Bora Aslan Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antol ...

  • daha

    27.05.2008 - 12:43

    gectigim harabeler hala ayaktalar...
    daha cok olmali
    yok olmali...
    yeter mi bu aci?
    ah bu aci...

  • şarkı

    27.05.2008 - 12:23

    köprüdür.. müzisyenden dinleyene, dinleyenden uzak ülkeye; adaya..

  • hope leaves

    27.05.2008 - 11:55

    penceremin yanında, köşede
    yapayalniz bir fotoğraf asılı..
    bir sebebi yok
    asla farketmeyişimin
    beni alıkoyabilecek bir anıyı..

    bir yara var her daim kanayan
    ve her zaman yürüdüğüm bir yol.
    ve biliyorum, buraya asla geri dönmeyeceksin..

    birbiri ardına günler geçirdim hiç konuşmadan
    sessizlikte bir rahatlık var..
    böylece alıştım tüm hırsımı kaybetmeye
    ve kalanları bir arada tutma mücadelesine..

    bir defa parçalanınca, geriye kalan sadece duman
    gözlerimi köreltircesine yakıp
    gerçekte ne olduğunu gizleyerek
    karanlığı zorla içime katan..

  • tutunamayanlar

    23.05.2008 - 15:54

    bu kitap insanı iki aynanın ortasında bırakır. önünüzde ve arkanızda iki aynayla durursunuz ve kendi yüzünüzün onlarca yansımasını iç içe görürsünüz, toplumunuz, yaşam biçiminiz, aşağılananlar, toplum dışına itilenler, anlaşılamayanlar, onları anlamak istemeyenler (bunun için biraz beyin jimnastiği gerekir tabii) yüzünüze birer birer çarpar. sonra oğuz atay aslında ne olduğunuzu ve ne olacağınızı size söyler, 'birden üçüncü boyutunu kaybedip bir düzlem olacaksın ve ben de seni duvarda bir çiviye asacağım...'

  • tutunamayanlar

    23.05.2008 - 15:50

    zor kitaptır, ayakta durmaya çalışırken daha da zor gelir insana. bana göre tehlikeli oyunlar'a hazırlık kitabıdır...anlattığı çok şey vardır duymaya dayanabilenlere...diğerleri zaten bir şekilde tutunduklarını düşünmeye devam eder...

  • sen yine seni sev

    23.05.2008 - 15:42

    sevmek yarı ölmektir, öyle demiştin giderken,
    hergün ölüyor insan hatırlayınca...

  • hiç

    23.05.2008 - 15:27

    içeri dönen yokluk halidir.

    duygu dediğin bir kezdir, suyun akışında ateşin yanışında
    su kavuşur, ateş söner, insan inanmayarak yürür kendini
    belki 'hiç' en güzeldir, en soluklu, en bitek ve öylece...

    bazen anlamlar değişir...
    aslında birçok kişi için herseyken, içten içe hissedilen ruhsal boşluk olur...

  • gitmek

    23.05.2008 - 15:18

    Yokum diye şiir yazıyorum sana,
    Kıyamayacağın bir varlık yokluğum
    Kelimelerin ipini çekti şair-i cellad
    Bak, kıyamıyorum kirpiklerinin cümlesine…
    Esmer bir gün dönümü gidişim
    Yokum diye yazıyorum,
    Anla diye, varlık bozması gerçeğimi…

    Yeni bir yıkıntı oldu geceler
    Ben varken, titredi alametlerin cümlesi
    Gidişime bir mana kat
    /ardımdan bak/

  • duvar

    21.05.2008 - 12:35

    hiç kimseler içinde, iki kişilik ama çok kalabalık bir hayat yaşarken,
    biraz daha büyütmek için kendimizi,
    gözden uzak olsun diye,
    karsız yollarda ayağımız kaymasın diye yollara kül dökerken,
    beni anlasaydın,
    şimdi dört duvar arasında değildin belki.
    iyi yönünden bakmaya çalışmalısın bence.
    dört duvar arasında olmak, sınırısız iki duvar arasında olmaktan daha iyidir.
    -söylesene hangimizin işi daha zor? -

  • ihtimal

    21.05.2008 - 12:25

    çoğunlukla ihtimaller gerçeklikleriyle hayat bulurlar,septik bir beyin metabolizmasında hayata yer yoktur ki ihtimale yer olsun! ! !

  • o

    21.05.2008 - 12:18

    kalbin kimselerin gormediği, asla da göremiyeceği, görsede giremiyeceği, girse de dokunamayacağı kısmına salıncağı kurulmuş olandır, huzurla sallanandır, esintisiyle huzur bulunandır, sallanır salıncak, arada durur, esinti kesilir, hatırlanır, koşulur hemen, arkasından itilir, sallanmaya devam eder salıncak..

  • o

    21.05.2008 - 12:17

    ıslanacak yağmurlar yağıyor
    birlikte atlanacak sular, kaçılacak güneşler
    pay edilecek koca bir yalnızlık..
    biri olsa tutsa hiç bırakmasa...

  • o

    21.05.2008 - 12:13

    hiç olmayan ama birgün mutlaka bulanacak olan,kusursuz aşka takılan isim 'o'...
    o orda biryerde biliyorum
    ve eminim o da bakıyor şu aya yıldızlara
    ve gözlerimiz kesişiyor bilmedigimiz iki ayrı noktada
    o orda biyerde işte
    biliyorum
    o da düşlüyor kendine belkide kimbilir
    farkında olmadan baska bir o...

  • med cezir

    21.05.2008 - 11:52

    biliyorum
    bitmeyecek bu sürgün,
    sular gene yükselmede yüreğimde...

  • sürü psikolojisi

    21.05.2008 - 11:45

    bu duygunun tam karsiligi, guvencedir, guvenctir. beynini kullanmak zorunda kalmamak, kafa yormanin agirligini cekmekten kurtulmak icin kendini, kendi gibi binlerce insanin olusturdugu kalabaligin icine yerlestirmektir....

    toplu hareket eden insan, mitinglerde yuhalayan, eve geldiginde herkesle ayni dili kanli kufurleri eden, avatarina turk bayragi koyup bayragin serinliginde kendini herkes gibi 'duyarli' hissetmenin mutlulugunu yasayan insandir. mensubu oldugu dine tam inanamadigi halde, herkesin kendinden gectigi ayinlerdeki vucutlar arasinda korumasizliktan kurtuldugu icin sorgulamayi birakip dogmalarin kurbani olmayi tercih eden insandir. cunku 'herkes yapiyorsa bir bildikleri vardir.' ki haklidir da, o herkesin koydugu kurallardan biraz siyrilmanin sonucu linc edilmeye degin varabilir...
    toplu hareket etmek -kisaca akliniza 1984'teki parti calisanlarinin fotografi gosterilen kişiye hep bir agizdan kopukler sacisini getirin- insana kendini onemli ve ise yarar hissettirir. yandaslariyla yekyurek olmak, kisiye dunya uzerinde onemli bir ise imza atiyormus hissi verir. isin ozunde ne oldugu onemli degildir, cunku insan toplu hareket ederken yuzeysel dusunur. milli maclarda atilan gol ve nara ve sonunda sokaklara dokulup ayni dilden ayni marslari soylemek onemlidir veya ayni husrani yasamak. insanlarin birbirlerine yakinlasmalari icin gerekirse savas cikmasi onemlidir...aslinda toplu hareket mantigi genel olarak savasa, kaosa karmasaya dayanir.kimse normal seyirde toplanmayi gerekli bulmaz; bir kargasa yaratilmali, iki taraf olusturulmalidir ki dayanisma neymis farkina varilsin...
    yuzyillardir insanlarin beynini uyutmanin degismez yontemidir insanlari toplu hareket etmeye yonlendirecek secenekler sunmak....

  • boşver

    21.05.2008 - 11:35

    başta zararsız görünür.. sevdiğiniz birine, sevgilinize, yakın dostunuza söylediğinizde teselli sözcüğüdür.. boşverilmemesi gerektiği karşı tarafca da bilinmesine rağmen boşvermek, o ana özgü bir manevradır.. boşverir yapar, ertesi gün tekrar mücadele edeceğini, edeceğinizi bilirsiniz. zaman içinde size de çıtlatılır küçük boşverler, aynı tebessümle karşılar, size boşver diyebilecek yakınlarınız olduğu için mutlu olur öyle başlarsınız yeni güne.. boşverdikten hemen sonra doldurmaya uğraşırsınız hayatın sancıyan küçük boşluklarını, ne de olsa hayat boşverilemeyecek kadar önemli, dolu doludur, boşverdiğiniz anda sizi izleyen o uzak gözün birgün hesap soracağı korkusu vardır içinizde, size kendi hikayelerinizi anlatan o ikinci ses öfkelenip yargıcınız olacaktır..

    keşke dünyanın en pahalı kelimesiyse, boşver en ucuzudur.

  • Dönmek

    19.05.2008 - 10:58

    dönmek, zor bir karardır...

    kendini ağaçtan koparmaya yetecek gücün vardır belki, ama rüzgarın, yumuşak nemli toprağa düşmene izin vereceğinden emin olamazsınki... yamacın aşağısında, denizin sahili döven, soğuk, köpüklü suları arasında kaybolup gitme riski de vardır her zaman...

    gururunu çiğneyip dönmeyeceğini bile bile bu sorunun aklında bir yer işgal etmesi daha acı vericidir hatta...arkanda yaşanmamış bir şeyler bırakıp gitmiş olmanın pişmanlığı, zamanın hala merhem olamadığı duygular, boşlukta olmanın verdiği hezeyanla birleşip, geceni gün ışıyana kadar meşgul ederken fonda şu sözler dönüp duracaktır saatlerce:

    'böylesi hepsinden güzel
    git özlet kendini yine gel
    döneceksin diye söz ver...'

  • tükenmek

    19.05.2008 - 10:43

    çabaladıkça batmaktır....ana diliniz yetmez derdinizi anlatmaya.başınıza bir ağrı saplanır ve damarlarınızda bir acının gezdiğini hissedersiniz.geçtiği her noktayı sızlatan ince bir acıdır bu. derdinizi anlatmaya yetmese de dağarcığınız, tükendim kelimesi dökülüverir dilinizden,gözlerinizden....

  • sükût

    19.05.2008 - 10:37

    defin işlemi sonrasıdır. bomboş tirübünler gibi...

    ' sigara dumanından sararmış parmakları ile tuttuğu kirli küreği bir kenara bıraktı müsteşar. ıslak toprak, taşsız mezar, imamsız defin, sükut, ikrar ve itaat... muhteşem bir tablo. beş para etmezliği, renkli boyalar ile kamufle edilmiş.,,

    yaşlı adama doğru bakıp;
    - dirilir bu ihtiyar. gömdün ama...
    diyerek ince bir espirinin yapı taşlarını muntazaman ören gavur... ismi daha önce zikredilmemiş, ekip dışı, aldırmazlık zirvelerinin tapulu sahibi. pis işlerin adamı. gavurluğu ne ırkından ne milliyetinden. tamamen bilinmeyen bir sebepten gelen isimsizliğini doldurmaya görevli bir sözcük.., gel gör ki; sırtlan sırıtışlı gavur, en kalifiye espirisinde tek çizgi gülümsememişti.
    -ben bilmem. diyen ihtiyar, paltosunun içinden çekip çıkardığı ucu yırtık gri bir atkıyı mezarın üzerine bırakıp gitmek için döndü. büyük filmlerin, büyük replikleri olurmuş. büyük adamlar gibi giderken, hem de arkası dönük bir hal üzere;
    -sükut. dedi.
    müsteşar gitmişti. gavur hala mezarın başında dikiliyordu. hüzün? yok öyle şeylerle pek muhattap edilmeyecek bir karekter gavur. cebinden çıkardığı sigaradan bir tane yakıp ilk dumanı taa içine kadar çekti. müsteşara ithafen, boşluğa hitaben;
    -mezar taşı yok bunun ihtiyar. ne o, yoksa isim yazmak zor mu geldi? '

  • gece

    19.05.2008 - 10:29

    günün sakladıklarını ortaya cıkaran perde...

  • Çelişki

    19.05.2008 - 10:07

    sinirlarini zorlamis ve o sinirlarda erimekte olan sevgili bir bedeni gormenin, duymanin yarattigi tarifsiz parcalanmisliga ragmen o bedeni biraz daha biraz daha varedebilmek icin cirpinmak, onu beslemek, umut vermek, krediler dahi tukendigi halde. iskencesini uzatmak boylece.
    sadece sevgiden ayrilamamak basucundan, kendini bir arada tutatacak gucu kaybettigin bir odadan cikamamak, ne yapsan cikamamak kapinin kolunu bulamamak, anahtari kim yutturdu sana,kim ustune bardaklarca su icirdi bilememek...

  • Çelişki

    19.05.2008 - 10:05

    dedesi maraşta bir kadının baş örtüsüne el uzatıldığı için istiklal savaşını başlatan kişinin genç kızların baş örtüsü takmasına karşı olması durumudur...

  • Çelişki

    19.05.2008 - 10:05

    aynı anda iki farklı olgunun olabilir gelme durumunda, bünyenin kendini seçim yapma zorunluluğu içinde hissetmesine ve o his içinde nedense bir süre mesai geçirmesine verilen addır. çelişmek fiili bir süreci kapsar ne de olsa değil mi? kişi hemencecik bir seçim yapıyor ise, iki farklılık arasında kendine yakın olanı, istediğini ya da olması gerekeni seçiverdiğinde hemencecik, ona bir çelişki denmez değil mi?

    denmez elbette. ama önemli olan bu değildir. önemli olan, çelişen bünyenin her iki seçenek için yeterince güçlü argümanları üretip üretemediğidir. sonuçta her iki seçeneğin varoluş nedeni vardır ve bünyenin seçiminde en etkili olacak unsurlardan biri kişinin gönlünün nereye kaydığıdır bu varoluş nedeniyle doğru orantılı.

    ne var ki, çelişkinin doğası mantık taşları ile örülmüştür. ben hayatımda bir kişi görmedim ki çelişirken mantık yürütmeye, karışıklığı aklı ile çözmeye çalışmasın. akıl, fikir yürüten özneyi, fikir yürüten özne de sonuçlara varan özneyi doğurur. işte bu yüzden çelişkiler fikir yürütmenin siyahı ve beyazını sembolize ederler. siyah ile beyaz çelişkilerin en metaforik arkadaşıdır herhalde tarih sayfalarından da kopup gelen.

    velhasıl kelam, kanaatimce çelişki varoluşsal bir kavramdır. dualite ile de kökten ilintilidir.

    gerçi çelişilen iki unsurdan mutlaka birisi daha ağır basar ve bu ağır basış seçimin iskeletinde önemli bir rol oynar ya neyse, o başka bir konu:')

  • son

    19.05.2008 - 09:45

    olanlara lanet edilen olmayanlarınsa hep arzulandığı zaman. sadece mum alevinin konuştuğu herkesin sustuğu, ama yine de kimsenin dinlemediği an...çok uzakta görünen hayatın gözyaşlarına karıştığı ve hiçkimsenin 'dur! ' diyemediği rüya...
    varolmak için belirsiz geleceğe atılan bir adım, yaşanan en uzun saniyeler.. karanlık..

    artık havanın anlamı yok..

Toplam 1002 mesaj bulundu