Selin Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antoloji.com

  • yusuf hayaloğlu

    04.03.2009 - 12:21

    Yusuf abi,nasıl yüreğimizi yaktı gidişin,şiirlerini bıraktın,her satırında sen yaşayacaksın...Mekanın cennet oLsun.

    Şimdi saat sensizliğin ertesi
    yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
    avutulmuş çocuklar çoktan sustu
    bir ben kaldım tenhasında gecenin
    avutulmamış bir ben...

  • mahir çayan

    26.02.2009 - 17:39

    Dağlar dağlar,yüce dağlar
    doruğunda anam ağlar
    yoldaşlarım işkencede
    öfke yüreğimi dağlar

    Dağlar bana geri verin
    Mahir'imi, Hüseyin'imi
    dağlar bana geri verin
    Kadir'imi, Sinan'ımı

    Güzel günler var görecek
    namluya kurşun sürecek
    tohumdu düştü toprağa
    Bin Mahir'ler yeşerecek

  • mahir

    26.02.2009 - 17:36

    Soyadı Çayan olunca halk icin savasan ve halk icin ölen devrimci bir lider.Mahir Çayan cesaret,yiğitlik...

  • haberin yok ölüyorum

    31.08.2008 - 20:27

    Sen gittin mi ben ölurum
    Batar limanda gemiler
    Kanadi kirilir kuslarin
    Butun isiklar söner..

    ışın karaca

  • yobaz

    31.08.2008 - 20:25

    cok var
    fikirleri değişim göstermez kanı da severler.karabaş da denir.

  • çocukken yaptığımız komik şeyler

    29.07.2008 - 05:02

    Teletubies gibi moron filmleri ciddiye alıp ciddi ciddi izlemek =)

  • yılmaz güney

    20.01.2008 - 23:05

    Dünyaya gelmiş en güzel insanlardan birisi...
    Öldümü hiç yakıştıramadığımız Çirkin Kral.

    YILMAZ GÜNEY VE SİNEMA
    1 Nisan 1937 :Yılmaz Pütün olarak Adana'nın Yenice köyünde doğdu.
    1954 : Lise ikinci sınıfta iken 7 lira yevmiye ile And film'in pursantaj(film dağıtım) memurluğu görevine getirildi.Bu sayede birçok güneydoğu ilini gezmiştir.
    1955 : Lise yıllarında 'DORUK' isimli bir sanat dergisi çıkardı.
    1955 : İstanbul ünv. iktisat fakültesine kayıt oldu ve Atıf Yılmazla tanıştı.
    1958-1961 : Bu vatanın çocukları, Alageyik, Karacaoğlanın kara sevdası, Tütün zamanı, Ölüm perdesi, Dolandırıcılar şahı, Kızıl vazo, Seni kaybedersem,Tatlı bela gibi filmlerde senaryocu, yönetmen ve yönetmen yardımcısı olarak görev aldı.
    1963-1972 : Bu dönemde hepsi başrolde olmak üzere 100 filmde rol aldı.
    1970 : Askerlik dönüşü, bir çok film eleştirmenince tüm zamanların en iyi Türk filmi olarak kabul edilen, UMUT'u çekti.
    1974 : Çekimleri sırasında hapse girdiği ENDİŞE filmi Şerif Gören tarafından tamamlandı.
    1975 : Burjuvazinin hazin çöküşünü anlattığı ARKADAŞ filmini çevirdi.
    1978 : Senaryosunu yazdığı çağdaş bir Türk destanı olan SÜRÜ filmi Zeki Ökten tarafından çekildi.
    1982 : Yine hapiste iken senaryosunu yazdığı YOL filmi Şerif Gören tarafından çekilir.Yol filmi Cannes film festivalinde Altın Palmiye ödülünü aldı.
    1983 : Ölmeden önceki son filmi olan DUVAR'ı(LE MUR) çekti.

    Yılmaz Güney 104 Filmde başrol oynadı.24 filmi kendi yönetti. 50 filmin senaryosunu yazdı, 6 filmin senaryosuna yardım etti. Tüm bunları topladığımız zaman Yılmaz Güney'in emeği geçtiği toplam 111 film bulunmaktadır.Türk sinemasına 1958-1983 arasında çeyrek yüzyıl katkıda bulunmuştur.

    ONUN HAKKINDA NE DEDİLER
    Onat Kutlar 'Adananın Yenice kasabasından tozlu ayakkabıları, uzun bacakları, bir yana eğilmiş hem gülümseyen, hem hırçın, hem isyancı yüzü ile çıkıp uzun, çetin, yer yer acılar ve kanlı anılar, yer yer zafer çelenkleri ile dolu yollardan geçerek taa Paris'e ulaşan ve orada serüvenini noktalayan Yılmaz Güney'in yaşamı, onurlu bir direncin tarihidir.'
    Elia Kazan 'Tanımadığım ama hayran olduğum bir sanatçı'
    Emir kusturica ' Çok önemli bir sinema adamıydı Güney. Son 20 yılın Tarkovski ile birlikte en önemli sinemacısı.'

    Faydalanılan kaynaklar
    * Bütün filmleri ile Yılmaz Güney.Afa sinema.Agah ÖZGÜÇ.
    * Türk sinemasında intiharlar ve cinayetler dosyası.Vizyon. Agah ÖZGÜÇ.
    * İnsan, Militan ve sanatçı. Güney filmcilik. Yılmaz güneyin kendi anıları.

    Erhan IŞIK

  • yol

    20.01.2008 - 22:54

    'Yol' Yılmaz Güney'in filmlerinden biri....Yılmaz Güney bu filmin senaryosunu cezaevinde yazmıştır..Yol' filmi 1982 yılında Cannes Film Festivali'nde 'En İyi Film' ödülünü almıştır....

  • duvar

    20.01.2008 - 22:48

    Yılmaz Güney'in çektiği bir filmin adı.cezaevinde çocuk koğuşunda geçen olayları anlatıyor,koşullar o kadar sarsıcı ele alınmış ki etkilenmemek mümkün değil...Keşke Yılmaz Güney yaşasaydı da daha nice böyle güzel senaryolara imzasını atsaydı...............Seni Özlüyoruz YILMAZ GÜNEY.....

  • huma kuşu

    20.01.2008 - 17:00

    Türkülerde adı cok sık geçen bir kuş türü.Efsanevi olsa gerek.

  • rüzgar bizi sürükleyecek

    20.01.2008 - 16:35

    Rüzgar Bizi Sürükleyecek (Özgün adı: Bā d mā rā khā had bord, İngilizce: The Wind Will Carry Us) , 1999 İran yapımı Abbas Kiyarüstemi filmidir. Bir grup gazeteci ve üretim mühendisinin, yerel matem ritüelleini araştırmak ve belgelemek amacıyla bir Kürt köyüne yaptığı yolculuğu ve köye gelmeleriyle yaşananları konu alır. Filmin adı, İranlı ünlü şair Füruğ Ferruhzad'ın bir şiirinden alıntıdır. Filmin genelinde de, Ferruhzad ve Ömer Hayyam gibi pek çok İranlı şairin yaşam ve ölüme ilişkin şiirlerine göndermeler vardır.

    1999'da Venedik Film Festivalinde Altın Aslan ödülüne aday gösterildi. Burada Büyük Jüri Özel Ödülü (Gümüş Aslan) , FIPRESCI ve CinemAvvenire ödüllerini kazandı.

    Film, internet sitesi Rotten Tomatoes'ta da, %95 olumlu puan aldı.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/R%C3%BCzgar_Bizi_S%C3%BCr%C3%BCkleyecek_(film)

  • yusuf arslan

    20.01.2008 - 10:51

    Halk kurtuluş kavgasında devrim şehidi olanlardan.İdama giderken yazdığı mektuptA söyle demiştir' bizi bu mücadeleden dolayı, güya adil mahkemelerinde yargılayan ve yine adil kurumları eli ile asacak olanlar bilmelidirlerki. biz halkımızın kurtuluşu ve türkiye'nin bagımsızlık mücadelesi ugruna şerefimizle bir defa ölecegiz.bizi asanlar ve astıranlar ise hergün bin defa ölecekler. '
    Rahat Uyu Yusuf Arslan....Devrimciliğin hiç sönmeyen ateşinde hala bu kavgada adın var.....

  • hüseyin inan

    20.01.2008 - 10:43

    Halk Kurtuluş ordusunun sesiydi...Tıpkı Deniz gibi,Mahir gibi,Ulaş gibi ve daha niceleri gibi.Ezilenlerin tek kurtuluş yolu ezenlere karşı giriştikleri kutsal isyandır.Onlar bu kutsal kavga uğrunda can verdiler.
    Rahat Uyu Hüseyin.....Sen en kutsal davada can verdin ölüm bir çelenk kondurdu başınıza.

  • deniz gezmiş

    20.01.2008 - 10:33

    Ölmeden önce babasına yazdığı mektup

    o sahneyi çok iyi somutladım
    bir mitinge gider gibi gideceğim idama
    asılma günü gelip çatınca
    o sevdiğim giysilerimi giyeceğim
    postallarımı, parkamı
    beyaz ölüm gömleğini giydirmek isteyecekler
    giymeyeceğim
    traş filan da olmayacağım
    önce gidip orada oturacak, bir sigara yakacağım
    sonra demli güzel bir çay içeceğim
    ha bak rodrigo'nun o ünlü gitar konçertosunu dinlemek isterim orada
    sanırım asılacak bir insanın son isteğini geri çevirmezler
    sonra urganı kendim geçireceğim boynuma
    ve dönüp orada asılmamı seyredenlere:
    burada ölen yalnızca bedenimdir diyeceğim
    ama düşüncemi öldüremeyeceksiniz.....

  • deniz gezmiş

    20.01.2008 - 10:31

    Deniz kadar mavi,deniz kadar özgür...Sen ölmedin,öldükçe çoğaldın Deniz.......Devrim ateşi alnında hala alev alev parlamakta......

  • Türkçe kelimelerin yerine ingilizcesini kullanma

    20.01.2008 - 10:20

    Karamanoğlu Mehmet Bey’i arıyorum
    Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
    Bir ferman yayınlanmıştı
    “Bu günden sonra, divanda, dergahta, bargahta,
    mecliste, meydanda
    Türkçe’den başka dil konuşulmaya” diye
    Hatırlayanınız var mı? ..

    İngilizce kelimelerin kullanılması bu gün bilim dili çerçevesinin dışına taşıp toplumun her düzeyinde Türkçenin yozlaşmasına yol açmaktadır. Bu gün Atatürk dil devriminden 70 yıl sonra basın ve yayın organları birbiriyle yarışırcasına Türkçeyi katlediyorlar, soykırım yapar gibi dil kırımı yapıyorlar, ve tarihte ilk olarak Türkçenin yabancı kelimelerle istilası yurdun en uzak köşelerine kadar yayılıyor. Bu olay pek çok Türk vatandaşını ve aydınını rahatsız ediyor, ancak seslerini duyuramıyorlar, yakınmaları kitap sayfaları arasında boğuluyor, kitaplar raflarda kalıyor (1,2) . Bu gün yapılması gereken sadece bilim dilinin arıtılması değil, Türkçenin İngilizce tarafından hızla istila edilmesinin durdurulması, son zamanlarda dile girmiş kelimelerden Türkçenin temizlenmesi gibi çok geniş kapsamlı bir girişimdir. Bu ulusal çaptaki soruna ulusal bir dil politikası ile çözüm bulunabilir. Bu bakımdan Atatürk’ün önderliğini yaptığı dil devriminin devam ettirilmesi başta Milli Eğitim Bakanlığı’nın üzerine düşen bir görevdir.

    Kaynaklar
    1) Oktay Sinanoğlu. Bir New York Rüyası. “By-by” Türkçe. Otopsi Yayınevi 2000.

    2) Feyza Hepçilingirler. Dedim “Ah”. Remzi Kitabevi 1999.

  • Türkçe kelimelerin yerine ingilizcesini kullanma

    20.01.2008 - 10:19

    İngilizce bir kelimenin Türkçesini bilmemek özür değildir ve konuşurken veya yazarken Türkçe karşılığı olan kelimelerin yerine yabancı kelimeler kullanmak erdem değildir. Türkçe konuşur ve yazarken İngilizce sözcük ve deyimler kullanmak bilgelik simgesi değil, kişinin kendi dilini iyi bilmediğinin itirafıdır. Ve kişinin kendi dilini iyi bilmemesi özür kabul etmeyen ve affedilemeyen bir yanlışlıktır.

  • Türkçe kelimelerin yerine ingilizcesini kullanma

    20.01.2008 - 10:18

    Atatürk dedi ki:
    “Ülkelerini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk Milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır”.
    Türkiye dil sömürgeciliğinin tuzağına düşmemeli, İngilizcenin boyunduruğuna girmemelidir...

  • erdal erzincan

    20.01.2008 - 10:12

    Erzurum ve alevi müzik geleneğinin sesi.Onun bağlama sesini dinlemek insana huzur veriyor.Bütün albümleri tarafımdan alınmış durumda.Daha Nice nice albümlere...

    Kervanı dağılmış garip yolcunun
    Dağılan kervanı gördüm efendim
    Dostun dergahında gonca gülleri
    Dökülmüş yaprağı gördüm efendim

    Yolunu sevenler yol için ağlar
    Dostun kelamıyla kaynayıp coşar
    Gönül dalga vurur ummanı boylar
    Derin bir deryada yüzer efendim

    Talibiyem sözün kendine söyler
    Arif olan insan bir kelam eyler
    Cahilin sözleri kendine zarar
    Kamilin sözleri haktır efendim
    Benim cananım...

    ERDAL ERZİNCAN -KERVAN-

  • gençliğe hitabe

    20.01.2008 - 10:05

    Türk Milletinin her ferdi, Atamızın büyük NUTUK'unu ve de bu nutkunun en önemli varışını yani Gençliğe Hitabesini çok iyi özümsemelidir. Çünkü bu hitabe beynelminel bir hitabe değildir. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük liderinin Türk Gençliğe vasiyeti niteliğindedir çünkü. Ve çünkü, burda anlatılanların benzerlerini Türk Milleti tarihin farklı dönemlerinde hep yaşadı ve hep bağımsızlık bilinciyle bugüne kadar var oldu. Yarın da var olması bu hitabenin anlamını bilmekle, kavramakla yakından ilişkili olacaktır. Bizim bu hitabedeki şuuru ve bilinci özümsememiz yalnızca Ulu Önderin ve Atalarımızın vasiyeti değil, aynı zamanda çocuklarımıza ve geleceğimize bırakacağımız miras olmalıdır. Türk Milletinin mensubu olmak bunu gerektirir.....

  • dağın öte yüzü

    20.01.2008 - 02:10

    hep başka ülkeler var sanıyorum dağların öte yüzünde...Çok yakın ama çok uzak ülkeler.Aşıp dağları görmek lazım.

  • roj tv

    27.10.2007 - 16:36

    uydudan yayın yapan kürt kanalı.çok iyi bilinen rojev adlı tartışma programı bi de güzel türkü programları vardır.danimarkadan yayın yapmaktadir.

  • anı

    27.10.2007 - 16:27

    geçmiş anların anlatımı.hatıra anlamınada gelir.

  • günlük

    15.10.2007 - 18:34

    çalışma karşılığı olarak işçilere ödenen paraya da Günlük-ya da -Yevmiye denir.
    bir de defterlerimiz vardır renkli kokulu özenip bözenip gizlediğimiz,içine gün boyunca yaptıklarımızı yazarız.ne kadar bize ait olduğu tartışılır.

Toplam 391 mesaj bulundu