Yahya Salih Altındağ Adlı Üyenin Nedir Yazıla ...

  • kabir azabı

    30.06.2011 - 21:11

    Giden memnun ki yerinden dönen yok son seferinden! .

  • melamilik (Melametilik)

    04.05.2010 - 02:46

    MELÂMİ DERLER BİZE

    Muhammed Nûr Pirimiz,
    Tevhidtir mesleğimiz,
    Bî huruftur zikrimiz,
    Melâmi derler bize.

    Bizim elimiz tutmaz,
    Kulaklarımız duymaz,
    Gözlerimiz yok bakmaz,
    Melâmi derler bize.

    Ölmeden evvel ölen,
    Varlığı Hakk'a veren,
    Vücud kabrine giren,
    Melâmi derler bize.

    Kurb-i Feraiz'de Hak,
    Dedi ben zahirim bak,
    Olmuşuz Hak ile Hak,
    Melâmi derler bize.

    Kurb-i Nevafil ile,
    Sabır ve şükür ile,
    Vardık biz Muhammed'e,
    Melâmi derler bize.

    YAHYA SALİH Melâmi,
    Söyler güzel Kelamı,
    Hor görmeyin selamı,
    Melâmi derler bize.

    Yahya Salih ALTINDAĞ.

    02 Eylül 2009/ Çarşamba

  • melamilik (Melametilik)

    04.05.2010 - 02:42

    NECİSTEN KURTULASIN

    Ölmeden evvel ölesin,
    Zikirle yıkanasın,
    Ummanlara dalasın,
    Necisten kurtulasın.

    Günah işlemeyesin,
    Sevap işlemeyesin,
    Fail Hakk'dır bilesin,
    Necisten kurtulasın.

    Gözün çirkin görmesin,
    Dilin şer söylemesin,
    Her yerde Hak göresin,
    Necisten kurtulasın.

    Vücudunu ver Hakk'a,
    Ulaşasın sen Hakk'a,
    Yok ol Hak ile Hak'da,
    Necisten kurtulasın.

    Ahirete varmak için,
    Cennete girmek için,
    Rabbini görmek için,
    Necisten kurtulasın.

    Muhammed'e varmaya,
    Şefaati almaya,
    Var git sen kul olmaya,
    Necisten kurtulasın.

    Lâ İlâhe illallah,
    Muhammed Resûlallah,
    Bunu böyle bil YAHYA,
    Necisten kurtulasın.

    Yahya Salih ALTINDAĞ.

    01 Aralık 2008/Pazartesi

  • melamilik (Melametilik)

    04.05.2010 - 02:28

    Melâmiliğin Tarihsel Seyri:

    Melâmîlerin birinci piri sayılan Hacı Kassar-ı Veli Hazretleri, 884–885 yıllarında

    doğmuştur. Melâmîlerin birinci piri ve Kutb-ul Aktab’ıdır.

    Mevlâna Celâleddin-i Rumî Hazretleri ise, 30 Eylül 1207 tarihinde dünyaya

    gelmiştir. Asıl adı Muhammed'dir. Mevlâna Hazretleri, 18 Aralık 1273 tarihinde

    Konya'da Hakk'a yürümüştür. İlk devre Melâmîleri, Mevlâna ile tarihe gömülür.

    Eserleri, menkıbeleri dilden dile gezer, yaşantıları örnek alınır.

    Melâmîlerin ikinci piri Hacı Bayramı Veli Hazretleri, 1352 tarihinde Ankara'nın

    Solfasol köyünde doğmuştur, 77 yaşında iken 1429 tarihinde Ankara'da vefat etmiştir.

    Türbesi Ankara'dadır.

    Kuru bilgiler, insanı insan yapmaz. Bilgi insanı daha egoist yapar. Aşka ve

    cezbeye inanmak lâzımdır. Vahdeti vücut görüş ve inanışına inanmak lâzımdır.

    İblisten bilgili kim olabilir? Bilgisi ile Âdem’e secde etmedi, bilgisi ile boynuna lânet

    halkası geçti. Bilgi; ancak vahdet-i vücut tevhid ilmidir. En iyi öğretmen, vahdeti

    vücudu en iyi anlatandır.

    Melâmet hırkasını giyen, dünyadan da ukbadan da geçer, Hakk ile Hakk olur.

    Dünyadan geçen ne sultana kul olur, ne kuvvete! .. Hakk’tan gayri dinleyecek,

    görülecek kimse kalmaz. O vakit hükümdar, vezir değerini yitirir. Ukbadan geçen ise,

    ne hocaya önem verir, ne onun sözlerine…

    Her zerre bir ayet

    Her olay bir ayettir…

    Ey Allahın kulu! Şimdi hac zamanı geldi, buluğa erdin. Artık islâmın beş

    şartından olan şartları yerine getir. Hac seferini yerine getir. Demir çarık demir çorap

    giy de, bir insan-ı kâmil ara.

    (Vel’asri innel insane lefi hüsrin) Bu ayeti kerime hakkında Resulü Ekrem

    (SAV) buyurmuştur ki; “Sadece bu Vel’asri ayeti, müşkülleri hal etmeğe yeterdi.”

    Bu ayet asrın velisini tanımayanlar için bir ibret tablosudur.

    Biz kime ne diyebiliriz! Cenab-ı Hakk, ezelde olacak olanı takdir etmiştir. Bizler

    ancak o takdirin mazharlarıyız. Allahu Teâlâ'yı sevemiyorsan, onun veliyullah olan

    dostlarını sev ki, sen de saadete eresin.

    Bu kelâmlar Hakk’ın kudret kaleminden yazılırken, bende dinliyor ve taaccup

    ediyordum. Nasıl da kendinden kendine hayat kurtarıcı izzet ikramlarda bulunuyorsun

    sevdiklerine ey yüce Allah’ım! ..

    Ya Rabbi, seni sevenler bir ehadiseyir insan-ı kâmil ile sevdi. Sana erenler de

    onunla erdi. Ya Allah, çünkü sen 'O'sun. O da senden başkası değil. Ancak kalpleri

    mühürlü, kulakları sağır, gözleri kör olanlar senin sözlerini işitmediler.

    Ey gönlümün sultanı, hâlbuki sen beni bahane etmiş, bu kürsüden konuşan

    yüceler yücesi azimüşşan değil misin?

    Sende insaf, sende merhamet var ise, kendine acı Ey Münafakih! Allah’ın

    aşkına tutulmuş âşıklar, senin sözünü bir nebze sem'ine güş etmezler.

    Çünkü âşıklar, insan-ı kâmili bulmuşlardır. Tevhid ilminin, insan-ı kâmil

    yüzünden, gözünden okunacağı idraki içindedirler. İnsan-ı kâmilin bir kere bir salike

    nazarının, Mescid-i Nebevî’de kırk sene ibadetten hayırlı olduğunun zevkine

    varmışlardır.

    Benim iki gözümün nuru, yirminci asrın Melâmî Kutb-ul Aktabı Seyyid

    Muhammed Nurül Arabî Hazretleri; 'Tevhidi ef’al saliki ayağını yere basmasın

    benim yüzüme bassın' “Aşığın küfrü dahi iman durur” demiyor mu?

    Ben makam eriyim, “Errahmanirrahim” in delili değil, medlülü önemlidir. Şimdi

    “o medlülüm” desem ne çıkar? Yine benden de diyen “O” değil mi?

    Melâmî kılığında niceler gördüm ki, gözlerine girsen bile yine seni tanımıyorlar,

    ilimde “Şam arpalık, Mısır buğdaylık” demenin sarhoşluğu içinde, debelenip

    duruyorlardı. İşte ben canlı Kur'an’ım ve ben o Kur'an’ın bendesiyim. Hz. Pir; “Her

    olay bir ayettir, her zerre bir ayettir” demiyor mu? Var git Kur'an’dan dem vurma ki,

    Kur'an zat-ı ilâhîdir.

    İsmail Hakkı Bursevi Hazretleri “Bir vaiz ki, okuduğu ayetin hangi makama

    geldiğini bilmez, işte o vaizi zamanın padişahının kürsiden kılınç ile indirmesi

    evlâdır.” buyurmuştur. Erenler buyruğu sen kendi nefsini bırakmış, başkasına cihat

    ilân ediyorsun. Cihad ona derler ki, ef’al, sıfat ve zat Hakk’ın olduğunun zevkine

    eresin.

    Sözden elini çek anasının dinini sanat serdeden zahid! Ben makam eriyim, sıratı

    müstakimim, (Feeynema tüvellü fesemme vechullah) (Bakara 115) ayeti

    kerimesinin manası hayatımı kapsamış, (İllel mevcude illâ ene): O zahir oldu, sözün

    hükmü kalmadı. (Şêhidallahü ennehü lâ ilâhe illâ hû) (Âl-i İmran 18): Hakk kendi

    kendine şehadet eder. Artık muhtar Odur ki, hiç kimse Onun yanında söz sahibi

    değildir. Leâl yüzlü sultan buyurmuştur ki; “Ahmağı yar eyleyen ahmak olur.

Toplam 4 mesaj bulundu