kürtçe tvyi pkk ile özleşleştiren erici zihniyetten başka bir şey değildir.bir kürtçe erçeği vardır tıpkı türkiyede konuşulan diğer dillerde olduğu gibi.ötekileştirmeyi bırakıp olanı olduğu gibi kabul etmek lazım.sadece kürtçe değil türkiye de her dilde kanal açılmalı ve bu sadece trt eliyle olmamalı çünkü trtnin o kanalı açma amacı başka...keşke zamanında bu açılım yapılsaydı...
sesi kaba bi kere düşünceleride tam zıttım arada dinliyorum anlayabilmek için şimdide adam ankaraya yağmur yağdırıyo bunu da üzgün olduğumda gülmek için dinliyorum...ülkenin faşizme batıığı şu yıllarda bunu kendisine ekmek kapısı yapmış bir faşist...
Metris
Ben hep 17 yaşındayım
Demir kapının her açılışında
Her ayak sesinde içime sığmaz yüreğim
Her türlüsünü tattım acının ve ızdırabın
Yalnız seni özlerken kendimi yenemedim
Çünkü; senden gayrısı haram
Şu Metris'in önü bir uzun alan
Bir tek seni sevdim gerisi yalan
Cigara çekmedi canım hiç
Çıkarken havalandırmaya
Olmadı avluda atılmış voltam hiç
Hele masmavi bir denize atılmış oltam
Hiç mi hiç...
İçerde bıraktım dünyayı
Parmaklıklarla bölünmüş olarak
Görmeye alışık gözleri
Ve senin için yazdığım şiirleri, sözleri.
Sana olan aşkımı
Defterlere değil
Metris'in duvarlarına yazdım
Uykusuz geçen geceler akıllara zarar
Kıramazdı beni duruşmada kırılan kalem
Senin görüşlere gelmediğin kadar
Şu Metris'in önü bir uzun alan
Bir tek seni sevdim gerisi yalan
Senin hasretindi hücreme dolan
Yalnız seni sevdim gerisi yalan.
Parmaklıkların elime bulaşan pası
Havalandırmadan gelen hela ko0kusu
Işık ve ufuksuz hücremde
Gözlerim kuvvet kaybındaydı.
Bir şişin ucundaydı ölüm korkusu
Ve özgürlük kravatlıların avucundaydı
Bir kazaydı gelişin
Ya seni sevişim?
Bir masaldı.
17 yıl 15 gece
Bir ranzaydı yattığım
Bir de oturduğum masaydı
Ben gençliğimin en tutkulu aşkını
Kağıtlara değil
Gönlümün en derin nağralarını
Kalemle değil
Tırnaklarımla
Metris'in duvarlarına yazdım
Ve kanayan ellerime tuz bastım
Çok mektup yazdım sana
Ama hiç yollamadım
Ben sana olan mektuplarımı
Metris'in duvarlarına yazdım
Ve üzerine zarf değil
Mapushane kapılarını kapattım
Şimdi bir şey yok yanımda senden kalan
Şu Metris'in önü bir uzun alan
Benim sevdam gerçek
Senin aşkın yalan
Hücrem değil hasretinle yanarım
Senin için hergün hergün ağlarım
Kanım hep içime akar kanarım
Beni anlamadın ona yanarım.....
.
Uğur Arslan
mem u zin in yazarı ya leyla mecnundan daha güzel olan bu esere müfredatta yer verilmiyo sonrada eğitimde özgürlükten bahsediyorlar özgürlük bunun neresinde!
idolüm ölümümüde onun kadar onurlu isterim yaşamımı da ne demişti son sözünde kahrolsun emperyalizm...onu SE Vİ YO RUM...unutmadık da....yağlı ipler ancak kalbimizin atışını engeller düşüncemizin değil! ! ! onun düşüncesi bir çok deniz meydana getirdi....
annem kürttür babam türk ben melezim bu yönümlede gurur duyarım...insanların ırkı değildir önemli olan....neden kürt türk diye sınıflandırma yapalım ki....insanız herşeyden önce...
eleştirmek istediğim bir nokta var ders müfredatında tüm ülkelerin edebiyatları incelenirken kürt edebiyatının ünlü yazarlarına şairlerine yer verilmiyor...halbuki en az bir leyla mecnun kadar güzeldir mem u zin...
hala nazım hikmete hain diyenlere sadece gülüyorum kendinizi o kadar düşürüyorsunuz ki...küba devrimcisi che guevara da bir nazım hikmet hayranıydı...bilmem hatırlarmısınız 2000 yılı nazım hikmet yılı ilan edilmişti dünya çapında...bu kadar saygı duyulan bir şair bir devrimciydi hikmet...
'Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.'
nazım hikmet ran
hala anlayamadıysanız bu güzel yüreği şu şiirini birdaha okuyun biz hatırlatmaktan anlatmaktan bıktık da siz hala anlayamadınız....
türkiye de hiç bir şey doğru dürüst işlemezken bir gecede yaşı büyütülerek asılan yüreği büyük DEVRİMCİ....susturacaklarını sanıyorlar asarak....halbuki daha büyük nefesle çığlık çığlığa bağırıyoruz gerçekleri...ERDAL EREN ölmedi DENİZ GEZMİŞ ölmedi HÜSEYİN İNANölmedi YUSUF ASLAN ölmedi....VE ÖLMEDİ BİNLERCE BÜYÜK İNSAN...
Sizlere bugüne kadar pek sağlıklı mektup yazamadım. Ayrıca konuşma olanağımız ve görüşmemizde olmadı. Zaten dışarıdayken de birbirimizi anlayacak şekilde konuşamadık.(Bu konuda sizlere karşı büyük oranda hatalı davrandım. Ancak bunu size karşı saygı duymadığım, bu nedenle böyle davrandığım şeklinde yorumlamamanızı dilerim) Bu nedenle sizlere anlatacağım, konuşacağım çok şey var.
Ancak olanak yok. Düşüncelerimi bu mektupla anlatmaya çalışacağım. Şu anda ne durumda olacağınızı tahmin ediyorum. Ama çok açıklıkla söylüyorum ki benim moralim çok iyi ve ölümden de korkum yok. Çok büyük bir ihtimalle bu işin ölümle sonuçlanacağını çok iyi biliyorum. Buna rağmen korkuya, yılgınlığa, karamsarlığa kapılmıyorum ve devrimci olduğum, mücadeleye katıldığım için onur duyuyorum. Böyle düşünmem, böyle davranmam,halka ve devrime olan inancımdan gelmektedir. Ölümden korkmadığımı söylemem, yaşamak istemediğim, yaşamaktan bıktığım şeklinde anlaşılmamalı. Elbette ki hayatta olmayı ve mücadele etmeyi arzularım. Ancak karşıma ölüm çıkmışsa, bundan korkmamam, cesaretle karşılamam gerekir. Biliyorsunuz ki bu ceza işlediğim iddia edilen suçtan verilmedi. Asıl amaçlanan böyle bir olayla gözdağı vermek ve mücadeleyi engellemek hedefine dayalıdır. Bu nedenle sizinde bildiğiniz gibi, kendi hukuk kurallarını çiğneyerek bu cezayı verdiler.
Cezaevinde yapılan (Neler olduğunu ayrıntılı bir biçimde öğrenirsiniz sanırım) insanlık dışı zulüm altında inletildik. O kadar aşağılık, o kadar canice şeyler gördüm ki, bugünlerde yaşamak bir işkence haline geldi. İşte bu durumda Ölü korkulacak bir şey değil, şiddetle arzulanan bir olay, bir kurtuluş haline geldi. Böyle bir durumda insanın intihar ederek yaşamına son vermesi işten bile değildir. Ancak ben bu durumda irademi kullanarak, ne pahasına olursa olsun yaşamımı sürdürdüm. Hem de ileride bir gün öldürüleceğimi bile bile. Sizlere bunları anlatmamın nedeni yaşamaktan bıktığım yada meselenin önemini, ciddiyetini kavramadığım gibi yanlış bir düşünceye kapılmamanız içindir. Bütün bu yapılanlar,başımdan geçenler, kinimi binlerce kez daha arttırdı ve mücadele azmimi körükledi. Halka ve devrime olan inancımı yok edemedi. Mücadeleyi sonuna kadar, en iyi bir şekilde yürütmek ve yükseltmekten başka amacım yoktur.
Mesele benim açımdan kısaca böyle. Ancak sizin açınızdan daha farklı, daha zor olduğunu biliyorum.
Anne, baba ve evlat arasındaki sevgi çok güçlüdür, kolay kolay kaybolmaz. Ve evlat acısının da sizin için ne derece etkili olacağını biliyorum. Ama ne kadar zor da olsa bu tür duygusal yönleri bir kenara bırakmanızı istiyorum. Şunu bilmenizi ve kabul etmenizi isterim ki, sizin binlerce evladınız var. Bunlardan daha niceleri katledilecek, yaşamlarını yitirecek, ama yok olmayacaklar. Mücadele devam edecek ve onlar mücadele alanlarında yaşayacaklar.
Sizlerden istediğim bunu böyle bilmeniz, daha iyi kavramaya çaba göstermenizdir. Zavallı ve çaresiz biriymiş gibi ardımdan ağlamanız beni yaralar. Bu konuda ne kadar güçlü, ne kadar cesur olursanız, beni o kadar mutlu edersiniz.
'Ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğimi. Cehennem yangınlarından Ölmeden çıktıysa bedenim; artık Benim olmalıyım, benim. Yeter yüreğimi bir çift gözün Ateşine rehin verdiğim. Ateş artıyı Değildir karşılığımız. Pusatını dağ Si ...
Kürtçe TV (Kanal Şeş)
11.03.2009 - 02:31kürtçe tvyi pkk ile özleşleştiren erici zihniyetten başka bir şey değildir.bir kürtçe erçeği vardır tıpkı türkiyede konuşulan diğer dillerde olduğu gibi.ötekileştirmeyi bırakıp olanı olduğu gibi kabul etmek lazım.sadece kürtçe değil türkiye de her dilde kanal açılmalı ve bu sadece trt eliyle olmamalı çünkü trtnin o kanalı açma amacı başka...keşke zamanında bu açılım yapılsaydı...
Mustafa Yıldızdoğan
21.08.2007 - 19:51sesi kaba bi kere düşünceleride tam zıttım arada dinliyorum anlayabilmek için şimdide adam ankaraya yağmur yağdırıyo bunu da üzgün olduğumda gülmek için dinliyorum...ülkenin faşizme batıığı şu yıllarda bunu kendisine ekmek kapısı yapmış bir faşist...
ud
21.08.2007 - 19:48her dinlediğimde beni ağlatmak zorunda mı bilmiyorum ama gerçekten hayatımın sonuna kadar bıkmadan dinleyeceğim alet....
kızıldere
23.06.2007 - 11:47vahşetin faşizmin ulaştığı nokta sağ kurtulanların bile kafasına kurşun sıkıldığı acımasızlık boyutu!
deniz gezmiş
09.05.2007 - 18:02B i r K ö l e O l a r a k Y a ş a m a k t a n s a B i r Ö z g ü r l ü k S a v a ş ç ı s ı O l a r a k Ö l m e k D a h a İ y i d i r...
YILMAZ GÜNEY
erdal eren
14.04.2007 - 15:10----------
Metris
Ben hep 17 yaşındayım
Demir kapının her açılışında
Her ayak sesinde içime sığmaz yüreğim
Her türlüsünü tattım acının ve ızdırabın
Yalnız seni özlerken kendimi yenemedim
Çünkü; senden gayrısı haram
Şu Metris'in önü bir uzun alan
Bir tek seni sevdim gerisi yalan
Cigara çekmedi canım hiç
Çıkarken havalandırmaya
Olmadı avluda atılmış voltam hiç
Hele masmavi bir denize atılmış oltam
Hiç mi hiç...
İçerde bıraktım dünyayı
Parmaklıklarla bölünmüş olarak
Görmeye alışık gözleri
Ve senin için yazdığım şiirleri, sözleri.
Sana olan aşkımı
Defterlere değil
Metris'in duvarlarına yazdım
Uykusuz geçen geceler akıllara zarar
Kıramazdı beni duruşmada kırılan kalem
Senin görüşlere gelmediğin kadar
Şu Metris'in önü bir uzun alan
Bir tek seni sevdim gerisi yalan
Senin hasretindi hücreme dolan
Yalnız seni sevdim gerisi yalan.
Parmaklıkların elime bulaşan pası
Havalandırmadan gelen hela ko0kusu
Işık ve ufuksuz hücremde
Gözlerim kuvvet kaybındaydı.
Bir şişin ucundaydı ölüm korkusu
Ve özgürlük kravatlıların avucundaydı
Bir kazaydı gelişin
Ya seni sevişim?
Bir masaldı.
17 yıl 15 gece
Bir ranzaydı yattığım
Bir de oturduğum masaydı
Ben gençliğimin en tutkulu aşkını
Kağıtlara değil
Gönlümün en derin nağralarını
Kalemle değil
Tırnaklarımla
Metris'in duvarlarına yazdım
Ve kanayan ellerime tuz bastım
Çok mektup yazdım sana
Ama hiç yollamadım
Ben sana olan mektuplarımı
Metris'in duvarlarına yazdım
Ve üzerine zarf değil
Mapushane kapılarını kapattım
Şimdi bir şey yok yanımda senden kalan
Şu Metris'in önü bir uzun alan
Benim sevdam gerçek
Senin aşkın yalan
Hücrem değil hasretinle yanarım
Senin için hergün hergün ağlarım
Kanım hep içime akar kanarım
Beni anlamadın ona yanarım.....
.
Uğur Arslan
şıvan perwer
27.02.2007 - 19:47ağlıyorum onu her dinlediğimde sesi ruhuma işliyor...
şener şen
27.02.2007 - 19:46seneler önce görmüştüm :) bence tam bir sanatçı...
uğur mumcu
27.02.2007 - 19:43uğurlar olsun uğurlar olsun
hüzünle bulutlar yoldaşın olsun
bir keskin kalem bir kırık gözlük
yürekli yiğitlere hatıran olsun
selda bağcan...
aziz nesin
27.02.2007 - 19:40yanılmıyorsam tüm kitaplarını okudum :) süper bir kişilik süper bir düşünce ve süper bir yazar...
ahmede xane
27.02.2007 - 19:37mem u zin in yazarı ya leyla mecnundan daha güzel olan bu esere müfredatta yer verilmiyo sonrada eğitimde özgürlükten bahsediyorlar özgürlük bunun neresinde!
deniz gezmiş
27.02.2007 - 19:33idolüm ölümümüde onun kadar onurlu isterim yaşamımı da ne demişti son sözünde kahrolsun emperyalizm...onu SE Vİ YO RUM...unutmadık da....yağlı ipler ancak kalbimizin atışını engeller düşüncemizin değil! ! ! onun düşüncesi bir çok deniz meydana getirdi....
kürt
23.02.2007 - 20:57annem kürttür babam türk ben melezim bu yönümlede gurur duyarım...insanların ırkı değildir önemli olan....neden kürt türk diye sınıflandırma yapalım ki....insanız herşeyden önce...
kürt müziği
23.02.2007 - 20:54süper bence.kürt müziği dinlerken ağlatır beni ağıtları,uzun havaları...dinlerken bir bakmışım gözlerim dolmuş en çok da şiwan perver....
Kürt Edebiyatı
23.02.2007 - 20:52eleştirmek istediğim bir nokta var ders müfredatında tüm ülkelerin edebiyatları incelenirken kürt edebiyatının ünlü yazarlarına şairlerine yer verilmiyor...halbuki en az bir leyla mecnun kadar güzeldir mem u zin...
nazım hikmet
21.02.2007 - 22:53hala nazım hikmete hain diyenlere sadece gülüyorum kendinizi o kadar düşürüyorsunuz ki...küba devrimcisi che guevara da bir nazım hikmet hayranıydı...bilmem hatırlarmısınız 2000 yılı nazım hikmet yılı ilan edilmişti dünya çapında...bu kadar saygı duyulan bir şair bir devrimciydi hikmet...
'Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.'
nazım hikmet ran
hala anlayamadıysanız bu güzel yüreği şu şiirini birdaha okuyun biz hatırlatmaktan anlatmaktan bıktık da siz hala anlayamadınız....
madımak oteli
16.12.2006 - 23:11şimdide et lokantası oldu! ! !
anlamı yeterince açık bence...
gericiliğin vahşetin boyutunun ulaştığı iğrenç nokta...35 aydınımızı unutmadık unutturmaya niyetimiz yok....
erdal eren
13.12.2006 - 18:13türkiye de hiç bir şey doğru dürüst işlemezken bir gecede yaşı büyütülerek asılan yüreği büyük DEVRİMCİ....susturacaklarını sanıyorlar asarak....halbuki daha büyük nefesle çığlık çığlığa bağırıyoruz gerçekleri...ERDAL EREN ölmedi DENİZ GEZMİŞ ölmedi HÜSEYİN İNANölmedi YUSUF ASLAN ölmedi....VE ÖLMEDİ BİNLERCE BÜYÜK İNSAN...
erdal eren
13.12.2006 - 18:08Sevgili annem, babam ve kardeşlerim;
Sizlere bugüne kadar pek sağlıklı mektup yazamadım. Ayrıca konuşma olanağımız ve görüşmemizde olmadı. Zaten dışarıdayken de birbirimizi anlayacak şekilde konuşamadık.(Bu konuda sizlere karşı büyük oranda hatalı davrandım. Ancak bunu size karşı saygı duymadığım, bu nedenle böyle davrandığım şeklinde yorumlamamanızı dilerim) Bu nedenle sizlere anlatacağım, konuşacağım çok şey var.
Ancak olanak yok. Düşüncelerimi bu mektupla anlatmaya çalışacağım. Şu anda ne durumda olacağınızı tahmin ediyorum. Ama çok açıklıkla söylüyorum ki benim moralim çok iyi ve ölümden de korkum yok. Çok büyük bir ihtimalle bu işin ölümle sonuçlanacağını çok iyi biliyorum. Buna rağmen korkuya, yılgınlığa, karamsarlığa kapılmıyorum ve devrimci olduğum, mücadeleye katıldığım için onur duyuyorum. Böyle düşünmem, böyle davranmam,halka ve devrime olan inancımdan gelmektedir. Ölümden korkmadığımı söylemem, yaşamak istemediğim, yaşamaktan bıktığım şeklinde anlaşılmamalı. Elbette ki hayatta olmayı ve mücadele etmeyi arzularım. Ancak karşıma ölüm çıkmışsa, bundan korkmamam, cesaretle karşılamam gerekir. Biliyorsunuz ki bu ceza işlediğim iddia edilen suçtan verilmedi. Asıl amaçlanan böyle bir olayla gözdağı vermek ve mücadeleyi engellemek hedefine dayalıdır. Bu nedenle sizinde bildiğiniz gibi, kendi hukuk kurallarını çiğneyerek bu cezayı verdiler.
Cezaevinde yapılan (Neler olduğunu ayrıntılı bir biçimde öğrenirsiniz sanırım) insanlık dışı zulüm altında inletildik. O kadar aşağılık, o kadar canice şeyler gördüm ki, bugünlerde yaşamak bir işkence haline geldi. İşte bu durumda Ölü korkulacak bir şey değil, şiddetle arzulanan bir olay, bir kurtuluş haline geldi. Böyle bir durumda insanın intihar ederek yaşamına son vermesi işten bile değildir. Ancak ben bu durumda irademi kullanarak, ne pahasına olursa olsun yaşamımı sürdürdüm. Hem de ileride bir gün öldürüleceğimi bile bile. Sizlere bunları anlatmamın nedeni yaşamaktan bıktığım yada meselenin önemini, ciddiyetini kavramadığım gibi yanlış bir düşünceye kapılmamanız içindir. Bütün bu yapılanlar,başımdan geçenler, kinimi binlerce kez daha arttırdı ve mücadele azmimi körükledi. Halka ve devrime olan inancımı yok edemedi. Mücadeleyi sonuna kadar, en iyi bir şekilde yürütmek ve yükseltmekten başka amacım yoktur.
Mesele benim açımdan kısaca böyle. Ancak sizin açınızdan daha farklı, daha zor olduğunu biliyorum.
Anne, baba ve evlat arasındaki sevgi çok güçlüdür, kolay kolay kaybolmaz. Ve evlat acısının da sizin için ne derece etkili olacağını biliyorum. Ama ne kadar zor da olsa bu tür duygusal yönleri bir kenara bırakmanızı istiyorum. Şunu bilmenizi ve kabul etmenizi isterim ki, sizin binlerce evladınız var. Bunlardan daha niceleri katledilecek, yaşamlarını yitirecek, ama yok olmayacaklar. Mücadele devam edecek ve onlar mücadele alanlarında yaşayacaklar.
Sizlerden istediğim bunu böyle bilmeniz, daha iyi kavramaya çaba göstermenizdir. Zavallı ve çaresiz biriymiş gibi ardımdan ağlamanız beni yaralar. Bu konuda ne kadar güçlü, ne kadar cesur olursanız, beni o kadar mutlu edersiniz.
Hepinize özgür ve mutlu yaşam dilerim.
Devrimci selamlar
Oğlunuz Erdal
savaşta ölen çocuklar
10.11.2006 - 19:07şimdide lübnan; ölen çocuklar,yakılan kitaplar,annesizlik babasızlık,yıkılmış evler,bombaların sesleri,ni ninni yapıp uyuyan o minicik yürekler...
devrim
10.11.2006 - 19:04bir gün mutlaka...mutlaka tekrar yapılacak türkiye böyle gitmeyecek dünya böyle gitmeyecek...umudumuz hiçbitmedi darağaçları da hızımızı kesmedi.
george w.bush
10.11.2006 - 18:59onun ismini duyunca bile tüylerim diken diken oluyor...ölsede kurtulsak nefret ediyorum.çocuk katili! ! !
Davet
10.11.2006 - 18:55öyle bir havada gel ki vazgeçmek mümkün olmasın...
orhan veli
cıwan haco
10.11.2006 - 18:52kürt müziğinin en iyi seslerinden onu dinlemeye bayılıyorum :))) her biji CIWAN HACO :)))
Toplam 98 mesaj bulundu