Kelime Farsça.
Lügatte 'başındaki bardağı düşürmeden rakseden oyuncu' olarak geçiyor ve imlâsının 'câmbâz' olduğu yazılı.
'Câm' (cam bardak, kadeh) 'Bâz' (oynayan)
'Cânbâz' anlamı bir yakıştırma olsa gerek. (vardır hocamın bir bildiği belki) Zira ip üzerinde yürüyüp canıyla pazarlığa girişme âdeti Uzak Doğuya ait bir oyun; bilhassa Çin. Fakat bardakla veya başının üstündeki bir başka nesne ile dans etme Orta Doğuda sık rastlanan bir oyun. Ve 'câmbâz' ismi bu yüzden verilmiş olsa gerek. (Enis'in affına sığınarak)
'Bağçevân' imiş en evvelinde; (seyyâr sebze meyve satanlar) ,
'Bahçevân' olmuş en evvelinden bir sonraki evvelde
'Bahçıvan' demişler fakat sebze meyve işlerinden alıp budama, ekme-biçme işlerine vermişler.
ve 'Seyyâr Satıcı' olmuş âhirinde.. Akla gelebilecek her şeyi satabilme potansiyeline sahip kişilikler.
bknz.
hamsiiii tâze hamsiii
bknz.
ne alırsan bi milyoooon
'Tığ teber şâh-ı merdân..' derler..
'Tığ' Farsçada ok veya mızrak ucu anlamında kullanılırken 'teber' bir çeşit balta. İşlemeli, ince keskin..
' tığ teber' bir deyim aslında.
'elimde okumdan ve baltamdan başka bir şey yok' anlamında
Ok ve teber teşbih; güce, sağlığa, sıhhâte.. onun haricindekiler yitip gidivermiştir..
Farsça 'heç'.
Tamamen ' yok ' değil, belki yok denecek kadar az..
Onu (hiç'i) kıymetsiz yapanda yok denecek kadar az olmasıdır zâten.
Bir 'şey' i 'yokluk'a mahkum etmek hangi kelimenin haddine..?
'Kün' istisnâ.
İmparatorluklarına kattıkları tüm halkların ilk önce yerel özgürlüklerini,
geleneksel dinlerini ve hukuk sistemlerini geri vermiş bir imparatorluk.. Tarihte ilk.
bknz.
ilk insan hakları beyânnâmesi.
bknz.
persian (İran)
bknz.
leon persian- leo par (İran Aslanı)
Kelimenin kökeni yunanca; 'keration' (keçiboynuzu çekirdeği)
Ayrıca 'kerata' kelimeside aynı kökten. (Ayakkabı çekeceği.)
Ayakkabı çekecekleri eskilerde boynuzdan yapıldığı için bu ismi almış..
Günümüz Türkçesinde 'kerata' haylaz çocuk anlamında kullanılıyor..
bknz.
hem kel hem fodul alâka
Sadistlik var Çinlilerde..
Sen tut adamın derisini soy, sonra tuzlu suyun içine at..
Göz kapaklarına iğne yerleştir ve işkence görenin gözü yorulup kapattığı zaman iğne gözüne batsın ve kör olsun..
İşkencenin tarihi insanlık tarihiyle eştir fakat Çinliler kadar bu işe özenen başka bir millet yoktur sanırım..
'a-sa-be' dir kökeni. (ع ص ب ;)
Fiil sarılma, sıkma anlamına gelir arapçada.
'âsâb' aynı köktendir. Sinir, kas anlamına gelir. 'âsâbın bozulması' ile 'sinirlenmek' eş anlamlıdır.
Aynı zamanda 'asabiyet' aşiretçilik anlamına gelir ki birbirlerine kan bağı nedeniyle sıkı sıkıya bağlı olmadır. Vücûdun sinirlerinin birbirlerine bağlı olması gibi..
Fanatik bir durum söz konusu.
Taassup(b) bir topluluğa, gruba sıkı sıkıya bağlanma anlamındadır.
'Mutaassıp'(b) ise bu fikri kabullenmiş kişidir.
'Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan doğan kıvanç durumu'
diyor TDK..
Sormadan edemiyeceğim;
Nasıl yani..? ya da 'hö..? '
Ulaşılmak derken..?
'Şuyûu vukûundan beter' derler..dir.
'şâiya' söylenti anlamına hâiz iken 'vukû' vâkıa ile aynı kökendendir.
Vâkıa (olay) , vâki (olmuş olan olay)
'vukû' ise olmanın, zuhûr etmenin karşılığıdır. 'Olma'dır anlamı.
dizesiyle birlikte harmanlanırsa ortaya 'Vatan Fâtihi' anlamı çıkmaktadır ki Vatan İstanbul'dan ibârettir derim âcizâne. Bu da benim itikâdım.
İstanbul Gûşâ.. Fâtih Sultan..
Allahın rahmeti üzerine olsun..
'Cisim' leşme. Yer kaplama.
'Cisim' yer kaplamış, kütle hâline gelmiş olan.
'mütecessim' yer kaplayan, 'cesâmet' 'cismâniyet' vs..
Fikrin, hayâlin eyleme dönüşüp maddeleşmiş hâlidir tecessüm. Bir ressâmın çizdiği resim, bir mimârın inşâ ettiği binâdır. Belki yazıdır.. Şu yazılanlar bile fikrin cisimleşmiş hâlidir vs..
cambaz
27.02.2007 - 15:43Kelime Farsça.
Lügatte 'başındaki bardağı düşürmeden rakseden oyuncu' olarak geçiyor ve imlâsının 'câmbâz' olduğu yazılı.
'Câm' (cam bardak, kadeh) 'Bâz' (oynayan)
'Cânbâz' anlamı bir yakıştırma olsa gerek. (vardır hocamın bir bildiği belki) Zira ip üzerinde yürüyüp canıyla pazarlığa girişme âdeti Uzak Doğuya ait bir oyun; bilhassa Çin. Fakat bardakla veya başının üstündeki bir başka nesne ile dans etme Orta Doğuda sık rastlanan bir oyun. Ve 'câmbâz' ismi bu yüzden verilmiş olsa gerek. (Enis'in affına sığınarak)
seyyar satıcı
27.02.2007 - 09:30'Bağçevân' imiş en evvelinde; (seyyâr sebze meyve satanlar) ,
'Bahçevân' olmuş en evvelinden bir sonraki evvelde
'Bahçıvan' demişler fakat sebze meyve işlerinden alıp budama, ekme-biçme işlerine vermişler.
ve 'Seyyâr Satıcı' olmuş âhirinde.. Akla gelebilecek her şeyi satabilme potansiyeline sahip kişilikler.
bknz.
hamsiiii tâze hamsiii
bknz.
ne alırsan bi milyoooon
tığ teber
27.02.2007 - 08:55'Tığ teber şâh-ı merdân..' derler..
'Tığ' Farsçada ok veya mızrak ucu anlamında kullanılırken 'teber' bir çeşit balta. İşlemeli, ince keskin..
' tığ teber' bir deyim aslında.
'elimde okumdan ve baltamdan başka bir şey yok' anlamında
Ok ve teber teşbih; güce, sağlığa, sıhhâte.. onun haricindekiler yitip gidivermiştir..
hiç
23.02.2007 - 19:56Farsça 'heç'.
Tamamen ' yok ' değil, belki yok denecek kadar az..
Onu (hiç'i) kıymetsiz yapanda yok denecek kadar az olmasıdır zâten.
Bir 'şey' i 'yokluk'a mahkum etmek hangi kelimenin haddine..?
'Kün' istisnâ.
pers imparatorluğu
23.02.2007 - 19:33İmparatorluklarına kattıkları tüm halkların ilk önce yerel özgürlüklerini,
geleneksel dinlerini ve hukuk sistemlerini geri vermiş bir imparatorluk.. Tarihte ilk.
bknz.
ilk insan hakları beyânnâmesi.
bknz.
persian (İran)
bknz.
leon persian- leo par (İran Aslanı)
karat
23.02.2007 - 19:19Kelimenin kökeni yunanca; 'keration' (keçiboynuzu çekirdeği)
Ayrıca 'kerata' kelimeside aynı kökten. (Ayakkabı çekeceği.)
Ayakkabı çekecekleri eskilerde boynuzdan yapıldığı için bu ismi almış..
Günümüz Türkçesinde 'kerata' haylaz çocuk anlamında kullanılıyor..
bknz.
hem kel hem fodul alâka
diş gıcırdatanlar
23.02.2007 - 19:06Askerlik..
Bölük koğuşu.. Sabaha kadar cırcır böcekleri gibi hep berâber cır cır cır..
Psikolojik olduğunu söylerler..
çin işkencesi
23.02.2007 - 19:03Sadistlik var Çinlilerde..
Sen tut adamın derisini soy, sonra tuzlu suyun içine at..
Göz kapaklarına iğne yerleştir ve işkence görenin gözü yorulup kapattığı zaman iğne gözüne batsın ve kör olsun..
İşkencenin tarihi insanlık tarihiyle eştir fakat Çinliler kadar bu işe özenen başka bir millet yoktur sanırım..
taassup
23.02.2007 - 13:59'a-sa-be' dir kökeni. (ع ص ب ;)
Fiil sarılma, sıkma anlamına gelir arapçada.
'âsâb' aynı köktendir. Sinir, kas anlamına gelir. 'âsâbın bozulması' ile 'sinirlenmek' eş anlamlıdır.
Aynı zamanda 'asabiyet' aşiretçilik anlamına gelir ki birbirlerine kan bağı nedeniyle sıkı sıkıya bağlı olmadır. Vücûdun sinirlerinin birbirlerine bağlı olması gibi..
Fanatik bir durum söz konusu.
Taassup(b) bir topluluğa, gruba sıkı sıkıya bağlanma anlamındadır.
'Mutaassıp'(b) ise bu fikri kabullenmiş kişidir.
unutulmaz kitap cümleleri
22.02.2007 - 19:48'Herkes bu meydana bir zafer için gelir, ben ise sâde Sana yenilmek için geldim..'
Samiha Ayverdi- Yusufçuk
beher
22.02.2007 - 17:05'be' + 'her'
Her biri..?
Sevgipoloji
22.02.2007 - 16:58Tâze bitti.
mutluluk
22.02.2007 - 14:42'Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan doğan kıvanç durumu'
diyor TDK..
Sormadan edemiyeceğim;
Nasıl yani..? ya da 'hö..? '
Ulaşılmak derken..?
aşağılık kompleksi
22.02.2007 - 11:52Kibir..
tabakât
22.02.2007 - 10:08Biyografiler.. Hâl tercümesi kitapları.
hamse
22.02.2007 - 10:01Penj (beş) . dir.
vuku
22.02.2007 - 09:59'Şuyûu vukûundan beter' derler..dir.
'şâiya' söylenti anlamına hâiz iken 'vukû' vâkıa ile aynı kökendendir.
Vâkıa (olay) , vâki (olmuş olan olay)
'vukû' ise olmanın, zuhûr etmenin karşılığıdır. 'Olma'dır anlamı.
zuhur
22.02.2007 - 09:53'Zâhir' e intikâl etme. Ortaya çıkma.. dır.
mahallenin muhtarları
22.02.2007 - 09:51Camii kıraathânesinde her namaz çıkışı toplanıp mahallede yapılan yeni binâlar, taşınan yeni insanlar hakkında istişâre eden pîr-i fânîler..
huzeyfe
22.02.2007 - 09:46Huzeyfe el-Yemân..
Resulullâh'ın sırdaşı..
cihân gûşa
22.02.2007 - 09:42Sultan II. Mehmet. Nâm-ı diğer Sultan Fatih..
Güşâ Arapça 'Fâtih' kelimesinin tam karşılığı. Açân, Fetheden anlamında Farsça bir kelime.
Cihân Gûşâ Yahya Kemal'in;
Cihan vatandan ibârettir, îtikadımca
Budur ölümde benim çerçevem, murâdımca
dizesiyle birlikte harmanlanırsa ortaya 'Vatan Fâtihi' anlamı çıkmaktadır ki Vatan İstanbul'dan ibârettir derim âcizâne. Bu da benim itikâdım.
İstanbul Gûşâ.. Fâtih Sultan..
Allahın rahmeti üzerine olsun..
sincap
21.02.2007 - 17:56'sincâb'
Farsça.
msn kullanmayanlar
21.02.2007 - 17:51'Ve dünya yeni bir kutuplaşmaya ve guruplaşmaya doğru sürekleniyordu..' dur.
tecessüm
21.02.2007 - 17:46'Cisim' leşme. Yer kaplama.
'Cisim' yer kaplamış, kütle hâline gelmiş olan.
'mütecessim' yer kaplayan, 'cesâmet' 'cismâniyet' vs..
Fikrin, hayâlin eyleme dönüşüp maddeleşmiş hâlidir tecessüm. Bir ressâmın çizdiği resim, bir mimârın inşâ ettiği binâdır. Belki yazıdır.. Şu yazılanlar bile fikrin cisimleşmiş hâlidir vs..
Toplam 638 mesaj bulundu