Tuna Kafkas Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Anto ...

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    05.07.2024 - 02:08

    işte tam da burada; denizin okyanusa; - sen bu soruların cevabını bulabildin mi diye aşkla sormasıdır ki, onları ummana kıyı yapan… ve bir ip/urgan istemek üstüne, üste çıkarken el, kol, ayak bağlamaya mütemayil isyanların tereddütlü zuhuruna madem mani olunamıyor, o halde peki, yüz yüze gelene kadar azığı kesme orucu, bir yönüyle ip kesen bir dağcının hayat bahşetmesi değil midir canı pahasına… yetersiz verilerle ileri düzey analizler yapmak, okyanusun denizi, kendi kararına getirmek cehdi içinde bulunduğu zannıyla, kendini kendinden savuruşu gibi tehlikeli sulara çekmesiyle neticelenecektir… ötelere bakan okyanus gözlerdeki endişeyi gerçekten okuyamıyor olması denizin, hatta korkuyu; muhal olduğuna göre, ummanla yüz yüze gelindiğinde, her şey için geç olabileceği ihtimali de bu kadar ortada dururken, sahilden daha fazla açılmak, bu yüzleşmede “benle beni istememe” opsiyonuna, aktivasyon almak demektir sadece… okyanusun burada konaklayacağız tam burada kararlılığında, denize haykırdığı; görmüyor musun tehlikeli sulardayız, ağır hasar olur ikazına, denizden gelen, en başında bilmiyor muyduk tehlikeyi umman kadar biz de, ve söylediğimin hükmü yok ki direksiyona geceyim sitemi ve askıya alma fikri ve konaklama kararı sürecinin dışında bırakılmışlıktan müşteki tavrıyla; okyanusu durak gözlemeden habersizlik suçlamasıyla varılan konum ve koordinatta, denizin okyanusa, seni sevmekten ve senden razı olmaktan vazgeçmeyeceğim ben, demesiyle umman dile gelir…

    deniz ve okyanus, yaradılışlarının iktizası olan fıtratlarında meknûz, aynı istikamete bakamayıp, göz teması kurdukları, göz göze geldikleri her karşıtlıkta biliyorlardı ki, umman sözünü aşktan yana kullanmıştır, yürürken durmak ve ayaktayken oturmak ihtiyâdıdır bu peygamber uygulamasında da keza, nefs ve ruhun çatışma anlarının yönetimindeki ilk yapılacak olan; durmak, oturmak, yani nefesim ve kalbim var benim diyebilmektir… ki aslolan sükûtu okuyabilmektir bir nâsı anlarken dahi, o da hiçbir meâl ve tefsirde aramakla bulunamaz… aşk; bu anlamda mecburî istikamettir, bu manaya varmak dileyen her kula ve sanılanın aksine, nafile değil farzdır, ummanın sözünün üstüne söz söylemeyeceklerden olabilmek için…

  • allah için sevmek

    05.07.2024 - 02:06

    nasıl ki, yaşanmışlığı olmayan bir hakikati yaşamış sayan her çıkarım, yaşanacakları ipotek altına alacak demekse ve o ipoteğin adı, sonunda yine dönüp dolaşıp yanılsama olarak karşımıza çıkıyorsa ve, bildiklerimiz sonuçta yanıldıklarımıza yetmez hale geliyorsa, öyle de; kulluk yolundaki suskunluk ve duralamalarımız, bir ömür k/aybı olarak mahcup ve anlayış bekleyici konumda kalmamız ötesine geçemez, ironik kazanımlarla yüzleşmek akıbetine uğramaktan azatlığın yolunu kesecektir… ki her susku; bir vazgeçmenin ilk adımıdır…

    gökyüzündeki manzaraya bakıp, bu tabloyu kim yaptı diye soran bir çocuğun halis kalbinde saklı değil midir, iyi ki varsın beni var eden, varlığından haberdar eden rabbim nidasıyla yüzlerimize yayılan, sonsuza müteveccih o bembeyaz pamuk yığınları gibi bulut tebessümler… o halde, asık bir suratla bir canı, cananını aramaktan alıkoyan nedir ve korkarım bu yine kendisinden başkası değilse nerededir, ulu ulu nehirlerin, denizlerin, okyanusların ummanına akmaya çakılı kalışlarındaki bu bulutsuzluk hasretinin efsunu… ve hangi kalbin nefesi ummanında yankısını bulmamış…

    annelerimizden aldığımız o hesaba gelmez şefkatler, bütün insanlıkla paylaşarak geçmedikten sonra, hangi ömür uzundur… ve öte gecelerde uyumak istemek, nasıl ölümcül bir kâbusun ninnisidir… dört işlemden hangi azıksız sağlama ırgatlığı yüzleşmesiyle, gettoların inleri asude ve müstağni, yaşamaktan yana… ki bu sağlamadan önceki bütün işlem olup bitimlerinin, hesap günü bir referans alınma kabiliyeti de yok, kesinlikle… bunu bilerek biriktirilen çukurda kalmış deneyimlemelerle yüz yüze gelindiğinde, her şeyin sıfırdan başlaması talebinin anlamsızlığı kaçınılmazdır… hesabıyla yüz yüze gelmezden önce, yaşamakta olduklarını bir kevgirde biriktirmeyi sürdürmekten yana mı insan ya da bu kadar azık, bu yol arkadaşlığın için kâfi mi bunu düşünmeye neden yanaşmaz…

  • okyanus

    05.07.2024 - 02:01

    atlas yürekli ve nur yüzlü, güzel bir kulluk, uykulu gözlerle de olsa, bir okyanusa bir denizin gösterdiği ilk mutlak razı olma ve teslimiyetle başlar… takva kokulu bir turuncu güle, muhabbete kanayan bir kızıl gülün yankı vermesi gibi… dingin bir uykudan, şafakların söküşünde hayırlı sabahlar, hayırlı vakitler; günaydın diyerek evrene uyanmak, ölmeden önce ölenlerin, hayatta oluşlarına bir teşekkürüdür…

    dünyanın saldırılarına maruz kalıp, yara almış, kan kaybeden her sine; haline bir çare ve yol yordam arayışına girmek için, her an ve her nefeste ölüm tehdidi altında bulunduğu farkındalığından çok, muhatap kılındığı ve her kulun kendine özgü teması içinde bulunduğu, o okyanus ve deniz muhabbeti ihsanına teveccüh göstermesi ve bu muhabbetin mutlak vuslata dek geçecek vaktin, muvakkat ayrılığın en tesirli bir müsekkini olduğu bilinmelidir… bir sınav niteliğindeki soruyla başlayan o kadim çağrının sesindeki merhameti mütemadiyen hatırda tutabilmektir kulluk…

    kavgası bitmek bilmeyecek bir ulu sevdanın, dertlerine tanı konması ve derman arayışının yolu, o yolu deneyimlemiş bilgelerin tespit ve tavsiyelerine kulak vermekle başlayacak olsa bile, karar anları; daima kişiye özel ve bu anlamda terzi işi kılınmıştır… şu kadar ki, her kul bağlı bulunduğu o muhabbet kaynağına karışabilecek kirliliklere ve vücut iklimi afiyetini fesada uğratabilecek dışsal unsurlara karşı, kuduz ve tetanos aşıları tedbirleri ve benlik eczalarını kullanımda ya da güvenlik ihlalleri ve yaşam hırpalanışlarına kapı açmakta hürdür ve hal endişelerinin ve varlık belirsizliklerinin gri alanlarında duyulan endişelere özür beyan etmenin erdemi bir kulda ifa kabiliyeti kazandığında, hangi deniz okyanusuna maşuk olmaz; ve bir okyanusun bu deniz muhabbetine yankı vermemesinin, bütün dikeyleri yatay hale getirecek bir varoluş öyküsünün inkârı olacağı da izahtan varestedir…

  • Bu da geçer Ya Hu!

    01.07.2024 - 02:13

    Sana Ya Hû Görünür - Sedat Anar - Muhabbet Nağme - TRT Avaz


  • seher

    30.06.2024 - 18:24

    Eléonore & Efrén López, Seherde Bir Bağa Girdim

  • malûmun ilâmı

    30.06.2024 - 14:24

    ki dibi tutmuş bir kere
    akdeniz kokusunun dahi…,
    çukulatadan beklene dursun seretonin,
    harman yerindeki yanık tenin
    yerini tutacak tarımsal/kırsal kalkınma,
    öyle mi…,
    tabi tabi bekleyelim,
    sirkecideki han hamallarının sırtındaki,
    küfe ip izlerinin helali olan,
    ayran aşı kadar,
    içimize aş olacak ha…,
    emekçilerin emekleri;

    ara ki bulasın artık,
    yılan dilli kısaltmalarda o yaşama sevincini,
    kulağına fısıldasam
    ve bak alınma ama istanbul,
    nefesin anason ve uluorta
    döl bereketi kokuyor sokakların,
    egenin kucağına akıyor bakteri kominleri,
    gözlerimin tirilyesi,
    zeytinin karası,
    kokuşmuş ölüüüüüüüü sardalya,
    ve ha sendeki ben,
    ha bendeki sen din kardeşim,
    al sendeki beni,
    vur bendeki sana,
    karma karışık artık bizim mahalle,
    kördüğüm,
    ortaya tepside şöyle karışık yaptırıyoruz malum…,

  • Kork Allah' tan Korkmayandan

    29.06.2024 - 17:30

    Bize Her Şeyi Allah'ın Biliyor Olması Kâfi Gelmelidir - İsmet Özel

  • Mavinin İzi

    22.06.2024 - 15:04

    o halde;
    asıyorum kalbimi
    ben de zamansız,
    a/mor/a çalan dallarına
    ve erguvan tebessümüne,
    mavinin izindeki sesine senin…,
    sevgili kocaman çiçek;
    ki kısa,
    çabuk ve hareketli,
    aceleci, sabrı kıt,
    fakat görkemli ve heybetli,
    ve ahir zaman baharı gibi,
    hemen geçmek üzre
    bilirsin erguvan zamanı…,
    ah;

  • kuddusi müftüoğlu

    22.06.2024 - 14:34

    Seyreyle güzel, kudret-i Mevlâ neler eyler!..
    Allâh’a sığın, Adl-i Teâlâ neler eyler!..

    Cânâna gönül vereli ben candan usandım,
    Hem düşeliden derdime dermandan usandım.

    Suları şikest, meyleri kalp Hazret-i Hak’tan,
    Bir âne değin ettiğim isyandan usandım.

    Meyl eylemezem gayrisine tevbeler olsun,
    Bu âne değin ettiğim isyandan usandım,

    Pervâne gibi yanmayı ister deli gönlüm,
    Her şâm u seher âh ile efgandan usandım.

    Kalmadı firak giryesine sabra mecâlim,
    Vuslat dilerem yârime hicrandan usandım.

    Işk ile enîs oldı gönül geçdi sivâdan,
    Ben sohbet-i nâs ülfet-i yârandan usandım.

    Çün zerre vefâ bulmadım ihvân-ı zamanda,
    Şol yüzleri dost, özleri düşmandan usandım.

    Vird edeyim ismini hemen Hazret-i Hakk’ın,
    Kesret ile ünsiyyet-i insandan usandım.

    Kuddûsi’ye vahşet gelüben cümle sivâdan,
    Der her ne ki gayrındır o ben andan usandım.

  • Kök Neden Analizi

    22.06.2024 - 00:15

    ah sevgili içim söyle bana;
    bu kendimden habersizlik gafletinden,
    beni paklasın istemezken teneşir bile,
    kurulduğun keder tahtında,
    bu yakınmasız halin ve
    asude memnuniyetli tavrın,
    hangi mukaddes kabulden gelir,
    söyle…,

    ve zihnimde kandiller söndüğünde,
    kuytumdan bakınca insanlar,
    karınca misal,
    yüzümü cama yaslar izlerim onları,
    hayat;
    aynı filmi yüz milyon kez oynatır,
    herkes kendi yükünü taşır,
    sırtında aşını ve bir başınalığını kalbinde…,

    pencereden bakar hislenirim,
    ufacık tefecik karınca insan…,
    hey hayat;
    ölüyorum an be an,
    ama sor bana neden,
    neden;
    iri tesbihler gibi akıp çenemde toplanır yaşlar,
    sabah namazından dağılan cami cemaatinin
    en arkasında kalmışlığım neden…,

    gün ağarırken huzur esenin avlusunda,
    nicedir süren muhatapsız bir yaşama,
    sabır sebebinden yumuluyken çapaklı gözlerim;
    umur görmüş sesinden,
    nadaslı kalbime akan o kızıl ateş,
    ve işlerken içime gariplere has sesin,
    ah,
    ne vardı hiç doğmayaydı güneş…,

    şimdi ömrümden sesin geçer sabahlarıma,
    bu garip de bizden zahir diyen sesin,
    ki kaç mevsimdir ben kederliyim,
    ve sudan çıkmış bir balık gibi çırpınırım,
    bir kerecik daha sohbetinde olmadan,
    ölmemek için,
    ah;

  • Mavinin İzi

    21.06.2024 - 21:46

    ne güzel, ne güzel... tay durmaya başlayan bir bebek kadar masum bir paylaşı... dandini dastana, danalar bostana... uyku saatin geçmesin evet :)

  • abdal

    21.06.2024 - 21:43

    gaflet uykusunda yatar uyanmaz
    can gözü kapanık gafilan çoktur
    hak sözü dinlemez, asla inanmaz
    kalbi çürük, fesat cahilan çoktur
    mürşid-i kamile vermez özünü
    gaflet uykusundan açmaz gözünü
    taştan katı, beter söyler sözünü
    nefsiyle oynaşan pehlivan çoktur
    genç abdal herkes mest olur sanma
    her kurban derisi post olur sanma
    her yüze güleni dost olur sanma
    içi kâfir, dışı müslüman çoktur

  • takip şartı

    20.06.2024 - 12:30

    takip ettiğin şairleri okumaya bak mihan kızım, burada takip gösterisi yapmakla vakit kaybeceğine... peki, geçmiş bayramızı tebrik ederim, nice tekrarlarını dilerim...

  • Braking bad skayler sadakati

    17.06.2024 - 03:34

    ki kalbim,
    şiir çöplüğüm ah;
    ne çok yazılmış,
    ve yazılmamış dizelerim,

    şimdi ayak seslerinizi dinleyip,
    sonra kapansam kanayan dizlerinize
    ve aşkı yazdıran elleri öpsem şimdi,
    öpebilsem…,

    ki üstünü örttüğüm her acım,
    bir gece yarısı üstü açık kalan
    bilincin altını üstüne getiren
    hırsızken...,

    içim;
    alt çekmecenin en çıfıt tıkılmışı
    ve ucu saçak saçak suda yüzen
    bir halat gibi,
    kocamış kutsal balıkların geçtiği
    yosun tutmuş yoldayken içim…,
    bir düşkün silueti yansır
    aynada bana bakan; bana…,

    ve ağlayan bir tebessümü,
    brunonun sabîsine yamayan
    rüya çöplüğüm;
    ne çok görülmüş ve
    hayal meyal tasalı kâbuslarım,
    bir sırdaş adı sayıklıyor şimdi
    dilsiz dudaklarım…,

    ey rabbim,
    yolda kalmış susuzların
    imdadına koşar yardımın ve,
    anımsaması imkansız bir rüyada,
    muhabbete verilmiş bir sadaka
    olur kalbim...,
    ah;

  • zihinsel berraklık

    17.06.2024 - 03:09

    ki başka bir baharda;
    toplayıp satır aralarından,
    hayalet bir şehri uyandırmadan ve,
    zihin kıvrımlarımı süslemeden,
    veballi ayaklarımın parmak uçlarına basarak
    utangaç tebessümlerle,
    sessizce şiirler yazarım ben size…,

    nebevî nefesinizin siy/ah hırkası,
    sarsın ne olur; şaşkın yüzümü,
    sonsuzlukta açılan iftar sofranızda…,

    yağmur duaları kifayetsizken,
    bir mücrimin muhabbet gözyaşlarıyla,
    gözlerimi nazarınıza temaslayıp,
    cemalinize teslim edebilmektir
    ruhumu niyazım...,
    ah;

  • yukarıdan talimatla

    17.06.2024 - 03:00

    Tuğba Gülyeşil - Minnet eylemem & Yârim derdini ver bana

  • tütün kolonyası

    17.06.2024 - 02:56

    sıyırdım yüreğimin zarını,
    kızıl denizin tuzu gözlerimde/
    halsizim...,
    yüreğini kuytuya seren,
    sümbül yüzlü,
    yanık buğday tebessümlü lokmanım,
    o aydı,
    doğru mevsim doğru kış/doğru yazdı/,
    doğru güz/doğru ba/har/dı…,
    …yazgıydı…,
    gün doğru gündü,
    soluğu tütün kokan perşembe,
    cuma vaktinin müjdecisiydi,
    takvimler yalan söylemez…,

    ki evet,
    korkuyorsun ey insan,
    cesur çalımlar satarken bile;
    ayaklarının son adımı,
    muhabbetin sana gelen ayaklarına tökezlenecek,
    biliyorsun ve bilirsin…,

    o halde bu tereddüt neden;
    düş gölgesine…,
    git peşinden…,
    takıl sevdanın takunyalarının
    gümbür gümbür sesine;
    tak tak tak tak, kaç/ma…,
    üst üste devrilen,
    kavuş/veda, veda/kavuş/veda…,
    kemirir aşk sandığını,
    sevdalı güve…,
    ve bozuluyor kalbimin örgüsü,

    ağyârın mâsiva lügati anlamazdı,
    yo/l/k/ ıraktı, sapaydı; dardı,
    /sen korkarsın dardan/,
    ki ah evet,
    iç sesler daima parantezlidir;

    karanlıktı…,
    /sen korkarsın karanlık dardan/
    yârdı,
    ve
    ardı;
    seni senden ayrı koyan,
    ah;

  • rotasız gemi

    17.06.2024 - 02:36

    öyle çok seviyorum ki seni,
    öyle çok;
    sensin benim güzel ve zarif turnam,
    ve yoktu,
    zahirin ne çizgisi,
    /ne sınırı,
    ne de minimal bir raconu,
    ah;

    kanarız ki biz birbirine yeryüzü ve gökyüzü,
    akarız ki birbirine…,
    ve kanarsın;
    sen, bende bakan okyanus gözlerime,
    ve bir hekim tebessümüne
    ben de…;

    ah sevgili marjinalim,
    boğuluyo/rum,
    ki rotasız gemi,
    ma/ss/mavi ummanına
    atıyor demir…,
    ah;

  • kavis çizmek

    17.06.2024 - 01:23

    bahar gibiydi hava ama,
    dijital devrin kuzuları ne de olsa,
    martı kanadının yeliyle bile üşüyordular;
    ayaz görmüş,
    bağrı yufka bir babanın yüreğindeki,
    sızıdır aşk…,
    ah,

    garip kalmıştım yine bu dağ başında,
    ki kabaran öfkemi bastırıyordu, mazlum
    hatırımın yıkılmışlığı her nefeste,
    damar damar…,

    hep o hakikatin rengi siy/ah
    ve kâbe örtüsü kadar siy/ah,
    hayran ve afacan gözlerindeydi teselli hekimim,
    sadece, /biraz daha kavisli olabilirdi/
    aşk;

  • kusmuk

    17.06.2024 - 01:07

    ah suskun/um...,
    yavaş yavaş iniyor yüzüme,
    siyah kadife perde
    ıslak kara püsküllerinden;
    ve şakaklarım üşüyor…,

    yaradanın herkese uzanan ve
    ışıldayan kolları vardır,
    anladım ki;
    umut insanın en karmaşık güzelliğidir,
    peki o halde dahi,
    içimdeki şeytanın yollarına,
    kırmızı halılar seren kim…

    ki sonunda tükürdüm kalbimi,
    ağzımda çivit mavi boya tadı,
    süzüldü gözyaşı gibi,
    dudağımın kenarından çeneme,
    veremli bir aşkın ağzından,
    gül kusması misal...,

  • nuhun gemisinde kaçak yolcu

    17.06.2024 - 00:58

    ki kaçak ve
    ışık hüzmesine,
    kapandı
    kapı…
    eşikte
    yalnız
    ikisi
    ikiziyle,
    diz dize
    dizelerde…
    fısıldaşarak,
    yalın ayak baş kabak,
    kapladı
    serap
    yüzünü,
    çölleşen
    kalbini,
    kederli
    kum
    tanelerinden
    sakınarak…,
    açtı
    kafesini
    tutsak;

    kırptı
    kanatlarını,
    sığındı
    yorgun
    hurma
    ağacına,
    uyudu
    kaçak,
    oruçlu
    kollarında…,

    vuruldu
    kilit,
    kenetlendi
    göz,
    sustu
    şiir;
    kalın
    bordo
    perde
    çekildi
    kat kat…,

    denize
    saçıldı
    altın
    pullu
    balıklar,
    kuytuya
    ağardı
    gün…,

    kapandı
    kapı…,
    eşikte
    yalnız;
    kızıl
    saçlı
    kanayan
    diz/e…,

    kalbinde,
    dilsiz
    ışık
    hüzmesi...,
    ah;

  • The Greatest Show on Earth (Harikalar Sirki)

    17.06.2024 - 00:36

    ve belki de panayırda kaybolmuş bir çocuktum,
    tuzlu kocaman gözlerimle ve,
    atlı karınca döndükçe,
    hareleri oyuncak çemberiydi ne malum,

    ve belki mutlu çocuk yüzleri biriktiriyordum,
    yüzümü yasladığım parlak bir yıldızın yanağında;
    zaman, pastasını bir kez daha keserken…,

    derken gök;
    matem giysisini geçirip üstüne,
    tülden siyah örtüsüyle,
    sildi tuzlarını çocuğun gözlerinden,
    ve üfledi mumu…,

    bir dilek panayıra düştü,
    belki de yine bir düştü…,
    kaybolmuş bir çocuktum belki
    kendi karanlık ormanımda
    ve yağmur kokusu avuç içlerimde,
    alnı buz gibi bir çocuk…,

  • kürtaj

    17.06.2024 - 00:28

    çöpe atan dost olsun tek,
    ona yazılmış çileli dizeleri,
    ki çilem; çilemizdi bilirsin,

    kürtaj artığı bir bebeğin,
    cami avlusuna bırakılması anında,
    anasına son bakışıyla başlayan çilesi gibiydi,
    çilemiz…,

    gecelerce bilinci kovan çaresiz acılar gibi,
    yatağa düşüren bir dermansız dert gibi,
    pençesine düşülen ortaçağ vebası gibi,
    bir mevsim boyu çekilen sekerât gibi,
    çilemiz,

    kaç kez;
    kaynar sular indi tepemizden,
    vedalarda kaç kez…,
    son vedamızla kavruldu yıldızlar gökte,
    ki süreyya yıldızı da kaybolunca gözden,
    kulağımıza fısıldanan oldu,
    /artık yine kendinlesin/

  • ULAN

    17.06.2024 - 00:11

    oysa yaşam,
    parmak izi bırakmadan
    eldivenlerini çıkarıyor
    maktulüne tepeden bakarak,
    ve zaman durdu al işte…;
    bıktık artık, usandı millet, tiksindi insanlık,
    bu altı ok\a hainlik eden kemalistlerden,
    ruhu sömürgecilerde rehin mütedeyyinlerden ve
    genleri ipotekli devrimcilerden,
    tiyanşan kaçkınlarından,
    ve
    bilumum kurtarıcılık konforperestlerinden…,

    ki her sevda bir veda bilirsin,
    affet beni,
    yine yalnızlığa veda zamanı…,
    yazarken bu şiirimsi şeyleri,
    kelimelerim tek tek canıma batıyor,
    harflerim içimin kuyusunda ağlıyor,
    kalbimde bir serseri mayın patlıyor,
    içimin labirentinde yüzün beliriyor,
    ve beynimin kıvrımlarında,
    çapalı lisanının azarları dolanıyor…,
    ah;

Toplam 686 mesaj bulundu