Necip Zeybek Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • kadın

    25.06.2020 - 00:56

    Öngörülür,
    Ne zaman kopacağı fırtınanın.
    Lakin katiyen anlaşılmaz,
    Ne zaman, nerede,ne yapacağı
    Kurnazsa kadının.

    Kanıp hoş söze,
    Kaçırır avucundaki altın kuşu,
    Ve koşarak çıkar en dik yokuşu,
    Sarılır bir öküze,
    Aptalı kadının.

    Günlük güneşlikken ortalık
    Bulut gibi kararır yüzü,
    Geceye çevirir gündüzü,
    Kötüsü kadının.

    Ne anlatmaya yeter onu aydınlık;
    Ne o anlatır karanlık…
    Aşk,deseler değil,
    Işık gibi bir şey,
    Gelmez ele avuca.
    Ansızın gark eder nura,
    Ay gibi karanlıkta çıkar cemali ortaya;
    Gün yapar geceyi,
    Hası kadının...

    Necip Zeybek
    Kayıt Tarihi : 30.7.2010 23:19:00

  • kadınlar

    25.06.2020 - 00:40

    Ah Kadınlar

    O, sevgi,
    O, muhabbet;
    Ve o bir anda
    Kin ve husumet!
    O, aşk,
    Ve ihtiras ve hıyanet...

    Ne dilbaz,
    Ne şeytan tüylü,
    Ne cambazdır o,ne cambaz..
    Günündeyse çatal kaşık saz,
    Değilse ne tesen bitmez ondaki naz....
    İşte yine ip üstünde,
    Yine enteresan, yine uslanmaz...
    Ne söylense kadınlar için az...
    Allah’ın yarattığı en karmaşık varlıktır şu kadınlar!

    Güzelde, çirkinde,
    Doğruda, yanlışta,
    Ne varsa dünyada o hep yarışta.
    Savaş da ondan çıkar,
    Kurulur onunla barış da...
    Biraz fettanlıktan, biraz meraktan,
    Dün kovdurmuştu bizi cennetten.
    Yine zil takmış haspa,
    Oynatıyor parmağında Dünya’yı,
    Mesul olacak,
    Pek yakında kopacak kıyametten!

    Ah kadınlar,
    Kiminin bir karış havada aklı,
    Basmaz yere ayakları…
    Kimi o kadar marifetli, okadar hanımefendi,
    O kadar haklı;
    Kimisi o kadar edepli,yüce gönüllü,okadar ahlaklı,
    Kimisi o kadar arsız,ayarsız...
    Ne onlarla oluyor, ne onlarsız.
    Az gelir kimine melek,
    Kimine şeytan demek.
    Allah’ın yarattığı en şımarık,
    En karmaşık,
    En düşsel, en şiirsel
    Ve en özel,en güzel varlık kadınlar!

    Necip Zeybek
    Kayıt Tarihi : 12.2.2011 19:50:00

  • şiir

    21.06.2020 - 13:48

    Önüne gelenin yazdığı, ancak kimsenin okumadığı bir edebiyat türüdür.Naçizane ben de aşağıdaki eserle Şiirle ilgili yaklaşımları şiirselleştirmeyi denedim.

    Şiirin Şiiri

    Eskidir insanlık kadar şiir,
    Ve sürekli değişir, gelişir.
    Gazeldir, türküdür, nefestir,
    Aruzdur, hecedir, sestir…
    Kırar kuralları serbestleşir,
    Lirikleşir, sadeleşir, sertleşir…
    Yapılamasa da tarifi,
    Tanır, bilir arifi:
    Laf kalabalığı değil sözün özüdür,
    Gönlün gözüdür,
    Öz şiir…

    Çiçektir kokusu bakir,
    Sade ama estetiktir,
    Son değil ilktir
    Kemik değil iliktir,
    Gerçek şiir...

    Yaşadıklarımızdır şiir,
    Olgu,
    Sorgu,
    Kurgu da olabilir…
    Ama renk renk fikir,
    Hevenk hevenk duygudur,
    Asıl şiir…

    Bağlamadır, kanundur, neydir;
    Ağlamadır,hu’dur, ey’dir, hey de heydir!..
    Erkek ya da dişi,
    Bazen yüz binler, bazen tek kişi,
    Ama ya emek işi,
    Ya da yetenek işidir,
    Hakiki şiir…

    Etten kemiktendir,
    Ve iridir, diridir.
    Senin benim gibidir,
    Yürür, koşar, yorulur,
    Yatar mışıl mışıl uyur…
    Ve dinlenirken, dinlendirir,
    Ahenktir, sestir, estetiktir,
    Ve mukallit değil, tektir,
    Esas şiir…

    Bazen ağır adam işidir,
    Namluya sürülü kurşun,
    Çekilmeye hazır tetiktir.
    Düştüğü an,
    Vurur can evinden,
    Sevdalısını boğar gözyaşına,
    Has şiir.

    Gizemli tebessüm,
    İmgeli öpücüktür,
    Temas eder bir dudağa,
    Bir kulağa…
    Geçirir çağrışımdan çağrışıma,
    Gönül tellerini titreten tatlı bir histir,
    Esas şiir.

    Anaları mukassem,
    Boynunda inciler sıra sıra,
    Kıta, beyit, mısra…
    Saklar koynunda,
    Anlayıp da anlatamadığım manaları.
    Zengin besinidir ruhumun ana sütü gibi.
    Ah bebek kalsam da emsem,
    Emsem ben seni ebediyen şiir…

    Necip Zeybek
    Kayıt Tarihi : 28.6.2009 21:36:00
    ÖNCEKİ ŞİİRNecip Zeybek Şiirleri

  • komünist

    14.05.2020 - 15:47

    Eminim ki aşağıdaki yazımı okuyan her kominist veya sempatizanı kardeşim tarafıma kızmıştır.Ancak şunu da söylemeliyim.Kominist sistemi dünyanın kurtuluşu olarak gören kimseler, insana inanan ve ona değer veren,insan için,insanlık için çözüm arayan idealist kimselerdir.Onların varlığı her zaman için dünyanın lehine sonuçlar doğurur. Benim dönemimin önemli kominist şahsiyetlerini anlattığım aşağıdaki şiirimde de belirttiğim gibi:

    Yarış Arabaları

    Yarış otomobili gibiydi yaşamınız,
    Serüveni sol şeritte süren.
    Son sürat sürdünüz
    Dinlemediz yağmur kar;
    Demediniz gece- gündüz,
    Tepeleri, bükümleri ettiniz.dümdüz...
    Kalsa da nefes nefese,
    Ne dağlar durdurabildi sizi,
    Ne yarlar.
    Tükenmedi yine yollar...

    Kavşaklarda bile bakmadınız sağa sola,
    Hız eksiltirdi viraj,
    Unutuldu feren, debryaj,
    Uyutuldu direksiyonda kollar...
    Bastınız da bastınız gaza,
    Tükenmedi, yine tükenmedi yollar.

    Kırmızıdaydı gözünüz,
    Fakat siz hep yeşil gördünüz.
    Çok hızlı atıyordu kanınız,
    Boşa geçmemeliydi hiç bir anınız,
    Arttıkça hızınız,
    Döndü ve büyüdü başınız,
    Arttı başarınız.
    Yetmez oldu hızınız,
    Başına buyruklara.

    Engin DENİZlere ULAŞmaktı ereğiniz,
    MAHİR diniz, ARSLANdınız,
    Ve zafere tamdı İNANcınız..
    Epey de GEZMİŞ tiniz.
    Ne frene basmayı akılınıza getirdiniz,
    Ne vites küçültmeyi…
    Çünkü gönülde sevda vardı,
    Başda dava.
    Ve deli deli akıyordu kanınız.
    Kapatıp gözünüzü,
    Aldırmadan uçuruma.
    Bastıkça bastınız gaza,
    Uçarca hızlıydı her anınız.
    Affetmezdi yeryüzünün yasaları ama,
    Geldi başa o korkunç kaza.
    Ve siz,
    Sevenlerinizin sol göğsünde,
    Asılı kaldınız urgansız, ipsiz....
    Ya arabanız,
    Yuvarlandı uçurumun dibine,
    Paramparça kaldı orta yerde sahipsiz …

    Tükenmezdi yollar
    Ne vardı, acele edecek;
    Ne vardı erken ecele gidecek…
    Bak, kahroluyor sevenleriniz adınızı duyduğunda,
    Ağlıyor arkanızdan hâlâ bacı, kardeş, ana,
    Ağlıyor yana yana …
    Oysa hiç gözyaşı dökmedim ben ardınız sıra.
    Duğrusu hâlâ da inanmıyorum,
    İnanmıyorum gittiğiniz yolun doğruluğuna,
    Ama şimdi üzgünüm.
    Binmesem de hiç arabanıza,
    Seyretmesem de yarışınızı,
    Yürümesem, koşmasam da peşiniz sıra,
    Alkışlamasam da sizi hiç bir gün,
    Olsanız da dik başlı, inançlı, yiğit pilotları sol yanın;
    Ne vardı bunca hızlı yarışacak,
    Şimdi çok üzgünüm:
    Çünkü ihtiyacı vardı daha size,
    İhtiyacı bu Dünyanın!

    Ana duygu:
    Haksızlıklar, dengesizlikler yeryüzünden hiç eksilmez, dünyanın idealist, lider ruhlu gençlere her zaman ihtiyacı vardır. Ayrıca fikirlerin gelişmesi, dengelenmesi karşı görüşteki sağlam ve mücadeleci ruha sahip gençlerin etkisi ile mümkün olur.Bir ülküsü, bir ideali olup bunun mücadelesini veren bunu cana kıymadan, kan dökmeden yapan mücadeleci ruhlar alkışlanmalıdır...

    Necip Zeybek
    Kayıt Tarihi : 2.10.2008 21:56:00

  • komünist

    14.05.2020 - 15:25

    Utopik bir felsefe akımıdır.İnsan tabiatı dikkakete alınmadan hayal edilmiş, her ne kadar işçi sınıfının dolayısı ile bütün halkların eşitliği esas alınmışsa da uygulamalarda kominist partisi ve düzen sağlayıcılarının egemenliğini esas alan uygulamaları ile ürkütücü ,karanlık bir rejim olarak görülmüştür.

    Rekabetçilik olmaığı için en önemli ilkesi eşitlik, yoklukta eşitliğe dönüşmüştür. Bundan dolayı en mühim uygulayıcıları Sovyetler Birliği ve Çin kısmi dönüşümleriyle sistemden uzaklaşmışlardır.Kuzey Kore gibi askeri faşist yönetimi kominist sistem adı altında yörütmeye çalışanlar varsa da dünya da bu sistemle yönetilen ülke kalmamıştır.Küba, kominist sisteme bağlı güçlerin vitrini olarak yaşatılmak istenmektedir.Ancak kendi verdiği görüntüler bile hiç de varsıl ülkelerin görüntüsüyle uyuşmamaktadır.Dünyaya ekonomik anlamda bir katısı yoktur.Yardım eden bir ülke değil yardım alan küçük bir devlet görüntüsü vermektedir.Unutmayalım ki kominizim küçük bir ülkenin yönetimine değil, dünyayı yönetmek isteyenlerin özlediği bir büyük sistemin adıdır...

    Kominizim kapalı ve gizemli bir sistem olmaktan çıkıp bazı düşünce(örneğin inanç sistemiyle ilgili ...) sistemsel yaklaşımlarını değiştirirse, bünyesinde barındırdığı hümanizim felsefesinin riyakar değil samimi savunucusu olursa dünya düzeni haline gelebilirdi...

    Hangi ülke, kendi haklarından vaz geçecek ve bütün kaynaklarını kullanacak da dünya kardeşliğini savunacak?Kısaca güzel tarafları da boş bir hayal...Aslında toplumlar sistemlerle yönetilirler ancak sistemi kurup yönetende insandır.Dolayısıyla Cumhuriyet ve Demokrasi sisteminden kopmadan iyi yöneticileri çıkarmak öncelikli ilkemiz olması gerekir, Bu da ancak toplumu kucaklayan bir sınıfa veya bölgeye veya bir anlayışa tutsak olmadan, ülke birliğini savunan ve içi hizmet aşkı ile dolu olanların ülke yönetimine getirilmesi ve bozuk yumurtaların sepetten çıkarmasıyla gerçekleşebilir(Bu bölüm herhangi bir parti gözetilip düşünülerek yazılmamıştır.)

  • ölüm

    22.10.2008 - 21:52

    Ölüm, pek çok şiirin konusu olmuş.Şairlerin bir kısmı korkusunu, ölümün soğukluğunu, itici yüzünü anlatmış, bir kısmı dinî boyuttan bakıp hazırlanmak gerektiğine vurgu yapmış.Benim de bu konuda iki şiirim var birisini buraya yazarak görüşümü sizlerle paylaşmak istiyorum.umarım şiiri ölüm kadar soğuk bulmazsınız.

    ÖLÜM

    Biz insanız ölüm,
    Meçhulümüz değilsin sen,
    Panter gibi sinsi ve sessiz,
    Bastırıverirsin aniden,
    Biz insanız, aciz...
    Baş eğeriz çaresiz.

    Elbet bilmez yağmur baba,
    Gelince bahar,
    Niçin bunca bol yağar.
    Ve bilmez toprak ana,
    Düşünce cemre,
    Neden yeryüzünü yeşile boğar?
    Soğuk havalarda suyun buz kestiğini,
    Sonbaharlarda rüzgârların niçin kudretli estiğini,
    Aklı mı var ki ölüm, sararıp solmadan,
    Dalından savrulmadan,
    Yarenleriyle sarmaş dolaş,
    Delikanlılık çağındaki şu şımarık yaprak,
    Yaratılmışların aczini, nasıl anlayacak?

    Hey ölüm, seni tanıyacak,
    Yaşasa da Rabbi’ni hiç tanımadan
    Tanıyacak her yaratılan,
    Atmışken acizliğini tam kafasından.
    Bilmese,
    Düşünmese,
    İstemese de,
    Toprağa kan olan yaprak gibi,
    Kaskatı olan su gibi,
    Dinginleşen hava gibi,
    Tamamlayacak Rab’in ol dediği dönüşümünü.
    Kim bilir kimin koynundasın sen şimdi,
    Ve soğuk bir yılan gibi,
    Sarmaktasın kim bilir kimi!

    Kim ister seni, ölüm kim...
    Olmaz bilirim, seninle pazarlık,
    Lakin uzak tutar İnşallah Râb’im,
    Seni, benden ve sevdiklerimden
    Sadece şimdi, şimdilik!

  • çocuk olmak

    10.10.2008 - 22:58

    Çocuklarla ilgili görüşümü bir şiirle belirttiğimi düşündüğümden şiirimi buraya aldım.Şiirde anlattığım gibi her türlü sorumluluktan kaçıp özgür yaşama isteğidir çocukluk.

    TEMA:Çocukların dünyası
    Konu:Çocuklardan beklenilen davranışlar

    KENDİNİ BULANLAR SOKAĞI

    İki dirhem, bir çekirdek,
    Akça pakça on yaşında bir erkek.
    Yaladı dondurmasını ürkek ürkek.
    Ikındı sıkındı,
    Dikilivermişti karşısına çünkü anası.
    Daha dün ödenmişti dünyanın parası,
    Kirlenirse üstü başı,
    Bozulurdu fiyakası,
    Ve annesiyle de bozulurdu arası.
    Somurttu çocuk,
    Tatsızdı sütlü dondurması.

    Oynayıp gülen çocuklarla doluydu sokak,
    Fakat ona her şey yasak,
    Yeniydi çünkü üstü başı,
    Tutmuyordu baş kaldırmaya da yaşı,
    Bir daha yaladı,
    Tatsızdı, tatsızdı sütlü dondurması...

    Bir köşede dalıp karanlığa,
    Bakarken gözleri.
    Fark etmedi yanına sokulan
    Beşiktaşlı yavru köpeği.
    Uzunca bir süre ağzı açık,
    Dondurmaya baktı dili sarkık köpek…
    Ama görmedi bizimki, onu,
    Hırlayana denk.
    Korkup Kaçacaktı ki,
    Durdurdu onu,
    Dostça sallanan bir kuyruk,
    Ve gülümseyerek bakan akı büyük iki göz...
    Bakıştılar bir süre âşıklar gibi,
    Bu iki yavru erkek.
    Aniden Yatıp yere yuvarlanarak,
    Tadını çıkarmak istedi köpek olan,
    Güvenin ve özgürlüğün.
    Keyfince kaşınıp, gerindi çocuğa inat.
    Daha da istiyordu şımarmak.
    Sürünüp bizimkine hırladı.
    Haydi, uzat,
    Şu dondurmayı der gibi…
    Yoktu ağzında bir şeycikler,
    Fakat bakıp çocuğun gözlerine,
    Yalandı yine,
    Yalandı köpek tatlı tatlı...
    Çocuk yaladı,
    Bir daha,
    Bir daha yaladı…
    Tatsızdı,
    Yine tatsızdı sütlü dondurması...

    İstem dışı,
    Düştü iki yana kolu,
    Ve yine istem dışı,
    Eğince boynunu elindeki külah,
    Aktı eriyen dondurması…
    Sıçradı yavru,
    Sıçradı çamurlu patileriyle,
    Hop, hoop...
    Aktı dondurmanın sütleri yavrunun ağzına,
    Aktı şekeri cillop gibi pantolona...
    Anlamsızdı çocuğun da artık durması,
    Sarıldı yavru ona,
    Sarıldı o, yavruya...
    Akan özgürlüğü yaladı çocuk,
    Tatlıydı kalan sütlü dondurması.
    İki yanağı iki kırmızı gül oldu,
    Güldükçe çocuk.
    Özgürleştikçe yayılıyordu gül yüzüne,
    Yayılıyordu çocukça mutluluk.

    Biri sahiplenildiğinden memnun,
    Diğeri zincirleri kırdığından,
    Biri önde, diğeri arkada,
    Uçarcasına mutluluktan
    Kayboldu iki yavru,
    Kendini bulanlar sokağında.

    Ana Duygu:Çocukların kendine göre ihtiyaçları, yaşantıları, eğlenceleri vardır.Onlardan yetişkin davranışı beklemek onları tanımadığımız, anlamadığımız anlamına gelir.Onları mutlu edelim derken mutsuz etmiş oluruz..kendilerini tanımalarına, çocukluklarını yaşamalarına müsade edelim. (10.10.2008 22:54)

Toplam 7 mesaj bulundu