Mehmet Güven Antoloji.com

  • solcu

    17.09.2006 - 01:57

    bir arkadaşımın dediğine göre cenabet bir düşünceyi savunan bireylerden biri olarak bu yorumu yapıyorum öncelikle örnekleri çoğaltmak gerek bi kaç örnekle olmaz bu iş. bu ülkede en büyük örnek olarak atatürk'ten başlayalım gercek bir solcu gercek bir devrimciydi ismet inönü gercek bir solcu gercek bir devrimciydi arkadaşım solcular böyleyse şu yaptığın yorumu bile hak etmiyorsun laikliğin ne oldugunu bilmeyen zihniyetlerden sadece bitanesisin.senin gibi cahil olacağıma ben cenabet olmayı tercih ederim en azından okurda nasıl abdest alınması gerektiğini öğrenebilirim ya sen ne yapacaksın arkadaşım. sen en iyisi bunları bırak kendi derdine yan.

  • 12 eylül

    17.09.2006 - 01:16

    68 ilerleyemeyecek bir ülkenin belki son çırpınışları belki uçamayacak bir kuşun kanadındaki son tüydü.herkesin gözünde bir ufuk belirmişti. herkes belki olur umuduyla sarıldı kitaplarına belki olur dedi hep bir ağızdan bu millet yürekler onların yanındaydı bu ülke için çok çaba vardı bu gençler ama yok kardeşim yok geri kalmışlıga mahkum bırakıldı bu millet susturuldu bu insanlar 12 eylüldü tarih yıkılmış bir milletin son çırpınışları söndürüldü aydınlığı göremeyen türkiye bir kez daha karanlığa gömüldü.ışıklar birbir söndürüldü dışarısı askerlerle doldu hava ağırmı ağır gözler sağır mı sağır olmustu adeta günler birbirinden umutsuz ve farksızdı adeta gözleri yarının korkusu kaplamıştı.bugun 12 eylül bir güneşin doğması beklendiği bu memleket karanlıga bürünmüştü adeta tıpkı şuan penceremden baktığımda gördüğüm manzara gibi.

  • devrim

    17.09.2006 - 00:59

    Küçük çocuk annesine sordu: 'Sol ne demek? ' Anne bir süre
    düşündükten sonra yanıtladı: 'Sol; sokakta seksek oynamak demek,
    korkudan öleyazsan da lunaparkta zincirli sandalyeye binmek demek,
    gece yatağından gökyüzünü izleyip gözüne kestirdiğin bir yıldızla sır
    paylaşmak demek, küçük fokları gaddarca öldüren fok katillerini hiç
    unutmamak ve kürk giymiş bir bayanın üstüne, 'Yaşasın foklar' diyerek
    kalıcı boya atmak demek, yunusların bazen bir insan olduğunu düşünmek
    ve onların o muhteşem özgürlüklerini kıskanmak demek, Afrika'da bir ay
    sonra 700 bin yaşıtın çocuğun susuzluktan öleceğini öğrenip
    kumbaradaki parayı koşarak acil yardım kurumlarına götürmek ve bundan böyle
    diş fırçalarken musluğu kapalı tutmak demek, yemeğini bitirip geri kalanını
    üşenmeden bir torbaya koyup en yakın hayvan barınağına götürmek demek,
    köpeğini gezdirirken bir poşete onun bıraktıklarını almak ve çöp kutusuna
    atmak demek. Kesilen her ağaç, yanan her orman için ne yapıp edip mutlaka ve
    mutlaka ağaç dikmek demek, kimselerin bu orada ne yapıyor demesine
    aldırmadan insanların kumsalda bıraktığı çöpleri toplamak demek, çok meraklı
    olmak demek, şu yaşadığımız dünyada kaç dil konuşuluyor, farklı kaç renk
    insan var, neden Çinliler sütle yapılmış yiyecekleri yiyemezler, Güney ve
    Kuzey
    Kutbu'na kaç kişi gitmiştir, onların bu yolculuklarda başına neler
    gelmiştir, şu bizim oturduğumuz kentin kaç kapısı var, şu bizim
    oturduğumuz kentte kaç müze var, yazıyı ilk bulan kavim Sümerlerin kaç
    tanrısı varmış, Hititlerin kaç tanrısı, Hint mitolojisiyle Yunan
    mitolojisindeki tanrılar birbirine ne kadar benzer, güçlülerin tanrısı
    Apollon'un da, Hint tanrılarından en sevilen insan başlı fil tanrı
    Gadeş'in de yardımcıları neden faredir, bir karınca bir kilometreyi ne
    kadar zamanda kat eder, sesten hızlı giden uçakların hızı saatte kaç
    kilometredir, neden erik ağaçları erken açar, dünyada kaç çeşit
    kurbağa vardır, insanın en yakın akrabası gerçekten susineği midir,
    Freud neden herkesin bildiği bir bilim adamıdır, karpuz neden soğuk
    suya bırakılır, dünyada parfüm yapılan kaç çeşit çiçek vardır,
    çöllerde kum fırtınaları neden hâlâ insanların korktuğu bir doğa
    olayıdır, kırlık alanlarda neden ay ve yıldızlar daha parlaktır, aşk
    nedir, bu neden başımıza gelir, kalbimiz sık sık neden kırılır, vicdan
    nedir, neden yalan söylerken yüzümüz kızarır...'

    Küçük çocuk 'Anne dur biraz' dedi, 'kafam karıştı.' 'Elbette
    karışacak' dedi annesi, 'Dünyanın en zor sorusunu sordun, devamı
    var. Sol demek; her yaptığın işin neye yarayacağını bilmek demek,
    okuduğun her kitabı, denizlerin tuzunu, göklerin mavisini iyi bilmek
    demek, bir ormanda pusula olmadan Kuzey Yıldızı'na bakıp yolunu bulmak
    demek, herkes birinin karşısında mum gibi dururken kendin gibi durmak demek,
    geceden ölesiye korkmak ama geceyi sevmek demek, gün batımlarını sevmek
    demek, ormandaki tüm sesleri sevmek demektir;
    kendin için dans etmek demek, ağız dolusu gülmek demek, her yenilgiden sonra
    şöyle bir silkinip kendi küllerinden yeniden doğmak demek.'

    Küçük çocuk birden bağırdı, 'Şimdi anladım' dedi, 'Sol demek hiç
    durmadan düş kurmak demek! '

Toplam 5 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR