kutlu olsun doğum günün mutlu olsun melek yüzün aşkla gülsün bütün ömrün sevip sarsın petek gönlün
slm; doğum gününüzü kutlar,yaşam boyu başarı ve mutluluklar dilerim.sevgiyle ve şiirle kalın. akçaydan selamlar.
-
SAYGIDEĞER ŞİİR SEVER ARKADAŞIM;
BUGÜN SİZİNLE YENİ YAZDIĞIM -ÖZÜNÜ KAYBETMEDEN- VE - RUHUMUN MUTANTAN AYNALARI - İSİMLİ 2 ŞİİRİMİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM.......GÖRÜŞ VE YORUMLARINIZI BEKLERİM....SEVGİYLE VE ŞİİRLE KALIN...SAYGILARIMLA...İBRAHİM YILMAZ.
NOT; ŞİİRİM 75.SIRADADIR
ÖZÜNÜ KAYBETMEDEN
yeryüzünü şekillendirirken ağaçlar özünü kaybetmeden büyür ulu çınarlar gökyüzünü kirletince nefesimiz doğanın özüne ağlar suların serinliğinde üşüyen kuşlar.
açar dağlarımda palamut çiceği korkma ellerini kanatmaz yaban gülleri sen kelebek rüyalarından uçarsın ve bir gün batımı hüznünde çoğalırsın.
son trenin yolcusudur saydam duygularım penceremden sana akar denizin uğultusu tutsaklığını kalbinde saklarken gizlice alır seni rüyalarıma gecelerin en kuytusu.
içimde ıpıssız bir deniz uzanır seni yalınayak bir akşam karşılar özünü kaybetmeden yavaşça büyür umuda özgürce koşan çocuklar.
kum saatinden akar kozmosta zaman özünde sana döner yıldızlarda felek beni sana çeker gizemli bir gerçek bir kadının kalbinde gizlidir rüyaları seni bana analatır bu aşkın dev aynaları.
gözümün ucundan geçer yorgun akşam güneşin ziyasından fışkırır aydın zekam akar,senden bana bir damlanın deryasında tutuşan bir karanfilin simgesidir şarkılar aşka sığınan kalbinin dost vefasında.
yalansız bir şarkıdır mısralarda adın usulca iner odama, tarar saçlarımı özümden kopup gelen geceyi okşayan sen esrarlı kadın.
Yaşamak cesaret ister, belki de bu yüzden dünyaya gelenlerin çok azı yasar, çoğunluğu Oscar Wilde`in dediği gibi yalnızca günü kurtarır, varolmakla yetinir ve kendi varlığı altında ezilir. Değiştiremeyeceği gerçekleri olduğu gibi kabul etmek ve bu değişmezlikten kendine yeni bir yasam sevinci yaratmak da yürek ister, değiştirebileceğini değiştirmeye çalışmak da. Sanıldığı gibi insani korkutan dünya, zorluklar, yasam koşulları yada başkaları değildir, insan en çok; kendisinden; korkar. Kendi duygularından, kendi güçsüzlüklerinden, kendi zaaflarından, kendi acılarından, kendi coşkularından ürker, yasama her dokunuşunda, duygularının alevlenip kendisini yakacağından çekinir, onun için kaçar yasamdan, aşktan kaçar, öfkeden, hareketten, sevinçten, kendisinden kaçar. Korku yüzünden yaşanamamış bir yaşamı ellerinde taşımaktan yorularak, kendisine uydurduğu bin bir türlü mazeretle yasama arkasını dönmeye, gizlenmeye uğraşıp, gizliden gizliye yok olmaya çabalar. Korku kendine acımayı getirir, kendini zavallılaştırmaya baslar yasamdan korktukça, yasamla yüz yüze gelmektense ağır ağır erimeyi tercih eder. Korktukça azalır gücü, korkuyla yaralanan bedeni artık en küçük dokunuşta acıyla inler, her acıda korkusu biraz daha artar ve girdap gibi çeker içine güçsüzlük, kendi korkusuna kalkıp kader der sonra, korkuyu değiştirilmez bir gerçek, alnına yazılmış bir yazgı olarak görür. Yeni bir aşkın düşüncesi bile titretir onu, kalabalıktan korktuğu kadar yalnızlıktan da korkar, hayatin hiçbir haline dayanamaz durumlara gelir. Sırtında yaşayamadığı hayati önünde yaşanacak günleriyle, kendi geçmişiyle geleceği arasında sıkışır kalır artık. Kendi duygularıyla kuşatılır, döndüğü her yanda bir düşman gibi kendi duyguları çıkar karşısına, su yana dönse orada bir mutluluk vardır ama o mutluluğu değil mutluluğun arkasında gölgesi sezilen acıyı görür, bu yana döndüğünde bir isyanın sevki vardır ama o isyanın çekiciliğini değil o isyan için ödenecek bedelin ağırlığının farkeder, beri yanında bir aşk bekler onu ama o aşkın arkasından gelebilecek terk edilme ihtimaline diker gözlerini. Her kıpırtıyla örselenebileceğinden çekindiğinden kıpırdamaz bile, yasama yaklaşabilmek için bir tek adim bile atmaya yetmez cesareti. Ona sevinci gösterseniz,; ya sonra; diye sorar, aşkı gösterseniz, gene ayni sorudur onun aklini kurcalayan,; ya sonra öfke, coşku, dostluk, sevişme, başkaldırı, direnme hep ayni soruyu sürükler pesinden; ya sonra. Bilinmeyen bir; ya sonra; için bilinenlerin hepsini ıskalamayı kabullenir. Ama, ne garip duygularından, yaşanacakların; sonrasından; korkanlar, acıdan sakınanlar çeker en büyük acıyı, yaşanmamış bütün duyguları zehirli sarmaşıklar gibi boy atıp ruhlarına dolanır,; sonrası umurumda bile değil; deyip yasamla kucak kucağa gelenlerden çok fazla yarayı yasayamadıkları için alırlar. Yakınıp dururlar, çektikleri acılardan söz ederler, acıyı da çekerler gerçekten ama acıdan korktukları için bunca acıyı çektiklerini görmezler bir türlü. Yaşamanın cesaret istediğini fark etmezler. Onun için çok az insan yasar, çoğunluk yalnızca gününü kurtarır, yaşanmamış günlerin altında inleyen çaresiz bir köle gibi yitik bir hayati taşır güçsüz omuzlarında. Kendi gerçeklerimiz, kendi duygularımızdır bizi böylesine ürküten, çatal diliyle tıslayan bir yılan görmüş tavsan gibi bizi hareketsiz bırakan.
Ve ne kadar çok korkarsanız, korkunuz o kadar artar. Ne kadar yaşarsanız, cesaretiniz o ölçüde bilenir.
Yaşayamıyorsanız, eğer bu başkalarından dolayı değildir. Sizi güçsüzleştiren, sizi çaresizleştiren sizi isyanlardan alıkoyan, değiştiremeyeceklerini kabul etmenize engel olan, değiştirebileceklerinizin üstüne gitmenize izin vermeyen, sizi yaşatmayan, sizin kendi korkunuzdur
mutlulugunuz mutlulugumuzdur :))) iyi ki sizde varsiniz...saglikli mutlu bir yasam dilegiyle...saygilar selamlar DOGUM GÜNÜN KUTLU OLSUN MUTLU OLSUN SENELERCE. HAK NASİP ETMİŞ BU GÜZEL GÜNLERİ BİZE RABBİM UZUN ÖMÜRLER VERSİN SİZE KAPIDA KALMAMANIZ DİLEGİYLE DOGUM GÜNÜNÜZÜ KUTLARIZ.
doğum gününüz kutlu olsun... mutluluklar... buda hediyeniz...
Gerçek Avustralya Mahkeme Gündemi 12659 - Hamile Bayan Davası Yaklaşık 8 aylık hamile bir bayan otobüse biner. Karşısında oturan adamın ona gülümsediğini farkeder. Hemen başka bir koltuğa geçer. Bu sefer gülümseme sırıtmaya dönüşür ve bayan da tekrar yer değiştirir. Adam daha da eğleniyor gibidir. 4cü yer değiştirmede adam kahkaha atar, bayan,şoföre şikayet eder ve o da adamı tutuklattırır. Olay mahkemeye intikal eder. Hakim adama (yaklaşık 20 yaşındadır) söyleyeceği bir şeyi olup olmadığını sorar. Adam cevap verir.' Sayın Hakim, şöyle oldu: Bayan otobüse bindiğinde durumunu farkettim. Üstünde 'Çift Nane İkizleri Geliyor ' yazısı olan bir reklam afişinin altına oturdu ve ben sırıttım. Daha sonra kalktı ve üzerinde 'Logan'ın ağrı kesici merhemi şişikleri azaltır ' yazılı afişin]altına oturdu, ben de gülümsemek zorunda kaldım. Daha sonra ' William'ın büyük çubuğu yaptı ' yazan deodorant afişi altına oturunca kendimi çok zor tuttum. Fakat, Sayın hakim, dördüncü defa kalkıp ' Goodyear kauçuğu bu kazayı önleyebilirdi ' afişinin altına oturunca.... ben koptum. DAVA DÜŞMÜŞTÜR
20.03.2009 - 06:00
ailecek hayatın güzelliklerini daim ÖZDE yaşaman dileğiyle...nice yıllara...doğumun kutlu olsun...
üstad ahmet hulusi nin MESAJLAR ını okudunuz mu...?
20.03.2008 - 14:24
kutlu olsun doğum günün
mutlu olsun melek yüzün
aşkla gülsün bütün ömrün
sevip sarsın petek gönlün
slm; doğum gününüzü kutlar,yaşam boyu başarı ve mutluluklar dilerim.sevgiyle ve şiirle kalın. akçaydan selamlar.
-
SAYGIDEĞER ŞİİR SEVER ARKADAŞIM;
BUGÜN SİZİNLE YENİ YAZDIĞIM -ÖZÜNÜ KAYBETMEDEN- VE - RUHUMUN MUTANTAN AYNALARI - İSİMLİ 2 ŞİİRİMİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM.......GÖRÜŞ VE YORUMLARINIZI BEKLERİM....SEVGİYLE VE ŞİİRLE KALIN...SAYGILARIMLA...İBRAHİM YILMAZ.
NOT; ŞİİRİM 75.SIRADADIR
ÖZÜNÜ KAYBETMEDEN
yeryüzünü şekillendirirken ağaçlar
özünü kaybetmeden büyür ulu çınarlar
gökyüzünü kirletince nefesimiz
doğanın özüne ağlar
suların serinliğinde üşüyen kuşlar.
açar dağlarımda palamut çiceği
korkma ellerini kanatmaz yaban gülleri
sen kelebek rüyalarından uçarsın
ve bir gün batımı hüznünde çoğalırsın.
son trenin yolcusudur saydam duygularım
penceremden sana akar denizin uğultusu
tutsaklığını kalbinde saklarken gizlice
alır seni rüyalarıma gecelerin en kuytusu.
içimde ıpıssız bir deniz uzanır
seni yalınayak bir akşam karşılar
özünü kaybetmeden yavaşça büyür
umuda özgürce koşan çocuklar.
kum saatinden akar kozmosta zaman
özünde sana döner yıldızlarda felek
beni sana çeker gizemli bir gerçek
bir kadının kalbinde gizlidir rüyaları
seni bana analatır bu aşkın dev aynaları.
gözümün ucundan geçer yorgun akşam
güneşin ziyasından fışkırır aydın zekam
akar,senden bana bir damlanın deryasında
tutuşan bir karanfilin simgesidir şarkılar
aşka sığınan kalbinin dost vefasında.
yalansız bir şarkıdır mısralarda adın
usulca iner odama, tarar saçlarımı
özümden kopup gelen
geceyi okşayan sen esrarlı kadın.
NOT; ŞİİRİMİN DEVAMI SAYFAMDADIR...
20.03.2008 - 11:37
...Sevgiyle
...Umutla
...Saygıyla
...Huzurla
...İnançla
...Dünyanın tüm güzellikleriyle yaşanacak nice doğum günlerine,,,
KUTLU OLSUN
30.11.2007 - 21:05
Yaşamak cesaret ister, belki de bu yüzden dünyaya gelenlerin çok azı yasar, çoğunluğu Oscar Wilde`in dediği gibi yalnızca günü kurtarır, varolmakla yetinir ve kendi varlığı altında ezilir.
Değiştiremeyeceği gerçekleri olduğu gibi kabul etmek ve bu değişmezlikten kendine yeni bir yasam sevinci yaratmak da yürek ister, değiştirebileceğini değiştirmeye çalışmak da.
Sanıldığı gibi insani korkutan dünya, zorluklar, yasam koşulları yada başkaları değildir, insan en çok; kendisinden; korkar.
Kendi duygularından, kendi güçsüzlüklerinden, kendi zaaflarından, kendi acılarından, kendi coşkularından ürker, yasama her dokunuşunda, duygularının alevlenip kendisini yakacağından çekinir, onun için kaçar yasamdan, aşktan kaçar, öfkeden, hareketten, sevinçten, kendisinden kaçar.
Korku yüzünden yaşanamamış bir yaşamı ellerinde taşımaktan yorularak, kendisine uydurduğu bin bir türlü mazeretle yasama arkasını dönmeye, gizlenmeye uğraşıp, gizliden gizliye yok olmaya çabalar.
Korku kendine acımayı getirir, kendini zavallılaştırmaya baslar yasamdan korktukça, yasamla yüz yüze gelmektense ağır ağır erimeyi tercih eder.
Korktukça azalır gücü, korkuyla yaralanan bedeni artık en küçük dokunuşta acıyla inler, her acıda korkusu biraz daha artar ve girdap gibi çeker içine güçsüzlük, kendi korkusuna kalkıp kader der sonra, korkuyu değiştirilmez bir gerçek, alnına yazılmış bir yazgı olarak görür.
Yeni bir aşkın düşüncesi bile titretir onu, kalabalıktan korktuğu kadar yalnızlıktan da korkar, hayatin hiçbir haline dayanamaz durumlara gelir.
Sırtında yaşayamadığı hayati önünde yaşanacak günleriyle, kendi geçmişiyle geleceği arasında sıkışır kalır artık.
Kendi duygularıyla kuşatılır, döndüğü her yanda bir düşman gibi kendi duyguları çıkar karşısına, su yana dönse orada bir mutluluk vardır ama o mutluluğu değil mutluluğun arkasında gölgesi sezilen acıyı görür, bu yana döndüğünde bir isyanın sevki vardır ama o isyanın çekiciliğini değil o isyan için ödenecek bedelin ağırlığının farkeder, beri yanında bir aşk bekler onu ama o aşkın arkasından gelebilecek terk edilme ihtimaline diker gözlerini.
Her kıpırtıyla örselenebileceğinden çekindiğinden kıpırdamaz bile, yasama yaklaşabilmek için bir tek adim bile atmaya yetmez cesareti.
Ona sevinci gösterseniz,; ya sonra; diye sorar, aşkı gösterseniz, gene ayni sorudur onun aklini kurcalayan,; ya sonra öfke, coşku, dostluk, sevişme, başkaldırı, direnme hep ayni soruyu sürükler pesinden; ya sonra.
Bilinmeyen bir; ya sonra; için bilinenlerin hepsini ıskalamayı kabullenir.
Ama, ne garip duygularından, yaşanacakların; sonrasından; korkanlar, acıdan sakınanlar çeker en büyük acıyı, yaşanmamış bütün duyguları zehirli sarmaşıklar gibi boy atıp ruhlarına dolanır,; sonrası umurumda bile değil; deyip yasamla kucak kucağa gelenlerden çok fazla yarayı yasayamadıkları için alırlar.
Yakınıp dururlar, çektikleri acılardan söz ederler, acıyı da çekerler gerçekten ama acıdan korktukları için bunca acıyı çektiklerini görmezler bir türlü.
Yaşamanın cesaret istediğini fark etmezler. Onun için çok az insan yasar, çoğunluk yalnızca gününü kurtarır, yaşanmamış günlerin altında inleyen çaresiz bir köle gibi yitik bir hayati taşır güçsüz omuzlarında.
Kendi gerçeklerimiz, kendi duygularımızdır bizi böylesine ürküten, çatal diliyle tıslayan bir yılan görmüş tavsan gibi bizi hareketsiz bırakan.
Ve ne kadar çok korkarsanız, korkunuz o kadar artar.
Ne kadar yaşarsanız, cesaretiniz o ölçüde bilenir.
Yaşayamıyorsanız, eğer bu başkalarından dolayı değildir.
Sizi güçsüzleştiren, sizi çaresizleştiren sizi isyanlardan alıkoyan, değiştiremeyeceklerini kabul etmenize engel olan, değiştirebileceklerinizin üstüne gitmenize izin vermeyen, sizi yaşatmayan, sizin kendi korkunuzdur
YAŞAMAK CESARET iSTER ÇÜNKÜ....
20.03.2007 - 10:17
:)) dogum günün kutlu olsun
mutlulugunuz mutlulugumuzdur :))) iyi ki sizde varsiniz...saglikli mutlu bir yasam dilegiyle...saygilar selamlar
DOGUM GÜNÜN KUTLU OLSUN MUTLU OLSUN SENELERCE.
HAK NASİP ETMİŞ BU GÜZEL GÜNLERİ BİZE
RABBİM UZUN ÖMÜRLER VERSİN SİZE
KAPIDA KALMAMANIZ DİLEGİYLE
DOGUM GÜNÜNÜZÜ KUTLARIZ.
(www.kapidakaldim.net)
(www.kapidakaldim.com)
msn: [email protected]
www.buharadernegi.com
20.03.2007 - 07:26
doğum gününüz kutlu olsun...
mutluluklar...
buda hediyeniz...
Gerçek Avustralya Mahkeme Gündemi 12659
- Hamile Bayan Davası Yaklaşık 8 aylık hamile bir bayan otobüse biner. Karşısında oturan adamın ona gülümsediğini farkeder. Hemen başka bir koltuğa geçer. Bu sefer gülümseme sırıtmaya dönüşür ve bayan da tekrar yer değiştirir. Adam daha da eğleniyor gibidir. 4cü yer değiştirmede adam kahkaha atar, bayan,şoföre şikayet eder ve o da adamı tutuklattırır. Olay mahkemeye intikal eder. Hakim adama (yaklaşık 20 yaşındadır) söyleyeceği bir şeyi olup olmadığını sorar. Adam cevap verir.' Sayın Hakim, şöyle oldu: Bayan otobüse bindiğinde durumunu farkettim. Üstünde 'Çift Nane İkizleri Geliyor ' yazısı olan bir reklam afişinin altına oturdu ve ben sırıttım. Daha sonra kalktı ve üzerinde 'Logan'ın ağrı kesici merhemi şişikleri azaltır ' yazılı afişin]altına oturdu, ben de gülümsemek zorunda kaldım. Daha sonra ' William'ın büyük çubuğu yaptı ' yazan deodorant afişi altına oturunca kendimi çok zor tuttum. Fakat, Sayın hakim, dördüncü defa kalkıp ' Goodyear kauçuğu bu kazayı önleyebilirdi ' afişinin altına oturunca.... ben koptum. DAVA DÜŞMÜŞTÜR
Toplam 6 mesaj bulundu