Kimi hayal kimi üryan….
Topragindan türemedikce her yasam belirtisi sararip solup özden itibardan inanirligini güvenirligini samimiyetini sagligini varligini dirligini direncini donanimini dayanikliligini aslini neslini degerini düzenini sogula ...
tımarhane duvarı
25.09.2022 - 17:51……
MÜZELiK BEYANNAMESi OLUNCA INSANLIK
……
Is ciddiye binsin yahut binmesin, tik denilen sey madem istem disidir ve öksürügü tutunca, sidigi gelince, öfkesi kabarinca, gülmesi yikinince, cigligi kopunca, mümkünü yok gelesi ölesi yahut gidesi tetikleyince., insanin hangi amac imtihan dayanma veya ve katlanma sinirini cok cok fazlasiyla asarak acliga yokluga sevgisizlige tahammülleri zorlayip dayatan kimliksiz ve kisiliksiz sabredip nefes körelterek uzun süreli yasayabilmesi kesinlikle mümkün degildir.
Hic ama hic bir kosulda, siniri adesi sayisi miktari cesidi türüyle zorlayici sebebi her ne olursa olsun varligini hiclikle esitleyici özgürlügünden aklindan bilgisinden benligiden duyumundan hayalinden hevesinden zevkinden dugusundan düsüncesinden iradesinden vicdanindan kisacasi ve toplamda özgün insanligina dair herseyinden vazgecerek baskilayan kosullarin lüks konfor güc ihtisam gösterisliligi karsiligina makinelesmis ve esyalasmis her buyrugun kulu ve kölesi olmayi kendine yedirerek icsel avuntulara sindiren kiyassiz ve limitsiz yoksul sefillik, kimi IC GÜVEYI veya sagladigi varsillik bedelinde cocuklugunu bile dogru dürüst yasamadan beyaz gelinlige kan damlasindan kinasi yakilan duvakli gelin kizlar; veya kendi kendiliginden Ihtiyar fakat ZENGiN KOCA yahut dul fakat serveti mülklü KADIN arayisina varip teslim olan diri diri ölümlülük vakasi, iceri biriktirdigi ezikligin bütün insanligini devre disi birakan hapislik icinde kokusturup cürütmekten dolayi cekildigi yere sürüklenen cesetten baska hic bir iz ve isaret sahibi degildir.
Her an kendi kendini kazziklamanin sahtekarligina yine kendi oto kontrol dönüm kivrimlarila yakalanarak, hic bitmeyen moral bozuklugunu ve coktan beri ezilip ölüp yiterek baskalarinin buyurdugu üzere kaybettigi insanligini kabullendigi rezil rüsvaliklar karsiligina varsil yoksul statüsü her ne olursa olsun sinir bosalalarini ve dengesiz dirayetsizliklerini aldatip avutmaya dair örtüp paravanlayan dekorlar süsler markalar afyon ve ihtirslariyla doyurup besleyip yatistirmak olsa olsa ancak bir yere kadardir. O bir yerden sonrasiysa tüm sabirla denenip sinanan imtihanlar artik hic bir kodlanmis sifrelenmis kabizlik recetesi, salaga sayma ikrami, izole edici yara bandi , yalnizlastirip yoksullatiran dikis ipligi, ameliyat nesteri, afyon narkozu, degiskenlik zügürt tesellisi, ölüyü canlandiran mal mülk görsel kostüm yahut fiyaka alim satim ambalaj ve imaji, ölüm karsiliginda diyetini isteyen INSANLIGIN kendisi kadar degildir.
SABUNCUOGLU müzesindeydi, birkac sene evvelki ziyaretimde – icerde biriken agriya siziya derde sakinlestirerek iyilestirip islah ettigine dair duvardaki yazidan okumumustum- , eskilerde calip söyleyen sarkilar türküler sazlarin dokundugu perdelere nefes veren sazlarla hic bir gönül bagi disinda ard niyet gütmeksizin hatta hangi vakit hangi makamiyla MÜZiK damarindan dokunup duyarak ortak paylasimin sihirli gücünü..
Hem dalip gittigi yerden irkilip ürpererek uyanan insan tipki duyulan ilgi agina göre renklerin kisiyi ele verip iz ve isaret üzere yakalattigi gibi, eli catal bicakta bom bos ve sersem seme davranislarda akli fikri gözleri kendinde degil takildigi kayiplara yitik halini, saclarini kurcalayip biyik yüz yanak veya sakallarini karistiran, sapur supur dengesizligin dibinden nasil ki `ben burda ne ariyorum ` kadar sarsip silkeleyenlerden sonra haric devreler disi ve müzelik bir yerde kendi kendine yakalanisi gibi insanin.
Ekistirada nerde baslayip nerde sonlananagini hic bilmeden btün bilinmez belirsizliklerin toplumsal enkazini serip toplayan serbest rekabetci neo liberativ piyasa pazarinda sürekli imrenti özendigren doyumsuzluk kayitsizlik bencillik kifayetsizlik ve liyakatsizlik zaman zuhurunda, icsel birikintilerini neredeyse herkesin IC GÜVEYI yahut varlikli kadin-koca bulup ayartmaya teslim olmaktan cok daha beterlere herkesi kodlayip mayalayan hayat pahaliligi, enfilasyon, tamah, kibir, kapriss, hirs, ihtiras, yaris, görgüsüzlük, gösteris gibi gibilerin kulu kölesi olmaktan geri dönüsü olmayacak kadar duygusuz duyarsizliga yaratiklasinca insan….
Bu asabi bozuk sinirleri tepesinde siddetin ve tecavüzün hic bir SAYGINLIK SINIRI olmayan dayanilmaz noktalardan insanligin kirilganlik yeri catlayip hortlar ve gerekceli karara dayali bu yüzden de rezil kepazeligi kainatin en koyu karanlik uzaklarindan dahi duyulan hir gür kavga nizaha durmus, yapayalnizligin milyonlarca kalabaligini hic kimsenin hic kimsesi umrunda olmayan beton boklar cevrim eksenindeki bundan sonrasini pisikologlar, avukatlar, siyaset cambazlari, reklam ajanslari, danismanlar, rehberler, GLOBAL GiRISIMLI yapay zekali kafesler kapsüller program ve projeler evralarak, ÖLÜ MORGUNDAKi insanlik anatomisini TABUT faturalandirmasi üzerinden didiiik didik desip kurcalarlar.
Günümüz güncelinde istsnasiz kaidesiz kuralsiz, abesle istigal ve ne yazikkilerde esefle maalesef..!
Seyfi Karaca………Eylül / 22
tımarhane duvarı
25.09.2022 - 17:49tımarhane duvarı
11.09.2022 - 15:30tımarhane duvarı
11.09.2022 - 15:29Taa ki, korkulari yetersizlikleri yenilmislikleri yokluklari acizlikleri ihtiyac siniri belirsiz, kisilik kimlik ve aidiyetinden yoksun, ortak yasama kültürü kanunu kurali hukuku hakki ve degerleri tüm bilgi ilgi merak beceri ve deneyimleriyle berabe birikmis kazanilmislarini kisi veya gürüh keyfiyetine önceleyen, yikimdan yikima ve bilinmeyenden sonsuz belirsizliklere sürükleyerek, düsünen insanligi sanki atesi tekerlegi ve kerpici hic bilip bulmamis noktasindan bile kör yitik yabanci yalniz korkuya kabusa karanliga ve tüketim kölesi patron tanrilar totemlesmesine adanmis tapinmalarin kulu kölesine esir ve muhtac, sustukca sindikce etkin farkligi ve degeri olan DÜSÜNEREK DAVRANMA yetisini hepten ölümlerle esdeger cehalete kutsayan mal ve mülkiyet envanter esyasina dönüstü insan.
Müzikle tedaviyi bilmeyen yoktur. Iskenderi yetistiren ARISTO bilgeligi, Cengiz Han ve OGUZ Samanizmi, Sümer, Firig, Misir, Hitit, Urartu, Fenike, Yunan, Roma gibi köklü kökenli insanlik tarihinde sayisiz imparatorluklari nasil ki AIDIYET duygusu ve ortak yasam KÜLTÜRÜYLE besleyip doyurup tasiyarak aradigi dünyayi anlayip kavramanin insanlikla ilerleyip modernize olmasini temin ederlerken ve hatta kanun kurallar zincirini hayata gecirirlerken illa ve mutlaka tek tanrili dinlerde egillerdi. Tipk konusma dilinin yazilmis kayitlar kadar etkin ve etkili oldugu, Müzikle de sesin cagirdigi ve dokundugu insan derinliklli damarlarina duygu sezgi düsünce bütünlüklü gerek dayanilmaz acilara katlanmayi ögretip dindiren gerek korkuyu karanligi yenen gerekse yasama sevinci ve coskusunu uyandirip sagiltan ve diri tutan ÖZ GÜVENiN kaynak zenginligini bilmeyen yoktur.
Hak hukuk FELSEFE kültür dil duygu edebiyat duygu düsünce toplami nsanlik yerine `tarihin sonudur ve topyekün insanlik dahil aklin fikrin ilimin bilimin sözün yazinin bilginin felsefenin alinir satilir listesine göre fiyatlandigi, hic bitmeyecek olan medeniyetler catismasinin yeni dünya düzenidir burasi, ` diye aciyi kabusu kini nefreti ayrismayi yalnizligi korkuyu yüksek gösterip itirazsiz tepkisiz her KEYFiNE KIYAK ZORBALIGI tanrisal üstünlüge kutsayan, mal mülk saltanat gösteris görgüsüzlük artiran savaslarin kiyimlarin yikimlarin insanlik yerine öne cikarilip vitrinlendigi makina ve esyalasmasi sayesinde bütün kazanimlarini birer birer tüketim piyasasi afyon ve özenti bagimliliklarinin yönetip yönlendirdigi kulluk kölelik carkinda, artik iradesiz yetkisiz ve DÜSÜNEREK DABVRANMAYI kendine yük eziyet gereksiz luzumsuz yabanci bilip sayarak korkunun karanligin hükmüne kul kurban etti.
Böylece Homo Sapien insanlasmasindan , Yapay Zeka robotlasmasina ve makinalasmasina varan toplu yagma yikim ve intihar girisimciligi endüsrilesmesiyle..:
Uluslararasi düzeyde `insanlar cennetin olmadigini bilmeseler nasil kullanir idare ederdik dünyayi derken Rothschild-Rokefeller`ler, Türkiye`deyse her toplumsal degeri ve ortak yasam adidiyetini yalnizlastirip yabancilastirdigi yagma yikimlara servisleyerek sarayli gösterisli görgüsüzlügün ve doyumsuzlugun kokusmus cürümüs mafyomatik arac gerec imkan zorbaligi istismarlariyla sür saltanat sahipliliginin talanina vurgununa cökmüs cöreklenmis topyekün BOP gürühu ise, `Türkce Öldü Arapcayla düsünüp rüya görmeyi bile, bize düsünen insan degil CEHALET her seyden ve herkesten daha kusursuz memnuniyet ve istikrar icin cok lazim ` halende hazir sinmis susmus korku kabuslara itirazsiz tepkisiz kabullenmeyi ilan beyan ve devir devran edildi.
( `Uzun Cümlelerle Insana Hasbihal `basligi altinda yazdiklarimdan )
tımarhane duvarı
06.09.2022 - 16:44tımarhane duvarı
06.09.2022 - 16:42Bu yüzden de bagi dagi ormani topragi kadar kendi özgür ve özgün varligini haksiz hukuksuz kisi ve güruh keyfiyetinin yagmasina talanina ulagi usagi denegi kulu kölesi sayip bilen sanal düzenekte sahte yapida soyut liskilerde yapmacik düzlemde ve YAPAY SARMALDA dönüp dolasan PROTOTiP gün ve günceli günümüz dünyamiz hormon rahimlerde doguyor, hormon yiyor hormon iciyor, hormon düsünüyor, hormon davraniyor, hormon sarhoslugunda hormon egleniyor, hormon harciyor, hormon giyor, hormon süsleniyor, hormon takiliyor, hormon cisini yapiyor, hormon kusuyor, hormon sinyallere baglaniyor, hormon düsler kuruyor, hormon kalp ve kafa kusaniyor, hormon cevreleniyor, hormon konusuyor, hormon yaziyor, hormon para pul marka magaza makinelesiyor, hormon csitleniyor,hormon sövüp sayiyor, hormon susuyor hormon dikizliyor, hormon dövüsüyor, hormon soyuyor sömürüyor veya sömürülüveriveriyor..
Bu bakimdan da soyan sömürenin hayati ihtiyaci olan sefil yoksun itaatli kalabaliklari birbirine bogdurup bogazlatarak catisma kültürünü kimlikler inanclar ayriliklar ayrismalar yollu sürekli gündemde tuttugu, herkesi farksiz FARKINDALIKSIZ hiclige esitleyen; ve herkesin borcuna meslegine avantasina kiyagina ganimetine ayricalikli torplli veya gayet kurulu düzenine ve hatta issiz gücsüz yokta darda yokluktaki avareligi temelli alisip kaniksadigini asla bozmak degistirmek istemedigi zahmetsiz ölümlere savrulup kök saldigina kücük ve büyük cikarlari icin dagilip bozulan yargi yasama yürütme inanc kültür yahut üniversiteleri, tezgahta dönen harami hükmünün tüm saldiri ve tecavüzlerine uyumlu verimliligin ortak kesisen bölüsenlerini tasir ve paylasir.
Böylece birdahaki yasanma ihtimali eskilere nispeten zayif; fakat doyumsuzluk kanaatsizligin hak hukuk ve insanli tanimaz kendi sahsi ganimetine odakli akil fikir vicdan sapmalariyla hic bir gözü dönmüs sapkinliktan geri durmayacagi kesin, yapay zeka türetimli korku baski kul köle esaret abukasiyla dünya haydut haramilerinin durmaksizin kanirtip kurcalayip durdugu gerilimlerden cikacak olan ATOM savaslari ekseninde, HORMON kalbin hormon kafasiyla temsili kiyamete cereyan verilip hiz ve sürat kazandirilmakta.
Tüm dünya geneline ayar düzen adapte, toplumunu devletini halden yoldan dilden kültürden sanattat huzurdan satinalma gücü sefaletin dibinde gezen huzursuz istikrarsiz ve mutsuzluga yikip gömüp yatiran kücüklü büyüklü müdahele saldiri pansuman nitelikli baski korku vesair afyonama ve pansumanlarla..
Ayni uygulamali recetenin toplumu ülkeyi devleti tüm degerleriyle yikimdan yikima sürükleyen Bop siyaset, ayni uygulamanin benzer paket program cark cercevesinde kendi yarattigi dert bela haciz iflas sorun ve cözümsüzlük silsilesiyle hayatin ve toplumun kazanip biriktirdigi tüm degerler inanclar üzerinden sinirsiz sorgusuz istismarli tehdit ve tetikcilik yerine hamasetin plan proje program ve pratigini calisip ilan anons etmekte.
( `Yapay Sarmalda Cinnet Cingar` basligi altinda yazdiklarimdan )
tımarhane duvarı
06.09.2022 - 16:40tımarhane duvarı
06.09.2022 - 16:39……
GELDi GECTi DÜNYA TAKViMINDEN BIR ZAMAN
……..
Kar camur buz ayazla `izine gelmelerinI getirdigi soguk günlerin simsicak gözle görünür elle dokunur dille söylenir düsle yasanir hasret hayalimsileriydi…
Kilitleri tiklim tiklim kusaklarla etrafi sarili baglardan cözülüp cilan valizlerde kimi kutusundan kimi ambalajindan herkesin kedininkini bekledigi merakin gömlekler etekler bluzlar enrtariler pantollar boyunbaglari gocuklarin nakisli kurdeleli ve püsküllüsüyle, el cantalarinda ütüden kanevice dominolarina, igne iplige, ev ve mutfak aletlerine, cizmelere , sulu boya takimlarina, tras makinalarina ve nice niceleriyle, genelde aksamin alaca karanligi cökerken daglarin mor sessizligi icinden cikar gelir; ve sabahi bekleyemezdik kucak dolusu sarilmalarin bize babami getirdigi koskcaman huzurun dizleri dibinde tütün sarar yakardi gazli cakmaginda geceleyin, herkesle beraber konuya komsuya ebeye dedeye tüm özleyip sevdiklerime hediyem olsun diyen..
En cok da her sefer bir baskasi radyo getirirdi. O gelmeye son getirdiklerinin ne kulpu kalirdi ne ibreyi gösteren dalgayi arayan ve aksam kararir kararmaz isli ciranin yetismedigi yerlerde yakip yakip söndürdügü, carcabucak pil harcayip tüketen lambasi.
Kapakli kapaksiz pikaplar da getirirdi. Her seferinde bir baskasi ve yenisinin, kapakli olanlarin kablosuna bagli hoparlörü de ordaydi. Pilaklar vardi ki, ALBÜM`lerce. Ben göbekli göbeksiz olanlarina veya rengine göre Neset midir, Haci Tasan mi, Muazzez Türing mi yoksa Yüksel Özkasap mi, orda tanir bilirdim. Her defasinda bütün pilaklari hasir yere minder yahut kilimler serili sedirlere yayar serer, calan sazin söyleyen her sesin sevdigim yerlerini defalarca tekrar tekrar catur kütürdeterek igne mi bozarim pilak mi cizerim demeden hurdaya cikincaya kadar calip söyleyenleri ruhuma yedirir aklima ve gönlüme yazardim. Bakar eder olmaz,diger baska izinlere gelislerinde kutu kutu pilak calar igneleri getirirdi ve giderken de yariya yainini hurda ettigime gülümseyerek gözlerimden öperek bana gözü gönlü tüm zenginliklere doymuslugu yasam degerlisi mirasa yadigar eden dünya bir insan güzeli sevgili babam.
Sonra `Zeynebim Almanyanin Yolunu Tuttu ` ve `Almanya Aci Vatan `calan teyipler getirdi. Yüksel Özkasap da vardi Gurbet Tireni calip cagiriyordu Gülcan Opel ve Arif Sag`la beraber Icki nedir bilmezdim, bana SARHOS diyorlar varsin desinler sesinden solugundan, esince güz dökülünce yola sokaga ve yaginca kar, rüzgarin haber verip müjdesini getirdigi yaz yazdi sessizluk susarak yazilanlari okudu, bir essiz emsalsiz hatirada künyesi sonsuzluga kaldi, ve böylece kimi üryan kimi düs, dünya takviminden geldi gecti böylece bir zaman.
Seyfi Karaca……..Eylül / 22
tımarhane duvarı
02.09.2022 - 14:48tımarhane duvarı
02.09.2022 - 14:43..Askerligi ödeyene muhafligi serbest ödemeyene mükellefiyeti mecburi, `bu fakir burda sizi idare ettikce `….gibilerle güttügü kalabaliklari kurtulusu olmayan ablukaya sarip, bagimliliga raflayip, esarete sindirip, tepkisiz duyarsizliga korkutup, kafa bulup, dalga gecen ve kendi yarattigi sorunlarin yapay tanri formatina sürekli yokluktan sefaletten yasam kalitesi hayat güvencesi iletisim itibari ve inanci yerlerde sürünmeye alcaltip incitip düsüren sabirlarla sinanmayi okuyup üfleyip, bangir bangir her firsatta her yoldan her kanaldan her saat her saniye hayatini kararttigi toplumsuzluga kendini dayatip gererek ezberden konusan tahsil sabir telkinli afyon taksim ve nakarat, cürümenin kaplayip fiskirdigi hastalikli sorunlu yapay zeka ile dolasimini saglayan izdiham ve intihar cöplügüdür artik.
KI orada bir cocuklu olmaya bile sabri tahammülü bilgisi becerisi akli vicdani sevgisi saygisi hic olmayan veya danismanci reklamci dizici oyuncu pisikologlardan ücretli danisarak dlim gidim uyusup afyonlanip avunmaya ayri gayri kafada, aliskanlikta ve bir arada kopuk iliskisiz yasamlarin hergün hersaniye ayrilip bosanip tekrar baglanti kurdugu sinyal sirenlerle, hic bir seyle doyumu kanaati hazzi ilgisi iliskisi cevresi toplumu kültürü saygin dili ögzür ve özgün kisiligi yahut mutlulugu olmayan, birbirine artizlesmenin yilgin bitkin bezgin igrenik gerilimli bunalimli ve MAFYA mabetli siddet bagimliginin ÖZENTI toplumu beton bloklu sahralarinda mutsuzluk yüzdesi yüksek zirveli tavan yapmaya yerlesir mezarlasir.
KI artizler, herseyi abartili farkli yapay gardoraplarda filimlere sardiran makaralarin begenisini doyurup kandirmak icin, kazandiginin yarisini katologdan secme poza renge sükseye yedirip giydirmek zorunlulugu olan tutsakligin esaretiyle mecbur mükellefti..
Ordan buyana siyasi ekonomik kültürel felsefi idari inancta itibarda devlet millet hak hukuk onur akil duygu düsünce vicdan tanimaz umursamaz simdi herkes, korkunc bir abartinin hep kendi tarafinin saldirgnligini hukuksuzlugunu zulmünü ayibini sucunu sabikasini kirini zehrini siddetini pisikomanyak ihtiras egilim amac ve niyetiyle öncelikli imtiyaza herkesten degerli sayip secen yücelten ayiran koruyan kayiran bozuklugunu artizlesip süslenerek devleti ortadan kaldirmanin her yolunu hünerini irini iltihabi üstünden fiskiran kirli karaktersiz yollarla satin alip, insanlik yorgunu yasam bezgini ve eylül sarmali ülke topragina cöküp cöreklenen güruh keyfiyetini hakim ve hükümran kilmakta..
( Eylül Topragina Düsen Dökülen Sarmal`baslikli yazdiklarimdan )
tımarhane duvarı
29.08.2022 - 14:45tımarhane duvarı
29.08.2022 - 14:41…
UMUMA TEKABÜL GÖRÜNTÜLÜ RESMiYET
……
Film cevirip kivirip oynuyor, fakat gercek ölümler kullaniyorsa fitne fecir dünyasidir, en cok da ve her ne kadar akilli zeki cesur yigit vicdani duygusu düsüncesi sorumlulugu insan halli vakti yerinde olsa dahi, aldatilip carpilip kazziklanmanin istismar cevrim carkina ugramaya, hepten üzülmeye, tümüyle asap moral bozmaya ve köklü kandirilmaya en yatkin en yakin insanlardir, hayata dünyaya ve insanliga kalbinin ici disi kadar iyimser bakip görüp bilen infial..
Ha bunda gercek inanc itibar onur haysiyet manasinda kim kaybeder…? Elbetteki özü yüzü sözü samimiyeti onuru vicdani iradesi surati karakteri kisiligi olmayan kahpe pezevenk hirsiz arsiz soysuz yolsuz tarz tip ve türünü kendine layik gören mahluk..!
Popülizm denen kör catal topal kirli irinli kusuntu ve balgamik canaklasma burasidir. Kayiptan ziyandan birikmis yigilmis dertli sorunlu toplama kul köle müsveddesi haline getirdikleri kuru kalabaliklarin, secenesiz iradesiz yetkisiz mecburen zavallilik göstergelerine bagimli korkuyu darligi zorlugu yasayarak sürdürüp tasimaya afyonlasmis uyusmuslugu yüksek getirili siyasi gammazligin ticari arac gereci sayarak, kirilma noktalarini dayanma sinirlarini boyun egme ve zaafiyet aciklarini nerden nasil kancalayip kurcalayarak sorunsuz isleyip calisan ticari madde meta mülk ve mekanizmaya dönüstürmeyi cok iyi bilen sinsiligin POPÜLER mikrofonlara ve ünvan kazandiran söhretli kamerlara cöküp cullanmanin adi adresidir Popülizm:
Yalan söylerler hep yanlis yaparlar, sosyal ekonomik kültürel ve siyasal beklentileri aldatan kandiran birinci sinif kalitesiz kisiliksiz her firildaga egilip sünüp bozulup sarkip yamulan sahsi cikar konforunu yapan bozan kullanici tarifesine göre öncelikli ve önemli paydalara yontarak, yagmaci talanci sömürücü soyguncu neo liberal vesair patron tanrilarinin yalaka yardakcisi, daktilo kayitcisi, kanun yapicisi, randevu tasarimcisi, ortam ve sistenm düzenleyicisi ve ayrica tüm beklentileri bosa cikarrmanin hep ezberleri tekrar eden tanidik bildik istismar kökenli laf makinasi, gösteris fuarcisi, ürün cesidi,söhret pazari, sunum sergisi, avanta toplayicisi, fiyaka pavyoncusu, rol taklitcisi, duplör endüstrisi, vitrin tezgahcisi, moda modelcisi, poz profilcisi manupüle mekanizmasi, yazilim uygulayicisi, proje programlayicisi ve dosya tasiyicisidirlar.
Degismez dünya güncelidir, dünden devraldigini örnekleyerek cogaltarak herseyin kullanim süresi keyfiyete vadeli raf ömrüne ve herkesin en kullanisli kulluk kölelik esaretine hükmedip hakim olanlarin kimdir necidirlerine dair, bugüne musallat yarina tebelles ve sonsuza tenesir dünya ölcekliligi yerel isbirlikcige cevrimleyen pratik uygulayici pay ve ganimet ortagi ajanlik usaklik piyonluk dalkavuklugunun kabaca gidis hatti ve umum görüntülü resmiyeti..
Seyfi Karaca…..Agustos / 22
tımarhane duvarı
09.08.2022 - 12:01tımarhane duvarı
09.08.2022 - 11:59HÜLASA ve KISACA:
Alim gücü ve hayata tutunma iradesi imkani veya kosullarini yitirdikce artip cogalan yoksul sefilligin agirligini tasiyamayan hayat dengesini dibe cöketirken korkuya kaygiya endiseye yalnizliga gerilime ayrismaya siddete baskiya hukuksuzluga liyakatsizlige ve mutsuzluga hayatini öldürerek yasayan bagimli güdümlü insan yigini halk kalabaliklari, bir ayni tersi yönünde oranla da imtiyazli, yapan yoran deneten yöneten azinlik sultasinin tekelci kartelci banka borsa holding siyaset medya magazin ve tarikat milyarderlerine bol ve sinirsiz sorgusuz yeni hak hukuk saltanat servet yetki ayricalik keyfiyet güruh ve milyarderleri ekleyerek, varolan soygun sömürü neo liberal capppitalisme düzeninin tanrisi hükmünde kesintisiz devamliligini saglar…
Seyfi Karaca …Agustos / 22
tımarhane duvarı
03.08.2022 - 12:41tımarhane duvarı
03.08.2022 - 12:40..
LEYLAK DUVARINA AĞUSTOSUN
...
Çam dalında solist serçe
Günün tenha kısmında avluyu teftiş ediyordu konser
Yol yamaç üstü asmalı bahçenin koruk demleyen salkımlarıyla
Saat dördü beş geçeye doğru çan kulesinde sesi çınlarken saatin
Üzüm mevsimi yönünü ön sıralarda avaraya vurmuş
Ve altı numaralı evin leylakları mor rüzgarlarla sarılıp kucaklaştığı
Kimde nerde ne aradığının sebebi ziyaretini bilirmiş ki pervane
Can şenliğini çırpınışlarına benzer en çok...
Sonbahar yaklaştıkça iklim daha bir hozan, daha bir hazan insan
Zamanın izini eğirir dokur gibi katlayıp büken bir akşamüstü çağında
Serçe söylüyor ağustos yanıyor rüzgar gülü hem susuyor dinliyor
Dolanıyor eksen dönüyor evren dosyası ve yarası hiç kapanmayan
Ve izi ismi sahibi olmayan yoksul gölgeler gibi
Mumdaki yazgıdını köpüklü dalgaların silip süpürdüğü
Adsız bir günele kavuşma vaktinde gri duvarlara sıra halinde dizilmiş
Ve acısı sancısı ve ağırlığı kendi üstüne yıkılmış kalmış
Hiç kimseyi ve hiç bir yeri seyredip duran hüznün
Mezar kadar sessiz, matem havası kadar ağıt
Kanser hastalarının.
.. solgun ölgün ecel bekleşen nöbeti
Seyfi Karaca.... Ağustos /22
tımarhane duvarı
18.07.2022 - 13:59tımarhane duvarı
18.07.2022 - 13:50…..
BICiLDi EKiNLER YOLUNDU HOZANLARIN HASADI
….
Otlar da sarardi
Ekinler bicildi hasatlar da yolundu böylece
Kiremit tozu karistirilmadiysa bibere ve ayakkabi boyasi zeytine
Yolda bayirdadir igdelerin tüten kokusu, bozlak esiyordur palamut yapragi
Kuslardan bir gün,
Güvercin insanlar kadar ayni damlar altina evcil
Ürkekligini yenmis bugday tanesinin doyurucu yakinligina güven tazeleyerek
Demli bugulu cay icer gibi
Hedik kaynatan örtmelerden, asma budaklarinda salkimlanan üzüm baglarini
Kasnak atip parfüm sisesini kazanamazsa teselli ikramiyesi hüzün..
Sonbahara dogru fuar sarmalina güzün
Sempozyum kompozisyonuna tezgah kurarak dünya hali nasildir diyen pusulaya
Saklambaclarini kökünden sökmüs , tarlasini cöllere savmis
Caglasiz ciceksiz araziden arsadan parkurlu saatlere vadeli süreli
Savasin insanlari dünyayi duvara dikip
Yagmasi yikimi ve katli vacip hedeflere koymus ölümlere kiyamet kusarken
Digerleri ölümden sag kurtulup cikacak cüzdana
El degmedik koylarda körfezlerde otelli motelli
Yakip yikmadik oymak ocak tabiat ve doga güzelliklerini
Topraktan kaziyip denize bakan odalardan balkonlardan
Kus seslerini ve orman türkülerini dünyanin bittigi yere kadar
Turist bekleyip duruyordu birileri
Kalbim sendedir diye titreyip dururken
Günesten tutusmus kavrulmus askin aycicekleri
Seyfi Karaca…………Temmuz / 22
tımarhane duvarı
18.07.2022 - 13:48…….
NIHiLiST TOHUMLAYAN CÜNÜP HARABE
…….
Varsan yoksun
Biliyorsan cahilsin
Görüyorsan kör, duyoyorsan salak, düsünüyorsan hayvan ya da mahluk
Yasiyorsan yoksun hicsin ölüsün
Inanmamakta bir inanctir, fikirsizlik de fikrin daniskasidir
Baskinin korkunun caresizligin fabrika ürünü
Rus patentli,
Modern dünya köleligini kimliksiz toplumsuzlugun
Iradesi beyni bilinci karmakarisik
Ve fikri niyeti korku kabus cinnet gösteris ve tüketim bagimliligiyla
Morg cukkasina alman ingliz amerikan fransiz rus ortak karsim narkozundan
Bilmek asla mümkün degildir diyen nihilist manyaklari gibi..
Baskinin korkunun caresizligin her yerdeki fabrika türünü
Akla fikre ilime bilime kör ishal ve kilitli
Süresiz zamana modernlesmis köleligin insan tipinin
Kandirip inandirmaya bedenden sizarak bilinc altina sokulup yerlesen
Hastalikli depresyonlu insan halini sürekliligin hicbir saygin degeri olmadigi
Güvenini ilgisini insanliktan sogutmus öldürmüs
Mutsuz dengesiz deplek ve düzensiz
En uygun uyusum usakligina sormadan sorgulamadan
Tüm bildigi ve biriktirdigi yetenekleriyle birlikte
Itiraz etmeyi unutmus,aklini mantigini cöpe atmis morg molozu haline
Hele ki de aydinlanmanin ilericiligin tam tersine
Dengeli düzgün olan herseye düsman
Var gibi duran gürünen herseyin aslini esasini reddeden
Kabusun dibinde hicligin kovugunda silikligin korunaginda
Kabiz gercekse de yalan , varsa da yoklara afyonkolik hayal ..
Kabiz ahmakliksa da mezarliktaki cikmaz, insanina benzer ören tertibarlarla
Cökük yikik tesisler asilayip alistiran
Pisikopatliga talip kabuklara saklanarak zindanlasmayi kutsadigi
Paris cadde sokak bar birahane cadde ve sokaklarindan
Dünya globusuna,
Sartre Simone ikili ikonlugunun bireysel özgürlükler balgamiyla
Darmadagin olmus tekil küslüge
Damperli yalnizliga
Ve kozmik toplumsuzluga klonlayan
Erih From burjuva koministliginden detay calisip, ayni dipsizligin kulpuna köküne
Dünyayi terkettikce herseyin esitlenip düzelecegi fikrini vaftizleyen
Sabit noktada sadik yedek ve esastan köle
Patron tanrilarin afyonladigi cöplüge uyustukca markalasip marketlesince
Üstünü rus patentli nihilizmin yontup civataladigi,
Bütün dünyayi ve insanligi düsünüp derdine care arayan
Akildan mantiktan sorumluluktan bilgiden cesaretten özgürlükten
Bilgiden ve teorilerden bikmis yilmis yozunmus
Ruhsuz onursuz kimlik ve kisiliksizlige kayip
Hem de kacak
Hem de toplu intiharlarin nihilizmini yani..
Sapkinligina tanri gibi tapanlarin Nitcheden tarayip sorarak
Bozuk denklemde gücü gücüne yetenin olsun dünya
Üstte kalana cöp tenekeciligi etsin veya ölsün gebersin,
Altta kalanin cani ciksin uyusturucu dozunu ulayip ekleyen
Otamatik kafa ve plastik cerrahi piliyle calisip bicak cizgisine paralel
Köpüklerin ve bilinc alti kusuntularinin gönüllü kul ve kurbanligina
Hayran imrenik bitik ve yatkin
Patron tanrilar pavyonunun gözdesi
Ve sekreterlendigi cikar cevrelerini koruyup kollamakla
Secilmis adanmisliga formatli yeminli
Anarsistlik afyon bagimliliklarinda ve yesiller siyasetinde batidan doguya
Kartlarda dairelerde ve katmanlarda
Kedilerin insanlastigi, insanlarin kedilestigi
Fakat hic bir canlinin kendini yasamadigi
Mutsuz muhtac gerilimli hastalikli sorunlu depresif aktiflerden
Ve kiyamet gününü gösterircesine param parca hücre ve kafeslerden
Siyasetin tarikatin paranin gösterisin eskiyen giysiler kadar dayanmayan
Iradesi idraki sevinci varligi patron tanrilarinin yazip bozduguna tesis ve tahsis
Istanbul izmir antalya mugla yanip tutusup kirlenip cöllestikce mesela bizde
Kücük büyük cikarlara
Kafasinin keyfine göre din iman tanri kanun ve ilah uydurup
Kimse hic birseye inanmayan ayarda uyarda nihil..
Bütün kisilik ve karakter bozukluguna dair kendi kendini ihbarlayarak
Cennetten bir muntazam köseli katalog
Ve müstakil kabir manzarasi secip bodrumdan datcaya
Datcadan focaya
Dalyandan didime, marmarse, yahut ölü denize
Bütün kiyilari koylari ve körfezleri
Harap viran etmekte hic bir ihtiyati itirazi inanci ilgisi ve itibari kalmamis
Insanlik ve toplumsal cürümüslügüne
Harac mezat cünüplügün…
Seyfi Karaca………Temmuz / 22
tımarhane duvarı
11.07.2022 - 18:01tımarhane duvarı
11.07.2022 - 17:56Irlanda ki, gerek cografi ve gerekse sosyal siyasal yahut kültürel tarihi olusum ve gelisimini Türkiye kosullariyla uzaktan yakindan hic bir ilgisi benzerligi ve özdestigi damarlari ve noktalari olmayan uzak mesafelerin soguk ilklimleriyle, Milet`ten Misirà, oradan Ispanya`y ave oradan da Irlanda`ya sürekli bir kovulmuslugun sürgünleriyle sürüklenip tasinarak, Akdeniz kökenli toplumsallik macerasini kuzey Avrupa deniz asirisinda ve ADA ÜLKESI baglaminda sonlandirip bitiren; ( tipki ODESA´dan ILYADA`ya Homeros deniz serüvenciligi gibi ) Britonlar`in,Keltler`in,Viking`lerin, Romalilar`in, Normandiyali`larin, Angillar`in, Saksonlar`in buzullar cözüldükce ortaya cikan kara parcasina istilaci olarak yerlesip -en son gelenin daha önceki gelenlerle sürekli daha yeniyi kaynasip karisarak – Ingiltere ( Büyük Britanya`yi ) devletini kurup örgütledikleri homojen yapiya hem satihtan hem icerden hem köseden hem dipten damardan bagli ve ait; sarsilip savrulmalarla tarihsel hikayesini yazmis bir ülkedir. Topraklarini Ingiliz istilacilarinin keyfine sevkine dagitimina yönetimine hakimiyetine ve idaresine teslim etmis, siyasal sosyal bütün irade hükmü kölelik kosullari baglantili kanun nizam düzenlemeleriyle kendi hayatinin ve ülkesinin KIRACISI olma kosuluyla, zaman zaman cikan aklanmalarin kan gövdeyi götüren ölüm zulüm katliamlarla sonuclanan yüzyillar boyu ezikligin, yenilmisligin, bozgunun, ,bunalimin yokluklar cileler hastaliklar kitliklar ve sefaletlerle besledigi -yer yer kücük kazanimlarla birlikte – eskiye boyun egme sürecleriyle gecip geldigi yirminci yüzyilin ilk ceyregine kadar inancindan secme secilme hakkina kadar dayatilani yasamak zorunda birakilan bir travmalar silsilesi toplamidir Irlanda.
Sin Fein`den Irlanda Kurtulus Ordusuna ( IRA ) hic bitmeyen tamamlanmamis bir yazginin, neredeyse tüm dünya Katolik`liginin en koyu merkezi Irlanda oldugunun itibasini uyandirip kanaatini yerlestirdigi ve kaybettigi her seyi karsiliginda hic degilse gibisine -icine gömülüp kendini korumaya zirhlanircasina - Ingiltereye uyusup benzedikce benzemeyen ayriligin DiNSEL DAMARiNA en cok sarilarak, sindirilmis susturulmus her yere Protestanligi yerlestiren baskilara karsi yüzyillarca süren ayaklanip direnmeler sonucu, kimlik mücadelesinden siyasal sosyal hakka hukuka varincaya degin bin dokuzyüz yirmilerde ancak Ingilz Toplulugundan Serbest Irlanda Cumhuriyeti adiyla ama kuzeyi ünlü Belfast catismalarina terk ve teslim, henüz yakin zamana kadar da Ingiliz Kraliyet Ailesi kanun kural keyfiyetinin vali eliyle buyurup yönettigi bölünmüs Irlanda, - ardindan Güney Afrika`ya örnek olmaya- bagimsizlarak otonom özgürlügüne kavusturuldu.
Ahmet Hamdi Tanpinar`in felsefe anlayisindan ve yazim bakimindan etkilendikleri ilkler arasinda olan James Joyce hem yazar, hem sair, hem ögretmen hem de yapilanlarin yahut yazilanlarin elestirmen yorumcusudur. Yani Tanpinar`la özdesen bir cok ortak nokta ve benzerleri vardir James Joyce`nin . Fransa, Avusturya, Maceristan, Italya ; Isvicre ve döne dolasa ayni noktalara tekrar tekrar yeniden tasinip göcerek kütüphanelerden üniversitelere calisma ortami bulup makaleler yazip ögretmenlikler yaparken, arta kalan zamanlarinda romanlarini ve siirlerini kaleme almis. Kör denecek kadar günden güne kötülesip isigi kapanan göz hastaligina kizinin ruh hastaligi ve hayat arkadasi Nora`nin baskasiyla düsüp kalkmasi bütün bünyenin cökertici iflasina yol acmis.
( Tanpinar`in Huzur Mirasindan basligi altinda yazdiklarimdir )
tımarhane duvarı
02.07.2022 - 14:04tımarhane duvarı
02.07.2022 - 13:57…
CÜNEYT ARKIN KARDESLIGINE ve ONURLU ANISINA
……..
Ses isik haraket ve görüntü bütünlügünün ortak kesisim noktasi SINEMA; ele alip isledigi ve gittikce artan konu cesitliligi, oyuncu kadrosu, cekim ve gösterim teknigi bakimindan bindokuzyüz altmislara kadar kendi basina ayri bir sanat kolu sayilmayan; vakit gecirme ve eglence araci olarak biliniyordu.
Ses…her dalga boyu yaklasik bir bucuk metre olan titresim damlaciklarinin kesinlikle hava olmaksizin ilerleyip yayilmasinin mümkün olmadigi, sürtündügü engelle karsi disari cikan enerji aciginin en kalin frekansinin on alti Hertz, en yüksek firekansininsa yirmi bin Hertz araliginda oldugu; seslerin üst üste binip birbirine karistigi oktavlar, perdeler, armoniler ötesi uzakligaysa Ultrasonik cagrilar ve cigliklar seslenip yankilanir. Ses, etkiye karsi tepki direncini ortaya cikaran bir enerji salinimidir.
Isiksa saniyede ücyüz milyon metre yol alabilen hiziyla sesin sadece havada yayildigi ücyüz kirk metre eko akustik resonans yahut TINI mesafesinden onlarca kat cabuk ve saydam olan her yerde yayilip ilerleyen hemence yakin bir yerdendir.
Her iki olusumun yapisini ve kaderini tayin edip belirleyen Haraket kaynagini, debisini, devinimini ve olusum gelisim sürecini toplayip bir araya biriktirince, baslangicta sadece üstüste binen fotograflarin sanki duragan cisimlere canlilik ve kesintisiz takiplilik hissi veren; gözdeki AG TABAKA yanilsamasina göründükten sonra daha bir müddet üstüste binen fotograflari bekleterek beynin haraket ediyormus algisini canlandirip uyandiran seyir halinin kisa tanimlamali tarifidir SiNEMA. Fotograf Tüfekleri`yle ise baslayip, ondokuzuncu yüzyilin sonlarina dogru ( 1885- 90 ) saniyede kirk fotografi Seliloit makaralara sarili ve ardarda oynatmanin ilkel olusumundan gelisti büyüdü bu öykü.
Daha sonralari Thomas Edison`un sesi kaydedebilen Fonograf; ve görüntüyü saklayabilen Kinetograf makinalari sayesinde Kinetostop gösterim aygitindan hem sesi hem isigi birlikte iletip aktaran, fakat sadece tek kisinin dürbün merceklerinden izleyebildigi, isik yetersizligi yüzünden de donuk -bulanik fotograf kayitlarinin oynastigi onbes metrelik film seridi üzerinde kesintisiz gösterimler hizla dünyayi sarmis. Bundan on sene sonraysa ( 1895 ) hareket halindeki olup bitenleri kadedip oynatan; yaklasik on kilo agirligiyla hem cekim yapip, hem oynatip, hem her yerde seyyar götürülüp elden kurulabilinen SINEMATOGRAF bulunup gelistirilmis. Ki bu, günümüzce bütün özellikleriyle taninip bilinen SINEMA tarihinin en köklü ve resmi dogum yillaridir. Sinematografya`yi Fransizlar bulup gelistirdigi icin günden güne sanati sözü kadrosu teknigi pahasi pilatosu büyüyüp geliserek güzel sanatlara görsel etkileyiciligi ve toplumsal iletisim gücü bakimindan cok yüklü masraflar harcayarak bekledigi kazanci elde etmenin uzun yillar boyu pazarini Fransi`larin elinde tuttugu sanayi koluna ve eglence endüstrisi carkina evrilip dönüstü sinema.
Yilarla birlikte yapim cekim ve gösterim firmalari artirip cogaltan, nikelden yapilma degeri en düsük paralarla girilip seyredilebilinen Nikledeoen gösterim salonlari serisinin ülkenin her yerinde mantar gibi cogalip yayildigi, Amerikali`lar ìn HOLLIWOOD film cevrim carki devralmis bu hayal fabrikasindan dünya yapmaya -insan algisini oyalayip oynatmaya - dönük piyasa pazarini.Bindokuzyüz yirmi yedilere kadar sessiz filmle, film boyunca ya oynayan resimlerle uyumlu kaydedilmis pilaklarla, veya kirk kisilik orkestranin caldigi, alt yazilarla filme ara verildigi ve yaklasik alti bin kisiye kadar yer yer varan büyük salonlarin tek makaralik, on dakikalik ve yedi film birden ardarda oynattigi dönemler biletli gisesine Caharli Chaplin ve Mary Pickford`un milyon dolarlik anlasmalar yaparak, bindokuzyüz otuzlarda Film Stari dönemi baslamis. Ayni dönemlerde hem sesli hem de renklige gecilmis. Ilerleyen yillarda artik toplumsal iletisimin vazgecilmezi olan sinema, perdede görüntüyü iki bucuk katina cikararak teknik kurgu yapim yönetimde sinir tanimayan sürekli yenileri denemenin Sinemaskop donanimli seviysine tiren soygunu veya fabrika cikisi sessiz konusuz renksizliginden büyüyüp gelisip; film yildizlarinin ve yapimlarinin astronomik rakamlari buldugu sirketler ve yapimcilar eliyle, Caz Sarkicisi`yla baslayan, Kadinlar Celladi, Hal ve Gidis Sifir, Büyük Aldanis, Oyunun Kurali, Hayvanlasan Insan, Yurttas Kane, Gazap Üzümleri, Benhur, Cephede Eglence, Taksi Soförü, Baba, Kisa Görüsme, Rihtimlar Üzerinde, Atlari da Vururlar, Western Serileri, Bisiklet Hirsizlari, Sonsuz Sokaklar, Kizil Cöl, Nalin Agaci, Bayram Günü, Yasak Oyunlar, Serseri Asiklar,Hirosima Sevgilim, Ücüncü Adam,Kiyamet, Tepedeki Oda, Öfke, Pazar Sabahi, Pisiko, Terminatör, Roky gibi, yer yer savaslarla vetelevizyonun hayata girmesiyle ve ekonomik krizlerle agir hasarlarla bozulup bogusmak zorunda kalsa da sürekli alistigi kaliplarin disina cikarak teknolojinin büyüleyip etkileyen yanini da kullanip tipki romanci -sairlerin kalemi gibi sinemayi cekip oynatmanin, konusu komedi dram korku aksiyon gerilim bilim kurgu yahut cizgi filimlere kadar cesitlenen, cogu kamera icinde animasyonlasarak dis dünya ile neredeyse hic bir iliskisi yahut kontagi olmayan soyut silik yalniz iliskisiz cagina uygun yabancilasmanin bireysel hikayelerini harcadigi masraf üzerinden ve seyircinin gise ilgisine göre icinde PISiKOLOJISI BOZUK siddet unsuru mutlaka barindiran, insandan uzak, toplumdan kopuk, uzun süreli sessiz ve duragan yahut tam tersi sürekli hareket edip yerinde durmayan resimlesmeye geri ( fotosgraglara oynamaya ) döndü sinema..
Bütün bu devri dönüm dolasimlarla Tiyatro`dan Sinema`ya, Sinema`dan Dizi Furyalari`na tüm sosyal siyasal ekonomik ve KÜLTÜREL degisim dönüsümlerini ücretini ödeyenlere göre kaliba girerek Gise rekorlari kirmanin her türlü toplumsal bozulmusluguna Akil ADAMCILIK yaparken ayarli uyarli ses isik görüntü ve fotograflari birbirinin üstüne yikildikca hic bir özgünlügü kalmayan ARTISTLIGiYLE filim ve makara, sevgili CÜNET ARKIN, Cumhuriyetin aydin yüzü, cesur yüregi, yetinmesini insan degerliligiyle tartip ölcen fedakar cocugu ve essiz emsalsiz efsanesi olarak, doyumsuz acgözlülüge terkedilen bütün carklara karsi direnmenin sosyal bilncini, insanlik vicdanini, karakter sahibi kisiligini, özgür iradesini, özgün bagisikligini, yetiskin sosyo kültürel kök ve baglarini, sevgi saygiya bagli aklin fikrin aidiyetine sorup danisarak, Sinemayi sadece görsel eglencelik toplanma ve dagilma yeri ve zindani olmaktan cikararak, ülkesinin ayak basmadigi sesini duymadigi derdine sorununa dokunmadigi icten ve özden kavrayip kucaklamadigi hic bir yerini yöresini öksüz kimsesiz birakmayan insanligi inandiriciligi ve samimiyetiyle, hepimizde bütün yüreginden koparip karsiliksiz bir mutluluga sunup verdigi ögretici egiticiligi vardir hem duygusal ruhumuzda hem de bedensel damarimizda.
Onun tarlalari otlari cicekleri yaylalari dereleri irmaklari vadileri ekinleri nohutlari, bizimle özdesen bizim akil fikir duygu dil ve yakinligimiza zerrece uzak yabanci igreti yahut kenardan - gise biletinin getirisini en sinsi ve ucuz yollarla kapip kacmaya insanligini bozup berbat etmeksizin- ayrisiz gayrisiz yurt ve kültür bütünlügünün haktan cesaretten onurdan haysiyetten vicdandan hukuktan asla ve hic bir sartta vazgecmeyen, asgeri irgatligin azap gündeligiyle yahut fabrika yövmiyesinin adaletsizligine, ölmeden ölüme terkedilen sokak cocuklarina, issizler ordusuna, emekli kimsesizligine, yoksul- sefiller topyekün apartmanlasma ve avemelesmesine, uyusturucu mafyaciliginin kirli kanli carkina, haydutu haramisi bol carpik yapilasmanin talanina vurgununa, kendi villa kösk ve saraylarda toplumundan ve hayat gercekliginden habersiz siyasetten tarikata ve cümle bogazici ayricalikli imtiyazcilarina, bes alti maasli … hin despot pusta kahpeye pezevenge hirsiza yolsuza ve cümle ihanet sultasi sebekelesmeye, sinemanin en güzel dili durusu tavri tepkisiyle diyecegini dedi davranacagini insanligiyla güzellestirdi sevgili Cüneyt Arkin.
Büyük Sinema, Alemdar Sinemasi, Tas Sinemasi, Ogulcuklu Sinemasi, Istasyon Sinemasi ayaz buz tipi engel bilip dinlemeden kapali balkon ve salonlariyla; Sahabiye , Gazi Osman, Istanbul Oteli gibi sayisiz üstü acik sinemalariyla, KAGNI SeSi`inden Amele Pazari`na kadar giden kale burcunu yogun kuleler hisarini sokak ve caddelerinden faytonlarin gectigi öksüzüyle birlikte yürüyüp bilinmeze giden hayatin tüm kötülklere karsi yüregini ortaya koyan yigit cengaveri ve insan kalbine sarip yüklenip hem insani hem de güzel ülkem hayalini hic bitmeyen hasretlere saklayip tasiyan SiNEMA KUNDAGINDA dogup büyümüs herkesin hayati kadar yakin yüzüydü sevgili Cüneyt Arkin.
Sanki bir yaz yagmuru oldu….esti gecti göctü gitti, her göz yasinda yaga yaga gönül bagimizdaki sevgili kardesimiz Cüneyt Arkin. Anisina ve sevgisine sonsuz saygiyla..
Seyfi Karaca…….Haziran / 22
tımarhane duvarı
29.06.2022 - 18:52Toplam 326 mesaj bulundu