Elif Sirac Antoloji.com

  • İsa Erdoğan
    İsa Erdoğan 07.08.2008 - 23:06

    kardeşim uyuyorsun.. uyan artık bu ne biçim grup yönetme..

    ne bu hakaretler.. ne bu sövgüler..? !

    risalei nur talebeleri adındaki gruptan söz ediyorum..

    bu kadar gaflet bu kadar pasiflik artık salyangoz tadı vermeye başladı

  • Elif Sirac
    Elif Sirac 26.07.2008 - 09:25

    Sus! ! !
    Kâinat mescid-i kebîrinde, Kur’ân, kâinatı okuyor.
    Onu dinleyelim.. O nur ile nurlanalım.. Hidâyetiyle amel edelim...


    Allah’la konuşmak

    Dedim: Çok yalnızım.
    Dedin:... Ben ki sana çok yakınım. Bakara-186

    Dedim: Evet biliyorum sen bana yakınsın ama ben senden uzağım,
    keşke b ...

  • Aylin
    Aylin 02.12.2007 - 17:53

    ya varya hayran kaldım yazdılarınıza size bir kitap tavsiye etmek isterdim ama özel mesaj yolu kapalı neyse ALLAH yardımcın olsun

Toplam 8 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR


  • Tek korkum

    Numan İstanbul

    17.09.2008 - 11:09

    Af buyurun, ancak şunu söyleyebilirim ki,
    ölmekten korkmamalı insan…
    teşekkür ediyorum, selam ve saygılar…

Toplam 1 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR
  • risale-i nur

    13.10.2008 - 13:17

    Risale-i Nur'da İhlas...

    İbadetin ruhu, ihlâstır. İhlâs ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği
    için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir fayda ibadete illet gösterilse,
    o ibadet bâtıldır. Faydalar, hikmetler yalnız müreccih olabilirler,
    illet olamazlar. (İşarat-ül İ’caz)

    Haddinden fazla fevkalâde hüsn-ü zan ve müfritane âlî makam vermek yerine,
    fevkalâde sadakat ve sebat ve müfritane irtibat
    ve ihlâs lâzımdır. Onda terakki etmeliyiz. (Kastamonu Lâhikası)

    Evet Rıza-yı İlâhî kâfidir. Eğer o yâr ise, herşey yârdır.
    Eğer o yâr değilse, bütün dünya alkışlasa beş para değmez.
    İnsanların takdiri, istihsanı, eğer böyle işte, böyle amel-i uhrevîde illet ise,
    o ameli iptal eder. Eğer müreccih ise, o ameldeki ihlâsı kırar.
    Eğer müşevvik ise saffetine izale eder. Eğer sırf alâmet-i makbuliyet olarak,
    istemeyerek, Cenab-ı Hak ihsan etse, o amelin ve ilmin insanlarda
    hüsn-ü tesîri namına kabul etmek güzeldir ki, buna işarettir. (Barla Lâhikası)

    Eğer İslâmiyetin bir sırr-ı esası olan ihlâs ve rıza-yı İlâhî cihetinde,
    Kur’ân-ı Hakîmin ders verdiği ahkâm ve hakaik-i kudsiyeye dair
    harekât ve a’mâl ondan sudur etse, lisan-ı hali mânen âyât-ı Kur’âniyeyi okusa,
    o vakit mânen âlem-i İslâmın herbir ferdinin
    vird-i zebânı olan duasında dahil olup hissedar olur ve umumuyla
    uhuvvetkârâne alâkadar olur. (Mektubat)

    Kendimizi satmak ve beğendirmek ve temeddüh etme ve hodfuruşluk
    etmek ise, Risale-i Nur’un ehemmiyetli bir esası olan ihlâs sırrını bozmaktır.
    (Şualar)

    Acip bir riyakârlık olan şöhretperestlik ve câzibedar bir
    hodfuruşluk olan tarihlere şâşaalı geçmek ve insanlara iyi görünmek ise,
    Nurun bir esası ve mesleği olan ihlâsa zıttır ve münafidir. (Emirdağ Lâhikası)

    Mesleğimizin esası, âzamî ihlâs ve terk-i enaniyettir.
    İhlâslı bir dirhem amel, ihlâssız yüz batman amele müreccahtır.
    İnsanların maddî mânevî hediyelerinden hürmet ve teveccüh-ü âmmeden,
    şöhretten şiddetle kaçıyorum” der. Ziyaretçi kabul etmemesinin
    bir hikmeti de bu sır olsa gerek. (Tarihçe-i Hayat)

  • Tesbihat

    12.10.2008 - 11:44

    Tesbihatın önemi

    Muhacirlerin fakirleri Resulullah’a (a.s.m.) gelip dediler ki:
    – Servet sahibi Müslümanlar derece ve nimetler bakımından bizi geçtiler… Resulullah da:
    – Ne hususta, diye buyurunca, muhacir fakirler:
    – Biz namaz kılıyoruz, onlar da kılıyor; biz oruç tutuyoruz, onlar da tutuyorlar; fakat onlar sadaka verdikleri halde biz veremiyoruz; onlar köle azad ediyorlar,
    biz edemiyoruz, dediler.
    Bunun üzerine Peygamber (a.s.m.) :
    – Size, sizden ilerde bulunanlara yetişebileceğiniz, sizden geride, sizden aşağıda olanları geçebileceğiniz ve sizin yaptığınız gibi yapanlar müstesna, sizden başka kimsenin daha faziletli olamayacağı bir şey öğreteyim mi, buyurdu.
    Muhacirlerin fakirleri:
    – Evet, öğret, ey Allah’ın Resulü, diye cevap verdiler.
    Peygamber Efendimiz de (a.s.m.) :
    – Her namazın sonunda otuz üçer defa sübhânallah (Allah’ı her türlü noksanlıktan tenzih ederim) , elhamdülillah (hamd Allah’a mahsustur) ,
    Allahü Ekber (Allah en büyüktür) deyiniz, buyurdu.
    Muhacir fakirler, bir süre sonra Resulullah’a (a.s.m.) gelerek şöyle dediler:
    – Mal ve servet sahibi kardeşlerimiz bizim bu yaptığımızı işitip onlar da böyle yaptılar.
    Bunun üzerine Allah’ın Resulü şöyle buyurdu:
    – Bu, Allah’ın fazlıdır, dilediğine verir.

    Namazı Yaşayanlar/Said Demirtaş/Nesil Yayınları

  • dua

    12.10.2008 - 11:34

    Dua ubudiyetin ruhudur.Ve halis bir imanın neticesidir.(mektubat)

Toplam 27 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR