'dünyâ' ednâ kelimesinin türevi. Aşağıda olan, yeryüzü anlamına geliyor arapçada. Bir diğer anlamıda 'beri, daha yakın' olandır.
Neye yakın?
Aşağıya yani yere..
'Alçak Dünya! ' desek yeridir yani..
Genellikle bir cihazı tamir ettikten ve 'oldu işte' dedikten sonra cihazı çalıştırınca (çalıştıramayınca) kullanılan cümle. Artan vidalar, kısadevre yüzünden atan sigortalar veya yanan cihazlar cabası..
Ankara'da yaşanmış bir olay.
Semtini hatırlamıyorum, bir ilkokul öğrencisi karşıdan karşıya geçerken arabanın altında kalıyor ve vefat ediyor. Mahalleli isyan ederek üst geçit yapmadığı için belediyeye saldırıyor. Medya belediyeyi suçluyor derken üst geçit yapılıyor. Belediye başkanı yakın takibe alıyor üst geçidi ve mahallelinin üst geçidi 'hiç' kullanmadığını gözlemliyor..
-yorumsuz-
Mutlak bilgiye verilen örnekler türlü türlüdür. Bunlardan daha anlaşılır ve basit örneği soba ve çocuk ikilisidir.
Çocuğa sobaya yanaşmamasını aksi halde elinin yanacağını söylersiniz.
Çocuk bunu bir ve sobaya elini sürmez. Bu takliddir..
Çocuk yanan sobaya elini değdiren ve eli yandığı için acı çeken birisini görür ve imtina eder. Elini yanan bir sobaya dokundurmaması gerektiğini bilir.
Çocuk gider ve yanan sobaya elini koyar. Ve ateşin acısını hisseder. Artık o sobanın yaktığını ve acıttığını biliyordur; yaşamıştır. Diğer gözlemlerden çok daha üstün. mutlak bir bilgiye ulaşmıştır artık; yaşayarak...
İmâm-ı Gazali imanı 3 kısma ayırarak tasnifler.
Taklidi imân
Tahkiki iman
Hakiki iman.
İman ve bilgi tıpatıp aynı olmasada bir çok noktada benzeşir. Gazali şu örneği verir bu tasnifter;
Bir ev vardır. Ve içerisinde bir şeylerden bahsediliyordur.
Taklidi iman = Birisi gelir ve Ahmet'e o evde bir şeylerin konuşulduğunu söyler. Ahmet bunu bilir fakat bilgi düzeyi anlatanın anlatma kabiliyeti ve kendisinin anlama kabiliyeti ile sınırlıdır.
Tahkiki iman = Ahmet eve, duvarın dibine yanaşır ve içeride bir şeylerin konuşulduğunu farkeder. Kulağıyla duyar. Artık emin olma düzeyi bir kademe artmış durumdadır.
Hakiki iman = Ahmet evin kapısına yönelir, içeri girer ve orada konuşulanları hem dinleyip hemde gözüyle görür. Bu Mutlak bilgi ve Mutlak iman düzeyidir.
'Şiddete şiddetle karşıyım' sloganının seyir hâlindeyken annesinden gofret istediği için sokak ortasında pataküte dayak yiyen çocuğun annesini ayağımın altına alıp gerçekleştirmek istetediğim eylem..
Yıl sonlarında çalışanları depresyona sokmak için hususi icâd edilmiş, fiş toplamak uğruna can telef edilen, emeklilerden kaldırıldığı gibi çalışanlardanda kaldırılması ve ücretlere yansıtılmasını istediğimiz olaydır.
dünya
26.12.2006 - 12:32'dünyâ' ednâ kelimesinin türevi. Aşağıda olan, yeryüzü anlamına geliyor arapçada. Bir diğer anlamıda 'beri, daha yakın' olandır.
Neye yakın?
Aşağıya yani yere..
'Alçak Dünya! ' desek yeridir yani..
sütü seven kamyoncu
26.12.2006 - 12:14Pınar, sütaş vb. gibi süt üreten firmaların nakliye kamyonlarının şöförü.
bknz.
sütü seviyorum çünkü işimi seviyorum çünkü ekmek parası
bu işte bir yanlışlık var
26.12.2006 - 12:07Genellikle bir cihazı tamir ettikten ve 'oldu işte' dedikten sonra cihazı çalıştırınca (çalıştıramayınca) kullanılan cümle. Artan vidalar, kısadevre yüzünden atan sigortalar veya yanan cihazlar cabası..
üst geçit
26.12.2006 - 11:32Ankara'da yaşanmış bir olay.
Semtini hatırlamıyorum, bir ilkokul öğrencisi karşıdan karşıya geçerken arabanın altında kalıyor ve vefat ediyor. Mahalleli isyan ederek üst geçit yapmadığı için belediyeye saldırıyor. Medya belediyeyi suçluyor derken üst geçit yapılıyor. Belediye başkanı yakın takibe alıyor üst geçidi ve mahallelinin üst geçidi 'hiç' kullanmadığını gözlemliyor..
-yorumsuz-
mutlak bilgi
26.12.2006 - 11:15Mutlak bilgiye verilen örnekler türlü türlüdür. Bunlardan daha anlaşılır ve basit örneği soba ve çocuk ikilisidir.
Çocuğa sobaya yanaşmamasını aksi halde elinin yanacağını söylersiniz.
Çocuk bunu bir ve sobaya elini sürmez. Bu takliddir..
Çocuk yanan sobaya elini değdiren ve eli yandığı için acı çeken birisini görür ve imtina eder. Elini yanan bir sobaya dokundurmaması gerektiğini bilir.
Çocuk gider ve yanan sobaya elini koyar. Ve ateşin acısını hisseder. Artık o sobanın yaktığını ve acıttığını biliyordur; yaşamıştır. Diğer gözlemlerden çok daha üstün. mutlak bir bilgiye ulaşmıştır artık; yaşayarak...
evli erkekler
26.12.2006 - 11:08Sanırım yoklama alınıyor.
Burdaa..!
mutlak bilgi
26.12.2006 - 11:07İmâm-ı Gazali imanı 3 kısma ayırarak tasnifler.
Taklidi imân
Tahkiki iman
Hakiki iman.
İman ve bilgi tıpatıp aynı olmasada bir çok noktada benzeşir. Gazali şu örneği verir bu tasnifter;
Bir ev vardır. Ve içerisinde bir şeylerden bahsediliyordur.
Taklidi iman = Birisi gelir ve Ahmet'e o evde bir şeylerin konuşulduğunu söyler. Ahmet bunu bilir fakat bilgi düzeyi anlatanın anlatma kabiliyeti ve kendisinin anlama kabiliyeti ile sınırlıdır.
Tahkiki iman = Ahmet eve, duvarın dibine yanaşır ve içeride bir şeylerin konuşulduğunu farkeder. Kulağıyla duyar. Artık emin olma düzeyi bir kademe artmış durumdadır.
Hakiki iman = Ahmet evin kapısına yönelir, içeri girer ve orada konuşulanları hem dinleyip hemde gözüyle görür. Bu Mutlak bilgi ve Mutlak iman düzeyidir.
Kemeraltı
26.12.2006 - 10:36İzmir..
dövmek
26.12.2006 - 10:20'Şiddete şiddetle karşıyım' sloganının seyir hâlindeyken annesinden gofret istediği için sokak ortasında pataküte dayak yiyen çocuğun annesini ayağımın altına alıp gerçekleştirmek istetediğim eylem..
kötek
26.12.2006 - 10:09Farsçada yazılışı 'kûteng' olup 'çırpıcı tokmağı' anlamına gelir. Çırpıcı tokmağının en büyük özelliği ise gayet ağır ve acıtan bir sopa olmasıdır.
vergi iade
26.12.2006 - 10:05Yıl sonlarında çalışanları depresyona sokmak için hususi icâd edilmiş, fiş toplamak uğruna can telef edilen, emeklilerden kaldırıldığı gibi çalışanlardanda kaldırılması ve ücretlere yansıtılmasını istediğimiz olaydır.
gammazlamak
26.12.2006 - 10:00Gammâz arapçada kaşı gözüyle işaret eden anlamına gelir. Gamze kelimeside aynı köke ait olmakla beraber gözkırpan anlamında kullanılır..
Toplam 638 mesaj bulundu