yaşamak için bazen gecenin karanlığında önünüzde bir ışık yakar.. yıldızların arasında sadece size yakıldığını düşündüğünüz ışığı takip etmeye çalışırken binlerce hayal kurar, bir gün ona sahip olup her şeyin güzel olacağını düşünürsünüz.. öyle anlar gelir ki, ışık o kadar yakınlaşır ki ağzınızı açsanız içinize girecek gibi hissedersiniz..
sonra..
sonra bu uzun kovalamacada bazen size çok yaklaşan ışık cılızlaşmaya başlar.. siz de tüm benliğinizle onu kovalamaktan yorgun düşmeye.. zamanla hayaller gerçekleşmedikçe yeni hayaller kurmanın anlamsızlığı kendisini farkettirir.. ışık sönmeye, peşindeki yorulmaya devam eder..
yorgunluk kendisini öyle bir hissettirir ki gözleriniz kapanır..
yeniden açtığınızdaysa sadece karanlık vardır.. karanlığın içindeki tek ışığınız, eskiden size karanlıklarda yol göstermeye, elinizi tutmaya söz veren ışık yoktur..
tüm ışıltısına rağmen, tüm güzelliklerine rağmen, şimdi ya da yarın tüm güzel şeyleri elimizden alır hayat..
kendimden gizlediğim derinliklere ötelediğim, buna rağmen hiç birini unutmadığım.
kalabalıkta sıklıkla unutmuş gibi yaptığım, yalnızken bilincinde değilmiş gibi davrandığım, kırılmadığımı, üzülmediğimi, yarım kalmadığımı iddia ettiğim, yine de her durumda elimden geleni yaptığımdan emin olduğum için önüne arkasına keşkeler eklemediğim......!
insanın girmek istemediği ruh halidir... düşünceler donar, sürekli suskun olmak ister insan....insan sessizliğin o sessiz çığlığını dinlemek ister delice...gözlerin ardına saklanan damlalar özgürleşmek istediğinde insan yeşerene kadar ağlamak ister usulca...
laiklik en basit anlamiyla 'din ve devlet islerinin birbirinden ayrilmasi' iken, sekularizm insanin hayatini ve dunyada olus amacini anlamlandirmaya calisirken dini degil, diger unsurlari kullanmasidir. toplumun dini sosyal hayatin disinda bir kompartmana yerlestirmesidir diyebiliriz...
kahverengi bir ayrılıktır eylül...çocukken yaptığım çöpten adamlar üzerime gelir, paramparça hissederim kendimi, parçalarım ayaklarıma batar, sonra yağmur yağar, herkes susar...
artık yabancı birkaç gözyaşı vardır gözbebeklerimde...yabancıları sevmezler bu şehirde... küçük çocuklar taşla kovalarlar arkamdan, sonra yağmur yağar, sırılsıklam olur düşüncelerim, düşlerimde bir aşk; ayrılığın söndüremediği...
insanın bütün can yangınlarının ve cehaletinin cesurluğuyla, hükmünden sual edilmemesi gerekeni sorgulamaması gerektiğini anladığında gözlerden süzülendir... o göz yaşı insana bazen buldurur kaybettiğini, bazen arındırır kirlerinden ama en çok da söndürür yürek yangınını...
içindeki yalnızlığı gideremeyenler veya gidermek istemeyenlerle doğanın ahbaplık ettiği koskoca bir üç ay.bulutlu bir hava, esen serin rüzgar ve hafiften çiseleyen bir yağmur eşliğinde dolaşmak ve düşünmek...hazların en büyüğü.hoşgeldin bir kez daha...
ayrılığın,boşluğun mevsimi... insana hayatı sorgulatan ve yargılatan, sevgiden etmeye az sevgiliden etmeye çok meyilli eylül gibi bi ayı içinde barındıran, anlamanın, ağlamanın ve ayrılmanın zamanımı olur diyene pek bişey söyleyemeyip ama çok anlamlı gözlerle bakmanızı sağlayan mevsim.
yere bakınca dalından dökülmüş sarı yaprağı, göğe bakınca içindeki o yoğunluğu, birikmişliği o karı atamayan bunalım havayı, kendime bakıncada yerle gökten pek bi farkım olmadığını gördüğüm, üzüldüğüm her mevsim yıkan ama bu mevsim başka yıkan zaman sinsilesi...
Heybemde ağır bir yalnızlık
Kalbe bu kadarı fazla gelmez miydi?
Ahhh! ! Sızılarım artıyor.
Kekremsi bir tat kaldı dilimde senden gayri…
Nehirler bile ayrıldı yatağından.
Çığlığımı duyunca,
Senden ayrı bir cümleye eş olmuştum sanki...
hic söze gerek olmayan sözün anlamini yitirdigi sözün ortada kalabalik yaptigi bir andır veda...çünkü anlam cok yogundur ve kelimeler bu yükü tasıyamayacak kadar basit kalir yaninda...
her tuttuğunda mutlaka kırılan dal. nereyen düştüğün belli değil. bazen çamur içinde kalıyor üstün başın. bazen bir bakıyorsun uçurumun dibindesin. bitti artık derken bir yağmur başlıyor birden. yeşilleniyorsun.
bazen de yemyeşilken bir bakıyorsun uçurumlar oluşuyor etrafında. yağmur yağıyor yeşilleniyor etrafın. yüreğin karanlıklar arasında. ama gökyüzü aydınlık. yağmur durmuyor. tuz oluyor üstün hep. hangisi son. hangisi başlangıç. bir sürü soru işareti. ve kırılmış bir dal....
insanlar birkaç şeyden güler.
ya mutlu oldukları için, ya karşılarındakileri mutlu etmek için ya da karşılarındakiler onların mutluluğundan kendilerine pay çıkaracakları için.
en acısı da çeyrek asırdan fazla yaşayıp da sonuncuyu yeni farketmek galiba...
keşke; mazinin bir parçası olup, asla ona dahil olamayanın acısıyla söylenen bir kelimedir. arafta bile değildir. bazen yasını tuttugun halde, o denli acı dolu ifadeler kullanmamak için keşke der ve geçersin. 'keşke yaşasaydı. ' keşke bir yere tutunamayan bir sözcüktür, söylediğin an yere düşer ama kırılmaz, parçalanmaz. onu yok edemezsin, saç gibi kestikçe uzar...
belki de saati saatine hatırlıyor olmanıza rağmen yine de size en uzak olan zamandır..pişmanlıktır çünkü dün.. ve 20 sene sonrasından daha da uzak.
ne yaparsanız yapın her zaman dünde bişeylerinizi bırakırsınız.geri dönüp almak istersiniz yapamazsınız.dünler birbirini kovalar.
anlamazsınız.
geri dönüp baktığınızda farkedersiniz ki; yarınınız da dünde saklanmış kalmış..
gözlerimden döküldü birer birer
onca zaman sustuklarım
gözlerinden dinledi birer birer
gecelerce kabuslarım
gözlerimden uzaklar akarken
kapalıydı yarına kapılarım
gözlerinde dinlendi birer birer
rüyalardan yorgun uykularım
sormadan
korkmadan
yırtar yüzünü, yok olur
her gün bir gün dün olur.
hayat
04.11.2008 - 10:38yaşamak için bazen gecenin karanlığında önünüzde bir ışık yakar.. yıldızların arasında sadece size yakıldığını düşündüğünüz ışığı takip etmeye çalışırken binlerce hayal kurar, bir gün ona sahip olup her şeyin güzel olacağını düşünürsünüz.. öyle anlar gelir ki, ışık o kadar yakınlaşır ki ağzınızı açsanız içinize girecek gibi hissedersiniz..
sonra..
sonra bu uzun kovalamacada bazen size çok yaklaşan ışık cılızlaşmaya başlar.. siz de tüm benliğinizle onu kovalamaktan yorgun düşmeye.. zamanla hayaller gerçekleşmedikçe yeni hayaller kurmanın anlamsızlığı kendisini farkettirir.. ışık sönmeye, peşindeki yorulmaya devam eder..
yorgunluk kendisini öyle bir hissettirir ki gözleriniz kapanır..
yeniden açtığınızdaysa sadece karanlık vardır.. karanlığın içindeki tek ışığınız, eskiden size karanlıklarda yol göstermeye, elinizi tutmaya söz veren ışık yoktur..
tüm ışıltısına rağmen, tüm güzelliklerine rağmen, şimdi ya da yarın tüm güzel şeyleri elimizden alır hayat..
hayat acıdır..
hayat acıtır..
Seni çok özledim
04.11.2008 - 10:30sus sus...
elveda
04.11.2008 - 10:18kendimden gizlediğim derinliklere ötelediğim, buna rağmen hiç birini unutmadığım.
kalabalıkta sıklıkla unutmuş gibi yaptığım, yalnızken bilincinde değilmiş gibi davrandığım, kırılmadığımı, üzülmediğimi, yarım kalmadığımı iddia ettiğim, yine de her durumda elimden geleni yaptığımdan emin olduğum için önüne arkasına keşkeler eklemediğim......!
Buhran
04.11.2008 - 10:08insanın girmek istemediği ruh halidir... düşünceler donar, sürekli suskun olmak ister insan....insan sessizliğin o sessiz çığlığını dinlemek ister delice...gözlerin ardına saklanan damlalar özgürleşmek istediğinde insan yeşerene kadar ağlamak ister usulca...
sekülarizm
04.11.2008 - 09:57laiklik en basit anlamiyla 'din ve devlet islerinin birbirinden ayrilmasi' iken, sekularizm insanin hayatini ve dunyada olus amacini anlamlandirmaya calisirken dini degil, diger unsurlari kullanmasidir. toplumun dini sosyal hayatin disinda bir kompartmana yerlestirmesidir diyebiliriz...
yağmur
31.10.2008 - 11:53kahverengi bir ayrılıktır eylül...çocukken yaptığım çöpten adamlar üzerime gelir, paramparça hissederim kendimi, parçalarım ayaklarıma batar, sonra yağmur yağar, herkes susar...
artık yabancı birkaç gözyaşı vardır gözbebeklerimde...yabancıları sevmezler bu şehirde... küçük çocuklar taşla kovalarlar arkamdan, sonra yağmur yağar, sırılsıklam olur düşüncelerim, düşlerimde bir aşk; ayrılığın söndüremediği...
unutma
31.10.2008 - 11:40Bir taş at!
Bir gözyaşı süz yarım kalmış notalara…
Unutma;
Çerçevesi kırılmış manzaraların göklerinde uçar
Şarkılarını geride bırakan göçmen kuşlar
Bir tabut yap mezarını bekletmeden
Rüzgarı arkana alıp kaç bu keskin uçurumlardan kaç!
ağlamak
31.10.2008 - 11:37insanın bütün can yangınlarının ve cehaletinin cesurluğuyla, hükmünden sual edilmemesi gerekeni sorgulamaması gerektiğini anladığında gözlerden süzülendir... o göz yaşı insana bazen buldurur kaybettiğini, bazen arındırır kirlerinden ama en çok da söndürür yürek yangınını...
SUSKUN ÇIĞLIK
31.10.2008 - 11:31derinden susmak gerek.....
bu çığlıkları duymak için....
o eşikte olmak isteyen.....kimler vardır....
bilir misiniz? ? ? hakikatin eşiğinde...
şu an ne dinliyorum
08.10.2008 - 21:48bir cliff burton bestesi,fade to black,adam şarkının bir yerinde''içimde hissettiğim cehenneme dayanamıyorum''diyordu...
Sonbahar
29.09.2008 - 14:03içindeki yalnızlığı gideremeyenler veya gidermek istemeyenlerle doğanın ahbaplık ettiği koskoca bir üç ay.bulutlu bir hava, esen serin rüzgar ve hafiften çiseleyen bir yağmur eşliğinde dolaşmak ve düşünmek...hazların en büyüğü.hoşgeldin bir kez daha...
Sonbahar
29.09.2008 - 14:01ayrılığın,boşluğun mevsimi... insana hayatı sorgulatan ve yargılatan, sevgiden etmeye az sevgiliden etmeye çok meyilli eylül gibi bi ayı içinde barındıran, anlamanın, ağlamanın ve ayrılmanın zamanımı olur diyene pek bişey söyleyemeyip ama çok anlamlı gözlerle bakmanızı sağlayan mevsim.
yere bakınca dalından dökülmüş sarı yaprağı, göğe bakınca içindeki o yoğunluğu, birikmişliği o karı atamayan bunalım havayı, kendime bakıncada yerle gökten pek bi farkım olmadığını gördüğüm, üzüldüğüm her mevsim yıkan ama bu mevsim başka yıkan zaman sinsilesi...
Fîrak
10.09.2008 - 22:42Heybemde ağır bir yalnızlık
Kalbe bu kadarı fazla gelmez miydi?
Ahhh! ! Sızılarım artıyor.
Kekremsi bir tat kaldı dilimde senden gayri…
Nehirler bile ayrıldı yatağından.
Çığlığımı duyunca,
Senden ayrı bir cümleye eş olmuştum sanki...
hikaye
10.09.2008 - 22:39Bu hikayenin başrolünü ben kaptım
Sana bıraktım figüran halimi
Yansıttım kara renkli perdeye
Tüm yaşan/ama/mışlığı
veda
29.08.2008 - 23:49hic söze gerek olmayan sözün anlamini yitirdigi sözün ortada kalabalik yaptigi bir andır veda...çünkü anlam cok yogundur ve kelimeler bu yükü tasıyamayacak kadar basit kalir yaninda...
hayat
29.08.2008 - 23:49her tuttuğunda mutlaka kırılan dal. nereyen düştüğün belli değil. bazen çamur içinde kalıyor üstün başın. bazen bir bakıyorsun uçurumun dibindesin. bitti artık derken bir yağmur başlıyor birden. yeşilleniyorsun.
bazen de yemyeşilken bir bakıyorsun uçurumlar oluşuyor etrafında. yağmur yağıyor yeşilleniyor etrafın. yüreğin karanlıklar arasında. ama gökyüzü aydınlık. yağmur durmuyor. tuz oluyor üstün hep. hangisi son. hangisi başlangıç. bir sürü soru işareti. ve kırılmış bir dal....
gülmek
29.08.2008 - 23:48insanlar birkaç şeyden güler.
ya mutlu oldukları için, ya karşılarındakileri mutlu etmek için ya da karşılarındakiler onların mutluluğundan kendilerine pay çıkaracakları için.
en acısı da çeyrek asırdan fazla yaşayıp da sonuncuyu yeni farketmek galiba...
keşke
29.08.2008 - 23:40keşke; mazinin bir parçası olup, asla ona dahil olamayanın acısıyla söylenen bir kelimedir. arafta bile değildir. bazen yasını tuttugun halde, o denli acı dolu ifadeler kullanmamak için keşke der ve geçersin. 'keşke yaşasaydı. ' keşke bir yere tutunamayan bir sözcüktür, söylediğin an yere düşer ama kırılmaz, parçalanmaz. onu yok edemezsin, saç gibi kestikçe uzar...
düşmek
29.08.2008 - 23:38yine benmiyim düşen,
hiç zamanımda yokki...
dün
29.08.2008 - 23:31belki de saati saatine hatırlıyor olmanıza rağmen yine de size en uzak olan zamandır..pişmanlıktır çünkü dün.. ve 20 sene sonrasından daha da uzak.
ne yaparsanız yapın her zaman dünde bişeylerinizi bırakırsınız.geri dönüp almak istersiniz yapamazsınız.dünler birbirini kovalar.
anlamazsınız.
geri dönüp baktığınızda farkedersiniz ki; yarınınız da dünde saklanmış kalmış..
dün
29.08.2008 - 23:30gözlerimden döküldü birer birer
onca zaman sustuklarım
gözlerinden dinledi birer birer
gecelerce kabuslarım
gözlerimden uzaklar akarken
kapalıydı yarına kapılarım
gözlerinde dinlendi birer birer
rüyalardan yorgun uykularım
sormadan
korkmadan
yırtar yüzünü, yok olur
her gün bir gün dün olur.
keşke
29.08.2008 - 23:19hayatta verdigimiz veya vermedigimiz kararlarin sonrasinda dökülüverendir.
ve bazen caresizligimizi, bazen aptalligimizi gösterir.
keşkelerden ne kadar cok varsa, o kadar yenilmisizdir kendimize ve hayatimiza.
hayal kurmak
29.08.2008 - 23:15bazen arkadaşların tarafından 'in oradan düşeceksin' esprileriyle kendine gelirsin bazen de hayal kırıklığıyla...
sükût
28.08.2008 - 22:22susmak zamanıdır...
Toplam 1002 mesaj bulundu