Hımm.. Bu ne olaki acep..
Dışı pamuktan yapılmış, dakikada 0.57 metreküp su emebilen 'yağmurluk' gibi bir şey herhalde..
Mâdem bilmiyorsun niye fikirsin?
E fikirsin niye bilmiyon? Fikri..!
diyesim var bu terime..
Hani Türk Sinemasında 'Fakir Şöför - Zengin Patron Kızı' furyasını kim başlattı diye merak edeniniz varsa ben söyliyeyim Atıf Yılmaz başlatmış bu işi.. Bir film; 1958 yapımı. Fakat 1928 yılında Aka GÜNDÜZ'ün romanından uyarlanmış.. Romanın önsözü;
; “Memleketimin şoförleri! Bu eserimi sizin için ve içinde çalıştığınız cemiyet için yazdım. Fakat hepsini size ithaf ediyorum(...) Ben bu eserimde bir şoförün hayatını anlatırken, kuvvetle zannediyorum ki, cemiyetin muhtelif manzaralarını da birkaç çizgi ile göstermiş oluyorum. Bunun içindir ki (Bir Şoförün Gizli Defteri) yalnız sizin kitabınız değildir. Burada hemen her vaka bir hakikate temas eder. Yalnız ben onların yerlerini, isimlerini, zamanlarını değiştirdim. Maksadım şu rezili, bu faziletliyi, öteki doğruyu, beriki iğriyi teşhir etmek değil, sadece hayat -hadiselerini, amillerini anonim şekle sokarak göstermektir.”
Film iyi, hoş..
Diğer 'soygun' filmleri gibi insanı şaşırtıyor finalinde..
'Banka soyuyorum, çünkü bunu yapabiliyorum' diyor Clive Owen- ki enteresan bir mantık.. Hollywood filmi olurda içinde yahudi zulmü (?) olmaz mı? O da var elbette. Filmi hollywood-cılar yapmış fakat filmin müziği 'bollywood' çılara ait.. Müzik filmden daha hoş.. Bana öyle geldi en azından..
Binmediğim hiç bir otobüs
Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde
Gittikçe azalıyor hayat
Neyi erken yaşadıysam
Hep ona geç kalıyorum
Sana göçüyorum her sonbahar
Yolların çıkmıyor aşkıma
Unuttuğun yağmurların adı saklımda
Seni içimden terk ediyorum
Susmaktan yoruldum
Kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri
Efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı, yanağıma varmadan öldürüyorum
Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
Seni içimden terkediyorum
Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanılgımdın
Yandığımdın
Yangındın
Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü 'belki'ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum
Şimdi
İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan
İki yarım kaldık
Tamamlayamadık bizi
Elinden tutamadık yanlızlığımın
Saçlarımıda uzaklarına gömdün
İçimin mavisi senin okyanusundandı
Al! geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
Sana bensizliği terkediyorum
'Yârime uzanmayan bütün dallarım kırılsın' demiştin
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?
Ne tuaf değil mi?
İçimi acıtanda sendin
Acımı dindirecek olanda
'Ya öldür beni'dedim
Ya da git benden
İçi bulanık bir sevdanın ucunda
Seni kaybettim
Aldırmadın aldırmalarıma
Bir gecede yakıp yârini
Şafaklara sattın ihanetini
Küllerime basanlar bile utandı yaptığından
İşte soluk bir ömrün son nefesi
Benden
İçimden
Terkediyorum
Kahraman Tazeoğlu *
*En son Radyo 7 de 'mavi ada' programını yapıyordu.. 6 sene önce.. Çok kahrımı çekmiştir. Ve şiirleri gerçekten iyidir..
Harekât birliği olan 'komando' ile ilişkisi düşünülebilen kelime.
Hatta 'televizyon kumandası' da aynı kökten geliyor olabilir. Hatta hepsinin Eski Türkçede kullanılan ' komıtmak' fiili ile ilşkisi düşünülebilir.
'komıtmak' heyecan ve şevk vermek
'komutan' heyecan ve şevk veren.
Televizyon kumandasının ne tür bir heyecan ve şevk verdiği açıklanmaya muhtaç olmasa gerek..
'mâ' + 'cerâ'.
'mâ' Arapça ' su ' anlamına geliyor ki bilinen bir şeydir.
'cerâ' ise akış, akma. Cereyan da aynı kökten (akım) .
Yani ki 'mâcerâ' = suyun akışı. Bu kök anlamı. Bir de sözlük anlamı var ki 'kişinin başından geçen ilginç olaylar zinciri' demek.
Mecaz anlamı 'olmayacak gibi görünen iş'
Bir de 'mecrâ' var ki bu da akıbet. 'Akarsu yatağı' anlamında kullanıyor araplar.
Yani 'mecrâ', mâ-cerâ' nın nihayet bulduğu yer.
Hesaplanmayangillerden..
Bugün aldigim bir maili sizlerle de paylasmak istiyorum!
Sky news,BBC´yle birlikte Ingilterenin en buyuk haber kanali ve kulandiklari
anketler, haberlerinde yer aliyorlar
son anketleri, israilin saldirmasi haklimi/haksizmi.
Israililer, anketi etkilemek icin, spam bile yapiyorlar (linki spam mail´den
buldum) ve su an anketin durumu:
israil haklidir: 86,91%
israil haksizdir: 13.08%
haydi arkadaslar, bizde oyumuzla durumu degistirelim!
oyunuzu vermek icin, asadaki siteye girip, 'no' ve ardindan 'vote now' basmaniz
yeterli!
Anlamsız argolardan biri..
'Bekleyeni beklediği yerin altına gömüp ihmal etmek '
'Ne ekersen onu biçersin' atasözüyle âlakası düşünülebilir fakat 'Dostunu ekersen bir düşman biçersin' gibi bir sonuç çıkıyor bundan da.. Ektiğini biçemiyorsun yani.. Ya da ektiğin dostun seni biçiyor. Karışık durumlar..
Devede nal ne gezer?
'Deniz Baykal'dan Cumhurbaşkanı olursa benden de Kainat Güzeli olur' ironisini gibi..
Deve de nal olmadığı gibi senden de Cumhurbaşkanı olmaz anlamında yani..
Mesela verdiğim örneğe bakarakta bunu söyleyebilirsiniz;
Yok devenin nalı..!
aşık öyküler
29.03.2007 - 20:31-Bana bir öykü anlat..!
-Bir öykü bildiğimi sanmıyorum..
-Sen bir öykü bilmiyor musun gerçekten; dinle şimdi:......
ince sızı
29.03.2007 - 20:30Sızıntı.
yakışıklı değil ama çekici,karizmatik
29.03.2007 - 20:25Kurbağa.
ikmal
28.03.2007 - 16:22'Kemâl' e erdirme faaliyeti.
Tamamlama..
Beni öldürseler yine de ismini vermem
28.03.2007 - 16:12- Alırızzzz.. Dert etme sen.. Bana huang-che* yi getirin çabuk.
(Huang-che-Çin mafyası)
temkin
28.03.2007 - 16:01'mekânet'
Sağlama alma. (mekân; sağlam yapı)
kıyafet
28.03.2007 - 15:53Moda, giyim tarzı.
Aslında arapçada 'iz sürme' anlamına geliyor. (gayf)
'Bir topluluğun giyim tarzını izleme' anlamı da çıkartılabilir..
bilgisiz fikir
28.03.2007 - 15:41'Lambada gaz yok; fitil neylesin?
Kafada akıl yok; fikir neylesin? '
Bu biraz daha iyi..
bilgisiz fikir
28.03.2007 - 15:38Hımm.. Bu ne olaki acep..
Dışı pamuktan yapılmış, dakikada 0.57 metreküp su emebilen 'yağmurluk' gibi bir şey herhalde..
Mâdem bilmiyorsun niye fikirsin?
E fikirsin niye bilmiyon? Fikri..!
diyesim var bu terime..
bir şöförün gizli defteri
27.03.2007 - 18:57Hani Türk Sinemasında 'Fakir Şöför - Zengin Patron Kızı' furyasını kim başlattı diye merak edeniniz varsa ben söyliyeyim Atıf Yılmaz başlatmış bu işi.. Bir film; 1958 yapımı. Fakat 1928 yılında Aka GÜNDÜZ'ün romanından uyarlanmış.. Romanın önsözü;
; “Memleketimin şoförleri! Bu eserimi sizin için ve içinde çalıştığınız cemiyet için yazdım. Fakat hepsini size ithaf ediyorum(...) Ben bu eserimde bir şoförün hayatını anlatırken, kuvvetle zannediyorum ki, cemiyetin muhtelif manzaralarını da birkaç çizgi ile göstermiş oluyorum. Bunun içindir ki (Bir Şoförün Gizli Defteri) yalnız sizin kitabınız değildir. Burada hemen her vaka bir hakikate temas eder. Yalnız ben onların yerlerini, isimlerini, zamanlarını değiştirdim. Maksadım şu rezili, bu faziletliyi, öteki doğruyu, beriki iğriyi teşhir etmek değil, sadece hayat -hadiselerini, amillerini anonim şekle sokarak göstermektir.”
:)
Enteresan..
İçerideki Adam / Inside Man
27.03.2007 - 18:51Film iyi, hoş..
Diğer 'soygun' filmleri gibi insanı şaşırtıyor finalinde..
'Banka soyuyorum, çünkü bunu yapabiliyorum' diyor Clive Owen- ki enteresan bir mantık.. Hollywood filmi olurda içinde yahudi zulmü (?) olmaz mı? O da var elbette. Filmi hollywood-cılar yapmış fakat filmin müziği 'bollywood' çılara ait.. Müzik filmden daha hoş.. Bana öyle geldi en azından..
'Chaiyya Chaiyya'
(fragman)
Bu da orijinal klibi;
Şiirle Terketmek
23.03.2007 - 15:21Binmediğim hiç bir otobüs
Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde
Gittikçe azalıyor hayat
Neyi erken yaşadıysam
Hep ona geç kalıyorum
Sana göçüyorum her sonbahar
Yolların çıkmıyor aşkıma
Unuttuğun yağmurların adı saklımda
Seni içimden terk ediyorum
Susmaktan yoruldum
Kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri
Efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı, yanağıma varmadan öldürüyorum
Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
Seni içimden terkediyorum
Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanılgımdın
Yandığımdın
Yangındın
Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü 'belki'ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum
Şimdi
İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan
İki yarım kaldık
Tamamlayamadık bizi
Elinden tutamadık yanlızlığımın
Saçlarımıda uzaklarına gömdün
İçimin mavisi senin okyanusundandı
Al! geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
Sana bensizliği terkediyorum
'Yârime uzanmayan bütün dallarım kırılsın' demiştin
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?
Ne tuaf değil mi?
İçimi acıtanda sendin
Acımı dindirecek olanda
'Ya öldür beni'dedim
Ya da git benden
İçi bulanık bir sevdanın ucunda
Seni kaybettim
Aldırmadın aldırmalarıma
Bir gecede yakıp yârini
Şafaklara sattın ihanetini
Küllerime basanlar bile utandı yaptığından
İşte soluk bir ömrün son nefesi
Benden
İçimden
Terkediyorum
Kahraman Tazeoğlu *
*En son Radyo 7 de 'mavi ada' programını yapıyordu.. 6 sene önce.. Çok kahrımı çekmiştir. Ve şiirleri gerçekten iyidir..
adliye
23.03.2007 - 14:23Osmanlı Türkçesinde telaffuzu 'dâire-i adliyye' şeklindedir.
bknz.
öğrendikte ne oldu demeyin.
Kumandan
23.03.2007 - 14:21Harekât birliği olan 'komando' ile ilişkisi düşünülebilen kelime.
Hatta 'televizyon kumandası' da aynı kökten geliyor olabilir. Hatta hepsinin Eski Türkçede kullanılan ' komıtmak' fiili ile ilşkisi düşünülebilir.
'komıtmak' heyecan ve şevk vermek
'komutan' heyecan ve şevk veren.
Televizyon kumandasının ne tür bir heyecan ve şevk verdiği açıklanmaya muhtaç olmasa gerek..
meşk
23.03.2007 - 14:12Aşkın 'tamâmen duygusal' olmayan halleri..
meşk
23.03.2007 - 14:11Aşkın vücud bulmuş hâli.
komik
23.03.2007 - 13:44'Şuan 'nötr' durumdayım. Ve uzun zamandır tarifi zor duygular yaşamadım.' diyorsanız; buyrun..
macera
23.03.2007 - 13:38'mâ' + 'cerâ'.
'mâ' Arapça ' su ' anlamına geliyor ki bilinen bir şeydir.
'cerâ' ise akış, akma. Cereyan da aynı kökten (akım) .
Yani ki 'mâcerâ' = suyun akışı. Bu kök anlamı. Bir de sözlük anlamı var ki 'kişinin başından geçen ilginç olaylar zinciri' demek.
Mecaz anlamı 'olmayacak gibi görünen iş'
Bir de 'mecrâ' var ki bu da akıbet. 'Akarsu yatağı' anlamında kullanıyor araplar.
Yani 'mecrâ', mâ-cerâ' nın nihayet bulduğu yer.
Hesaplanmayangillerden..
eşkıya
22.03.2007 - 18:54Galât-ı meşhûr.
'şâkî' nin çoğulu. 'şâkîler' anlamında. Lâkin Türkçede tekil olarak kullanılıyor.
'şâkî' suç işleyen, sıkıntı veren..
israil
22.03.2007 - 18:27'Herkese Merhaba,
Bugün aldigim bir maili sizlerle de paylasmak istiyorum!
Sky news,BBC´yle birlikte Ingilterenin en buyuk haber kanali ve kulandiklari
anketler, haberlerinde yer aliyorlar
son anketleri, israilin saldirmasi haklimi/haksizmi.
Israililer, anketi etkilemek icin, spam bile yapiyorlar (linki spam mail´den
buldum) ve su an anketin durumu:
israil haklidir: 86,91%
israil haksizdir: 13.08%
haydi arkadaslar, bizde oyumuzla durumu degistirelim!
oyunuzu vermek icin, asadaki siteye girip, 'no' ve ardindan 'vote now' basmaniz
yeterli!
http://www.sky.com/skynews/polls/displayresults/1,,91153-1003515,00.html
aLpHaE aNtArEs* '
bu vesile ile kulaklarını da çınlatmış olayım Erdem'in..
ekilmek
22.03.2007 - 18:21Anlamsız argolardan biri..
'Bekleyeni beklediği yerin altına gömüp ihmal etmek '
'Ne ekersen onu biçersin' atasözüyle âlakası düşünülebilir fakat 'Dostunu ekersen bir düşman biçersin' gibi bir sonuç çıkıyor bundan da.. Ektiğini biçemiyorsun yani.. Ya da ektiğin dostun seni biçiyor. Karışık durumlar..
nasreddin hoca
22.03.2007 - 15:38bknz.
Nasreddin Hoca'nın Gençliği
:)
nasreddin hoca
22.03.2007 - 15:37http://www.depomuz.net//resimler/e9dd6ebfadc504bf15bd5ac5eb91bbc3.jpg
Bakalım tanıyacak mısınız?
Kerkük-Türkmen arşivlerinde böyle resmediliyormuş.
devenin nalı
22.03.2007 - 14:52Devede nal ne gezer?
'Deniz Baykal'dan Cumhurbaşkanı olursa benden de Kainat Güzeli olur' ironisini gibi..
Deve de nal olmadığı gibi senden de Cumhurbaşkanı olmaz anlamında yani..
Mesela verdiğim örneğe bakarakta bunu söyleyebilirsiniz;
Yok devenin nalı..!
Toplam 638 mesaj bulundu