Tuna Kafkas Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Anto ...

  • hz. fatıma

    12.04.2024 - 04:07

    "Allah'ım! (Sevgili babam Hz Muhammed'e (s.a.v.) Salât (rahmet) et. O, bütün meleklerin ve tüm ruhların mihrabıdır... inananlar; O'nun şefâat ve iltifatını umarlar..., ve O'ndan şefâat beklemektedirler..." hz.fatıma

    Resulullah'ın (sav) kızı Fatıma o kadar el değirmeni ile buğday öğüttü ki, elleri kabararak nasır bağladı ve el değirmeninin izi onun elinde kaldı. (Sahih-i Ebi Davud, c.3, et-Tesbih-u İnde-n Nevm bölümü, hadis no: 2595, 4403,. Hilyet-ul Evliyâ, c.2, s.41.)

  • sufi trance project

    12.04.2024 - 02:50

    oruç sevenlerin sahurunda,
    yüz seksen derecelik görüş açılı
    bir lojmanın minimalist balkonundan,
    imsak ahirinde;
    vaktin o derin mavi karanlığı içinde,
    sakıncalı ve kuduz köpekler kadar tehlikeli
    uyku bölünmüşlüğüyle dinlenen,
    gaflet mahmurlarının cılız ve
    gelişigüzel makamlı seslerine kalmış,
    sabâya hasret bir ezan kadar,
    buruk
    ve bağrı yufkalanmıştı gayrı gardaş içimin,
    ah;

    kozmik oda sırlı muhabbetinin yokluğundan,
    çilehanesi yekpare dünya olmuş bir çileye
    müebbeden girmiş bir sûfî,
    ne yana baksa,
    hatta gözleri yumulu,
    bakmasa da hiçbir yana,
    aşktan gayrı ne görebilir...,
    tepeden tırnağa aşk olmuş bir aşka aşığı,
    kim aşktan yana sınayabilir…

    aşka gönül koyan aşık,
    derya içinde suya küsmüş bir b/alık gibi şaşkın;
    aşktan, yine aşka varmaktan gayrı,
    ne yana gidebilir…,
    sır olmak ve asırlarca suskun kalmanın ötesinde,
    ne yana…;

  • feryat

    08.04.2024 - 00:32

    Nice ağlamayım etmeyim feryâd
    Giriftâr-ı aşkın bînevâsıyem
    Leyli'nindir Mecnun, Şirin’in Ferhad
    Ben de Şeyh Nigar'ın mübtelâsıyem

    Neylerem dünyayı neylerem malı
    Neylerem keşmiri neylerem şalı
    Ben divâne oldum aşkın pâmâli
    Serveri Hüdâ’nın bir gedâsıyem

    Halka-ı rindanın çalarım nâyın
    Giriftâr-ı aşk’ın çekerim yayın
    Tanımazam mezhep bilmezem âyin
    Kilisa-i aşkın mesihasıyem

    Ey Seyyid Nigâri ey aşk-ı tuyan
    Ey âşık-ı şeydâ ey kâr-ı efgan
    Keruban-ı aşka benim saruban
    Leylinin Mecnun'un rehnumasıyım

  • Kadir gecesi doğmuş olmak

    06.04.2024 - 01:31

    âdem ve havvanın yasak meyvaya uzanırken,
    aşkın ellerinden tuttuğu o an,
    bir kadir gecesine denk gelmiş olabilir mi…,
    ki hatırlıyorum, bu soruyla secdedeydim,
    ve kıble ne yönde deseler bilmiyordum,
    ki yönüm bir siy/ah güle bakıyordu,
    üstünden gözümü hiç ayıramadığım,
    ve o secdeye kapanışta toprağını öptüğüm,
    o siy/ah güledir meftunluğum…,
    ah;

  • kadir gecesi

    06.04.2024 - 00:31

    her "gördüğünü" hızır; her geceyi, kadir bil...

  • abbas yolcu

    02.04.2024 - 01:25

    Bir Anadan Dünyaya Gelen Yolcu - Nilgün Kızılcı (Senfonik)

  • düş sokağı sakinleri

    31.03.2024 - 08:11

    Ben bu yolu bilmez idim, aşk gönlüme düştü gider,
    Aşk elinden dertli yürek kaynayarak taştı gider.

    Hani bizden öğüt alan, kalmadı dünyaya gelen,
    Gece gündüz taat kılan, o Sırat’ı geçti gider.

    Hep onlar Sırat’ı geçti, varıp dost iline düştü,
    Gönül maksuda erişti hazrete ulaştı gider.

    Nefsi doyunca yiyenler, kana kana uyuyanlar,
    Dili gıybet söyleyenler cehenneme düştü gider.

    Cehenneme düşen kişi, zarılıktır onun işi,
    Onulmaz bağrının başı, büryan olup pişti gider.

    Aşk oduna yanmayanlar, öleceğin sanmayanlar,
    Göz açıp uyanmayanlar şöyle gaflet bastı gider.

    Bu aşk bana bir düş idi, Hak müesser kılmış idi,
    Derviş Yunus bir kuş idi, halk içinden uçtu gider.

  • sır

    30.03.2024 - 04:58


    aşka gönül koyan aşık,
    derya içinde suya küsmüş bir b/alık gibi şaşkın;
    aşktan, yine aşka varmaktan gayrı,
    ne yana gidebilir…,
    sır olmak ve asırlarca suskun kalmanın ötesinde,
    ne yana…;

  • peyami safa

    28.03.2024 - 02:04

    nazıma abi dediği gün, bitmişti... hezeyanlarıyla ömrü geçti; okunmasa da olur...

  • destursuz bağa girenler

    28.03.2024 - 01:57

    Barış Manço - Dıral Dedenin Düdüğü (HD Ses Kalitesi)

  • Uçurumun kenarı

    27.03.2024 - 10:20

    bağrı dağlanmış al kırmızı gül;
    içine kapanık bütün yapraklarıyla
    ve mürefte rüzgarlarından mahrum,
    nefessiz ve bir kenarda sessizce,
    uçurum gözlerinden bakar kan çanağı
    mühür nazarlarla zeytin çağlasına,
    kanatları hüzün taşıyan, yazgısına
    deniz kabukları ve kalbi kırık çakıllar
    toplayan bir ana kuzusu düşer incir dalından
    ve babasının ciğerparesi bir melek ağlar
    mülke dökülen göz yaşlarıyla,

    köpüklerin ufaladığı her gün,
    biraz daha, biraz daha, biraz daha
    hayat kumbarasına yılları atar,
    sen ve ben darda kalmış
    iki fukara yoksulsak yoksuluz,
    ama unutma;
    her uçurum bir ovaya sevdalıdır,

  • incir

    27.03.2024 - 07:07

    bağrı dağlanmış al kırmızı gül;
    içine kapanık bütün yapraklarıyla
    ve mürefte rüzgarlarından mahrum,
    nefessiz ve bir kenarda sessizce,
    uçurum gözlerinden bakar kan çanağı
    mühür nazarlarla zeytin çağlasına,
    kanatları hüzün taşıyan, yazgısına
    deniz kabukları ve kalbi kırık çakıllar
    toplayan bir ana kuzusu düşer incir dalından
    ve babasının ciğerparesi bir melek ağlar
    mülke dökülen göz yaşlarıyla,

    köpüklerin ufaladığı her gün,
    biraz daha, biraz daha, biraz daha
    hayat kumbarasına yılları atar,
    sen ve ben darda kalmış
    iki fukara yoksulsak yoksuluz,
    ama unutma;
    her uçurum bir ovaya sevdalıdır,

  • keder

    26.03.2024 - 14:25

    kapandım secdeye,
    yerdeki tekâvûd kalemefendisi seccademden
    eflatun çiçek tozları topladım,
    bağrıma saplanmış dalını çıkardım hüdayinabit alıcın,
    ve serpiştirdim tozlarını,
    beti benzi atmış dünyaya ve,
    bir dua okudum kulağına,
    sesim bir başka sese çarptı,
    tuz buz mısralar kırıntısı rüyam ah,
    turnam…;

    keklik değil, güvercin ol diye fısıldayanım,
    dudağımda hep aynı şarkı,
    notalarını nar ağacının altına gömdüm...,
    yüreği kimsenin üzülmesine el vermeyen,
    bir yalancıyı sevdin sen…,
    ve varsın gedanız kendine kıysın ey maşuk,
    olgunlaşsın keder, çiçek yüklü dalında…,
    ah;

  • telli turnam

    26.03.2024 - 14:12

    ki; kanlı gözyaşlarıyla,
    uyudum ve düşümde,
    hep o nar ağacı…,
    öylece bana bakar,
    dallarını gözlerimden ayırmadan,
    hep o kederli nar ağacı…,

    küçüldüm rüyaya ve;
    içine girdim,
    gördüğüm en güzel bahçeydi…,
    eğildim, yerde bir eflatun ayrılığın çiçek tozları,
    eflatun çiçek tozları her yer,
    nar çiçeğim;
    senden mi süzüldü
    eflatun çiçek tozları söyle…,

    ve uyandım;
    kara boşlukta dönen,
    rengi bozulmaya yüz tutmuş,
    meymenetsiz bir dünya…,

    sabah etmiş ortalığı düşüm dedim…;
    yüzünü buruşturdu düş ve
    sabırsızlıkla bekledim geceyi,
    aklımda hep o nar ağacı,
    dalları yüreğime batan…,

    ki gözlerimi kapadım
    işte orada;
    bir turnayı seviyorum dedi...,
    ve turnam derken;
    saçıldı etrafa kızıl iri taneli göz yaşları…,
    ah;

  • mutsuz olma nedenleri

    24.03.2024 - 10:52

    ey bütün rotalarımın
    sözleriyle istikamet bulduğu,
    sana attım demir
    ve varsın divânında boğulsun imlâsı kalemimin,
    ama sor bana neden,
    neden bir turuncu gülün suretiyle gelen,
    vuslat sabahının anısıyla böyle haşır neşirim…,

    ah sevgili içim söyle bana;
    bu kendimden habersizlik gafletinden,
    beni paklasın istemezken teneşir bile,
    kurulduğun keder tahtında,
    bu yakınmasız halin ve
    asude memnuniyetli tavrın,
    hangi mukaddes kabulden gelir,
    söyle…,

    ve zihnimde kandiller söndüğünde,
    kuytumdan bakınca insanlar,
    karınca misal,
    yüzümü cama yaslar izlerim onları,
    hayat;
    aynı filmi yüz milyon kez oynatır,
    herkes kendi yükünü taşır,
    sırtında aşını ve bir başınalığını kalbinde…,

    pencereden bakar hislenirim,
    ufacık tefecik karınca insan…,
    hey hayat;
    ölüyorum an be an,
    ama sor bana neden,
    neden;
    iri tesbihler gibi akıp çenemde toplanır yaşlar,
    sabah namazından dağılan cami cemaatinin
    en arkasında kalmışlığım neden…,

  • hacı bayram veli

    24.03.2024 - 00:26

    Tuğba Gülyeşil - Noldu bu gönlüm| Şarab-ı aşkını nuş ettir| Can bula cananını

  • taş

    24.03.2024 - 00:11

    I.
    Taş taş değil bağrındır taş senin
    Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin

    Bir katılıktır dinamit söker mi yürekleri
    Başın bir kez bu kalbe çarpmasın ey taş senin

    Kazmayı kayalara değil kalplere vur ey
    Ferhat niçindir kırdığın bunca taş senin

    Anne seninle bağrın döğer gider mi acı
    Hanidir Ferhad'dan aldığın ders taş senin

    Sen de mi taşla bir oldun ey sevgili
    İşitmez oldun beni kalbin taşdan taş senin

    Ölüm sendendir bana nedir taşlamak beni
    Bana güldür çiçektir attığın her taş senin

    Gözünü dikme taşa işte parça parçadır
    Şimşektir bir bakışın dayanır mı taş senin

    Deprem değildir dağı ve beni sarsan
    Bir bakışın komaz taş üstünde taş senin

    Niçin çıktın dağlara evren çöl oldu leyla
    Topuğun öpmek için toz oldu dağ taş senin

    II.
    Taş taş değil bağrındır taş senin
    Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin

    Ülkendir taş ve beton bu yanlışkent
    Her gün bir yanın biraz daha taş senin

    Taş alanlarıdır taş insanları taşır bir
    Nereye gelsen ey aşk karşında bu taş senin

    Uygarlığı taşla taşımak çağlar üzre
    Kolların bu denli güçlü müdür senin

    Bir taş devridir ama bağışla beni
    Niçin bunca geldim üstüne ey taş senin

    Bir İbrahim bıçağı ikiye biçer taşı
    Sevgili nasıl kırdı kutlu dişin taş senin

    Ölüm bir kasırgadır çevirir seni beni
    Nedir kucağında kocaman taş senin

    III.
    Bir bir yürürlükten kaldırılıp çürümüş devrimleri
    En gürbüz bir devrimi dikmek yerine taş senin

    Nereye koysam seni söyle ey yüreğim
    Bir gün beni ele verir bu güçlü atış senin

    Osman Sarı

  • gazel

    24.03.2024 - 00:09

    I.
    Taş taş değil bağrındır taş senin
    Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin

    Bir katılıktır dinamit söker mi yürekleri
    Başın bir kez bu kalbe çarpmasın ey taş senin

    Kazmayı kayalara değil kalplere vur ey
    Ferhat niçindir kırdığın bunca taş senin

    Anne seninle bağrın döğer gider mi acı
    Hanidir Ferhad'dan aldığın ders taş senin

    Sen de mi taşla bir oldun ey sevgili
    İşitmez oldun beni kalbin taşdan taş senin

    Ölüm sendendir bana nedir taşlamak beni
    Bana güldür çiçektir attığın her taş senin

    Gözünü dikme taşa işte parça parçadır
    Şimşektir bir bakışın dayanır mı taş senin

    Deprem değildir dağı ve beni sarsan
    Bir bakışın komaz taş üstünde taş senin

    Niçin çıktın dağlara evren çöl oldu leyla
    Topuğun öpmek için toz oldu dağ taş senin

    II.
    Taş taş değil bağrındır taş senin
    Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin

    Ülkendir taş ve beton bu yanlışkent
    Her gün bir yanın biraz daha taş senin

    Taş alanlarıdır taş insanları taşır bir
    Nereye gelsen ey aşk karşında bu taş senin

    Uygarlığı taşla taşımak çağlar üzre
    Kolların bu denli güçlü müdür senin

    Bir taş devridir ama bağışla beni
    Niçin bunca geldim üstüne ey taş senin

    Bir İbrahim bıçağı ikiye biçer taşı
    Sevgili nasıl kırdı kutlu dişin taş senin

    Ölüm bir kasırgadır çevirir seni beni
    Nedir kucağında kocaman taş senin

    III.
    Bir bir yürürlükten kaldırılıp çürümüş devrimleri
    En gürbüz bir devrimi dikmek yerine taş senin

    Nereye koysam seni söyle ey yüreğim
    Bir gün beni ele verir bu güçlü atış senin

    Osman Sarı

  • pasta

    23.03.2024 - 23:52

    nolaydı olaydınız kıyamadığım…,
    sizde olmak ve hissedebilmek için sizi,
    koparıp deste deste takvimleri de,
    nice rivayetler mi okumalı,
    nice mevlûd kandili pastaları mı kesmeli
    bilmem ki,
    bu ahir zaman ertesinde,

    yeni dileklere;
    yedi kat semanın,
    mütemadî senalı melekleri,
    ayrı/ayrı amin diyebileydi keşke;
    çarpışan beşerî çıkarların,
    kükürt kokularına bakmadan…,

    ki başka bir baharda;
    toplayıp satır aralarından,
    hayalet bir şehri uyandırmadan ve,
    zihin kıvrımlarımı süslemeden,
    veballi ayaklarımın parmak uçlarına basarak
    utangaç tebessümlerle,
    sessizce şiirler yazarım ben size…,

  • haremlik selamlık

    22.03.2024 - 09:41

    böyle zırvalık sancılı kasıkların yapacağı doğumdan,
    nilüfer gözlü,
    ve asr/ı saadet bereketli bir kız evladın,
    dünyaya gelişini beklemek;
    başını suya eğip, içine akan
    ve cebinde sakladığı kıpırtısız susuşu
    sessizce derine bırakan...,
    cuma selamlığı beynamazlarının,
    mürted haline bakmadan,
    kadim kelama gösterdiği ihtirama benzer
    /ah…,

    fakirane diyorum ki;
    bir gül dalıyla nakışlayıp aşkı…,
    yedi cüceli masalın,
    içine düşen kalbimizi,
    kalabalık bir meydana,
    yağmur dualarıyla serelim,
    artık bahtına
    ve müktesebatına ne yağarsa…,

  • Uykusuza Masallar

    22.03.2024 - 01:51

    ki; kanlı gözyaşlarıyla,
    uyudum ve düşümde,
    hep o nar ağacı…,
    öylece bana bakar,
    dallarını gözlerimden ayırmadan,
    hep o kederli nar ağacı…,

    küçüldüm rüyaya ve;
    içine girdim,
    gördüğüm en güzel bahçeydi…,
    eğildim, yerde bir eflatun ayrılığın çiçek tozları,
    eflatun çiçek tozları her yer,
    nar çiçeğim;
    senden mi süzüldü
    eflatun çiçek tozları söyle…,

    ve uyandım;
    kara boşlukta dönen,
    rengi bozulmaya yüz tutmuş,
    meymenetsiz bir dünya…,

    sabah etmiş ortalığı düşüm dedim…;
    yüzünü buruşturdu düş ve
    sabırsızlıkla bekledim geceyi,
    aklımda hep o nar ağacı,
    dalları yüreğime batan…,

    ki gözlerimi kapadım
    işte orada;
    bir turnayı seviyorum dedi...,
    ve turnam derken;
    saçıldı etrafa kızıl iri taneli göz yaşları…,
    ah;

    kapandım secdeye,
    yerdeki tekâvûd kalemefendisi seccademden
    eflatun çiçek tozları topladım,
    bağrıma saplanmış dalını çıkardım hüdayinabit alıcın,
    ve serpiştirdim tozlarını,
    beti benzi atmış dünyaya ve,
    bir dua okudum kulağına,
    sesim bir başka sese çarptı,
    tuz buz mısralar kırıntısı rüyam ah,
    turnam…;

    keklik değil, güvercin ol diye fısıldayanım,
    dudağımda hep aynı şarkı,
    notalarını nar ağacının altına gömdüm...,
    yüreği kimsenin üzülmesine el vermeyen,
    bir yalancıyı sevdin sen…,
    ve varsın gedanız kendine kıysın ey maşuk,
    olgunlaşsın keder, çiçek yüklü dalında…,
    ah;

  • mustafa kemal atatürk

    20.03.2024 - 01:09

    hep, zübeydenin kuzusu kalmak isterdi belki de kim bilir...

  • medine''de dilenip mekke''de sadaka verilmez

    19.03.2024 - 23:55

    Mustafa Demirci - Muhammed (s.a.v.) - (Sen ve Ben - Official Video)

  • Mecidiye Tabyası

    18.03.2024 - 15:20

    on sekiz mart,
    yasin sütleriyle büyümüş yiğitlerin,
    bağrında yattığı topraksın sen çanakkale’m…
    sen ki şehit kuzularına yangın anaların,
    yüreklerini gökyüzüne,
    yıldız yıldız savurdukları nurlu gecesin ve
    tan yerisin imanın,
    ki küfrün karanlığını boğan kandilsin,
    sana vurulmak istenen zincirleri kıran heybetin,
    dostun gönlünde şenlik,
    düşmana iliklerinde korku oldu,
    peygamber sancağını düşürmezken elinden,
    sömürgeci vahşiler elinde inim inim inleyen,
    beyni ve kalbi köleleşmiş zavallı milletlere de ilham oldun…
    adın yaşasın sonsuza dek,
    tarihin bütün kutlu cihatlarıyla yan yana,
    geçilemesin kıyamete kadar bütün mazlumların yurdu,
    senin ruhunla dirilerek ve ibret ol,
    kahreden sabrınla,
    çağın gözü dönmüş zalimlerine,
    ki hiç solmayacak,
    kızıl gonca aşkımızsın, sen;
    türkün yurt tuttuğu her iklimde…

    habil siyami polat
    ankara, 18 mart 2009

Toplam 783 mesaj bulundu