Tuna Kafkas Antoloji.com

Toplam 529 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR
  • küresel ısınmanın faydaları

    26.11.2025 - 05:46

    paytak paytak yürüyen penguenim,
    üşüyen kalbine sular serperek gel artık,
    kopuyor bir parçası daha buz dağının bak yine,
    ve büyüyor ibne dünyanın deliği...,

    evren manikleşiyor,
    hızla dönüyor; hızla hızla hızla hızla...,
    hiç olmadığı kadar hızlı değişiyor mevsimler,
    zaman allak bullak,
    dönüyor başı; başı başı,
    ve sarhoş tik taklar,
    tik/tak/tak/tik/tik tak;
    beceremiyor bir türlü yürümeyi düz bir çizgide,

    elimden tut paytağım;
    işte şimdi kandırdık yuvarlak topu,
    minicik bir elma şekeri ile,
    çift kutuplu bir gecede ve
    buz gibi bir igloda,

    eksi seksensekiz derecede yanarken insanlık,
    matematiksel bir kavuşma olsun bizimkisi,
    haklısın; bırak artık o
    oblomovun miskinliğini anlatan
    romanı da okumayı…,
    tam seksensekizinci sayfada,

    ve unutma,
    fay hatları an gelir bir gün,
    kutuplardan da geçer,
    ah;

  • çanakkale şehitleri

    21.11.2025 - 03:38

    çanakkalem

    yasin sütleriyle büyümüş yiğitlerin bağrında yattığı
    topraksın sen çanakkale’m… sen şehit kuzularına
    yangın anaların yüreklerini gökyüzüne yıldız yıldız
    savurdukları nurlu gecesin çanakkale’m ve sen tan
    yerisin imanın, kandilsin küfrün karanlığını boğan

    sana vurulmak istenen zincirleri kıran heybetin dostun
    gönlünde şenlik, düşmana iliklerinde korku oldu, hem
    peygamber sancağını dimdik tuttun sen çanakkale’m,
    hem de sömürgeci vahşiler elinde inim inim inleyen,
    beyni ve kalbi köleleştirilmiş zavallılara ilham oldun

    çanakkale’m, adın yaşasın sonsuza dek, tarihin bütün
    kutlu cihatlarıyla yan yana, geçilmesin kıyamete kadar
    bütün mazlumların yurdu senin ruhunla dirilerek, sen
    ibret ol kahreden sabrınla gözü dönmüşlere de, sen kızıl
    goncası aşkımızsın, hiç solmayacak sen, çanakkale’m

    2008 Mart 23 – Ankara Batıkent- Gümrük Lojmanları

  • yeni yıl

    20.11.2025 - 22:13

    iyi geceler güliz hanım...

    bizim senede iki yılbaşımız var, siz bilmem bu konuda ne düşünüyorsunuz...

    kitabımdan bir bölüm peki,

    hz.muhammed efendimizin hicretinin
    ardından geçmiş, bindörtyüz küsur yılın,
    sene başı muharrem hilâlinden,
    yirmibeş akşam geçmişken ve keza,
    hz.isa peygamberin de,
    buna beşyüz bilmem ne yıl ilaveli senesi,
    kaç gün olacağı istikrarsız ayının,
    yirmidördüncü günü,
    günlerden cumaydı;
    yine böyle kritik bir ikindi vakti ertesiydi
    ve kentin o en uzlaşmasız meydanında duyduğum,
    kâfûr kokulu sesinin geldiği yöne baktım…,
    ki o an ölmenin hemen öncesiydi,
    ah;

    ve bir çocuk masumluğundaki bakışlarımdan geçiyordu;
    sak/lan/baç çiçekleri körebesinin köşe kapmacasında,
    uzun eşeğin üstünden ırmakta taş sektirişim,
    elektronik beyin adı verilen bir kasabalı kuzu gibi;
    çelik çomaktan bıkkınken,
    ve micozun kırdığı biricik mavi bilyenin,
    talihsizliğine içerlemiş,
    ve dahası kanatlılar bilmecesindeki bıçak da,
    yağmur erteleri oynan kader çizgisi oyununda
    dar boğaza saplanmışken,
    yine,
    yap/boz/yap memleket haritasında
    yerini bulamadığım uşak kayıpken,
    bir insan anatomisindeki iç organların yeri bile,
    gözü kapalı bulunabiliyordu hayatta sanki artık,
    tekrar, tekrar ve tekrardan…,

    ve belki de panayırda kaybolmuş bir çocuktum,
    tuzlu kocaman gözlerimle ve,
    atlı karınca döndükçe,
    hareleri oyuncak çemberiydi ne malum,

    ve belki mutlu çocuk yüzleri biriktiriyordum,
    yüzümü yasladığım parlak bir yıldızın yanağında;
    zaman, pastasını bir kez daha keserken…,

    derken gök;
    matem giysisini geçirip üstüne,
    tülden siyah örtüsüyle,
    sildi tuzlarını çocuğun gözlerinden,
    ve üfledi mumu…,

Toplam 816 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR