huzur ve tek başınalığı sembolize eder bir noktada. güçlü bir duruş ve varoluşun yankılı imgesidir. yabancıdır aynı zamanda, insan olmayan, alışılmadık ancak bir o kadarda gizleyen kendi varlığını kendi içinde. yanılsamadır bazen uzakdan görüldüğünde göz alıcı olan ama yakına gidildiğinde parlaklığının içinde boşluk olan. boşlukda somut soyut hiçlik değildir o zaman yanılsamanın zincirinde farkedemezsiniz bir an. duvarları sembolize eder bazen, duvarlar ki insaları tutsak eden, birbirinden ayıran ve bazen acımasızca çevrelerini ören. ama duvarların kimi hapsettiğini düşündürür hemen sonra; içindekini mi yoksa geri kalan her yeri mi..
güzel bir kelimedir bazen. mızmız değildir bir kere. hangi cümleye getirseniz uyar. 'burası uygun değil, yakışmaz bana' demez. kesin, sınırları olan, belirlenmiş bir kelime olmaması esnek yapar onu. çok neşeliyken de kullanabilirsiniz, diplerde dolaşırken de. insana benzer biraz. değişkendir. bazen gülümseriz, bazen üzgün oluruz. bazen aç, bazen tok. kızgınlığımız bazendir, acılarımız bazen.. kararsızlığı, ara sıralığı, insana özgü olanı anlatır. 'şimdi böyle ama değişebilir.' demektir. hatta 'şimdi böyle ama böyle olmadığı zamanlar da var' demektir.
keşke'nin pişmanlığını taşımaz. asla'nın, hiçbir zaman'ın sertliğini. mümkün değil'in aşılmazlığı yoktur onda. alçakgönüllüdür bazen. sıcaktır, ılımandır. güzeldir bazen...
bazen..her zaman olmayan şeylerin anlam kattığı zaman.bazen değişir herşey,sen değişirsin,ben değişirim..farketmeden birbirimize koşarken uzaklaşırız bazen..ya da kaçtığımızda aslında yaklaşırız bize..zaman çarkının ters yöne akmaya başladığı anlar.
bazen kendi gölgene basar
sendelersin ıssız sokaklarda
bir karayel eser
ve tüm yalnızlığını yüzüne vurur
çıkar gelir pişmanlıklar en zayıf anında
bazen
daha çok kimsesizlerin cesetlerinden faydalanılan değerli ölü.
türkiye'de sıkıntısını çeken fakülteler bir ara yurt dışında kadavra ithal etmeyi düşünmüşler.mezarlıklardan da üşenmeyip ne bulurlarsa yürütmüşler.
hikmet şimşek cesedinin kadavra olarak kullanılmasını vasiyet ettikten sonra çok az olan başvurular artmış.
evet efendim pek çok defalar tekrar edildiği üzere kırmızı ve mavinin karışımından oluşan bir usul, bir asil renktir mor. ve kırmızısı ağır bastıkça menekşe, mavisi ağır bastıkça ise sümbül olur. bu diyarlarda iki ucu iki çiçeğe değerken bu rengin yaban ellerde hem çiçek olur hem de renk olur.
netekim rene descartes (1596-1650) da demistir ki su anda evrenin tum parametrelerini olcebilsem bir sonraki saniyeyi hesaplayabilirim. ya da bole bisiy, aklimdan yazdim.
yani bu ne demek oluyo, eger biz gelecek saniyeyi hesaplayamiyosak bu illa bizim teorideki beceriksizligimizden kaynaklanmiyo. o andaki butun parametreleri olcemememizden de kaynaklaniyo olabilir. bu haliyle kaos teorisine deterministik kaos teorisi denir.
doğurgan bir düzensizlik düzeni. her olay kendisinden sonrası için kendinden bir parça bırakarak düzensizliği devam ettirir. önemli olan olayların doğurganlığıdır ve kaos düzeninde durağanlık yoktur ve her şey içiçe geçmiştir aynı zamanda her öge kendisinden üstteki başka bir ögenin alt ögesidir. hiç bir zaman netlik ve kesinlik yoktur daha doğrusu her elde bir yakınsamadır. 2 kere 2 nin 4 olması asıl amaç olan 1 eklenerek elde edilecek 5'e ulaşılınca tartışılır. somut olan yada algılanabilen tüm sonuçlar aslında ihmal edilen veya gözardı edilmiş değerlerden dolayı kesin olamaz bu bakımdan kaos düzeni bu gözardı edilen ögelerin varlığını ve etkilerini anlatmaya çalışır...
içinde ne var biliyor musun* *
günlerin getirdiği var yağmur yağmur düş
içinde ne var biliyor musun
merak var derinden derine sezdiklerini çoğaltan
içinde ne var biliyor musun
garip bir gülüş dudak ucunda
kirpiğine asılmış mutlulukla ben demiştim diyor
içinde ne var biliyor musun
kızıl-sarı gelmiş de geçeceğini bilen sonbahar yaprağı var
içinde biriktirilmiş hiç var
herşeyi saran
psikolojik problemleri olan hastalarına, kişiyi rahatlattığı ve dertlerinden arındırdığı gerekçesiyle, kokaini tavsiye eden, kendisi de kullanıcı olan ve kokainin kitleler arasında yaygınlaşmasında önemli bir rolü olan ünlü psikiyatr!
efendim, the future of illusion adlı eserinde şöyle bir iddiası vardır; 'kültürel doğrularımızla sağlanan bilginin tümü arasında doğruluğu en az kanıtlanabilmiş unsurlar, tam da bizim için en fazla önem taşıması gereken ve evrenin bilmecelerini çözme, yaşamın acılarına katlanmamızı sağlama görevi üstlenmiş unsurlardır. '
işte freud un bı çıkış noktasını, ülkemizdeki türk-kürt tartışmalarının tam ortasına atalım, bakalım ne göreceğiz?
ruhta bir çatlak meydana geldikten sonra, hayat boyu o çatlaktan ince ince sizan sey. ne zaman sizacagina, ne kadar sizacagina kendi karar verir, kontrol edemezsiniz. bazen cosar, bazen durur, sinir bozucu bir suskunluga bürünür. tam bittigini, artik çatlagin kapandigini sandiginiz an, yeniden baslar. hep sizlatir, insanin içini acitir. hiçbir zaman alisilmaz, varligini unutturmaz.
acidan farklidir çünkü acinin atesi zamanla söner, küllenir ve sonra uçar gider. siziysa, en basindan itibaren hafiftir. hafiftir ama acidan daha çok aci verir.
insanin hep içinde olup, insana bu kadar yabanci bir sey yoktur.
sözün bittiği yerde duygularını ifade ettiğidir insanın. konuşmanın kifayetsiz geldiği yerde eklenir cümlenin sonuna. üç nokta gibi görünür de aslında yola dizilmiş sessiz bir kervandır o. çöle uzanan bir dinginliği, denize uzanan bir deliliği vardır üç noktanın. sözün bittiği yeri değil sözün başladığı yeri işaret eder aslına. ilk cümleye takılmayın. bazen bir kaosun sunduğudur. bazen bir çemberdir başlangıç noktası bitişe tekabül eder kimi kez...
cumlenin sonuna konuldugunda; ben bu cumleyi daha bitirmedim, to be continued, aslinda bu cumlede ne derin manalar var onlari da sen dusun, daha neler neler demek isterdim de vakit yok yada onlari sana soyleyemem ancak kalbime gomerim, bu ara sen konus ben sonra devam edecegim kesin gibi manalara gelebilen uc kucuk noktacik, ici dolu tursucuk:'))
hayatın bir çelişki oldugunu anlatan ogreti...butun bu hırsların,catısmaların,kosusturmacaların(ölmeyecekmiş gibi) boslugunu anlatan kavram...sonuç:hiç...zamandan ve mekandan soyutlanmıs,herhangi bir anın baska hicbir an'a benzemedigi olgu...hiç...
bir baska tanimi: okyanusun ortasinda bir basinasin,hangi karaya daha cabuk varirim diyorsun,bir an hepsi yakin bir an hepsi uzak,gucun yetmiyor kurek cekmeye emin olamayinca varacagindan...kayiga uzanip bekliyorsun,hayat yanindan akip gidiyor,hayata parmagin degiyor ancak
kandırma, gerçekleri çarpıtma, zayıf noktaları kapama, güçlü noktaların altını çizme yolu, feyk atma hali. ikilemde bırakan şey, 'şehirde kusurlarından arındırılmış bir yüzle mi dolaşmalı ya da en savunmasız anlarda tüm kusurların ortaya döküldüğü bir şekilde mi görünmeli? ' tereddütünü yaşatan şey. bir maske, illa ki çıkartılması gereken. ölü balık bakışı sahibi, pişmaniye röflesi saçlı kadınların kurtuluş noktası.
muhyiddin ibn arabi'ye göre elif bir harf değil, bütün harflerin dayanağı olan ilkedir. o, bütün harflerde bulunur, isimlerde gizlenir, herhangi bir mertebeye sığdırılamaz. bu nedenle elif, harfler içerisinde zât-ı bârî'yi ifade eder. nasıl ki elif harfi kendisinden sonra gelen harfle birleşmezse, allah da kendisine şirk koşulmasını istemez. allah'ın şirk ile ilgili söylediklerini sadece bu harfe dayandırmıyor tabii ibn arabi ama, kur'an'daki bu tavrın harflerde de görülebileceğini anlatmak istiyor bize sanırım.
mavi
28.08.2007 - 10:26huzur ve tek başınalığı sembolize eder bir noktada. güçlü bir duruş ve varoluşun yankılı imgesidir. yabancıdır aynı zamanda, insan olmayan, alışılmadık ancak bir o kadarda gizleyen kendi varlığını kendi içinde. yanılsamadır bazen uzakdan görüldüğünde göz alıcı olan ama yakına gidildiğinde parlaklığının içinde boşluk olan. boşlukda somut soyut hiçlik değildir o zaman yanılsamanın zincirinde farkedemezsiniz bir an. duvarları sembolize eder bazen, duvarlar ki insaları tutsak eden, birbirinden ayıran ve bazen acımasızca çevrelerini ören. ama duvarların kimi hapsettiğini düşündürür hemen sonra; içindekini mi yoksa geri kalan her yeri mi..
bazen
27.08.2007 - 10:34bazen;
yıldızları süpürürsün, farkında olmadan,
güneş kucağındadır, bilemezsin,
bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür,
yüreğinde kuruludur orkestra, duyamazsın
koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın,
uçar gider,koşsan da tutamazsın...
bilmek
26.08.2007 - 15:20en güzeli 'kendini'bilmek...
bilmek
26.08.2007 - 15:20bildiğin yaşadığına denk ise bilmenin getirdiği huzuru ve mutluğu duyabilir insan. ikisi birbirine denk düşmeyince karanlıkların hükmü sürüyor hep.
bazen
26.08.2007 - 15:16güzel bir kelimedir bazen. mızmız değildir bir kere. hangi cümleye getirseniz uyar. 'burası uygun değil, yakışmaz bana' demez. kesin, sınırları olan, belirlenmiş bir kelime olmaması esnek yapar onu. çok neşeliyken de kullanabilirsiniz, diplerde dolaşırken de. insana benzer biraz. değişkendir. bazen gülümseriz, bazen üzgün oluruz. bazen aç, bazen tok. kızgınlığımız bazendir, acılarımız bazen.. kararsızlığı, ara sıralığı, insana özgü olanı anlatır. 'şimdi böyle ama değişebilir.' demektir. hatta 'şimdi böyle ama böyle olmadığı zamanlar da var' demektir.
keşke'nin pişmanlığını taşımaz. asla'nın, hiçbir zaman'ın sertliğini. mümkün değil'in aşılmazlığı yoktur onda. alçakgönüllüdür bazen. sıcaktır, ılımandır. güzeldir bazen...
bazen
26.08.2007 - 15:16bazen..her zaman olmayan şeylerin anlam kattığı zaman.bazen değişir herşey,sen değişirsin,ben değişirim..farketmeden birbirimize koşarken uzaklaşırız bazen..ya da kaçtığımızda aslında yaklaşırız bize..zaman çarkının ters yöne akmaya başladığı anlar.
bazen
26.08.2007 - 15:12bazen kendi gölgene basar
sendelersin ıssız sokaklarda
bir karayel eser
ve tüm yalnızlığını yüzüne vurur
çıkar gelir pişmanlıklar en zayıf anında
bazen
kadavra
26.08.2007 - 15:10daha çok kimsesizlerin cesetlerinden faydalanılan değerli ölü.
türkiye'de sıkıntısını çeken fakülteler bir ara yurt dışında kadavra ithal etmeyi düşünmüşler.mezarlıklardan da üşenmeyip ne bulurlarsa yürütmüşler.
hikmet şimşek cesedinin kadavra olarak kullanılmasını vasiyet ettikten sonra çok az olan başvurular artmış.
mor
26.08.2007 - 15:06evet efendim pek çok defalar tekrar edildiği üzere kırmızı ve mavinin karışımından oluşan bir usul, bir asil renktir mor. ve kırmızısı ağır bastıkça menekşe, mavisi ağır bastıkça ise sümbül olur. bu diyarlarda iki ucu iki çiçeğe değerken bu rengin yaban ellerde hem çiçek olur hem de renk olur.
mor
26.08.2007 - 15:04renkli sehirlerde gecenin rengi, sehrin ısıkları gokyuzune vurunca olusan ahenk daha doğrusu. londrada gecenin rengi mordur, gidin piccadilly'e kafanızı dikin havaya gördüklerinize sizde inanamayacaksınız, herşey bambaşka o şehirde, gecelerin rengi bile.
Kaos Teorisi
26.08.2007 - 14:56netekim rene descartes (1596-1650) da demistir ki su anda evrenin tum parametrelerini olcebilsem bir sonraki saniyeyi hesaplayabilirim. ya da bole bisiy, aklimdan yazdim.
yani bu ne demek oluyo, eger biz gelecek saniyeyi hesaplayamiyosak bu illa bizim teorideki beceriksizligimizden kaynaklanmiyo. o andaki butun parametreleri olcemememizden de kaynaklaniyo olabilir. bu haliyle kaos teorisine deterministik kaos teorisi denir.
Kaos Teorisi
26.08.2007 - 14:55doğurgan bir düzensizlik düzeni. her olay kendisinden sonrası için kendinden bir parça bırakarak düzensizliği devam ettirir. önemli olan olayların doğurganlığıdır ve kaos düzeninde durağanlık yoktur ve her şey içiçe geçmiştir aynı zamanda her öge kendisinden üstteki başka bir ögenin alt ögesidir. hiç bir zaman netlik ve kesinlik yoktur daha doğrusu her elde bir yakınsamadır. 2 kere 2 nin 4 olması asıl amaç olan 1 eklenerek elde edilecek 5'e ulaşılınca tartışılır. somut olan yada algılanabilen tüm sonuçlar aslında ihmal edilen veya gözardı edilmiş değerlerden dolayı kesin olamaz bu bakımdan kaos düzeni bu gözardı edilen ögelerin varlığını ve etkilerini anlatmaya çalışır...
hiç
25.08.2007 - 19:51içinde ne var biliyor musun* *
günlerin getirdiği var yağmur yağmur düş
içinde ne var biliyor musun
merak var derinden derine sezdiklerini çoğaltan
içinde ne var biliyor musun
garip bir gülüş dudak ucunda
kirpiğine asılmış mutlulukla ben demiştim diyor
içinde ne var biliyor musun
kızıl-sarı gelmiş de geçeceğini bilen sonbahar yaprağı var
içinde biriktirilmiş hiç var
herşeyi saran
özgürlük
25.08.2007 - 19:46Özgürlük denince bana
rüzgara karşı koşan,
vahşi bir at gelir aklıma..
Özgürlük denince bana
yaramaz çocuklara benzeyen,
başı boş papatyalar gelir aklıma..
Özgürlük denince bana
masmavi gökyüzünde salınan,
şımarık bir uçurtma gelir aklıma..
Özgürlük denince bana
martılara aşık olan,
bir beyaz gelincik düşer aklıma..
sigmund freud
25.08.2007 - 19:37psikolojik problemleri olan hastalarına, kişiyi rahatlattığı ve dertlerinden arındırdığı gerekçesiyle, kokaini tavsiye eden, kendisi de kullanıcı olan ve kokainin kitleler arasında yaygınlaşmasında önemli bir rolü olan ünlü psikiyatr!
sigmund freud
25.08.2007 - 19:35efendim, the future of illusion adlı eserinde şöyle bir iddiası vardır; 'kültürel doğrularımızla sağlanan bilginin tümü arasında doğruluğu en az kanıtlanabilmiş unsurlar, tam da bizim için en fazla önem taşıması gereken ve evrenin bilmecelerini çözme, yaşamın acılarına katlanmamızı sağlama görevi üstlenmiş unsurlardır. '
işte freud un bı çıkış noktasını, ülkemizdeki türk-kürt tartışmalarının tam ortasına atalım, bakalım ne göreceğiz?
sızı
25.08.2007 - 19:31ruhta bir çatlak meydana geldikten sonra, hayat boyu o çatlaktan ince ince sizan sey. ne zaman sizacagina, ne kadar sizacagina kendi karar verir, kontrol edemezsiniz. bazen cosar, bazen durur, sinir bozucu bir suskunluga bürünür. tam bittigini, artik çatlagin kapandigini sandiginiz an, yeniden baslar. hep sizlatir, insanin içini acitir. hiçbir zaman alisilmaz, varligini unutturmaz.
acidan farklidir çünkü acinin atesi zamanla söner, küllenir ve sonra uçar gider. siziysa, en basindan itibaren hafiftir. hafiftir ama acidan daha çok aci verir.
insanin hep içinde olup, insana bu kadar yabanci bir sey yoktur.
üç nokta
25.08.2007 - 19:25sözün bittiği yerde duygularını ifade ettiğidir insanın. konuşmanın kifayetsiz geldiği yerde eklenir cümlenin sonuna. üç nokta gibi görünür de aslında yola dizilmiş sessiz bir kervandır o. çöle uzanan bir dinginliği, denize uzanan bir deliliği vardır üç noktanın. sözün bittiği yeri değil sözün başladığı yeri işaret eder aslına. ilk cümleye takılmayın. bazen bir kaosun sunduğudur. bazen bir çemberdir başlangıç noktası bitişe tekabül eder kimi kez...
üç nokta
25.08.2007 - 19:23cumlenin sonuna konuldugunda; ben bu cumleyi daha bitirmedim, to be continued, aslinda bu cumlede ne derin manalar var onlari da sen dusun, daha neler neler demek isterdim de vakit yok yada onlari sana soyleyemem ancak kalbime gomerim, bu ara sen konus ben sonra devam edecegim kesin gibi manalara gelebilen uc kucuk noktacik, ici dolu tursucuk:'))
hiç
24.08.2007 - 19:56hayatın bir çelişki oldugunu anlatan ogreti...butun bu hırsların,catısmaların,kosusturmacaların(ölmeyecekmiş gibi) boslugunu anlatan kavram...sonuç:hiç...zamandan ve mekandan soyutlanmıs,herhangi bir anın baska hicbir an'a benzemedigi olgu...hiç...
hiç
24.08.2007 - 19:52varlık hiçlikle başlar
depresyon
24.08.2007 - 19:39bir baska tanimi: okyanusun ortasinda bir basinasin,hangi karaya daha cabuk varirim diyorsun,bir an hepsi yakin bir an hepsi uzak,gucun yetmiyor kurek cekmeye emin olamayinca varacagindan...kayiga uzanip bekliyorsun,hayat yanindan akip gidiyor,hayata parmagin degiyor ancak
makyaj
24.08.2007 - 19:36kandırma, gerçekleri çarpıtma, zayıf noktaları kapama, güçlü noktaların altını çizme yolu, feyk atma hali. ikilemde bırakan şey, 'şehirde kusurlarından arındırılmış bir yüzle mi dolaşmalı ya da en savunmasız anlarda tüm kusurların ortaya döküldüğü bir şekilde mi görünmeli? ' tereddütünü yaşatan şey. bir maske, illa ki çıkartılması gereken. ölü balık bakışı sahibi, pişmaniye röflesi saçlı kadınların kurtuluş noktası.
Elif
24.08.2007 - 10:56muhyiddin ibn arabi'ye göre elif bir harf değil, bütün harflerin dayanağı olan ilkedir. o, bütün harflerde bulunur, isimlerde gizlenir, herhangi bir mertebeye sığdırılamaz. bu nedenle elif, harfler içerisinde zât-ı bârî'yi ifade eder. nasıl ki elif harfi kendisinden sonra gelen harfle birleşmezse, allah da kendisine şirk koşulmasını istemez. allah'ın şirk ile ilgili söylediklerini sadece bu harfe dayandırmıyor tabii ibn arabi ama, kur'an'daki bu tavrın harflerde de görülebileceğini anlatmak istiyor bize sanırım.
Toplam 1002 mesaj bulundu