Fatih Yılmaz Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • Satranç Dünyası

    07.04.2010 - 21:05

    ...

    Ünlü Fransız kadın yazar Colette'in bir eseri üzerine kurulan Ravel'in bu iki bölümlü Lirik Fantezi'si 1920-24 yılları arasında yazılmıştır... Ravel Colette ile, çocukluğun büyülü dünyası üzerine hazırladığı balesi 'Ballet pour ma Fille' (Kızım için Bale) üzerine çalışmaya 1918'de başlamış, ancak işler çok ağır yürümüş, araya Debussy ve Ronsard'ı anma müzikleri, keman-viyolonsel düosu, Mussorsgki'nin 'Resim Sergisinden Tablolar' adlı bestesinin orkestrasyonu girmişti... Eseri ancak 1925 başında tamamladı ve 'Çocuk ve Büyüler' adıyla ilk kez 21 Mart 1925'te Monte Carlo Operası'nda Victor de Sabata yönetiminde, Balanchine'in koreografisiyle sahnelendi... Eser kısa sürede Paris (1 Şubat 1926) , Brüksel (11 Şubat 1926) , Prag ve Leipzig (1927) , Viyana (1929) , San Francisco (1930) temsilleriyle başarısını sürdürdü... Londra'da 1965'te Sadler's Wells tarafından, New York'ta Ravel'in öğrencisi ve dostu Manuel Rosenthal yönetiminde sahnelendi...

    Ravel'in müziği üzerinde çalışan pek çok insan, ustalıkla bestelenen ve orkestraya uygulanan bu esere, sanatının en mükemmel belgesi gözüyle bakar... Konu Normandiya'da eski bir köy evinin bahçeye bakan bir odasında geçer... Sessiz ve sakin bir öğleden sonrasıdır; demliğin homurtusu ve kedinin mırıltısı duyulur... Yedi-sekiz yaşlarında bir çocuk tam bir tembellik krizi içinde (en pleine crise de paresse) ödevine bakarak oturmaktadır... Annesi (kontralto) içeri girer ve oğlunun (mezzosoprano) bu uyuşukluğuna sinirlenir... Çocuğun bu kötü davranışının cezası şekersiz çay, kuru ekmek ve yemeğe kadar evden çıkmamaktır... Bunun üzerine çocuk büyük bir öfkeye kapılır: Fincanı ve çaydanlığı yere atar, kafesteki sincaba eziyet eder, kedinin (mezzosoprano) kuyruğunu çeker... Alevler yükselinceye kadar da ateşi karıştırır, sonra da demliği ateşe boşaltır, duvar kâğıtlarını parçalar, dededen kalma saati bozar... 'Yaşasın! Artık ödev yok, artık emir yok... Hürüm artık, yaramaz ve hür! ' diye bağırır...

    Şaşırtıcı olaylar başlar: Yorulan çocuk XV. Louis tarzı kocaman bir koltuğa oturmak ister, ama koltuk (soprano) eski bir kanepe ile gülünç danslar yaparak çocuğu oturtmaz... Çok geçmeden, devamlı tiktaklayan büyükbabanın saati (bariton) ve odadaki zarara uğrayan tüm eşyalar: Çin fincanı (mezzosoprano) , çaydanlık (tenor) dehşet içindeki küçük haydudu tehdit ederek, 1920'lerin başında Amerika'dan Avrupa'ya gelen fokstrot ritmine uymaya zorlar... Güneş batmıştır... Çocuk ateşe (soprano) yaklaşır ama alevler tarafından tehdit edilir: 'Biz yalnız iyi çocukları ısıtırız, kötüleri yakarız...' Gerçekdışı bir sahne canlanır: Yırtılan duvar kağıdı resimlerindeki erkek (kontralto) ve kadın (soprano) çobanla odayı terkeder... Çocuğun, sonunu hiç öğrenemeyeceği yarısı okunmuş, yırtık kitabındaki hikâyenin prensesi (soprano) , alçak tonda flütlerin eşliğinde üzüntüsünü bir arya ile anlatır, sonra ortadan kaybolur... Çocuk umutsuzca kitabın kaybolan sayfasını ararken, onu büyük sayılarla şaşırtan bir matematikçi (tenor) ile karşılaşır...

    Ay geceyi aydınlatmaktadır... İki kedinin (mezzosoprano ve bariton) aşk düetleri duyulur... Birden odanın duvarları kaybolur ve kediler tarafından bahçeye götürülen çocuk, doğanın tatlı melodisini, böcekle ve kurbağanın (tenor) müziğini, baykuşun (soprano) bağırışını, arının vızıltısını, bülbülün (soprano) şarkısını büyülenmişçesine dinler... Çocuk, şaşkın, büyük bir ağaca yaslanır ama ağaç (bas) çocuğun bir gün önce bıçakla gövdesine açtığı yaralardan yakınan kalın sesiyle homurdanır... Bir yusufçuk böceği (mezzosoprano) duvara iğnelenmiş eşinin ardından ağlamakta, bir yarasa (soprano) yuvasında çaresiz ve yalnız kalan yavruları için gözyaşı dökmektedir... Bir su birikintisinden çıkan kurbağalar dansa başlar; içlerinden biri çocuğun dizine yaklaşır, ama bir sincap (mezzosoprano) tarafından uyarılır...

    Çocuk bu sevimlilik ve saflık ortamında kendini yalnız hisseder ve birden sessizliği bozarak annesini çağırır: 'Anne! ' (Maman!) Birkaç hayvan çocuğun üstüne atlar... Kargaşada sincabın birinin ayağı incinir ve çocuk bunu kurdeleyle sarar... Çocuk şefkat dünyasına (paradis de tendresse) girmeyi başarmıştır... Tüm hayvanlar şaşkınlığın verdiği sessizlikle bakışırlar: 'Kanayan yarayı sardı, ayağı iyi etti...' İyiliğini anladıkları zavallı çocuğa yardım ederler; onu eve taşıyıp beraberce annesini ararlar... Bu duygulu ortamda ev aydınlanır, obuanın Sol Majörde pastoral anlatımıyla çocuğun iyiliğe ulaşan ruhsal yolculuğu sona ermiştir...

    Ravel arkadaşı Hélèn Jourdan-Morhange'a eserin her şeyi içerdiğini söylemiş: 'Massanet, Puccini, Monteverdi ve hattâ Amerikan müzikalleri...'

    ...

  • Cusco

    04.04.2010 - 21:23

    The Spell...

  • zodiac

    04.04.2010 - 21:17

    The Social Contract...

  • vehmin saltanatı

    03.04.2010 - 21:03

    ...

    George Berkeley (12.3.1685 - 1753)

    Aaron Eckhart (12.3.1968 - 'Two-Face' 'Bill'

    Dimitri Terzakis (12.3.1938 - 'Hermes'

    M.K. (12.3.1881 - 1938)

    Titus Welliver (12.3.1961 -

    Rita Angus (12.3.1908 -1970) 'Self-portrait - 1966'

    İdris I (12.3.1890 - 25.5.1983)

    ...

  • Bir İstek Parçası

    01.04.2010 - 21:35

    Emiliana Torrini - Baby Blue... (1999)

  • vehmin saltanatı

    31.03.2010 - 21:17

    ...

    - Bill! Bill! Bill!

    - M'lord!

    - Yes... 'Tis Emilia... Let me the curtains draw...

    (A Double Life)

  • Satranç Dünyası

    31.03.2010 - 21:16

    ...

    - I've been through every stalemate game in recorded history... And I've jerry-rigged a few of these country standoffs that they don't write about in books... But it's no use... I mean, there isn't a stalemate game on earth that you don't lose at least a few foot soldiers... I mean, the classic Herbstman... You wind up with six pieces... Now, I can improve on that... But even if I get there in half the time and wind up with 12, that means six people die...

    - Windom Earle's genius carries with it the vice of impatience... He doesn't want pawns... He wants royalty... Protect those, particularly the queen, and we can frustrate him...

    ...

  • ilham kaynağı olmak

    30.03.2010 - 21:47

    Olivier Messiaen - Quatuor pour la fin du temps (Quartet for the End of Time)

  • rené jacobs

    30.03.2010 - 21:19

    'Andrey Rublyov' (1966)

    Andrei Tarkovsky

  • the final countdown

    29.03.2010 - 22:13

    'The Fortune Cookie - Büyük Tasarı' (1966)

    Billy Wilder

  • film replikleri

    29.03.2010 - 22:08

    - Listen, we were engaged doing Oscar Wilde, broke it off doing O'Neill... We married doing Kaufman and Hart, and divorced doing Chekhov...

    (A Double Life)

  • rené jacobs

    28.03.2010 - 21:55

    'Batman' (1966)

    Leslie H. Martinson

  • kendime not

    28.03.2010 - 21:48

    Rimsky-Korsakov - Antar (A revised and reorchestrated version in 1875)

  • lost

    28.03.2010 - 21:42

    ...

    Johann Strauss 'An der schönen blauen Donau' (1867)

    Die Fledermaus...

    Franz Lehar 'An der grauen Donau' (1921)

    ...

  • kült film

    28.03.2010 - 21:24

    'Nazarín' (1958)

    Luis Buñuel

  • ilham kaynağı olmak

    27.03.2010 - 20:39

    Heart - Black On Black...

  • efsane kayıtlar

    27.03.2010 - 20:19

    Maurice Ravel 'Gaspard de la nuit'

    piano: Ivo Pogorelich (1958-

    rec: 1982

  • rené jacobs

    27.03.2010 - 20:05

    Grigori Perelman (1966 -

  • cast

    26.03.2010 - 20:41

    'Le chant du Styrène' (1958)

    Alain Resnais

  • zodiac

    26.03.2010 - 20:37

    Adverse Events...

  • neşter

    26.03.2010 - 20:28

    Mehmet Rauf (1875 - 1931) 'Eylül'

    Aleister Crowley (1875 - 1947)

    Reinhold Glière (1875 - 1956)

    Thomas Mann (1875 - 1955) 'Değişen Kafalar'

    - Bizet’s 'Carmen' is first performed at the Opéra Comique, Paris...

    - The Ottoman state declares partial bankruptcy and places its finances in the hands of European creditors...

  • izahtan vâreste

    26.03.2010 - 20:01

    'Zülkarneyn, atını Süreyyâ Yıldızı'na bağlardı.'

    (Ka'b el-Ahbâr)

  • nergis

    25.03.2010 - 20:08

    ...

    Debussy'den 13 yaş küçük olan Ravel, müziğin temellerini oynatan bu büyük bestecinin önce gölgesinde kalmasına rağmen, ne onun izleyicisi, ne de taklitçisi oldu... Ravel, Debussy'nin hazırladığı ortamda gelişmiş, Liszt'in deneyimleriyle eski klavsencilerin yazış stilini kaynaştırarak piyano şaheserleri yaratmıştır...

    16 yaşında konservatuvarda Eugène Anthiome'un sınıfında birincilik ödülü kazandıktan sonra Ravel, bir daha piyanoda egzersiz yapmadığını, ancak yeni bestelerini halk önünde çalmadan önce bunları çalıştığını anlatır... Pek çok eserini ithaf ettiği ve bunların çoğunu ilk kez seslendiren İspanyol piyanist Ricardo Vines (1875 - 1943) , onun teknik eserlerden kaçındığını söyler: 'Küçük elleri nedeniyle oktavları sevmeyen ancak uzun ve çok hareketli parmaklara ve olağanüstü bir başparmağa sahip olan Ravel bu üstünlükleriyle piyano edebiyatının en güç eserlerini, örneğin Gaspard de la Nuit'yi bile çalabiliyordu... Profesyonel standartlarda bir virtüoz olmamasına karşın, piyano konusunda bilmediği hiçbir şey olmadığı bestelerinden açıkça seziliyordu...'

    Ravel 1905-1910 yılları arasında, piyano edebiyatını şaheserleriyle zenginleştirdi... Bunların ilki 'Sonatin', ikincisi de Miroirs (Aynalar) adlı beş parça oldu... İlk kez Ricardo Vines tarafından 6 Ocak 1906'da yorumlanan ve her parçası ayrı bir kişiye ithaf edilen bu eserini yazdığı 1905 yılında Ravel, Paris Akademisi'nin Roma Ödülü için açtığı yarışmaya dördüncü kez girmek istemiş, sınava bile alınmamıştı... Diğer yandan Miroirs'ı, Ravel'in Apaşlar diye adlandırılan arkadaş grubu bile tam çözememişti; üstelik bu eser onlara, Apaşlar'ın üyelerine ithaf edildiği halde...

  • neşter

    24.03.2010 - 20:31

    Heart - Magic Man...

Toplam 3989 mesaj bulundu