Şiirin denizlerinden, mananın uçsuz bucaksız semalarına uçan halısını sermiş, tüm şairler gibi garipliği seçmiş, son durakta kendisiyle tanışmayı bekleyen biriyim. Hâl böyleyken nasıl tanıtır insan kendini! Şöyle diyelim o zaman, gözün erişemediği mesafelerde ağlayan bir çocuğun resmine değdiği anda bulutlanıyorsa içiniz, çoktan tanışmışızdır biz. Yine de merhaba!
Şiire ses veren gönüller susmadıkça gençtir bu yaşlı gezegen. Sadece bu siteyi görmek bile sanal alemin o kadar da sanal olmadığına ikna etti beni. O yüzden burdayım. Buralıyım. Şiirin sesinde buluşmak dileğiyle..
..
-
okumak
12.06.2006 - 21:29Okumak kişinin iç alemine doğru sözcüklerle dokunmuş halılar üzerinde yaptığı bir yolculuktur belki de, nihayetinde aslına ve aslolana kavuşmanın olduğu bir yolculuk. Her bilgi parçası, bizde varolan bir gerçeğe sinyaller gönderir de çağrışım olur adı.. Sonra nedendir bilinmez: aklının inadından vazgeçip de kalbinin ve de sezgilerinin yörüngesine giren insan gerçeğe daha yakın buluverir kendini.
Ve sözcükler kainat kitabının her zerresinde mevcuttur; okumaksa belki de yazanın bir ihsanıdır, gönülden isteyenlere.
Toplam 1 mesaj bulundu
...Düş-ü-verdi...
Tolgahan Bostan
23.06.2009 - 02:11Hüzün zamanın kuşattığı bir kaledir, burçlarından masmavi mısralar dökülen. Şiir yaşadığı için zaman o kaleyi fethedemedi... Hüzün kentlerinde sadece şiir zamanlarında konaklamanız dileğiyle.
Toplam 1 mesaj bulundu