Bora Aslan Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antol ...

  • eşik

    09.08.2008 - 23:13

    - ölümün eşiğinden döndüğünü söylemiştin bana.
    - evet
    - nasıl bir ölümdü bu?
    - geleceği olmayan. doğrusunu istersen geçmişi de olmayan. ille de öğrenmek istiyorsan şimdisi de pek yoktu. yalnız o vardı, ölüm. bir de ben. aramızda da bir eşik.
    - sonra n'oldu?
    - kapıyı yüzüne çarptım. sırası değil, dedim ona.

  • bile bile

    09.08.2008 - 23:08

    insan, yalnızlık korkusundan tir tir titreyen, bu yüzden yeni bir hayata başlamaktan ölesiye kaçan bir varlık. saf duygularının alışkanlık katmanından görülemez hale gelmesinden dolayı -o katmanı iyice kalınlaştıracağını bile bile- 'ya tutarsa' diyip göle maya çalıp gölü de bulandırır, göle yazık olur.

  • bile

    09.08.2008 - 23:06

    dikkatsiz ve bastan savma kullanimlari basa bela olabilecek kelimelerden. kelimelerin icinde birden cikiveren 'ben' savaslarinin ve hatta zamansiz iktidar telaslarinin habercisi olabilir...

    kimi zaman da bütün ağırlığı, yadsınmaz gerçeği taşıyan sinsiliği ile gelip cümlenin orta yerine kuruluverendir... ağırdır...
    doğum gününde kimsenin aramaması ve doğum gününde bile kimsenin aramaması arasındaki duruşu ile bir hayata sirayet etmiş yalnızlığı tokat gibi ortaya koyuşuyla ne de güçlüdür...

    'yok lan o kadar da güçlü değildir' diyene 'sen de haklısın' derim, başım ağrıyor zaten...

  • kapı

    09.08.2008 - 22:58

    insanların ömrü hayatlarında sayısız kez geçip bir yerlere vardıkları yer.

    her mekan bir kapıya açılır, girişlerde kapı, çıkışlarda kapı, tekrar girişlerde kapı, çıkışlarda kapı.. e hayat da bir kapı, çıkışı?

    çıkışlar sağ taraftan...

  • beklemek

    09.08.2008 - 22:55

    sallasın istiyorum, savursun istiyorum, yerle yeksan etsin istiyorum.

    bekliyorum bekliyorum bekliyorum.

  • ben senin bildiğin kızlardan değilim

    09.08.2008 - 22:48

    söz sahiplerinin uzay boşluğunda birbirine verevine doğrular çizen zikriyâtıyla fiiliyâtına güzel bir örnek teşkil eder ve çoğu kez muhatap uzay zaman sürekliliği içinde bu iki doğrunun kesişim noktasından geçerek aslen zamanı büker. bildiği kızların bilmediği gibi olduğundan değil; bilmediği kızın bildikleri gibi olduğundan...

  • beden

    07.08.2008 - 23:20

    güzellik salonlarında zamanın kırışıklıklarını silme uğruna harcanan beyhude vakitler.
    vücut geliştirme salonlarında bedenlerinin duruşlarına fors takmak isteyenler...
    yüz bakım ürünlerinin peşinde koşarken ruhun ayaklarına giren kramplar.
    boyalarla deneyimin ve yaşananların şahidi beyaz rengi saçlarından silmek isteyenler.
    bedenlerine göre giysiyi almak gibi basit bir yolu tercih etmeyip giysilere göre beden oluşturma gayretleriyle çöpe atılan zamanlar..

    bronzlaşma ürünlerinin kayganlığına basıp yerle yeksan olan incelikli davranış biçimleri.
    solaryumlarda solgunlaşan empati kimlikleri.
    herkes bedenini pazarlıyor...
    evet, ruhun hapishanesidir beden.

  • muhiddin ibni arabi

    07.08.2008 - 23:14

    bizi tanımayan kitaplarımızı okumasın diyen devrinde tüm islam coğrafyasını gezmiş konya'da sadreddin konevi adlı talebesini bırakmış islam mucizesi insanlardan biri.

  • muhiddin ibni arabi

    07.08.2008 - 23:10

    ben kafiye düşünüyorum oysa sevgilim bana
    'vechimden başka bir şey düşünme' diyor
    diyor ki ey benim kafiye düşünenim rahat ol
    benim yanımda en güzel kafiye sensin
    harf ne oluyor ki sen onu düşünesin
    nedir ki harf? üzüm bağının çitten duvarı
    harfi, sesi, sözü artık birbirine vurup parçalayayım da
    seninle bu üçü olmaksızın konuşayım,ah! ..

  • çaresizlik

    07.08.2008 - 22:58

    çaresizlik ne illet bir sancı…ne öldürüyor ne yaşatıyor…söylesene martım..kırsam bütün sokak lambalarını fark eder mi bir kör için...

  • hatırlamak

    07.08.2008 - 22:56

    Yine düştün aklıma…Çay rengi gözlerimden süzülüyor tonlarca ağırlığındaki iki damla…sol yanım uğulduyor…halsiz,küskün içimdeki çocuk kırdı bütün oyuncaklarını…nerdesin şimdi hangi yıldıza bakıp “ bu çoban yıldızı” diyorsun…hangi kuşa anlatıyorsun beni…yine giydim hüzün elbisemi, sensizliğin tespihini çekerken kopartıp fırlatıyorum onu sesini astığım duvara…işte çöktü yine dizlerinin üstüne umutlarım…sızılarım arttı…içimde sen,parmaklarımda fesleğen kokusu,saçlarımda akasya çiçekleri …neden susturamıyorum içimde ağlayan çocuğu…

  • son nefes

    07.08.2008 - 22:53

    Saklı kentlerin süvarileriyiz biz unuttun mu?
    Ağlama diyorum sana!
    Kanarım…yıkılırım…sancılanırım…düşerim…üşürüm…
    Ölmek mi istiyorsun? peki önce solu benim son nefesimi.…

  • rumuz(lar)

    31.07.2008 - 23:37

    biçim olarak hoş görünmese de nick ya da nickname sözcükleri yerine kullanmayı çok istediğim kelime. herkes kullansın, kimse yalnız hissetmesin. rumuzum antidig, 37 yaşında yazarım. ruanda'da savaşırken öldüm.

  • Aşk iki kişiliktir

    31.07.2008 - 23:32

    yalan...

  • konuşmak

    31.07.2008 - 23:22

    zor ve tehlikeli bir eylem. kendi icinde karmasik olan bir seyi daha da karmasik hale getirmenin anlami yok zaten. konusmak belki de bir insana verilecek en buyuk cezadir. cevremdeki seslere bakarak diyorum bunu'

  • konuşmak

    31.07.2008 - 23:21

    metafiziktir.

    dilin hareketi, bir makine dişlisinin çarklarına benzer bir hareketle düzenli çalıştığı için; zaman zaman çark atması gibi bir şey de yapıp, sıradan bir kelimeye mükemmel anlamlar yüklememize neden olabiliyor. konuşulanı bilmek, aslında bizim kelimelerden hissettiğimiz şey; karşımızdakinin kelimelerle bize iletmeye çalıştığı her neyse o değil.
    bilgiye nasıl ulaşacağız o zaman? galiba matematikle. galiba insan ırkının anadili matematik çünkü. ters okunamayacak tek disiplin olan matematik.

  • doğum günü

    31.07.2008 - 23:08

    Kapat perdelerimi
    Artik gunes girmesin
    Kimse beni bilmesin

    Kapat perdelerimi
    Kalbin beni sevmesin
    Derdim sana gecmesin

    Sussun istiyorum su koca kalabalik
    Bombos olsun sokaklar, calmasin telefonum

    Hic kimse ozlemesin, gelmesinler kapima
    İhtiyacim yok cunku yeni bir hatiraya

    Hayat cok guzeldi
    Durduk yere uzuldum
    Her dogum gunumde
    Neden bir yas kuculdum?

  • sen

    31.07.2008 - 23:02

    içerisinde yüzlerce ben olan.

    neyleyeyim o halde başkasıyla geçen zamanı, sonu sen'sen... ve neyleyeyim ben sadece hayalinle geçirdiğim gecelerimde çektiğim acıları. yanında değilken mutlu olmalarım neye yarar benim için sonuç hep sana çıkıyorsa... ayrılmalarımın sebepleri bile sadece sende son bulacak olan zamanımın daha zorlu geçmesini sağlıyorsa seninle arama neden 'ayrı'lıklar girsin ki?

    eğer hayatta geçirilen tüm zamanların en nihayeti sende son buluyorsa, ve ben sadece sana ulaşacağım zamanı yaşıyorsam neye yarar benim sensizken yaşadıklarım ve ne işe yarar bu geriye kalan onca boş zaman? boş zamanlarımın 'boş' olma sebepleri sensen ve ben sadece seninle olan zamanlarda mutluysam o halde gerek yok başka şeylere. sadece sen ol, sen ol, sen ol hayatımda ki zorunlu olduğum bu zamanları en sevgiliyle geçirebileyim.

  • yeter

    31.07.2008 - 22:51

    kaldıramadım. gün saydım varlığında yokluklara, elini tuttum ellerini; dört elimizin toplamından cok değildi zamanımız. ellerini bıraktım.

    gittim. kaç yıl olmuştu ben gideli...

    simdi de kaldıramıyorum, her gun her gece karanlığa sığınır mı insan.

    insan annesini babasını kaybediyor, gözlerinin önünde bir kadının çocuğu ölüveriyor, 20sinde genc bir adam kendisinin olmayan bir savaşta vurulup düşüyor, ne acılar yaşıyor dünya. bana düşeni kaldıramıyorum oysa, insanlığın çektiği tüm acıyı ufacık kalbimde taşıyorum sanki.

    sana bir kez gel demiştim, gitme diyemedim. ben gidecektim cunku...

    gidecektim,

    yeter diyene kadar içimdeki ses, mantığımı susturup yeter naptın dıyene kadar gittim. durdum sonra, varlıkla yokluk arasında bir yerde kaldım. içim acıdı.

    yeter dıye bagırdı bır seyler ıcımde, sustum geriye bakıp...

  • af

    31.07.2008 - 22:33

    Tahminimce yersiz bir nefes aldım,
    Af diliyorum dünyadan…
    Bir meyve daha kopardım yaşımdan,
    Af diliyorum hayattan…
    Kelimeler sevimli buldu beni,
    Af diliyorum cümleden…
    Noktalar terki etti cümlemi,
    Af diliyorum kendimden…

    Gidiyorum deyip kaldığım,
    Fazlalık kelimeler var yüklüğümde…
    Akşamlar ayırırken geç kalmış sevgileri…
    Zaman farkı olurum sana,
    Nefes alışlarım tövbeli…
    Hadi bana geç kal… Hadi bana yarım…
    Ağlamak tamlasın ellerimizi…

    Bir şehrin zaman farkı parselliyorken gözlerini,
    Gözlerinden aktıysam, affet…
    Bir şehrin geri kalmış hüznünü paylaştıysam sana;
    Bana bir güzellik yap; bana geç kal… Bana uzak!

  • Şehzâde

    31.07.2008 - 22:26

    Şehzâde, avuçlarım ter
    Yorgun akşamüstlerinde hayatın
    Dalgın, ufka bakan süvariler gibiyiz
    Şehsüvâr olmaktan ümit kalmadı
    Atları vurdular önce
    Ve ardından yiğitliği gömdüler
    Bir çağ başlangıcıydı

  • gitme

    28.07.2008 - 23:09

    bak gitmiyorum işte...senin için kalıyorum,sadece senin için yazıyorum...

  • yürümek

    28.07.2008 - 23:08

    ulaşmayı, uzaklaşmayı,
    geride kalmamayı ama geride kalanları,
    ilerlemekten çok ilerletmek zamanı,
    hem yolu hem arkadaşını içerendir.

    yürümek yolları aşındırmaz da yürekleri aşındırır elbet.
    gece yürüyen için edilir dualar da gecelere sığıştırılamaz yürüyüşler, gündüze yakışan oldukları için.

    kendini bir yere ait hissetmeyenler için gecenin serinliği yürüyüşe davettir oysa.
    tüm yürümeler birikir birikir de en güzeli en sona kalır: hakka yürümek..

  • yürümek

    28.07.2008 - 23:07

    Yürümek ardındaki gölgelerin zahirliğinde
    titrek ruhun adımlarına nufüz ettiğini bilerek
    içimdeki sürgüne bir vaveyla ekerek
    Göçmek...

    Kül zamanıdır
    sönmüş kelamların biteveyesinde,
    toparlanmaz yangın,
    sistemli ölümlerin defnedilişinde

Toplam 1002 mesaj bulundu