Suf Aya Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antoloji ...

  • oyun havası

    29.12.2006 - 10:01

    Oyun oynamak için en uygun olan hava yağmurlu havalardır. Hele birde oyunun tam ortasında yağmaya başlayan yağmurun
    Çocuk oyunlarında çok önemli bir yeri vardır. O an çocuğun, üstünün çamurlanması ve eve gidince yenilecek fırça ile oyunu ıslanılmayacak bir kuytudan seyretmek arasında tercih yapmak zorunda kaldığı çok ağır imtihanlardan birisidir.

  • merak

    29.12.2006 - 09:56

    'merâg' incelik, duyarlılık..
    'rikkat' (duyarlı olma) kelimesinden türemiştir.

  • eyvallah

    29.12.2006 - 09:54

    ' ey' + 'vallahi'
    yeminle evet..
    eyy = evet.
    Bir kısım müslümanlar arasında tasdik işareti veya yemin ifade eden bir tâbirdir. Bazan Allaha ısmarladık yerine söyliyenler de vardır.

  • ne

    28.12.2006 - 22:39

    Eski Türkçede ' n ' harfi ile başlayan tek kelimedir. Diğer sorular 'ne' sözcüğünün türevidir. 'nasıl- ne asıl, niçin- ne için, vs..'

  • nasılsın

    28.12.2006 - 22:36

    Sohbet için kapı aralayan sözlerden olup, bir anne veya babanın dudaklarında hayat bulan soru..

  • kıyamet

    28.12.2006 - 16:16

    'kıyâm' kelimesinin türevi..
    Kıyâm namazın bölümlerinden bir tanesidir aynı zamanda ki 'ayakta durma' anlamına gelir..
    'kıyâmet' ise son yargı gününde ölülerin ayaklanması anlamındadır.
    âmennâ ve saddaknâ! (inandık ve sâdık kalacağız)

  • korsan

    28.12.2006 - 16:03

    Hemen hemen bütün denizcilik terimlerinde olduğu gibi bu kelimede İtalyanca. 'corsaro'
    'corsa' akın, saldırı anlamına geliyor..
    İllegal bir yapılanma olduğu için türkçede kaçak, el altından yapılan işlerede bu isim verilmiş-tir...

  • dut yemiş bülbül

    28.12.2006 - 15:28

    Rivâyet olunur ki;
    Dut mevsimi 'bülbül'ün yumurtlama mevsimidir. Ve dişi bülbüllerin dişiliklerine pek yakışmayan bir âdeti vardır ki buda civcivin yumurtadan çıkmasıyla şol yuvalarını terk etmeleridir. Yuvayı terk eden dişi olunca iş tabiki erkek bülbül'ün üzerine kalmaktadır. Garibim gece gündüz rızık peşinde dolaşa dolaşa ötmeye vakit bulamamaktadır.
    Âvamın bülbüllerin dut mevsiminde ötmemesini gözlemlemesi
    bunun 'dut'un kendisinden kaynaklandığı sanılmış ve dut yemiş bülbül deyiminin ortaya çıkmasına sebep olmuştur..
    Halbuki sebep dişi bülbüldür..
    Zaten dişiler...
    (ne ise ne (neyse) kalsın burada..)

  • sinir olmak

    28.12.2006 - 13:09

    Doğru düzgün yazabilme kabiliyeti olmasına rağmen, henüz anlam veremediğim ama 'şirin gözükmek için' olduğunu tahmin ettiğim sebeple
    doğunun konuşma şivesini kötü bir şekilde taklit edip, doğulu insanlarla bir nev'i alay eden? ......... lere veya......lara..

    *soru işaretinden sonraki boşluğu kapatmayın; öylece kalsın..

  • yukarı

    28.12.2006 - 13:05

    'Aşağı ! ' diyerek haykıran nefse karşı ruhun fısıltısı 'Yukarı..'

  • ve papağan fıstık dedi

    28.12.2006 - 13:00

    Dili sürçmüştür..

  • hayata tutunmak

    28.12.2006 - 12:57

    Hayat halatına gres yağı sürülmemişse mümkündür. Ama genelde yağlıdır halat..

  • izostatik denge

    28.12.2006 - 12:44

    Yeraltı dünyasındaki hiyerarşi..

  • defolmak

    28.12.2006 - 12:37

    Gururlu adam ve dövülesi patron diyaloğu;

    -Defol! çık dışarı, bir daha adımını bile atma buraya..
    -Defolmuyorum! istifa ediyorum:S

    bknz.
    her yerin istifa etse ne olacak, lafı yemişsin bir kere.

  • hikmet

    28.12.2006 - 12:30

    Hikmet; (HKM) den türemiş bir kavramdır.
    Ha ke me fiilinin mastarıdır; . Hükm, bir gücü; karar vermeyi ifade etmektedir.
    Hükm kelime anlamı olarak yönetme ve idare etme demektir. Ayrıca Araplar atı gemlemeğe de 'hükm' derler.
    Demek ki hükmde zabt-u rabt altına alma anlamı da var.
    Fiil tef”ıl babına nakledildiğinde hakem tayin etmek demek olur.
    Hakîm insanlar arasındaki anlaşmazlıkları çözümlemek için seçilen kışıdır.Hatta 'hükümet'in hikmetide budur; anlaşmazlıklarda doğru olana hükmetmek.. Daha genel bir kavram tabi bu..
    Bu çerçevede hikmet doğru ve isabetli bir karar olarak öne çıkmaktadır. İsabetli olmak doğru/uygun düşünmek ve doğru davranmak olarak da anlaşılmalıdır.
    Hikmet, bu anlamda karışan ve yerlerinden oynatılan kavramları yerli yerine oturtmaktır. Bu noktada adaleti de içermektedir.
    Ki hikmetin bir anlamı da adalettir.
    Hakîm ise isabet eden adaletli davranan kimsedir.
    Adâlet, her şeyin yerli yerince olması; zıddı olan zulüm ise bir şeyin aslî yerinde değerlendirilmemesi, yerli yerince kabul edilmemesidir.

  • müdafaa

    28.12.2006 - 12:25

    Geri tepme, püskürtme; ' def' ' etme anlamında.
    'taarruz' edene karşı koymak diye ifâdelendirirsek daha isâbetli olur.

  • mahalle

    27.12.2006 - 23:21

    Mahalle ikâmet edilen yer anlamına gelir.
    'mahall' ile köken olarak aynı. şöyleki 'mahall' kelimesinin anlamı durma veya konaklama yeridir. yani mahalle nin bir alt kademesi. Sabit oturulan yer değilde konaklanılan yer anlamında.
    Hatta 'mahal' kelimeside 'hâl' kelimesinin türevidir.
    'hal' arapçada binek hayvanından inme, yolculuğu sona erdirme anlamlarına da gelmekle beraber 'durum' anlamıylada kullanılır.
    sırayla
    hal
    mahal
    ve mahalle
    kelimelerinin anlamını sırayla düşünürsek anlamak daha bir kolaylaşır..

  • farsça

    27.12.2006 - 22:36

    'Bir alttaki entrynin içinde kaç tane farsça kelime olduğunu söylemeyeceğim' cümlesini çağrıştıran terim.

  • islam

    27.12.2006 - 19:27

    Aklı gözünde olan insanlar, görmedikleri şeyler hakkında ya atarlar ya da inkar ederler.. Buradada sık karşılaşılan bir durum bu. tefsir ilmine çok fazla vukufiyetim yok.Gerek Kur'an-ı Kerimde gerekse hadislerde çok fazla Cennet ve cehennem tasviri yapılmıştır.Merak edenler açar ve okur. Anlamıyorsa bile bu anlamazlık anlamadığı şeyi inkâr etmesi gibi bir selahiyet vermez ona. Ve okuyan herkes farklı bir şekilde algılayıp zihninde farklı şekillerde tasavvur edegelmiştir zaten.
    Allah önce kullarından 'imân' etmelerini ister ki 'mümin' (imân eden) anlamına gelir.
    Ve Allah kullarından 'teslim olmalarını' ister ki 'müslüman (teslim olan) demektir.
    İnançlarını bu teslimiyetin üzerine inşa edememiş insanların kaderi yalpalamaktan, daha sonrada 'yoruldum' deyip yola yatmaktan başka bir şey değil.

    Ben müslümanım. Ve görmediğim şeye inanıyorum. Görmediğim halde bir ceza ve mükafat olacağına inanıyorum. Kur'an-ı kerim'in vardır dediği şeyi sorgulamıyorum. Vardır diyorsa vardır; ben buna inanır bunu söylerim..

  • nasihat

    27.12.2006 - 17:30

    İnsanoğlunun kulağını bükmek, nasihat vermek boştur;
    kıssadan hisse çıkarmak da boştur.
    Bu cihanda nasihat, nisan yağmuru gibi bol bol yağar, sel gibi akar.
    Ama nerede o sadef ki,
    ağzını açsın da yuttuğu bu damlayı inciye tebdil etsin.
    Her hadise, içinde hissesi olan bir kıssadır.
    Ama nerede o göz ki, bu dolaşık ve sırlı yazıyı söküp heceleyebilsin..

  • çiçekleri yemeyin

    27.12.2006 - 16:25

    Delikanlı ağzındaki gülle esmeralda ile çılgınlar gibi dans ederken, dansın finalinde; en romantik(?) sahnesinde duyurulası anons..

  • ihtilaf

    27.12.2006 - 16:13

    Aykırı durumda olmak..

  • iç ses

    27.12.2006 - 16:12

    Çık dışarı!

  • erkek ve nankörlük

    27.12.2006 - 16:05

    ne alaka ya..
    erkek everest tepesinin zirvesine tutunmuş bir kaya
    nankörlük denizlerin en derin yerinde yaşayan bir plankton..
    hiç yakışıyor mu birbirine
    hani bir birbiriyle en alakasız ikikelime yarışması yapsalar
    bütün insanlık hatta diğer canlılar
    bu iki kelimeyi işaret ederler..
    kandırmayalım insanları
    reca ediyorum..

    bknz.
    kendi kendine gülmek

Toplam 638 mesaj bulundu