Sefer Kutlu Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Anto ...

  • ajdar

    07.08.2009 - 09:53

    Pompalama kültürle dalga geçen ve o kültürün destekçilerini iyot gibi açıkta bırakan, tiye alan halk kahramanı.. Arada bir yolda yürürken aklıma gelir nane şarkısı da kendi kendime gülerim... :)

  • of

    07.08.2009 - 09:50

    Dünya ülkeler klasmanında Amerikadan da önce gelen yerleşim yeri.. (United States OF America) ...

    17 Ağustos depreminde tatilde olduğum ilçe... 1999 Marmara Depreminde depremden kaçan yaşlı bir dayının minibüste giderken 'Tayi hakaten teprem şiddetlu muydu' diye soran gence, 'Sen ne tersun uşağum Ecevut pile Allah tedu' diye cevap verdiği ilçe...

    Dayımla birlikte getirilen çöplü çayı geri yollayıp da süzekli çay istediğimizde kahveci tarafından 'süzekli çayı ancak Çaykara'da içersiniz' diye azarlandığımız ilçe...

  • siirt

    07.08.2009 - 09:41

    Ömrümün 4 senesini geçirdiğim ve ergenliğe adım attığım güzel ve yaşanası şehir... Tabii o zamanlar Batman ve Şırnak hala Siirt'in ilçesiydiler... Şimdi o Siirt'ten 2 il daha çıktı...

    Ben orada yaşarken (80'li yılların sonu ile 90'lı yılların başı) halkının çoğunluğunun Arap olmasından kinaye herkesin birbirine 'Haci' diye hitap ettiği şehir...

    1. Körfez Savaşı'nda Saddam kimyasal atar korkusuyla evlerimizin camlarını naylonlarla çerçevelediğimiz şehir...

    Arkadaşım Cenk Bal'ın babasının şehit edildiği şehir...

    Büryan Kebabı, battaniyesi, bıttım sabunu, bıttım çıtlatan insanları, Fakirullah Hz. türbesi, Erzurumlu İbrahim Hakkı Nz. türbesi, Veysel Karani Hz. türbesi...

    Taaa 92'de havaalanı açılmış olan şehir...

    91 senesinde okulumuzda 25 bilgisayarla bilgisayar labotaruarı açılmıştı ve de bir İngilizce dil laboratuvarı da vardı ki, aynı teknolojik donanım İstanbul'da gittiğim Vefa Lisesi'nde yoktu o zaman...

  • galatasaray

    06.08.2009 - 17:03

    Avrupa Fatihi...

  • manchester united

    06.08.2009 - 17:00

    2007 yılının Mayıs ayında gittiğim ve sırf sanayi bölgesi şeklindeki eski sanayi devrimini hatırlatan merkezi ile (hatta sanayi müzesi bile var, eski motorların makinelerin falan sergilendiği) vıcık vıcık yağ içinde tren raylarıyla, adeta Haliç'in eski halini gözümün önüne getiren kanalıyla iğrendiğim, meşhur Arndale Alışveriş Merkezi ve 3-5 sokak çinliden başka birşeyin olmadığı China Town'undan başka yeri olmayan ve arkadaşımla birlikte 1 gün bile kalamayıp daha uçağımıza 3 saat varken erkenden gidip havaalanında kös kös oturmayı bile daha çekici bulduğumuz iğrenç Manchester şehrini dünyaya tanıtan dünyaca meşhur hale getiren futbol takımı... Bir de Manchester City var tabii ama malum düşman kardeşler bunlar...

  • amasra

    06.08.2009 - 16:51

    2007 yılının Eylül ayında haftasonu kaçamağı şeklinde yakınlarda bir yerlerde tatil yapma ihtiyacı hissedince ailecek cümbür cemaat Amasra'yı keşfettik internetten... Tabii internette harika bir yer, sizi çeken bir yen ama içine girince eyvah burası da neymiş nasıl da aldandık böyle dediğimiz bir yer... Önünüzde plajı yaklaşık 300 metre kadar olan bir koy ve koydan ötesi olabildiğince rüzgar ve kaya... Plajda da denizden çıkan kömür parçaları... Arkanız ise sanki üzerinize düşecekmiş de kaçacak denizden başka yer yokmuş gibi gelen (dolayısıyla kaçacağınız bir yer olmayan) koskoca dağ ve o haliyle hapishane kasveti veren küçük bir ilçe.. Zaten eskiden öğretmenler için zorunlu hizmet bölgesiymiş. Anlayın artık... Ama çok beğenenler de var, ağlayan kaya mı ağaç mı ne varmış onu çok överler... Bir de Amasra'ya indiğiniz dağda mağara falan var... Orada kemancı namında bir balıkçıya sordum nedir bu mağaranın hikmeti diye de, ne olacak işte turistler gelince girip bakıyorlar demişti...

  • Kastamonu

    06.08.2009 - 16:07

    Daha önce hiç gitmediğim, Bediüzzaman'ın Kastamonu Lahikası'ndan işittiğim, halk arasındaki hani şu 'daş düşebülü, ayu çıkabülü' tabelasıyla ve 'kırmızı penbe gonlüm sende, atacam deyon atameyon tutacam deyon tutameyon, hade gari hade gari gastamonu gastamonu dep dep dep' tezahüratıyla ve de 'İtilmiş ile Gakılmış' tiplemelerinde yapılan esprilerine güldüğüm, üniversitedeki çaycı İsa abinin memleketi olarak kendisinden dinlediğim ama sonradan belgesellerden ve internetten hayranı olduğum, sarımsağıyla, pirinci ile ve türbeleri ile meşhur, yaşamak istediğim ve büyük ihtimalle tayinimi isteyeceğim tarihi şehir...

  • bolu

    06.08.2009 - 15:38

    Tek isimle anlatacak olursak: İzzet Baysal...

    Ama ayrıntıya girecek olursak: Öğrencilerin 'Mecburiyet Caddesi' adını verdikleri İzzet Baysal Caddesi'nden başka sosyal ortamı olmayan, halkının Yedigöller gibi dünya harikası bir tabiat parkına gidecek olanlara 'işin yok heralde kafayı mı yedin ne var orada, o yola girilir mi' gibilerinden telkinlerde bulundukları, İzzet Baysal çıkmasaydı belki de bugün Türkiyedeki en kötü köyden daha geri kalacak olan şehir...

    Ankara ile İstanbul arasında olup da her yıl 17 Temmuz'da Atatürk'ün Bolu'ya gelişinin kutlandığı garip bir şehir. Eskiden Ankara'dan İstanbul'a Eskişehir üzerinden ya da Nallıhan-Göynük-Adapazarı üzerinden gidiliyormuş. O yüzden bu kutlamayı ilk duyduğumda şaşırmıştım yahu Atatürk'ün bir ayağı Ankara'da bir ayağı İstanbul'daydı nasıl olur da bir kere gelmiş Bolu'ya diye. Meğer cevabı buymuş. İpekyolu bile Mudurnu-Göynük ilçelerinden geçip gider, o kadar kıyıda köşede kalmış bir şehirdir Bolu... Galiba bu yüzden de zamanında Bolu Bey'i istediği gibi at oynatıp istediği haksızlığı yapmış... Köroğlu çıkıncaya kadar...

    Köroğlu olayı da ayrı bir mevzudur... Köroğlu neticede haklı da olsa devlete (yani Bolu Bey'ine) isyan etmiş bir eşkiya iken bu şehrin belediye meydanında at üzerinde Köroğlu'nun heykeli durur.. Ve bu heykelin küçük maketi Bolu'daki bütün resmi makamlarda masa üzerinde durur. Yani devlete isyan etmiş bir eşkiyanın maketleri devlet dairelerinde baş köşede durur... Bu haliyle bana Kemal Tahir üstadın Yorgun Savaşçı romanında geçen şu, 'Bir memlekette halkın kahraman anlayışı, eşkiyadan yukarı çıkamamışsa, o memlekette insanların çoğunluğu soyguna biraz yatkın demektir.' sözünü hatırlatır...

    Bugün bile Türkiye'nin en çok otobüsünün gelip geçtiği Ankara-İstanbul yolu üzerinde olup da otobüslerin girmediği bir şehirdir Bolu... Çok yalvarıp rica etmeniz lazım ya da Bolu otobüsüne binmeniz lazım...

    İnsanlarının çoğunun gurbete çıkmadıkları, terk etmedikleri, terk ettiklerinde öleceklerini sandıkları bir şehirdir... Burası, gurbet anlayışının; bundan 2 sene evvel İstanbul'da Eskişehirsporla Boluspor arasında oynanan Bank Asya 1. Lig Play Off final maçına gittiğimizde Bolu'da görüp de selam bile vermedikleri çok kişiye yanımdakilerin selam verdikleri ve bunu 'ya gurbette görmek başka oluyor' diye açıkladıkları kadar yakın plana çekilmiş bir şehirdir...

    Kökez suyu ünlüdür...

    Düzceyle çekişmeleri meşhurdur...

    Evsahiplerinin evlerini aileden çok öğrenciye vermek istedikleri bir şehirdir. Çünkü aileye 300'e veriyorlarsa öğrenciye 600'e veriyorlar... Bu sebeple benim evli olmadığım için ev bulmakta zorlandığım Cizre'den evlenip de geldiğimde bulduğum ama bu sefer de evli olduğum için tutamadığım bir şehirdir Bolu...

    Ekonomik sistem tamamen öğrenciler üzerine kurulmuş ve yaz tatillerinde esnafın kan ağladığı bir şehirdir...

    Hâla yılda 2-3 ay panayırın (lunaparka burada panayır denir eskiden tam olarak panayırmış ama artık sadece lunapark işlevi görmesine rağmen hala yerli halk tarafından panayır olarak isimlendirilir) kurulduğu ve bütün eğlence merkezi anlayışının bundan ibaret olduğu bir şehirdir...

    Daha çok şey var ama bu kadar yeter...

  • boks

    06.08.2009 - 15:09

    Şairlerin sporu...

  • zekeriyya beyaz

    06.08.2009 - 15:04

    tavuktan da kurban olur ve kadınlar göğüsleri açık (üstsüz) da namaz kılabilir gibi fetvaların sahibi sözde din adamı...

  • ateist

    06.08.2009 - 14:45

    Kainatın büyüklüğünü tesadüfe insanın varlığını hiçe temelleyen veya bu tip düşüncenin çeşitli tezahürlerine kendilerini bağlayarak savunma mekanizması bağlamında kendi kendilerini kandırma yoluna başvuran bir salaklığın takipçisidir. Ve benim, beni şaşırtan her olaydan sonra ettiğim bildik 'Allah yoktur diyenin...' şeklindeki lafımın hedefindeki soyut kavram ya da bu kavrama râm olmuş kısmıyla somut varlık.

Toplam 35 mesaj bulundu