Geçmiş yıllarda kutlanan bir “sevgililer günü” sonrasında,arkadaşlarımdan birine sordum
– karına sevgililer gününde ne aldın? diye …
güldü ve yanıtladı
–o benim karım, sevgilim değil ki …neden bir şey alayım…
o zaman dan beri düşünürüm. Kimdir sevgili?
Hitaplarımızın, yada kendimize ait hissettiğimiz (ım,im) aşağı yukarı her şeyin başına oturturuz hep bu sözcüğü, sevgili anneciğim, sevgili arkadaşım, sevgili vatandaşım, sevgili karım, sevgili oğlum, sevgili öğretmenim.v.s, v.s. uzar gider
O zaman bu günün özelliği nedir.
Kim için kutlanır….
Bir bileniniz varsa lütfen söylesin,
Ona sahipsem vakit geçirmeden çarşıya çıkıp ALIŞ VERİŞ yapayım, yok eğer ondan bende yoksa şimdiden ağıt yakayım….
Dolu dolu bir insan demek.sanki sorduğunuz her soruya cevap alabilecekmişsiniz duygusu uyanıyor....Livaneli dendiğinde, toplumun farklı kesimlerinden insanlarının bir araya gelmesinin hiçte zor bir şey olmadığını düşünüyorum.....(Mutluluk ve Leyla'nın evinde çok güzel işlemiş bu konuyu)
Yaşamak, bir yaz akşamında, bir güneş batımında,denizle sahilin buluştuğu salaş bir gazinoda, bir bardak çayı yudumlamaktır.
Birazdan güneş batacaktır ve hava birden ürpertecek.
Bilir misiniz? İzmir’de o saatler hep ürpertir, güneş tir sanki İzmir’de yaz. O an gelince başka diyarlara yaz olur, İzmir’e ise kış.
Bir kaç dakikadır belki yaşanan. Ama, o anki duygularına göre, anın anlamı değişir. Bazen bir ömürdür o an. Bazense göz kırpması kadar.
(Anların anlamını en iyi yaşamın kıyısından dönenler bilirler sanırım.)
Bu da yaşadığımızın kanıtı değil mi?
an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet
çalgılar susar heves kalmaz
şatârâbân ölür
şarabın gazabından kork
çünkü fena kırmızıdır
kan tutar / tutan ölür
sokaklar kuşatılmış
karakollar taranır
yağmurda bir militan ölür
an gelir
ömrünün hırsızıdır
her ölen pişman ölür
hep yanlış anlaşılmıştır
hayalleri yasaklanmış
an gelir şimşek yalar
masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
direkler çatırdar yalnızlıktan
sehpada pir sultan ölür
son umut kırılmıştır
kaf dağı’nın ardındaki
ne selam artık ne sabah
kimseler bilmez nerdeler
namlı masal sevdalıları
evvel zaman içinde
kalbur saman ölür
kubbelerde uğuldar bâkî
çeşmelerden akar sinan
an gelir
-lâ ilâhe illallah-
kanunî süleyman ölür
görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
saatlı bir bombadır patlar
an gelir
Attila İlhan ölür
ATTİLA İLHAN
Gerçektende çok büyük bir değerimizi yitirdik
Geçen hafta tv8 de yayınlanan yaşamdan dakikalar adlı programda, Atilla İlhan her yönü ile anlatılmıştı.
Bunu seyrederken gerçekten çok duygulanmıştım.
Çünkü bizde bu tür programlar insanlar yitirildikten sonra yapılır.
Bu haftaki yaşamdan dakikalar da ise Atilla İlhan ‘ın, kendisi ile ilgili bu programı seyrederken,çok duygulandığını söylediğini aktardılar.
Atilla İlhan’la ilgili bu acı haberi duyduğumda birden aklıma geldi. paylaşmak istedim.
O eserleri ve düşünceleriyle sonsuza kadar bizimle olacak.
Allah rahmet eylesin.
Beyaz ve siyah
Eşsiz renkler senin
Şampiyonluk ve liderlik
İstemek en doğal hakkım benim
Kalbimi verdim
Taraftar oldum sana
Anlı şanlı tarihinle
Şampiyonluklar yaşat bana.
Gece gelen telgraf
dört heceden ibaretti:
'VEFAT ETTİ.'
İmza yok.
Bu dört hece bile çok.
Bakıyorum duvara:
duvarda bir yara-
duvarda bir resim-
vefat edenin,
elimle çizmişim.
Saat bir.
Saat üç.
Saat beş.
Polis düdükleri, saatlar...
Yatağım bozulmamış.
Çekmecemde kaatlar:
bazıları
onun el yazıları.
Gece gelen telgraf
dört heceden ibaret...
Şafak söküyor-
odam
geceden ibaret.
Avuçlarımda
ellerinin gölgesi dolaşan adam
demir parmaklıklardan gördü son gündüzünü.
Mahpushane doktoru
örterek paltosuyla upuzun yatanın yüzünü:
- Tamam!
dedi.
Bunu belki evvelki akşam
dedi.
Evvelki akşam
ben......
Satıcılar geçiyor mahalleden.
Bakıyorum
gece gelen
telgrafa.
O mükemmel bir kafa
mükemmel bir yürek,
yumruklarıyla erkek
gözleriyle çocuktu.
Hudutsuz ve Allahsız bir baştı o.
Yoldaştı o..
* * *
Düşmanlar kına yaksın
dostlar girsin saflara.
Sen gözyaşı göstermeden ağlıyacaksın
gece gelen telgraflara...
Salaş, herkesimden insanın rahat edebileceği bir ortam diye düşünüyorum.Deniz üzerine derme çatma yapılmış balık ekmek yenilen lokantamsı yerler geliyor aklıma.
sevgililer günü
13.02.2007 - 15:37Geçmiş yıllarda kutlanan bir “sevgililer günü” sonrasında,arkadaşlarımdan birine sordum
– karına sevgililer gününde ne aldın? diye …
güldü ve yanıtladı
–o benim karım, sevgilim değil ki …neden bir şey alayım…
o zaman dan beri düşünürüm. Kimdir sevgili?
Hitaplarımızın, yada kendimize ait hissettiğimiz (ım,im) aşağı yukarı her şeyin başına oturturuz hep bu sözcüğü, sevgili anneciğim, sevgili arkadaşım, sevgili vatandaşım, sevgili karım, sevgili oğlum, sevgili öğretmenim.v.s, v.s. uzar gider
O zaman bu günün özelliği nedir.
Kim için kutlanır….
Bir bileniniz varsa lütfen söylesin,
Ona sahipsem vakit geçirmeden çarşıya çıkıp ALIŞ VERİŞ yapayım, yok eğer ondan bende yoksa şimdiden ağıt yakayım….
özürlü olmak
02.09.2006 - 22:37Papatya tarlasında açmış bir gelincik demek,farklı olmak,dikkat çekmek,kırılgan olmak demek....Yalnızlığı çağrıştırıyor....
zülfü livaneli
03.08.2006 - 13:52Dolu dolu bir insan demek.sanki sorduğunuz her soruya cevap alabilecekmişsiniz duygusu uyanıyor....Livaneli dendiğinde, toplumun farklı kesimlerinden insanlarının bir araya gelmesinin hiçte zor bir şey olmadığını düşünüyorum.....(Mutluluk ve Leyla'nın evinde çok güzel işlemiş bu konuyu)
oturan boğa
03.08.2006 - 13:36Engelliler Biz adlı çok kaliteli bir sitenin herşeyi...toplayan, bir araya getiren ve engellilere konuşma şansı tanıyan kişiyi....
güven
13.07.2006 - 18:10Güven kazanımı zor, kaybı ise çok kolay olan bir duygudur. Güven yaşamdaki her yapının temelidir…güven bana her zaman babamı anımsatır.
var ya
13.07.2006 - 18:02Varlığın,var olmanın birilerine ispatı gibi. Bazen güven duygusunu bazen de pişmanlığı anımsatıyor.
ıspanak
13.07.2006 - 17:53Ispanak…çocukluğum,temel reis,safinaz ve yıllarca kandırılmış olmanın verdiği hüzün (yersen güçleneceksin demir var ya demir gibi olacaksın)
yaşamdan dakikalar
28.05.2006 - 19:44Yaşamdan dakikalar' hoş bir tv programı' demek.
Sunay AKIN,Hıncal ULUÇ ve Haşmet BABAOĞLU'nu çağrıştırıyor. :))))
yaşamak
11.01.2006 - 17:39Yaşamak, bir yaz akşamında, bir güneş batımında,denizle sahilin buluştuğu salaş bir gazinoda, bir bardak çayı yudumlamaktır.
Birazdan güneş batacaktır ve hava birden ürpertecek.
Bilir misiniz? İzmir’de o saatler hep ürpertir, güneş tir sanki İzmir’de yaz. O an gelince başka diyarlara yaz olur, İzmir’e ise kış.
Bir kaç dakikadır belki yaşanan. Ama, o anki duygularına göre, anın anlamı değişir. Bazen bir ömürdür o an. Bazense göz kırpması kadar.
(Anların anlamını en iyi yaşamın kıyısından dönenler bilirler sanırım.)
Bu da yaşadığımızın kanıtı değil mi?
attila ilhan
11.10.2005 - 21:42AN GELİR
an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet
çalgılar susar heves kalmaz
şatârâbân ölür
şarabın gazabından kork
çünkü fena kırmızıdır
kan tutar / tutan ölür
sokaklar kuşatılmış
karakollar taranır
yağmurda bir militan ölür
an gelir
ömrünün hırsızıdır
her ölen pişman ölür
hep yanlış anlaşılmıştır
hayalleri yasaklanmış
an gelir şimşek yalar
masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
direkler çatırdar yalnızlıktan
sehpada pir sultan ölür
son umut kırılmıştır
kaf dağı’nın ardındaki
ne selam artık ne sabah
kimseler bilmez nerdeler
namlı masal sevdalıları
evvel zaman içinde
kalbur saman ölür
kubbelerde uğuldar bâkî
çeşmelerden akar sinan
an gelir
-lâ ilâhe illallah-
kanunî süleyman ölür
görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
saatlı bir bombadır patlar
an gelir
Attila İlhan ölür
ATTİLA İLHAN
Gerçektende çok büyük bir değerimizi yitirdik
Geçen hafta tv8 de yayınlanan yaşamdan dakikalar adlı programda, Atilla İlhan her yönü ile anlatılmıştı.
Bunu seyrederken gerçekten çok duygulanmıştım.
Çünkü bizde bu tür programlar insanlar yitirildikten sonra yapılır.
Bu haftaki yaşamdan dakikalar da ise Atilla İlhan ‘ın, kendisi ile ilgili bu programı seyrederken,çok duygulandığını söylediğini aktardılar.
Atilla İlhan’la ilgili bu acı haberi duyduğumda birden aklıma geldi. paylaşmak istedim.
O eserleri ve düşünceleriyle sonsuza kadar bizimle olacak.
Allah rahmet eylesin.
Beşiktaş Jimnastik Klubü
01.10.2005 - 15:23BEŞİKTAŞ
Beyaz ve siyah
Eşsiz renkler senin
Şampiyonluk ve liderlik
İstemek en doğal hakkım benim
Kalbimi verdim
Taraftar oldum sana
Anlı şanlı tarihinle
Şampiyonluklar yaşat bana.
BJK li olmak ayrıcalıktır.
dost
20.09.2005 - 21:15Seyyah oldum şu âlemi gezerim
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
Kendi efkârımca okur yazarım
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
İki elim gitmez oldu yüzümden
Ah etikçe yaşlar gelir gözümden
Kusurumu gördüm kendi özümden
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
Bozuk şu dünyanın temeli bozuk
Tükendi daneler kalmadı yazık
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
Kul Himet üstadım ummana dalam
Gidenler gelmedi bir haber alam
Abdal oldum şal giyindim bir zaman
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
Kul Himmet
gece
20.09.2005 - 20:56GECE GELEN TELGRAF
Gece gelen telgraf
dört heceden ibaretti:
'VEFAT ETTİ.'
İmza yok.
Bu dört hece bile çok.
Bakıyorum duvara:
duvarda bir yara-
duvarda bir resim-
vefat edenin,
elimle çizmişim.
Saat bir.
Saat üç.
Saat beş.
Polis düdükleri, saatlar...
Yatağım bozulmamış.
Çekmecemde kaatlar:
bazıları
onun el yazıları.
Gece gelen telgraf
dört heceden ibaret...
Şafak söküyor-
odam
geceden ibaret.
Avuçlarımda
ellerinin gölgesi dolaşan adam
demir parmaklıklardan gördü son gündüzünü.
Mahpushane doktoru
örterek paltosuyla upuzun yatanın yüzünü:
- Tamam!
dedi.
Bunu belki evvelki akşam
dedi.
Evvelki akşam
ben......
Satıcılar geçiyor mahalleden.
Bakıyorum
gece gelen
telgrafa.
O mükemmel bir kafa
mükemmel bir yürek,
yumruklarıyla erkek
gözleriyle çocuktu.
Hudutsuz ve Allahsız bir baştı o.
Yoldaştı o..
* * *
Düşmanlar kına yaksın
dostlar girsin saflara.
Sen gözyaşı göstermeden ağlıyacaksın
gece gelen telgraflara...
Nazım HİKMET
felsefe
15.09.2005 - 17:23Yaşamı kabullenme biçimi.Sakin bir gecede gökyüzüne baktığımda, pırıl pırıl gözüken yıldızları.
mutluluk
15.09.2005 - 17:18Yaşadığına şükretmek.Gülümseyen yüzleri.
istanbul
15.09.2005 - 17:13İstanbul,kimi zaman cennet, kimi zamansa cehennem demek. Kültür karmaşasını.
ada vapuru
15.09.2005 - 17:07Ada vapuru kaçmak,kaçamak,gözyaşı bazen mutluluk demek. Gençliği,ilk aşkları,uçuşan saçları ve maviyi...kısaca İstanbul'u çağrıştırıyor.
salaş
22.08.2005 - 15:26Salaş, herkesimden insanın rahat edebileceği bir ortam diye düşünüyorum.Deniz üzerine derme çatma yapılmış balık ekmek yenilen lokantamsı yerler geliyor aklıma.
inat
22.08.2005 - 15:14Anlamsız karşı koyma :) yada karşı tarafı deli etme. İnat denince aklıma keçi geliyor
palyaço
22.08.2005 - 15:10Komikliğin simgesi olmasına rağmen beni ürkütür nedenini anlamış değilim. Palyaço deyince aklıma sirk geliyor.
gibi
22.08.2005 - 13:41Bazen kelime haznemizin yetmediği anlarda imdadımıza yetişen sözcük.Komik ama maşa geldi birden aklıma.
zaman
22.08.2005 - 13:29geçmesini istediğiniz zaman geçmek bilmeyen,istemediğiniz zaman ise su gibi akıp giden bir kavram. bilinçsizce harcanan yılları çağrıştırıyor.
bazen
22.08.2005 - 13:24Yapmak isteyipte yapamadığım bir takım şeylere ayırdığım zamanı hatırlatıyor ve mutluluğu çağrıştırıyor.
portakal çiçeği
22.08.2005 - 13:18Büyüleyici bir kokudur ondan yayılan koklamaya bazen nefes yetmez. Derneğimizin bulunduğu bahçeyi :))
Toplam 34 mesaj bulundu