'nena ovalu'
lazca 'küfür'ün tam karşılığı değil. Lazca sözlüklerden bakmakla öğrenilmez. Pratiğe ihiyaç vardır. Lazcada küfür kelimesinin tam karşılığı 'ogoru' dur. Hemen örnek verelim,
Zevâhir 'zahir' kelimesinin çoğulu..
Görünen taraflar, dışyüz anlamında..
Zevâhiri kurtarmak ise dışyüzü yani karizmayı kurtarmak anlamına geliyor..
deyim olarak kullanılışı ise az bildiği bir konuda ya da işte karizmasını çızdırmadan o işten sıyrılmak anlamlarına gelir..
bknz.
parçası arttığı halde elektrikli süpürgeyi çalışır hâle getiren adam.
*not: parça çaktırmadan yok edilir, artan parça görülmüş ise mümkünâtı yok zevâhir kurtarılamamış, karizma çızılmıştır..
'gâvgâ' dır orijinal yazılışı. farsça kelime.
Bağırış çağırış, gürültü patırtı anlamlarına gelir.. Nasıl?
Şöyle ki;
'gâv' farsçada 'feryât,nârâ' anlamlarına gelir.. 'gâ' ekide pekiştirmek için sonuna iliştirilmiştir.
Gürültü çıkartmadan edilen 'kavgalar' kavga değildir, biz onlara 'didişmek' diyoruzdur.. Hani artı depremler gibi zemin iyice yerine otursun, boşluk kalmasın diye..
- Ne yapıyorsunuz kuzum, neden kavga ediyorsunuz?
-Kavga etmiyoruz, didişiyoruz.. birazdan barışırız..
gibi..
Arapçada bir yerde yerleşik olarak duran halk anlamında bir kelimedir.
'kıyâm' kelimesinin türevidir ki 'durma' anlamına gelir.
Ayrıca 'ayakta durma' anlamıyla da kullanılan 'kıyâm' kelimesi namazın bölümlerindendir.
Her kavmin ve her kesin ayağa kaldırılacağı, diriltileceği gün olan 'kıyâmet' kelimesi de aynı köktendir. Hatta camilerde cemaati ayağa kaldıran müezzinlerin bir diğer ismi 'kayyîm' dir.
Hatta ve hatta 'durma, varlık gösterme, niceliksel duruş' anlamlarında ki 'kıymet' kelimeside aynı köke ait..
Fakat kuyumcu aynı kökten değil işte.. O başka bir şey, konumuzla alâkası yok.. :)
Türkçe yazılışı böyle olmasına rağmen Word programının hata verdiği, hatta Word'ün son sürümünde 'vaat etmek' olarak kendiliğinden değişen terimdir.'vaad'(ar.) ve 'etmek'(tr) kelimelerinden mürekkep olan bu terim Arapça ve Türkçenin izdivâcına güzel bir örnektir. İzdivâclarına bir mâni yoktur. Ayrıca word'ün bu yaptığı terbiyesizliktir. Ve yine ayrıca 'söz vermek' anlamına gelirdir.:P
Bir zamanlar İstanbul'da köşe başı limonatacıları çok meşhurdu.
Önce limonun kabuğu rendelenir, sonra limon küçük parçalara ayrıştırılarak ezilir. 10 limona karşılık 1 portakalda aynı şekilde suyu ve kabuğuyla şeker ile beraber karılır. Üzerine su ilâve edilir. Ve bardağı 50.000 tl.den satışa sunulur idi.. Ben satarken tabi.. şimdi kaç ytl dir pilemeyirum..
Farsçada 'âşûre' karışık yemek anlamına geliyor.
'âşûrden' (içine katmak, karıştırmak) fiilinden türemiş.
Kendisi de anlamına uygun zâten.. Bir de şu karanfili koymasalar içine..
Eziyete dönüşüyor..
'feci' '
trajik haldeyim demek..
'fâciâ' kelimeside aynı kökenden.
Zaten 'fâcia' kelimesi 19. yy de 'tragedia' (trajedi) kelimesinin karşılığı olarak türetilmiş...
Sevemediğim sorudur.
' önce var olanlarımı sayayım yoksa yok olaları mı? yada sadece var olanları sayarsam yok olanları anlayabilecek kadar zeki misin? ' diye cevap veresim gelse de yemiyor işte..
-ne olsun be.. iyilik sağlık.. (tam burada sende ne var ne yok diye sorulmaz ve bu menfur sorunun intikâmı alınır..)
Aslında eski kullanımı 'yüz çevirip bakma, tenezzül etme' anlamlarına geliyor. Hani zahmete girip gözlerine bakınca, muhatap alınca da iltifat etmiş oluyor insan.. E iltifat et bana demekte ne kadar onurlu bir davranış olur bilemiyorum artık..
-Ne olur bak bana, beni kâle al...!
yalvarma kokuları var bu kelimede..
bozar..
İki kısım acı var..
İç etkelerin acıttığı bir de dış etkenlerin acıttığı..
Eğer bizi üzen dış etkenler ise, duyduğumuz acı o etkenin keyfiyetinden daha çok, bizim o olaya/kişiye verdiğimiz anlamlardan ileri geliyordur.
Bir 'şey' e ne kadar çok anlam yüklenirse, verdiği acı o kadar fazla olur.
bknz.
filozof gibi konuştum, gidip patrondan zam isteyeyim bari.
küfür
29.01.2007 - 19:29'nena ovalu'
lazca 'küfür'ün tam karşılığı değil. Lazca sözlüklerden bakmakla öğrenilmez. Pratiğe ihiyaç vardır. Lazcada küfür kelimesinin tam karşılığı 'ogoru' dur. Hemen örnek verelim,
-Nanaskani muççoon?
-Rosi on. Moy iççitham?
-Muti var..zade viçithi.. peçi nanaskani skva oni?
-Piya migoramsi si?
-Piya hoyi?
diyaloğunda olduğu gibi..
bknz.
migoramsi (küfür mü ediyorsun?)
kendini kaptırmak
29.01.2007 - 19:22Tornaya..
özlü sözler
29.01.2007 - 16:55Küfürsüz dil horozsuz tabancaya benzer.
:P
şehrengiz
29.01.2007 - 16:43Şehir karıştıran..
Divan edebiyatında bir şehirle ilgili bilgiler veren eserler..
dogma
29.01.2007 - 16:37Tartışmasız, mutlak doğru.
Zevahiri kurtarmak
29.01.2007 - 12:40Zevâhir 'zahir' kelimesinin çoğulu..
Görünen taraflar, dışyüz anlamında..
Zevâhiri kurtarmak ise dışyüzü yani karizmayı kurtarmak anlamına geliyor..
deyim olarak kullanılışı ise az bildiği bir konuda ya da işte karizmasını çızdırmadan o işten sıyrılmak anlamlarına gelir..
bknz.
parçası arttığı halde elektrikli süpürgeyi çalışır hâle getiren adam.
*not: parça çaktırmadan yok edilir, artan parça görülmüş ise mümkünâtı yok zevâhir kurtarılamamış, karizma çızılmıştır..
muhteşem
29.01.2007 - 12:34'İhtişam'lı olan anlamına gelir.
İhtişam 'haşmet'li olma,
Haşmet kudretli olma, güçlü olma 'hışım' sahibi,
Hışım gazâp ve hınç gösterme anlamlarında..
hışım,haşmet,ihtişam ve muhteşem..
Bir fevkalâdenin fevkinde durumları sözkonusu..
kavga
29.01.2007 - 12:07'gâvgâ' dır orijinal yazılışı. farsça kelime.
Bağırış çağırış, gürültü patırtı anlamlarına gelir.. Nasıl?
Şöyle ki;
'gâv' farsçada 'feryât,nârâ' anlamlarına gelir.. 'gâ' ekide pekiştirmek için sonuna iliştirilmiştir.
Gürültü çıkartmadan edilen 'kavgalar' kavga değildir, biz onlara 'didişmek' diyoruzdur.. Hani artı depremler gibi zemin iyice yerine otursun, boşluk kalmasın diye..
- Ne yapıyorsunuz kuzum, neden kavga ediyorsunuz?
-Kavga etmiyoruz, didişiyoruz.. birazdan barışırız..
gibi..
kavim
29.01.2007 - 11:54Arapçada bir yerde yerleşik olarak duran halk anlamında bir kelimedir.
'kıyâm' kelimesinin türevidir ki 'durma' anlamına gelir.
Ayrıca 'ayakta durma' anlamıyla da kullanılan 'kıyâm' kelimesi namazın bölümlerindendir.
Her kavmin ve her kesin ayağa kaldırılacağı, diriltileceği gün olan 'kıyâmet' kelimesi de aynı köktendir. Hatta camilerde cemaati ayağa kaldıran müezzinlerin bir diğer ismi 'kayyîm' dir.
Hatta ve hatta 'durma, varlık gösterme, niceliksel duruş' anlamlarında ki 'kıymet' kelimeside aynı köke ait..
Fakat kuyumcu aynı kökten değil işte.. O başka bir şey, konumuzla alâkası yok.. :)
vâdetmek
29.01.2007 - 11:41Türkçe yazılışı böyle olmasına rağmen Word programının hata verdiği, hatta Word'ün son sürümünde 'vaat etmek' olarak kendiliğinden değişen terimdir.'vaad'(ar.) ve 'etmek'(tr) kelimelerinden mürekkep olan bu terim Arapça ve Türkçenin izdivâcına güzel bir örnektir. İzdivâclarına bir mâni yoktur. Ayrıca word'ün bu yaptığı terbiyesizliktir. Ve yine ayrıca 'söz vermek' anlamına gelirdir.:P
ziyafet
29.01.2007 - 11:34Kalabalığa verilen yemek anlamı Türkçeye has.
Aslen arapça olan 'ziyâfet' (misâfir olma) anlamına gelir..
asi ve mavi
29.01.2007 - 11:29Okyanus..
limonata
29.01.2007 - 11:27Bir zamanlar İstanbul'da köşe başı limonatacıları çok meşhurdu.
Önce limonun kabuğu rendelenir, sonra limon küçük parçalara ayrıştırılarak ezilir. 10 limona karşılık 1 portakalda aynı şekilde suyu ve kabuğuyla şeker ile beraber karılır. Üzerine su ilâve edilir. Ve bardağı 50.000 tl.den satışa sunulur idi.. Ben satarken tabi.. şimdi kaç ytl dir pilemeyirum..
mir
29.01.2007 - 11:23Baş, âmir..
şap
29.01.2007 - 11:20Evlerde zemin betonunun üzerine rütüş için atılan; ince, bol çimentolu, elenmiş kumlu betoncuk.
aşure
28.01.2007 - 16:29Farsçada 'âşûre' karışık yemek anlamına geliyor.
'âşûrden' (içine katmak, karıştırmak) fiilinden türemiş.
Kendisi de anlamına uygun zâten.. Bir de şu karanfili koymasalar içine..
Eziyete dönüşüyor..
feci haldeyim
28.01.2007 - 16:20'feci' '
trajik haldeyim demek..
'fâciâ' kelimeside aynı kökenden.
Zaten 'fâcia' kelimesi 19. yy de 'tragedia' (trajedi) kelimesinin karşılığı olarak türetilmiş...
altın hızma türküsü
28.01.2007 - 16:16Yara mende dert mende
Akıl fikir kemâl mârifet koymadı koymadı koymadı bu kaşı gözü kara mende...
Allam başım giderem giderem Galmadı çare mende..
Güzelim Türkmen Türkülerinden bir tanesi..
sevilebilme ihtimali
27.01.2007 - 22:17At martini bre debreli hasan dağlar inlesin..!
:)
Takıntı
27.01.2007 - 22:15Bulmacalarda bulunamayan cevaplar..
ne var ne yok
27.01.2007 - 22:13Sevemediğim sorudur.
' önce var olanlarımı sayayım yoksa yok olaları mı? yada sadece var olanları sayarsam yok olanları anlayabilecek kadar zeki misin? ' diye cevap veresim gelse de yemiyor işte..
-ne olsun be.. iyilik sağlık.. (tam burada sende ne var ne yok diye sorulmaz ve bu menfur sorunun intikâmı alınır..)
İltifat
27.01.2007 - 22:01Aslında eski kullanımı 'yüz çevirip bakma, tenezzül etme' anlamlarına geliyor. Hani zahmete girip gözlerine bakınca, muhatap alınca da iltifat etmiş oluyor insan.. E iltifat et bana demekte ne kadar onurlu bir davranış olur bilemiyorum artık..
-Ne olur bak bana, beni kâle al...!
yalvarma kokuları var bu kelimede..
bozar..
İltifat
27.01.2007 - 21:56çokedildiğizamananlamıkalmayangillerden.
acı
27.01.2007 - 21:52İki kısım acı var..
İç etkelerin acıttığı bir de dış etkenlerin acıttığı..
Eğer bizi üzen dış etkenler ise, duyduğumuz acı o etkenin keyfiyetinden daha çok, bizim o olaya/kişiye verdiğimiz anlamlardan ileri geliyordur.
Bir 'şey' e ne kadar çok anlam yüklenirse, verdiği acı o kadar fazla olur.
bknz.
filozof gibi konuştum, gidip patrondan zam isteyeyim bari.
Toplam 638 mesaj bulundu