Ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğimi. Cehennem yangınlarından Ölmeden çıktıysa bedenim; artık Benim olmalıyım, benim. Yeter yüreğimi bir çift gözün Ateşine rehin verdiğim. Ateş artıyı Değildir karşılığımız. Pusatını dağ Sisinden alan, firarını mermisine Emanet eden bir namludur bu Eşkıya sevda ki; zulasında asılı Durur kefenlediği ölümü. Ellerinin çeliğine su verilmiştir ta Adem`den beri. Bilir ve intihar Cüretiyle yoklar yüreğinin tetiğini. Güneşin kızılca kıyametine çatar Kuruyan umut dallarını. Yanacaksa Cehennemden beter yanmalı! Kim anlar ki eşkıyanın sağlamlığını; Özleminin çiseyle yıkanmış şafak Değerini kim? Hani ellerine kuşlar İnerdi, kardan üşüyen kuşlar... Bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi ay Şahrud. Eşkıya yüreğime çığ düştü Üşüyorum ha... Aç ellerini.
Geldim mutsuzluğumla Yürek susuzluğumla Koynuna al demiyom Şikte koyma beni Koynunda yatır demem Yeter bağışla beni Aç ellerin gireyim Sana ömrüm vereyim Kuruyan dudaklarına Nefesimi süreyim Kuruyan dudaklarıma Nefesini süreyim Dağlara küs olur mu Banara yas olur mu İki can bir bedenken Ayrı yatmak olur mu İki yürek bir canken Ayrı düşmek olur mu Biliyorum suçluyum Kentin kirli suyuyum Sevmesini bilmiyorsam Geçmişin sonucuyum Aç kapıyı gireyim Sana ömrüm vereyim Kuruyan dudaklarına Nefesimi süreyim Kuruyan dudaklarıma Nefesini süreyim
cevdet BAĞCA
Ellerin Soluksuz Bir Filmin Son Sahnesindeyken Yani Biz... Söyleyemediklerim Var Sana ve Kendime! ! ! Susmanın Avlusunda Bütün Bildiklerimi Haykırdım Yanıltmadı Beni Yüzündeki Tebessüm! Yüreğin Ellerimin Arasından Kayıp Giderken İnan Hiç Ağlamadım... Ve Sen Ne Dersen De Ömrümden Geçen Sevgili Ben Senin önünde hiç 'ALÇALMADIM'
Biliyorum konuşacak bir şeyimiz kalmadı artık, zamanlar haindir ama, sen yine de en güzel anılarımızı kap gel yanıma demeyeceğim, yüzündeki pavyon sarışını ihanete sövmeyeceğim, ömrümden düşe kalka sildin kendini. İşte bu yüzden suskunken çıldırmayı biriktirmem, işte bu yüzden kalbim kalbinin kapılarını çarparak gitmek istiyor şimdi! Ellerin aşkı kaçmış senin gözlerine.. Bu defa ''bana'' müsade..
“İyi ki uzaksın bana” Senden sonra çok değiştim ya… Yürüyorum vurgulu bir aşkın ortasında Söküp attım dilimin kelepçelerini… Yokluğunun belasıyla hala telveli hüznüm Gözlerimin kahvesi sütsüz Ama yine de seversin bilirim… Sus ve anlat… Güzel ellerinde büyüttüğün saklı bir umut Acımsı sevdaların kanamayan bekleyişlerini unut Gülüşlerimi serperken kanayan yaralarına Nazende ruhumu iplik iplik doku çiçekli dallarına… “İyi ki uzaksın bana” 'ç'alıntıdır..
Ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğimi.
Cehennem yangınlarından
Ölmeden çıktıysa bedenim; artık
Benim olmalıyım, benim.
Yeter yüreğimi bir çift gözün
Ateşine rehin verdiğim. Ateş artıyı
Değildir karşılığımız. Pusatını dağ
Sisinden alan, firarını mermisine
Emanet eden bir namludur bu
Eşkıya sevda ki; zulasında asılı
Durur kefenlediği ölümü.
Ellerinin çeliğine su verilmiştir ta
Adem`den beri. Bilir ve intihar
Cüretiyle yoklar yüreğinin tetiğini.
Güneşin kızılca kıyametine çatar
Kuruyan umut dallarını. Yanacaksa
Cehennemden beter yanmalı!
Kim anlar ki eşkıyanın sağlamlığını;
Özleminin çiseyle yıkanmış şafak
Değerini kim? Hani ellerine kuşlar
İnerdi, kardan üşüyen kuşlar...
Bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi ay
Şahrud.
Eşkıya yüreğime çığ düştü
Üşüyorum ha...
Aç ellerini.
Geldim mutsuzluğumla
Yürek susuzluğumla
Koynuna al demiyom
Şikte koyma beni
Koynunda yatır demem
Yeter bağışla beni
Aç ellerin gireyim
Sana ömrüm vereyim
Kuruyan dudaklarına
Nefesimi süreyim
Kuruyan dudaklarıma
Nefesini süreyim
Dağlara küs olur mu
Banara yas olur mu
İki can bir bedenken
Ayrı yatmak olur mu
İki yürek bir canken
Ayrı düşmek olur mu
Biliyorum suçluyum
Kentin kirli suyuyum
Sevmesini bilmiyorsam
Geçmişin sonucuyum
Aç kapıyı gireyim
Sana ömrüm vereyim
Kuruyan dudaklarına
Nefesimi süreyim
Kuruyan dudaklarıma
Nefesini süreyim
cevdet BAĞCA
Yani Biz...
Söyleyemediklerim Var Sana ve Kendime! ! !
Susmanın Avlusunda Bütün Bildiklerimi Haykırdım
Yanıltmadı Beni Yüzündeki Tebessüm!
Yüreğin Ellerimin Arasından Kayıp Giderken
İnan Hiç Ağlamadım...
Ve Sen Ne Dersen De Ömrümden Geçen Sevgili
Ben Senin önünde hiç
'ALÇALMADIM'
Biliyorum konuşacak bir şeyimiz kalmadı artık,
zamanlar haindir ama,
sen yine de en güzel anılarımızı kap gel yanıma demeyeceğim,
yüzündeki pavyon sarışını ihanete sövmeyeceğim,
ömrümden düşe kalka sildin kendini.
İşte bu yüzden suskunken çıldırmayı biriktirmem,
işte bu yüzden kalbim kalbinin kapılarını çarparak gitmek istiyor şimdi!
Ellerin aşkı kaçmış senin gözlerine..
Bu defa ''bana'' müsade..
“İyi ki uzaksın bana”
Senden sonra çok değiştim ya…
Yürüyorum vurgulu bir aşkın ortasında
Söküp attım dilimin kelepçelerini…
Yokluğunun belasıyla hala telveli hüznüm
Gözlerimin kahvesi sütsüz
Ama yine de seversin bilirim…
Sus ve anlat…
Güzel ellerinde büyüttüğün saklı bir umut
Acımsı sevdaların kanamayan bekleyişlerini unut
Gülüşlerimi serperken kanayan yaralarına
Nazende ruhumu iplik iplik doku çiçekli dallarına…
“İyi ki uzaksın bana”
'ç'alıntıdır..