Tagayyur-u huruf ve aklebenin merhaley-i ibtidasında kah teşbih-i biddunya kah teşbih-i bil ahira gibi sulukların teşebbuh-i muzlimesinde kalan tebeddül-i arıza.
idame-i hayat hinesinde canıbına taalluk eden bir takım halet-i ruhiyye ve maddiyyelerden ihraç edinilegelen fevkat tabiiye mahsur olan kibar-i kelamların zatında teşekkül ettiği eşyaların dilsel formu...
Fizik bedenin islemes hale gelisi.
Ruh bedenin kafesinden kurtulusu.
Acilarin ruha intikali.
Varligin bi baska formda kendini göstermesi.
Göz perdesinin açlip alemlerin ruha gösterilisi.
Ve küçük kiyametin kopusu...
Kişinin malumatlarla mechul durumları elde etmesidir.
Düşünce bi oluşumdur iç tarafımızda.Bu oluşum da tek başına değil bazı şeylere mebni olarak doğar ve kendini o bazı şeylerin kesret noktasında tekamüle vardırır.
Biraz daha açmak gerekirse:Akıl dediğimiz hassa bi takım malumatlarla bir şey üzerinde mechul seylere varmak için harekete geçer.Bu harekete geçmenin kendisine tefekkür denir.Bu tefekkürün çapı ve boyutu aklın kendisine bağlı olmakla beraber malumatların kendisine de bağlıdır.Bunlarla beraber kendisinde tefekkür edilen şeyin mahiyetine de bağlıdır.İşte aklın yürüttüğü tefekkür fiilinin sonucunda da doğan şeyin kendisine fikir diyoruz...
...
Aklın tek başına bişey hakkında bu fiili meydana getirmesi olanaksızdır.Çünkü bi şey üzerinde tefekkür etmek o şey üzerinde bi takım malumatlara mebnidir.Bi şey bi şeye bağlıysa o şey de başkasına bağlıysa.İlk şeyle sonuncu şey de iltizami olarak birbirine bağlıdır.
...
Rihtimdan kalkan bir geminin ardinda izler birakarak uzun yorucu ve zor bi yolculuga cikisiyla baslayan, kah bi müzik esliginde kah bi sözün ötesinde kah bi gülüsün portresinde ben burdayim edalariyla, hissiyat zincirinin en ulvi ve görkemli yerinde olan...
insanin dis etkenlerden etkilenip iç dünyasinda bir takim uyanmalara gitmesiyle olusturacagi anlik seyin ya büyük ya küçük ya da vasat bi konumda dis dünyaya aktarmasiyla adlasmis hali olarak ortaya çikar.
Duygular yaşarız dilselleştiremedirğimiz.
Duygular yaşatırız dış dünyaya açılmak isteyen.
Duygularımızla varızdır varlık dünyasında sesini duyurmak isteyen...
Hiçbir duygu yoktur kendisine dış dünyada bir beden aramasız...
Her bir duygu ete bürünüp kemikleşmek ister ve sonrasında da gözlere eylem olarak görünmek ister...
Mesala maşuğumuza olan sevgimiz iç taraflarımızda coşkun coşkun dolaşır ve bir an bulur kendini dış dünyaya atmak için...Bu coşkun duygumuz kah seni seviyorum sözü olarak dilselleşir ve maşuğumuza sarılarak eyleme dönüşür kah direk eylem olur muşuğumuzun yanağına konan bir buse olarak kahta ne söz olur ne eylem olur o sadece dış dünyaya kendi kendimizdeki halle ispat etmeye başlar:maşuumuzu gördüğümüzde bizlerde olan kızarıklık onun elini tuttuğumuzda gözlerine baktığımızda bizlerdeki fiziksel değişikler...
İçimiz duygularla dolu ve onlar dış dünyayı istiyor...
Onlar özgür bir kuşu temsil ederler...
Hiç bu kuş kafeste kalmak ister mi? ...
Salıvermek duyguları ötelere,kimseye bamayarak en içten en dayanılmaz kelimelerin gölgesinde barındırarak onları...
Duygu içte varolup içte son bulan şey değildir...
Duygu içte varolup dışa yansıyan şeydir...
Vesselam...
Huvuviyyetin ve hakikatin ne olduğunu keşfe çıkmadan bu ikisinin bedebleşmiş halinde insanlığın geçirmiş olduğu safhaların ne derece olduğunu ve hangi şartlarda meydana geldiğini insan odaklı olarak teftiş eden bir ulum-i beşeriyyedendir.
Bir şeyin kendini tanımadan o şeyin varlığını sorgulamak; bir başka deyişle varlık kategorisine bir şeyi sokmadan onu hayel ederek sorgulamak ne kadar doğru olabilir ki?
Ahlaki seçimler dahil bütün olayları, özgür iradeyi ve insanın başka türlü davranabilmesi olanağını dışlayan, önceden varolan nedenlerce belirlendiğini savunan kuram. Bu kurama göre evrenin tümüyle ussal bir yapısı vardır; belirli bir durumun eksiksiz bilgisine sahip olmak, o durumun, geleceğine ilişkin yanılmaz bilgiyi de olanaklı kılar...
İnsanın kendi varlığında peyda eden bir takım unsurları fonksiyonları hiçe saymakla beraber içinde barındırdığı paradigma ölçüsünde de bizlerde bir takım kıyamlara neden olan bir zihinsel süreç mamulu...
evrende olan herşeyi ele alma esnasında herşeyi sosyolojinin denetimi altında onun kurallarıyla açıklamaya çalışan bir bilim.
Bir de bir insanın şekillenmesine yol açan sebeplerin odak noktasına da sosyal çevreye oturtan bir yaklaşım.
Şekillenmeyi bir sosyal çevrenin baskısı altında yaşayan bir insan ne kadar kendini kendi yapan unsurları bulabilir ki?
daha kendisinin varlığından şüpheli olan bir kimseden kendisini tarif etmesi beklenile bilir mi ne kadar da abuk sabuk bazende düzgün fikirlere sahip olsa da ben kendim bizler?
Tarihsellik kişinin tarihinden etkilenerek şuan bulunduğu hal üzere olması.Bir başka bakışla insanın kendi tarihinden etkilenerek şekilleşmesi,bir forma girip o formda tarihinin izlerini taşıması ister istesin ister istemesin...
Mutlak manada ele alnıcak olursa kapalılıktır.Bunu mukayyed kılmak gerekirse kişilerin hayatındaki,yaşayış tarzındaki,konuşmalarındaki,yaptığı bazı fiilatlardaki,bazı arkadaşlarına karşı olan tavırlarındaki şeyler bütünlüğü.
Günlük ya da günü birlik ilişkilerin bir yumak ötesi görünüm segilemesi bizim bu metropol hayattan beklentilerimiz yanında mukayese edilirse hiçte şaşılmayacak bir manzara çıkması karşımıza bizim artık değerlerden yoksun,ot gibi yaşayış halimiz olduğunun açık bir belirtisidir. :) =
yar geldim sana bi çare
tutmaz mısın yed'imi olam pare pare
acep ilaç var mıdır içimde sana olan şu şevke
gözler görmedi böyle bir avare
MEFTUN olanın sözleridir bunlar gitsin yare
...
İlerledi. Sonra sağa döndürdü direksiyonu. Biraz daha gitti. Sokağa girdi soldan. Bir kamyonun arkasına parketti. Kapısını açtı ve çıktı. Ardından kilitledi. Sağa baktı, sonra sola. Yolun diğer tarafına geçti. Yürüdü bir ...
Agrafi
01.08.2009 - 16:27Ruhsal yaşamda meydana gelen bir takım sorunlardan ötürü kişinin, ilhamla kavuşamamasından ötürü kendisinde meydana gelen arizi bi durumdur.
agarta
04.03.2009 - 22:15Tahayyül-ü inkitanın namütenahi tegannileri asumana irtifa ederek raks ediyor fi havle-i hezihil kelime...
acı
04.03.2009 - 22:09İnkişaf-ı mahiyeti kah hine-i tebessümde kah hine-i istihzada kah hine-i aşkta kah hine-i hubta ve saire vudud bulan ezvar-ı hissiyyatta cirit atarak terennüm eden, seciyyat-ı beşerin rukunlarından olan, yekvucudleuğuyla taksimatı kabul etmeyen.
anagram
04.03.2009 - 22:00Tagayyur-u huruf ve aklebenin merhaley-i ibtidasında kah teşbih-i biddunya kah teşbih-i bil ahira gibi sulukların teşebbuh-i muzlimesinde kalan tebeddül-i arıza.
aforizma
04.03.2009 - 21:55idame-i hayat hinesinde canıbına taalluk eden bir takım halet-i ruhiyye ve maddiyyelerden ihraç edinilegelen fevkat tabiiye mahsur olan kibar-i kelamların zatında teşekkül ettiği eşyaların dilsel formu...
ölüm
05.10.2008 - 16:24Fizik bedenin islemes hale gelisi.
Ruh bedenin kafesinden kurtulusu.
Acilarin ruha intikali.
Varligin bi baska formda kendini göstermesi.
Göz perdesinin açlip alemlerin ruha gösterilisi.
Ve küçük kiyametin kopusu...
düşünce
04.10.2008 - 20:16Kişinin malumatlarla mechul durumları elde etmesidir.
Düşünce bi oluşumdur iç tarafımızda.Bu oluşum da tek başına değil bazı şeylere mebni olarak doğar ve kendini o bazı şeylerin kesret noktasında tekamüle vardırır.
Biraz daha açmak gerekirse:Akıl dediğimiz hassa bi takım malumatlarla bir şey üzerinde mechul seylere varmak için harekete geçer.Bu harekete geçmenin kendisine tefekkür denir.Bu tefekkürün çapı ve boyutu aklın kendisine bağlı olmakla beraber malumatların kendisine de bağlıdır.Bunlarla beraber kendisinde tefekkür edilen şeyin mahiyetine de bağlıdır.İşte aklın yürüttüğü tefekkür fiilinin sonucunda da doğan şeyin kendisine fikir diyoruz...
...
Aklın tek başına bişey hakkında bu fiili meydana getirmesi olanaksızdır.Çünkü bi şey üzerinde tefekkür etmek o şey üzerinde bi takım malumatlara mebnidir.Bi şey bi şeye bağlıysa o şey de başkasına bağlıysa.İlk şeyle sonuncu şey de iltizami olarak birbirine bağlıdır.
...
sevmediklerim
29.09.2008 - 00:40sevme yetisini üzerinde icra edemediklerim bi kendim bi ben bi de iyyeye...
aşk
21.09.2008 - 13:00Rihtimdan kalkan bir geminin ardinda izler birakarak uzun yorucu ve zor bi yolculuga cikisiyla baslayan, kah bi müzik esliginde kah bi sözün ötesinde kah bi gülüsün portresinde ben burdayim edalariyla, hissiyat zincirinin en ulvi ve görkemli yerinde olan...
hadise
21.09.2008 - 12:49insanin dis etkenlerden etkilenip iç dünyasinda bir takim uyanmalara gitmesiyle olusturacagi anlik seyin ya büyük ya küçük ya da vasat bi konumda dis dünyaya aktarmasiyla adlasmis hali olarak ortaya çikar.
duygu
21.09.2008 - 12:09Duygular yaşarız dilselleştiremedirğimiz.
Duygular yaşatırız dış dünyaya açılmak isteyen.
Duygularımızla varızdır varlık dünyasında sesini duyurmak isteyen...
Hiçbir duygu yoktur kendisine dış dünyada bir beden aramasız...
Her bir duygu ete bürünüp kemikleşmek ister ve sonrasında da gözlere eylem olarak görünmek ister...
Mesala maşuğumuza olan sevgimiz iç taraflarımızda coşkun coşkun dolaşır ve bir an bulur kendini dış dünyaya atmak için...Bu coşkun duygumuz kah seni seviyorum sözü olarak dilselleşir ve maşuğumuza sarılarak eyleme dönüşür kah direk eylem olur muşuğumuzun yanağına konan bir buse olarak kahta ne söz olur ne eylem olur o sadece dış dünyaya kendi kendimizdeki halle ispat etmeye başlar:maşuumuzu gördüğümüzde bizlerde olan kızarıklık onun elini tuttuğumuzda gözlerine baktığımızda bizlerdeki fiziksel değişikler...
İçimiz duygularla dolu ve onlar dış dünyayı istiyor...
Onlar özgür bir kuşu temsil ederler...
Hiç bu kuş kafeste kalmak ister mi? ...
Salıvermek duyguları ötelere,kimseye bamayarak en içten en dayanılmaz kelimelerin gölgesinde barındırarak onları...
Duygu içte varolup içte son bulan şey değildir...
Duygu içte varolup dışa yansıyan şeydir...
Vesselam...
aşk
01.09.2008 - 00:34darmadagin bir zihin.
Pembe hayalerde gezin.
Titrek bir edayla
Masukuna bi vezin.
bencillik
10.08.2008 - 15:41Kendi hücrelerinin her birini ayrıntılarıyla düşünen,kendisinde kokuşmuşluğun izlerini taşıyan pis bir duygu.
antropolog
10.08.2008 - 15:33Huvuviyyetin ve hakikatin ne olduğunu keşfe çıkmadan bu ikisinin bedebleşmiş halinde insanlığın geçirmiş olduğu safhaların ne derece olduğunu ve hangi şartlarda meydana geldiğini insan odaklı olarak teftiş eden bir ulum-i beşeriyyedendir.
Bir şeyin kendini tanımadan o şeyin varlığını sorgulamak; bir başka deyişle varlık kategorisine bir şeyi sokmadan onu hayel ederek sorgulamak ne kadar doğru olabilir ki?
determinizm
20.01.2008 - 11:51Ahlaki seçimler dahil bütün olayları, özgür iradeyi ve insanın başka türlü davranabilmesi olanağını dışlayan, önceden varolan nedenlerce belirlendiğini savunan kuram. Bu kurama göre evrenin tümüyle ussal bir yapısı vardır; belirli bir durumun eksiksiz bilgisine sahip olmak, o durumun, geleceğine ilişkin yanılmaz bilgiyi de olanaklı kılar...
İnsanın kendi varlığında peyda eden bir takım unsurları fonksiyonları hiçe saymakla beraber içinde barındırdığı paradigma ölçüsünde de bizlerde bir takım kıyamlara neden olan bir zihinsel süreç mamulu...
sosyolojizm
23.07.2007 - 10:49evrende olan herşeyi ele alma esnasında herşeyi sosyolojinin denetimi altında onun kurallarıyla açıklamaya çalışan bir bilim.
Bir de bir insanın şekillenmesine yol açan sebeplerin odak noktasına da sosyal çevreye oturtan bir yaklaşım.
Şekillenmeyi bir sosyal çevrenin baskısı altında yaşayan bir insan ne kadar kendini kendi yapan unsurları bulabilir ki?
sofist
23.07.2007 - 10:45daha kendisinin varlığından şüpheli olan bir kimseden kendisini tarif etmesi beklenile bilir mi ne kadar da abuk sabuk bazende düzgün fikirlere sahip olsa da ben kendim bizler?
tarihsellik
23.07.2007 - 10:40Tarihsellik kişinin tarihinden etkilenerek şuan bulunduğu hal üzere olması.Bir başka bakışla insanın kendi tarihinden etkilenerek şekilleşmesi,bir forma girip o formda tarihinin izlerini taşıması ister istesin ister istemesin...
radikal
13.11.2006 - 00:32inanç noktasında hiç bir şeyde ödün vermeyen kimselerin niteliğidir.
para
13.11.2006 - 00:05Olduğunda varlığın mahiyetini anlamamızı zorlaştıran olmadığında da anlamamızı zorlaştıran şey.
ömer hayyam
29.10.2006 - 22:04Allah en iyisini bilir...
obskürantizm
29.10.2006 - 21:46Mutlak manada ele alnıcak olursa kapalılıktır.Bunu mukayyed kılmak gerekirse kişilerin hayatındaki,yaşayış tarzındaki,konuşmalarındaki,yaptığı bazı fiilatlardaki,bazı arkadaşlarına karşı olan tavırlarındaki şeyler bütünlüğü.
Günlük ya da günü birlik ilişkilerin bir yumak ötesi görünüm segilemesi bizim bu metropol hayattan beklentilerimiz yanında mukayese edilirse hiçte şaşılmayacak bir manzara çıkması karşımıza bizim artık değerlerden yoksun,ot gibi yaşayış halimiz olduğunun açık bir belirtisidir. :) =
narsisizm
29.10.2006 - 21:36varlık özünün tezadı
pak gönüllerin korkulu rüyası
çirkefliğin daniskası
asilerin gıdası
...
Meftun
29.10.2006 - 21:28yar geldim sana bi çare
tutmaz mısın yed'imi olam pare pare
acep ilaç var mıdır içimde sana olan şu şevke
gözler görmedi böyle bir avare
MEFTUN olanın sözleridir bunlar gitsin yare
...
Toplam 44 mesaj bulundu