Seyfi Karaca Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • tımarhane duvarı

    04.01.2023 - 18:08

    ….
    COK PARAGRAFLI ACIK SECIK PARANTEZ
    …..
    Solon Yasalari ve Roma Hukuku, birbirini tamamlayan gelisim -dönüsüm sürecleri icerisinde kendi caginin en basta Felsefe`yi emekleyerek büyüyen coklu paragraglarin alt yazilarina ve üst basliklarina dinleyerek konusma gücünün acik ifadesini ortaya koyan tüm kavramsal derinlikleriyle sanati siyaseti dili yaziyi akli fikri kültürü bilgiyi ilgiyi meraki sorumlu kilan; ortaklasa toplu cikarimlarin matamatiksel dogrulama islemlerinden de gecirerek; DEMOS-KRATIOS cigligi insanlik hayatina parmak kaldirip söz ve yetki hakki istedi.
    Her ne kadar Perikles ve Sezar sapkinliklari bu sekliyle sadece hikmeti ve hükmü kendinden MENKUL; yani yabancilari, köleleri, esirleri, yolculari ve hatta yer yer sefil-yoksullari insan yerine bile koymayan; en ilkel haliyle mal mülk egitim otorite edinme dahil vatandaslik özgürlük esitlik hak ve yetkileriniyse sadece kendi soyundan ve hatta sadece soylular zümresinin imtiyazlisi olanina -SERFLER-TIRANLAR siniflandirma baglaminda – münasip ve reva gören; servet sahibi azinliklari sagda, yoksul kalabaliklari solda oturma düzenine göre yerlesmis TEMSiLCiLER MECLiSI bir salonunun tafraflari dengeleyen ortak birlesim yerinde devlet mührüne sahip -yine ilke usullerle secilmis – idare OTORITESI oturuyordu.

    Yani yarim yamalak da olsa DEMO_KRATOS`da sonradan yüzyillarla ilerleyip bu günlerin düsünerek hayati yormayi tohumlayanFELSEFE topragindan görüsüp tartisip danisarak bilimselligin DENEYiM ve GÖZLEMLEME gücüne erisinceye kadarki AKILCILIGIN etkin yetkin oldugu sürecte, er iki taraf ortasini devletin ( KAMU HAKKI, AKLI , YETKISI ve VICDANINI temsilen ) DENGELEDiGi bir cesit `Gücler Ayriligi` yürürlükte ve devredeydi.

    Perikles Pers SAvaslari bahanesiyle zaten zar zor olusmus Yunan Birligi`ni sadece ATINA Kent Devleti cikar ve menfaatine kalkinmis gelismisligi diger bütün yönetim yerlerinin hakkina hukukuna tecavüz ederek öncelikleyen ve tüm siyasi yetkileri temsilciler meclisini devre disi birakarak elinde tutmaya basladiktan sonra islem bitti, olay yikimdan yikima sürüklenmenin kiyametini baslatti. Cünküüü…

    Cünkü düsünmek insanin en büyük serveti ve zenginligidiyse, düsünerek DANISIP kendisini herkesten evvel sorguya cekip yüzlesebilmenin cesareti olgunlugu ve yetkisiyle; her olan bitenlere dair ihmalsiz erinmesiz ihanetsiz günü saatiyle; hayati, toplumu, dünyayi, eksigi, fazlayi , ilgiyi, meraki düsünüp acik veren yerlerinin teminatina göre YORUMLAYAN cikarimlarin hissedari olmak; toplumu gelistirir, hayati dönüstürür, insani ihtiyac duydugu huzur güven ve istikrarin geregini yerine getiren emeklerle mutlulugun yapici-tasiyici öznesi kilar.

    Sezar da gün gelip ayni yolun yolcusu olunca kendinden sonra gelenlerin akibetinin nasil ve hem de en yakin güvendikleri eliyle delik desik edileceginin diktatörlesmis imparatorunu öldü gitti.
    Neron da…
    Napolyon da…
    Hitler de…
    Ve halen cukurunu kendi eliyle kaziyarak, her türlü toplumsal itiraza kulaginin üstüne yatan; dünya gercekliginden kopmus güc gösteris hirs ihtiras ZEHIRLENMESiNE kapilip tutulmus; firavunlardan daha cok tanricilik ve ilahlik taslayan nice giderayakci gitti gidecekler de…
    Sebep O `sebeptir ki..:
    Insanda özgün kisilige dair sayisiz niceleriyle beraber olup bulunmasi zorunlu Gurur`un abartili ve siddetli gözü dönmüslüge alistirilmis terbiye edilmis hastalikli ve sorunlu olumsuzluklara tutsak olmasi, hayatin hic bir evresinde özgür iradesine ve özgün kisiligine erisip ulasmak sansi olmayan; dogmus fakat ana rahminden bile kendini formatlayanlarin kusup köpürdügü bagimli güdümlülügün kundaklayip cekip cevirmeleriyle ölü bir kisiliksizligin intihar carmihini yüklenir tasir insan.

    Kahir kibir gösteris üstenci asagilayici bakis ve yaklasimlari disinda en yakinlari dahi olsa kimin nasil hangi ortak yasamdan koparici hayati hassasiyetine yikip üzerek zarar verdiginin kendini kiskirtan hastalikli illetli kisilik bozukluguna iliskin üstesinden gelip bas adilmesi gereken ciddiyetini hic bir zaman algilayip önemseyip umursamayarak; odaklandigi saplantili ic güdülerini herseyin öncesinde ve öneminde tutarak azip kudurdugu kin siddet nefret öfke ayrisma kopma uzaklasma tahrip tarumar sarmalinda kendisiyle beraber iliskili oldugu yasam birlikteligindeki herkesi ve herseyi icinde hapsolup boguldugu cinnetin kulu kurbani eden bitis ve tükenise sebep engel öcü rakip veya hasim olarak bilip gördügü her neyse ve kimse; kiran kirana ve ölümüne sürüklenen kindarligin izini kovalar pesinden sürüklenir insan.

    Aklinin fikrinin tavri niyeti tutumu duygusu düsüncesiyle beraber, gecesini gündüzünü bu hastalikli ve saplantili bogulmusluga harcayip tüketen intihar girisiminde hep kendi gerisinde biraktigi cirkin bozuk berbat cirkefligin kirli kusuklarini ve lekeli ip uclarini birakarak her hai hareketinde kendini istese bile saklayamayarak ele verirken, -ilgi sevgi baris özveri sorumluluk aidiyet bilgi hosgörü gibi insan deger itibar olgunluk ve erdemlikleri gerektiren- , baskalainin varligina kabul edip katlanamayarak kendi ic saplantisina engel öcü rakip bildigi mevcut kilitlenmenin özne ve nesnesini ortadan silip kaldirdiktan sonra , gösterisine kibirine mezar olmus yikim molozu altinda kaldigi hayalet yuvasi iliskili soguk silik viran hortlak hayat döngüsünde siradaki kurban edilecek kavga gürültüyü aranir davranir ve dadanir, davrandikca kendi hastalikli sorunlu güdümlerine bagli en yakinlarinin ve en nihayet cevresi etrafinda hic kimseyi bulamayinca bütün gösterisli ihtisamiyla birlikte artik muhtesem donanimli tabutluktan baska hicbir anlam ifade etmeyen-kendi kendini ortadan kaldirip yok ederek- zülümünü ölümünü saglayan toplu intihar.

    Ibresi ve ibaresi hangi bant veya paragraf ayarinda durur yahut oynarsa oynasin, anons edip ayar edenlere göre kanalini yolunu ve damarini bulmaya dalgalanip teminati tedarigi pesin belirleyicilikle ses soluk vucut künye kapsam tedavül ve yasam tedariki yapiyorsa, kesinlikle herkesin radyosu kendine göre calmaz..

    Zehirlenmeye alismis bozulmus pilastik cerrahi dogum ve ölümlü insan modeli, cilk iliskiler cevriminde baska secenegi olmadigi ve dogalligindan sapmis uzaklasmis her doyup beslenip kandigi soyut sahte yapayligi yasadigi hayatin gercek degeri olarak bilir beller ve algilayarak artik toplumu topragi tabiati emegi katilimi özgürlügü sevgisi saygisiyla isleyip iliskilenmeye algisi ilgisi sorumlulugu kalmamis yitik kayiplariyla taniyip hatirlayamadigi degisim dönüsümlerden geri dönüsü olmayan bellek bilinc ve duyum cikarimlari yapamayip, yadirgadigi dogalligi ve uyusup kaniksadigi kaliplarda sekilden sekile sokuldugu tüketim piyasasi bagimliliklariyla, her türlü zehir zikkim kusuntusuna bagisiklik kazanir..

    Bir devrin etabin veya cagin bütün hassas ve nazik hayati durumlariyla iliskin dönümünü dolasimini en derin ve koyu kivamli BOSVERMiSLIKLe oyalayip afyonlamaya magazin hergeleligi ve kahpeligi ederek; sür piyasa pafyonculugunun koruyup kollayip besleyerek bütün soyguncu sömürücü hinlik hainlikler adina ve cikarina piyasaya sürdügü talan tarumar oyununun iskambil serileri gibi her türlü yikimlara kiralik katillik görevlendirilmisligiyle her sekil ve bicimde kendi degerlerine yabancilasmaya kopmus uzaklasmis kayitsiz ilgisiz tek tip insan modellemeye ve yasadigi dünyaya bütün duyarliligini yitirerek akildan bilincten bellekten sorgulamadan sorumluluktan aciz toplum avanaklamanin kaliba sokulup aksesuarlanmis akademisyenleri, sanatcilari sairleri yazarlari ve basn yayin mensuplariydi, sayelerinde devlet otoritesi denen sosyal siyasal ekonomik ve kültürel iradeyi topyekün ortadan kaldirarak kökünü kazidiklari.

    Bosvermislikle sagiltilip yerlestirilen sosyal siyasal kültürel ekonomik ve siyasi intiharin, kendi yasama hakki hukuku ve insani varliginin etkisini yetkisini duyumunu özgürlügünü öz güvenini ve duyarliligini tümüyle ortadan kaldirarak, yerine yapilmis ve kurgulanmis uyumlu ahmakligin sorgusuz sualsiz her olumsuzlugu hic bir tepkisel irade tavri durusu ve bildirimi göstermeksizin yutkunup sindiren güdümlü kul köleligi tasiyip sürükleyen itaatkarlikle; egitim, ulasim, iletisim, güvenlik, saglik ,gida, enerji, imar, iskan, hak, hukuk gibi yasamin bütün hayati degerdeki basliklarina cöküp cullanan; ve devleti ortadan bütün birim ve kurumlariyla islevsiz hale getirip kendi cikar ortakliklarinin ihtiyac geregine göre ünite ünite ortadan kaldiran; ve kokusmus cürümüslüklerle algi yönetip gündem belirlemeye yasamindan sinmis sogumus korkuyu sefaleti cehaleti siddeti nefreti ayrismayi karanligi bozulmus olan dengesiz düzensizligin hastalikli sorunlu kiskirtip kamcilayici servet kaynagi olarak güncelleyen; bankaci borsaci holdingci tarikatci medyaci talanci rantiyeci ipotekci isbirlikci vurguncu soyguncu sömürücü yagma ve yikim ekipmanliginin – aklin bilginin vicdanin duyarli ve sorgulayici muhasebe yükümlülügüne ilgisiz alakasiz kalip, herseyi kendi cikarina özellestirenlerin gömdügü kökü kazinmis toplumsal mezarligina bosverenler sayesinde - MAFYA hükümranligi yerlesip kök saldi sanata siyasete topluma devlete ülkeye ve millete.

    Sanayi tarim ticaret sanat teknoloji ilim bilim magazin dallari yollari boyunda ün sahibi olup saltanata güce gösterise sinirsiz boyutsuz serbestlikle erisenler, kendileri tüm otorite boslugunu doldurarak devleti devre disi birakarak herseyi sahsi cikarina özellestiren zorbaligi ve hükümranligi devralirlar : Yahut bir baska deyisle sorgusuz argisizligin ilahlasmis tanrisal buyrganligina kendilerini atayip tayin ederler. Bu da sesi durusu tepkisi ve muhalefeti olmayan MAFYALASMANIN derin tezgah ve tesisini toplumunun tüm bilgi beceri cesaret akil duyum özgürlük dayanisma paylasim gibi deger kiymet ve yetkilerini tapindigi kosulsuz sartsiz itaatliligin kulluk köleliginee devrettigi uyusmus kanmis ve kabullenmisligi dayatir.

    Elon Mask, `sizi asla iflah olmayacak salakligin cöplügüne gömdük. Nereye gitseniz, nasil kimildasaniz, neyi isteyip talep etseniz; raflara dizdigimiz konserve kutulari kadardir hayat hikayeniz. Kendinizi hic bir özgürlügü özelligi özgüveni ve özgünlügü yok, kosullandirilmis tüketim piyasasi ve hatasiz kusursuz magazin mükemmeli formatinda begenilme carsisinin – en sapsal yerine koyan bagimli güdümlülügün mahrum muhtac aciz zavalli begeni butonlarinin- afyon sarmalinda kullanim vadesi biter bitmez cöpte vaziyet alacak numaralanmis siradanliga alim satim eglncesisiniz ` demeye getiren nanikleri yaparken, buradaki kopmus kiyamete en basta ilim bilim teknoloji olmak üzere her türlü yetkiyi gücü gösterisi serveti elinde tutarak; GLOBAL ölcekli derin devletlesme gerceginin tüccar tellal durumundadir.

    Cephedeki askerlere moral konseri verirken Elvis`de öyleydi. Kiralice tarafindan kutsanip sovalye ilan edilen Beatlesler de öyleydi. Arnold Schwrdznegger de. Silverter Stolone de…
    Tercümansiz ve cihazsiz baglantisi saglanamayan Yapay Zeka Cagi hayatinin modada, müzikte, gidada, serviste, sunumda, iletisimde, ulasimda, tarimda , tüketimde, imalatta, dilde, kültürde, pazarlamada, sanatta, huzurda, güvende, bilimde , teknolojide,edebiyatta, egitimde, saglikta kisacasi insanligin sigamayacagi evrensel ve hayati büyüklükteki yasam alanini KRONiK SORUNLARLA cözümsüz kilmaya ÖZELLESTiRIRSE eger,her bir markalasmisligi DERIN DEVLET levhasiyla kendi basina buyruk temsilinde ismi cismi ne olursa olsun herseyi icinde sindirip yutarak sistem tikanir, yikimlar silsilesi devreye ve yürürlüge girer.

    Bu yüzden kisi keyfiyeti hükümranligina dönük PANZEHiR; Türkiye Cumhuriyeti ilkelerinden günü kosullarina duyarli ilerici sorumlu tutarli cesurbilgin atilgan ve aydin Devrimciligi, tarihe kayitli kimligini YURTASLIK bilinci ve kisiliginde tasimanin Milliyetciligi ile dengeledigi gibi; Laiklik, Halkcilik, Cumhuriyetcilik ve DEVLETCiLIGi hic bir özellestirmenin kulu kölesi yapmayan Hukukun Üstünlügü`ne göre düsünüp yoran toplumsal zenginligi ve onursal degerleridir.
    „ Hayalleri satinalma söhretlilik serbestligine gücüne ve servetine erisince insanin ebeddiyyen ölümü basliyor „ diyen Julio Iglesias, ölümcül bir trafik kazasindan sonra sakatliginin tedavisi en zor cetin ve zahmetli yöntemlerden gectikten sonra `hep aglayip kendini acindiran `kadinimsi bir ses tonu ve fonu romantikligiyle boyayip bulayan MÜZIK hayatini, General Franko taraftari ve destekcisi olan aileden gelme imtiyaziyla her ünvan ve imkan basamagini kolayca ziplayip tirmanmaya her defasinda yüksek basarisinin sirrini kendi rekoruyla kiran; kirdikca depresif her hastaligi ruhunda tasiyan; kendi oglunun dahi söhretine rakip olmasina tahammül gösteremeyecek derecede zorbalikta sinir tanimayan kurulu düzenden payina düsügü kadar sahsina özel derin devletlesmenin vazgecilmez parcasi haline gelmis zamanla – tüm dünyada benzer örnekleri gibi- Juluio Iglasias.

    Eger Firavunlarca kutsanmis kobra cinsi evcil oyuncagi yilana kendini emdirmeyip de yasaycak olsaydi, kapildigi Süt Banyolu güc zehirlenmesi sebebiyle caglar ötesi moda endüstrisine kaynaklik edecek sapkinligin giyim yiyim zevk sefa ve eglence gösterisliligi ugruna kaybettigi savaslari ve söhretini ülke yoksullugu pahasina ve FAHISELiK rüsvetiyle Sezar `dan sonra Antonius`u ölümün kundagina rehin verdigi gibi,ugruna kendini yedire yedire bütün gözü dönmüslügünü tatmin etme ihtirasiyla AGUSTUS da siradaydi kesin….
    Oysa ki…Sezar`da, Antonius`da ayni akibetle cukurun dibini boylayacaklari yenmis Roma`yi yenilmis Misir`la birlestirmenin entrikasini cekip cevirerek durmadan körükleyip kiskirtan Kleopatra`ya hic mi hic olmadigi kadar FIRAVUN TANRICASI olarak akli fikri mantigi ve felsefeyi kenara koymus zehirlenip tapmisligin kurtulusu olmayan esirleriydi.
    Ve tapinilan TANRICA FIRAVUN Kleopatra, Büyük Iskender mirasina hazirdan konmus Misir kökenli bile degil, agirlikli olarak Romali`larin yakip yiktigi Iskenderiye Kütüphanesi`nde Yunan Filozoflari`nin kitaplarinin toplandigi, fakat iclerinden tek sayfasini bile okumayan günümüz Magazin katolok gözdesi durumundaki Antik Yunan nufusuna kayitliydi..
    Bu yüzdendir toplumsal kalabaliklari varsil-yoksul ayirdimi yapmadan dengeleyen otoritenin ortasinda oturan Türkiye Cumhuriyeti DEVLETi `ne sahsi cikarciligin soygunu vurgunu talani medyasimafyasiyla özelleserek, yapici ve kurucu ilkelerinde bulunan basliklari gerek ihmal gerek ihanet her hangi sebeple olursa olsun ola ki degistirilmesi veya üstünde oynanip kurcalanmasi halinde kacinilmaz ve korkunc yikimlari tetikleyip sürükleyecek BOP süreclerini cagirip tetikleye cökmüs cöreklenmis ve kaynagi güvencesi itibari ve istikrariyla karsilikli birbirini düsünüp yoran sorgulayici ve sorumlu bütün degerler düzeyinde toplumsal iliskileri dengeleyen duyarliliklardan yön ve yüz cevip, ardi arkasi kesilmeyen ilgisiz bilgisiz uyusmus alismis cahil cühelada; siddete, gerilime, bunalima, yozlasmaya, caresizlige, tecavüze, hukuksuzluga, haksizliga, zavalliliga, bencilige, aciya, korkuya, karanliga, sefalete, sadakaya bagimli güdümlü ve hepsinin toplami mutsuzlugun müptela müterisi kesilir hayat.

    Seyfi Karaca……….Ocak / 23

  • tımarhane duvarı

    26.12.2022 - 18:26

  • tımarhane duvarı

    26.12.2022 - 18:25


    ……
    TURDAN TURA FIRDÖNEN FANTASTiK FURYA
    …….
    Tepeden tirnaga degerler yikimi ve yitimi üzerine INSANLIK ÖLÜMÜ`nü imar ederek; imal ettigi enkaz üzerine hatasiz kusursuz MÜKEMMELIYETCiLiGi cullandirip cökerten gerici, tutucu ve KARANLIK bilinc alti zihniyetliligi,`bakin ben meger nerelerdeymisim ` gösterisli pozlarin kulu kölesi ilerici aydinlardan hic farki olmayarak ayni yikim ve yagma düzeninin hem bas müsterisi hem de tasiyici VIRÜS unsurlari olarak, BOP ortakliginin cevrim carkinda kurulduklari ayar kasnak ve düzen ekseninde kendilerini asla erisilmez güc gösteris takdir begeni ve MAGAZIN furyaliginin seckin denekleri yerine koyup oturturlar.

    Böylelikle adandiklari IC-GÜDÜSEL dürtülerin en hatasiz kusursuz mükkemmel olani olmaya ugrunda hic bir deger kaybini ödün vermekten ihtiyat edip cekinmeyecekleri GÖZÜ DÖNMÜSLÜGE kendilerini kul- kurban ederlerken; ve delik desik bogulduklari karanliklari dokunup bulastiklari herkese ve her yere süsleyip yaymaya can atarlarken, sürekli iyilik güzellik sevgi saygi din iman özgürlük ve kültür bulantili her kusuntudan ahkam kesmeyi hic kimseye birakmazlar.

    Kisilikleri, barindiklari ve tedavüle konulduklari KISIR ve KURAK DÖNGÜLÜ hayatin aynisidir. Nereye giderlerse gitsinler sirf bu yüzden kendilerini dikizleyip röntgen eden kokusmus cürümüslügü balgam balgam tükürüp disa vuran evler, haller, dekorlar, iliskiler, tavirlar, tutumlar, niyetler anlamsizligi ve TEK TIPLiLiGIYLE, dolmus tasmisligin kisiliksiz ve kimliksizligini sacar savururlar.

    Karibik Maribik, Toskana Granada Maldiv Kanarya `larda düses bilet bulamadiysa Casablanka yahut Cezayir fasilli Misir olsun bari gibisinden, Krallar ve Seyh`lerin kumbarasini gayet dolgun tutmaya dair baskalarinin bosalttigi yataklarda artik hic bir kimlik kisilik hayal tutku düsünce duygu ve davranis farki olmayan; sadece `meger ben neredeymisim hadi bilin bakalim ` dürtü bagimliligini doyurup kandirmak icin, sözde ilerici aydinlar en basta olmak `serbest dolasan katolog üzere, özgürlügün hakkini ve Yasamanin Tadini Cikarmak Lazim` cinsinden kuyruklu ahkamlar havalandirip, kafa yikayici bol köpüklü ve gerilmis bicak dogrultulari keskinliginde kurulu dünyanin dangalaklik sampiyonlugunu yarisip kovalasirlar.

    Kesinlikle hatasiz kusursuz ve mükemmelige sartlanmis kisilik ve karakter bozukluguyla, hic kimseyi kendilerine denk ve degerde saymayarak, asagilayici dislayici horlayici kücük görücü fitne fesat kibir takip ayiplamakla kendini tatmin etmeye yön tutup yol belleyip gün yorup ömür tüketerek, hangi yol ve yöntemle olursa olsun ihtiraslari ugruna herseyi yikip yok etme pahasina asla kaybetmeyen yüsek basariya tüm varligini adayan; HEP KAZANAN VE HIC KAYBETMEYEN ASOSYALLIGIN her türlü asalak bencil bunak bagnaz kin nefret sarmalinda mahluklasmis insanlik disi yaratikliligin, sevgiye saygiya hukuka adalete özgürlüge bilgiye beceriye emege paylasmaya hosgörüye …kisacasi insanlik degeriyle özdesmis hic birseye asla tahammül edip, riza kabul göstermezler.

    Dahasini bilmek tanimak isteyen, en yakinindakine ilgiyle ve samimiyetle incelesin duysun dokunsun ilgilensin baksin görsün ve öylece kendinin kim oldugunu cikarsin anlasin.

    Seyfi Karaca………Aralik / 22

  • tımarhane duvarı

    26.12.2022 - 18:24

  • tımarhane duvarı

    21.12.2022 - 15:31

  • tımarhane duvarı

    21.12.2022 - 15:30


    MUTLAK BASARIYA DÖNÜK MENFAATE DAYALI FAYDA
    …….
    Liseyle Merkez Ekmek Firini arasinda dösenmis parke taslarin, Kadi Burhanettin Orta Okuluna dogru calgicilar sokaginda baslayip biten sehri hizla yikilip silüeti bozulan eski evlerle yine ayni hizla artip cogalan apartman dairelerine etirip götürürdü caddeler boyunda birbiri ardina sirasinin gelmesini bekleyen taksiler ve faytonlar.
    Oglu terzi kendi SINIHCI olan ihtiyar kadina kolu cikan ayagi burkulan kürek kemigi kirilan her hali müskül kör topal en cok BAHCEBASININ dar sokaklarindan kivrim büklüm kiliseye yakinlarda bir yerde vasita cagirip seyriseferin bas müsterisi olurdu. Bundan baska sinemaya lokantaya uzaktaki akraba ziyaretine dügüne toplu fotograf cektirmeye yahut magazalarda üst bas görmeye KiCi KAPIYA kadar evin ufakliklarindan birini yollar kapiya getirirdi taksi yahut faytonu.

    Merkez bankasinndan sonrasiydi sürekli su alarak YENI YAPILASMAYA batip giden yarinki gelecek. Hemen orda kulaklari cinlasinlar; Fethi Celikbilek, Gudük Naci, Zeki Ceran, Sule Yilmaz, Halil Uslu, Muammer Caglar…gibi okul hayatimzin unutulmaz isimleri meger biz hic farkinda bile olmadan ne cok hayat bilgisi ve insanlik dersi verip ögretmislerdi.

    Hani MUTLAK BASARIYA veya EN FAYDALI OLMAYA dönük degildi kimliginde ve kisiliginde INSAN degerliligi olmdikca ögretilen bilgi beceri. Cünkü `büyüyünce ne olmak istiyorsun `sorusunu her bir tuttugunu koparan KERPETEN olmak isterim demeyecegi gibi, her kavradigini basariyla sonuclandiran GREYDER yahut mutfak robotu olmak istiyorum da demeyecektir hayati bilip ögrenmekle mükellef her kisi.

    Burdan bahisle evet, Messi ve Arjantin takim calismasinin mutlak basarisi, oglu ve kizina ne basari grafigi yüksek mükemmel ve kusursuz baba olduguna dair kazandigi -insanin kaval kemigine benzer bütün harplerden ölü degilse yarali cikan enkazdan bulma toplama altin ayarli kütügü oglu sevinsin diye mutlu ailcek poz keserek - milyar dolarlari hangi vergi kacakcisi cennete yatiracagina; ve dünyada her saniye yenisi kopan kiyametlere sus pus, kendi ülkesindeki aclar sefiller yoksullar iflasina ilgisiz duyarsizligin paraya para demeyen reklamciligini yapti..

    Hani sidigi kurusun derlerdi ya…! Hah iste mesele O´mesele. Kimin mi:? Parayla herseyi ölcüp deger bicenin ve paraya doymak kanmak nedir neresidir umursamadan tapanin…

    Ogulcuklu Sinemasi`nin kasisi Foto Kenan, Foto Kenan`in an tarafi lokanta lokantanin hemen bitsigi – Bankalar Caddesiyle Yirmiyedi mayis addesini kesisen noktada – Semseddinin Meyhanesi vardi.

    Ilerdeki kösesi dönünce bizim sinifin en caliskan ögrencisi icine kapai, kendine sinik ve sessiz yüzünde ciller kapli Savas`in da yatili kaldigi Mimar Sinan Yurdu vardi. Yurdun karsi tarafi her semte giden Belediye Otobüs Duragi ve yanindaysa Milli Piyango`dan kabugunda meyvesi kokan manavcilikla beraber her cesit gazete dergi kirtasiye basket ve voleybol toplari satan Tütüncü Bayisi vardi. Girgir, Topga, Tarkan, Karaoglan , Tommiks, Tombraks…Foto Roman dahil, resimli mecera serüveciliginin cizgi romanlariydi. Ülker`se yerel, iki sayfalik ve cogu zaman harflerini cözüp bulmakta zorlanilan sayisiz baski hatalariyla dolu, fotofraflar bulanik, Gazete ismi kirmizi fakat her iki sayfasi da siyah beyazdan ibaret ÜLKER gazetesi yok satardi.

    Seyfi Karaca…….Aralik / 22

  • tımarhane duvarı

    30.11.2022 - 19:11

  • tımarhane duvarı

    30.11.2022 - 19:10

    ……..
    SANTiMETREKAREYE DÜSEN SiiR PARAMETRESi
    …..
    Dert sorun kaygi bela acmaz cikmaz cözümsüzlüklere dolup yigilip biriken toplumsal gerginliklerin, toplandigi enerji yükünü depoladigi hücre ve kaliplarda tasiyamaz derecede yogunlainca aciga vuran her deprem catlakliklari gibi, buldugu her fay hattindan yahut fiskirip püsküren damarlardan cürümüs kokusmus yapiyi -yerine eskisinden farkliligi kurmanin - yikima ugratir toplumsal degisim ve dönüsüm devinimi.

    Kazandirdigi deger ve kattigi anlam yükünün gönül dünyasini insanlik binasiyla yogurup yapmaya dair, esirgenmeyen emegin harci ve zahmeti kelimelerin icerdigi agirliklara ölcülüp tartilmasi gereken güzel sanatlar gözdesi EDEBIYAT ve edebiyatin gözdesi siir; yön egilimini ve aliskanlik pusulasini iCGÜDÜSEL dürtülere koyverip kaptirarak, söhretli isim yapmalar ugruna harcar tüketirse, dünden kopuk günsüz- yarinsiz takipsizlik kararinin ortaya biraktigi yoksunluk örgüsüyle zavallilik kutsayan tahribat enkazli ve ACI mirasini birbirinden devri daim olan kesintisiz yikim, yozlasma, ileri görüslü modern ve sosyetik gericilik avlar kovalar. Yasami iceren, insanligi kapsayan, dünya ve dünya ötesini arayip sorup kesfe cikan sözünyazinin ve dilin agirliginca maddesini manasini bütün tasiyici degerleriyle yapip donattigi halde soyut ve subjektif imla hatalarina, imaj süsüne yahut ima bicimlerine uyup uymamayi her seyin en enemlisi ve degerlisi olarak öncelikleyen duygu düsünce formatlanmasi, sartlandigi saplantili ve hastalikli boguntular icinde körlügün karanligin görebildigi kadar öznesiz yüklemsiz parlaklik ve karma karisikligin her türlü bilinmez belirsizligini sadece kendine acindiracak miktarda fonlayan kaliplarla; kör topal israri kendini imhaya kadar herseyi beraberinde söküp götüren cöküsü kacinilmaz cürükler yigar biriktirir dokunup ilistigi yapi bozuklugu cercevesinde veya cevrim carki ceperlerinde. Ki, bu hal -vaziyet, BAL kelime kavraminin cagristirdigi degeriyle; faydasi, icerigi, anlami, emegi, zahmeti,niyesi, nicini gibi gibileri hic bir ilgisine veya muhatabina almayarak; BAL yazisini mavi mi siyah mi yoksa yesil mi boyanir süslenir yapilir yazilirsa daha muntazam görünüslü kaliba oturacagina aklini fikrini bozup , dünyanin yolundan, kainatin ekseninden, hayantin dilinden ve insanligin karakterinden siddetle sapip uzaklasmayi örüp yoran tüketim piyasasi tezgahi ve kendi kabugunda rafa konmus etiket ünlüsünü parlatip söndüren ofis kirtasiyeciligidir.

    Tarihsel gelisimi CARPIK YAPILASMA kent rantiyesinde herkesi ve herseyi yagma düzeneginin icinde eritip harcayan DEGERSiZLiKLER toplamiyla carpip bölüp cikarip veya artiran saplanmislikta sonlanan, tüm sosyal söylemlerin olumsuzlariyla yer degistirip takas edildigi ve en kücük yürek cirpintisinin dahi hilesi desisesi ve daleveresi bol tezgahta müsade vadesi yahut ölcüm ayari verilmeksizin her bir yazi söz sanat kendi icinde bogulmus kalmis ebedi suskunlugun diliyle kurgulanmis düzenin en uyumlu matragi ; ve en gözde maskarasi olmaktan baska imkani mümkünü olmaigi, gercek degerde ve iddada karsiligi olmayan PLATONiK ortamda fiyakasi fosforlu, dertte kederde hep kendini devamli kanayan ucsuz bucaksiz dügümlenmis , yikilmis, bozulmuslugun kin nefret ayrisma kavga gürültü molozuyla ACILARINI herkesin kendisiyle ölümü sinarcasina tazeleyen gecimsiz mutsuzluga agit yalvar yakarmasi sikayet dilekcesi yahut acindirma dilenmesi yazar okur darmadaginik icerdeki kilitli karanlik.

    Cemal Süreya ve Edip Cansever etkilesimlidir Ahmet Erhan. Acinin mürekkebinden divit boyadigi söz yazi siirini daha dumani dinmeden kavurup toplumun kapis kapis tüketimine sunar, ünlüsünü seckin tezgahta müzikten magazine aktarip tasiyan piyasa.

    Nitekim..CELLAT siirinde AHMET ERHAN düne yarina, dogduguna dogacagina, siire söze yaziya sürekli ANNE kavramini aglatmaya yatkin sayisiz ve pek coklari gibi, siire yordugu dünya vakti halini yazik, yanlis, hatali, kusurlu görüp bildigi :
    „ Sanirim bitiyor artik
    Bu serüven, bu yasam
    Eski bir dost kiliginda
    Ve dönüp bakmadan

    Dört yönden, ayni anda
    Vuruyor rüzgarlar
    Böyle ayakta durabiliyorum ancak
    Poyraz, lodos, karayel

    Siirler okuyorum
    Yataginda uyuyan ogluma
    O bir su damlasi gibi
    Gülüyor katilircasina

    Artik cok gec
    Yagmurun izini sürmek icin
    Gencligimin soldugu sokaklarda
    Agir agir ipi daraltiyor cellat
    Uyaniyorum
    Kendi elim boynumda „

    Neredeyse ekonomik siyasi sosyal gibi gibi sayisiz tetikleyici sebeplere dayali ve iliskin dünya tarihiyle esit sürekli savaslarin yasandigi;icinde birikenleri daha fazla sürdürüp tasiyamadigindan dolayi tarihsel dönüsümlerinse yiginlasmis kalabaliklari ardinda sürükleyen sosyal patlamalarla neredeyse her otuz yilda bir tüm dünyaya etkileyici gücünü ve artci etkisini yayacak sekilde örnekleyerek bu gibi siddetli enerji gerilimini aciga cikardigi; ve bunun böyle olmamasi icin dünya capi büyüklügünde savaslarin, tetikleyicileri tarafindan toplumsal tepkileri bogup bogazlayarak biriken enerjiyi hem kendini hem de düsmanlastirildigi rakibini katledip kirandan gecirmeye dönük enerji bosaltmasiyla ugrunu önünü aldigi; simdilerdeyse lokal müdahaleli siparis noktalarina hususi ölmeye veya öldürmeye secilmis kiralik savaslarla -artik hic bir toplumsal tepki refleksi yahut duyarliligi kalmamis; hücre hücre esir bir yasam döngüsüne zorunlu tüketim bagimliligi baglamiyla konuslandirildigi dünyanin tasiyici kulu, süs servet gösteris budalaliginin dekorlanmis aksesuari ……olmaktan öte ve fazlasina iradesi ilgisi bilgisi özgürlügü akli fikri bellegi tutarliligi iradesi yetkisi dayanagi direnci bagisikligi olmayan – ekonomik sosyal siyasal icinde birikenleri disa vuramayan toplumsal yapi bozuklugu, depremlerle aciga vurmasi gereken negatif enerji yigilma ve gerilimlerine her bireyini boguldugu buhran bunalim ve siddetli mutsuzluk gecimsizlik cürümüs kokusmusluklariyla kendi icinde kanamasi durdurulamaz sessiz sinik toplu intihar cellatligi yasayip ölmekte.

    Ayni toplumsal cözeltinin hic bir yasamsal degere ve hayati hassasiyete ilisip bulasmaksizin siirin hem Bohem hem de BICKIN sehir saloncusu ve bir baska ünlüsü Cemal Süreya `nin GÜL siirindeki
    „ Gülün tam ortasinda agliyorum
    Her aksam sokak ortasinda öldükce
    Önümü arkami bilmiyorum
    Azaldigini duyup duyup karanlikta
    Beni ayakta tutan gözlerinin „

    „ Gülü aliyorum yüzüme sürüyorum
    Her nasilsa sokaga düsmüs
    Kolunu kanadini kiriyorum
    Bir kann oluyor bir kiyamet calgi
    Ve zurnanin ucunda yepyeni bir cingene „

    SiZiN HiC BABANIZ ÖLDÜ MÜ ? Siirinde :

    „ Sizin hic babaniz öldü mü
    Benim bir kere öldö kör oldum
    Yikadilar aldilar götürdüler
    Babamdan ummazdim bunu kör oldum
    Siz hic hamama gittiniz mi
    Ben gittim lambanin biri söndü kör oldum
    Tepede bir gökyüzü vardi yuvarlak
    Söylemesine maviydi kör oldum
    Taslara gelince hamam taslarina
    Taslar paril paril ayna gibiydi
    Taslarda yüzümün yarisini gördüm
    Bir sey gibiydi bir sey gibi kötü
    Yüzümden ummazdim bunu kör oldum
    Siz hic sabunluyken agladiniz mi „

    `Ikinci Yeni ` park ve pilakasinda ismi kayitli, kendi benzerleri gibi ruhsal uarilikla dünyevi maddecilik arasinda cogu siirleri Neciip Fazil kopyasidan türevli , disardan devsirme ilhamin MONA ROSA resmine bakarak yerlilik boyasiyla seyrettigi hayali siirlestiren SEZAi KARAKOC`sa
    YAGMUR DUASI siirinde
    „ Ben geldim geleli acmadi gökler
    Ya ben bulutlari anlamiyorum
    Ya bulutlar benden birseyler bekler
    Hayat bir ölümdür, ask bir ucurum
    Ben geldim geleli acmadi gökler

    Bir yagmur bilirim bir de kaldirim
    Biri dala damla alnima düser
    Digerinde durur göge bakarim
    Bir agmur bilirim b, bir de kaldirim

    Nedense aldanmis ilk gece annem
    Afsunlu bir gömlek giydirmis bana
    Iste vuramadi gökler bana gem
    Dinmedi icimden kopan firtina
    Nedense aldanmis ilk gecede annem

    Biri cikmis gibi bos bir mezardan
    Ortalikta ölüm sessizligi var
    Bana ne geldiyse yukardan
    Bana ne yaptiysa yapti bulutlar
    Biri cikmis gibi bos bir mezardan
    ……..„
    BEN KANDAN ELBiSELER GiYDiM siirinde :
    „ Kendinden bir seyler kattin
    Güzellestirdin ölümü de
    Ellerinin iciyle aydinlattin
    Ölüm ne demektir anladim

    Yer degistiren ben degildim
    Farklilasan sendin
    Sendin bana gelen aynalrla
    Sendin bana gelen sendin

    Artik ölebilirim
    Bütün istanbul sahidim
    Ben kandan elbiseler giydim
    Bundan senin haberin var mi „

    „ El öpmekle dudak kirlenmez „ demisler ATA`lar. Bunu derken elbette ki hayatin bütün yasam dengi ve döngüsünde kendi varligiyla taniklik ettigi gözlem ,deneyim, bilgi, beceri, akil, fikir,bellek, bilinc,yol, mantik, tecrübe ve daha bir cok kazanim ve birikimlerine dayanip güvenerek; her sartta , herkese, her yerde, sebepli sebepsiz her önüne gelenin etegine sarilip elini öpmek asagiligina yahut düsüklügüne sersefil olmak degil ; yüceligi tartisma götürmez eder degerlere sayginligi olan cesareti hukuku hakki seviyi huzuru barisi sosyal dengeyi kültürel duyarliligi sorumlulugun insanligini üstüne alarak hic bir emegi esirgemeyen fedakarlikla, ortak yasamin özgür ve özgün kisilik ve karakterinden onurlu itibarli toplumsal aidiyet duygu ve düsüncesiyle davranmayi belirtip ve isaret eden sosyolojik ve cikarimsal zenginliktir..

    Siirin Cumhuriyet Tarihi yolculugunu izleme sirasinda dil tarih cografya baglaminda kazanilmis bütün sosyal siyasal ve kültürel yeni varolana altarnatiflik olsun diye köklü ayrismalarin fay hatti derinliginde ruhsal derinlik ve ruhi ulvilik kostümüyle , sartlari degismeyen ACIDAN ACIYI devsirip ölümle esastan iliskili carpanlari heceleyip aktaran CAHIT ZARIFOGLU`ysa
    ORASI NERESI BURASI BIR ADAM siirinden kesitlerle :

    „ Korkuyu kapisir taslar
    Karanlik cekince perdeyi
    ….
    Böyle bir cicek vardi
    Rüyadaki gecit büyüyüp büyüyüp
    ….
    Saati yalvarir hizla
    Safagi cogaltir kann akan damar
    Adim zorlar kapiya cagrilan
    En korkulan gercegi
    Bir boyun egisle gerilen
    Böyle bir cicek vardi
    Kilcal kökleri
    Cagin sarsinti duvarlarindan
    Burasi bir adam
    Bir ask capinda
    Bir cesit hapisanede tutulan
    Akip giden su uyannca adam
    Suyu gecmek isteyen karinca
    ……… „

    ISARET COCUKLARI siirinde :
    „ Yasin okunan tütsü tüten carsilardan
    Gecerdi babam
    Basinda yagmur halkalari
    Anam yesil hirkalar görürdü düsünde
    Daha ilk güzelliginde
    Alnini iki dagin arasina germis
    Bir devin gögsüne benzer
    Gögsünden dualar gecermis
    Carsilar ellerinde ekmek igneleri
    Cami avlularina acilan
    Havuz sularina kapilan cocuklar
    Görmeden günesin bütün renklerini
    Götürmezdi dükkandaki babalarina
    Ocaktan akan kaynar yemekleri
    ….
    Anam kanlari uyuyan
    Kavga ayiran bir kargi elinde
    Kara ocagin taslarina
    Isaret koydu cocuklarini
    Belinde gezdiren babamin
    Beyaz yazilarla kazandigi dlari
    ….
    Yün ören at güden kadinlar
    Ormanlar tepeden egilen toprak evlerde
    Kücük pencereli karanlik dar odalarda
    Uzaktan uzayip gelen kurt seslerinin
    Uzaga cekilip giden
    Ayazda donan gülmeleri icinde
    Ormanlarda süt emziren anne
    Unuttu gittikce uzayan cocugunu
    ….“

    YANMA siirinde :
    „kanimdan gecilmiyor moraran agzim
    Kovalaniyorum
    Ikindi karnligi ic carsilar
    ….
    Ey kadin kokla beni
    Hayatim yasaksiniz

    Hem sarkliyim ben gövdem yara dolu
    Sevdigim kolla beni
    Fakat artik dayanilmaz sarmasiklara
    Öpüsüyorlar
    Harbin bittigini söyle ayrilsinlar
    Cünkü gece zamanin katranidir
    Gelip gececek gibi degil omurgamdaki didisme
    Cantamda sevisme askerleri
    Harbin bittigini söyle
    Önce beni bogacaklar özgür ve sevecen olmam icin
    Bir biraksam
    Yakut bir kusun icinde duran ellerimi
    Sevdigim
    Önce kemir but tel örgüleri gövdemden
    Gec derinin altindaki tehlikeleri
    Yürek kizgin bir kuma devrilmeden
    Yokla beni
    Anliyorum kacmaya zaman yok
    Safak birden dogrulacak „

    Bütün sosyal-siyasal akil bilinc bellek eylem söylem ve egilimleri eninde sonunda kurulu düzenin her sartta ortagi MUHALiF görünümlülügün alim satim tüccarlarinin tepe tepe kullanim hesabina yazilip ciro edilen; ve her alistik bilindik ACI deneyimden sonra yeni acilara gebe olmaya kendini kilitleyip kapatan bulvar ve kulvarlarda, etnik veya mezhepsel ayristirmalarin nitelikli malzeme tasiyicisi söz yazi külliyatinin prangasindan kendini kurtaramayan HASAN HÜSEYIN KORKMAZGiL `se ;
    SÜREKLi KAR siirinde siir yazdigina, karin yagisina kahir lanet isyan ederek :
    „ Hic kimseye yazmak istemiyorum
    Kar yagiyor,
    Sürekli kar
    Kitaplara yagiyor telefonlara
    Yan yana gitmelere göz göze gelmelere
    Bir kösede bir kadehcik icmelere
    Ölüleri anmalara dirileri sormalara
    Yapayalniz kalmalara
    Kar yagiyir
    Sürekli kar
    …..
    Bu sinsi
    Bu sevimsiz
    Bu sürekli kar
    Hickimseye yazmak istemiyorum „
    SUYA BIRAKILAN MEKTUP siirinde :

    „…Mendiller sallaninca neden tikaniyorum
    Öyle acimasiz
    Öyle birden bire ki
    Az önceki cicekler nasil d diken diken
    Gitme, sonbahar oluyorum sonrasi hic
    O sularda cimdik, bitti; köprüleri gectik, bitti
    O elmanin tadi orda, o kus coktan öttü, bitti
    Artik cocuk degiliz susarak da bir seyler diyebiliriz
    Günler devlet alacagi, yillar bir kadehcik buzlu raki
    Oyunlar oyuncaksi, oyuncaklar eski bir sarki
    Kavaklara oklu yürek cizip duran o caki
    Nerde simdi, nerde simdi, nerde o kann sarhoslugu
    Gitme, sonbahar oluyorum,
    sonrasi hic „

    KiRLiLERI YIKAMAK siirinde :
    „ …isiklarla oynamayin, cok ölürsünüz
    Cikarin ellerinizi karadan
    Cikarin günese yorgun yanlarinizi
    Vurun beni örnegin, kurtulun benden
    Yoksa
    Cok ölürsünüz
    ….
    Orda bir misir günesi durur cöllerde
    Getirir cölleri bir eski misirli günes

    Ama cadirli kil beyligi, köpüren safaklarinda
    Yoksa biter bir gün, cok üzülürsünüz
    Bu azot bu oksijen bu yorgun develerlelik
    Yani calmak diyorum, herhalde anliyorsunuz
    Herhalde dola dola birgün bu bardak
    Ey düsedönük doyumsuzlugu yeryüzü serüveninin
    Eski zaman eski soselerden eski atlarla arabalarla
    Eski adamlar eski türkülerle eski soselerden ceki gider birgün
    ……
    Birseyler yapmak
    Yani uzatmak günü
    Yani unutmak bir öncekini
    Cicek acmak meyve vermek dogurmak yani
    Marslara bulvarlara sabahlara dogurmak
    Eli bayrakli dogurmak yani agziatesli
    Yeni sokaklar acmak yeni ayaklara yani
    Tutup bir ucundan cevirmek kentleri kentlere ve herseylere
    Yani herseyi yerliyerine koymak
    Öfkeyi yerliyerine
    Aski yerliyerine
    Yönleri yerliyerine
    Dirileri ciceklere denizlere ve gökyüzüne cogaltmak
    Yoksa cok ölürsünüz

    Sosyalist köse baslarinda bizansli orospular
    Köstebek yuvalarinda jet gölgeleri
    Alfabelerde hizirpolis
    Yani cok ölürsünüz
    Yikayin kirlileri

    Yani siz atsaniz viskiysniz saraysaniz körseniz yani
    Yani bu demek
    Bugün yenilgilerden söylemek istiyorum
    Bugün ayriliklardan söylemek istiyorum
    Kann göllerine bogulan yildizlardan
    Büyüyen durgunluklardan
    Bugün hep yarinlardan söylemek istiyorum
    Gülerken aglamaklardan
    …..
    Hayir bir seyler yamaliyim
    Sulari öyle degil de böyle
    Kapilari öyle degil de böyle
    Ama mutlaka ve anliyorsunuz
    ….
    Yeni gözlerim yeni kulaklarim yeni seslerim
    Ey benim atesagizlilarim
    Asinbeni günese
    Kurtulun benden
    Yoksa
    Yoksa
    Cok üzülürsünüz „

    Dili gönlü felsefesi anlayisi bilgisi niyeti maksadi cabasi ameli esgali tutumu davranisi ahlaki ilgisi ve aliskanligi HOS GÖRÜLÜ mayadan ve tabiattan olmayan; yetistirildigi karakterin kodlayan köklerinden kendini tutsak eden hücrelere formatlandigi sebeple, yapilan tüm güzellikleri kolayca yikmaya yatkin ve elverisli dogup büyümelerin barisi sevgiyi hukuku hakki huzuru mutluluk paydasiyla karsilikli deger bilirlilik iliskisinde ortak yasam toplumuna ve insani degerlere birbiriyle harmanlayip topraklayan hic bir emek, caba, gayret, sorumluluk, yükümlülük ve zahmetlere ilgisi alakasi yoktur. Bu bakimdan da tüm bu degerler baglamindaki „ el öpmekle dudak kirlenmez „ bilgeligini, kapris ve kibrin esaret kulu olan kendine asagilanmis kücülmüslügün lzumsuz gereksizi olarak bakar bilir ve yaklasir.
    Isin aslindaysa böylesi yaklasim, kiran kirana kopmus kapismis siddetine ve hiddetine hiz hacim alan meydan damar bahane firsat yol sürat yetismeyen nispetleserek ve nöbetleserek asla altta kalmama pahasina ucu yirtilmis azmis ve sapmis konrolsüz kavga nzahlari bogusup bogazlasan sonsuz kacisi ve sevgisiz güvensiz yalnizliga yabancilasan dostsuz dünyasisligin sürekli uzaklasmaya körükleyip kiyamet eder insan insani.

    Antika aksesuarciligi yanisirasina dükkani baskasina birakip, kendi MASA siirindeki doldurup bosaltan düzlemin siir esnafi olan EDIP CANSEVER`se gün boyu tarayip didikledigi siir tüm harmanindan en cok ATiLLA ILHAN cevresinde ve etrafinda döner gezer dolanir.
    PHOENiX siirinde :
    „ Ben orda, aksamina orospular dadanan
    Camlarinda pis sinekler gezinen, ben orda
    Eskimis bir tutusla sarabini iciyor
    Kadinlarda oluyor kadinsiz bakislarla
    Basiyla öne düsmüs yüregiyle beraber
    Ya tanriya inanir ya da isyana
    Kimseye vermiyor ki acilardan artarsa
    Kuytular cikariyor sevismeler onlardan
    Bu nasil bakis ki dünyaya intiharla
    Ya da hep kar yagiyor ya da düsünmesi iyahtan
    Öyle ya kim sevisirdi acilari olmasa
    Kim bakardi uzaga köpekleri saymasan
    Orasi bir ölümdür sarabini doyuran
    Ölünen yüzler gibi bütündür adamlar
    Vaftizi gün isiginda bir garip protestan
    Tanrisiyla sevisir herkes bilir sevismeyi o kadar
    Kim ne derse desin ben bu günü yakiyorum
    Yeniden dogmak icin cikardigim yangindan „
    INFiLAK siirindeyse :
    „ ….Bazan da bir yerde kuslar vardir
    Ne ucmak ne de görünmek icin
    Bir karanfil pencereyi deler
    Bir kapi kendiliginden kapanir
    Istesek sevisirdik ama olmadi
    Biz degil yasayan acilardir

    Gitsem her yerde biraz vardir
    Hatirda zamansiz pilak
    Bir otel kapisi, biraz istasyon
    Vardir o seninle birlikte olmak
    Bulusur cok uzaktan ellerimiz
    Ve nasil göz gözeyiz ansizin infilak „

    Tabi ki de daha evvel bilmeyenin veya kodlandigi dogmatik kökenlerden taniyip tarif edemeyenlerin gördügü tanidigindan kendini egitip ögrenebilecegi gelisim ve degisimlerle tuttugu degerle harcanmis bütün emeklerin karsiligini ve dengesini buldugu insanligini zenginlestirebilecegi gibi kisinin, deger bilmeyene sinirsiz sonsuz degildir lutuf da, ilgi de, iltifat da . Deger bilmeyene; veya bildigi halde hir gür nizah körlügünde kalmaya bile bile israr edene her türlü gösterilen ilgi alaka iyilik güzelligin nasip kismeti degil, bosa yorulacak olan emeklerin yazik ziyan olmasi demektir.

    Maniler, fikralar, türküler, siirler, masallar, efsaneler, ata sözleri ve deyimler külliyatiyla kurttan kusa; börtüden böcege; insan , dünya , doga sevgisini birlikte duyumsayip deger zenginligi hic bir ön yargiya sartlanmis kosula veya pesin hükme takilip saplanmayan sinirsiz sonsuz hayat döngüsünün ve yasam iliskisinin özgün bireyi ve onurlu üyesi olarak arindigi güzelliklerle beslenip büyümek; özgün karaktere özgür iradesi yetkin ve yetiskin kisinin doyum dengesini mutluluk carpanlaryla esitleyen özgüvenin ve ihtiyac duyulan huzurlu istikrarliligin eristiren kaynagini ve ulastiran bilgi beceri yollarini saglar.

    Cokca yazdigi ANNE siir serisinden birinde ( Bugün de Ölmedim Anne ) yine AHMETERHAN

    „ Yüregimi bir kalkan bilip, sokaklara ciktim
    Kahvelerde oturdum, cocuklarla konustum
    Daraldim dertlendim, sevgilimle bulustum
    Bugün de ölmedim anne

    Kapaliydi kapilar, perdeler örük
    Silah sesleri uzakta boguk boguk
    Bir yüzüm ayriliga bir yüzüm hayata
    Bugün de ölmedim anne

    Üstüme silah dogruldu sandim
    Rüzgar beline dolandiginda bir dalin
    Korktum, güldüm, kendime kizdim
    Bugün de ölmedim anne

    Bana böylesi garip duygular
    Bilmem niye gelir, nereye gider
    Döndüm iste ; aci, yüregimden beynime sizar
    Bu gün de ölmedim anne „

    Cocukluktan itibaren sürekli dinledigi yetistirip büyütenler tarafindan telkin, tembih, tedbir, ihtiyat, akil, fikir, yol, yöntem gibilerinin ögretilenle uygulanan örnek davranislari ( rol modelleri ) arasindaki teori ile pratik saglamasini yapan uyum farki yahut denge düzeyi örtüsüp tutmuyorsa, zamanla bellek ve bilinc olgunlugu akil torbasina konulanla hayatin sinavinda kendini hangi gercekligin karsiligi olup olmadigina dair ispatlamak durumunda olan uyumsuzlugu ve sahtekarligi görüp bilip taniyip tarttigi FARKINDALIGIN mantik sorgulama tanikliginda, terbiye edenlerin bütün döküm kaliplarini ve birikinti yiginlarini oldugu gibi gersin geri kusar, kopardigi kokusmus küflenmis yapi bozuklugundan kabugunu kirarak kendi kisiliginin karakterini ören saygin karakter öznesi.

    CUMHURiYET degisim dönüsüm gelisimiyle dengeli düzeyli ortak gönüllüleri de vardir siirin. MESELA BEHCET NECATiGiL ;
    PERiLi EV siirinde :
    „Bak, masa , iste
    Yerini bulmus simdi
    Biz yokken bu eve
    Besbelli biri girdi

    Allahim, camasir
    Yikanmis ütülü
    Ben giderken bu kitap
    Yere düsmüstü

    Ecemezdim suyundan
    Dibi yosundu, sahi !
    Imkani yok inanamam
    Bu baska sürahi

    Emektar cul kece
    Yeni gibi tertemiz
    Ocakta ates yaniyor
    Yaniyor lambamiz

    Hemen yatasim geldi
    Bir hal olmus perice,
    tüyden hafif
    yatagima girince

    gezmis esyada belli
    bir kadinin elleri „

    RENKLi FENER siirinde :
    „ Kizi kadinli Beyoglu geceleri
    Gülüsleri bir tuhaf
    Yürüyüsleri garip
    Yollu olduklari belli

    Yerleri :
    Pastaneler, duraklar, sinema önleri
    Allahin talihsiz kullari
    Onlar pazarlikta uyusulan
    Saglam eleyip ince dokumadan
    Alip ciktigimiz kadinlar
    Beyoglu`nda , geceleri

    Zevkettiklerimiz önce
    Tiksindiklerimiz ayrilinca
    El agiz sildiklerimiz
    Sellere kapilinca
    Gene de gittiklerimiz „

    NiLIFER siirinde de :
    „ Ben oraya koymustum, almislar
    Arasina yelyepelek saatlerin
    Cikarir bakardimkimseler yokken;
    Beni bana gösterecek aynamdi, almislar

    Kisken ilkyaz, sularimda acardi
    Buzlu daglar gerisine kaciracak ne vardi
    Eski defterlerde sararmis yaprak
    Beni bana gösterecek anlamdi, almislar
    …..“

    Mesela NEYZEN TEVFIK ;
    ANLADIN MI siiriyle :
    „ Yüzbin leyla dogar alede hergün
    Senin aradigin zevk, sefa, dügün
    Tutacagin isi öncedendüsün
    Daha ilk adimda nedamet etme

    Iyi bak kabina olmasin delik
    Bosuna tasirsin gider gündelik
    Aninda ölmeli ettigin iyilik
    Alem duysun diye gel inat etme
    ….“
    Mesela CAHiT KÜLEBi ;
    YESEREN OTLAR siirinde :
    „ Bir melek su tasidi
    Biri serinlik tasidi uzaktan
    Biri yesillik getirdi
    Yyildirimlar gibi, ama sessiz
    Cimenler sökün etti kara topraktan

    Sonra sen geldin dünya güzelim
    Yürüdün salina salina
    Bastigin yerde güller acti
    Sarildi ayaklarina

    Ask da yeseren otlara benzer
    Günü saati bilinmez
    Bakarim bugün hepsi solmus
    Dünya gzelim gider gitmez „

    Hep daha büyük numaralara ve kimsenin ulasip erismesi mümkün olmayan cok daha büyük gösterisli ihtisamli fiyakali cakalar satip ahkamlar kesme modeline kendini saplayip baglayarak, etrafinda yikilip bozulan bütün toplumsal deger ve dokulara kapildigi hirs ihtiras kibir ve kaprisleri disinda hic bir onur itibar ilgi ve haysiyet duyarliligi göstermeden; her hareketi gözü dönmüslügün kilitlendigi saldirganlik hamleleriyle örülü suc ve sabika müessesesinin barindirip besleyen hammaddesini, cevrim carkini ve dönüm dolasim düzenegini saglayan ve hic bir dayanismasi yahut ortak iletisin degeri olmayan talana, yalana, yolsuza, harama, siddete, nefrete, bozguna, yikima, sehvete evrilip kivrilan bencillik sultasiyla etrafini kiyamete yükleyip bosaltan; ve ivedilikle tedaviye muhtac CINNET PiSiKOLOJiSi tasiyicisi son kertedekendini carmiha örüp geren felaket ve faciaya sürüklenir gider kör inat ve israrina yenik insan.

    Benzerlerinin bir digeri OTOBiYOGRAFi baslikli siirindey de AHMET ERHAN :

    „ Sana artik Ahmet Erha diyorlar
    Yalnizlik , ölümün üvey kardesi
    Eve hep gec saatlerde gelen babalarin ayak izlerinden yükselen
    Bir yapragin dalina dokunmadigi yerde büyüyen bosluk
    Ayisiginda kaldirimlari süpüren bir kadininikide bir durup
    Burnunu önlügünün koluna silmesi
    Gibi boguk, gibi, cildirtici, gibi silik
    ….
    Sana artik Ahmet Erhan diyorlar
    Tökezlemis söz, suskun türkü, rendelenmis umut kirintisi
    Siir…alkolik bir babadan artakalmissarisin göz boguntusu
    Cikilmaz artik buradan diyor bir ses, hic degilse kapilari iyce örtün
    Soguk yalnizliga özenip girmesin iceri
    Gibi sinsi, gibi alayci, gibi bungun
    ….
    Sana artik Ahmet Erhan diyorlar
    Parmak damgasinin mülkiyete yettigi cagda
    Yüregini kagitlara basmanin bedeli
    Damarlara dolan toprak kokusunun hep ölümü cagristirdigi
    Yasamin konusulan en eski lehcesi
    Gibi okunmayan, gibi tozlu, gibi gülünc
    ….
    Evet diyorlar ve ekliyorlar
    Önüne geleni öpme istegiyle dolu bir insancillik
    Sonunda götürse götürse cicek götürür kendi mezarina
    Gibi deli, gibi meczup, gibi seyda
    ….“

    Olumlu olumsuz gelgitlerinde demlemeye herseyi bekletip birakarak, hergün ölüp her gün yeniden kendini ve dünyayi kapilip saplandigi kokusmus cürümüslügün herkesi hice sayan, herseyi buyurgan savruk keyfiyetinin maliyeti düsük aksesuar molozu bilip sayan; hayattan kopusun, insanliktan cikisin ve toplumdan uzaklasmanin eksen kaymasini, kisilik sapmasini, evren kurulumunu ve monotonluk kurgulanmasini yapmaktan kendini temize cekip cikarmadikca, hergün AGITLARLA öldügü, ACILARLA beslenip büyüyüp tazelendigi eskiden fosil kirintisi kalanlar artigina yeni yetmelerini türetip tezgaha koyacagi kesin ve nettir; duygu düsüncesi MAGAZin ve POPÜLER kültürün ürün cesdi halini almis ve algisini aklini sevgisiz saygisiz rezil kepazeliklerin tüccarligina tasiyici unsur ve kullanisli malzeme haline - kökünü kaynagini ören viran etmis - cikar önceliginin ünlü etiketi altinda ezik sinik ebedi suskunlugu mal mülk edinmis kültür sanat ve edebiyat .

    Seyfi Karaca………Kasim / 22

  • tımarhane duvarı

    22.11.2022 - 18:31

  • tımarhane duvarı

    22.11.2022 - 18:08

    …..
    YAN CÜMLELERE FAKAT VELAKiN
    …..
    Akilli uslu olmak, cagin kiskirtip kamciladigi yenilmesi yanilmasi mümkün olmayan, her ne pahasina hangi yol bahane yahut kaynakla olursa olsun mutlak basari ve mükemmel kusursuzlugu kosullayip sartlandirdigi icin, tutulan yol güdülen niyet kurulan tezgah sonunda varilmis olan herseye sahip olup herkese yaptirim gücü sinirsiz sorgusuz hükmetmenin servet mülkü , irade hakimiyeti, iktidar sultasi, sürsaltanat yetkisi ve kendini etrafina asagilayip kücümseyen üstün seckin imtiyazlilikla tanrilastiran irade gücüyle kavramsal icerigini dolduran dengede bilinip sayildigi sebebiyle akilli uslu olmak; kisinin alinip satilan ve PARASAL tapinagin baska hic bir degeri umursamadigi piyasada ne kadar varsil yoksul maliyetiyle ilgili ve alakadar kilinmistir.

    Yani…:

    Söz ve sohbet kurulusunda ANA cümleye bagli YAN cümlelerin birbirini devamlayan veya sartlayan yol verme yahut gerekcelendirene tutunma gibi biri olmadigi zaman digerinin kör topal sakat cahil kurak kof degersiz anlamsiz askida boslukta savruk silik bozuk mantiksiz muhtac mecbur ve karanlikta kalan; AMA ve Fakat baglaclariyla derin soluklar cekeren zihin deposundaki asli tasiyici olanlarini söküp atip disari vuran; ince buzun altindaki bulanik yigin birikintileri ve cukur öbekleri gibidir; „ serefsiz ugursuz olmasina ipsiz ugursuz serefsizdir ama cok akilli uyaniktir cok „ …lafin sözün gelisi gidisi.

    Ve döngüsüyle dolasimiyla sinirsiz sonsuz mecburi muhtaclili örüp dokuyan günlük pazar piyasa alim satiminin kaynagi tükenmez serveti ve sermayesi olmus GLOBAL sergi sunum carsili hayatimizin her hali vaktine yedirilip beslenerek , baska akil dil hal yol yordam deger kiymet doyumlarini defterinden kitabndan cikarmis görsel ve bicimselligin ceperlerine sivanip eskiyince veya ölünce sökülüp atildigi insanligin bos bulundugu bütün doyum ve sindirimlere tezgah edilir bu ve benzeri gibi lafin gelis gidis turnike ve türbünleri..

    Taraftari kiyamet kadar cok kalabaliklarin gürül gürül ayrisip bozustugu birbirine girisme kahir nizah küslük bozgunluk parametreler engl ve cengeliyle, „ sapik ama cok serveti var „ zokka cukkalari.

    Ilgili hayatini hirsiza yolsuza tecavüzcüye sapkina hayduta haramiye igfale istismara en ucuz yollu AMA ve FAKAT yan cümleli beynin bellek ve bilinc uyusturularak- terbiyesini gören ölüm zulümlerin bekleyen buyruguna – bagislayarak kalici ve kurumsallasmis hal alir :

    _ „ iblistir hordur fakat karun gibi mülkü vardir. „
    _ „ zorbadir zalimdir fakat, ünü ünvani firavundan daha söhretli ve yaygindir „
    _ „ serttir soguktur acimasizdir beladir fakat, iyi lakirti yapar hatiptir etkileyici karizmasi vardir“
    _ „ pintidir bencildir aman yaman bilmez ama, kfasi esince fukara fakirin cayini hüpler, kutu kutu hediyeler sadakalar dagitir „
    _ „ her gün dünü bir yarini iki, degisir dönüsür avare kasnagi yanar döner firildagidir fakat, heybetli bagirmasi gösterisli fiyakasi vardir „
    _ „yabanci aksesuarlar tercümanlik telafuzcusu ve dükkancisidir fakat, milli manevi teselli ikramiyesinde bulunur „
    _ „ aciyi aciyla dograyip dilimliyor ama, acayip ruha giriyor, kana isliyor, ice siniyor, damara isliyor sarki ve siir „
    _ „ calar ama calisir „

    Ve sürükledigi dengesiz düzensiz mükemmeliyetci basari grafiginde, etkiledigi kalabaliklari yükleyip bosaltan agirligin yogunlastikca yikilan dünyasini hatasiz kusursuz baglanmislik ve muhtaclik tartisinda süreeeeer sündürür gider bu gibi ahvaller haller.

    Ki eger, `KOSTURUVERILMEKTENSE`kelimesi, isim mi fiil mi, soy kökünden türetildigi; ve hangi yapim cekim bag ve ekleriyle, pasif mi aktif mi hangi kip zaman…gibi gibilere cevabniz varsa eger, felsefeden siire , romandan ilime ve inanca bütün gramer fonetik ve DIL bilimselliginin GÜZEL TÜRKCESi özü ve itibarina DELI GÖNÜLLÜLÜGÜN her türlü cirkinligi ve cirkefligi kabule hazir olmayan, HOS GÖRMEYEN ve katlanarak alisip sindirmeye karsi bagisikligi ve direnci olan; her sanat ruhunun aykiri durusu tavri takdiri onuru itibariyla, bu yazi yerine okundugu yere ulasmis siz degerinde kendi kisiliginizin deger kiymetinizdesiniz demektir.

    Seyfi Karaca……..Kasim / 22

  • tımarhane duvarı

    16.11.2022 - 16:10

  • tımarhane duvarı

    16.11.2022 - 16:08

    ….
    NAMI HESABINDA KALMISSA EGER INSAN
    ……
    Sorunlar dertler kaygilar, bütün kusku celiski endise ve korkulariyla kaynagindan kökenlenen yerinde sebeplerle cözülüp saglihga sihhate ve huzura kavuturulmadigi sürece, baglayan kördügmlerde olani katlayip katmerlendiren kaderi kederi ve acziyeti hic degismez eskisinin aynisini tanidik bildik tertipte düzende hersey ve herkes adina artirir cogaltir.

    Hak hukuk paylasma onur itibar ilgi duygu düsüncesiyle beraber, sorumluluk akil fikir vicdan haysiyet ve hassasiyetini terazileyip dengeleyen emege cabaya ve gayrete hor kör küskün kurak kalarak gecmis tüm zamanlarin deger kazanimlarini israfla ihanetle istismarla ve ihmallerle kopup uzaklasan hazir kaliplarin kkullnisli endüstri denegi durumuna kul köle olan KARGOLU KARGOSUZ teslimat, günden güne biriktirdigi kokusmus yozlasmis ve topragin can damarina, dünyanin damina, hayatin temeline suyuna evine yoluna duvarina her türlü kirliligi pisleyip kacan kaypaklik kabizlik ve kaytarmalarla biriktirdigi yere ve güne tikanir yarinini coktan harcar yikar yagmalar ve tüketir insan.

    Sürükleyip götürdügü esaret enkazinda heryerde ve her zaman sucu sabikasi degismez karakter ve kör dügümlerde sabit kendisiyle karsilasacak olan bu kazzikli kizakli zikzak, saplantisinin kulu kölesi olmaya herkesin kendi cikar önceligini ve menfaat düskünlügünü önceleyen noktasindan halkalnip zincirlendigi ve kisiyi insanliktan azad edip cikaran yaratiklasma hücreleriyle kapis kapis tüketmeye alistirildigi MAGAZIN FURYASI kundaginda dogup; topraktan tanidigi herseyden sogumus uzaklasmis yabancilasmanin dengini tanimadigi herkesle EKRAN TAPINAGINDA hir gür kavga kin kahir küfür lanet acimasizlik sevgisizlik darlik yokluk sefillik cahillik rezillik kepazelik karaktersizligine ve onursuzluguna yedirip doyurup besleyen cark ve carmiha dönüsüp takas olur toplum ve insan.

    Cünkü vardigi yerde degil, terkedip göctügü yerdedir tümden gelip tüme giden esasli ve aslolan care ve cözüm. Varilan yer tanisi tespiti tahlili sicili sabikasi belli polisiye vakanin yargica savciya mahkeme kuran köklü cözümlerle uzaktan yakindan ilgisi alakasi bulunmayan olusmus suca cezai islemli nihayi noktadir. Cözümse duvara dama hayat bagina ve yasamin can damarina afyon molozunu yagma ve talan pisligini döküp kacanlar sebebini kökünde kaynaginda ilgili bilgili sorumu vicdanli akil fikir irade cesaret yetki emek caba gayretlerle sorgulayip cözümün caresini ve cikis yollarini arayip bulmayi onur itibar haysiyet ve mutluluk paydasinda dengeleyip esitleyen duygunun düsüncenin sanatin ve siyasetin isi gücüdür.

    Tabi suncacik dirhem kadar bile olsa, yozlastigi magazin afyon tabutunda ölecegi kullanim süresinin bitisini bekler gibi degil de, dünyasina dogdugu degerde insanligindan eser kalmissa kisi namina ve hesabina.

    Seyfi Karaca……….Kasim / 22

  • tımarhane duvarı

    14.11.2022 - 16:28

  • tımarhane duvarı

    14.11.2022 - 16:27

    Leonardo Da Vinci ve Van Gogh resimlerine -güya zehir zikkimda kaybolmus dünyayi CEVRE TEMiZLiGi adi altinda - sergilendikleri müzeleri ayakta uyutarak duvardaki cerceveyi öldürüp kendi kusnuklarini aktiflestiren etkisiz hale getirme kundakciligi eden serserilik gibi, insanligin kendi yalnizligi kadar uzak ve yabancilasarak biletli giseler ardinda unuttugu bir yerlerde kalmis duygunun düsüncenin ve sanatin canina okuyarak kendini söhretli kilmaktan baska ötesi ilerisi yoktu, tetikleyen sebeplerine pasif silik suskun kenardan kiyidan dikizleyip bakan; kücük kiyametlerin global dounuslu ve pilot projeli otantik ciban kanamasi güncelindeki Ukrayna- Rus savasinda kan revan hortlakliginda yerle bir olmus dünya hayatinin yikik duvarlarina gökten insan ölüleri yagarken cehennemn dibine cakilip kalmak üzere son parantezini takla dönerek geride kalanlara FENOMEN hüneri sergiledikten sonra, ortaligi toplayan kimliksiz aidiyetsiz sablonunu boyayip kacip kayboldu GRAFiTI söhret tüccari Babsi.

    Cünkü Ukrayna- Rus savasi ekmegin suyun yasam kavgasi adina söz sahipliligi edip; hakki hukukuyla daha güzel, adil, ilgili, bilgili, saglikli, güvenli, özgür, saygin, kültürlü ve nice nice itibar ve degere insan yiginlarini sokaga döken sebepler ve sorunlar silsilesini cözmek yahut üstesinden gelmek icin insanla yola cikmis yürümüs diuyarli reflekslerin tepkisel reflekslerinden kaynakli degildi. Aksine, tüm GLOBAL soygun sömürü yaratiklarinin dünya kuruldu kurulalidan beri kendi sahsi cikarindan baska hic bir yol kural kanun algi inanc fikir niyet arac ilgi odak madde mana tercih ve secenek tanimayan ; ve keyfinin kiyagina zevkine buyurdugu herseyin tanri katinda yetkiyle bütün hirs ihtiras ve zorbligini kutsayarak itirazsiz kabulünü kosulsuz tüketime mecbur muhtac kilanlarin menfaat üstünlügü paylasim ganimeti noktasinda duygusunu düsüncesini yitirmis GLOBOL FENEMEN gözdesi olma afyonuyla sefaletini ve sürgününü avutup oyalayan insanliga ortaklasa kurgulayip tedavüle koydugu yapay zeka cagina girisin kodes kilit kapisiydi.

    Tam da bu baglam ve eksende , gidenlerde Terete `de, `Ücte Üc ` gibileri de yaristiran sunucunun özel konuguyken, Erzurum kentinde okudugu üniversiteye profosör olarak mezun ve mertebelerden birer ikiser yükselip egitimci meslegi yanisirasina, öykü Siir roman yazarliginda her oynattigi kalemi kendine hakkindan geldin, dili yaziyi dize getirmeyi basardin, basardikca da sec begen al ödüllerine doymadigi Nurullah Genc, saatlerce süren `Yollar Dönüse Gider` dedesi baglamindaki savas sürgünü ve esaret yilligini belli ki özel tanitima ihtiyac duydugu, arada repertuardan isteyenlere :
    „Semsiye kullanmayacagim/ YAGMURDA islanmak da güzel seymis….ben bir SAMANYOLU gezginiyim simdi“
    Süslenceleri serpip ciseleerek, anlata anlata bitiremedigi programin konusu ve dedesi baglamindaki bsimi dagitimi coktan yillar evvili yapilmis ROMAN diye adlandirdigi kitabini, -hep öyle olur ya - son dakka sürprizsiz finalde anlasildi ve ortaya cikti ki meger günce tüketim piyasasi vazgecilmezlerinden olan ve MEDYA FENOMENCiLIGiNiN herseye kenardan bakarak yikilan ve bozulan gerek dünya gerek insana dair hicbir nedenselligi nicini hakki haksizligi ne kaleminin ucuna ne duygu düsüncesinin zirnik damlasina bulastirmadan, yazdigi kitabin sinema filmi veya DiZi oyunu olmasi icin kurdugu bütün cevresi ve yetkisi saglam otoritelerden `ben seni yasamadan ölmeyecegim ` siirine dolaysiz ve direk muhatap bakip sponsor aranmaktaymis.
    ( `Balistik Ateslemeli Babsi Grafiti Fenomen ` basligi altinda yazdiklarimdan )

  • tımarhane duvarı

    12.11.2022 - 18:57

  • tımarhane duvarı

    12.11.2022 - 18:56

    Tüm yasantisi boyunca ordan oraya degisim dönüsüm calkantilarina kendini birakarak; etkin katilimci müdahale veya sorgulayarak kendi kisiliginin akil fikir bilgi esaret özgürlük ve özgür iradesini yasadigi dünya gercekligine ve toplumsal gel gitlerine aktiflestirip dahil etmek yerine, kendinden öncekilerin disipline ettigi formatlara siginip saklanmanin pasifligini daha kolayci , rahat, yeterli, güvenli, idareli oldugunun tercihini ömrü boyunca yüklenip tasiyan; ve bu yüzden de sadece hep baskalarinin ortaya koydugunu toplayip harmanlayarak kendine darda zorda kaldiginda imdat sireni, firar kanali, sivisma imkani, cayma yöntemi, kaytarma metodu yahut kacis tüneli balaminda yatirim güvencesi olarak gördügü Edebiyat ve Sosyal Bilimler iletisim araclarini, hic bir yerde aradigi huzuru kisiligi karakteri inanci güvenceyi ve aidiyeti bulamadigina savrulup duran gercek kisiliginden kesittir Stefan Zweig`a Tegmen Hofmüller .

    Disipline edildigi emanet kisiliksizlikte, kisiligi olmayanin hic bir dayanikli direnci sabri bagisikligi sözü yolu olmayacagi gercekligiyle her oynakliga kaypakligin sürekli verdigi sözden cayan ve sonsuz sinirsiz bilinmezlige kacip kaybolarak yeryüzü hayatini herseyi ve herkesi tarif edemedigi boyali hayal kirikligi ve bulanikligina sifirlayacaginin ic güdülerindeki aklinda hep INTIHAR CIKISINI saglama alan; derinligi tespit edilemeyen depresyon ve kisilik bozuklugu yasamaktadir, Tipki Hofmüller gibi gercek hayatinda Stefan Zweig.

    Elbette ki bu travmayi Nazi Zulmünden süründen sürgüne sürüklenisi de bilhassa körükleyip kanatan rol oynamistir. Almancayla yazilan edebiyatin dünya dillerine en cok cevrilip satanlari arasinda yer almasi onun cok gezip cok dolasan gösterisli yasamasini saglamasina ragmen, Tegmenin muhatabi Condor, aslinda Stefan Zweig`in depresyonlarini desip didikleyen onun yöntemlerini kitaplarinda boool bol romanlarin satir araligina serpistirdigi pisiko analist Freud`dur. Ne var ki icindeki ölüyü ancak Brezilya`nin Rio`suna kadar ancak tasiyip sürükledikten sonra, yildigini yoruldugunu geriye biraktigi iki satirlik notla hayatini kendi eliyle bitiren Stefan Zweig, Romandaki Edith`ten baskasi degildir aslinda.
    ( `Stefan Zweigin Sabirsiz Yüregine Dair 4 ) basligi altinda yazdiklarimdan

  • tımarhane duvarı

    10.11.2022 - 15:57

    ……
    DEVRi iNSANCA
    ……..
    Bir kus cigligi marti dersin
    Serce dersin, sögüt dersin, merhaba dersin..
    Selam sabahin daglardan uyanip zümrüt ormanlara
    Tozduman bozkirlara yalin ciplak yeller yollar gibi
    Akarsu yatagindan carsaf carsaf vapurlara ve gemilere deniz
    Gökyüzünden nasil düser dökülürse topragin kabullendigi oldugu gibu öylece
    Ekin basaklarinin tirpana gönlünü serdigi gövdesini verdigi
    Degirmeninde hayatin
    Devirlerinde insanin
    Ölümün bile sesi solugu kesilir, kisalir kücülür zaman ve mekan
    Bizde ne vardiysa sende bizden cok daha fazlasiydi kuslarin sesine
    Alfabenin kitabina
    Hatirina hatirasina dünün yarinin
    Askin sevginin kalbindeki soyumuz künyemiz ve kardesligimizin
    Suyun ve ekmegin hakkina hayat veren hersey kadar
    Türkünün ve Türkiye cumhuriyetinin hem onuruna hem de itibarina
    Yurt olmus yuva kurmus sonsuzluk dersin..
    Insan güzeli sevgili Atatürk
    Yasadigin kalbimizdesin

    Seyfi Karaca………..Kasim / 22

  • tımarhane duvarı

    07.11.2022 - 15:14

  • tımarhane duvarı

    07.11.2022 - 15:13

    …….
    TÜRBÜLANSLI TANTANA
    ……
    Bahcede hazan
    Akvaryumda sazan
    Gevrek laflardan süslü zibiller geveleyerek
    Makas vurup araya zikkimin berki rekolteleri sokmayaydi reklam
    Dallar arasinda eskisini soyunup yeni urbalar dügmelenmeye avcunun icinde
    Suyla oynar gibi boslugu doldurup bosaltan
    Gölgeler arkasinda günesi bir gösterip
    Bir saklayan
    Kör kuyulara yalvara yakara küsmüs kararmis corak ve verimsiz günün
    Limanlar kaleler surlar köprüler duraklar hepsi bir yerden bir yere
    Azi coga sayarak kimsenin kimseyi beklemedigi yüzyillardan daha beter öteye
    Canaginda kusnuk birikintileriyle araya girmeyeydi reklam
    Artiz olacaktin..
    Harbiden eteklerini öpüp, ayaklarina kapanacakti seni askin bas rolüne
    Repertuarindaki sec begen al listelerle
    Dünya alem kursunlara dizilip sevda yüklü kervanlara binecek,
    Namludan fiskiran sevgi ciceklerini repliklere camasir kiri gibi asip
    Kutuplasmis katagorili hir gürlesme kavgasinin
    Örnekten örnege sayisiz sonsuz emsal misal
    Adnan yücel olsa gerek,
    Budandikca filiz verdik tohuma gübrelendik öldük dogduk
    Meyveye calistik isledik, dogduk öldük
    Renkli tisötünden herkesi memnun eden fiyakali formalar tasiyacak
    Kötülügünse sitilini pasagini söküp kazidigini sanarak ilhan atilla
    Ben sana mahkumum
    Ben sana memnunum
    Ben sana mecnunum
    Ben sana mecburum fang fing fonnnnnlayacak
    Tirtilla kelebek arasibvakte kadar bile süresi sureti olmayan
    Kemal tahir
    Kemal yasar
    Kemal orhan
    Pamuk orhan….
    Dilersen ellerinle bog, dilersen tel örgülerinle sar sarmala
    Dilersen kulun köpegin agitlarina incit üz kov örsele
    Dilersen gözlerinin tiksindigi harabeye göm beni dilersen azat et
    Sürgün sefillere insanliktan cikar, herkes gitsin sen kal
    Kaptansiz gemisiz tufanlardan yalnizca sen kundaklan
    Maskeli carsilara protezli hayallerle bol belada
    Bol intizara
    Bol cinnet cinayet hikayesinin önü arkasi olmayan
    Herkes gelsin mendilde kurumus solmus bag sen ol bahar sen
    Siyahi giyinmis karanligin fitilini fenerini sensiz ölürüm de ölürümlerin
    Hayirrr bu siir burdan böyle devam edip gitmeyecek
    Her acizlikten kusursuzluk basarisi ve örnegi dilencilerinin
    Platonik yeminler kavgalar kahramanliklar mustular müjdeler
    Badem ciceklerini defne yapraklariyla teleyen gözyasina karisik
    Ya artir topla beni, ya öldür bitir senin icin cagirdim bu kirlangiclari cünkü
    Ümit yasar oguzcandi galiba
    Gözlerin yok mu gözlerin aglayip sizlayarak
    Evin her yerine senin resmini astim yesilcam repliginden
    Boynundaki yeri öpmedikce, terletmedikce avuclariyin icini
    Ölsün varsin bu insan sürüsü korkunc kalabalik
    Sen hic eskimeyen gökyüzü ol, sen degilsen acag da agac degil
    Öten kus degil, günes günes degil, olacak is degil hayat..
    Vapurlar saatler
    Ölsün varsin, sadece sen seni sevmek tanrilara tapar gibi
    Seni severek tanrilasmak
    Zirvalayip duran felakette yürüyüp gitmeyecek bu siir hayir…
    Hayir, sagdan soldan catal karam cingenecigim falan..
    Pembe ucurtmalarini iremlere cöllere salivermek hüsran hayalcisi
    Avareyim asudeyim yorgunum vurgunum
    Erzurum garinda kaybolmus düslerimi kovaliyorum yok bu böyle olmayacak
    Ipek mendile sar beni, siyah gözlerinde ucur götür
    Intizarla hercayi dikenle özgürlüge giden tutsagin olayim
    Takur tukurtularla,
    Bol sükseli soslu kutsaldan cikip özele kancayi takan genc nurullah
    Yahut necip nazim
    Yahut karakoc sezai yahut zarifoglu cahit yahut
    Ismini sen de bilmiyorsun, sana git desem mi demesem mi
    Asaf masaf laviniya…
    Esaretin vebali boynuna sensiz özgürlügün cani cehenneme fakir
    Fukaraliginda dönüp dolasip..
    Ne aclik ne yokluk ne zulüm ne kan
    Ancak biz kazanacagimiz zaman hallisinasyonlu polyanacigin
    Türlü türlüsünden dönüp dolasip..
    Vurulup düsmüsüm aksamlara kadar kursun yagmurlarinda aska
    Falan vaad filancadan vaaz,
    Hayir yok bu siir böyle zikkim yemis
    Yogun siparisli pesin ödemeli karanlik ve karamsarligin
    Tam kapasiteli yobaz militanlik kartvizitinden öfkeyle barisik karisik
    Övgü sövgülerle devam etmeyecek yeter diyecek,
    Kafidir bu morga bunca hastaligi derdi agidi ve acisi bitmeyen narkoz
    Uyusturunca bir daha hic uyandirmayan
    Cigneyip geveledigi kelimeleri asimetrik hokkabazligin söhretine egip büken
    Ve ebatta boyutta ezikligin kücülebilecegi her cesidini
    Yalatip yutturdukca günü dününden bin beter getiren
    Haramin mütakibi, yoklugun ve yoksullugun müsterisi
    Bile isteye aldanmis
    Bile isteye kanmis
    Bile isteye sapmis sizmis alismis uyusmus
    Sömürülmüs soyulmus bile isteye
    Cüzdanda olmayan varligi sokaga ve dünyaya ulasip yetismeyen
    Gösteriye gec kalmamak icin
    Magazadan eve insan kirpip kesip bicmeye büyüdükce büyüyen
    Üfürmeden kendini ucuran telli tüylü güz baloncuklari gibi
    Üstü gözyasi
    Alti jilet kezzap ahu vah..
    Yeter yetisir artik her kisi sebebin de carenin de kendinde oldugunu
    Umrunda olmayip
    Kayda degere almayacaksa eger
    Anlasip uzlasarak sürüneceksen derdi kederi ölümü zulümü
    Herkese,
    Herkesten cok
    Sen bilirsin diyecek..

    Seyfi Karaca……..Kasim / 22

  • tımarhane duvarı

    01.11.2022 - 14:52

  • tımarhane duvarı

    01.11.2022 - 14:50

    SONSUZ BAGLILIKLA ve EBEDiYEN TUTKUYLA
    ……
    O kadar cok sey degisti dönüstü ki birden bire kadir kiymet tufan kiyamet..Insan onurundan halinden dilinden özünden itibarindan soguyup SAMUEL HUNGTiNGTON ve GRAHAM FULLER kirtasiye kanun kitap numune ve nizamnamesine; hersey O kadar tuhaf, igreti, alalade, üstenci, basinabuyruk, haram, viran, hep birarada dolmus tikanmis ve yükseldikce insanligini ayaklar altina alip ezen silen süpüren binalar kapsülünde hersey; dilden yoksun, iradeden aciz, kültürden azat, iletisimden kurak, kökten esastan kimlikten kisilikten yoksul yitik yabanci; hersey kendine bencil bunak ayri gayri kör kötürüm; ruhunu arayan iskelet tezgahi gibi alimda satiminda kaptirmis giden hirs yaris kin nefret yozlasma yikintilariyla hersey ve herkes o kadar bozuldü berbat oldu ki..

    Bir Cumhuriyeti`miz kaldi aklimizda dilimizde mutumuzda günümüzde gündemimizde sevgimizde saygimizda kalbimizde bellegimizde bilincimizde , bir sen sevgili Atatürk, bir de askimiz düsümüz hayalimiz özümüz kökümüz dünya topragimiz kutsal yuvamiz cennet yurdumuz Türkiye.

    Dün Cumhuriyetti Bayram, Yarin yasli hüzünlü On Kasim..dilimizden düsmeyen, fikrimizde halimizde, hatirimizda, mutumuzda dagarcigimizda sevgimizde askla ve ölümsüz sonsuz baglilikla; ebediyyen…!

    Seyfi Karaca……..Kasim / 22

  • tımarhane duvarı

    20.10.2022 - 13:53

  • tımarhane duvarı

    20.10.2022 - 13:52


    ASKA DIPNOT`tur
    ….
    Karartma günlerinde her kibrit zifir zindanlarin ayi günesi gibidir. Kendilerinin özel mülkiyeti mahiyetinde alip satanlara sucunu sabikasini saklayip gizlesin diye aklin izini fikrin yolunu cesaretin hayalini ve gücünü; ve haydutmus hainmis haramiymis, hic kimsenin kumbarasina talan tarumar sahsi müstakili degildir bütün dil kültür inanc birikim bellek toprak yurt toplum degerleriyle; söküp cürüge cikarmasi ne mümkün. Hayat denen sonsuz sinirsiz nehirde, yasama sevincini büyütüp besleyen durduraksiz zamana ufku genis.özü sözü huzuru ve ferahligi ölümsüz tutkuyla her güzelligi bizimle özdes; Ülke bizim, Dünya bizim, Insanlik bizim, Sevgi bizim, Kainat bize, gün bize günes bize..Ötesi gayrisi ne mümkün..! Yasattigin mirasi askinla bakisin sevgili Türkiye…!

    Seyfi Karaca

  • tımarhane duvarı

    11.10.2022 - 18:22

Toplam 314 mesaj bulundu