Yaşadığındır senin Avucuna damlayan o tuzlu yaş… Onarılmaz hatalara, Ve bağışlanmaz günahlara Taşıdığındır senin, o sersem baş… Şimdi bir iklimdir pişmanlık Sapsarı, kupkuru, bet beniz; Döker yaprağını yavaş yavaş… Bıraktığındır senin Bir sevdayı ardında Öyle kırık dökük, öyle Savruk, salaş… Haydi oynaş Bir bedenden ötekine Ara tenimi, ten yorgunu çarşaflarda… İstersen ayyaş Bir küfür gibi devril sokağına… İstersen aş Bir namlu gibi çevril şakağına… Çünkü çiçeğe küskün bu dal Kırdığındır senin, orta yerinden Ve işte budur vebal… Ve dalı kırık, darmadağınık bir aşk Özetindir senin, İster git, ister kal… İşte sana taş Suretindir senin, içinde taşıyarak… Ve içinden taşarak Gözpınarlarına saldıran o nafile yaş Hak ettiğindir senin… N e öfkelere savrul, ne de şaş Bunu sen istedin arkadaş…
Avucuna damlayan o tuzlu yaş…
Onarılmaz hatalara,
Ve bağışlanmaz günahlara
Taşıdığındır senin, o sersem baş…
Şimdi bir iklimdir pişmanlık
Sapsarı, kupkuru, bet beniz;
Döker yaprağını yavaş yavaş…
Bıraktığındır senin
Bir sevdayı ardında
Öyle kırık dökük, öyle
Savruk, salaş…
Haydi oynaş
Bir bedenden ötekine
Ara tenimi, ten yorgunu
çarşaflarda…
İstersen ayyaş
Bir küfür gibi devril sokağına…
İstersen aş
Bir namlu gibi çevril şakağına…
Çünkü çiçeğe küskün bu dal
Kırdığındır senin, orta yerinden
Ve işte budur vebal…
Ve dalı kırık, darmadağınık bir aşk
Özetindir senin,
İster git, ister kal…
İşte sana taş
Suretindir senin, içinde taşıyarak…
Ve içinden taşarak
Gözpınarlarına saldıran o nafile yaş
Hak ettiğindir senin…
N e öfkelere savrul, ne de şaş
Bunu sen istedin arkadaş…