
bir sorundu. Fakat benim için bunlar değildi gerçek tutku ve gerçek aşk...
Baba jale hamile!
Jale'nin dediğine göre çok mutlu olacağız.Ormanda kendine ait bir
karavanı ve tüm kış yetecek kadarda yakacağı var.Bir sürü çocuğa
sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor.
Jale benim gözlerimi esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar
kimseye zarar vermez. Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız ve yine bu
sayede ihtiyacımız olan kokoin ve ekstaziye ulaşacağız.
Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz dualar ediyoruz şu AIDSin
çaresi bulunsun ve Jale sağlığına kavuşsun diye.....O kesinlikle
iyileşmeyi hakediyor.
Endişelenmeyi bırak baba ben 15 yaşınday¹m ve
kendi başım¹n çaresine bakabilirim.Eminim birgün geri döneceğiz ve
sen kendi torunlarını tanıyacak,seveceksin
Oğlun cihan
NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile do»ru de»il. Ben
Mehmet'lerdeyim.
Sadece sana; masamın üzerinde seni bekleyen karneden daha kötü
şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim. :-) :-) :-)
uzun zamandır 'nedir'e yazmamıştım, iyi geldi..
18.06.2007 - 13:05Valla hala da yazasım yok hiç amaaa.... Bir yazıya çok güldüm... :)) Yazayım hadi.... :)))
zülfü livaneli
26.05.2007 - 16:45ZÜLFÜ LİVANELİ'NDEN BİR ALINTI
Son yıllarda Türkiye’deki düşünce iklimi, akıllara ziyan biçimde altüst edildi.
Mürekkep yalamış bazı kişiler, akı kara karayı ak göstererek bir zihin kargaşası yaratmaya ve kavramları ters yüz etmeye çalıştılar.
Başarılı da oldular doğrusu.
Kafalar karıştı, ideolojiler salataya
döndü, evrensel kavramlar Türkiye’ye özgü biçimde başka bir kalıba
oturtuldu.
Gelin bunları biraz hatırlayalım ve
yeni Türk sözlüğünde neyin ne oldunu anlayalım.
Türban: Kadının özgürleşmesi
Atatürk: Gericilik
Cumhuriyet devrimleri: Devri geçmiş
uygulamalar
Aydın olmak: Marjinallik
Çağdaşlık: Türkilizce konuşmak
Azınlık oyu: Milli irade
Yüzde 34: Yüzde 100
Kutlama yapmak: Tabancayla ateş etmek
Trafikte yol vermek: Küçük düşmek
Protesto yürüyüşü: Anti demokratik
uygulama
Meclis oyunları: Demokrasi
Delege ağalığı: Parti içi demokrasi
Sol: Birbirini yeme ve düzeni koruma
Sağ: Dayanışma, amaca doğru yürüme
Laiklik: Tutuculuk
Efendi: Kaybeden adam
(looser)
Arsız: Kazanan adam, başarılı
Yoksulluk: Beceriksizlik
Para: Şeref
Muhafazakârlık: İhale kazanmak
Muhabbet: Kafa tokuşturma, toslaşma
Maneviyat: Servet, dünya malı
Anayasa: Temel ilkeleri değişmek zorunda
olan küçük bir kitap
Bu kavram saptırmaları sonunda Türkiye öyle bir hale geldi ki; bugün babaanneler kız torunlarından daha ilerici!
Hayırlı olsun!
Z. Livaneli
cumhuriyet mitingi
15.05.2007 - 13:16Ankara ve İzmir'de cismen, İstanbul ve diğer şehirlerde kalben oradaydım.. Sağduyu sahibi, vatan sever bütüün sessiz kalabalıklarla beraber oradaydık... Bugüne dek hep yelpazenin sağında durmuş olan 74 yaşındaki babam, Yelpazenin solunda olan eşim ve ben, Yelpazeden oldukça bihaber 20 yaşındaki oğlum omuz omuza oradaydık... Necla Arat' ın aşağıdaki sözlerlerle net bir biçimde açıkladığı nedenlerin altına imza atmak üzere oradaydık.. Aydınlık Türkiye'nin, bütüüün aydınlık isnsanlarıyla birlikle ışıklar içinde oradaydık...
-Ulus devletimizin temel değer ve ilkelerini, ulusal onur ve bağımsızlığımızı savunma kararlığımızı göstermek üzere oradaydık.
-Küresel efendilere ve yerli işbirlikçilerine hayır demek yağmalanmasına izin vermeyeceğimizi haykırmak için oradaydık
-Siyasal, ekonomik ve kültürel bağımsızlığımıza göz dikmiş olanlara büyük ve ders vermek üzere oradaydık.
-Türkiye'nin laik yapısını kararlılıkla, cesaretle savunmak, yasal ortamı aşındırıp daraltmaya çalışarak laik rejimi sinsi bir biçimde ve adım adım değiştirmek isteyenleri durdurmak için oradaydık.
- Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerindeki akılcılığı ve bilimi reddedenlere yanıldıklarını ispat etmek için oradaydık.
-İktidarlarını müslümanlık kavgasında yeni bir başlangıç olarak niteleyenlere, siyasal islam önce karar mekanizmalarını ele geçirmelidir diyenlere, bunun çıkmaz yol olduğunu dini araç olarak kullanan iktidarların eninde sonunda yok olduklarını göstermek için oradaydık.
-Ülkemizi bir sömürgeye dönüştürmek isteyenlere, ulusalcı, laik ve antiemperyalist güç birliğimizi, ulusal çıkarlarımızı ve onurumuzu herşeyin üstünde tuttuğumuzu, Türkiye'nin her yöresindeki milyonlarla aynı görüşü paylaştığımızı açıklamak üzere oradaydık
-. Cumhuriyet rejiminin bütün kurumlarıyla sürekli çatışıp temel ilke ve değerlerimizle hesaplaşmaya çalışanlara hesap sormak için oradaydık
-Cumhurbaşkanlığı gibi çok önemli bir olayı yasallığı kuşkulu bir sürece dönüştürenleri, demokrasinin açıklık ve şeffaflık ilkesini çiğneyenleri, milletvekili borsası söylemlerine yol açarak TBMM'nin saygınlığını gölgeyenleri kınamak ve devrim yasalarına saygılı bir iktidar istiyoruz. Devrim yasalarına saygılı bir cumhurbaşkanı istiyoruz demek için oradaydık.
- Kişisel ve partisel çıkarlarını ulusun çıkarlarının üstünde tutuyorlarmış görüntüsü vererek, dağınık ve bölünmüş bir biçimde durmayı ısrarla sürdüren muhalefet partilerine, demokrasimizin sağlığını ve laik rejimi tehlikeye attıkları uyarısını yapmak ve artık yeter birleşin demek için oradaydık
Not: Yukarıdaki alıntı, Necla Arat'ın çağlayan konuşmasının buradayız sözcükleri değiştirilerek yapılmış bir alıntıdır...
anne
21.02.2007 - 16:40Bir erkek çocuğun kaleminden çıkmış bu kadar olur yani, tam tarif! ! !
ANNE, dünyada karşılık beklemeden börek yapan tek insandır. Karşılıksız sevginin ete
kemiğe bürünmüş halidir! Ne kadar üzsen de 10 Dakika sonra seni affeden
zarif bir memeli turudur, yağlı bile olsa tiksinmeden saçını okşayan,
kucağına yatıran, öpüp koklayan tek varlıktır,meleğin sut verebilenidir.
Yarasın diye muhallebinin içine ciğer katarak çocuğuna yediren
manyaklık derecesinde yaratıcıdır. ]Yemek yemeyen çocuğun dikkatini
çekmek için elindeki tencere ve]Tavalarla maymunluk yapabilen kişidir,
kafayı çocuklarıyla bozmuş,göbek bağı kopsa da yürek bağı asla kopmayan,
sevgi dolu fedakar]Insan dişisidir, bulaşık, ütü, vb yaparken bile
otomatik olarak çene çalan,]kendi kendine konuşan, kadın dırdırı denen
mereti erkeklere daha küçükten Belletendir. Yemek uzmanı, düzen insani,
bilgili, kültürlü her şeyi bilen şahsiyettir, yavrularını yol
tarafından değil, kaldırım tarafından yürütendir,Dizidizi incidir
lakin gerektiğinde laf sokma dalında da birincidir,sevgiliden ayrılma
haberi verildiğinde, 'amaaan ben sana daha güzelini bulurum' diyebilen
komik bir karakterdir. ]'Oğlum aradım yoktun. Bende mesaj atayım dedim
sana. Gelince ara beni EMI aslan evladım. Şapkasız çıkma o karılarla.
Kara börülcem benim öptüm annen, seklinde mesajlar atabilen,
teknolojiyi ısrarla reddeden, kabullenemeyen, kafasına göre Yorumlayan
bilişim düşmanıdır.. ]*** AMA... AMA dünyanın en güzel kucağına
sahip, en güzel kokan, harikulade bir varlıktır, olmadık yerlerde iyi ki
doğurmuşum Ulen seni! ' diyen ve benim hatırıma benimle Freddy mercury
dinleyen bir sabır ağacıdır,evlatlarını asla ayırmayan, ayni zamanda
birbirinden koruyan güç abidesidir evde bir yere uzandığınız an orada
temizlik yapacağı tutan,temizlik konusunda kayışı kopardığından
temizlikçi gelecek diye evi temizleyen balans ayarı kaçmış temizlik
kaynağıdır,]Mutfakta yasayan, evde Herkesi idare Eden bir tür canlıdır. Sevginin
güçlerini birleştirdiği sonsuz bakiredir! ! ]oğlunun damat - kızının
gelin olduğunu görünce, çocuğu mezun olunca,çocuğu gol atınca,çocuğu
hasta olunca, çocuğu askere gidince, asmalı]kabağı seyredince,Dolar
yükselince velhasıl buna benzer bissuru şeye ağlayabilen, bu
mesajı okurken duygulanıp - gözleri dolabilen,ağlamaya Meyilli bir yapısı
olan duygu pınarıdır, son kiiii üç dört; ]Uzakta dursa da yakın
hissedilen, cani hep istenen, asla vazgeçilmeyen, Dizinin dibinde olmak
istenen, evlatların varlığını varlığına armağan edebileceği, *** ıslak -
kuru AMA heeeep duygulu*** en önemlisi; kıçı başı oynamayan Tek kadın
modelidir...
hissedilen duygunun adını koyamamak
11.01.2007 - 17:09Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu.. :))
O.V.Kanık
Duyuyorum anlatamıyorum..
durumları yani..... :)))
Çerkez Tavuğu
11.01.2007 - 17:01iri dövülmüş ve bol cevizlisinden... :))
ahmet necdet sezer
10.01.2007 - 15:37Daima hatırlanacak başka farkları da var tabii... Mesela halkıyla konuşurken ayakkabısını çıkarıp ayağıyla bacağını kaşımaz... mutfak masrafını maaşından karşılayan rastlanmadık bir köşk sakinidir.. gibi.. gibi..gibi...
ahmet necdet sezer
10.01.2007 - 15:28Hıncal Uluç'un bu gün ki köşesinden
..................................................
Dayanamadım, arabadan fırladım.. Kavşağa koştum.. Polislere sordum..
'Sayın Cumhurbaşkanı geçecek' dediler.. Ters ters baktım yüzlerine.. ' Sayın Cumhurbaşkanı yol kestirmez. Hatta kırmızıda durur bekler' dedim.. Tam o sırada, kıyamet koptu.. Yığınla koruma arabası, yığınla polis.. Bir konvoy.. Recep Tayyip Erdoğan geçiyor..
Düşünebiliyor musunuz? .. Başbakan 19.50 gibi geçecek, trafik saat 19.00'dan itibaren yolu kesmeye başlıyor.. Ne olur ne olmaz.. Başbakan hızla geçsin gitsin. Vatandaşın canı cehenneme..
Dünyanın hangi ülkesinde bu şarklılık kaldı? ..
'Doğu için iyi.. Doğuda geçerli' diyen Batılı bize hâlâ şarklı muamelesi yapıp aşağılarken haksız mı? . 'Bu kafayla mı Avrupa Birliği'ne gireceksiniz, padişah özentileri' derse kızma hakkımız olur mu? .
..............................
diğerlerinden farkı bu.....
o zaman şarkı söylemek lazım
10.01.2007 - 11:12Eczane üstüste...
herkafadan bir ses..
herkesin acelesi var
birini kapıda taksi bekliyo biri evde çocuğunu uyutup bırakmış..
reçete giriş programlarının tamamı off.. çalışmıyor..
Ortalık katliam yeri...
karşımda bi teyze o hengamenin içinde habire burnuma bi torba dayıyor
- teyze bu neee
- bak hele bakalım neymişşş. :))
- baktım.. bi torba ilaç... daaaaa.. bana niye gösteriyorsun..
- e bi bak hele
- ay teyzem.. bi sölesen ne istediğini, de çabucak sonuca gitsek.. hani; bu ilaçlar ne işe yarıyo.. onu mu sorucan.. nasıl kullanılıyoyu mu öğrenicen.. miatlarına mı bakcaz
- ya bi bak hele
- allaam ya bakıyom da ne görmem gerekiyo onu bilmiyom ki...
-ilaçlarımın hepsi bitti kutular boş..
bu arada her kafadan kızgın sesler yükseliyor
-eeeeeee
-hani sen dediydin ya ilaçların elinde var diye
- yok onu ben demedim.. bilgisayara sordum.. kurumun sayfasında çıktı ilaçlar hastanın elinde var diye..
- ama yook.. bak bitti
- teyzem bak... ya yanlış kullandın yada ilaçların bi kısmını kaybettin...
-ilacım bitti işte.. ben yalan mı söylüyom.. al bak torbaya bittiiiii...
- ay teyzem ya.. o torbayı bilgisayara gösterip; 'bak teyzenin ilacı bitmiş. koskoca kadın yalan mı söylüyo'' diyemiyom ki ben... :))
- ben anlamam naparsan yap
-şarkı söööölesem... :)))))
mecidiye
10.01.2007 - 10:24köy.... :))
camdan kalp
10.01.2007 - 10:23Şarkısı var bi de bunun.. :))
Dokunma kalbime zira çok incedir kırılır
O tıpkı mabede benzer ki orda hıçkırırılır...
Yok işte bende bu kalpten kesin.. Niye hıçkırılsın ki kalbimdeee... :))
Toplam 1393 mesaj bulundu