T£k Bir Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antoloji ...

  • bir gün mutlaka

    04.07.2008 - 16:16

    bir gün mutlaka sende anlarsın..
    gerçek sevginin kime ait olduğunu...
    elbet bir gün mutlaka sende anlarsın,
    mecnunun leylamı? yoksa mevlaya mı? aşık olduğunu....

  • deniz gezmiş

    04.07.2008 - 01:24

    türk gençliği atatürk ile izinde...
    deniz gezmişin izinde izne gidecek kalmamış.. :)))

  • enteresan diyaloglar

    03.07.2008 - 12:52

    babam oruç tutmasını sevmeyen amcasına bir gün telefon açar,halini hatırını sorar,,
    babam:nasılsın amca?
    amcası:iyilik ne olsun ramazanla uğraşıyoruz..
    babam:panikleyerek hayırdır amca ne oldu ramazana? kötü bişey yok ya(ramazan amcasının oğlu)
    amcası:yok be oğlum ramazan iyi, oruç ayı ramazanla uğraşıyoruz :))))

  • dünya

    03.07.2008 - 12:39

    ne yine güveneyim de get yalan dünya,
    seni nasıl seveyim ömrümü çalan dünya....

    yalan dünyanın sanalına nasıl güvenilirki?
    dünyasına güvenemezken,sanalına güvenmek hamakat değilde nedir?

  • kalp kırıklığı

    03.07.2008 - 12:29

    Bazen bir tokat incitmez belki
    Ama bazen de bir sözün
    Geçmez ömrünce etkisi
    Unutmaki! kırdıysan birgün birini
    Sende tut içinde,
    Kırılacağın günün endişesini...

  • kalp kırıklığı

    03.07.2008 - 12:28

    fuad-i münkeser
    kırdığım kalpleri düşünüyorumda;
    ne çok acıtmışım meğer;
    ne çok yanmışlar ardımdan,
    kalbim kırıldığında,onlar gibi yandığımda anladım,,

  • belki alışman lazım

    03.07.2008 - 12:22

    aylar geçsede hala unutamadım
    sensizliğe hiçmi hiç alışamadım,
    gözlerimdeki nemi kurutamadım;
    yeter gelll artıkk! ! sensin tek Muradım...

  • regaip kandili

    02.07.2008 - 23:44

    cümleten kandilinizi tebrik eder,rabbimden sıhhat,afiyet,selamet,nusret,hidayetve mağfiret dilerim..

  • deniz gezmiş

    02.07.2008 - 23:23

    komünist,marksist,aile sistemini tanımayan,kadınları ortak mal olarak gören bi zihniyetin üyesiydi..
    son anında kendi sandalyesini itmesinden başka,imam istememesi ve kelime-i şehadet telkinlerine kulak asmayıp,dinsiz bir şekilde dünyadan ebedi alem olan ahirete gitmesiylede bilinir..
    şu muhakkakki o orda yaptıklaırına pişman oluyorken hala burda birileri onun yaptıklarıyla övünüyor..yazık çooooook yazıkk! !

  • istanbul

    02.07.2008 - 22:28

    BENİM GÜZEL İSTANBULUM

    Erkeklerin gözünde merhamet, kadınlarının gözünde iffet, gençlerinin gözünde saffet, yaşlılarının gözünde şefkat kalmamış olan şehir... Ne de profesörünün gözünde hakikat, muharririnin gözünde samimiyet, tüccarının gözünde sadakat, polisinin gözünde cevvaliyet...
    Benim güzel İstanbul'umda, sadece yemek, yutmak, içmek, şişmek, ısırmak, incitmek, aldatmak, atlatmak, çelmeye getirmek, tuzağa düşürmek sevdasında kaba nefs suratlarının çeşitli tuğraları...
    Gel de meydanlarda, caddelerde, yol ağızlarında bir kenara çekilip dirseğini bir taşa ve başını eline daya; ve kimsenin farketmediği bu tuğraları hecelemeye çalış! Göreceksin ki, benim güzel İstanbul'um, ruhiyle olduğu kadar suratiyle de çirkin mi çirkin! ...
    Dolmuşlarda kimse kimsenin hacim sahibi olmasına tahammül edemez. Vapurlarda favorili delikanlılarla mini-etekli kızlar, kollarını birbirlerinin omuzlarına atmış, kadın-erkek kompleksini havada üstüste uçan sineklerin seviyesine indirmiştir. Bir şeyin halisini bulmak öylesine muhâl olmuştur ki, pres makinesinde ve gözünüzün önünde portakal sıkan tezgâhtar, önceden portakallara şırınga ettiği Terkos suyunun keyfiyle karşımızda sırıtmaktadır. Nizamsızlıkta nizama memur beyaz trafik eldiveni, çözülmesi imkansız bir düğümü boyuna sıka dursun...
    Mektep, adliye, sinama, gece kulübü, ibâdethâne ve bilmem ne hâneden boşalan insanlar sırasıyle küskün, kırgın, bezgin, bitkin, ölgün ve ezgin...
    Benim güzel İstanbul'umun dâvâsı, ne idarî, ne siyasî, ne içtimaî, ne iktisadî, ne beledî, ne bediî; sadece ruhî ve ahlâkî..
    N.F.K
    ne güzel yazmış üstad..

  • gençlik

    02.07.2008 - 22:23

    Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik...
    'Zaman bendedir ve mekân bana emanettir! ' şuurunda bir gençlik...
    Devlet ve milletinin büyük çapa ermiş yedi asırlık hayatında ilk ikibuçuk asrını aşk, vecd, fetih ve hakimiyetle süsleyici; üç asrını kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrını Allahın, Kur'ân'ında 'belhüm adal' dediği hayvandan aşağı taklitçilere kaptırıcı; en son yarım asrını da İşgâl ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, Türkü madde plânında kurtardıktan sonra ruh plânında helâk edici tam dört devre bulunduğunu gören... Bu devreleri, yükseltici aşk, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi... Beşinci devrenin kapısı önündedimdik bekleyen bir gençlik...
    Gökleri çökertecek ve yeni kurbağa diliyle bütün 'dikey'leri 'yatay' hale getirecek bir nida kopararak 'mukaddes emaneti ne yaptınız? ' diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...
    Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün dâvacısı bir gençlik...
    Halka değil, Hakka inanan; meclisinin duvarında 'Hakimiyet Hakkındır' düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bulan bir gençlik...
    N.F.K.
    gençliğe hitabe den alıntıdır..

  • içi burkulmak

    02.07.2008 - 22:08

    Hiçbir misal ve tecrübe, insanlığı kandıramıyor. O, kifayetsizi ve dalâleti hemen seziyor. Menfiyi, çürüğü, günübirliği sezmek işten bile değil, fakat müsbeti, sağlamı, devamlıyı bulmak, dâvaların dâvası...
    Niçin o kadar tapındığı müsbet ilimler ona tesellisini vermiyor. Ölülerin kalbini şişelerde zıplatan doktorları; suyun altına, havanın üstüne merdiven kuran mühendisleri; Londradaki fısıltıyı Tahranda dinleten kâşifleri var. Bütün bunlar içinin yıkıntısına niye ilâç değil? ..
    Ruhunun bütün nizamı çöktü. Bestekârın kulağına eski vecdin sesleri yerine sar'alı kadın çığlıkları ve Afrikalı vahşi tepinmeleri geliyor. Ressamın gözüne, eski âhenkli yüzler yerine, yedi başlı zebanîler ve kemik hastalıkları koğuşundan seçilmiş hilkat galatları görünüyor. Mimar, gökyüzüne bağırsak gibi şeyler çekiyor. Şairin şiiri, daha içini okumadan, uzaktan bakıldığı vakit, kocakarı ağzı gibi yıkık dökük... Üstünde oturduğumuz eşya, taş devri âletleriyle yontulmuş, işsizlik, ümitsizlik ve bedbinlik teneşirleri...
    İnsanlık bunalıyor! ! !
    İşte bütün dâva; insanlık bunalıyor! ! ! ..
    ve benim içim burkuluyor..
    N.F.K

  • ikinci kişi olmak

    02.07.2008 - 21:39

    alfabenin ilk harfi ile tesmiye edildiğim için, ikinci kişi olabilmem na-mümkündür..

  • müjdelerin müjdesi

    02.07.2008 - 18:31

    fedhuli fi ıbadi vedhuli cenneti..
    daha büyük müjde ne olabilirki?

  • İhya i Ulumuddin

    01.07.2008 - 23:59

    ihya=ifal babından masdar olup diriltmek anlamındadır.
    ulum ilmin cemi si olup ilimler demektir,
    din malumunuz üzre din demektir,
    velhasıl din ilimlerini diriltmek demektir..imam-i gazalinin mükemmel bir irşad kitabıdır..

  • regâib kandili

    01.07.2008 - 23:47

    Regaib Nedir?

    Regâib, arapça bir kelimedir ve 'reğa-be' kökünden gelmektedir. 'Reğa-be', kelime olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir. 'Reğîb' kelimesi ise, 'reğabe''den türemiş olan bir isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, taleb edilen şey demektir. Müennesi, 'reğîbe'dir. 'Reğîbe'nin çoğulu da 'reğâib' dir. Kelime olarak 'Regâib'in aslı budur.

    Receb’in ilk cuma gecesine Regaib gecesi denir. Bu geceye Regaib gecesi ismini melekler vermişlerdir. Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allahü teâlâ, bu gecede, müminlere, ragibetler [ihsanlar, ikramlar] yapar. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Bu gece yapılan dua kabul olur, namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar verilir. Regaib gecesini ibadetle geçirmeli, kazası olan, hiç değilse bir günlük kaza namazı kılmalı! Kazası olmayan da nafile namaz kılar, Kur’an-ı kerim okur, tesbih çeker, tövbe istiğfar eder. Perşembe günü oruç tutup, gecesini de ihya etmek çok sevaptır. Receb ayında oruç tutmak faziletlidir.

    Peygamberimiz (a.s.m) ’ ın Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Receb ayıdır. Bu Receb ayında oruç tutmanın muazzam, muhteşem sevabları var.

    Bir de bu ayda sevablar kulların defterlerinin sevab hanelerine, bol bol dökülmesi dolayısıyla da recebül esabb denmiştir. Yâni, sevabların bol bol, şarı şarıl, gürül gürül döküldüğü ay demek... Sabbe, Arapçada dökmek demek... Nehrin de böyle dağlardan çağlayarak şaldur şuldur akıp da döküldüğü yere münsab derler; o da aynı kökten... Receb-ül esabb; Allah'ın rahmetinin cûşa gelip, ikram ü ihsanâtının şarıl şarıl, güldür güldür kullara geldiği ay demektir.

    Arifler ve din alimleri kitaplarında yazmışlar ki, bu ay ekim, ekme, ziraat ayıdır. Sevaplı işler, oruç tutmak, tevbe etmek vs. güzel şeyler yapılır. Bir mahsulün ekilmesi gibi ziraat, ekim ayıdır. Şa'ban bakım ayıdır. Ramazan biçim ayıdır, yâni mahsulün alındığı aydır demişler. Demek ki Receb ayı, bizi Ramazan ayına hazırlayan bir mevsimin ilk adımı olmuş oluyor.

    Onun için, 'Receb ayı tevbe ayıdır.' demişler. Yâni kul ne yapacak? .. 'Yâ Rabbi! Ben anlayamamışım, hatâ etmişim, bilememişim, suçluyum, kusurluyum; beni affet...' diyerek hatâsını itiraf edip, hatâsından dönerek, Cenâb-ı Hakk'ın yoluna girecek.

    Şa'ban ayı ibadetlere devam etme ayıdır. Ramazan da mükâfatlarını alma ayıdır. Böyle çeşitli kelimelerle bu ayların birbirleriyle irtibatlı olduğu beyan edilmiştir.

    Regaib ile ilgili ayet-i Kerimeler:

    Regâib kelimesi Kur'an'da geçmemektedir. Ancak 'reğabe'den türemiş olan çeşitli kelimeler, Kur'ân'da sekiz yerde geçmekte ve 'reğabe'nin ifâde ettiği mana için kullanılmaktadır.
    hiç olmazsa üçaylarda aslımıza dönelim,müslüman olduğumuzu hatırlayarak davranışlarımıza dikkat edelim..
    cümleten kandilinizi tebrik eder,rabbimin geniş merhametinden bizleri mahrum bırakmamasını temenni ederim..

  • yüzyılın aptalı

    01.07.2008 - 23:26

    yüzyılın aptalı belli.. :)
    hala diretiyor kapansın kapansın diye :))

  • haydi söyle

    01.07.2008 - 23:23

    ne yi? içimdeki acılarımı? mutluluklarımı? sevdalarımı? hasretlerimi? özlemlerimi? kızgınlıklarımı? ,ızdıraplarımı? yoksa bendeki beni mi?
    en sonuncuyu ne sen sor,ne de ben söyleyeyim..
    o ben de bile bir muamma..

  • aşikar

    01.07.2008 - 22:50

    belli,açık,meydanda olan, bedihi demek..

  • ozan arif

    01.07.2008 - 22:32

    şiirlerini severek dinliyorum..
    bilhassa erdal inönü hakkında yazdığı şiir mükemmel.. :)

  • sakarya

    01.07.2008 - 21:41

    SAKARYA kıvrım kıvrım akar ya
    bir yanda akan benim öbür yanda sakarya,
    su iner yokuşlardan hep basamak basamak,
    benimse alın yazım yokuşlarda susamak...
    N.F.K

  • insan

    01.07.2008 - 21:39

    isyan ve nisyandan müteşekkil aciz bir hayvan..hayvan-ı natıka..

  • Kemalist

    01.07.2008 - 21:21

    diğer yazılarım editore takılınca yumuşatılmış ifade ile yazıyorum :)) yeter artık mezarında bari rahat bırakın adamı..kemalist geçinenler ata nız sizden utanırdı..onu putlaştırmanızdan utanırdı..utanmasanız bizi ata yarattı diyeceksiniz..yazıklar olsun size..

  • Kemalist

    01.07.2008 - 21:18

    keşke mustafa kemal dirilsede,, önünde durulan saygı duruşlarının,koyulan çiçeklerin,ve yapılan tüm münasebetsiz efalin nekadar saçma olduğunu söylese..sanırım hayatta olsaydı kemalist geçinenlerden nefret ederdi..

Toplam 424 mesaj bulundu