Seyfi Karaca Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • tımarhane duvarı

    29.11.2024 - 16:46


    TAMTAKIR SOYUTLAŞMALARA

    Pisiko sosyolojinin bütün hastalıklı ve sorunlu kişilik sicil karakter kimya oluşum gelişim ve davranış bozukluğunun bütün toplamına kök saldığı sebebiyle, kalıplaşmış ve kronikleşmiş sadistliğin kibirli, baskıcı, üstenci, ayrıştırıcı, küçümseyici, dışlayıcı, aşağılayıcı, sömürücü, ezici, acımasız , bencil bağnazlığı yükseğinden aşağılayıp küçümsediklerini her türlü insanlık dışı ölüm zulümlere reva gören kendini herkese dayatma ve ilahlaştırma sapıklığının en bilineni Hitler Faşizmi’nden kaçarak kurtulanlardan iki şanslı şahsiyetti Einstayn Albert ve Çaplin Çarli.
    Takip eden barış yılları ( soğuk savaş yılları demek daha doğrusu sanırım) içinde ilk defa karşı karşıya geldiklerinde Einstayn Çarli Çaplin ’ e :
    - “ sana hayranlık duymamak ne mümkün, yaptığın sanatın gücüyle tek kelimelik hiç konuşmuyorsun ama bütün dünya insanları seni anlıyor ve yalansız yapmacıksız tüm samimiyetiyle gülümsüyor. “
    Caplin’ se Einstayn’ a aynı nezakette ve üslupta :
    -“ asıl hayranlık duyulması gereken sensin, yaptığın işten mesleğe ehil olanlar dışında hiç kimse hiç bir şey anlamıyor ama, tüm dünya insanı seni en az benim kadar biliyor tanıyor ve saygı duyuyor” demiş.
    Eğitimli liyakatli bilgili duyarlı ilgili samimi adil sorumlu vicdanlı akıl fikir ilim irfan ve KÜLTÜR sahibi olmanın onuru ve gururudur bu kıssadan hisse. Benim yakınlığım Einstayn’ ın Atom bombası gibi bir belayı kendinden sonraki yüz yıllara kıyameti tetikleyecek okan; ve sömürücü işgalcilerin baskı tehdit saldırı sataşma ve kendiliğinden teslim olmalara boyun eğdirme kozu olarak cellatlık mirası bırakmış olduğu sebebiyle Çarli Çaplin olsa da, durumu değeri hiç değişmeyen olgudur, akıl fikir ilim onur bilgi beceri liyakat vicdan hukuk kültür özgürlük saygınlık barış ve nice değerlere dayanarak ortak yaşamı ayrınsız imtiyazsız ve kayırmasız birlikte ve herkes adına sürdürülebilirliğin huzuruna güvenine ve.mutluluğuna zahmet edip katkı sunması.
    Ne ki…
    Hayatını özüne bütünleştirmeden veya her merakta keşifte öze dönmeden özgürlüğü ve özgüveni asla mümkün değildir insanın .
    Özgürlük saygınlık dil kültür barış sevgi onur adalet özveri cesaret kültür ilgi iletişim dayanışma doğruluk vicdan sorumluluk düşüncesi dürüstlüğü paylaşma ve aidiyet duygusuyla hiç kimsenin özeli ve tekelinde olmadığı gibi, Türklük de kimsenin şahsi menfaat malı ve istismar mülkiyeti değildir.
    Tüm besleyen büyüten değerleriyle birlikte deneyimli ve liyakatliliğin aşkı ve tutkusuyla değişen dönüşen koşulların hiç bir fırıldaklığına gevşeyip soytarılaşmadan her şartta her yerde kendisiyle özdeşmiş yaşanan kutlu kişiliğini ve karakterini yüklenip yaşayanındır.
    Ne ki…
    Necip fazılla Nazım hikmet aralığını Agora meyhaneciler gibisi ve benzerlerinin doldurup donattığına..
    Gitti Tarkan geldi Tan Taşcı yoğunluğu arabesk hesabından, sallanıp savruluyor tüm toplum bir baştan bir başa Bop nizamında kalıba girip duraraktan..
    Nitekim kendini tanıtım ortamlarının kurgulu dekorlu ortalamalarından biri olan Armağan Çağlayan Magazinciliği’ ne verdiği mülakatta Tarkan eş benzeri Tan Taşcı” acı çekmek güzel bir şeydir, olan bulan tadını çıkararak yaşasın’ diyerek zaten piyasası bol tüketilene arabesk avazı çağıranlığın (her yapay zeka karışımlı kargodan müzik ve ses boyayarak) kaynağı yapan insan ve toplum modeli formatlamakta.
    Olumsuzluklardan ve ayarsızlıklardan geçinmenin yolunu her karışımdan mezelenip mayalanarak bulan; ve varla yok arası sıkışmışlıkta sürekli hiç kimsesizliğin provasını yaparak asosyalleşmenin bütün sorunlar karmaşasına ve çıkışı olmayan kavşağına dağılıp bozularak yabancılaştıkları birbirine yapılıp saldırganlaşan şimdiki dünya ve insan tipi, böyle fabrikasından yapılmışlığıyla işleyip çalışıyor artık.
    Ne ki…
    Insan zehri zorbalığı sapıklığı talanı tecavüzü pasağı sahtekarlığı ihaneti istismarı fırıldaklığı dönekliği ve kiriyle alışılmış kanıksanmışlığa bozulup berbat olan yeryüzü hayatını, yine insan kiri pasağıyla temizlemenin mundarını molozunu kendi üstünde kalan suç vebal cüret cürüm ve sabıkasıyla malumun işletme yeri ve cinayet mahali oldu ve öldü, ( sataşanıyla saldıranıyla satışa getirilmişliğin tetiklenen yığınlaşmasından oluk oluk birbirinin irinli mikroplulu bulaşmalarına boşalıp akışarak ) tıklım tıklım dünya dolusu İnsanlık.
    Mikroplaşmalarla çoğaltılan ilişip bulaşmaların irin ve iltihaplarını tüketime sunan..
    Sağlıkta huzurda kimyada ve yapısal özelliklerde Bünye ile uyuşmazlığı sebebiyle her türlü milroplaşmalardan virüslenerek işgal ve sızma girişiminin üst düzeylerinde çeperlenen gerçek dışı aldatıcı fıyalardan bölünmüş parçalar halinde insanlığı ülkeleri ve kimlikten inanca toplumsal bağı olan birlikteliğe odaklanmış her türlü tahribat yoğunluğu ( madde bağımlısı ve malzeme taşıyıcılarının alet olup taşaroncukuk yaptığıyla) yıkımları beraberinde getirir .
    Yalnızlık yokluk çaresizlik ve hiçlik duygusu yüklenip bastırınca hiç bir işe yaramamak korkularına kapılıp sarılarak ağır komalık ve kendine dahi sözü saygınlığı kabul görmeyen ( ilgisi itibarı geçmeyen)korsan eylemciliğin
    Karanlığın köşe kenarlarından yakılan cılız ışıkların kendi boşluğundan başka hiç bir yere çıkışı olmadığı ve ulaşamadığı Yaşam alanının veya çember çarkının içi dışı neresi olursa olsun, hep yalnızlığa misafir veya kalabalıklara sürgün, mutsuzluğun kül rengi giysisi gibi kurak gülümseyişlerinin çehresi ve çeperi tuzu acısı fazlaca kaçmış tatsızlıklarla kendi yarım yamalık tamtakır kumaşlarına benzeyen
    Kafayı kişiliği sarhoşa çekmeye, hacize yollamaya, mahruma sökmeye, fesatlaşmaya bozmaya, enetileşmeye kavlatmaya, kuşkulara takmaya ve mizahlaşmalara gevşetmeye giden zikzak boşluklarında, dolanan dönen insan biçimli gerilimli kıvrımlar gibi, kim neyin niçin müptelası ve müşterisi olduğunu dahi ve hatta, neyi niçin olduğunu ve öldüğünü kesinlikle bilememektedir…
    Hayatın kapladığı çukurundan zirvesine püskürüp fışkıran yol harç eziyet ve mahkeme masrafları dahil, kendini ancak tümüyle nizaha veya suskunluğa vererek sakinliğini huzurunu rızasını ve korku kaygı endişe şartına bağlı dipsiz uçurumlarda hayat sürebilmeye yıkım dengesini bulabiliyor herkes…
    Bir insanın değer kıymet ve karakter ölçüsü, sahiplilik mülkü hırsı ihtişamı şatafatı görkemi ünü şöhreti ünvanı markası veya ayrıcalıklı imtiyazlı etiketiyle özdeşen ve örtüşen madde veya malzemelerle ilgili alakalı değildir. İşine gelenin veya şartlanmış ön proğramlı kalıpsal formatlara uyup uymadığı sebebiyle herkes tarafından büyük bir hayranlıkla ilahlaştırılarak üstünlük övgüleriyle takdir edilenin itibar saygı ve kabul görmesi yahut itici kahredici öfke kin nefret lanet okuyan linç girişimleriyle dışlanıp reddedilmesi, çelişkilerin sürüklediği kayıplarda insanlığını bulamamanın kendine özgün ve saygın hak hukuk vicdan ahlak sevgi adalet duygu düşünce kültür sanatlarla yoğrulmuş beslenmiş büyümüş donanımlı kişilik değeriyle uzaktan yakından ilgisi samimiyeti yakınlığı gerçekliği ve alakası yokluğun sebebindendir.
    Toplum içinde onurlu duyarlı ilişkili ve liyakatli ( hiç bir şahsi çıkarını önceleyici yapmacık ve sahtekarlığa kaçmaksızın ) birey olup; ve asla yüzeysel iğreti ve yapay çeperlerde durumun getirisine göre davranış ve duruş sergileyen kopukluğa idareliğe aidiyetsizliğe kaypaklık edip kibirli ihtiraslı görgüsüzlük ve gösteriş böbürlenmelerine gitmeksizin , mutluluk paydasını ortak yaşam değerleri ve birikimleri paylaşımından çıkarmaya emeği sorumluluğu katkısı tutkusu ve kıvancı olanındır bir insanın değerli olup olmadığıyla ilgili alakalı kişilik ve karakter gösterge kıstası.
    Ne ki…
    Aşk sanatından doğan insanlığı sevgi saygı ilgi yakınlık hoşgörü tolerans duygusu davranışı kararlılığı duruşunda nice karşılıklı kabule ve değerbilirliklere çoğaltıp büyütmenin sınırsız kaynağı , yorulmayan özverisi, tükenmez inancı gayreti çabası serveti olan ilkesel duyarlılığıyla, konuşan, danışan, düşünen, anlaşamasa bile anlayan zenginliğin muhatap aldığı değerliliktir, her insanım diyende deneyimli birikimliliğe dair kazanılmış olması ve mevcut bulunması .
    Olmadığı içindir kendine özgür kişilikli kimlikli ve kazanımlı özgün değerlerden yoksun aciz ezik mahrum ve aidiyet sicili kayıp, günümüz magazin ve tüketim piyasası bağımlısı tek tipliliğinin akıl fikir duygu düşünce lilim sanat dil kültür harici imrendiği adandığı ve tapındığı hayranlık profillerinden yapay zeka taklitçiliği yaparak, yutkunduğu kuruntu artıklarıyla beslenen yozlaşmış kokuşmuş çürümüşlüğün güdümlüsü ve her sorununa alışmış kanıksamış giymiş kuşanmış insan maskeli ve sürekli her şeye kusursuzluk mükemmelciliğine hayatını kaybetmiş fakat üstün başarılara mutlu pozu kesen formatlanmış kişiliksizliklerin kukla piyesçiliğini şıllıklaşıp dangalaklaşan ; her türlü çıkar gözetmeciliğini çirkefleşmekte ölümüne birbiriyle kapışıp azan kuduran ve yarışan fakat bütün kötülükleri iyilik güzellik süsü olarak içindeki bütün pşslşkleriyle beraber ortak yaşam çarşısına kusup boşaltan ; şekli şimali dondurulmuş cerrahi kostümler içinde cesetleşmiş fakat sağlıklı görünümlüğe hem rezil hem de soytarı; hücre hücre ayrışmış özgürlüğe müşteri fakat uzaklaşmış ara soğukluklarda kendine ait olmayan yabancılaşmaların mutsuzluk, susmuşluk, sapkınlık ve şiddet diliyle konuşup saldırganlaşmasının olağan ve sıradan sayılması kimsenin ( herkesi tek kalemde eşitleyen küresel esir pazarı kıyamettinde konuşması düşünmesi anlaması duruşu davranışıyla uyuşup benzeştiği paraya şöhrete ve güç gösterisine endeksli alım satım toptancılığının mülkiyet merkezlerine haciz ) yadırgadığı mal malzeme ve madde beyanından başka bir şey değildir artık insanlık.

    Seyfi Karaca….. Kasım/24

  • tımarhane duvarı

    13.11.2024 - 14:56


    GAM PERDESİNDEN
    ….
    Do kararına gelip durmadan daha
    Gam perdesinde serbest dolaşan yay keman ve dümbelekdarbuka
    Gubidik
    Gubidik abidik almış başını gidiyor
    Evden uzaklara doğru
    Başarılmış bir günbatımı
    Ve sabahlarca günaydın
    İklbaharın getirdiği çiçeklerle çınar dallarında esen sonbaharda
    İçerdeki beyaz camlı pencerelerden ve yüksek tepelerden alabildiğince
    Kendini affetme suçluluğu duymadan
    Derlermiş ki insanı dünyayı bilenler
    Yarınlarını güzel yaşayanlar
    Mutlaka geçmişinde anlamını kıymetini bilen değerden ve güzelliktendirler
    Yol gide gide
    Sıfırdan başlayıp sıfırda bitmeye
    Duraktan durağa inen binenleriyle küçülüp büyüyen dünyayı
    Olgusu
    Bulgusu
    Sezgisi
    İnsancı
    Ön tanısı
    Kesin tespitiydi derken
    Düzensizlikten düzen kurmaya aklı bozdu gubidik abidik, davul da hoş beş filandan kavrayıp getirdiklerini
    Çınlayan dereye
    Bozulan bağa
    Ötedeki ırmağa
    Tokmağın zombur gümbür kalkıp inen kol ve kaldıraç gücünden
    Kafayı taktı
    Niyeti sapıttı
    Kızıştıkça azıttı bozdu dağıttı azap gazaba çarketti, duvarın dibinde damın arkasında kimse kimseyi bulamazsa
    Muhtar mührünün
    Ve Kameraların görüp görmediği her köşe bucakta baldız bacanağı, bacanak baldızı, bacanak hem baldızı hem bacanağı
    Elti görümceyi her yol mübaha kamalayıp bıçaktan geçirdiği
    Bu esnada Arpalar yulaflar çavdarlar tozlu yollarda izini akıbetini zavar değirmenlerde haraba yazıp
    Evinde insanlık oturmayan örene virana
    Ağaçlar kendini bilmez oldu, cümle hükmünü murdar etti intihar eğilimli insan
    Sigortası attı tüketim marketlerine bağlı hakkın huzurun, aşkın vebali kötülüğün dillerine düştü
    Günü karardı
    toprak can çekiştiği yerde öldü mevsimlerin hayatı kaydı
    Kendi çocuklarını katlettiği sabıkadan hakkı ve üste çıkmak için ne hukuk bildii
    Ne ahlak tanıdı
    Ne vicdan ne huzur ne onur hiç
    Hiç
    Hiç
    Erimeye yakın Kızgın demiri döve döve döve
    En mükemmel ev bark çarşı balkon cadde sokak
    Ve insan yapacağına içten pazarlıklı
    Ve kafadan matematikli
    Ve sürekli sapmalar zarar ziyanlarıyla günden güne azalıp eksilerek
    Bozulmuş çürümüş bıkmış usanmış
    Almış başını gidiyor dünya
    Hiç
    Hiç
    Hiç
    Do kararına daha inip dokunmadan
    Dümbelekdarbuka

    Seyfi Karaca…… Kasım/24
    ….

  • tımarhane duvarı

    06.10.2024 - 19:07


    DiPNOTUNDAN HAYATIN
    ….
    Sıfırla ölüm yaşı arasında ayırdedici hiç bir özgünlük yok artık
    Yılların ve yolların büyüttüğü yaşta bellekte bilinçte birikimde karakterde donanımda hiç kimsenin magazin kusmuklarına ve tüketim piyasası afyonlarına bağlı kalmaksızın kendi gerçek ve özgür yaşam dünyasından tanıklık ettiğiyle farkı olmadığı gibi yenilmişliğe yanılmışlığa biriktirerek çoğalttığı sorunlara çözümlemesi de yok.
    Bu sebeple herkes özendiren ve alıştıran döküntü çanağında ne varsa birbirine çalıp bulaştırarak kimsenin saygınlığında kalmayan anlamsız dağınık dolaşımdaki tezgah ürünü ağız dil ve davranışları kullanıp tüketmekte. Anlam değeri gerçek karşılığıyla olsun olmasın donanmış yüklenmiş şiddetin cinnetin vahşetin kuşkunun kibirin baskının dehşetin gırla gezip cirit attığı ve kol gezdiği kokuşmuş çürümüşlük dolaşımıyla içgüdüsellik çalkamasından Aşkım bemişim gargaralayıp tükürmekte herkes en yaygın bilindiğiyle mesela.
    Çünkü tahammülde toleransta paylaşımda ilgide iletişimde hiç kimsenin hiç kimseye itibarı samimiyeti ve saygınlığı olmayan; kibire hırsa ihtirasa mükemmellikçiliğe ve sürekli kazanan başarılara odaklanıp şartlanan insanlıktan çıkmış sapkınlıklarla hayatın sürüklenişi sırasında olası hata kusur sakarlık doğallık ve insanlığını ( birbirini kışkırtan ve birbirinden yapılanan hor hakir aşağılık bakan gören ve baskılayan bozulmuşluklarla ) kabullenmemekte.
    Duyarlılığı samimiyeti emeği gözlemlemesi yoksa sahtekarlık üretir yalandan yapaydan para odaklı ihtişam gösterişli , mükemmellik şartlandırmalı ve denetimli serbestlikliğe mahkum kişilik ve kimlik. …

    Türkiye… varsa yoksa içinde toprağında denizinde güneşinde göğün altında yapragın tomurcuğunda her şeyiyle yaşadığımız gerçekliğe sımcıcacık; tan yellerince günaydın, dünya incisi ve gelincikle ekşileşmenin ülkesi ve akşamüstü çayın tüten buğusunda aşkla yoldaş olmanın tutkusu , hasret ile hayale eşsiz emsalsiz gözbebeğimizdir, kutlu vatanımız kutsal öz yurdumuzdur, bir tanemizdir , her şeyimizdir, değerini kıymetini bilene.

    Seyfi

  • tımarhane duvarı

    18.09.2024 - 13:32

    ….
    GÜNÜN GÜZELLIGINE ve SANA SONSUZ TESEKKÜRLERIMLE
    …….
    Sevgili kardesim, sair-yazar HACI IBRAHiM SAGIR`a hithafen ..
    Yel yahut su degirmenlerinin akintisina - rüzgarina kapilip da, kar topu, nur topu, ates topu…hepi topu dipten bucaktan her neyse dönüstüren arac gereclere muhtac, murdar, mahkum, minnet, aciz ve mahrum olmaksizin, YASAM ENERJiSiNIi veya KAYNAK DEBiSiNi israf yoluna harcamamak icin TOPLUMSAL CÖZÜMLEMEYI bireysel keyfiyetten öncelikli kilmalidir saglik sihhat huzur mutluluk edep güven saygi sevgi ihtiyatinda kendini bilmek ve bulmak dileyen insan.
    Cünkü toplum cogunlugunu dengeleyip tartan bitmez tükenmez ihtiyac ve gereksinimlere bireysel keyfiyet simsiyahligini kaplayip örterek yapilan her süslü dekorlu AMBALAJ, gecici süreligine sarhos sendrumuyla insani yok sayarak kamastiran uyusturan ve kandiran aldanmalari saglasa da, narkoz etkisi gectikten sonra evvelki BOZULMUSLUKLARIN bütün hastalikli agri sizi sorun dert irinleriyle beraber kiskirtip kanattigi yerin kapanmasi asla mümkün olmayan cürümüs- kokusmuslugu katlayip en derin yirtiklardan ihmal edilen ve eden toplumlari istisnasiz her bireyiyle yüzlesmeye cekerek icindeki ölü insanligi tükürür ve kusar…

    Biz…simdlerde MAGAZIN BAGIMLISI ahmakliga kul köle kilinarak ihmal ve ihanat edilen EDEPTEN EDEBIYATA tüm toplumsal degerlerin kokusmus cürümüslügü bedelindeki her insani yüzlesmeye cekip sürükledigi en sapkin , cani, yaratik, mahluk ve VAHSET bagimliliginin icindeki iltihaplasmalari disa vurdugu ve ciban basi durumundaki toplumsal cüzümsüzlüge bireysel yerinden kanayan ve bütün toplumu sabahtan sabaha kadar dönderip kivrandiran ve herkesin yillar yili kayitsiz ilgisiz soyut yapay kalmalar sonucu bir noktadan sonra kendini tanimladigi NARiN…NARiN…NARiN…NARiN..sebepler sonucunu senelerce yorduk yazdik irdeledik konustuk dertlestik söylestik sevgili kardesim IBRAKIM`le. Konusup yazmaya da devam edecegiz elbette.
    Sesini telefonda duydugumda, okula gidiyormusum gibi bir sevinc, bin telas. Medrese Mekaninda görüselim dedisek de, KALE`ye karsi ve Sehrin Meydanina bakan yukari bir yer olsun istedik.
    Yillardir bir türlü biz bize kesismeyen ve bulusmamiza engel tatil araliklarinin uzakligi sebebini en nihayet kocca bir hasret yanginiyla sarildik kucaklastik. Bastigimiz yeri sasiracak derecede üstü basi tütün kokan masada zaptedilmez bir sevincin dalginligini sanki her lafta her sözü birbirimizin dili ve keimelerinden aldik bizi bize yudumlayarak ictigimiz hasrete tastamam ettik. Saatler ötekileri kovaladi böylece, carsiya biraktigimiz horantayi filan töbeki unuttuk. Dertlestik de, hüzünlendik te, güldük sevine sevine bir olduk ta..Doyduk mu bir birimize, ne gezeeeer, diyerek, nicelerimize ve öteki bulusmalarimiza birbirimizi sarilip öpüp koklayarak görüsüp kavustugumuzun hatirasi essiz ve emsalsiz efsanesine birbirimizin ismini yazip yeniden görüsmelerimze ismarladik.

    Günün güzelligine ve sana sonsuz tesekkürlerimle canim kardesim IBRAHiM.
    Kardesin seyfi.

    …lafin sözün daha ötesi ilerisi berisi siirin hakkiydi her daim…
    …..
    EYLÜLCELERE
    ……
    Eylene söylene dünya dedigin bir avuc toprak
    Bir yudum su
    Bir sehimlik ömür nafakasi
    Bir perdelik isik ve gölgeler oyunu
    Dünya dedigin, bir uzak yer, bir yakin yol, bir garip diyar, dünya dedigin..
    Bir rüyalik arzuhal perdesi ve bir görümlük hasret kapisi,
    icinde sakladigi sirra mesken misafir insan dedigin bir solukluk can..
    Döner bu mekanda saat
    Yol isler
    Ilmek baglar kördügüm
    Evler yapilir bozulur, yel eser, ates yanar, insan irgat durur kendi kendine
    Güz olur, günes sogur, dünya bir toz duman harmanidir
    Eylülcelerden,
    Savusur gider gülümserligin yanaklarina dokunarak avludaki hayat..
    Iraklari getirir götürür konar göcerlige yaban kuslari
    Zaman degirmeninde herkes sirra kadem saklambaclar sürer savurur
    Dünya dedigin bir dönümlük hasat mevsimidir kimi kederin kiracinda
    Kimi irem bahcelerinde huzurun…

    Seyfi Karaca……..Eylül / 24

  • tımarhane duvarı

    18.09.2024 - 13:30

    AKLIN ne darasi vardir ne kostünü ne bileti ne ambar cüzdani ne emanet kapisi ne dükkancidan ortaya karisik ambalaji sevgili GEREKSiZ MORFi. Kendini hic bir hacize ve tenezüle egip bükmeden yasatabildigin senindir. Sendendir. Bu kadar bozlmusluk kiri ve pasi icerisinde bu delilige akil yormak her sosyete erbabinin üstesinden gelecegi ve kalkacagi is degildir. Demek ki bu diri diri insanlik ölüsünü gömerek yutan koca cöplükte ve sonsuz boslukta tutunmaya calistigin cirpinislarindir, bence hic büyüme ve hep öylece deli divanelerde insan kal...

  • tımarhane duvarı

    24.08.2024 - 14:25

    ……
    FiLISTiNCE SIZLAYAN YARAYA
    ……..
    Duvarlar…
    Egriyi dogruya ipte salinan kuyu gibi
    Ucurumlari birbirine egirip ören duvarlar
    Kasali sarjörlerden kursunlara delik desik ve omzundaki dünyayi unutulmus bayramlarda
    Esir pazarligina
    Gün ortasinda ve sabaha karsi cölden basraya, ölüdenize ve sahra cicegine
    Iraktan Filistine kac gün kac sene bilmem kac yüzyil
    Barismasini bilmeyen savaslarin cayini sekerini eskisi bile kalmayan minderlerde zehir etmis
    Insana yamali bir kiyametin önünden ardindan
    Kaynayip kuduran depremlerden daha siddetli, daha cok
    Kölen olayim dercesine kizlar kadinlara, kadinlar kül benizli yara bere icindeki cocuklara
    Insanligi hic kimseye hatirlatan
    Bütün tabelalar sökük
    Koridorlar hortlak
    Bahceler viran, pencereler dilsiz, duvarlar delik desik
    Her dam havaya ucurulmus yirmili yasin gencecigi
    Uzun kuyruklara durmus ölm gibi cöken bir kabusun yersiz yurtsuz cölüne
    Gökten yagmur degil
    Kar degil
    Kirci degil
    Tipi degil
    Huzur degil güven degil mutluluk degil
    Sadece ölüm kusan cinnetin bir dahaki sabahina vedalasan sonsuz siyahlik
    Kahretsin….
    Lanet olsun…
    Tövbe yeminler olsun ki cehennem zebanileridir köpeklesip kuduran
    Azgin kuduzdur insan degil..

    Seyfi Karaca……..Agustos / 24

  • tımarhane duvarı

    23.08.2024 - 15:47

    ….
    DELON DELLETİNE 3

    Hız zaman mekan mevki nüfus güç gösteriş otorite servet saltanat makam ünvan her konuda ve her alanda acımasızca yarışarak rakipsizliği elde etmek için duyarsızlığı ve markalaşmayı getiren ve bu uğurda tüm insanlığını yitiren makinalaşmış sanayileşmiş her şeyi sinemanın parlak yüzlü kadınımdı erkeği ve her tarafından şehvet fışkıran kadın tiplemesini sermayesi olarak kapatan sinema her şeyi giderek menfaati ekseninde eşyalaşan bozulmaların Emmenuella- Isabella pornoğrafik serisinden önce Birjit Bardot” u ve Alain Delon’ u hayal perdesine mimleyerek görsel pavyon sermayesi olarak kapattı.
    Hiç kuşkusuz ki zifirkatranı uçsuz ücralar sonsuzunda geceyi sarıp kuşatan yıldızların kamaştırdığı tarifsiz tanımsız duygusal çalkantılı etkileşimler gibisi, karanlığın içinde oturan salonların hayal perdesiydi aynı büyüleyici ve etkileyici doğurganlığı ve doyurganlığıı hayat gerçeğinden öykünerek beslenen sinema.
    Bu yüzden tüm diğer sanat dal kol icraat ve kaynakları gibi toplumun bireyin ve insanlığın bütün sosyal içerikli ( çünkü çoğul katılımcılığı kapsayıp hitap eden hassasiyetiyle) müjde sezgi duyum bilinç tavır duygu düşünce itiraz gözlem fikir bildirimleriyle sorun ve çelişkilerine her türlü ilgi ve yakınlıkta aklı fikri ruhu gözü kulağıydı sinema.
    Oysa Alen Delon ve Birjit Bardot gibileri aynı kulvarın eşzamanlısı deyim yerindeyse adeta süslü salonların kiralık garsoniyesi veya oyna deyince het çalkalamaya oynayanlığın kenar köleleri saplam gutmuş kadın kostağı erkek fahişesi lisansına, tüm bunların aksine ve hiç birine şöhretlikleri süresince varlık duyarlılık göstermediler ve hayatlarını her zaman tanrılar gibi tapılacak ilgiyle el üstünde tutulmaya odaklı ünlüler çöplüğünde yarım bırakarak hayatlarının görünmeyen kısmındaki acımasız yalnızlığın bütün azap verici öldürücü ve kahredici şizofrenleriyle murdar olup gittiler.
    Bu sebeple ömrü hayatınca Cezayir Vietnam da de Ruanda’ da diğer Afrika kıyı köşelerinde Orta ve Uzakdoğu ‘ nun her yerinde akka hayale gelmedik vahşet düzeyli katlamlar ve soy kırımları yapan Fransa” yı görmez duymaz bilmezden gelen bayat numaralara yatarak, yeryüzünde olup biten hiç bir haksız hukuksuz insanlık dışılığa ilişkin onurlu duruş ve tepki sergilemeyip her Fransız şöhretlisinde olduğu gibi Türkleri önyargılı Avrupa tipi fetişist dolgulamaların ırkçılığıyla söz verdiği İstanbul randevusuna gelmeyerek Erşvan’ a gidip orda bunlar soykırımcıdır diye üçüncü sınıf sahne sergilemesi, çaptan gözden düştüğü şizofrenik alçaklığa depreşmiş travmalarını susturup sakinleştirmeye çalışan Alain Delon” un piyasa ünlüleri vitrinindeki görünen kıza benzer cilalı yüzünün arka çöplük gerçeğinde tüm hayatını hortlak etmiş zavallılığın inancı yitik hayatı kayıp kişiliği ve kimliği intihar arızası ve tezgah laçkası kokuşmuş çürümüşlüğüyle en son kertede bütün insanlığa ve dünya değerlerine kin besleyip lanet okuyarak şöhret soytarısı olmalar uğruna kendini öldürünceye kadar sallanıp sarkan rol kesme repliklerden hayvan mezarlığına sığınıp tutunmaya çırpınarak hayattayken ölmüş .moruklaşmış vasiyet ve veraset sahipliliğinde kendine son verdi.
    İnsanların kıyaslayarak aynı seviyede yorduğu rahmetli Cüneyt Arkın’ sa tam tersi ait olduğu toplumunun ve insanlığın inandığı bildiği doğru ve yanlışlarına zıtlıkların çelişenlerenden temize çıkması uğruna hep insan tarafında kalarak hak hukuk güven özgürlük iyilik sevinç kaygı adalet vicdan hoşgörü paylaşım saygı sevgi dil kültür cesaret yiğitlik doğruluk dürüstlük mertlik kanun ilim bilim değerlerinde hiç ödün vermeyen açık yüreklilik ve kararlı duruşuyla daima çoğulcu hayatın tüm ortak dengeleyenlerine toplumsal saygıyı kültürü bağı son nefesine kadar yitirmeyip kavgasını verdiği azmiyle ve inancıyla; çocuklarının babası Türk toplumununsa zerre kadar Delon benzeşmesi olmayan ve nasıl inandıysa öyle yaşayarak tamamladığı kendisiyle ahirete göçen insan güzelliğindeki ölmez eskimez örnek rol modelidir. Hatırasına sonsuz saygıyla rahmetlinin.

    Aşagıdaki şiir ordandır …:

    DÜNÜGÜNÜ

    Zaman kavramını silip süpüren
    Gökyüzüne saçın sergen olmuş yıldızlardan biri de benim ladesim olsun diyenlerindir
    Ağır ağır
    Dizim dizim
    Sıralanmış gökyüzü kolyelerine gerdan kırarak döner insicam , kainat büyür, güneşten kamaşarak
    Gece Şuh fenerinden med cezir olur, sular köpürür kabarır taaa ki gğnaydın olacak serğvenlere
    Yoklaması geleninse eninde sonunda künyesi çağrılır okunur
    Olmadıysa
    Bugündü
    Yarındı derken rahmetli olmadıysa, herkes bir gün ölüceği kesin kaidelere
    Farkındalığına varıp
    İnsan Farkıyla yaşadıysa vasiyeti aştır
    Geride kalanlarına cümleten sabır selamet

    Seyfi Karaca. Ağustos/24

  • tımarhane duvarı

    17.08.2024 - 14:44

    ….
    CAYIR CAYIR INTIHAR TUTUSURKEN IZMiR
    …….
    Meclis…
    Milleti toplumu hice iplemeyen kiyak kaymakliliga meclis
    Dört yil boyuunca hic bir yoklama gününde yerinde ve koltugunda bulunmayan
    Isini gücünü söhretini nufuzunu saglama almalarin ihalesini kovalamakla gününü dolduran
    Ve dört yil sonrasi okkalisindan emeklilige kendi kendini sevk ettirmenin derdiyle
    Bütün hisim akraba tanidik ve yakinlarina
    Tatilde sefada sayfiyede saglikta kaplicada döner kulade yüzer havuzda
    En ayricalikli toplum üstü imtiyazlarin vekilligini damgalanmis mühürlenmis vaziyete meclis
    Ve toplumu milleti haricten gazellerin sefalet kapisinda birakma istismar ve ihanetiyle
    Aldatip oyaladiginin muntazam zeminlerini dayanmis dösenmis
    Meclis…
    O partiden bu partiye oynak kaypak gezgin ve satiliklarin keyfiyetiyle odakli zimmetli
    Temsil ettikleri iradeyi sahtekarligin daniskasina cirolayip transfer ederken
    Trafik terörünü
    Cevre kirliligi canavarini
    Kayit disiligin haydut haramilerini
    Ve kanunsuz hukuksuzlugun yagma yikim cellatlari ve mafyalarini ihya eden kacaktan
    Alistirilarak herkesi kaniksatan ve kabullendiren kayitsizliktan evvelkiler
    Ve ormaniyla dagiyla kusuyla cekirhgesiyle ötekiler gibisinin tipkisi
    Cayir cayir intiharlardan kivilcimlanmis yanginlara yenisinin kundaklandigi
    Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
    Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
    Izmir,
    Yandi yandi tutusu küloldu izmir…!

    Seyfi Karaca………..Agustos / 24

  • tımarhane duvarı

    17.08.2024 - 14:44

    ….
    CAYIR CAYIR INTIHAR TUTUSURKEN IZMiR
    …….
    Meclis…
    Milleti toplumu hice iplemeyen kiyak kaymakliliga meclis
    Dört yil boyuunca hic bir yoklama gününde yerinde ve koltugunda bulunmayan
    Isini gücünü söhretini nufuzunu saglama almalarin ihalesini kovalamakla gününü dolduran
    Ve dört yil sonrasi okkalisindan emeklilige kendi kendini sevk ettirmenin derdiyle
    Bütün hisim akraba tanidik ve yakinlarina
    Tatilde sefada sayfiyede saglikta kaplicada döner kulade yüzer havuzda
    En ayricalikli toplum üstü imtiyazlarin vekilligini damgalanmis mühürlenmis vaziyete meclis
    Ve toplumu milleti haricten gazellerin sefalet kapisinda birakma istismar ve ihanetiyle
    Aldatip oyaladiginin muntazam zeminlerini dayanmis dösenmis
    Meclis…
    O partiden bu partiye oynak kaypak gezgin ve satiliklarin keyfiyetiyle odakli zimmetli
    Temsil ettikleri iradeyi sahtekarligin daniskasina cirolayip transfer ederken
    Trafik terörünü
    Cevre kirliligi canavarini
    Kayit disiligin haydut haramilerini
    Ve kanunsuz hukuksuzlugun yagma yikim cellatlari ve mafyalarini ihya eden kacaktan
    Alistirilarak herkesi kaniksatan ve kabullendiren kayitsizliktan evvelkiler
    Ve ormaniyla dagiyla kusuyla cekirhgesiyle ötekiler gibisinin tipkisi
    Cayir cayir intiharlardan kivilcimlanmis yanginlara yenisinin kundaklandigi
    Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
    Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
    Izmir,
    Yandi yandi tutusu küloldu izmir…!

    Seyfi Karaca………..Agustos / 24

  • tımarhane duvarı

    21.04.2024 - 19:03

    ….
    HUNAM KINAYE
    …..
    Zengini yoksulu
    Sohbet muhabbet
    Beşikten mezaraydı saygı sevgi
    Ve taa evvelisinden kalem yokken,
    Kağıt yokken
    Ve sadece söz
    Yalnızca söz
    Çakmağın ateşlediği tabakadan tütün sardırmaktan çok daha uzun ömürlü
    Ve üstünde kumaşı eskiyen bütün urbalardan daha çok kıymetliydi yalınçıplak insan
    Tek başına rağbet gören itibarda beyana dayalı söz iken saygı sevgi ve karşılıklı güven..
    Gel gör ki halde vakitte içler acısına azap kezap dünya hanemiz ve insanlık güncemiz
    Kime çektiyse artık lafını kifayetsiz masum kibar geçersiz ve hükümsüz bırakarak..
    Damardan yediği bozuk karışımlar sayesinde herkese benzeyen
    Fakat hiçkimse olamamaya bulaşık ve çamurlaşmış
    Ortalık bir anda çatırdayarak dehşet saçan husumetle yandım aman
    Bozulmuş dağılmış yoldan hizadan çıkan bozguna durmayın
    Durmayın devam edin anonsunun kanca taktığı
    Tekme yumruk kafa kol diz dirsek
    Tüm bunlarla da kalmayıp vucut takım ve organlarının yetmediği yerden
    Taş sopa demir çubuk zincir kazma balta halat çelik..
    Ellerine ne geçirdilerse birbirine geçirip girişerek
    Yaralı bereli ölü yahut daha beterine yere yıkılıp serilmelerin
    Başına gelmeyen kalmadığı pilakası ezik kalıbı yamuk boylu boyuncası hükmen hurda
    Gerek ruhen gerek bedenen mutlak surette arıza ve sakatlıklar çöplüğüdür
    Arkadan dolaşan ve asılsılsız fesat fitnedir
    Kundakçıdır
    Tetikçidir
    Arabozucudur
    Çaşıttır
    Sahtekardır
    Dolap dümen ne ararsan gani gani ganisiyle
    Kimlikleri belli
    Faili ve cürümü insanlık dışı kadar sabıkalısından suç..
    Eksiklik alçaklık eziklik ve yoksunluk duygusuyla bütünleşik
    Kör topaldır genelde
    Kendi benzeri olmayana kin güdüp karınsızlık eden bağnazlık küfünün
    Üstüne yakıştıramadığı
    İçine sindiremediği
    Her şeye kin güder bugs eder kıskançlık taslar çelme çalımların muhbirci ihbarcı pususunda yatar
    Ayakçıdır genelde
    Yalakadır genelde
    Yancıdır genelde
    Yalamadır yaltakçıdır yalcıdır
    Genelde yalpa yamuk yardakçıdır, hindir , sinsidir, çarkıttır, çürüktür, eziktir, çoraktır, çöpçatandır
    Yedektir hep..
    Ortak hayatımızın dibine temeline köpürüp püsküren azmış kudurmuş pisiko manyan mayın
    Yuvalanıp döşendiği tahrip ve tahrik kalıplarına akıl fikir fakiri
    Ud ihtiyat yoksunu
    Cinnet ve cinayet imalatçısı, kirişini kontrolünü kaybetmiş hortlak zıvana

    Seyfi Karaca…. Nisan/24

  • tımarhane duvarı

    13.04.2024 - 17:48

    ….
    HERDEM SEVGiLi
    ………
    Haritasi vardiysa
    Deli divaneydi sevgi sayginin adresi
    Cirpinan yürekte atesin sargin yanginlarina kor körük
    Cesareti vardiysa ancak kitabi kalemi vardi kanun nizamin
    Ve ancak kitabi kalemi vardi yazacak diyecek derdi davasi duygusu düsüncesi olanlara
    Derdi merami vardiysa ancak siir siirdi, degilse avanak aglatan sefil yoksul zikkimzemberek
    Kavradigi
    Sordugu
    Sorguladigindan kelli özgün kisiligi vardiysa, inanilir samimiyette karakter sahibiydi
    Sanat edebiyat ve dahi her kisi....
    Her kisi kendi degildiyse sözün sayginin onurun itibarin hic bir eder kiymeti yoktu
    Ibadet edip mülk mal hirsizlayanlar gibiydi soyut sahte maskeler altinda
    Piyasaya uygun ezber pozlardan caka satiyorduysa esir boncuklariyla süs kenarinin
    Konar göcer kelepiri ve yanar döner müsveddesiydi insan mekanizmasinin icindeki
    Ve disindaki furya magazincisi ariza..
    Oysaki,
    Akli vardiysa ruhu bedeni de vardi yerin gögün pusulanin ve saatin
    Insandiysa aklin fikrin ehil erbabiydi dün ve yarin,
    Öncesi bilinmeyen
    Sonrasi hic bilinmeyen kimin hangi satte hangi pusula devresinde
    Vicdani vardiysa nerde ne zaman ne olacagi belli özgürlüktendi
    Özgürlügü vardiysa insanin dogdugu ve öldügü yazili olan
    Mezar taslarinda degil aklindaki sevgili ve kalbindeki kütüktendi
    Akli kalbi vardiysa ancak
    Sanat insandi
    Insan söze yaziya siire edebiyata ve sanata meraki hic gitmeyen
    Tutkusu hic bitmeyen
    Dili hic susmayan
    Akli fikri vicdani hic sönmeyen ..
    Gözleri gören, sezgileri duyan, ilim irfani her derde derman
    Siirin sanatin kalbi vardiysa
    Sorumlulugundan kacmak sinmek kaytarmak ve saklanmak gibi matrak maskaralardan
    Piyasalar süsleyip donatan MANKURTLASMA enayiligi yoktu siirin
    Sözün
    Edebin
    Edebiyatin ve sanatin..
    Herdem ve herdaim,
    Ve böylece aklin vicdanin isaret ettigine kimsenin kulu köpegi olmamaya özgürce
    Aslimiz asaletimizde mülkü serveti olandi zaten ask ve insanlik
    Senden okuyup ögrendikce sonsuz ölümsüz oldu aska özdes hersey
    Ask güzelinin sila yurduysa
    Essiz emsalsiz
    Hem sevgilimiz hem de vazgecilmezimiz TÜRKiYE`dir

    Seyfi Karaca………..Nisan / 24

  • tımarhane duvarı

    13.04.2024 - 17:46

    …..
    MÜJDELERiN EN GÜZELINE ASK OLAN ÖMRÜMCE
    …….
    Dediler ki…ismi niteleyip tamamlayan SIFATTIR. Fiili eyleme geciren güclü kuvvetlilikse Zarfinan Zamir. Yoksa, dil bozulur laf bozulur söz bozulur ilim ikrar cer cöpe zarar ziyan olur , ki…insan kendi yerini terkettigi kör bulanik bozgun yerdeyse kaliplasmis kemkümlerle tekrar eder durur acisi kederi kahri derdi davasi sancisi ve eziyeti dünya vakti zamanin..
    Olduysa, bulduysa, ettiyse, kendisiyse zor güc belalarin üstesinden gelen zaman zuhur insan ve kainat, tam dengi dengine gelmistir seven ve sevgili olan sihirli gizem.
    Astir kökten sacaga sacaktan dala daldan göge gökten yere kaplayip kucaklayan sihirli büyülü devran..
    Ismin yerineyse zamir edat o veya bu su gibisinedir.. Fiilde derinlere sardirarak yük cereme dert kaygi kasabeet sorumluluk yükümlülük evet ve mutlaka ammmaaaaa..
    Ettik gittik olduk eyledik ve gördük madem..Simdi SEFASINI SÜRMELERiN TAM ZAMANI ve yeridir. Ey deli divanelere sevdali ve tutkulu gönlüm, ömrün bunda daim olsun ve zaten yerin yurdun olan nerde aksam orda sabahlarcasiyla askin HASBiHALLERiNE hos geldin.
    Seyfi.

  • tımarhane duvarı

    21.02.2024 - 16:54

    ..
    SEVKÜLLESiNCE HORTLAK SEKiLLi BOP KAYIT
    …….
    Süt…
    Süt ve su
    Süt ve su ve toprak
    Süt ve su ve toprak ve kök…
    Sicilini sacaklandigi ve filzlenerek boy verdigi hayatin görünmez derinliklerinden
    Görünür dallarina ve göklerine bezenip donanan alindan yesilinden
    Bütün sesleri renkleri ve canli cansiz bütün envai cesitlilikleri
    Insanligi olmayan tabiatsizliga bozar kirlenirse minel cinnetin
    Osmanliyi hacize koyan darbimeselden
    Ihanetin ve hainligin bini üc paraya,
    Duyunu umumiye canagindan cömcelenmis bitlenmis
    Yerli görünümlü yabanci usaklarinin eski küf hücrelerinden cillenerek
    Kusnugunda ve kursagindaki zehir zikkim yüklü her madde bozuklugunu
    Kullananlarin aferinine bop kontenjan aciklarindan puanlayan birinciliklere
    Büyük pay kapma derdiyle kücük finoluk yapmak icin her tezgahta dört dönen
    Sinirsiz isgallere
    Sinirsiz sorgusuz yagma vurgun soygun talan ve yikimlara
    Engel gördükleri cagdas ilerici saygin gelismis ilkeli kuralli Atatürk Türkiyesi`ni
    Ve bütün saglam dayanikliligin liyakatli güvenli üreten gelisen büyüyen
    Inanilir güvenilir hukukun üstünlügüyle esit yurttasligi önemseyip önceleyen
    Aydin yarinlarin Türkiye Cumhurriyetini bir türlü icsellestirip sindiremeyen
    Niyette
    Amacta
    Cikarda
    Ganimette
    Yikimda
    Ayni gayrete sirketlesmis haydutlugun
    Eski bogazici holding sosyeteleriyle, bugünün bop türevleri ayni hücrede sarmas dolas
    Gericiligin uluslararasi militanist yobazligina bütün piyasa yazilimlari
    Bop merkezli patron tanrilarca tek elden
    Catisma kültürü ve toplum avanaklama üzerine kurulu sürekli siparislerin
    Isbirlikciliginde ahlak inanc din kültür had hudut kimlik ülke ve toplum tanimayan
    Siyasi manevrali menfaat odakli öncelige hergün bir yenisiyle
    Bazan da eskilerini kendi kendine karistirip bozan sinek vale papaz..
    Istismar markali hortlak iskambilin
    Kefereligine diri diri kurtcuklasir, egrilesir pustlasir, hic sasirtmayarak
    Sevküllesir hersey..
    Ki…
    Türkiye kadar güzelsin sevgili Atatürk
    Ölümsüz sevgiyle
    Türklügün ve yigitligin sen kadar , bizimlesin

    Seyfi Karaca……..Subat/ 24

  • tımarhane duvarı

    28.01.2024 - 18:06

    ……..
    TERCiH MESELESIYLE HAYAT SANAT
    …….
    Kime inanacagim neye güvenecegim temel sorunu ve sorusunun karsiligina, bir arti birle baslayan evli barkliligin bütün baslarkenki ortak yasam deger ve sevincleriyle kurulmus olan istek arzu karar haz heves düs rüya hayal arzu umut dilek ve beklentiler toplamini badanasi boyasi zevke göre ve altindan kalkilamayacak zorluklarla kurularak kefalet bedeline mutsuzluk ölcegini koyan pahadaki her baslamadan biten iliskisizligi hemencecik bozgun külliyatli bosanmalara sürükleyecegi hacizlik töhmetiyle, yüzüktür ceyizdir dekordur kostümdür kurdeledr tantanadir gösteristir müziktir danstir garnütürdür locadir gisedir…giris cikisi ayni kavsakta kesisen süslü salonlarin daha esigine atilan ilk adimla beraber birlesmeyen ayrisanlari oraya kulplanmis kaynaklanmis mevcutlu duruma dahil bütün figüranarin sahitlik tanikligiinda ve ilk cikan hir gürde bosanmaya götürüp sepetleyeceginin garanti belgesidir.

    Soru, özgürce arastirip irdelemesini bilenler icin hayati hale yola koymalara iliskinligi acisindan her durumda nedenselligi doguran cevaplar bütünüdür cünkü.

    `Adam veya kadin, kirsaldan bütün birikmis tikanmis ekonomik sosyal siyasal kültürel siyasi her bakimdan cöküsleri beraberinde getiren ve gelecegi görünmeyen acizligi oldugu gibi yüküne sarip sirtlayarak; söküp sürükleyen ve sürgünü mutlak eslimiyetlere mecbur birakan kokusmus cürümüs yiginlasmadaki sorunlar zenginligine hic bulasip dokunmadan kopup geliyor; ve sehir denen dev masalinin her bakimdan insan boy ve bedenini diri diri yutarak gömmeye canavarlastgi büyüklük ölcegine hantal lümpen basibos yalpalayan savrulmalarla hem sehrin zamanin hemmekanin hem de kendi geleceginin bütün arzu niyet dilek istek hayal ve beklentilerini harfiyyen ve hatta kendi rekorunu kendine kirdiran erisilmez emsalsizlikler ziyadesiyle kotarir kurtarir,kahramanlasir, devasa masalin herkesi kendine hayran biraktiran fenomenlesme yerine koyar getirir..`..

    Yok böyle birsey tabi. Insanlik tarihi boyunca da fizigin matematigin felsefenin biyolojinin kimyanin sosyo ekonpminin hic bir zaman böyle bir tanimi veya kaydi olmadi, görülmedi.
    Cünkü kütleler ve küümeler birbirine ayrismaz iletisim cekim itim cözünüm kuvvetiyle ayrisir veya bütünesirken, hep hafif kücük azinlik olan,gerek eksende gerekse düzende agir büyük ve cogunluk olana aitlilik ve baglik mecburiyeti vardir. Bu yüzden bütün yarim eksik bitmis kokusmus cürümüs tikanmis eksik aciz yetersizligiyle KIRSALDAN KENTE sürüklenen kontrolsüz göcler, sehrin etrafinda dibinde tavaninda ve icinde zaten kendine has biriken cözümsüz tikanikliklarla beraber, hastalikli sorunlu kirsaldan getirdigini de döküp bosaltarak iyiden iyiye cökmüs cöreklenmis intiharlasmaya kamburlasan; ve hep ÜST ZÜMRENiN oldugu yeri gösteren imrentilerde ayni SOSYETE gösterisine seckin sinifliligin ayricalikli üstün imtiyazli yerli ve yerlesikligini buldugu her firsatta uyusur, degisir, baskalasir ve bütün heba edilmis insanlik degerleri pahasindan yabancisi oldugu sanal yazilimli masalin SEHIR EFSANECiLIGiNE sürüklenisini durduramayan kirsalin kücük kütlesi, sehirde zaten var olanlarla bütünleserek kokusms cürümüslügün görgüsüz ve gösterisli makinasina bütünlesir ve dönüsür.

    Bu yüzden bu noktadan sonra ORTAK YASAMANIN ONURU SEVINCi KAZANCI ve HUKUKU adina hic bir kanun kural kaide inanc itibar vicdan özgürlük sanat ilim bilim ahlak düzen dinamik deger taniyip bilmemeye kendi kaderine terk edilen hayat; sürükleyenlerin haydut haramiligine dönük maddi manevi menfaat cikarciligindan baska önceleyip önemsedikleri inanip güvenilebilinecek ne bir din vardir ne cark ne isleyis ne denetim ne devlet ne irade ne kimlik ne karakter ne de kisilik.

    Hersey herkesi sasirtacak derecede türlü hile dümen boya dekor süs rüsvet avans avanta maske operasyon organizasyon azarlamatürübün tezgah siddet zorbalik dayatma baskilama tezahürat saldiri cöküs cullanis abluka kusatma korku tehdit istismar vesairelerle birebir GERCEGINE YAKIN aldatmaca ve kandirmacalarin kendi basina herseye hükmeden; hickimseye hesap verme gibilere sorumlu ve yükümlülügü olmadigina inanan; diledigi keyfiyeti din iman kimlik ilim sanat edebiyat diye inandirip tapindiran; herkesi mecbur ve mutlak uyumlu esarete kendi kendini tanrilastirmanin her deger yitimiyle kazanilmisligin bogustugu sorunlar market ve markasinda sürü bagisikligini servet sermayeden bilerek sorgusuz denetimsiz soygun sömürü carkini isletip dönderme derdini davasini yidip gütmeye baslar.

    Bu bakimdan daha gösteris pariltisi ve tantana gürültüsü sogumadan, kimsenin yüzü karakteri kisiligi kendine ait olmadigi kirli kahirli birbirinden bulasan hastaliklara dekor pazarlama eglence moda market ve esaret cürümüslügü endüstrisinde herkesin hic kimselestigi dekor kostüm boya maske damga cehre baldir bcak boy gövde gösterimleriyle dogudan dogruya BOSANMAYA giden yüzzük ttakma cikartma sanal ve soytari törenselligi, yeni KIRSAL`la evvelki SEHiR haydut harami sosyetesini birbirinden nispetlesen hirs ihtiras ahkam kibir lanet doyumsuzluk ac gözlülük küfür kahir asagilasma böbürlenme ve yaratiklasma ve alcaldikca adilik sifattan özneden ve yüklemden düsüklük gösteren yarislarla herkes herkese ALABiLDiGiNE GERCEGiNi veya GERCEGE YAKININI göstererek ORTAK ORTAGA hemfikirlilikte alisilmis yagma yikimlarin sürekliligini saglarlar.

    Cünkü sadece gercegi veya gercege yakini göstererek hayatin bütün onur haysiyet adalet akil fikir emek hukuk vicdan ilim bilim yol itiraz tepki tavir durus yönüne - kayitsizligi herseyin kilidini cözen cilingir prensibi edinerek – iyiyi dogruyu degerliyi güzeli temizi güvenirliligi huzurluyu bildiren ve isteyen israrli inancli etkin ve kararli iradeye TARAF olunmayan; ve kenardan kivirttigi maskelenmis istismarciligini örtüp kaplayan soyut silik edilgen kaypak cikarci menfaatci NIHILIST vurgunlarin avcisi sanat siyaset ilim bilim edebiyata dair ne varsa kurdugu sahtekarlik sanayisi sayesinde bütün sayginligini islevini itibarini ve icerigini yitirip kaybederek YENi DÜNYA DÜZENi ölcekli BOP tasarim ve teskilartina yedekten eklenen kayirmaci destekci külüstürü sürsaltanat soytariciligindan baskasi degildir.

    Ve buranin; yani KIRSAL`dan gelenlerle EVVELKI SEHiR sosyetesi, ortakca rahimleesip dogrdugu yeni ve cözümsüz sorunlar serveti üzerinden yigdigi sürükledigi depoladigi esaret kalabaliklarrina süpermarketler tapinaginin tanrisi kesilerek, sinema repliklerinin sürekli eski artiklardak kesitler kirparak güncellestirdigi gibi YANLISA DOGRUYU ÖGRETEN onurlu ve saygin ögretmenlermis gibi hic de öyle bunalimli sorunlu ÜST TABAKA ( zengin kiz fakir oglan diyalogundan ) kilasik ve bildik ayak oyunlari gezip tozmazlar.

    Onlarin dünyasinda bambaska eksende hususi denetimli gözetimli ve donanimli dokunulmazligi garanti; ve bütün soygun sömürülerin en seckin her bir ihtiyacinin en lüksünde engelsiz sorunsuz temin edilip özenle karsilandigi kendi evrenlerinde dönüp dolastiklari; disardaki kakabalik yiginlar dünyasindan bi haber bütün kaynaklarin bir avuc azinlik olduklari tanrilasma kutsalligina kendi kendileri cöküp cullandigi dertsiz kaygisiz ve bulundugu ülke toplum cevre mahle civar dertlenme ortaklasma paylasma ve degerleriyle hem hal olma gibi ne bir kontaklari vardir ne ugrak dolasim birlikteligi ne de caresini cözümünü bulamadiklari agir depresyonlu bunalim yahut krizleri.

    Cünkü sadece gercegi veya gercege yakin olani göstererek hayatin tüm celiskiler yumagini icinde yozlasarak kokusan yikima ve cürümeye terkedilen haydut haramiliklere kayitsiz ilgisiz cekingen bunak soyut istismara maskelenmis SANALDAN yapilip islenelen sanat edebiyat sinema siyaset yol ilim irfan icraat egitim ulasim veya tüm diger sosyal dokuyu kuran ve isleten degerlilikler, satildigi tezgahin pahasina göre kimliksiz ve kisiliksizlikter rakip tanimayan ganimete düskün sülüklügün ve sinekligin imar barinma arsa arazi yagmasindan baska ekokültürü olmayan BOP iskan ve iskambil kozlari gibidirler.

    Oysa sanat insan olmadan evvel, yani sanat insanlasmadan evvel, yani sanat insana ilisip bulasip dokunu insani isletip dokumadan evvel, DÜNYASINA hic bir satilik etiketin maskara manyagi ve kullanisli BOP soytarisi olmadan duyarli ilgili bilgili deneyimli egitimli öggür GÜVENLI INANILIR saygin adil dengeli bilincli cesaretin; biriken veya var olan sosyal siyasal kültürel ekonomik dert ve sorunlara Iyiyi dogruyu güzeli mutlulugu huzuru ve tüm diger ezbersiz heves ve hayalleri etkin katilimciligiyla isteyen israrda tepkide durusta ve tarafta olmasi gerektigi gibi, tüm bu tikanikliklari yönlendirip yönetebilen cogunluga aklin fikrin vicdanin onurun ahlakin kisiligin ve karakterin neresi oldugunu gösteren BILGELIGI olmasi gerekir ki…sanat edebiyat sinemagilerin adina yakisir sayginligi inanirligi ve güvenirligi olaydi…
    Ilkelligin ilkesiz kuralsizligina kapilmis ve sürüklenip götürülen derin yaralanmisliklarin devamli birbirini kollayan denetleyen izleyen gözetleyen korunan kolacan eden kusku süphe karamsarlik endise kaygi ihtiyat cekinge mesafe iliskisizlik iltihap uclarini garantili güvenliligin sigortasi bilerek, zor kosullu yalan talan vurgun soygun sömürü carkiyla tüketim piyasasina bagli ve bagimli bütün acizligini rencide olusunu tükenmis sabrini iclerinde biriken siddetli bozulmalarin sindirren öfkesini kinini suskunlugunu degersizligini dislanmisligini ifadesizligini anlamsizligini acizligini ezilmisligini ve tükenmisligini iyiyi güzeli degerliyi farkedip isteyemeyecek kadar kendine yabancilasmisligin soyut uzak öl ve corak duyarsizliginda akildan iradeden dilden kültürden sanattan cesaretten bilgiden egitimden özgürlükten yasama becerisinden ve cagdaslik hünerinden bir bir mayinlanmis hayattan kopuklugun iletisimsizligi ve bagantisizliginda, hangi sebeple olursa olsun ( trafik Pazar panayir festival daire park salon galeri cadde carsi hastahane postahane sokak konu komsuluk vs vs. ) her yerde her firsatla birbirine dokundugu an, negatif yüklü ve pasif tahamüllü biriktirdikleri topyekün cinneti, karsilikli ölüsmenin cinayetine döküp bosaltiyorlar.
    Madem ki orda yoktur iyiyi isteyip secen saygin ve degerli tercih yoktur..
    Madem ki yoksunuz, öteyi gayriyi artik sizi sizden arayip soran ve etiketi hergün hersaat her saniye suskunlugunuzun KÖTÜNÜN ENDÜSTRIEL ÖLÜ DOLASIM sinmisligine bagira cagira yazip bozarak mayalanmis ve markalasmis, saglam sabitlikte degiskenlik gösteren simsiyah vitrinlerin boyali badanali insan korkuluklari güncesindesiniz desenize siz sunun Bop ora burasina.

    Seyfi Karaca……….Ocak / 24

  • tımarhane duvarı

    28.01.2024 - 18:05

    ….
    YAŞARKENE DÜNYAYI
    ….
    Üzülüp koparak
    Yanaktan yüze sökülüp dökülürken
    Divanda dizde avuçlar dolusu ağıtlar çalıp yakmanın ne zamanı ne devresi ne de sırasıdır
    Koyulaşan rengini boyundan küçük işlere bezendikçe karma karışık siyah beyaz
    İllaki derde derman olacaksa moral mut umut baris saygi sevgi için
    Ne en iyiye
    Ne herşeyin en kötüsüne
    Korkular endişeler kaygılar kuşkular kayıtsızlığında dolup boşalanlardan kol kürek
    Aktarıp döndermelerin körükleyici kundakçıları dışında kime ne faydası olsun ki..
    Hele de yeryüzü atıkları ve çöpleri kadar haksız hukuksuzluğa tav talip ve ittifakçıyken insanlık
    Sebep verdiği sonuçlara üstün ve baskın çıkanlarına ne kadar ağzı yüzü bozuk laf etsen
    Torbadaki bütün kelimeler ilk sinir boşalmasında daha üçünü beşini bulmadan bitip tükenecektir
    Defol
    Kaybol
    Bas git
    Yıkıl karşımdan gözüme gözükme gibilerin en nezaketli kibarlarda kaldığı
    Kontrolden çıkmışsa aklın fikrin rot ayarı balansı fireni farları depreji ve dingili
    Kontrolünü kaybetmiş savrulmaların kuyusuna düşer, kendi kendini yiyip bitirmeye şarampolleşir insan
    Bir uçurum enkazının hiç bitmeyen molozunu ve tonozunu
    Silkelendikçe zibilleşir çepe çevre hat ve güzergah
    Oysa çocukluğun gözü gönlü oldum olası ana babalığın insanlığı kökten büyüten pusula seyrindedir
    Sakin nerdeyse sukunetin oralarda bir yerde olduğuna hissedip duyan kanaatle
    Kabaran öfke böylece sahibini kamalayan hançere dönüşecektir besbelli ya…
    Sayıp sövmekle insanın daha çok kendine ağırlık verenlerin luzumsuz yük taşıyıcı hamalı olacağı
    Besbelli ya…
    Gizli fısıltısını saklı niyazını o sebeple, bu yüzden..
    Dizginlerinden tutarak götürecek olan rüzgara dala budağa bir damla sevgiden
    Güzel konuşmalı güzele sevgilim diyor ve inanıyorsa insan , güzel danışmalı
    Güzel ile görüşmeli tanışmalı bazan çamur kar toz buz olsa bille gocuk çorap don gömlek
    Yunsun yukansın
    Hamdolsun ki aşkın dilini konuştuk duyduk iştttik
    Gerçi yanıldık
    Gerçi yandık buyduk üşüdük gerçi yıprandık yorulduysak da
    Uğrumuza kendimizi
    Öğünümüze aşkı kattık,
    Katık ettik huzurun kutlu sevincini mutluluğun payına diyebilmelerin hakkı ve harcıyla
    Ömrünce yaşadığına değer doğum günlerinin

    Seyfi Karaca…… Ekim/23

  • tımarhane duvarı

    27.01.2024 - 17:21

    HÜZÜN HÜSRANDA HASRETİN GÖRÜŞME VAKTİ SAATiYLE

    Ziyaret yeri günü ve saatiyle
    İnsana
    Dünyaya
    Ve hayata görüşmek dileğiyle
    Yaşını aşka büyütüp de gelmiş çalan kapılarında sevmelere talip dolu deli yüreğin
    Bohçalanmış süslenmiş,
    Bahçe duvarlarından sokaklara inip sarkan çağla çiçekler gibi yemişler ve asmalar hevengiyle
    Sonsuzluğun dört diyarından çağırıp seslenerek
    Aşkın polenleştiği zamanı taşıyan kanatlarıyla zembereğin içinde ve dışında çınlayan
    Bir uçarı gönül sevdasıdır zarifliğin hayata uzanan nazlı salınımları
    Derin
    Uzak
    Ve zifir zindan göklerden
    Kıvılcımlar sökünü derin ve son yolculuklara kayıp giden yıldızlar yazgısıyla
    Dünya bahçesinde bazan gül bazan diken, sicilde serüvende ne yeminli kayıtlıysa olsun varsın demiş
    Etrafı kızgın körüklerle dağlanmış deşilmiş öykülerden temsil
    Ve soğuk demirlerle sıvanıp örülmüş müebbetliğin yılları uslandıran fosil duvarları arasında
    Kolonya şişesine kalan zaman zuhur avlu sokak çarşı ve künyelerin
    Perde perde ışıklar oyunuyla kederli sakin kavruk ve yanık bir yağmurlu şehir kalabalığı
    Ve herkesin avunarak kavşağından uğrayıp geçtiği hederden hebadan yılbaşı çekişen
    Sefil sahralar ikramında helak olma çarkının
    Ay gezer, sessizlik yürür, kilit döner duvar kalınlaşır, vade uzar, ip incelir, iz ve yol sürer iklim
    Suskunluğun sinip yuvalandığı derin diplerden , ayyuka çıkarak yalnızlığa diyar olmuş
    Çalı dağındaki renkler sonbahara, dünya kuytulara, gemiler limanlara çekilir poyraz karayel..
    Poyrazın boşalan koynunda soğuk düşlerle köşe bucak bir dolu yaprak ve hüzün sayfası
    Demek ki sen de dikenler ömrünün gül tomurcuğu misafiriydin, doğdun, belki sevindin güldün
    Belki ağladın üzüldün
    Her ne vakit her çiçekte kanaviçesi allı morlu kendini toplayıp getiren baharlardan
    Hayatın yüklediği bütün topraklara defne mektupları götüren güvercin sevincinin
    Ve bütün fırtına kıyılarını gören çepe çevre kasırga fenerlerinin korsan gözetiminde
    Aşkın sesi soluğu nabzı hasreti hüznü maksadı meramı mevzusu müjdesiyle
    Misafirlik boyuncası kutlu ziyarete mahsus öksüz yetim belki sürgün..
    Allanır
    Dillenir
    Süslenirsin
    Avunur sevinirsin can kafesinde ve gönül burcunda sevda kuşu çırpınan
    Suyun toprağın hürmetine
    Urgansız
    İpliksiz
    Çakıl taşlarıyla kendine kolyeler dizerken nehir nehir akıp giden hayat
    Solunum yetmezliği
    Gıda yetmezliği
    Konfor yetmezliği
    Böbrek yetmezliği
    Derman yermezliği
    Dalak yetmezliği
    İşitme yetmezliği
    Görme yetmezliği
    Sinir yetmezliği
    İşitme bozukluğu
    Damar tıkanıklığı
    ….sıralayıp saymakla insanı kendine ve herkese özürlü muhtaç noksan eksik ziyan bırakan
    Vakti zamanı ihtiyar düşkün halsiz mecalsiz koyarak
    Vakti sırası gelen herkesi tabiatıyla yoklaya düzelte çıkıp gelenleriyle
    Anlaşılabilir
    Mantıklı
    Saygın, düzeyli, makul, münasip ve makbul görülebilir haller durumlar silsilesidir , fakaaat..
    Fakat sabahtan akşama insanı aval salak yurduna yerleşik toplu intihar süsü verilerek..
    Ortak çıkar kulu kölesi rafına özenle işleyerek delik deşik mihraklaşmayı mezarlaştıran
    Soygun sömürü beslemesi magazin ve popüler kültür seçkin denekleriyle aşılanıp afyonlanmaya
    Ev bark öte beri üst baş ve cüzdan fukaralığının ebediyyen fakirfakirliği bataklık çukurundaki
    Alçısı sıvası düşmüş dökülmüş
    Kalıbı bünyesi kaportası yahut kalıbı kirişi çatlamış çürümüş
    Karanlığı donatan odalara sadece ay ışığından sızıp sinen dönük kibrit ve mum eskisine benzer
    Bulanık loşlukların ve boşlukların insana hükmettiği evrede
    Akıl yetmezliği
    Fikir yetmezliği
    Vicdan yetmezliği
    Kalp yetmezliği
    Hukuk yetmezliği
    İdrak yetmezliği
    Huzur yetmezliği
    Hoşgörü yetmezliği
    İrade yetmezliği
    İnanç yetmezliği
    Düşünce yetmezliği
    Duyum yetmezliği
    His yetmezliği
    Sorumluluk yetmezliği
    Özgürlük yetmexliği
    Dil yetmezliği
    İtibar yetmezliği
    Güven yetmezliği
    Alfabe hesap kitap yazı söz saygı sevgi ve rakkam yetmezliği halinde kapış kapış
    Serbest borsa marka pazar tezgah ve Piyasa götürüsüyle
    …Besleyenlerin fukara fakiri olarak alışmış kanıksanmış bağımlılıklarla tüketilip
    Yaşanıyorsa, fenanın fenasındadır kör sağır dilsiz soğuk silik işlevsiz içeriksizliğin
    Yağma yıkımına kendini ve künyesini kişiliksiz kayıtsızlığın çöplük çeşidine çıkaran haram hurda mefta
    Bahis konusu bile değildir artık ne huzur ne onur ne denge ne düzen ne de insan denen
    …Yaşama sanatını ve Dünya yükünü,
    Sürdürülebilir hayatın kendine özgün öyküsüyle mutluluğa taşımaya layık
    Ne sicil, ne karakter, ne de istikrar

    Seyfi Karaca…. Ocak/24

  • tımarhane duvarı

    25.01.2024 - 17:26


    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 1
    ….
    İçinde doğduğu yaşam döngüsünde beslendiği büyüdüğü ve büyüttüğü hayati gerçekliğin ayrılmaz kopmaz aidiyetine özgün özgür ve özdeştir insan.

    Kimlik kodlamalarını içinde doğduğu dünya insanlık toplum kültür birikim ve hayat gerçekliğiyle yaşayarak deneyimleyip biriktiren; irdeleyici ve sorgulayıcı gözlemelerden akıl fikir eleyen süzen yoran ve yorumlayan çıkarımların sağlıkta beslenmede barınmada eğitimde siporda dilde ulaşımda sanatta iletişimde hakça üreten ve adil paylaştıran; tarafsızlık - eşitlik ilkesiyle donanmış hukukun üstünlüğü makamına danışarak huzur verici, mutluluk üretici, ihtiyaç giderici, istikrar saygınlık ve güvenlik sağlayıcı, hayatın yükleyip getirdiği bütün çelişkileri liyakatlilik esasıyla üstesinden gelip çözümleyebilmenin karşılıklı değerliliğine tanıklık ederek, farkında olarak ve araştırıp BİLEREK sosyal siyasal ekonomik ve kültürel insan kimliğine özdeş yapıyı örer dokur insan.

    Sorumlu üretken adil onurlu güvenli hiç bir değerden, ilişkiden, bilgiden, deneyimden, iletişimden ve sosyal bağlardan bozulup koparmaksızın Emeği esirgenmemiş tecrübelerle edinilen BİLGİ kodlarıdır saygın ve sağlıklı ilişkilerle donatılmış hayatta kalmanın yaşam kavgasını onurlu itibarlı ve sürdürülebilir kalıcılığa devamlı daim kılmak.

    Herkesin kişilik ve kimliğinde özdeş duyarlı bilinçli nazik alıngan hassas üzülüp incineceği bir özdeşliği vardır çünkü ve bu yüzden kinayen takdir
    övgü yahut yüceltmeler dahi kendi sorumluluk hak ve yükümlülüklerini harama vererek gerçekliği olmayan hurafelere kahramanlara idollere tapınacak derecede sevk ve havale eden ihanet ve istismar ihaleciliğinin sayısız sınırsız türev çeşitlerini üretip çoğaltarak, toplumsal hayatı kökten sarsar topyekün yıkıma uğratır.
    ..
    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 2
    ..
    Sosyal kimlik kültürel değer, onursal saygınlık, sosyo ekonomik zenginlik veya bireysel kişilik, ancak doğduğu toplumsal gerçekliği bizzat kendi katılımcılığıyla anlayan gören duyan tanıyan farkına ve ayırdımına varan tecrübe katkı ve tanıklığın büyütüp olgunlaştırdığı BİLGİ birikimleriyle insanı kendisine özgün ve özdeş dirençli dayanıklı dinamik karakter ve özgürlüğü kazandırır.

    Yani kullandığı Hayat Bilgi’ sine ne kadar kendi emek ve kaynaklarıyla ulaşıp eriştiği gerçekliğinde özgür ve özdeşliği kadardır, insanın değeri, anlamı, sosyal varlığı, ekonomik zenginliği veya siyasal yaşamı. Aksi takdirde sağ ve sağlam çıkamaz ne kendine ne de sosyal siyasal hayata insan.
    Orada, soygun vurgun talan haram ve sömürüden beslenen; acizliği karanlığı korkuyu gerilimi sefaleti gericiliği her türlü soyut ve yüzeysel kısır döngü hurafeleriyle kamçılayıp kışkırtarak çatışma kültürüyle salgın ve yaygın hale getirilip sürekli kılınan piyasa pazarcılığı tanrılarının emşr kipinde bütün çarpanlarıyla her bir şeyin paraya tahvil edildiği kullanışlı BİLGİSİZLİK ( kara cehalet ) veya BİLGİ KİRLİLİĞİ ; zorunlu tüketime sunulur yaşanır.

    inancı itimatı güveni sözü sadakati ve sabırı, dilediği keyfiyetin kullanışlı istismar ve ihanet araç gereci haline getirerek, ayrışarak hiç bir konuda anlaşamayan soyut hurafelerin kulu köleliğine saplanıp kutuplaşmış sürü bağışıklığı güdümlüsü çatışma kültürünü istismar ve bilgi kirliliğiyle baskılayıp yönlendiren dolaşımın her türlü toplumsal bozulmalarına yıkıcı yağmacı soygun sömürü sülükleri yapılanıp yerleşir.
    .
    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 3
    ….
    Yarattığı yağma yıkımlardan doğma somut sorunların hem esaslı mimarı hem de - her şekil haram gösteriş görgüsüzlük acımasızlık bencillik hırsızlık gasp talan haydut harami kibir kahır zorba kişiliksizliğinin önde gideni oldukları halde - yapay sahte soyut asılsız sorunsal kurtarıcılığına kendilerini dayatıp sosyo kültürel hayatın başına çöküp çullanmanın belası kesilerek, koskolayca sınırsız sorgusuz hak hukuk ve yetki sahibi olmaya dair uyuşturup afyonlayıcı alışkanlık ve afyon külliyatıdır çünkü kişisine özdeş olmayan; ve hayatına kayıtsız ilgisiz alım satım etiketinden her buyrulana eksiksiz hatasız peşin harcayıp tüketmeler bağımlısı insan morgu sanallaştıran BİLGİ Kirliliği.

    Bu saygınlığı ve inanırlığı değerinden dökülüp düşürülerek her şekil adiliği bayağılığı ve aşağılaşmayı içinde barındıran kişiliksizliğe özelleşmiş Bilgi Kirliliği etiket koduyla ve paraya tahvilliliğin istismara aracı yahut ihanet haracı piyasa ve borsaların tüm hayatı etkileyip esir aldığı eğitim inanç itibar ilgi onur liyakat saygı ulaşım barınma beslenme gibi gibi sıraya dizilmiş hizaya getirilmiş sebeplere sanat vesair SİĞOR’ da kimliksizliğin haraç mezatıydı.

    Ürettiği her somut soruna örtbas edip perdeleyen soyut afyon ve uyuşturucu hurafe karanlıklarını örtüp kapatırken, tıpkı edebiyat sanat sinema gibi, Futbol’ a indirilip yağma yıkım ve sömürü piyasasının vazgeçilmezi olarak Sipor’ da ordan bundan nasibini alarak gide gide mafya hükümranlığının hükmedip hakim olduğu haydut harami keyfiyetinin kullanışlı keyfiyetine endüstrileştirildi.
    Çünkü..
    Topluma ait değerleri kendilerine soğutup şekilde dekorda tezgahta görünen ve gösterenlerin buyurduğu veya yönlendirip yönettiği sinsi ve simsarların şartlara durumlara göre kurduğu kararttığı patlattığı ördüğü kısıtladığı gerdiği parlattığı kışkırttığı perdelediği veya bozduğu sosyal siyasal ekonomik ve kültürel harabeye en başta Bilim İlimden yoksun yitirdiği ve yabancılaştığı bütün değerler karşılığının cehalet özenti takıntı gösteriş bağışıklığına şartsız koşulsuz güdümlü ve bağımlı kul kölelerini eğilir bükülür kullanır harcarlar.
    ..
    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRRREYE ATATÜRKÇESİNE 4

    Düzeni ilmi sanatı hüneri becerisi karakteri kimliği alışkanlığı aklı fikri bozulduktan sonra altın da bir, mülk de bir, pul da bir, para da bir, demir de bir naylon da birdir.
    Çünkü insanına onurda kişilikte karakterde akılda fikirde ve BİLGİ birikimlerinde özdeş değilse her şey erir çürür harcanır tükenir, hayatı ve yaşamını yükümlü kılan buradaki somut dünya sorumluluklarını ilgisini iletişimini aklını fikrini sorgulamasını gerektiren kendisiyle özdeş emek zahmetlerini terkederek haydut haramilerin kul ve kökeliğe bağımlı kıldıkları soyut kifayetsiz hır gür çelişki tapınma adanma kapışma çekişme ve nizahlaşmalarla “ ben sizin her yetkide ilahınız her hakta ve hukukta her yapıp işlediğin kutsal sayılması zorunlu yargıdız sorgusuz tanrısal kudretlisiz ‘ bağıra çağıra haykırıp kükreyenlerin oyalayıp avutan yağma yıkım keyfiyetine terkederken, zaten bildiklerini de unutan düşkünler topluluğuydu.

    Böylece her harama vurguna dönük her değerden düşürülerek ihtiyaç gören yağma yıkım istismar aracı, inançtan kültüre varıncaya kadar özü içeriği boşaltılmış soyut sanal vitrin süsü işlevi görmeye devletten toplumdan insandan ve kimlikten daha iri büyük ve vazgeçilmez hale şişirilip büyütülerek,popüler sanalda her bahaneye kutuplaşarak sürekli soyut hurafelere çatışan toplumsuz kimliksiz devletsizliğin aciz zavallısı konumuna kayıt yaptırtıldı. Ardından somut hayatını ayarlı dizilerin gerilim şiddet bunalım fahiş furya ve pisiko manyaklığı dayatıp aşılayan özenti toplumunu sürükledikleri boşlukta ve çukurda, Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe… gibi hibilerin de suç pay cürüm saldırı bağırtı gürültü hisse borsa ve dosya kabarıklıkları vardı.
    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 5

    Bilimle danışıp bilimin ilimi sanatıyla konuşanlar ortak hayatı tüm değerleriyle kolaylaştırıp güvende istikrarda huzurda ve dengede tutan toplumun insanlığın ve hayatın ihtiyaç duyduğu oranda keşif buluş icat araştırma katkılarıyla demirin taşın toprağın tıbbın teknolojinin kime ne zaman ne zenginlikle dilini kimyasını damarını huyunu sicilini anladığı ve konuştururduğu sağlam adil ve sağlıklı iletişim devamlılığını sağlar. Olmayan ve yapamayansa kara cahilliğin her türlü zavallılık ve acziyet dayattığı intihar sarmalında hurafelerin kişiyi kendinden soğutan yetersizlik değersizlik ve yenilmişlik duygularını körükleyip yozlaştırtıcı ve özgür anlayış cesaret bilgi irade sahibi insanlığını işlevsiz kılıcı abuk subuk kısır döngü saplantılarıyla gün öldürerek, kurgulayıp buyuran itaatliliğin her konuda uyumlu ayarlı koşulsuz kulu kölesi olurlar.

    Ve tüm bu sorun sarmal diyet illet güzergahında tarihin yeri, dünyanın dönüşü dolaşımı ve toplumların gidiş geliş hattı yoku aklı fikri onuru bilinci belleği değişmeyenler gerçeğiyle, her şeyin parametrik alan satanlar borsasında insanlık dahil alım satım tezgahına konduğunda kokuşan çürüyen yozlaşan alçalan değişen değersizliğinin en ince ayrıntılarıyla farkına vardığı, gördüğü, yorduğu, deneyimleyip gözlediği lle de HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİM’ dir … özetini tarttığı ölçtüğü dediği inandığı ve karara bağladığı… Var olanların üstüne onur itibar cesaret özgürlük vicdan ve özgüven sahibi insanlığını koydukça hiç bir şartta ölmez eskimez bitmez azalmaz tükenmez değerin kişisine saygın BİLGİ’ den geçtiğini tembihleyip söylüyordu yürekten armağan ettiği Türkiye Cumhuriyetiyle özdeş sevgili ATATÜRK.
    ..
    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 6

    Böylece Osmanlı’ yı kin güdümlü öç alımlı katillikle ve İngiliz ortaklığıyla yağmalayıp yıkan petrokimya ARAP banka ve bonservisliğine satılık işler güçler için tahvil Futbol özetli Sipor ve camia, dövize dolara çalım yiyen sert alçalış ve düşüşlerden sonra tüm bunların böyle olduğu gerçeğini, ancak Fener- Galatasaray yurt dışı sürgünlüğünden anlamış bilmiş gibi sanki…
    Vatan bildiği toprağı için can verip toprağa düşen sıvasız evlerin şehit çocukların ruhu şad ....
    Toprak sahada gün boyu aşkına tutkusuna top koşturarak doyumsuz sevince, toplumsal aidiyeti kopmaz ölmez kardeşliğe,hem kimlikte hem kişilikte mutluluk hissesi paylaşan çocukluğa bin selam olsun.

    Seyfi Karaca… Aralık/ 23

  • tımarhane duvarı

    11.11.2023 - 14:41

    ..
    BUHURDANLIKTAN BARDAĞA BİR DEMLİK SÜRSEFA

    Olmak istediğin kişidir kendin
    Şahsen gitmek bulunmak varmak ve yaşamak istediğin yerdir en doğrusu evin barkın adresi
    Arayıp sormakta hatır gönül huzur sükunet dost seyir sefa seyran yar diyardan yana
    Bir demlikte anlıyor musın…?
    Bir demlikte
    Aşk ateşiyle ocağı kibriti çıralanmış buğusu üstünde tüten kahvenin kırk yıl ötelerine kahvenin
    Yürek yangınlığına duman olduğu ve bir demlikte can yakınlığına kurulu sedirdeki
    Buhurdanlıktan bardağa bir demlik çay misali sürsefalara..
    Aracısız kibirsiz ve ayrıcalıksız seni kendinle temsil eden bedellerden gocunup gücenmeksizin
    Bile isteye bir demlikte bütün kayda değer ve kalıcı samimiyetlere ömür yoran zahmetlerin kutlu çabasını
    Omzuna sarıp
    Kalbine koyup
    Aklında ve ahdinde tutarak..
    Götürebildipin kadardır sevgiye saygıya dair gülümsemeyi dilediğin mutluluklar
    Akıl ettiğin kadardır vicdan
    Yüklenebildiğin kadardır sorumluluk özgürlük barış sevgi ve nicesi
    Kendi payına arzedip İsteyebildiğin her neyse başkasının hayatında yer verebillmenin tahammülü talebi ve takdiriyle
    Dünyanın en doğru izi semti yolu meskeni yönü tarafı ve adresi
    Ve hayatın herkesçe itirazsız kabul görür en güvenli hallerine en saygın durumlarıdır
    Süzülmüş damıtılmışlarınntümünü
    Bir demlikte her lokmandan aşka sevgiyi karıştırarak yudum yudum
    Hayatı dirilten
    Güzelliği sağıltan
    Mutluluğu her koşulda her yerde her gün her saat dinç ve diri tutan bir demlikte..
    Özümseyerek yaşamayı önemsiyor ve önceliyorsan üste koyarak artan sevinçlerin onurlu ırgatı
    Özgürlüğün itibarın devran sürdüğü hükümlere harmancısın demektir
    Değilse sağlam bildiğin bütün şifreli şifresiz hesaplardan devrilip düşerek
    İflasın eşeğini tüm köşeli kıvrımlara büküp bağlayan kirli paslı makaslar arasındasın demektir
    Sapkınlardasın demektir
    Kuyulardasın demektir
    Çatal kıskaçlardasın demektir kör dilsiz ve zindan…
    Meğerse morg bir tesellide malım mülküm var diyenlerin kokuşmuş çürümüş köhnelerinde
    Yeryüzünü gök yüzüne bağlayan her zerreyi yaşanılması imkansızlardan bilip sayan
    Ölümün kayıt tuttuğu yüksek faturalı hücrelerde yığınlaşmaya depolayarak
    Çirkefliğe delil
    Ecele müşteri
    Doyumsuzluğa aç
    Pintilerin daniskası
    Cimrilerin kıyassız gözdesi
    Ve açgözlülüklerin tabutunu ömrüne süsleyip yakıştıran sürüncemelere harapsın
    Bitiksin
    Yitiksin
    Aksi halde ve takdirde dengesini bozmuş aklını yitirmiş vicdanından kendini çürüğe çıkarmış
    Haller durumlarda yediğin içtiğin kimyasal kusuntusu ve boğazından geçmeyen köpük..
    Hep topu gördüğün yaşadığınsa dirliksiz artıklardan gerilim bunalım döküntüleri toplayan
    Ele ayağa düşmüşlüğün zehir zıkkım soykası ve rezil rüsva sadakacılığıdır

    Seyfi Karaca…. Kasım/23

  • tımarhane duvarı

    11.11.2023 - 14:37

    MEĞERSE ESİP GEÇEN SAM YELİDİR HAYAT

    Telgrafsız çığlıksız esip geçen
    Aslında fırtınaları kopmuş dökülmüş ekim biçim harmanıdır hayat
    Oylum büklüm suya ışığa rüzgara toprağa inişli yokuşlu göç kervanları katarak
    Varacağı yere fersah fellik gündüzü bitiren, gecelerin sabahına her adım başı silbaştan
    Bir solukluk nefestir ve bir alış veriş, her nefeste tartısı terazisi ırgatlğın değer bilen kıymetli ömrüne
    Titizlik ister
    Bakım ister
    Özen ister
    Güven ister
    Dürüstlük ister
    Vicdan ister
    İlgi ister
    Sorumluluk ister
    Merak ister
    Muhabbet ister
    Samimiyet ister
    Seyir ister
    Seyran ister…
    İnanılır güvenilir sevgi saygı aşk ve kişilik karakter ehli insan ister ki..
    Kötelenmiş bir bumerangın sahibine bükülüp giden ve dönen silbaştan muhasebesidir hayat
    Sen kendinde beni görüyorsun diyen aynaların tembihi telkini takdiriyledir meram muhabbet ve mutluluk
    Mutluluk demişken…
    Öyle ki aslında doğduğu ilk günle beraber herkese hak herkese helal herkese reva..
    Çerçevesi kalıbı olmayan huzurun ve dirliğin karşılıklı ilişki kaynağıyla beslenen geçim kapısıdır hayat
    Çünkü hergün güneşle doğar dünya, dünya her gün ay ışığına sığındığı ve dağlara yaslandığı
    Gelinciklerle güvercinlerle insanla ve toprakla iklimden iklime bağ bahçe olan kirmenlerde döner dolaşır
    Bir billur pınarlar çeşmesidir hayat bazan durulur bazan bulanır
    Ve bir bağrı yanıklığın süren savuran sam yeli esmeleridir künyesi yar diyarına
    Mumlu mühürlü mektuptur meramı aşk aşk semtinin sevgili koynuna ve kucağına
    Ne kadar varsa beyaz,
    O kadardır siyah…
    Ne kadardırsa kor hasretin sonsuz özlemlerle buğulanıp tüten dem ve devranı
    O kadardır günün payına düşendir ışık su rüzgar ve toprak
    Her lokmasında serili kurulu hayatsa eğer yarına sözlenerek şimdi hemen şurdaki dünya,
    Her nefeste ferahlığı doyumsuz bir ömre değsin yarasın diye yudum yudum
    İçiyor kanıyor soluklanıyorum işte bir dem bir damla şarabı aşktan
    Ve mülkü meramı külliyen sevdadan

    Seyfi Karaca….. Ekim/23

  • tımarhane duvarı

    11.11.2023 - 14:33


    DÜNYA KÜTÜĞÜNDE EFSANE YAZANDAN
    ….
    Dünya kitabında kayda değer
    Yıkılmaz silinmez kütüğü künyesi ve sicili yazılı olandan
    kızılkaya,alacadağ,kavakpınarı,çatak, dodurga,edremit,torbalı, kırkağaç, tire, söke, yoncalı, haymana, salihli, kumluca, bahçedere, susuzören,çal, esme, gediz,kula,göçek, çukurincir..
    Poyrazdamları, nergiz,ören, akyaka, elmalı,kınık,beldibi, kasaba, dalyan, serik, kundu,seydişehir, viranşehir, beyşehir,karkın,ermenek,ereğli, mut, ayrancı,ulukışla,çamardı,çamlıyayla,başakpınar, yeşilhisar, yahyalı, sızır, çandır, çayıralan, turhal, yeşilyurt, akbelen, erbaa,kavak, vezirköprü, bafra,suluova, merzifon,kazankaya, iskilip ,osmancık,boyabat, taşköprü, sarıkum, ovacık,kuzkaya, pınarbaşı, bartın, ereğli,gerede,kaynaşlı, şile, sapanca, gölyaka,derince, alaçam, çakıl, erdek, gemlik,belek,aydıncık, gülnar,erdemli,değirmendere,tarsus,sikifke, yenice,pozantı,aladağ, afşin, tufanbeyli , altınyayla,yıldızeli,niksar, görele,aybastı,bulancak, şebinhisar, imranlı,araklı,ünye,mesudiye, kozan, şiran, erzin, yarpuz, kırıkhan,elbeyli, siverek , oğuzeli, elbistan, nizip,narlı ergani, halfeti, derik, tercan,ılıcalar, arpalı,ardeşen,hopa,ovacık, arapgir, akmeşe , divriğ, hekimhan, bozova, silvan,kozluk, dumlu, ispir, pasinler, tekman, şavşat ,çıldır, arpaçay, oltu, kağızman,bulanık,karlıova, horasan, gürpınar, çaldıran, doğansu, erzin, divriğ, kozaklı, hayrabolu, evreşe, kırıkhan, kozan, erciş, doğubeyazıt, gülveren….
    Şiir gibisin be mübarek
    Dilde yar aşkta diyar gözde gönülde ülkeler incisi nazlı belde sevgili yurdum
    Bütün saklı sırların senden seslenip konuştukça huzur veren kaynaklara çağlayıp çoştuğu
    İllere yollara dağlara derelere toprak toprak
    Güneşin koynundan bir kucakta, bir duvar dibinde bahar çiçekleriyle yaz bahçelerine
    Birbirine sokakları açılan kapıların dünya semtinde ve ağaç gölgesinde güz dalları portakal nar
    Tohumlanmış her bir sevincin ismi cismine yakışan çağrılarda dengini ve değerini bulduğu
    Tutkuya mahal tükenmez bağlılığın güven verici aidiyetine sonsuzluğun komşusu
    Ve emsalsiz efsanelerin şiiiri gibisin be mübarek, senden konuştukça insanın içini açan
    Yüreğini ısıtan
    Kederiyle dertleşen
    Mutluluğuyla kaynaşanHayallerin gerçek rüyası özlemlerin doyumsuz sılası kavuşmaların ile nihayet toprağı
    Sevdalısına delisine şiir gibisin be mübarek…
    Dünya defterinde emsaline efsane yazan
    Şiir …

    Seyfi Karaca….. Kasım/23

  • tımarhane duvarı

    23.10.2023 - 15:03


    YOLCU YOLUNA

    Hangi dağı hangi bağa
    Yükleyip saran tanıklığında yeryüzü gökyüzüne emanetse madem
    Toprak edip sevgi tohumlarını aşk harmanında elekten kalburdan savurmaya
    Yarası derde derman olanlardan bahar giyinip çiçek süsleniyorsa güzelliğin bedelidir
    Yöresiyle
    Töresiyle
    Sırrını yazan kitabın sözleşme tarihi sonsuzlukla doğum günlerini kutlayan
    Bundandır ki bakraçtaki süt serildiği sofralarda tükenir
    Perdedeki oyun sahnesi değiştiğinde yorulur yenisine can çekişir
    Penceredeki rüzgar, buluttaki yağmur, topraktaki güneş, kapıdaki sessizlik
    Uykusundan uyanınca taşla demirle yüzleşen hayaller gibidir
    Herkes bir alem kendi içinden gelip geçenlerle konuşurcasına ordan buraya
    Burdan her yere veya hiç…
    Herkes bir yol
    Her yolculuk dünya, bir kervan
    Her kervan bir yolculuktur
    Eğer ziyareti kendi üzerine değilse külliyen de zarardadır , toprakta ekmek, muslukta çeşmeler kurur tükenir
    Kervan yola
    Yol yolcusuna
    Aşk insana
    İnsansa hiç…

    Seyfi Karaca….. Ekim /23

  • tımarhane duvarı

    23.10.2023 - 15:01

    ……
    TAVSiYE MEKTUBU

    Güneşin kumaşından giyinmiş
    Yağmurla eğleşip rüzgarla koklaşan hayatın yollar üstü muhabbetiyle
    Yel eser yol gider insan eskir han yıkılır
    Değiştikçe iklim mevsim
    Bir eli kestane toplayan bir hali eski baharlarla evinde oturup bekleyen demden devrandan
    Çaya bugusu sinmiş efkarlara saki sunarak
    Sönmüş küllere odun kayarcasına hozan bağların yalandan bekçiliğini avutan
    Ve obası olmayan sarp dağlarda davara gidecek çoban aramakla tükenmişse nefes
    Durmuşsa saat
    Okunmuşsa kütükten kundaktan künyede yazılı tavsiye mektubu
    Sararmış solmuşsa çığlığı sessizliğin kovuklarında susup sönen yankının
    Vardan yoktan doğruyu eğriye eğriyi hurdaya eğirip büken çelişkileriyle belası gani, fenası çok…
    Herkesin boş ve yalnız bulduğu her kapıya çark edip tokmak silkeleyen sobesidir
    Bayır yokuş yerinden yurdundan sökülerek kol kanatları kırık, arızaları tam teşekküllü uzakların mahali
    İplikçi iğneci boncukçu klarnetçi postacı mobilyacı galerici camcı yorgun baygın herkes
    Dünya göçünü hediyelik eşyalar listesine sarıp vitrindeki yürürlüğe koyduğu
    Olmayınca olmuyor işte geçen giden gün sende bende
    Yok dedik ya…
    Bazan kıvrım kıvrım…
    Kimsenin görüp bilmediği kenardan kıyıdan çığ koparan sökünlere yuvarlanarak
    Bazan körükler vurarak varildeki yangına kendi kendisiyle kumara tutuşan
    Ucu bucağı belirsiz dik çıkışlı bir merdivenin tırmandığı duvarların gördüğü denizlerde
    Tüm hayatını uzaklara götürmek için gecesini gündüze katarak yutkunup can çekişen
    Burkulmuş incinmiş sızılar güzergahı sırasında kuyudaki çığlıklar gibi ağıtlarını dışa vuran
    veya sancısı hiç geçmeyen şeylerin tümüdür doğranmış lokmalardan ağulu çiğnemler dürümleyen
    Derdi kederle, acıyı zulümle defter deftere
    Mezarlıkta yitirdiği hayatını arayan sessiz suskun haller durumlar ve akıbetlerin kabalasına tüccar
    Darlık yokluk kırpık kesik çevrimler kıskacındasındır tüy hafifliği yahut köpük zerrecikleri bile Ağırlığını sürükleyip taşıyamayacağı ömrün sırtına yaşanmazlarla ören donatan yükün
    Bazan bolluk sağlık dirlik rahat mut huzur ve güven toprağında yerli yerindesindir.
    Herşeyin kaynagindan doya kana içe sinesinden
    Aşk ile oynaşır güzelliklerle sevişiyorsundur ve bazan…
    Sündürdükçe söküldüğü yerden kopuşlara doğru uzayan meselerin boyuna posuna
    Kısa ölçekli halkalar öyküler kesitler takarak
    Nasıl ki insan…
    Ay boncukları yağmur kolyeleri ve güneş damlaları gibi gibi uzak yıldızlardan
    Kendini seyre dalarcasına hepten tümden sosyal varlık olduğunu
    Ve etrafsız toplumsuz yaşamasının asla mümkün olmayacağını
    Aidiyet bağını iletişim kaynağını asosyal viranlara haşat ve harap ederek
    Kökten temelden sevgisini toprağını Işıklarını karanlığın örtüp kapattığı yalnızlığa tamamlayıp
    Eksik gedikte kalan sefil seyirlerin azap öğünleriyle zindanlaşırsa eğer
    Her kişiyi bitirip söndüren küslük dargınlık boğumlarının hücrelerine yerleşip sindirdiği
    Çölerden çoraklardan yalnızlık ve cinnet kabukları bağlayan yıkıntılara kapanıp gömüldükçe
    Kıran kırana kendi kendini imhaya gider akıbet

    Seyfi Karaca…. Ekim/23

  • tımarhane duvarı

    09.10.2023 - 12:35

    ….
    YAŞARKENE DÜNYAYI
    ….
    Üzülüp koparak
    Yanaktan yüze sökülüp dökülürken
    Divanda dizde avuçlar dolusu ağıtlar çalıp yakmanın ne zamanı ne devresi ne de sırasıdır
    Koyulaşan rengini boyundan küçük işlere bezendikçe karma karışık siyah beyaz
    İllaki derde derman olacaksa moral mut umut baris saygi sevgi için
    Ne en iyiye
    Ne herşeyin en kötüsüne
    Korkular endişeler kaygılar kuşkular kayıtsızlığında dolup boşalanlardan kol kürek
    Aktarıp döndermelerin körükleyici kundakçıları dışında kime ne faydası olsun ki..
    Hele de yeryüzü atıkları ve çöpleri kadar haksız hukuksuzluğa tav talip ve ittifakçıyken insanlık
    Sebep verdiği sonuçlara üstün ve baskın çıkanlarına ne kadar ağzı yüzü bozuk laf etsen
    Torbadaki bütün kelimeler ilk sinir boşalmasında daha üçünü beşini bulmadan bitip tükenecektir
    Defol
    Kaybol
    Bas git
    Yıkıl karşımdan gözüme gözükme gibilerin en nezaketli kibarlarda kaldığı
    Kontrolden çıkmışsa aklın fikrin rot ayarı balansı fireni farları depreji ve dingili
    Kontrolünü kaybetmiş savrulmaların kuyusuna düşer, kendi kendini yiyip bitirmeye şarampolleşir insan
    Bir uçurum enkazının hiç bitmeyen molozunu ve tonozunu
    Silkelendikçe zibilleşir çepe çevre hat ve güzergah
    Oysa çocukluğun gözü gönlü oldum olası ana babalığın insanlığı kökten büyüten pusula seyrindedir
    Sakin nerdeyse sukunetin oralarda bir yerde olduğuna hissedip duyan kanaatle
    Kabaran öfke böylece sahibini kamalayan hançere dönüşecektir besbelli ya…
    Sayıp sövmekle insanın daha çok kendine ağırlık verenlerin luzumsuz yük taşıyıcı hamalı olacağı
    Besbelli ya…
    Gizli fısıltısını saklı niyazını o sebeple, bu yüzden..
    Dizginlerinden tutarak götürecek olan rüzgara dala budağa bir damla sevgiden
    Güzel konuşmalı güzele sevgilim diyor ve inanıyorsa insan , güzel danışmalı
    Güzel ile görüşmeli tanışmalı bazan çamur kar toz buz olsa bille gocuk çorap don gömlek
    Yunsun yukansın
    Hamdolsun ki aşkın dilini konuştuk duyduk iştttik
    Gerçi yanıldık
    Gerçi yandık buyduk üşüdük gerçi yıprandık yorulduysak da
    Uğrumuza kendimizi
    Öğünümüze aşkı kattık,
    Katık ettik huzurun kutlu sevincini mutluluğun payına diyebilmelerin hakkı ve harcıyla
    Ömrünce yaşadığına değer doğum günlerinin

    Seyfi Karaca…… Ekim/23

  • tımarhane duvarı

    09.10.2023 - 12:31


    İNCİRSİN DESENE
    ….
    İzmir deyince incir geliyor aklıma fikrime
    Öyle böyle değil, incir…
    Nedeni niyesi kendime bile sırrı saklı ne bileyim niçindir nedendir
    İzmir deyince üstü açık bir kamyon ve sağlamından poyrazlanmış rüzgar
    Bağrı yakası hepten yırtılmış mintan gömleğinin mavi rengine tüm gelmiş geçmiş zamanları giyerek
    Güvertesi gemisi olmayan fırtınalara tutunarak aşk nereeee ben oralara firari fora
    İliklerine kadar yemekle bitmeyen doyumsuz iştahın kışkırtıp azdırdığı, izmir deyince
    Güzel kızlar geliyor aklıma İzmir deyince
    Güzel bağlar bahçeler
    Ve suyun o yakası
    Bu yakası
    Öteki yakası
    Karşı yakası…
    Çakarlı damperli araçların istop edip anahtar teslimatını kumbarasız deposuz kenara koyduğu
    İncir deyince çekirdeklerine kadar bal kuyusuna sarkan toprağından dalından
    İzmir deyince aklıma kaparasız sözleşmesiz kefilsiz fındık kıran fıstık çerezlenen
    Yarim ferahnaz yosmam güzel saz piyesiyle ,
    Güzel kızlar
    Güzel aşklar
    Orası burası güzel alnından öpülesi incirsin desene, ki…
    Dill dudağı dilber iskele rampaları ve vapur kaçamakları geliyor aklıma
    İnciri kendine emsal, aşka sandal kayık İzmirsin dedense….

    Seyfi Karaca…Ekim/23

Toplam 326 mesaj bulundu