Sıfır bir değer değildir. Bir sayı bile değildir. Anca başka bi sayının yanına gelince değer yaratır. Tıpkı sevda gibi. Sevdanın da tek başına bi değeri yok. İlle de biri olmalı. Sıfır ne kadar çoksa sayı o kadar çoğalır, sevda ne kadar çoksa insan o kadar çoğalır, büyür.
sen hıdrellez için o kadar çile çek, ben fenerbahçe'de sabahlar olmasın yapıyordum... nisan-mayıs ayları gevşer gönül bağları... ikimiz arasındaki ilişkinin ne olduğu sorunsalını 30 senedir yaşıyorsun... biz ayrı yumurta ikizleriyiz, yumurtalar yapışık olmuş ve biz ayrılamaz telepatinasyonal (kelime bana ait yeni buldum) birer bünye haline gelmişiz.
bu telepatinasyonal durum seni İzmir 'in beni izmir dışının valisi tayin etmiş... hislerimiz; organizmalarımızın, bu kutlu görev farkında lığında, beyinlerimizi tamamen kontrolümüz dışında yönlendirerek toplantı anlarının yansımasıdır.
aramıza üçüncü lazım, meleği alalım. zira iki kişi ile ip atlamak mümkün olmuyor, sürekli ayağımıza dolanıyor ipler ve ben bu acı ile çilli bom oynayamıyorum... her zaman olduğu gibi senin, benim çilli bom zevkimden mahrum kalmamın, sana kalıcı bir mutluluk sağladığının farkındayım... unutmadan dün gece senin için waflle yedim, ama besmeleyi yarım çektim ki yarısının tadını hissebilesin... ee önce çilli bom’umu geriye vereceksin sonra tam bir lezzet denizine düşeceksin...
artık biraz da depresif takılabilir miyim? misal en güzel şeftali' de bile çürük çıkma probleminin çözümüne girelim... hıdrellez, bilmem ne, artık umudunu kaybetmemelisin. bu anlamda son cola reklamındaki 102'lik amcanın ifadesini tutum, tuttum ne kelime yapıştım resmen ona ' yanlış zamanda dünyaya geldiğini söyleyecekler olacaktır, ama sen...'
öyle veya böyle bir şekilde bitmesini umduğum yaşamın sonucunun mutluluk ile geçmesinin veya acı ile bitmesinin ne faydasının olacağını düşünüyorum şu ara... düşünsene amca 102 yaşında, ha şarapçı faik baba olmuş bir kaldırımda bulunuyorsun ha ayhan şahenk olmuş boğaz’da oturuyorsun...
farkın farkında mısın?
:)
sana diyorum ver elini bir adaya gidelim, sen adanın bir tarafında, ben diğer tarafında yaşayalım, gelmiyorsun... sana kızmıyorum, kimse gelmiyor zira... ama gelmemene bir anlam veremiyorum açıkçası, zira artık dizilerden öğreneceğimiz bir öğe de kalmadı. yani ya amcanın karısını ayartacaksın veya dayının oğlu ile aynı kıza asılacaksın. eh hali ile o da halasının oğlu ile aynı kıza asılmış oluyor... hani bir adamın dayısının oğlu açısından, muhatabın diğeri halasının oğlu oluyor ya, o açıdan yani... yoksa ben müdahale etmiyorum, bir kastım yok dayıoğlunun muhatabının hala çocuğu olmasında... elimden gelse, dayısının oğlu açısından baktığımda, halanın yerine amcasının çocuğu dedirtecem, ama vakti zamanında bu konuyu halletmişler... evet acımız büyük:(
sıfırım günümüz insanının bozgununun ana sebebi, uçmasını bilmemesine rağmen uçurumun kenarında yuva yapmasından geçiyor... insanımız ağır da olsa gitmeye çalışıyor veya korkusu bu yavaşlama değil, acısı giderken yoluna çıkacaklara hakaret edememek... bu anlamda makyavel 'e hayranım, adam yüzyıllarca önceden yaşatmanın temelinin iyi insan olmaya çalışmaktan değil, kurallara uymaktan geçtiği uyarısını yapmış, ama kime diyor tabii...
erkekler dediklerini dinleyecek kadınlar aradıkça, kadınlar bir dediklerini iki etmeyecek eriller aradıkça, bu problem çözülmeyecektir... geçmişten günümüze kadar hayatın kuramı, bugünü dünden zenginleştirmek ve daha olumlu kılmak üzerine bina edilmesine rağmen ve zekilik kavramı bununla örtüştürülmesine rağmen, hiç kimse yoktur ki bugünü-dünden veya yarını bugünden güzel olsun...
neden bu şekilde konuları dağıtıyorum, şimdi kendi kendimi sorguladım ve şuna karar verdim ki bu sayfa en mükemmel hafızadan bile değerlidir...
bizler kilometrelerce uzakta olabiliriz ama kalplerimiz karşılıklı konuşmaya müsaade edecek yakın...
hep bir kaptan olabilmiş ama denizci olamamış arkadaşından sevgilerle
S/evinç ve hüzün, emel ve elem hepsi denk I/rak bu merkezin mahiyetinden ahenk F/ikirler mefhumlarla eder biperva cenk I/zdırapla meşgul şuur indirir kepenk R/ehaveti yakalayacağı ana dek
N/e imkan, ne vücub, ortalarında bir yer O noktayı tasavvur edemez hiç bir er K/albe danışsan 'Ayrıdır' der hayırla şer T/a maveradan bir düşünce zihne düşer A/klın derinlerindeki sır 'hepsi bir' der S/endeler bu tesirle bir an, şaşar beşer I/rmak gibi çağlar muamma, ruhu deşer
bu kalbinden temiz sayfayı bana ayırdığın için teşekkür ederim...kah gülerek kah ağlayarak geçirdiğimiz bu senelerin sonunda sen karşıyaka sahilde,ben moda sahilde elimizde bastonlarımız çaylarımızı yudumluyor olacağız...o gün geldiğinde artık klavyeler olmayacak,bütün dürzü tayfası konuşacak ve elektronik aletler onların konuştuklarını bu kalbinden temiz sayfalara aktarmış olacaklar...
aile bireylerinin geçim sıkıntılarından yorgun olduğu bu dünyada,öğrencilerin sınavlardan yorgun olduğu bu dünyada ve çocukların dijital olmaktan yorgun olduğu bu dünyada o gün içecek birkaç bardak çayımız kalmış olacak...
tebessümle anımsayacağız bu bugünleri ve fırsatlar elimizin altından kaymış olacak...zamanı geriye döndüremeyeceğiz ve ellerimiz boş olduğunu farkedeceğiz...aslında yanılıyoruz,duyularımız zayıfladığı için öyle gelecek bize,biraz dikkatli bakınca ellerimizin arasında çay bardaklarımızın olduğunu farkedeceğiz...işte farkındalık denilen husu bu imiş diyeceğiz ve kataraktlı gözlerimiz ile denize dalacağız....
herkes dalar kıyafetle biz dalarız (burasına uygun birşey bulunca yazacam)
neyse dediğim gibi olsun elimizde çayımız var ve biz diğerlerinden çok biliyoruz...
hoca derse giriyo sonra yazarım...
hayatın boyunca kendin için hissettiklerini,bütün benliğinle yaşaman dileği ile
29.05.2009 - 04:45
Sen susunca sessizliği sevdiğimi hissettim bi kez daha.Eyvallah.
23.05.2009 - 18:26
profil sayfanız çok güzel olmuş:Pp
20.05.2009 - 23:55
ne kadar övülsen az
avazım çıktığı kadar susuyorum
ismindeki sesli harfleri
mayınlı bir gülümsemeyle
senin karasularında olmak
üstünde ilkbahar bir entari;
sanki
yeniden
eski bir öyküye başlamak...
yüzündeki o billur akşam kahvaltısı
sürgülerken özümü,
ne kadarını sustuk konuştuklarımızın? ...
12.05.2009 - 03:48
______█ █ █ █ █ .__________________________$$$$$$$$$$$
____█ █ █ █ █ █ █ █ _______________________$$$$$$$$$$$
___█ █ █ ▒ ▒ ▒ ▒ █ █ █ .____________________$$$$
__█ █ █ ▒ ● ▒ ▒ ● ▒ █ █ ____________________$$$$
__█ █ █ ▒ ▒ ▒ ▒ ▒ ▒ █ █ .___________________$$$$$$$$$$$
__█ █ █ █ ▒ ▒ ♥ ▒ ▒ █ █ .___________________$$$$$$$$$$$
_█ █ █ █ █ █ ▒ ▒ █ █ █ .____________________$$$$
_█ █ █ █ █ █ ▒ ▒ ▒ ▒ █ █ █ .________________$$$$
█ █ █ █ █ █ ▒ ▒ ▒ ▒ ▒ ▒ █ █ █ ._____________$$$$$$$$$$$
_▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▒ .______________$$$$$$$$$$$
_▒ ▒ ▒ ▒ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▒ ________________________
_▒ ▒ ▒ __▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▒ ________________$$$$$$$$$$
_▒ ▒ ___▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▒ ▒ ▒ █ █ ▒ █ █ ▒ ____$$$$$$$$$$$$
_▒ ▒ __▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▓ ▒ ▒ █ ▒ ▒ █ ▒ ▒ █ ▒ ___$$$$_____$$$$
_▒ ▒ ▒ ▒ ▒ ▒ ▒ ▒ ▒ ▒ ▒ ▒ ▒ █ ▒ ▒ ▒ ▒ ▒ ▒ █ ._$$$$______$$$$
_____█ █ █ █ █ █ █ ___▒ █ ▒ ▒ ▒ ▒ █ ▒ ._____$$$$______$$$$
____█ █ █ █ █ █ █ █ __▒ ▒ ▒ █ ▒ █ ▒ ._______$$$$______$$$$
___█ █ █ █ █ █ █ █ █ __▒ ▒ ▒ ▒ █ ▒ .________$$$$______$$$$
___█ █ █ █ █ █ █ █ █ █ ____________________$$$$______$$$$
___█ █ █ █ █ █ █ █ █ █ ____________________$$$$$$$$$$$$$
____█ █ █ █ █ █ █ █ █ _____________________$$$$$$$$$$$$
_____█ █ █ █ █ █ █ █ █ _____________________________
______█ █ █ █ █ █ █ █ _____________________$$$$$$$$$$$
________▒ ▒ ▒ ▒ ▒ ________________________$$$$$$$$$$$$$
_________▒ ▒ ▒ ▒ _________________________$$$$_____$$$$
_________▒ ▒ ▒ ▒ _________________________$$$$_____$$$$
________▒ ▒ _▒ ▒ _________________________$$$$_____$$$$
_______▒ ▒ __▒ ▒ _________________________$$$$$$$$$$$$$
______▒ ▒ ___▒ ▒ _________________________$$$$$$$$$$$$$
_____▒ ▒ .___▒ ▒ ._________________________$$$$_____$$$$
____▒ ▒ .____▒ ▒ ._________________________$$$$_____$$$$
___▒ ▒ ._____▒ ▒ ._________________________$$$$_____$$$$
_█ █ █ ______▒ ▒ ___________________________________
█ _█ █ █ ____█ █ █ _________________________________
█ __█ █ █ __█ _█ █ █ _______________________________
Sıfır bir değer değildir. Bir sayı bile değildir. Anca başka bi sayının yanına gelince değer yaratır.
Tıpkı sevda gibi. Sevdanın da tek başına bi değeri yok. İlle de biri olmalı.
Sıfır ne kadar çoksa sayı o kadar çoğalır, sevda ne kadar çoksa insan o kadar çoğalır, büyür.
09.05.2009 - 14:08
selam dostum,
sen hıdrellez için o kadar çile çek, ben fenerbahçe'de sabahlar olmasın yapıyordum... nisan-mayıs ayları gevşer gönül bağları... ikimiz arasındaki ilişkinin ne olduğu sorunsalını 30 senedir yaşıyorsun... biz ayrı yumurta ikizleriyiz, yumurtalar yapışık olmuş ve biz ayrılamaz telepatinasyonal (kelime bana ait yeni buldum) birer bünye haline gelmişiz.
bu telepatinasyonal durum seni İzmir 'in beni izmir dışının valisi tayin etmiş... hislerimiz; organizmalarımızın, bu kutlu görev farkında lığında, beyinlerimizi tamamen kontrolümüz dışında yönlendirerek toplantı anlarının yansımasıdır.
aramıza üçüncü lazım, meleği alalım. zira iki kişi ile ip atlamak mümkün olmuyor, sürekli ayağımıza dolanıyor ipler ve ben bu acı ile çilli bom oynayamıyorum... her zaman olduğu gibi senin, benim çilli bom zevkimden mahrum kalmamın, sana kalıcı bir mutluluk sağladığının farkındayım... unutmadan dün gece senin için waflle yedim, ama besmeleyi yarım çektim ki yarısının tadını hissebilesin... ee önce çilli bom’umu geriye vereceksin sonra tam bir lezzet denizine düşeceksin...
artık biraz da depresif takılabilir miyim? misal en güzel şeftali' de bile çürük çıkma probleminin çözümüne girelim... hıdrellez, bilmem ne, artık umudunu kaybetmemelisin. bu anlamda son cola reklamındaki 102'lik amcanın ifadesini tutum, tuttum ne kelime yapıştım resmen ona ' yanlış zamanda dünyaya geldiğini söyleyecekler olacaktır, ama sen...'
öyle veya böyle bir şekilde bitmesini umduğum yaşamın sonucunun mutluluk ile geçmesinin veya acı ile bitmesinin ne faydasının olacağını düşünüyorum şu ara... düşünsene amca 102 yaşında, ha şarapçı faik baba olmuş bir kaldırımda bulunuyorsun ha ayhan şahenk olmuş boğaz’da oturuyorsun...
farkın farkında mısın?
:)
sana diyorum ver elini bir adaya gidelim, sen adanın bir tarafında, ben diğer tarafında yaşayalım, gelmiyorsun... sana kızmıyorum, kimse gelmiyor zira... ama gelmemene bir anlam veremiyorum açıkçası, zira artık dizilerden öğreneceğimiz bir öğe de kalmadı. yani ya amcanın karısını ayartacaksın veya dayının oğlu ile aynı kıza asılacaksın. eh hali ile o da halasının oğlu ile aynı kıza asılmış oluyor... hani bir adamın dayısının oğlu açısından, muhatabın diğeri halasının oğlu oluyor ya, o açıdan yani... yoksa ben müdahale etmiyorum, bir kastım yok dayıoğlunun muhatabının hala çocuğu olmasında... elimden gelse, dayısının oğlu açısından baktığımda, halanın yerine amcasının çocuğu dedirtecem, ama vakti zamanında bu konuyu halletmişler... evet acımız büyük:(
sıfırım günümüz insanının bozgununun ana sebebi, uçmasını bilmemesine rağmen uçurumun kenarında yuva yapmasından geçiyor... insanımız ağır da olsa gitmeye çalışıyor veya korkusu bu yavaşlama değil, acısı giderken yoluna çıkacaklara hakaret edememek... bu anlamda makyavel 'e hayranım, adam yüzyıllarca önceden yaşatmanın temelinin iyi insan olmaya çalışmaktan değil, kurallara uymaktan geçtiği uyarısını yapmış, ama kime diyor tabii...
erkekler dediklerini dinleyecek kadınlar aradıkça, kadınlar bir dediklerini iki etmeyecek eriller aradıkça, bu problem çözülmeyecektir... geçmişten günümüze kadar hayatın kuramı, bugünü dünden zenginleştirmek ve daha olumlu kılmak üzerine bina edilmesine rağmen ve zekilik kavramı bununla örtüştürülmesine rağmen, hiç kimse yoktur ki bugünü-dünden veya yarını bugünden güzel olsun...
neden bu şekilde konuları dağıtıyorum, şimdi kendi kendimi sorguladım ve şuna karar verdim ki bu sayfa en mükemmel hafızadan bile değerlidir...
bizler kilometrelerce uzakta olabiliriz ama kalplerimiz karşılıklı konuşmaya müsaade edecek yakın...
hep bir kaptan olabilmiş ama denizci olamamış arkadaşından sevgilerle
sağlıcakla kal...
OCEAN OF JOY
9.5.2009 13:36
06.05.2009 - 18:05
Sıfır Noktası
S/evinç ve hüzün, emel ve elem hepsi denk
I/rak bu merkezin mahiyetinden ahenk
F/ikirler mefhumlarla eder biperva cenk
I/zdırapla meşgul şuur indirir kepenk
R/ehaveti yakalayacağı ana dek
N/e imkan, ne vücub, ortalarında bir yer
O noktayı tasavvur edemez hiç bir er
K/albe danışsan 'Ayrıdır' der hayırla şer
T/a maveradan bir düşünce zihne düşer
A/klın derinlerindeki sır 'hepsi bir' der
S/endeler bu tesirle bir an, şaşar beşer
I/rmak gibi çağlar muamma, ruhu deşer
PÜR-MERAK
25.10.2008 - 05:33
sevgili dostum,
bu kalbinden temiz sayfayı bana ayırdığın için teşekkür ederim...kah gülerek kah ağlayarak geçirdiğimiz bu senelerin sonunda sen karşıyaka sahilde,ben moda sahilde elimizde bastonlarımız çaylarımızı yudumluyor olacağız...o gün geldiğinde artık klavyeler olmayacak,bütün dürzü tayfası konuşacak ve elektronik aletler onların konuştuklarını bu kalbinden temiz sayfalara aktarmış olacaklar...
aile bireylerinin geçim sıkıntılarından yorgun olduğu bu dünyada,öğrencilerin sınavlardan yorgun olduğu bu dünyada ve çocukların dijital olmaktan yorgun olduğu bu dünyada o gün içecek birkaç bardak çayımız kalmış olacak...
tebessümle anımsayacağız bu bugünleri ve fırsatlar elimizin altından kaymış olacak...zamanı geriye döndüremeyeceğiz ve ellerimiz boş olduğunu farkedeceğiz...aslında yanılıyoruz,duyularımız zayıfladığı için öyle gelecek bize,biraz dikkatli bakınca ellerimizin arasında çay bardaklarımızın olduğunu farkedeceğiz...işte farkındalık denilen husu bu imiş diyeceğiz ve kataraktlı gözlerimiz ile denize dalacağız....
herkes dalar kıyafetle biz dalarız (burasına uygun birşey bulunca yazacam)
neyse dediğim gibi olsun elimizde çayımız var ve biz diğerlerinden çok biliyoruz...
hoca derse giriyo sonra yazarım...
hayatın boyunca kendin için hissettiklerini,bütün benliğinle yaşaman dileği ile
Toplam 31 mesaj bulundu