Şiraze Mania - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı


Şiraze Mania Güçlü olmak artık beni yoruyor Şiraze, herkese karşı dimdik olmak... bir çınar gibi asırlara direnebilecekmişim gibi görünmek...


Liman olmaktan yoruldum Şiraze, artık ben de ağlamak istiyorum uluorta susturulmuş hikayelerime ses vermek istiyorum. haykırmak...


çılgınca bağırmak.. en cart pembeyi giyip yürümek yollarda, kimseyi umursamadan ve önemsemeden kurulacak cümleleri. artık ben de ağlamak istiyorum Şiraze; sakınmadan gözlerden, sakınmadan kendimi.


Kurumuş rengi bakıra çalmış, bir bahar sonu kırgınlıklarım var içimde İçimden içime, düşlerimden gecelerime, gecelerimden gündüzlerime...


uçurduğum turnalarım var seher vakti kavak yelleriyle salınan, salındıkça cama tık’layan; beni benden alıp bilmediğim diyarlarda bana öyküler yaşatan düş kanatlarım var turnalar uçarken, başımdan allı yazmalar düşer...


ben düşerim; toprak, kokusunu salar içime; içim ürperir, hasret türküleri yakar ‘bilemedim kıymetini kadrini/hata benim, günah benim, suç benim’ düşer bakışlarım...


sen masal uykularındayken gönderilmiş beyaz güvercinler uçuşur etrafımda çırp çırp kanat sesleri; çırp çırp... çırp çırp...


ben buralarda bilmem ki hangi uykunun hangi köşesinde beklemedeyim hiç gelmeyecek olanı bir beyaz kelebek olur umut, avuçlarıma konan biliyor musun, bir zemheri gününde, yine elimde mektuplar yola çıktığımdatam da başımın üzerinde beyaz bir kelebek... hafif kanatları huşu içinde dönüyor... dönüyor... dönüyor...


işte o gün sonrası Şiraze, ben her bahar beyaz kelebekleri aradım her güne beyaz kelebek görme umuduyla başladım uyan Şiraze, doğrul... kelebekler seni bekliyor, düş değil gerçek kelebekler seni bekliyor...


revnakı güzelliğinin, tüm zamanlarımı doldurduğunda en onulmaz derdin tam orta yerine düştüğümün idrakinde değildim elbet kimseye düş bahçelerimden geçen katarların ağırlığını duyurmadım duymayın da artık beni...

bundan sonrasında mı lâl rengi masallara yelken açacağız Şiraze? lâl olup lâl’e mi boyanacağız Şiraze? gözümüzden akan lâl, gönlümüzden taşan lâl...

hepsinin içinde ben de bir lâl... biryerlerde hep yanlış yapmanın telaşlı kıpırtısını yaşıyorken, o yanlışın artık sonsuza dek düzeltilemeyeceğini bilmenin kıstırılmışlığı ile pusuyorum bazen uzun süre gecelere küsüyorum... uzun süre kendime küsüyorum... uzun süre kaleme, kağıda küsüyorum...


denizin en sığ yerinden başladık yol almaya Şiraze, şimdi kara görünmüyor gerimizde küsmeyi de boşverelim, hep ileri... hep ileri... hep ileri... bizi bekleyen sahilin taşlarında ışıltı var Şiraze.


denizin dalgalarından anemonları toplayıp dolduralım çıkınımıza onlar da mor, düşlerimiz gibi...

varacağımız sahilleri mor’a boyayıp, mor uykulara dalalım biz, denizin en sığ yerinden başladık yol almaya Şiraze. düş bahçesi ile... Ş İ R A Z E