Alışırım zannettiğim yokluğunda acılanmam Vazgeçmek zor senin o büyülü tuhaf sıcağından Dön demeye utanırım zavallı korkularımla Arkasına saklandığım gururumdan
Geri dön geri dön Ne olur geri dön Uzanıp tutuver elimi bir gün Utanır diyemem ne olur geri dön
Ah olur da bir gün sen de özlersen Olur da bir gün gözlerimle buluşmayı istersen Uzanıp tutuver elimi bir gün Utanır diyemem ne olur geri dön
Her şey bana seni hatırlatır unutmak isterken Utanırım hep o acılı şarkılarla ağlarken Bazen bir dost ya da bir çiçekle evime gelirsin Her şey seni hatırlatır da yeniden...
Gitmek için atılan her adım, Geriye dönüşün sebebiyse gönlünde, Gidemezsin dostum, Hem de onsuzlukla dolu hiç bir yere... Gözlerinin her kapanışında gözlerinin önündeyse, Tüm aşıkları size benzetiyorsan, İkinizin şarkısı ayrılıkla ilgiliyse, Gidemezsin dostum beni anlıyorsan... Hecelerin ilk harfi adıyla başlıyorsa her an, Ağlıyorsan habersiz kaldığın bir an, Onunla akıp giderken onsuz geçmiyorsa zaman, Gidemezsin hiç bir yere, Artık bana inan... Yenik düştüğünde hayata seninle ağlıyorsa, Durduk yere seni güldürebiliyorsa, Arada sırada sevgini sınıyorsa, Ve seni sevdiğini her boş anda söylüyorsa, Gidemezsin ölüme bile onsuz... Her gece sözler verip kendi kendine, Uykuya dalıyorsan, Her sabah onun hasretiyle uyanıyorsan, Her öğlen karnının acıktığı için değilde, Onu görebilmek için sokaklarda geziyorsan, Gidemezsin; Açlıktan ölsende, Uykusuzluktan kendini kaybetsende, Uyanmamak için yorganın altına gizlensende, Gidemezsin hiç bir yere... Bilki; Güneş sizin için doğacak her sabah, Kuşlar en güzel şarkılarını söyleyecekler dallarda, Boş olacak sizin için sokaklarda, Birlikte gideceksiniz buralardan, Bu sözleri sakın unutma... Hak verirken bana dularına kat adımı, Çünkü; Ben her gece dualarıma katıyorum sevenleri...
Beni mi Seviyorsun Kadın adamı çok seviyordu... Yemyeşil ovalarını verdi adama Yaşam fışkıran. Beni seviyor musun? Evet, dedi adam... Güneşini, ayını verdi kadın Yıldızları taktı bir bir adamın omuzlarına... Beni seviyor musun? Tabi, dedi adam... Kadın çağladı Gürül gürül akan pınarını verdi adama. Beni seviyor musun? Elbette, dedi adam... Kadın bağlandı Yaşam ipini adama verdi. Bir oldular tek oldular adamla. Beni seviyor musun? Biliyorsun, dedi adam... Kadın dağlarını verdi adama Tırmandılar doruklara. Beni seviyor musun? Aşağılara baktı adam zirveden. Başkalarını gördü Sustu adam... Ağladı kadın... Gözyaşını verdi adama Almadı adam... Kadın onurunu verdi adama Şaşırdı adam... Sordu yine usulca kadın Beni mi seviyorsun? Onu da seviyorum seni de, dedi adam... Sustu kadın... Verecek bir şeyi kalmadığında... Senin yüreğine ihtiyacım var, dedi adam Başkasını sevebilmek için... Çıkarıp yüreğini verdi kadın. Korktu adam... Beni sevmiyor musun, dedi adam. Sesi yoktu kadının söyleyemezdi. Gözleri yoktu kadının ağlayamazdı. Kalbi yoktu kadının sevemezdi. Onuru yoktu kadının yaşayamazdı !
Batan akşam güneşi, içimi yaktı yine. Burkuldu içim, doldu gözlerim, Utandım ağlayamadım, içime aktı yaşlar. Yüzünü özledim, sesini özledim. Özledim seni, çok özledim ben, bir tanem !
Denizlerde, hep seni arıyor gözlerim. Geçmek bilmiyor, günler ve geceler. Sigaramdan seni çektim, bir nefes daha, Gülüşünü özledim, hüznünü özledim. Çok özledim seni, çok özledim bir tanem !
Gözlerini özledim, dudaklarını özledim, Yaz geçti, bahar bitti, kış geldi. Bitmedi sensizlik, bitmedi yüreğimde ! Sıcacık ellerini, saçlarını özledim, Seni çok, ama çok özledim bir tanem !
Özledim Seni Birtanem Ne Zamandır Göremedim o Güzel Yüzünü Tutamadım Ellerini Sıcaklığını Hissedemedim.. Üşüyorum Sensiz.. Ağlayamıyorum Anlatabilseydim Sana Bunları Bir Anlayabilseydin Beni Sahte Gülüşlerim Altında Içimin Kan Ağladığını Bilseydin Kalbimin İsyanını Duysaydın Ellerimi Tutsan Alıp götürsen Beni Karanlığın İçinden Sarılsan Bana SIKI SIKI Bebegim Desen Bir Kerecik !
Ahh Sevgilim Gene Geldin Aklıma Gene Ağlayamıyorum Boğazımda Bir Acı Seni İstiyorum Senden Baskasını Değil Yanlız Seni ?
Özlemek, o yakıcı istek, bilinen herşeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor. Özlediğiniz ise çok uzaklarda... Yanında olmasını istediğiniz halde yanınızda olmayan bir tek kişi, yanınıza bile yaklaşmadan, hatta onu özlediğinizden ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan, bütün hayatı, bütün görüntüleri eritip başka kılıklara sokuyor...
Seni Seviyorum Bir yudum insan gözbebeklerinde.. Hep böyle güzel bak ne olur Hep böyle içten, hep böyle sevgiyle.. Ruhuma göz kırpmayı unutursan bir yerlerde Saklan nereye olursa bana gözükme Yaz yağmurlarından korunacak Sırca saraylarım olmasın, istemiyorum Islanmalıyım, iliklerime kadar Ve sen su damlayan saçlarıma bakıp Sadece gülümse.. Belime sarıl ve yuru.. Götür götürebildiğin yere..
bir gece yanaşıyor düşlerime açıyor kapılarını iniyor yolcuları tek tek renk renk bir tek sen olmuyorsun içlerinde benim beklediğim sen.. işte o an ben kabusların içine karışıp seni özlemeye gidiyorum....
geldiğinde yoksam eğer inmiyorsam ellerine yanaşan dokunuşlardan bil ki seni özlemeye gitmişim....
Bir gönül çizgisindeyim, kırmızı bir çizgi… Oyunun başlamasını bekliyorum heyecanlı, Umutsuz… Her iki duyguyu birden yaşıyorum beynimde şaşırarak… Sınırsız bir özgürlük var yüreğimde,özgür olmasam da Kırılmış bir kalp var yüreğimde, Farkında olmamış gibi davransam da.. Şiirler var beynimde; Ama umurumda değil, sevgiliye yazılmadıkça.. Yüreğimden yine sesler geliyor Dinlemiyorum, sevgiliyi anlatmadığı için.. Hep onu düşünüyorum Düşünmek istemesem de… Dostlara anlatırken kötüdür diyorum, Kötü olmasa da… Beni sevmez diyorum, Deli gibi sevdiği halde Yanımdayken başkasıyla diyorum Güveniyorum diyorum; hiç güvenmesem de Sevmiyorum diyorum Deli gibi sevsem de.. Tüm suç onda diyorum Hiç suçu olmasa da Suç sende diyor dostlar Hayır! suç bende değil Suç; Hırslarımda, Kıskançlıklarımda, Beynimde, Düşüncelerimde, Duygularımda, Karamsarlıklarımda ….. Benim hiç suçum yok
gözlerin sır'at köpürüsü.. deliliğimi sınıyorum! gözlerim kapalı geçeceğim üstünden, düşersem aşkımdan kuduracak cehennem, sarhoşlıktan kangren olan gözlerimi kaybedeceğim geçersem...
hangi uzak şehre kaçsam; yine kenan ilindeyim. nasıl tırmansam hayata, yine yusufun kuyuları... ne kadar soysam yalnızlığımı, züleyhâ'nın elindeki elmayım! rüyalarımı kime yorumlatsam, yedi yıl gözlerinin kuraklığında... gönlünün sultanlığından sürüldüm sevgili, bir ömür yokluğunun tahtındayım!
sahrayı ufalasam önünde, yine kum tanesi, yine serâbındayım... ne kadar içsem hayyam'ın kadehinden, yine gözlerinin kadehine müptelâyım ! zerdüşün ateşidir gözlerin, ne kadar bana yanmasa da, ben 'ateşine yazgılı pervaneyim'... hangi diyara gitsen sevgili, adım adım peşindedir hayatımın anlamı, cabilka'dan cabilsa'ya tüm yolları deneyecek 'varma'nın adı...
'mim, vâv, lâm' sırları isminde taşıyan kelam ! mihrâbımda salınacak tek hecem! gözbebeğimdeki noktadan, yedi kat kainata yayılacak emârem! ,
âminlerimin içini deşen bilmecem, aşkı, âyine dönüştüren muhteşem ! âyîneleri ağlatan hüsn-ü sitârem! senin için bir anlamı yok fakat, derûnumdaki ummandan katre katre damıtacak seni aşiyân...
sen onu sev ben seni... bakalım kim daha çok deşecek, yüreğindeki membâdan aşk iksirini...? kim kaf dağına talip, kim daha cesur? insan içine çıkamayan hayatta, kim daha uzun yaşayacak aşk illetiyle?
sana meydan okuyorum sevgili, aşkıma rağmen ! ya yaşatarak öldür, ya öldürerek yaşat beni... üçüncü bir ihtimal olmayacak!
Bir kadın 'ben üşüyorum' dediğinde, bunun cevabının 'üstüne bir şey al,' 'istersen bir taksiye binelim,' 'eve geldik zaten' türünden bir söz olmadığını, 'üşüyorum' dediğinde kadının 'bana sarılsana' demek istediğini ve ona sarılmak gerektiğini öğrenmek epey zamanımı aldı.
Sanırım binlerce yıl boyunca isteklerini açıkça söylemelerine izin verilmediği için 'gizli bir dil' geliştirmek zorunda kalan kadınlar, bu kadar basit bir şeyin erkekler tarafından niye anlaşılamadığını hiç anlayamazlar.
Erkeklerin, bakkal dükkanının arka tarafındaki salak küçük oğlana benzediğini düşünürler: 'Anlayışsız ve beceriksiz salaklar.' Kadınların bir şey söylediklerinde aslında başka bir şey söylemek istemiş olabileceklerini kendim mi far kettim yoksa bunu bana bazen usulca bazen sabırsızca sözleriyle kadınlar mi öğretti simdi tam çıkartamıyorum.
Sevgi ve şefkat eksikliğine hiç tahammül edemeyen, bunların 'açıkça' söylenerek elde edilmesinin ise elde edilenin değerini düşüreceğine inanan kadınların niye isteklerini düpedüz söylemedikleri ise erkekler için hep bir sırdır.
Duygularını göstermenin kadınlara özgü bir davranış olduğunu sanan erkekler, açıkça sevgilerini ve şefkatlerini göstermekten hep utanırlar.
Farkında olmadan, onlar, bu duyguların gösterileceği tek yerin yatak odası olduğuna inandıklarından, kalabalıkların içinde sevgi ve şefkat gösterdiklerinde, herkesin seyrettiği bir yerde sevişiyorlarmış hissine kapılıp tedirgin olurlar.
Erkekler için duygular, kapalı yerlerde yaşanması gereken 'mahrem' şeylerdir, kadınlar ise bunu hayatin her anında yaşanması gereken bir şey olduğunu düşünürler.
Hemen hemen hepsi gizli bir 'derebeyi' olan erkekler, kadınların her isteğinde, her talebinde bir isyan, bir başkaldırı hatta bir hakaret görürler. Erkeklerin bekledikleri, kadınların 'üşümeleri' ya da 'acıkmaları' değil, erkeğin yanında soğuğu ve açlığı hissetmeyecek kadar kendinden geçmiş bir aşka kapılmaları ve bu askı taleplerini dile getirmeyerek göstermeleridir.
Galiba o yüzden, erkeğin biraz kadınsılaştığı ve duygularını alabildiğine özgür bıraktığı aşkın ilk günleri geçtikten ve erkek yeniden erkekliğine döndüğünde, kadınlar 'üşümeye' başlarlar. 'Benim uykum geldi' dediğinde erkeğin onla beraber yatmamasını, perhize başladığı sırada aniden bir hoşluk yapma isteği duyan erkeğin ona sevdiği yemekleri almasını 'düşmanca' bulmaya koyulurlar.
Artık erkeğin her davranışı ince eleklerden geçirilip, onun sözlerinde ve davranışlarında 'sevgisizlik' işaretleri tek tek saptanır. Ve o gizli dil daha sık ortaya çıkar. Kendilerinden yakınırlar önce, 'çok şişmanladım,' 'çok yaslandım, 'çok çirkinleştim,' bunları söyledikten sonra erkeklerin ne söyleyeceklerine, ne yapacaklarına bakarlar.
Kendilerine büyük bir ilgi eksikliği olarak gözüken o anlayışsızlıkların,artık eskisi kadar beğenilmemelerinden ya da sevilmemelerin den mi kaynaklandığını anlamaya uğraşırlar.
Baştan savma verilecek her cevap, kadının öfkeli tepkisini hakedir. - Yok, hiç de şişmanlamadın, iyisin, biraz kilo aldın belki ama önemli değil. Bu yakınmalar onlara manasız ve çocukça gelir çünkü. Kadınlar ise sinirlenmeye başlarlar. - Sen beni eskisi kadar sevmiyorsun. Bunun cevabi elbette, 'nerden çıkardın bunu, tabii ki seviyorum' değil, sıkı bir sarılış ve iyi bir öpüşmedir.
Bir şeylerin yanlış gitmeye başladığını gören erkek ise, güzel bir hediye almanın ya da daha kestirmesi 'biraz para vermenin' zamanı geldiğini düşünür Onun için sorunun tedavisi öpüşmede değil paradadır. Kabul etmeli ki, kendi değerini, gizliden gizliye kendine verilen parayla ölçmeye yatkın kadın için yapılacak 'fedakârlığın' miktarı bir zaman ise yarar,kadın, 'salağın' duygularını böyle ifade etmeye çalıştığını anlar.
Erkek ise, o düz vahşeti ve insafsızlığı ile 'ağlıyorsa biraz para ver, çözümlemesini benim ser. Ama hediyelere ve paralara çabuk alışılır, sarılışların ve öpüşmelerin özlemi yeniden baslar. Kadın 'üşür.' Son bir iki deneme daha yapar, bazen güzelliği ve cinselliğiyle,bazen sinirli çıkışmalarıyla, erkeğe 'üşüdüğünde ona sarılınması gerektiğini' bir daha öğretmeye uğraşır.
kadın ya kadere rıza gösterip teselliyi hediyelerde, parada, çocuklarında kendisine sağlanan güvende aramaya razı olur ve arada sırada tutan 'ben çok yalnızım' yakınmaları ve ağlama nöbetleriyle hayatını sürdürür ya da üşümeye fazla dayanamayıp, sarılmasını bilen' biri var mı diye etrafa bakınmaya koyulur.
'Sarılmasını bilenler' bu sapaktaki kadınları keskinleşmiş radarlarıyla hemen bulurlar. Bir vakit işler iyi gider. Ama sarılmasını bilenler de bir süre sonra kaçınılmaz erkekliklerine geri dönüp, üşüyen kadına, üstüne bir hırka almasını söylerler.! ! !
Olur ya bir gün tüm yüreginle bana gelmek icin yollara düsersen, seni seviyorum demeyi hayal edip, bende seni seviyorum diye haykirmak istersen, sakin üzülüp gözlerinden iki damla yas akmasin...Bu sözü duyabilmek istediginde ya musalla tasinda yatiyor olacagim, yada bir mezar tasinda adimi okuyacaksin...Ne mezarima kapanip topraklarimi avuclayip gözlerinden yaslar aksin, nede soguk mezar tasima ellerini degdirip dudaklarinin arasindan seni seviyorum sözleri dökülsün..
Bana verdiğin sevgi kırıntılarını istemiyorum. Hepsi senin olsun.
Ben aşkımı kapalı kapılar ardında herkesten gizli yaşamak istemiyorum. Özgürce dünyaya haykırmak istiyorum. Gözlerimdeki ışıltıyı, cildimdeki parlaklığı ve gülümsememdeki canlılığı herkesin görmesini istiyorum. Evet bu aşkta her şeyi bilerek yaşadım seninle ama artık sadece sevgi kırıntılarını istemiyorum.
İşte sana bir kucak dolusu sevgi, onları sana geri veriyorum.
Biliyormusun, seni çok özlediğimi; özleminden kalbim delice çarptığı zaman ve bir kor gibi yanınca içim, anladım. Seni özlüyorum. Senle ilgili herşeyi çok özlüyorum ama en çok bana baktığın zaman yüzündeki ifadeyi, tatlı gülüşünü, yüzünün kızarışını, mağrur kalbini, vucuduma dokunmanı yani hemen hemen herşeyini özlüyorum. Sen, sana olan özlemimi bile umursamıyorsun ve bu özlemin benim için ne kadar özel olduğunu da anlamıyorsun.
İsyan etmek, bağırmak, çağırmak, bütün dünya ile çatışmak ve karanlıkta “artık yeter” diye haykırmak istiyorum. Ama gücüm yok. İşte al sevgilim, yeni bir sevdayı kesinlikle yasakladığım kalbimdeki son sevgi kırıntıları, senin olsun...! ! !
Bu, ulaştığım son haznesinden çıkardıklarım aşkın... Elde son kalan, hani sana son gidecek olan, hani seni son görecek olan, hani son lokma ekmeğim gibi yani.... Bu en son dökülen yaprağı dallarımın.... M ...
24.12.2007 - 13:06
Alışırım zannettiğim yokluğunda acılanmam
Vazgeçmek zor senin o büyülü tuhaf sıcağından
Dön demeye utanırım zavallı korkularımla
Arkasına saklandığım gururumdan
Geri dön geri dön
Ne olur geri dön
Uzanıp tutuver elimi bir gün
Utanır diyemem ne olur geri dön
Ah olur da bir gün sen de özlersen
Olur da bir gün gözlerimle buluşmayı istersen
Uzanıp tutuver elimi bir gün
Utanır diyemem ne olur geri dön
Her şey bana seni hatırlatır unutmak isterken
Utanırım hep o acılı şarkılarla ağlarken
Bazen bir dost ya da bir çiçekle evime gelirsin
Her şey seni hatırlatır da yeniden...
22.12.2007 - 23:32
Sen uçurumsun tutunamam
Tutsak düşer çığlıklarım
Gözlerinin akşamında
Oturur sana ağlarım
Üşüyorum ödünç ver ellerini
Üşüyorum üstüme ser yüreğini
Sağ yanım dertli
Sol yanım ayaz
Savur gönlüme yangının küllerini
22.12.2007 - 00:28
Gidemezsin ;))
Gitmek için atılan her adım,
Geriye dönüşün sebebiyse gönlünde,
Gidemezsin dostum,
Hem de onsuzlukla dolu hiç bir yere...
Gözlerinin her kapanışında gözlerinin önündeyse,
Tüm aşıkları size benzetiyorsan,
İkinizin şarkısı ayrılıkla ilgiliyse,
Gidemezsin dostum beni anlıyorsan...
Hecelerin ilk harfi adıyla başlıyorsa her an,
Ağlıyorsan habersiz kaldığın bir an,
Onunla akıp giderken onsuz geçmiyorsa zaman,
Gidemezsin hiç bir yere,
Artık bana inan...
Yenik düştüğünde hayata seninle ağlıyorsa,
Durduk yere seni güldürebiliyorsa,
Arada sırada sevgini sınıyorsa,
Ve seni sevdiğini her boş anda söylüyorsa,
Gidemezsin ölüme bile onsuz...
Her gece sözler verip kendi kendine,
Uykuya dalıyorsan,
Her sabah onun hasretiyle uyanıyorsan,
Her öğlen karnının acıktığı için değilde,
Onu görebilmek için sokaklarda geziyorsan,
Gidemezsin;
Açlıktan ölsende,
Uykusuzluktan kendini kaybetsende,
Uyanmamak için yorganın altına gizlensende,
Gidemezsin hiç bir yere...
Bilki;
Güneş sizin için doğacak her sabah,
Kuşlar en güzel şarkılarını söyleyecekler dallarda,
Boş olacak sizin için sokaklarda,
Birlikte gideceksiniz buralardan,
Bu sözleri sakın unutma...
Hak verirken bana dularına kat adımı,
Çünkü;
Ben her gece dualarıma katıyorum sevenleri...
Özcan Ayyıldız
19.12.2007 - 15:07
Geceler Yarim Oldu
Geceler Yarim Oldu
Ağlamak Karim Oldu
Her Dertten Yıkılmazdım
Sebebim Zalim Oldu
Bayram Gelmiş Neyime
Kan Damlar Yüreğime
Yaralarım Sızlıyor
Doktor Benim Neyime (Anam Anam Garibem)
17.12.2007 - 16:18
EN UZUN GECE
Sevdamın o büyüdügü en uzun gecede bir yerdeyim
Ben uzandığım isteğe çok uzak o yerde kendimleyim
O duaların bittiği hasretin delice haykırdığı
Ve karanlığın inledigi bir yasak gönülle beraberim
Bir posta çantasındaki içli bir mektup sayfasındayım
Bir şarkı cümlesindeki çağlayan o bitmez nefesteyim
Özlemlerle saran kollarda belki yorgun bir nabızdayım
Önce kendi sarhoş olup devrilen düsen kadehdeyim
Her doğum öncesinde korkuyla beslenen sancılardayım
Parça parça bölündüğüm hiçlikte son yanlızlıklardayım
İnsanın cağlar boyu varmaya calıstığı o gerçekte
Ve hayatı sevgiyle örmek icin yoğrulmuş sabırdayım
Kendim de insanım affettim o en güzel sebebteyim
Bazen bir hikayede bir efsanede bazen sendeyim
Şimşeğin çizgisindeyim fırtına günü öncesindeyim
Şairin ezgisinde anlattığı o yerde
İnsanla buluştum....
17.12.2007 - 16:14
BEN HER BAHAR AŞIK OLURUM
Damarlarımda yine aşk var
Gözlerim yine bir manalı
Başladı güneşli yağmurlar
Islandı umudumun saçları
Kırılan dallar gibiyim
Ben her bahar dirilirim
Gizli bir kaynaktır içim
Kendime bir yol bulurum
Ben her bahar aşık olurum
Rüzgar olur yağmur olurum
Filizlenir anılarda gururum
Taşar içimden ruhum
Gönlümde sönen ateşin
Küllerini savururum
Kalbimdeki acelenin
Peşinde ben kaybolurum
15.12.2007 - 18:28
Yürek ister beni sevmek
Kendi kasvetinde boğulursun!
Güzelliğimden kaçarken,
Gözlerime vurulursun!
Bir bakmışsın sabah olmuş,
Gün doğmuş.
Ay ışığı gecene vurmuş
Zaman seni yormuş.....
Yanımdayken kol saatin
Kalp atışın
Kadar hızlı atar..
Yok olduğum zamanlarında
Dakikaların, saatler kadar uzun
Tek zulmüm olur hasretim...
Yürek ister beni sevmek..!
Aşktan kaçanlar,
Şekilcı ruhlara zindan olurum
Geceyarısı kabusları gibi
Uykuna hapsolurum...
Hayatı sevdiğin kadar sevebileceksen gel soluklarıma,
Terkedebilecek bir sevdam yok benim!
Kaçabilecek kadar özgürsen gel, mum ışığındaki yansıyan gölgeme.
Şevkatliyse kolların ve
Papatya tarlaların varsa gel rüzgarlarıma.
Şehir karmaşaları yorar beni...
Sahil kasabasındaki tekneleri sevıyorsan gel deniızlerime,
Şarap, sohbet ve gözlerindeki buğuyla...
Adın gibi eminsen kendinden,
Padişahı olursun ülkemin.
Çünkü ben,kendi korkularımı yollarına sericek kadar cesur,
Nefes alışını duyacak kadar masumum.
Tablondaki beyazın olurum.
Bazen kırmızı nın neşesi,
Mavinin huzuru doğar tualime...
Yürek ister beni sevmek..!
İsmim ateş benim.
Kırılırsa bu kalbın ateşi,
Doğduğun an kadar belirsiz olurum.
Bu yüzden, iyi düşün sevdiğim
Geldiğin an, miladın olurum..
15.12.2007 - 00:11
Beni mi Seviyorsun
Kadın adamı çok seviyordu...
Yemyeşil ovalarını verdi adama
Yaşam fışkıran.
Beni seviyor musun?
Evet, dedi adam...
Güneşini, ayını verdi kadın
Yıldızları taktı bir bir adamın omuzlarına...
Beni seviyor musun?
Tabi, dedi adam...
Kadın çağladı
Gürül gürül akan pınarını verdi adama.
Beni seviyor musun?
Elbette, dedi adam...
Kadın bağlandı
Yaşam ipini adama verdi.
Bir oldular tek oldular adamla.
Beni seviyor musun?
Biliyorsun, dedi adam...
Kadın dağlarını verdi adama
Tırmandılar doruklara.
Beni seviyor musun?
Aşağılara baktı adam zirveden.
Başkalarını gördü
Sustu adam...
Ağladı kadın...
Gözyaşını verdi adama
Almadı adam...
Kadın onurunu verdi adama
Şaşırdı adam...
Sordu yine usulca kadın
Beni mi seviyorsun?
Onu da seviyorum seni de, dedi adam...
Sustu kadın...
Verecek bir şeyi kalmadığında...
Senin yüreğine ihtiyacım var, dedi adam
Başkasını sevebilmek için...
Çıkarıp yüreğini verdi kadın.
Korktu adam...
Beni sevmiyor musun, dedi adam.
Sesi yoktu kadının söyleyemezdi.
Gözleri yoktu kadının ağlayamazdı.
Kalbi yoktu kadının sevemezdi.
Onuru yoktu kadının yaşayamazdı !
14.12.2007 - 10:07
Düşüncemde yalnız sen varsın
Ve düşlerimde dudaklarını binlerce kez öptüm
Bazen seni kapımın önünden geçerken görüyorum
Merhaba!
Aradığın ben miyim?
Bunu gözlerinde görebiliyorum
Sen benim ömrümce tek istediğimsin
Aradığın ben miyim?
Bunu gözlerinde görebiliyorum
Bunu gülüşünde görebiliyorum
Sen benim ömrümce tek istediğimsin
Ve kollarımı sana açıyorum
Çünkü sen ne demen gerektiğini biliyorsun
Ve sen ne demen gerektiğini biliyorsun
Ve sana defalarca seni seviyorum demek istiyorum
Saçlarında gün ışığını görmeyi çok istiyorum
Ve seni ne kadar önemsediğimi defalarca söylemek istiyorum
Bazen kalbim yerinden fırlayacakmış gibi hissediyorum
Merhaba
Sana söylemem gerek
Nerede olduğunu merak ediyorum
Ve yaptığını
Bir yerlerde kendini yalnız mı hissediyorsun
Yada birileri seni seviyor mu?
Bana kalbini nasıl kazanacağımı anlat
Çünkü hiçbir fikrim yok!
Fakat seni sevdiğimi söyleyerek başlamama izin ver ;)
10.12.2007 - 11:13
Batan akşam güneşi, içimi yaktı yine.
Burkuldu içim, doldu gözlerim,
Utandım ağlayamadım, içime aktı yaşlar.
Yüzünü özledim, sesini özledim.
Özledim seni, çok özledim ben, bir tanem !
Denizlerde, hep seni arıyor gözlerim.
Geçmek bilmiyor, günler ve geceler.
Sigaramdan seni çektim, bir nefes daha,
Gülüşünü özledim, hüznünü özledim.
Çok özledim seni, çok özledim bir tanem !
Gözlerini özledim, dudaklarını özledim,
Yaz geçti, bahar bitti, kış geldi.
Bitmedi sensizlik, bitmedi yüreğimde !
Sıcacık ellerini, saçlarını özledim,
Seni çok, ama çok özledim bir tanem !
10.12.2007 - 11:10
Özledim Seni Birtanem
Ne Zamandır Göremedim o Güzel Yüzünü
Tutamadım Ellerini
Sıcaklığını Hissedemedim..
Üşüyorum Sensiz..
Ağlayamıyorum
Anlatabilseydim Sana Bunları
Bir Anlayabilseydin Beni
Sahte Gülüşlerim Altında
Içimin Kan Ağladığını Bilseydin
Kalbimin İsyanını Duysaydın
Ellerimi Tutsan
Alıp götürsen Beni Karanlığın İçinden
Sarılsan Bana SIKI SIKI
Bebegim Desen Bir Kerecik !
Ahh Sevgilim
Gene Geldin Aklıma
Gene Ağlayamıyorum
Boğazımda Bir Acı
Seni İstiyorum
Senden Baskasını Değil
Yanlız Seni ?
Erkeğim...
07.12.2007 - 00:04
Özlemek, o yakıcı istek,
bilinen herşeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor.
Özlediğiniz ise çok uzaklarda...
Yanında olmasını istediğiniz halde
yanınızda olmayan bir tek kişi,
yanınıza bile yaklaşmadan,
hatta onu özlediğinizden
ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan,
bütün hayatı,
bütün görüntüleri eritip
başka kılıklara sokuyor...
05.12.2007 - 11:15
Seni Seviyorum
Bir yudum insan gözbebeklerinde..
Hep böyle güzel bak ne olur
Hep böyle içten, hep böyle sevgiyle..
Ruhuma göz kırpmayı unutursan bir yerlerde
Saklan nereye olursa bana gözükme
Yaz yağmurlarından korunacak
Sırca saraylarım olmasın, istemiyorum
Islanmalıyım, iliklerime kadar
Ve sen su damlayan saçlarıma bakıp
Sadece gülümse..
Belime sarıl ve yuru..
Götür götürebildiğin yere..
05.12.2007 - 01:20
Yorgun musun?
Yattın mı?
Uyu—
Düşünme beni.
Ben ki
Hiç düşünülmedim senden önceleri.
Senden öncesi:
Düşüncesi kızgın kumlara serpilen
Azgın yellerle savrulan
Bir damla gibi—
Bir söz gibi:
Sağır kağıtlara serilen
Sessiz dudaklardan dökülen.
Ben, zaten
Hiç söylenmedim ki senden öncesi.
Uyu artık—
Söyleme beni.
Yattın mı?
Yorgun musun?
Biraz kıpırdasan uyumadan önce—
Bilemesen
Nereye koyacağını ellerini,
Biraz oynatsan bileklerini
Düşünürken beni
Uyuyamadan önce—
Bilsen
Nasıl özlediğimi ellerini
04.12.2007 - 01:40
bir gece yanaşıyor düşlerime
açıyor kapılarını
iniyor yolcuları tek tek
renk renk
bir tek sen olmuyorsun içlerinde
benim beklediğim sen..
işte o an ben
kabusların içine karışıp
seni özlemeye gidiyorum....
geldiğinde yoksam eğer
inmiyorsam ellerine yanaşan dokunuşlardan
bil ki
seni özlemeye gitmişim....
ne zaman dönerim bilmem....
29.11.2007 - 15:36
Bir gönül çizgisindeyim, kırmızı bir çizgi…
Oyunun başlamasını bekliyorum heyecanlı,
Umutsuz…
Her iki duyguyu birden yaşıyorum beynimde şaşırarak…
Sınırsız bir özgürlük var yüreğimde,özgür olmasam da
Kırılmış bir kalp var yüreğimde,
Farkında olmamış gibi davransam da..
Şiirler var beynimde;
Ama umurumda değil, sevgiliye yazılmadıkça..
Yüreğimden yine sesler geliyor
Dinlemiyorum, sevgiliyi anlatmadığı için..
Hep onu düşünüyorum
Düşünmek istemesem de…
Dostlara anlatırken kötüdür diyorum,
Kötü olmasa da…
Beni sevmez diyorum,
Deli gibi sevdiği halde
Yanımdayken başkasıyla diyorum
Güveniyorum diyorum; hiç güvenmesem de
Sevmiyorum diyorum
Deli gibi sevsem de..
Tüm suç onda diyorum
Hiç suçu olmasa da
Suç sende diyor dostlar
Hayır! suç bende değil
Suç;
Hırslarımda,
Kıskançlıklarımda,
Beynimde,
Düşüncelerimde,
Duygularımda,
Karamsarlıklarımda …..
Benim hiç suçum yok
Aslında var olsa da....
19.11.2007 - 10:30
Züleyhâ'nın elinde ki elmayım'
gözlerin sır'at köpürüsü..
deliliğimi sınıyorum!
gözlerim kapalı geçeceğim üstünden,
düşersem aşkımdan kuduracak cehennem,
sarhoşlıktan kangren olan gözlerimi
kaybedeceğim geçersem...
hangi uzak şehre kaçsam;
yine kenan ilindeyim.
nasıl tırmansam hayata,
yine yusufun kuyuları...
ne kadar soysam yalnızlığımı,
züleyhâ'nın elindeki elmayım!
rüyalarımı kime yorumlatsam,
yedi yıl gözlerinin kuraklığında...
gönlünün sultanlığından sürüldüm sevgili,
bir ömür yokluğunun tahtındayım!
sahrayı ufalasam önünde,
yine kum tanesi, yine serâbındayım...
ne kadar içsem hayyam'ın kadehinden,
yine gözlerinin kadehine müptelâyım !
zerdüşün ateşidir gözlerin,
ne kadar bana yanmasa da,
ben 'ateşine yazgılı pervaneyim'...
hangi diyara gitsen sevgili,
adım adım peşindedir hayatımın anlamı,
cabilka'dan cabilsa'ya
tüm yolları deneyecek 'varma'nın adı...
'mim, vâv, lâm'
sırları isminde taşıyan kelam !
mihrâbımda salınacak tek hecem!
gözbebeğimdeki noktadan,
yedi kat kainata yayılacak emârem! ,
âminlerimin içini deşen bilmecem,
aşkı, âyine dönüştüren muhteşem !
âyîneleri ağlatan hüsn-ü sitârem!
senin için bir anlamı yok fakat,
derûnumdaki ummandan
katre katre damıtacak seni aşiyân...
sen onu sev ben seni...
bakalım kim daha çok deşecek,
yüreğindeki membâdan aşk iksirini...?
kim kaf dağına talip,
kim daha cesur?
insan içine çıkamayan hayatta,
kim daha uzun yaşayacak
aşk illetiyle?
sana meydan okuyorum sevgili,
aşkıma rağmen !
ya yaşatarak öldür,
ya öldürerek yaşat beni...
üçüncü bir ihtimal olmayacak!
13.11.2007 - 01:07
Bu kadar yürekten çağırma beni
Bir gece ansızın gelebilirim
Beni bekliyorsan, uyumamışsan
Sevinçten kapında ölebilirim
Belki de hayata yeni başlarım
İçimde küllenen kor alevlenir
Bakarsın hiç gitmem kölen olurum
Belki de seversin beni kimbilir
Kal dersen, dağlarca severim seni
Bir deniz olurum ayaklarında
Aşk bu özleyiş bu, hiç belli olmaz
Kalbim duruverir dudaklarında.
Ya da unuturum kim olduğumu
Hatırlamam belki adımı bile
Belki de çıldırır, deli olurum
Sana kavuşmanın heycanıyle
Aşk bu, bilinir mi nereye varır
Ne durdurur özlemini, seveni
Bakarsın ansızın gelebilirim
Bu kadar yürekten çağırma beni....
08.11.2007 - 09:14
SARILMASINI BİLMEK
Bir kadın 'ben üşüyorum' dediğinde, bunun cevabının 'üstüne bir şey al,' 'istersen bir taksiye binelim,' 'eve geldik zaten' türünden bir söz olmadığını, 'üşüyorum' dediğinde kadının 'bana sarılsana' demek istediğini ve ona sarılmak gerektiğini öğrenmek epey zamanımı aldı.
Sanırım binlerce yıl boyunca isteklerini açıkça söylemelerine izin verilmediği için 'gizli bir dil' geliştirmek zorunda kalan kadınlar, bu kadar basit bir şeyin erkekler tarafından niye anlaşılamadığını hiç anlayamazlar.
Erkeklerin, bakkal dükkanının arka tarafındaki salak küçük oğlana benzediğini düşünürler: 'Anlayışsız ve beceriksiz salaklar.' Kadınların bir şey söylediklerinde aslında başka bir şey söylemek istemiş olabileceklerini kendim mi far kettim yoksa bunu bana bazen usulca bazen sabırsızca sözleriyle kadınlar mi öğretti simdi tam çıkartamıyorum.
Sevgi ve şefkat eksikliğine hiç tahammül edemeyen, bunların 'açıkça' söylenerek elde edilmesinin ise elde edilenin değerini düşüreceğine
inanan kadınların niye isteklerini düpedüz söylemedikleri ise erkekler için hep bir sırdır.
Duygularını göstermenin kadınlara özgü bir davranış olduğunu sanan erkekler, açıkça sevgilerini ve şefkatlerini göstermekten hep utanırlar.
Farkında olmadan, onlar, bu duyguların gösterileceği tek yerin yatak odası olduğuna inandıklarından, kalabalıkların içinde sevgi ve şefkat gösterdiklerinde, herkesin seyrettiği bir yerde sevişiyorlarmış hissine kapılıp tedirgin olurlar.
Erkekler için duygular, kapalı yerlerde yaşanması gereken 'mahrem' şeylerdir, kadınlar ise bunu hayatin her anında yaşanması gereken bir şey olduğunu düşünürler.
Hemen hemen hepsi gizli bir 'derebeyi' olan erkekler, kadınların her isteğinde, her talebinde bir isyan, bir başkaldırı hatta bir hakaret görürler. Erkeklerin bekledikleri, kadınların 'üşümeleri' ya da 'acıkmaları' değil, erkeğin yanında soğuğu ve açlığı hissetmeyecek kadar kendinden geçmiş bir aşka kapılmaları ve bu askı taleplerini dile getirmeyerek göstermeleridir.
Galiba o yüzden, erkeğin biraz kadınsılaştığı ve duygularını alabildiğine özgür bıraktığı aşkın ilk günleri geçtikten ve erkek yeniden erkekliğine döndüğünde, kadınlar 'üşümeye' başlarlar. 'Benim uykum geldi' dediğinde erkeğin onla beraber yatmamasını, perhize başladığı sırada aniden bir hoşluk yapma isteği duyan erkeğin ona sevdiği yemekleri almasını 'düşmanca' bulmaya koyulurlar.
Artık erkeğin her davranışı ince eleklerden geçirilip, onun sözlerinde ve davranışlarında 'sevgisizlik' işaretleri tek tek saptanır. Ve o gizli dil daha sık ortaya çıkar. Kendilerinden yakınırlar önce, 'çok şişmanladım,' 'çok yaslandım, 'çok çirkinleştim,' bunları söyledikten sonra erkeklerin ne söyleyeceklerine, ne yapacaklarına bakarlar.
Kendilerine büyük bir ilgi eksikliği olarak gözüken o anlayışsızlıkların,artık eskisi kadar beğenilmemelerinden ya da sevilmemelerin den mi kaynaklandığını anlamaya uğraşırlar.
Baştan savma verilecek her cevap, kadının öfkeli tepkisini hakedir. - Yok, hiç de şişmanlamadın, iyisin, biraz kilo aldın belki ama önemli değil. Bu yakınmalar onlara manasız ve çocukça gelir çünkü. Kadınlar ise sinirlenmeye başlarlar. - Sen beni eskisi kadar sevmiyorsun. Bunun cevabi elbette, 'nerden çıkardın bunu, tabii ki seviyorum' değil, sıkı bir sarılış ve iyi bir öpüşmedir.
Bir şeylerin yanlış gitmeye başladığını gören erkek ise, güzel bir hediye almanın ya da daha kestirmesi 'biraz para vermenin' zamanı geldiğini düşünür Onun için sorunun tedavisi öpüşmede değil paradadır. Kabul etmeli ki, kendi değerini, gizliden gizliye kendine verilen parayla ölçmeye yatkın kadın için yapılacak 'fedakârlığın' miktarı bir zaman ise yarar,kadın, 'salağın' duygularını böyle ifade etmeye çalıştığını anlar.
Erkek ise, o düz vahşeti ve insafsızlığı ile 'ağlıyorsa biraz para ver, çözümlemesini benim ser. Ama hediyelere ve paralara çabuk alışılır, sarılışların ve öpüşmelerin özlemi yeniden baslar. Kadın 'üşür.' Son bir iki deneme daha yapar, bazen güzelliği ve cinselliğiyle,bazen sinirli çıkışmalarıyla, erkeğe 'üşüdüğünde ona sarılınması gerektiğini' bir daha öğretmeye uğraşır.
kadın ya kadere rıza gösterip teselliyi hediyelerde, parada, çocuklarında kendisine sağlanan güvende aramaya razı olur ve arada sırada tutan 'ben çok yalnızım' yakınmaları ve ağlama nöbetleriyle hayatını sürdürür ya da üşümeye fazla dayanamayıp, sarılmasını bilen' biri var mı diye etrafa bakınmaya koyulur.
'Sarılmasını bilenler' bu sapaktaki kadınları keskinleşmiş radarlarıyla hemen bulurlar. Bir vakit işler iyi gider. Ama sarılmasını bilenler de bir süre sonra kaçınılmaz erkekliklerine geri dönüp, üşüyen kadına, üstüne bir hırka almasını söylerler.! ! !
07.11.2007 - 13:49
Ne güzel, ne tatlısın
Aman, nazar değmesin.
Pek, muntazam hatlısın
Aman, nazar değmesin.
Şekerden, tatlı dilin
Pamuk gibidir, elin
Sarabilsem, o belin
Aman, nazar değmesin.
Sanki, keman kaşları
Öldürür bakışları
Baharları, kışları
Aman, nazar değmesin.
Seni yaramaz, seni
Deli ediyor beni.
Mis gibi, kokar teni
Aman, nazar değmesin.
Boy pos, yerinde endam
Görünce, artar sevdam
Seninle olsun, yuvam
Aman, nazar değmesin.
;)))
07.11.2007 - 13:28
Farkında mısın,
ne çok şeye sahibiz
ertelenmiş
ve kelimeler kalbe yaklaştıkça
kontrolsüz
ve durgunlaşırım ben
bir aşkın başında
ve
sonunda!
07.11.2007 - 13:23
BAŞIMI DÖNDÜRDÜ O GÜZELLİĞİN
GÖZLERİM HAYRAN BAKAR FARKINDAMISIN
CEHENNEM MİSALİ YANAN GÖZLERİN
İÇİMDE ATEŞ YAKAR FARKINDAMISIN
BENİM İÇİN SENSİN AŞKIN MABEDİ
SANA OLAN SEVGİM İNAN EBEDİ
BU SEVDA YANGINI BENDE DİNMEDİ...
HER GEÇEN GÜN ARTAR FARKINDAMISIN
SENİNLE OLMAK BİR TEK DİLEĞİM
SEVGİNE TUTSAK SANA KÖLEYİM
SENİ GÖRÜNCE SEVEN YÜREĞİM
HEYECANLA ÇARPAR FARKINDAMISIN
06.11.2007 - 20:15
Olur ya bir gün tüm yüreginle bana gelmek icin yollara düsersen, seni seviyorum demeyi hayal edip, bende seni seviyorum diye haykirmak istersen, sakin üzülüp gözlerinden iki damla yas akmasin...Bu sözü duyabilmek istediginde ya musalla tasinda yatiyor olacagim, yada bir mezar tasinda adimi okuyacaksin...Ne mezarima kapanip topraklarimi avuclayip gözlerinden yaslar aksin, nede soguk mezar tasima ellerini degdirip dudaklarinin arasindan seni seviyorum sözleri dökülsün..
Duymak isteyipte duyamadigim sözlerin, ölünce duysamda beni diriltemez
Unutma ki ben seni bedenimde tasidigim candan bile cok sevdim,
Ben seni ölümüne sevdim,
Ugrunda ölürcesine sevdim...
Sen ise beni öldürmek icin her aciyi verdin ve basardin...
Şimdi mutlumusun?
Bundan böyle yokum, zaten hic olmadigim hayatindan cikip gidiyorum...
ve sana bu şiiri bırakıyorum...
Umutlarini yitirip tüketme dediler...
Oysa umutlarimin tükendigini bilmediler...
Dudak büzüp gözyaslarini akitma dediler...
Gözlerimden kanlar damladigini göremediler...
Her sabah dogan günes yeni umut getirir dediler...
Günesin düstügü yerden geldigimi bilmediler...
Hayallerini süsleyip düslerine koy cünkü,
Hayaller cocuklarin oyuncaklaridir dediler...
Oyuncaklarim hic olmadi benim,
Cocuklugumu ecelin kollarinda yasadigimi bilmediler...
Güller dalinda güzeldir,sevgiyle saracaksin dediler...
Sevgimle sardikca,yüregimi dikenlerinin kanattigini göremediler...
Gönlünce yasa, kuslar gibi özgür ol dediler...
Kanadimi kolumu kirdilar,ucamadim özgürce bilemediler...
Herkes sevemez sevmek yürek ister dediler...
Yüregimi ortaya koyup sevdigimi bilemediler...
Sevdikce ihaneti, *****ligi yasadigimi bilemediler......
06.11.2007 - 20:05
Bana verdiğin sevgi kırıntılarını istemiyorum. Hepsi senin olsun.
Ben aşkımı kapalı kapılar ardında herkesten gizli yaşamak istemiyorum.
Özgürce dünyaya haykırmak istiyorum. Gözlerimdeki ışıltıyı, cildimdeki
parlaklığı ve gülümsememdeki canlılığı herkesin görmesini istiyorum. Evet bu aşkta her şeyi bilerek yaşadım seninle ama artık sadece sevgi kırıntılarını istemiyorum.
İşte sana bir kucak dolusu sevgi, onları sana geri veriyorum.
Biliyormusun, seni çok özlediğimi; özleminden kalbim delice çarptığı zaman ve bir kor gibi yanınca içim, anladım. Seni özlüyorum. Senle ilgili herşeyi çok özlüyorum ama en çok bana baktığın zaman yüzündeki ifadeyi, tatlı gülüşünü, yüzünün kızarışını, mağrur kalbini, vucuduma dokunmanı yani hemen hemen herşeyini özlüyorum. Sen, sana olan özlemimi bile umursamıyorsun ve bu özlemin benim için ne kadar özel olduğunu da anlamıyorsun.
İsyan etmek, bağırmak, çağırmak, bütün dünya ile çatışmak ve karanlıkta “artık yeter” diye haykırmak istiyorum. Ama gücüm yok. İşte al sevgilim, yeni bir sevdayı kesinlikle yasakladığım kalbimdeki son sevgi kırıntıları, senin olsun...! ! !
Toplam 120 mesaj bulundu