Yağmur Bulut Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • ayna

    04.03.2007 - 23:56

    ^^Gönül aynan saf olmadıkça, çirkini güzelden ayıramazsın^^^

    Hz. Mevlânâ

  • aşka dair

    04.03.2007 - 23:54

    Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında
    sevdalanmış onun deli dalgalarına.
    Hırçın hırçın kayalara vuruşuna,
    yüreğindeki duruluğa
    Demiş ki suya:

    ^^ Gel sevdalım ol,
    Hayatıma anlam veren mucizem ol... ^^

    Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa,

    ^^ al demiş;
    Yüreğim sana armağan... ^^

    Sarılmış ateşle su birbirlerine
    sıkıca, kopmamacasına...

    Zamanla su, buhar olmaya,
    ateş, kül olmaya başlamış.
    Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...
    Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de
    yüreğindeki kederi de
    alıp gitmiş uzak diyarlara su...

    Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları...
    Aramış suyu diyarlar boyu,
    günler boyu, geceler boyu
    Bir gün gelmiş, suya varmış yolu
    Bakmış o duru gözlerine suyun,
    biraz kırgın, biraz hırçın.

    Ve o an anlamış;

    ^^ Aşkın bazen gitmek olduğunu.
    Ama gitmenin yitirmek olmadığını.... ^^^

    Ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla.
    İşte o zamandan beridir ki:

    Ateş sudan,
    su ateşden kaçar olmuş..

    Ateşin yüreğini sadece su,
    Suyun yüreğini
    Sadece ateş alır olmuş..

  • Ayetler

    04.03.2007 - 23:40

    ^^ Yoksa bunlar, Allah'ın azabından; hepsini saracak bir belânın gelivermesinden veya farkında değillerken kendilerine ansızın kıyametin gelivermesinden güven içinde midirler? ^^
    (Yusuf / 107)

    ^^ Gerçekten onların kıssalarında akıllılar için bir ibret vardır! Bu Ku'ran uydurulur bir söz değil, ancak kendi önündekinin tasdiki, herşeyin açıklayıcısı ve iman edecek topluluk için bir hidayet, bir rahmettir! ^^
    (Yusuf / 111)

  • aşk

    04.03.2007 - 00:57

    ^^Aşk öyle bir alevdir ki, parlayınca sevgiliden başka ne varsa hepsini yakar. ^^

    der Hz. Mevlânâ

  • aspava

    04.03.2007 - 00:46

    Allah
    Sağlık
    Para
    Afiyet
    Versin
    Amin

  • Eğer

    04.03.2007 - 00:25

    Eğer birgün ağlamaklı olursan beni ara,
    Seni güldüreceğime söz veremem,
    Fakat ^^seninle birlikte ağlayabilirim^^

    Eğer birgün uzaklara kaçmak istersen,
    Beni aramaktan korkma,
    Seni durduracağıma söz veremem,
    Fakat ^^seninle birlikte kaçabilirim^^

    Eğer birgün kimseyle konuşmak istemezsen beni ara,
    Sessiz olacağıma söz veririm.
    Fakat birgün beni ararda cevap bulamazsan,
    Hemen beni görmeye gel,
    Bilki ^^sana ihtiyacım vardır^^

  • miras

    03.03.2007 - 23:53

    Evlada, güzel ahlâktan daha üstün bir miras bırakılamaz.

  • kelimeler

    03.03.2007 - 23:46

    En bencil üç harfli bir kelime ^^BEN^^ ondan sakın,

    En iyi tatmin edici üç harfli kelime ^^BİZ^^ onu kullan,

    En zehirli üç harfli kelime ^^EGO^^ onu öldür,

    En çok kullanılan üç harfli kelime ^^AŞK^^ ona değer ver,

    En memnun eden sekiz harfli kelime ^^TEBESSÜM^^ onu koru,

    En hızlı yayılan sekiz harfli kelime ^^DEDİKODU^^ ona aldırma,

    En çok çabayla elde edilen altı harfli kelime ^^BAŞARI^^ ona koş,

    En kıskanç beş harfli kelime ^^HASET^^ ondan uzak dur,

    En güçlü beş harfli kelime ^^BİLGİ^^ onu elde et,

    En temel sekiz harfli kelime ^^GÜVENMEK^^ ona güven.

  • yaprak

    03.03.2007 - 23:33

    Rüzgâr önüne kattığı yaprakları, bir o yana bir bu yana savurur. Yapraklar ise harika daireler çizerek dönerler rüzgârın etrafında. İlişkilerinin niteliğini görebilmek, anlayabilmek için bu hareketliliği dikkatle izleyince,.. Genel olarak rüzgâr acımasız, yapraklar perişan olarak görülür ama görebildiğim kadarıyla ne rüzgâr acımasız ne de uçuşan yapraklar perişan. Şaşılası bir ahenkle sarmalamışlar birbirlerini, ikisi de görevlerinin, sorumluluklarının ve birbirlerine ne kadar muhtaç olduklarının bilinciyle kabullenmişler birlikteliklerini.

    Hayatın sağlıklı devamı için bir sorumlulukları, bir güçleri olduğunun farkındalar, ölmeden yeniden doğamayacaklarının, kaybolmadan yeniden üretemeyeceklerinin farkındalar ve galiba tam da bu nedenle ahenkli bir müziğin eşliğinde dans ederek vedalaşıyorlar hayatla. Ne rüzgâr acımasız ne de yapraklar perişan...

  • dua

    03.03.2007 - 23:13

    Allah bütün silahların barutlarını, Hz.İbrahim’in yakılması için toplanan odunların balıklara,ateşin suya dönüşmesi gibi akıtsın namlulardan.

    Eğer birinin varlığı diğerinin yok oluşuna, birinin gücü diğerinin zayıflığına yol açacaksa, Allah helâk etsin haksız olanı.

    Eğer çocuklar mayınlara basacak,uçurtmaları gökyüzünde uçaklara takılacak, gelecek onların bize bir emaneti değil de kötü bir miras gibi bırakılacaksa, ölüm yakalasın her rahme düşeni.

  • korku

    02.03.2007 - 23:11

    Korkunun ecele faydası yok.

    Korkularımızdan kurtulmanın yolu, onunla yüzleşmekten geçer.

  • aşk

    02.03.2007 - 23:07

    Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde,
    Allah' tan nasıl korkmaz, insan O'nu sever de...

    der Necip Fazıl

  • dua

    02.03.2007 - 22:55

    ALLAH'IM,

    Bana öyle bir ^^GÖNÜL^^ ver ki:
    Bir kuruluşun tepe noktasında yetkili kişi olsam bile, bunu asla başka şekilde kullanmayayım. Günlük yaşamda ^^ben^^ yerine, daha çok ^^sen^^ sözcüğünü kullanabileyim...

    Bana öyle bir ^^SEVGİ^^ ver ki:
    Sonsuz bir hazine gibi bitmesin, çoğalsın daha da sevdikçe, doldursun sarsın çevremi. Hatta düşmanlarımı da sevebileyim...

    Bana öyle bir ^^GÜÇ^^ ver ki:
    Herkesten daha çok çalışabileyim, tutsak düşmeyeyim doğanın koşullarına,
    anne-babamı ve kardeşlerimi de mutlu et ki, mutluluğu başkalarına da götürebileyim...

    Bana öyle bir ^^SAĞLIK^^ ver ki:
    Düşünebileyim, konuşabileyim.

    Bana öyle bir ^^ERDEM^^ ver ki:
    İbadet edebileyim, iyilik etmeyi ve sevinçten buğulanmış gözlerle, teşekkür edenlere; bir şey yapmadım, anımsamıyorum diyebileyim.

    Bana öyle bir ^^YETENEK^^ ver ki::
    İyi eş, baba, anne, iyi komşu, iyi arkadaş, iyi vatandaş olabileyim.

    Bana öyle bir ^^UMUT^^ ver ki:
    Bugüne kadar yapmış olduğum hatalar için karamsarlığa düşmeyeyim. Her şeyden aklanmış olarak yaşama yeniden başlamak üzere bağışlanabileceğimi bileyim.

    Bana öyle bir ^^ANLAYIŞ^^ ver ki:
    Düşünebildiğim, kendimi yargılayabildiğim, inandığım, üzülebildiğim, varolduğum şu anda bu sözleri söyleyebildiğim için şükredebileyim.

    Bana öyle bir ^^TALİH^^ ver ki:
    Yıllar sonra beni hatırlayanlar herkese iyilik eden, tüm insanları seven, o düzeyde de sevilen bir kişiydi diye konuşsunlar ve ben de huzur içinde olabileyim.

    Bana öyle bir ^^İRADE^^ ver ki:
    Bir gün yenilip, içimdeki şeytanın kurallarına doğru yönelirsem; bu bir düşünce ise düşüncemi, bu bir adım ise ayağımı, bu bir uzanma ise elimi durdurabileyim.

    Bana öyle bir ^^SABIR^^ ver ki:
    Sükûneti bulayım, durabileyim, düşünebileyim.

    AMİN

  • yağmur

    02.03.2007 - 22:29

    Zamanların birinde küçücük dünyasında yüreğinin kocamanlığıyla başı dertte olan bir yağmur kız varmış... Her zaman mutsuz, her zaman hüzünlüymüş. Büyük yalnızlıklar yaşarmış kalabalıkların içinde... Kendi yalnızlığında çoğullaşarak... Kimsenin onu anlamadığını düşünürmüş.. Tek çabası hayata bir iz bırakabilmekmiş oysa.. Ama başaramazmış..

    Ve yorulur, tükenir, dağılırmış.. Sonra yeniden rüzgâr olur eser...

    Yağmur olup yağarmış.. Geceye ay... Gündüze güneş.... Bahara çicek olurmuş... Kendi gücünün altında ezilen bir güçsüzlüğü varmış. Kendi ağırlığının altında ezilirmiş.. Taşıyamazmış yükünü.. Birine yaslanma,bir diğerine dayanma ihtiyacı duyarmış.. Ama herkes onun çok güçlü olduğunu düşündüğü için yardıma ihtiyacı olduğu akıllarına bile gelmezmiş.. En sevdiklerinin bile......

    Ve o mağrur kız yağmurluğuna, rüzgârlığına söz gelmesin diye başı dik ama içinde darmadağın gülümsermiş.... En çok kuşları kıskanırmış.. En çok onları severmiş.. Hayat ona mutluluktan uçma şansını çok gördüğü için belki... Oysa başkaları hiç bir derdinin olmadığını söylerlermiş ona.. Sevgisizliğin bir dert olmadığını düşündükleri için mi? ? Ama yağmur kız parayla alınamayacak şeylerin sevdasındaymış.. Aşkla inandığı her değer için soyunabilirmiş tüm varlığından.. Güzel evinden,sıcak yatağından,her rahatlığından vazgeçebilirmiş..

    Çünkü aşk her türlü konforu barındırır içinde.. Aşkta denizler duygulardan beslenir...

    Kuşlar öter.. Baharlar hüküm sürer.. Rüzgâr ılıktır ve yağmur yumuşacık dokunur.. Hırslar yoktur..kavgalar..didişmeler.. Bitmeyen bir kahkahadır aşk.. Ve dinmeyen bir çığlık... Ama aşk cesaret ister.. Tek korkuya yer yoktur! !

    Dünyası küçük yüreği kocaman o yağmur kız damlalarını tüketmedi hala... Hâlâ yağıyor.. Ne zamana kadar yağabileceğini bilmeden.....

    alıntıdır

  • iyilik

    02.03.2007 - 22:08

    Bir insanın diğer insanlara karşı en büyük iyilik, onların uygunsuz davranışlarını görmezlikten gelip kusurlarına karşı göz yummaktır.

    İyilik yapan birisine, iyilik yapmak ^^ iyilik ^^ değildir, bu yapılan bir iyiliğe karşılık vermektir. ^^ Asıl iyilik ^^ size kötülük yapan birisine iyilikle karşılık vermektir.

  • ilahi

    02.03.2007 - 21:53

    Duyur ruhuma sevgini
    Kalmasın sensiz kararım
    Mestet ki sevginle beni
    Her yerde seni ararım

    Sular gibi çağlayarak
    Sana gönül bağlayarak
    Hiç durmadan ağlayarak
    Seni herkeslerden sorarım

    Söz yazarı; Fethullah Gülen

    bu ilahiyi dinlemek isteyenler, tanıtım sayfamdan da dinleyebilir.

  • ölüm

    02.03.2007 - 21:09

    ^^ Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız
    Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir... ^^

    der Hz.Mevlânâ

  • ahmet necdet sezer

    02.03.2007 - 20:58

    7 yıldır cumhurbaşkanlığı köşkünde oturdu. 7 yılda bu ülke için ne yaptı sorusuna verilecek bir cevap bulamıyorum.
    Cumhurundan bir tek oy almadan seçilmiş, halkından kopuk, yalnız bir cumhurbaşkanı.

  • cumhuriyet gazetesi

    02.03.2007 - 20:45

    Aslı astarı olmadan ^^ felaket teorileri üreten, hurafeler üreten ve düşünemeyen ezberci okurlarını da buna inandırmaya çalışan ^^ bir gazete. Bu gazete için verilen paralara yazık.

  • Gileboru

    02.03.2007 - 20:24

    Üzüm meyvesini andıran, 30 ila 40 meyve tanesi bir salkım oluşturan gilaboru, Kayseri ve çevresinde ^^gileburu, gilebolu, gilaboru, gilabı, giraoğlu^^, Konya’da ^^giligili, gilaboru veya giraboğulu^^, Sivas ve Yozgat’ta ^^gilaburu, girabolu, geleboru^^, Tunceli’de ^^dağdağan, dağdığan, geleboru, gilabada ve gildar^^ adıyla bilinir.

    Sonbaharda toplanıp salamura yapıldıktan sonra tüketilen gilaboru, sadece böbrek hastalıklarına değil, birçok hastalığın tedavisinde de yararlı olmaktadır. Kabukları kaynatılan gilaboru, astım, romatizma, yüksek tansiyon, sara nöbetleri (=epilepsi) , kabakulak, doğum sonrası spazmlar, uyku bozukluğu gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanılabilmektedir.
    Gilaboru suyu, ayrıca safra kesesi hastalıkları ile bazı karaciğer hastalıklarına da iyi gelmektedir.
    Gilaborunun bazı kanser tümörlerini azaltmadaki olumlu etkileriyle ilgili olarak halen Amerika’da, Harward Medicine School’un araştırması devam etmektedir.

    Gilaboru çekirdeği, yeşil mercimek şeklinde fakat krem renktedir.

  • gül

    02.03.2007 - 17:57

    Gülü tarife ne hacet; gül Sevda-yı Muhammedî'dir. Gülün sevdası kalbimizin hâfi tepelerinde, ahfâ zirvelerinde sancak açmıştır.

    Ve bizler, gönlü gülşen olan insanlara meftun oluruz, Kainatın Solmayan Gülü'nün aşkıyla...

    Gün gelir, gözyaşıyla gül sularız. Bir gül için bin dikene su veririz. Ve biliriz ki, güllerin içinde diken yoktur, dikenler içinde gül vardır.

    O, aşkımızın mihrabındaki gül... O, alemlere rahmet olarak gönderilen bir rasûl... O, çöl sıcağındaki bir kevser şelâlesi...

    O, teşrifiyle kainatı aydınlatan ve ışık bahşeden sonsuz bir nur şulesi...

    Gündüzleri dünyayı ışıtan güneş ve geceleri gökyüzünde çiçek çiçek açan yıldızlar, O'nun sönmeyen ışığının en mütevazi kandilleri... Sera da, süreyya da O'nun nuruyla aydınlanır...

    O'nun sîreti bir amaç, O'nun sünneti bir hidayet, O'nun sureti gönüllere ülfet ve nimet veren bir âb-ı hayat...

    Ruhumuz O'na aşık... O, gül mushaflı sevdamızın sembolü... O, onsekiz bin alemin emsali olmayan gülü...

    Alıntı

  • beyin

    28.02.2007 - 22:16

    Beynimiz vücut ağırlığımızın yaklaşık olarak % 2'si kadar ağırlığa sahip, kafatası adını verdiğimiz sert kemik içinde özenle korunan bir organımızdır.

    Vücudumuzun yaklaşık olarak % 2'si kadar ağırlığa sahip olmasına karşılık vücudumuzdaki enerjinin % 20'sini tüketir. Glikoz ve Oksijenle çalışır. Normal bir insan beyninin % 2-3'l ük bir kısmını kullanıyor olmasına rağmen hayatını kolaylıkla sürdürebiliyor. Çok zeki insanlar ise beyninin en fazla % 5' ini kullanıyorlar.

    Bunun dışında benim çok ilgimi çeken bir organdır. İlgimi çekmesinin birçok nedeni var. Başta biz beynimzin tamamını kullanabilseydik acaba hayatımızda neler değişirdi? Meselâ beslenme ihtiyacımız kaç kat artardı? Hayvanlarla konuşabilir miydik? Ya da insanların düşüncelerini okuyabilir miydik? Göremediğimiz varlıkları görüp onlarla iletişim kurabilir miydik? Başka yerlerde yapılan konuşmalar kulağımıza gelir miydi? Bu kadarını kullanabildiğimiz beynimizle en acımasız silahları üretebiliyorken, beynimizin daha fazlasını kullanmamız halinde nasıl silahlar icat ederdik acaba? vs vs vs...
    Aklıma o kadar çok soru geliyor ki. Ve bir de aklıma takılan başka bir konu daha var.

    Meselâ maymundan geldiğimiz iddiasında olan ateistler, apandistimizin kullanılmayan organ olduğu için zamanla küçüldüğünü ve ^^apandistin^^ gereksiz halde vücudumuzda yer işgal eden simgesel bir organ haline geldiğini savunuyorlar. Bir de maymunlardaki gibi ^^kuyruğumuzun^^ olduğunu ve bunun da kullanılmaya kullanılmaya zamanla kuyruk sokumu dediğimiz boyuta gelmiş körelmiş organlarımızdan biri olduğunu savunuyorlar ve tam da bu noktada aklıma hemen şu soru geliyor;

    ^^ Yıllardır beynimizin % 2 veya 3' ünü kullandığımız halde, beynimiz körelmiş bir organ olarak neden kuyruk sokumumuzla aynı kaderi paylaşmamıştır.^^

    Bence bu çok ilginç bir durum, bu duruma evrime inananlar mutlaka bir cevap bulmuş olmalılar diye düşünüyorum. Benim beynim bu soruya cevap bulamayacak kadar aciz kalıyor. Keşke bana bunu açıklayabilecek bilgili ve aydın birisi olsaydı; (

  • dost

    28.02.2007 - 20:16

    Kazanılmış dosttan ^^uzak olmak, elem^^ getirir

    Kazanılmış dosta ^^küs düşmek, zulüm^^ getirir

    Kazanılmış dosttan ^^vazgeçmek, ölüm^^ getirir.

    Bir dost ^^kazanmak, yıllarını^^ alır

    Bir dostu ^^kaybetmek, saniyelerini^^ alır

    Bir dostu ^^unutmak, ömrünü^^ alır..

  • söz

    27.02.2007 - 23:55

    Lafın tamamı aptala söylenir.

Toplam 443 mesaj bulundu