Rahime Kar Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkınd ...

  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy

    15.09.2017 - 21:25

    Şaire arkadaşımız Bayan Rahime Kar

    ** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**

    - Ayrıca sizi sitemizdeki bu saygın gruplarımızda görmek dileklerimizle esen kalın...

    * Antoloji Sitesi Yetkili Şairler Grubu *
    * Antoloji.Com Çağdaş Şair Yazarlar Birliği *
    * Evrensel Sanatçılar Birliği ESB *
    * Özgür Şair-Yazarlar Birliği *
    * Gizler Dünyası *
    * Antoloji Sitesi Üyeler Birliği *

  • Salim Erben
    Salim Erben

    15.09.2010 - 23:14

    Dilerim yeni yaşında mutlulukların en güzelini yasar,
    basari merdivenlerini rahatlıkla tırmanırsın
    ve dilerim yüzün hep güler,
    neşeni hiç yitirmezsin. Sevgi dolu kalman
    ve mutlu olman dileğiyle...
    Doğum günün kutlu olsun!

  • İbrahim Yılmaz
    İbrahim Yılmaz

    15.09.2010 - 03:23

    SEVGİLİ ARKADAŞIM RESMİYE;


    *** DOĞUM GÜNÜNÜZÜ KUTLAR,YAŞAM BOYU BAŞARI VE MUTLULUKLAR DİLERİM..****


    HAYAT SEVGİ KADAR GÜZEL AŞK GİBİ GÜÇLÜ OLSUN


    DOĞUM GÜNÜNÜZÜN ANISINA**** RÜYA GİBİ *** ŞİİRİMİN ŞARKISINI DİNLEMEK İSTERSENİZ,ANTOLOJİ ANA SAYFAMDA TANITIM YAZISI BÖLÜMÜNDE www.atlassiir.com LİNKİNE TIKLAYARAK ŞARKIYI WEP SİTEMDEKİ MEDIA PLAYER DEN DİNLEYEBİLİRSİNİZ..

    VEYA ANTOLOJİDE 1.SAYFAMDAKİ RÜYA GİBİ ŞİİRİMİN SESLİ MP3 DOSYADAN DİNLEYEBİLİRSİNİZ.

    TEKRAR NİCE MUTLU VU HUZUR DOLU YILLAR DİLERİM.


    AKÇAYDAN SELAM VE SAYGILARIMLA....

    İBRAHİM YILMAZ..



    ** RÜYA GİBİ **

    Rüya gibi uçup bitti
    O güzelim mutlu anlar
    Bir hayaldi geçip gitti
    O sevecen tatlı yıllar.

    Mazideki o yıllara
    Şöyle dönüp bir baksana
    Sarhoş eden duygu gibi
    Alır bizi kollarına.

    Solmaz denen güzellikler
    Hep yalanmış yalan meğer
    Hayat denen tüm gerçekler
    Bir anlık rüyaymış meğer.

    Nerde şimdi nerde kaldı
    Yalan olan çocukluğum
    Bir yıldızdı kaydı gitti
    Aşka kanan o gençliğim.

    Kutlu olsun doğum günün
    Mutlu olsun melek yüzün
    Aşkla gülsün bütün ömrün
    Sevip sarsın petek gönlün.

    Şehirpalas Oteli - 1987

    SARIKAMIŞ


    Güfte: İbrahim Yılmaz
    Beste:Ersin Kayışlı - Mustafa Açıkgöz
    Okuyan: Mustafa Açıkgöz

    Not:bu şarkının yasal telif hakları mevcuttur.

    Bestekar saygıdeğer Ersin Kayışlı hocama ve şarkıyı okuyan saygıdeğer Mustafa Açıkgöz kardeşime çok teşekkür ederim.

    İBRAHİM YILMAZ

    ************************************************************************

    SEVGİLİ ARKADAŞIM;


    ** ATLAS **

    Şiir ve şarkı sitesi eserlerinizi paylaşmak için sizi bekliyor.

    ** ŞİİRLERİNİZİ
    ** ŞARKILARINIZI
    ** SESLİ ŞİİRLERİNİZİ
    ** VİDEOLARINIZI
    ** RESİMLERİNİZİ
    ** VE DİĞER TÜM ESERLERİNİZİ

    Sitemize KAYIT OLUP, DUYURULARI okuduktan sonra paylaşabilirsiniz.

    Eğer sanat miziği severseniz radyosunu çok seveceksiniz.

    www.atlassiir.com

    http://www.atlassiir.com/atlas


    ************************************************************

    GÖNÜL KURALLARI

    Elif Şafak’tan Aşk’ın 40 kuralı

    Aşk romanındaki 40 kuralı biraraya getirdik. Aşk romanının ve hayatın bir özeti… 40 kuraldan biri: Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde.

    Karşınızda Elif Şafak’ın “Aşk” romanında bahsedilen “40 kural”. Sizce kırk kuralın bu kadar özel olmasının, bizi kalbimizden vurmasının sebebi nedir?
    Benim zeminimde bunun karşılığı, kendi içimizde özümüze yaptığımız yolculukta karanlıkta kaldığımız anlarda bize ışık tutan kurallar olduğudur. Duygularımızın iki tane ucu varsa biri korku ise diğeri sevgidir. 40 kural içimizdeki Öz’le birleşme, hakikati bulma yolculuğumu karşımızsa çıkan Aşk’ın kurallarıdır.

    O en uç noktada öyle büyük bir sevgi vardır ki, olsa olsa adı ilahi sevgi olur. İşte bu ilahi sevginin bir diğer adı da her yerde aradığımız, özellikle karşı cinste buluruz sandığımız “AŞK”tır. Hayat ne ironik değil mi? Dışarda sandığımız şeyler, aslında içimizde durmakta ve bizim onların farkına varmamızı beklemekte.
    İşte Şemsi Tebrizi’nin Aşk romanında geçen 40 kuralı (biraz uzunca ama emin olun ki kitap gibi kurallar da okunmaya değer) :
    Gönlü geniş ve ruhu gezgin sufi meşreplilerin kırk kuralı:

    GÖNÜL KURALLARI

    1. kural: Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok, eğer, tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.

    2. kural: Hak yolunda ilerlemek yürek işidir,akıl işi değil. Kılavuzun daima yüreğin olsun,omzun üstünde ki kafan değil. Nefsini bilenlerden ol silenlerden değil!

    3. kural: Kur’an dört seviyede okunabilir. İlk seviye zahiri manadır. Sonra ki batıni manadır. Üçüncü batıninin batınisidir. Dördüncü seviye o kadar derindir ki kelimeler kifayetsiz kalır tarif etmeye.

    4. kural: Kainattatki her zerrede Allah’ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide, mescitte, kilisede, havrada değil, her an her yerdedir. Allah’ı görüp yaşayan olmadığı gibi, onu görüp ölen de yoktur. Kim O’nu bulursa, sonsuza dek O’nda kalır.

    5. kural: Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. Aman sakın kendini diye tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği:
    Bırak kendini, ko gitsin; akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!
    6. kural: Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk konusunda dil zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz olur.

    7. kural: Şu hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, hakikati keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.

    8. kural: Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! istediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.

    9. kural: Sabretmek, öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.

    10. kural: Ne yöne gidersen git, doğu,batı,kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.

    11. kural: Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz. Ssenden yepyeni ve taptaze bir sen zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir.

    12. kural: Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.

    13. kural: Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı, hoca,şeyh, şıh var. Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir. Tutup da ona hayran olmaya değil.

    14. kural:Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

    15. kural: Allah, içte ve dışta her an hepimizi tamama erdirmekle meşguldür. Tek tek her birimiz tamamlanmamış birsanat eseriyiz. Yaşadığımız her hadise, atlattığımız her badire eksiklerimizi gidermek için tasarlanmıştır. Rab noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.

    16. kural:Kusursuzdur ya Allah, onu sevmek kolaydır. Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir. Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde belebilir. Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradan’dan ötürü yaratılanı sevmeden, ne layıkıyla bilebilir, ne layıkıyla sevebilirsin.

    17. kural: Esas kirlilik dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur. Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.

    18. kural: Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil bizzat içimizde bir sestir. Şeytanı kendinde ara, dışında, başkalarında değil ve unutma ki nefsini bilen Rabb’ini bilir. Başkalarıyla değil sadece kendiyle uğraşan insan sonunda mükafat olarak Yaradan’ı tanır

    19. kural:Başkalarından saygı,ilgi ya da sevgi bekliyorsan önce sırasıyla kendine borçlusun bunları. Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir. Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı, sevin. Yakında gül yollayacak demektir.

    20. kural: Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.

    21. kural: Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi,hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek,kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk’ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.

    22. kural: Hakiki Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur. Ama bekri aynı namazgaha girdimi orası ona meyhane olur. Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.

    23. kural: Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz.

    Aşırılıklardan uzak dur. Sufi ne ifrattadırne tefritte. Sufi daima orta yerde…

    24. kural: Madem ki insan eşref-i mahlukattır, yani varlıkların en şereflisi, attığı her adımda Allah’ın yeryüzünde ki halifesi olduğunu hatırlayarak, buna yakışır soylulukta hareket etmelidir. İnsan yoksul düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile, gene de başı dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.

    25. kural: Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama. İkisi de şu an da burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak, cennetteyiz aslında. Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak; nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz.

    26. kural: Kainat yekvücud, tek varlıktır. Herşey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin ahını alma; bir başkasının hele hele senden zayıf olanın canını

    yakma. Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti herkesin yüzünü güldürebilir.

    27. kural: Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır, şer çıkarsa sana gerisin geri şer yankılanır.

    Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin herşey değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse dünya değişir.

    28. kural: Geçmiş zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret. Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi. Ne geleceğimizi bilebilir, ne geçmişimizi değiştirebiliriz. Sufi daima
    şu anın hakikatini yaşar.

    29. kural: Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten,”ne yapalım, kaderimiz böyle”deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin,ne de hayat karşısında çaresizsin.

    30. kural: Hakiki sufi öyle biridir ki başkaları tarafından kınansa, ayıplansa, dedikodusu yapılsa, hatta iftiraya uğrasa bile, o ağzını açıp da kimse hakkında tek kelime kötü laf etmez.
    Sufi kusur görmez kusur örter.

    31. kural: Hakk’a yakınlaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı. Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir. Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalık, kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp… Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız. Ama kimimiz bunda ki hikmeti anlar ve yumuşar; kimimiz ise,ne yazık ki daha da sertleşerek çıkar.

    32. kural: Aranızda ki perdeleri tek tek kaldır ki Allah’a saf bir aşkla bağlanabilesin. Kuralların olsun ama kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma. Bilhassa putlardan uzak dur, dost. Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma. İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama!

    33. kural: Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol! Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışında ki biçim değil içinde ki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil hiçlik bilincidir.

    34. kural: Hakk’a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir. Tam tersine, böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir. Teslim olan insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır; emin bir beldede yaşar.

    35. kural: Şu hayatta ancak tezatlarla ilerleyebiliriz. Mümin içindeki münkirle tanışmalı, Allah’a inanmayan kişi ise içinde ki inananla. İnsan-ı kamil mertebesine varana kadar gıdım gıdım ilerler kişi. Ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde olgunlaşır.

    36. kural: Hileden,desiseden endişe etme. Eğer birileri sana tuzak kuruyor, sana zarar vermek istiyorsa, Allah da onlara tuzak kuruyordur. Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer. Bu sistem karşılıklar esasına göre işler. Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne bir katre şer. O’nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz. Sen sadece buna inan!

    37. kural:Allah kılı kırk yaracak titizlikle çalışan bir saat ustasıdır. O kadar dakiktir ki sayesinde her şey tam zamanında olur. Ne bir saniye erken, ne bir saniye geç. Her insan için bir aşık olma zamanı vardır; bir de ölmek zamanı.

    38. kural: Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım? Diye sormak için hiçbir zaman geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün.
    Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa,yazık!
    Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.

    39. kural: Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır. Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz. Her şey yerli yerinde kalır, merkezinde… Hem de bir günden bir güne hiçbir şey aynı olmaz.
    Ölen her sufi için bir sufi daha doğar.

    40. kural: Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur. Aşk’ın hiçbir sıfat ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.

    Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde..

  • Kerem Sedirci
    Kerem Sedirci

    10.07.2010 - 15:56

    slmlar efendim, şiirlerinizi okudum cok beğendim, fakat uzun zamandır yeni şiir yazmamışsınız eklememişsiniz varsa onlarıda okumak isterim. yüreğinize sağlık..

  • Sedat Vedat
    Sedat Vedat

    30.06.2010 - 08:50

    HAYIRLI İŞLER
    BU HİKAYE UĞRUNDA
    ÖLÜNECEK GERÇEK
    SEVGİLERE GELSİN

    Kırmızı gülün hikayesi

    Seneler öncesini.
    Dünyada aşkın, mutluluğun
    Umudun ve beyaz gülün olduğu günleri.
    Tabii bunlarla anlaşamayan gururu da
    Unutmamak lazım.
    Bu beş arkadaşın sevinçle
    Saklambaç oynadıkları günlerdi.
    Tabii ebe çoktan belliydi: Gurur.
    Mutluluğu çabucak bulan gurur
    Aşkı aramaya başladı
    Aradı ama bulamadı.
    Düşündü, düşündü
    Aşkın saklanabileceği tek yerin
    Beyaz güllerin kucağı olduğunu
    Çabucak kavradı sonra.
    Bir çöple beyaz güllerin arasına daldı
    Çoşkuyla
    Bir çığlık, bir feryat koptu
    Yürekleri acılar kapladı.
    Bir gülün arkasından
    Gözlerine çöp batmış aşk çıktı
    Ağla¤¤¤¤¤, kana¤¤¤¤¤...
    Aşkın kanıyla ıslanan beyaz güller ise
    Kırmızıya dönmüştü.
    Ve aşkın görmeyen gözlerine
    Işık olmuşlardı, uğruna ölmüşlerdi...
    Aşk nereye giderse kırmızı gül oradaydı
    Sevgisini göstermek için.
    Sevgisini paylaşmak
    Elinden tutmak
    Ona sımsıkı sarılmak için.
    Hep bir parçasının eksik kaldığı
    Hayata karşı birlikte
    Gögüs germek için.
    Kırmızı gül hep aşkın yanındadır
    Aşk da hep kırmızı gülün içinde saklıdır.
    O yüzdendir ki aşık bir erkek
    Sevdiğine hep kırmızı bir gül alır
    O yüzdendir ki aşık bir kız da
    O gülü sevgiyle kabul eder.
    Neden diye sormaz hiç, neden mi?
    Neden aranır mı hiç
    Kırmızı gülü sevmek için
    Uğrunda ölmek için...
    *

  • Kenan Yördan
    Kenan Yördan

    15.09.2009 - 15:46

    *Doğum** **Gününüzü** **Kutlarım! .***

    Doğum Gününüzü Kutlarım! ...

    En güzel günler sizin olsun..

    nice senelere...

    bu vesile ile sizi kurucusu olduğum Osmanlı Torunları adlı grubu/N/muza bekliyorum....

    grup adresi: http://gruplar.antoloji.com/osmanli-torunlari/


    selam ve dua ile..

    Doğum Günü Hediyesi Olarak Şiirimi Kabul Buyurun.

    selam ve dua ile..


    Ölümsüz Değilim…(Doğum Günüm Anısına...)

    ölümsüz değilim, bir faniyim, ben,
    benliğin en ücra köşesindeyim...
    faili meçhuldüm bilmem ki neden...
    fukara telaşı, endişesiyim...

    leş yiyen kargalar, kondu başıma,
    ve bana anlattı, leş olduğumu...
    isterseniz yazın mezar taşıma,
    benim nasıl bir kalleş olduğumu...

    hayır, hayır kalleş değilim hayır...
    suçumu anlatan dili kestiler
    gövdemden kellemi istersen ayır,
    kalleş değilim ben, kalleş dediler...

    insan olmak hüznü, kucaklamaktır…
    ellerin kor alev gibi yansa da…
    küllerini umarsız savurmaktır…
    geride bulanık düşler kalsa da…

    sonra sokak yanar, evler tutuşur,.
    kara bulut dolar göğüme benim…
    beyazlar içinde giden kavuşur.
    kimse inanmaz öldüğüme benim…

    Kenan YÖRDAN.

    **Doğum Günüm Anısına(21 Temmuz)

    16.07.2008; Çarşamba.

  • İbrahim Yılmaz
    İbrahim Yılmaz

    15.09.2007 - 15:04

    kutlu olsun doğum günün
    mutlu olsun melek yüzün
    aşkla gülsün bütün ömrün
    sevip sarsın petek gönlün


    slm; doğum gününüzü kutlar,yaşam boyu başarı ve mutluluklar dilerim.sevgiyle ve şiirle kalın. akçaydan selamlar.


    not: sayfamdaki şiirlerimi okuyup yorum yazarsanız çok mutlu olkurum.


    -

    MAVİYİ ANLATIR

    maviyi anlatır yeşil sular,maviyi
    zeytin yeşili deli maviyi.
    tan zamanı uyanan bebek
    mavi sabahı solur yeşil kuşlarla
    ömür mavi bir zamandır
    şakaklarımda akan
    eflatun bir sevdaya.

    mavi buğulu camdan gülümsersin
    hayatı öperken akşamları
    seni özlemek yok mu
    hayatın en imtiyazlı anları.



    sevgili şiir dostlarım; yeni şiirim MAVİYİ ANLATIR isimli yeni şiirimi yorumlarınıza sunmuş bulunmaktayım.sevgiyle ve şiirle kalın.ibrahim yılmaz.


    HAYIRLI RAMAZANLAR DİLERİM.

  • Ramid Serhat Baki
    Ramid Serhat Baki

    15.09.2007 - 13:37

    doğum gününüz kutlu olsun...
    mutluluklar..
    buda hediyeniz....

    Tarih dersinde öğretmen birini tahtaya kaldırmış ve sormuş:
    -Oğlum Kadeş Savaşını kim yaptı?
    Çocuk hemen yanıtlamış:
    -Hocam vallahi billahi ben yapmadım.
    Hoca sinirinden çıldıracak. O sinirle dışarıya çıkmış, koridorda Matematik öğretmenini görmüş ve durumu Matematik öğretmenine anlatmış:
    -Hoca hanım bu öğrenciler beni çıldırtacak; Kadeş Savaşını kim yaptı diye soruyorum, vallahi billahi ben yapmadım diye yanıt veriyorlar, çıldıracağım...
    -Hocam üzülmeyin çocuktur bunlar hem yaparlar hem de yapmadım derler... Tarihçinin sinirleri iyice tepesine çıkmış ve soluğu Müdür Beyin odasında almış.
    -Müdür Bey bu nasıl bir okul, ne öğrencisinde hayır var, ne de öğretmeninde; öğrenciye Kadeş Savaşını kim yaptı diye soruyorum, ben yapmadım diyor, öğretmene durumu anlatıyorum, bunlar çocuktur hem yaparlar hem de yapmadım derler diyor, kafayı yiyeceğim.
    Müdür Bey: Siz hiç kendinizi üzmeyin Hocam, bunda merak edilecek birşey yok, şimdi Bakanlığa bir yazı yazar ve Kadeş Savaşını kimin yaptığını sorarız... Tarih Öğretmeni aldığı yanıt ile oracığa yığılıp kalmış ve Müdürden bir hafta izin almış...
    Bir hafta sonra Bakanlıktan bir yazı:
    Bu yıl ödenek olmadığı için Kadeş Savaşı yapılamayacaktır. Bilginize...

  • Tayfun Bulut
    Tayfun Bulut

    15.09.2007 - 13:08

    nice yıllara

Toplam 9 mesaj bulundu