Seyfi Karaca Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • tımarhane duvarı

    13.10.2021 - 22:03

    …….
    NÜ CAKRA

    Her bir nü cakra
    Dokunabildigi diger yere ve bölgeye
    Henüz kuluckaya yatacakti belki de pantomim
    Daglar keklik bir dünya idi
    Telefon kulubelerini evvela iflahi kesik sedyelere bindirdi
    Ve bu yüzden sanmalar zannetmeler sadece sinema makarasinin boynuna
    Bilinmeyen bir ilmekle baglanmadan önce dolasmis gezmis kirmenin
    Sütlegen sütlegen
    Kanadigi yerden hic durmamak üzere cali cicek ve feslegen
    Bütün ayriliklar kiran kirana birbiriyle yarisarak
    Benzi ve künyesi insandan sogumus yalan selama hareket edip
    Agulanmis bir toprak gibi düstügü hallerin
    Maksadini kim olursa olsun giden veya gelen
    Coktan sahibini zirveye asacak siren

    Seyfi..

  • tımarhane duvarı

    13.10.2021 - 22:00

  • hayat size neler öğretti?

    11.10.2021 - 22:11

    Elim kaleme degmisken bir iki cümle daha edeyim müsadenizle hazir suraciga.
    Anlasilan O`dur ki, buranin buncasinda herkes yaricapi üc bölü ondörtlere mühürsüz muhtar; veya mevzuya muamma umumiyetle ayaza kibrit satan cicekci kiz sekreteryasi.
    Dediydim ki :
    Serpmek sacmak savurmak sicratmak`lari da iceriginde barindirip toplayan; ve bilinen belli bir kaynaktan her sekil gelisi güzellige boca etmenin BO-SALT-MAK`tir, DÖKMEK kelimesinin halis muhlis Türkce karsiligi. Ha keza KOYMAK`sa, bir cismi, kalibi, kütleyi, evraki, yükü, malzemeyi veya maddeyi niyetlenilmis olan yere veya hedefe tasiyip, iletip, ulastirrip , BOSLAYIP birakmaktir.

  • hayat size neler öğretti?

    11.10.2021 - 22:09

    Caydanliksa ocaga atese koymak gibi misal. Ama Cay`sa ocaga kaynayip fourdamasi icin konulmus olan caydanliktan bardaga yahut fincana DOLDURULMAK` icindir kelime anlam ve ifadesiyle fiilin asli özü esasi, dökmek icin degil. Ki , dolmak, doldurmak veya dolum yapmak, bilinen bir kaynaktan yine bilinen belirli bir hedefe olmasi gerekeni tasiyip aktarmaktir döküp sacmaya mahal vermeden.
    Cay koyverip döküp de yani, ne yapmaktir niyetin maksadin, haliya kilime koltuga yedire sindirte tam kapasiteyle hamam ettitip abdest mi aldiracaksin, yani mevzu bahis ne…?!

    Ayrica dediydim ki :
    Trafigin dili, askin kalbi, sevginin bedeli, sayginin kivanci, onurun övüncü, dostlugun hatiri, yasamin sanatin hüneri, yolu, bellegin bilinci, sözün yazinin kelami kalemi, tarihin ve insanligin dünü günü ve gelecegi…toplumsal hükmün irade yetkisi ve yaptirimina bagli ve yazili kural- kanunlarin kisi keyfine kalmamis dirlik düzenidir. Kisi, sahsi basina isterse damdan atar kendini, ister dagdan ucurur, isterse azarlar yerer, isterse takim elbisesiyle veya iliksiz dügmesiz kefeniyle`bu bana has degerdir ve inanc itibarimdir , kafam kisiligim nasil mutluysa kimsenin degistiren dönüstüren akil fikir dayatmasina ne mecburdur ne muhtac `..diyerek saklar gömer kendi kendini kime ne..
    Fakaaaat, iki kisi olmayla baslayan SOSYAL olusumda, en az yari yariyadir birlikte yasamin geregini kisiye mecburen uymakla yükümlü tutan hayat ve dünya. Bunun burasinda belirleyici olan sey, kisi keyfiyetinin neyi nasil nerde ne zaman diler veya isterse, buyurup davranacagi iradesiz dengesizlikten cikarak, toplumsal huzuru, sorumlulugu,özgürlügü, sayginligi, emegi, hakki, hukuku, güveni, özveriyi, dayanismayi, kültürü, paylasimi, ilgiyi, iletisimi, onuru, sagligi, ilgiyi, hakki, hukuku ve nice nicelerini gösterip gözetme hassasiyetine tabidir. Cünkü bu ihtiyac herkesin geregi ve zaruriyetidir.

  • hayat size neler öğretti?

    11.10.2021 - 22:08

    Cünkü toplumsal hayatin belirleyici gücü ve iradesi olan kanun nizam ve hukuk bozulursa, hayatta kisi keyfiyeti kendini herseyin üstüne dokunulmaz ve vazgecilmez sifatiyla cökmüs cullanmis DEGERSIZLIK olarak tüm sagiltan ve saglayan degrlerin üstüne koyar. Böylece de halden yoldan inanctan trafikten turunctan kisiye karaktere hersey ` kisi degerlerine saygi adi altinda ` birbirine bagli yasanan hayatin tümünü bozguna ugratarak bozulur kokusur ve cürür, geri dönüsü mümkünsüz yerle yeksana bogar gömer.

    Sayica cokluk da, para pul mal mülk ün söhret sahibi olan veya olmayan da, hic bir zaman toplum iradesini temsil eden hukukun kanunun ötesinde üstünde degildir. Eger tersineyse idda, davasi hic bir yerde insan akli fikri vicdani kalbi bellegi bilinciyle görülmeyecek olan sifir sonuclu veya hic sonucsuz mahkemedir. `kisi hakki herseyden saygindir ` diye bir yeri, yani kafasi manyak, kalbi makinaya bagli say ki mezardan laf veren NITSCHE veya her kimse kim, arizali doktrinel asilamayi yapan yanlis gübre kullanmistir, fermuari bozuk ifade makamiysa ha keza.

    Keimelerse insani kurar ve yorar. Kelimelerle dünyasini kuran yoran insansa TOPLUMSAL HAYATIN anlamini yeri geregince kullanmayi becerip ögrendigiyle hayati kurar tasir. Olmaz ise insan bozuldugu kadar kelimeler de bozulur, anlam ve ifadesini yitirir sosyal hayat ve toplumsal iliski. Kullanamadigi veya KEMCÜK KÜMCÜKLERLE kelimeleri degersizlestiren agiz yüzve dil bozuklugu, zamanla altinda ezildigi ve enkaz oldugu imrentilere yabancilasarak, edediyete kadar ortanin kuklasina asimile olur..
    Buranin imlasina nokta nerde , virgül orda mi burdami gibileri takinip sekilcilik makarasina sarilanlara, tanimam etmem hic birini fakat yazilanlardir kisiyi kactigi yere kadar kovalar ve sorgular. Ima etmedim, aksine harfi harfine teeek tek saydim anlattim bütün bunlari. Son olarak tekrar ve bir kez daha, siz saaag, ben selamet, iyi mi..!

  • hayat size neler öğretti?

    11.10.2021 - 15:03

    Usturaya bilegi traslatip, ardi arkasi kesilmedik cak-cuklara boy ve meydan verme niyetim hic yok burda. Yok mikntis kakar tükürükler itermis, yok dostluk ceker ucurur yüceltir yükseltirmis, sonu gelmeyecek ve `dedigim düdük hesabindan ` seyrdilmis repliklerin yahut okunmus üfürülmüs hokkabazliklarin akil fikir alim satim veya cifte fermuar dikim sökümleriyle hic bir anlasilir noktaya varilmayacagini buralarin ezelinden biliyor ve taniyorum. Ayrica ANLAMAK; konusmak yazmak söylemekten önce gelen meziyettir. Evvela ANLAMAK veya anlamak icin kalp, kafa, zihin, gönül, özgürlük, özgüven, idarak,ilgi, samimiyet, birikim, kalem, kelam, yürek ve cesaret iacikligina sahip olmak. Eyyy buralarin muhtarlari azalari yahut kimse kimleri, ben kisa kestim böylece burayi. Haydin bire de, siz sag, bense selamet.

  • tımarhane duvarı

    10.10.2021 - 22:07

    …….
    DUPLEKS FOTOMONTAJ..
    …..
    Keman calinca sisten yalnizdan ayazdan
    Günes coktan dogmustur
    Kabul görsün görmesin boz bulaniklarda kizil yapraklar
    Davarlar gecmeyecek nasil olsa bu otoban seyirden, yola gelmeyecek hayat
    Bekleyip duran azat kizlari gibi gecenin
    Tanisin tanimasin
    Sevsin sevmesin
    Bilsin bilmesin önceyi sonrayi
    Rokn rol ve yarim porsiyon tango sektirircesine karanlik sokaklara
    Kapkara caddelere
    Dumana sönük isiklar altinda ve buz gibi yitikler ardinda
    Maddenin bütün hallerinden en cok pihtilasmis kan
    Deterjan kusnugu sampuan damlasi gibi sizlayarak
    Morluklari hic bir maskeyle kapanmayan
    Ruhu yaralanmis bedeni cürümüs kirik dökükleri hic bir tendürdüyot
    Yahut estetik cerrahi celatligi gizleyip örtemeyen
    Kopmus küpesi bozulmus kolyesi öpülmüs delik desik edilmis ömrü
    Her dokunustan sayisiz sabika ve parmak izli ceset
    Kondugu fayanslarda
    Alyansin yaninda
    Dönüp duran cigliklar gramafonunda
    Gezgin odalarda kiralik hayatlarda
    En cok kendini unutmaya üstünden gecip giden zaman
    Parlak renkler kanatarak müsteri olan herkesi koynuna saran
    Yari tok yari ac umumi hikayelerin
    Yanmadik yerleri kalmamis mumlar gibi
    Öncesi renkli sinema sonrasi daracik saklambaclarinda tikanmis kalmis
    Kirik ökce mor ruj
    Muhtaca birakilmis buzlu camlara konmus
    Kabir azbindan cok daha beterlere tüm dünya servetinden vazgecmis
    Her damladan döl yuvasi
    Her naradan kirli gülünc
    Her boyadan insan teniyle
    Her kabustan arta kalan diri diri ölüyü
    Günes dogmus aslinda coktan da
    Cökmüs duman kalkmadikca tayinda diyetini ödesemeyen takas
    Ömrübillah künyesi disarda kalan ayaz
    Tabuttaysa henüz kiz
    Dahasi hayal meyal kadin..

    Seyfi Karaca

  • hayat size neler öğretti?

    10.10.2021 - 22:06

    Burasi
    Burasini
    Burasina
    Burasinda
    Burasindan...
    Ismin, Zamiin ve hatta zarfin her haline göre CAY DOLDURMAK`tir lafin kayda deger TÜRKCESi. Dökmek veya Koymak;biri birakarak terketmek digeriyse kontrol disi gelisigüzellige BOSALTMAKTIR. Cöp dökmekle Cöp bosaltmak arasinda CAY dökmek kadarinasinin detay farki.
    Yoksaaaaa..
    Cay emcüklemek de denilebilir
    Cay emzikleme de denilebilir
    Cay somurmak da denilebilir
    Cay hortumlamak da denilebilir
    Cay süngerlemek de denilebilir ; eger her kafaya göre serbet sunarsa kabiz nabiz.

  • hayat size neler öğretti?

    10.10.2021 - 21:59

    Cikarlarina ve Degerlerine ilisip bulasip ( saldirmadan ) yaninda etkin olmadan veya yakinina bilinir belirginlikle ugramadan ; yani her kafa keyfiyetini kendi buyruk ve zevk hükmüne hükümdar ederek, SAYGI göstererek her oldu bittisine saygisiz haksiz hukuksuz morg mesai mecrasina yani, mi..!? Nitche merhum meftasi cok kafayi karistirmis desenize. Ortak yasiyorsan, lami cimi yok degismek ve gelistirmek zorundasin toplumsal saglik sihhat huzur ve mutluluk paylsimina, Ali Can amca..

  • hayat size neler öğretti?

    10.10.2021 - 21:45

    " Değerlerini ve çıkarlarını öğrenmeden, kimseyi tanıdığınızı söylemeyin; insanlar, değerlerine ve çıkarlarına göre eylemde bulunurlar. İnsanlarla beraber yaşamanın şartı ise onları değiştirmek ve dönüştürmek değil, çıkarlarına ve değerlerine saldırmadan saygı göstermektir. "..garip bir durum, tuhaf bir denge ALi CAn amca..

  • tımarhane duvarı

    10.10.2021 - 21:34

    PUDER MARIA`ya acik secik parantez :

    Savasin sürdügü yillarda, H( hikayenin ilk basildigi yayimlandigi ve romanlastirildigi kirkli yillari baz alarak ) HITLER gibi bir carmihin gestapo postallari gölgesinde müze gezmeye, parkta eglenmeye, sergi bakmaya bar pavyon seyretmeye gibilere gidip geldiyse eger, cok da mümkün gözükmüyor SABUNCU olmak fabrikaörlügünü kurtrmak icin RAiF EFENDI´nin, Kürk Mantolu Madonna`yi sadece resminden bakip baygin olarak , ne tesadüfse iste hayalin hakikisiyle gece klüplerinde tütünlü dumanli yanan tutusan hem kivrak bohem, hem kiskivrak solist, hem de kiz kiza feminist ( !) MARIA PUDER repliginden klasik romantik harukuladelikleriyle; ve hikayesi cekmececi RASIM`e kalan hüzün mekigi sardirmak..
    Ama yillar sonra …

    Ve halen de gecmis trenlerini hic gelecegi yok yerde ve hareket saatlerinde beklenilmeyen garlardan , urgan ipi kendirle bagli bavullara konulmus bilinmez yarinlariyla ve isli nuharli kervan vagonlarindan , savasin yakip yiktigi enkaza dünyanin en kalabalik SANAYI ve INSAAT ameleleri olarak taaa oralara su ekmek pirinc bulgur ve endisesiz kaygisiz güvenli -düzenli gelecek icin gidenlerin milyonlarca gercek yasanmisligi oldu, hele de savas sonrasi kocasiz kalan kadinlar ve erkeksiz kalan kizlariyla neresiymis dünyanin ucu bucag, neymis yokluk, kimmis muhtac ve MUHANET, ALMANYA baslikli süregiden YURD DISI insan masallari. Cocuklar da kaldi bu yokluk cukurunda ve hic bir yere ait olmamanin kültür ve yabancilasma bocalamalari komasinda. Ki bugün, sorsalar kimse kalmaz firsatini bulsa herkes kacar YUR DISINDA YASAMAYI terkeder sirenleri yanip sönerken Türkiye `de, farz ola ki gelseydi RAIF`ilen MARIA PUDER… ask romantigin ömrü kac saniye vucut bulurdu kulüpsüz gece mesaisiz sabuncunun malikanesinde ?!

    Bu yüzden ;

    `kalbime benzer taslari
    Heybetli öter kuslari
    Göge deger baslari
    Benim meskenim daglardir daglar ` ..demediydi ya bosu bosuna Sabahattin..

  • Yeni Antoloji

    07.12.2019 - 17:51

    ......
    FiLOLOGlaMASINA ANTOLOjjik
    ........
    Her zaman her dönemde' yanlış tanrılar yapıp satıyorsunuz, bu yaz boz çarşı sakat işler ve gidişler pazarlıyor ' diyebilmek cümlesi cürümü kopuk kaypak olmayanı gerektiren zor yüklü ve meşakkatli bir erdemliliktir. Hal böyle olunca...:
    Sırf alışa giden yerleşik yaygınlığın istifini bozup huyunu suyunu teşekkül ve teşebbüsünü bulandırmayayım diye çıtını çıkarmaksızın ölü tavır sergi sunum seriliminde söylenmeyen söz, yazılmayan yazı, atılmayan adım ve gösterilmeyen cesaret geç kalınmış bir hayatı dil tarih coğrafya kültür kent yeme içme barınma ilgi iletişim toplum aile birey insan çöküş ve külüstürü olarak azıp saptığı duyarsızlığıyla sorun salgını geri dönşümlerden yıkılıp yağan enkazla ödeşecektir. Çünkü bilim teknoloji toprak yerleşim ulaşım iletişim yapılanma insan kültür ve her türlü ortak yaşam ve birikim kaynağını akıl fikir vicdan
    hak ve yükümlülüğün sorgulamalarından uzak tutarak eşitsiz - dengesiz keyfiyetin bencil gösteriş ve israf düşkünlüğünü doyurmak için harcayıp tüketmeler hiçbir zaman çözüm üretmek için değil artarak yüklenen sorun bataklığını içinden çıkılmaz derinliğe boğup bulayacaktır. Bu yüzden tam da böylesi ahlak , niyet, anlayış, alışkanlık ve öngörü yaklaşımından bozulup berbat olduğu kadar yerleşip yapılandığı kent çarpıklığı, toplumsal ilişkisisizliği, bencillik ve gösteriş saplantısı, tahrip ve tarumar olmuş dili, kimyasal zehriyle can çekişen toprağı ve tarımı, ilgiden itibardan kesik kopuk ve yoksun duygusu düşüncesi eğitimi sanatı ve edebiyatı da yığılmış birikmiş şiddet, yozlaşma, güvensizlik, sevgisizlik, paylaşımsızlık, hiçlik, üretimsizlik, sapkınlık, tüketim tutsaklığı dışında hiçbir anlam ve ifadesi olmayan kendine has yapısal özelliklerine taşınıp benzeyecektir. Yanlıştan şekil durup ve her şeyi maddi manevi menfaat ve çıkar ilişkisi hesabına konuşlanıp sabit saplantılardan bakarak, pazar piyasası sürekli değişkenlik bağımlıllığıyla yaşayan çelişkili gerilimli dünya iletişimsizliğinde kalıcı ve sürdürülebilir hiçbir kaygısı direnci emeği çabası sözü dili üretimi paylaşımı olmadan kendine günübirlik geçim yolu arayıp bulmanın her türlü hile hurdasıyla hayatı muhatap alma düşkünlüğünde yaşama tutunmaya çalışmak ; buraya karşı tepkisel duyarlılık gösteren her akıl fikir söz yazı dil ve irade sahipliliğini ortam uyumsuzu kaçık, yahut zaman aykırısı hükmü yürürlükten kalkmış geçersiz -tedavülsüze ilan edecektir.
    Sabahtan akşama kadar kılığı kıyafeti uygun, aklı fikri kendine buyrulana ve beklenene uslu münasiplik kutsayıp adeta tapındığı ustasından devşirme- aşırmalık bol soslu acıyla bilenmiş beslenmiş sanat söz yazı resim sinema mimari yahut roman -şiir güzellemesi edebiyatlıyan arızaya ' dokunmatik düğmelerle çalışan çamurdan insancıklar modelleyip mozaiklenmiş muhteşem şiirsel levha plakalardan dil söyleşip yazı konuşan ' tahribata tav ve talim oluyor Mega Kozmoz Filologlama.
    Birikeni insanla paylaşmak, insanla paylaşılanı hayatın hali yolu aklı fikri diline birikirmektiyse eğer kavramsal değer ve anlamıyla Antoloji; insan eğitmek ve toplumsal iletişime akıl fikir özgürlük irade inanç ve özgüven kazanım ve sağlıklısı kaynaklık etme mecburiyeti ve sorumluluğu vardı.
    Fakat günümüz itibarıyla dilediği biçimselliğe uymadığı keyfiyetle yazılıp hanesine yükleneni silip süpürme bandından ANTOLOJİ' k boşlukları doldurma müshacılığı aynı sıfatla bileşen sarfiyata hız ve hacim yükselterek sonsuz kayıplar arasında her sicil sökümü raf ve format çeşitleme düzeneğine devam ediyor ...
    ' Yazmasam çıldıracaktım ' diyen duyarlılıkla Sait Faik ve yazmak adına köşkü konağı arsayı müstakbel matmazeli vazgeçecek kadar yazmak tutkusunu yokuşlu yollara süren Kafka Franz, hiç kuşkusuz her yazılandan kendine göre dil dağarcık fikir kavram ve sonuç çıkaran matbacılığa terbiyesi verilmiş modelcilik etmeyi doyurmak için yapılmış icat olmuş insanlar değillerdi. Fakat odası çevresi binası muntazam görselliklerle döşenmiş aksesuarlar arasına sadece şarteline dokundukça oynayıp konuşup susan veya kımıldayan insan yapmacıklığını ışıklarla boğulmuş karanlığın havuzbaşı operaktif kuğuldaşmalarından Herry Potter üfürükçülüğüne yıkıp devreden akıl fikir tutulması, blze dönüşümlü zaplayıp zıplayacak başka yeri olmayan tek kare sabit soyut durağanlılığın bakıp bulaştığından kendini boyayıp çalkalayan Vizyontele' lere, Organize İşler' e, Duvara Karşı' lara, Güldür Güldürlere, Gora' ya yahut İvedik Receplülüğe çakıldı tosladı.
    Sesten soluktan yazıdan ve insandan kesik külüstür ve kopuk , döşeli dayalı evlerde sütun salon salıncak kapı ve pencerelere ezberden türevli rol modelliği etsin diye kimsiz ıssız poz çekimlerinin mükemmel misafirini ağırlar gibi özden itibardan yoksun dile yazıya duyguya düşünceye edebiyat sanat giydirip soyutlamak ; hiç konuşup kımıldamadan saplanıp duran her birşeyin yüksek bina boşluklarında nasıl konuşlandırıldıysa hiç değişmeyen yerli yerinceymiş düzeneğiyle , işlesin çalışşın isteniyor ev bark mahle sanat edebiyat ve hayat,
    Harcanıp tükenmiş hayalet kabusu nitelikli böylesi kiriş kalıp sutunlar çerçevesinden, güz gelip geçiyor bazan arada sırada, armutlar dökülüyor kızılcıklar arada sırada, kökü saçağı evveli eskisi olmayan çalı çilpi çağla künyesiyle arada sırada kendini raslantıya kaptırıp kaybetmiş hal yol dil ve dünya bir insan belirip kayboluyor aslı yoktan ilgisiz iletişim icat ağında, sevgisiz saygısız cümle yabandan .
    Kusursuz paketlenmiş ambalajlar altında hiç bir özü esası varlığı bildirimi iddası tepkisi tarafı içi içeriği olmayan-gidişata göre her ayak uyumlu uysal saplantı ve takıntılar cümle alemciliği öznesi yalın yapay yüklemlerle ezik - bozukluğa tayin teslimat nöbet yazılımları gibidir. Hep geldiğini sanıp hiç varamayan kızak kayımları yalpalanma rampa hanesinde sese söze yazıya girip girişimcilik ettiği feryat figan kükreten acı köpüklü boğum bulaşık çığlıklarla tercümansız tarifsiz hiçliğe kefillik eden daim çevrim içi çark parçacığı gibidir oradaki her bildirim. Oysa her harf hiciv yahut hece kıvrımlarından sıyrılıp çıkamamak adına ortam ayarlayıcısı ütüsü vitrini cilası cilti bozulmadık pürüzsüzlük uyumcusu modelliğini illa farklılık yaratmak kaydına düş ve hayal düşüklüğü seviyesiyle dolup taşmak değil, olan biten herşeyin farkında olup, duyan gören düşünen tavır koyan farkını sahiplenip kendi özgün özgür idrak akıl mantık ve iradesiyle dil iştirak ve davranışını dolaysız engelsiz temsil etmelerin karşılığıdır edebiyat sanat siyaset içerikli mesele .
    Kararlı bilgili deneyimli fikirli soran danışan paylaşan sorgulayan kavram çıkarımlarından gören bakan düşünen bilinç birikim ve akıl önermeleri olmalıydı ki , hayatını huzur ve özgüven teminetında sürdürmek isteyen insan değerliliğinin askı gerçekliği olaydı
    Bu yüzden eğer bunca güzel sanat siyaset edebiyat aktarılıp dönüyorsa misal ANTOLOJİL FİLOLOGLAMA RAMPASI' nın bunun burasında , dışarda ölü hayat bağımlısı şiddet cinnet kir ve gerilim müptelası kim diye en basit çıkarımlılığın akıl mantık dengesi yüklenen öznesi bulunmalıydı. Yani ' ben kendimde dünya alemi gördüm ' demekle 'dünya alemde ben kendimi gördüm buldum ' demek arasında birbirinin aynısı olmayan zıt çelişkin anlam ve karşıtlıklar vardır soran sorgulayana, buraya bu temelde akıl fikir yürütemeyip kutsadığı ÜNLÜLERiNE asla dokundurtmayan Atolojık Edebiyat - sanat camekanı rampası Filologlama' larsa koşulladıkları dışındaki her türlü söz saz yazı duygu düşünce ifade tavır
    izdüşümlerini hayal ötesi ucubeden sayıp öze özgün herşeyi silip süpürme tezahüratında bulunacaklardır .
    Hayati tehlikesi daima kapıda hazır sözden dilden yazıdan iyibarı kesik karmakarışıklıklarda dünya alemini kendinden ibaret sayan; ve her sakat işi kendine yasal hak bilerek işine nasıl geliyorsa öyle davranmanın en temel alt yapısıdır üstü başı giydirildiği üzere yazan konuşan sanat müzik sinema mimari resim yahut edebiyat güzellemeciliği. Böyle bir yığılmış döşenmiş kibarlık alıp satan ambarın tezgah kurulumcularıysa tükrtime sunduğu çarşı bazar tanrısı ve kusursuz nimeti sayar kendini. Oradaki değer bütününden kaçak ve kayıp saplantı vakası, kurulup kurumlaştığı hastalıklı çürümüşlüğün her türlü sakatlığını ve kişilik bozukluğunu üstünde taşıyarak etrafına yayıp çoğalmalarla kendine benzeyenlerden devamının kalıcılığına ısrarcı olur. Esamesi hiçbir anlam ve ifade etmeyen kendinden ibaretlikten öteye gidemeyerek hiç bir sağlıklı güvenilir sorumlu tutarlı ve duyarlılığa bir türlü geliştiremez kendini. Her beliren tepkiyi de kendine karşı konulması mümkünsüz kusursuzluk kabulüyle suç ve cürümden sayar. Oradan kalkıp yikinerek yürüyen
    her yelteniş aklı fikri dili paylaşmayı dağarcığı özgürlüğü ve özgüveni cesaretle besleyip büyütemediği öğün emek ve azıklarla yaşamak sanatını bilmeden, ölüme teslim olmanın korku gerilim yozlaşma çürüme çelişki karamsarlık itibarsızlık karanlık ve çoraklığına kapılarak, çekirdekteki ormanı damladaki ummanı başak sarısındaki harmanı altın gümüşle takaslığın akıl fikir ahlak ve kişilik bozan algısız idraksizlik kabız ve kısır döngü açgözlülüğüne değişim ve dönüşümde eli yüreği emeğe değmeyen ve sadece hazırı sarfedip birikmişi harcayan bitiren israflılık kendine münasip ıygun insan piyasa hayatı ve çarşı dolaşımında vucut bulurken aynı tüketim çarkçısı parlak zenginliğe mamur olacağına dair hırs yarış ve hayal iz peşi sürüklenmelerinin yolunu döşeyip pozunu çalkalayarak kurcalanmış malzeme aracına sırt yaslanıp omuz veriyordur oraya mahsus mahal müstakil müzik sanat ve hususi Filologlama edebiyat.
    Batisi dogusu ortasi güneyi kuzeyi uzak veya orta dogusu yok bunun…hep dis ve yüzeysel görünüslere bakarak ait katilimci ilgili dahil etkin duyarli kararli deneyimli paylasim ve sorumluluklarinin olmadigi akil fikir dil kültür iletisim harabesi uzak ve kopuk yerden yetisemeyip yetersiz kaldigi imretilerin kulu kurbani iflahi kesiklikten baska varip gidecegi hicbir kayda degerliligi yoktur, hayatin sabit ve duragan olmayan olumlu veya olumsuz bütüncül gercekliginden sakli gizli donuk ve duvarlasarak yasamaya calismalarin. Taniyip bilmedigi aklin fikrin haric ve uzagindan baskalarinin parlatip söndürdügü yön yol dekor yapi bina vitrin kalip kilif kostüm dil tavir söylem hal bicim sergi ve sunumlarinin sürükleyip celdigi sekilsel akintilarina göre kendine kisilik bulup karakter uydurma arayislarina düsüp yapismak, bir daha asla altindan kalkamayacagi yikinti cökpntü ve hayal kirikliklarinin hep suclayici, kücümseyici, asagilayici degersiz dengesiz kahirlara mutsuzluklara güvensizliklere gecimsizliklere tükenmisliklere iliskisizliklere ve iletisimsizliklere kuraklastirip ezer , bogar bezdirir insani.
    Bu yüzden hayatin olumlularini görüp bilmek kavramak kadar, olumsuzluklarinin da fakinda olup ayni akil fikir bulgulariyla gercekligini kabullenerek insan doga kainat ve toplumsal iliskilerini bakasindan bekledigi kadar kendi etkinligini ortaya koyabilmenin ortak deger dengesidir topragi kendi üretkenlik kök emek sorumluluk ve kaynagindan saglam dil tarih cografya yahut insan karakterli özgür ve özgün , edebiyat- sanat.
    Baskasinda olup biten ne varsa herkeste de aynisidir cünkü akil fikir bilinc emek mantik dil sevgi saygi yakinligindan gidip yürütülen dünya. Ne sonsuz ve sürekli mutluluk vardir ne hic bitmeyen mutsuzluk. Bu yüzden devamli kendini terketmeye hazir ve baskasinin yüzeyseline bakip kendine durmaksizin imrenti yanilgilari kanatan kafa kulp dürtü güdüm ve aliskanlik yapisiyla tasiyip sürdürülmesi kesat yasam bedenini hic kacisi olmayan yikim ve tahribatlar yasatip tarumar edecgi mutlaktir. Bu yüzden insan, eger algisi ve aliskanligi sabitledigi soyutlukta hic hiz kesmeyen süreklilikle yitirip yikip yokettigi hayatini haric yerden bakip bulmaya özenip bulanirsa, kapsami cok daha genis icinden cikisi mümkün olmayan cürüme ve cöküntülerin anlamsiz ifadesiz harabesine dönüsür. Bu bakimdan ne herkesin her fiyakali haline bakarak kendine eziklik degersizlik mutsuzluk yüklemenin anlam irade mantik yahur iradesi vardir, ne de herkesi hice sayarak kendine herseyi sahiplenip idare etmeye kalkisan hükümran yeltenislerin hakki hukuku yahut yasam dogrusu.
    Her ele gecirip herseye hükmetme arzusu kacinilmaz aci hüzün keder kaygi endise kusku güvensizlik karamsarlik eziyet sürgün gözyasi tahribat ve cogu zaman geri dönüsü olmayan üzüntü ve yikintilarin HARABE MIMARCILIGINA mütahitlik eder. Bu tabiata dogaya dünyaya dönük nasilsa, ilim bilim müzik resim siyaset egitim ekonomi mimari sinema iletisim ulasim sipor saglik dil kültür edebiyat ve sanatta da aynisidir. Günübirlik degiskenliklere yapisip kalarak kendine yabancilasan her ihmal yahut ihanet, gide gide ileri düzeyli hicbir etkiye tepki yahut cevap vermeyen felce veya ölümcüllere sorun biriktirip kök salar. Bu yüzden siyasetin medyanin ekonominin bankanin egitimin sanatin müziginyazinin sözün siirin ve edebiyatin toplumsuz yasayamayacagi degerleri harcayip tüketirken, yerine getirip koymasi sorumluluk ve yükümlüükleri keyfiyetlerine kalan birsey degildir, aksine akil fikir mantik paylasim bilgi deneyim emek vicdan ahlak ilgi saygi sevgi samimiyetle, sorup hesabini verebilme acik yürekliligiyle hayati zorunluluktur.
    Bütün bunlar dolayisiyle öncesinden agiz sekil bicim ve dil artigi toplayarakkendine yol hiza kalip ölcü yapip yontmaya derdine tüm yasam enerjisini harcayip bosaltan daim düzenek,tiklim tiklim kir zehir kalabalik icinde bogulup ölürcesine yasadigi kentler gibi hayattan bikkin bezgin gergin kopuk uzak felc veya iflas iflahi kesik kentlesmeler gibi, dilini sanatini müzigini edebiyatini ayni arpik cöllesmenin ortak paydasi olarak felakete sürükleyip ilgisiz ifadesiz felce tabutlastirirken, saygin ve özgün insan yüklenmenin ne kisiligine karakterine güvenilir öznesini , ne de yasanilip sürdürülebilir hayatin can damarini bulabilmesi asla ve hicbir sartta olasi bitesi mümkün degildir.
    Ben insanın kendi yokluğu kabir azabı karşılığında ecir eziyet fors satanlara çakılıp boyanıp süslendiği söz ses sekil poz ve nabız gürüh ve gürültülerine bakmıyorum ; hayatı taşıdığı özden ve içten çabalayıp çırpınarak nasıl insanlığı- şekil şemal şirret şikir biçim ezber kulp hile hurda kuyruk yanlı taraflı sembol ima kalıp güç ve gösteriş düşkünü ölümcül bağımlılıklara hınç haram harbeleşme ve bile bile hatalı zehirli niyet yontup heves gütmeye değil - tüm samimiyetiyle yaşatmak için üstüne vazife akıl fikir yol iz emek bellek bilinç duygu düş duruş düşünce davranışlar sahibi inanılır güvenilir katakterliğin sapasağlam yüreğine ve kalbine bakıyorum kalbine...

    Ki bu yazı, durmaksızın eriyip tükenen dünya ve insanlık çoraklaşmadında günboyu aklını fikrini anlayılını ve dilini bızmuş sakata çıkartmış kendine folluğu çalınacak altın yumurtlayıcı kümesler aranılırlen ikide bir duruma ilişkşn yazdığımı kendi kalıbına göreliğin koşulladığı harf hece dil anlayım izah ezber ve kavrayışlarına edebiyat giydirip gezdirmediği
    için yükler yüklemez silip süpüren ' biz de olmasak nereye yazacaksınız ' Antolojik Flologlama yakaşımlı Rampahanekere itafen yazıldı.
    Seyfi Karaca.....Ağıstos / 19

  • antoloji.com

    07.11.2019 - 16:55

    anTOteriTORsaL LoJManaK

    Anto lojmanakda
    Hemi beri icin cat pat uzun yol araci ve agir vakaya vasita
    Ispirtosu gazli cakmaktan kivilcim söken far dönümlüge fosforlu ramak
    Ünlülerden söz ve yazi kanatarak sakin suretli muhtesem duvarlar badanasi boyayip
    Bulutlara corak musluk taktiriyor
    Sair bulanip akiyor günbuyu kaliba vurulmus cerden cöpten kuraktan
    Yagmura siir aglatiyor aciya kivranan kurrasi belli usta cirak kalfa nesi varsa
    Sürekli hayata söndügü yerden kendini doguran karinagrisi kaynaktan
    Tam göbeginde yokus kenarin
    Takozu saglam dösenmis otobüslere yol yapip sabun köpürtür gibi hali hazir
    Tek derdi mümkün oldugundan cok viraj tasimakla agir vasitaya korna caldirmak
    Hemi beri icin kovaya kaldirac taktiriyor
    Hidroliklik vinc calistiriyor cal cabuta, cam siliyor
    Özetle kendini kisa kesen ugultularin kulpuna kuyruguna münasip
    Manifatura carsi sahipligi eden edebiyat lehimliyor
    Silip silip kosullu kaliplar disindakileri
    Mükemmel kafa yapici siir düzenekli sair ekip bicerek
    Ucu acik ve kancali oltalarda müptelaya heves kiskirtan anto lojman
    Kapilarin giris cikisini saglama oturttugu yol tutuslarinin köse kivrimlariyla
    Makine motoru eksozsuz calistiriyor
    Karbon karasi duman lekesi yorgun molasi fay hatti derinlerde islim islime
    Araca binili insan aletin
    Begenmedigini göbek tasindan atan hamam gibi
    Asvaltin bezirgan köprücügünde ofis isletiyor anto lojman
    Sair agitli kurnaci muslugun üstünden memnun müsait siir aktarip dönderen
    Begenmedigine sünger cekerek tursil deterjan köpürtü sabunluyor
    Yetismeyen yerlere rengarenk hortum ve balon bagliyor
    Firca cekiyor radar istasyonluyor yakin nöbet takibati yapiyor
    Isiktan isiga kim duracak kim gececek cakmagi yakip
    Son sürat canta kivrak direksiyon toslatiyor, fena iz birakiyor duvara ve tabelaya
    Hani bari icin yürü git be yürü giiit..!
    Gayet anlasilir
    Acik
    Ve net olarak sebebi muazzamaya
    Cikip desem ki ben simdi sana siirin akilli uslu uyusukluk icadi oldugunu kim söyledi
    Kendi cigligi sözü ve yazisi bütün kalepcelenmis damperli kiskactan harice
    Hadden huduttan kurtulup siyrilmadikca yürü git be öten berin ucurum dengidir
    Antolojman ucun bucagin sirt sirta vergili sarampol yansimasi sür giiit..!
    Püskülüne parildagina süngerine kovana musluguna
    Müsait agitlarla siir kolyeleyen sairine senin yürü sür giiit
    Tuzlayayim da,
    …kokmayasin desem..?
    Kime ne mahsur..?
    Ki bunu da silip süngerleyeceginden hic süphesiz
    Degilse bile alistik üzere saskinligimi zirnik gizleyemeyerek
    Kuvvetle muhtemele hayretler uyandiracagim…

  • nedir antoloji

    06.08.2019 - 12:56

    ........
    Antolojik Filologlama
    ......
    Her zaman her dönemde' yanlış tanrılar yapıp satıyorsunuz, bu yaz boz çarşı sakat işler ve gidişler pazarlıyor ' diyebilmek cümlesi cürümü kopuk kaypak olmayanı gerektiren zor yüklü ve meşakkatli bir erdemliliktir. Hal böyle olunca...:
    Sırf alışa giden yerleşik yaygınlığın istifini bozup huyunu suyunu teşekkül ve teşebbüsünü bulandırmayayım diye çıtını çıkarmaksızın ölü tavır sergi sunum seriliminde söylenmeyen söz, yazılmayan yazı, atılmayan adım ve gösterilmeyen cesaret geç kalınmış bir hayatı dil tarih coğrafya kültür kent yeme içme barınma ilgi iletişim toplum aile birey insan çöküş ve külüstürü olarak azıp saptığı duyarsızlığıyla sorun salgını geri dönşümlerden yıkılıp yağan enkazla ödeşecektir. Çünkü bilim teknoloji toprak yerleşim ulaşım iletişim yapılanma insan kültür ve her türlü ortak yaşam ve birikim kaynağını akıl fikir vicdan
    hak ve yükümlülüğün sorgulamalarından uzak tutarak eşitsiz - dengesiz keyfiyetin bencil gösteriş ve israf düşkünlüğünü doyurmak için harcayıp tüketmeler hiçbir zaman çözüm üretmek için değil artarak yüklenen sorun bataklığını içinden çıkılmaz derinliğe boğup bulayacaktır. Bu yüzden tam da böylesi ahlak , niyet, anlayış, alışkanlık ve öngörü yaklaşımından bozulup berbat olduğu kadar yerleşip yapılandığı kent çarpıklığı, toplumsal ilişkisisizliği, bencillik ve gösteriş saplantısı, tahrip ve tarumar olmuş dili, kimyasal zehriyle can çekişen toprağı ve tarımı, ilgiden itibardan kesik kopuk ve yoksun duygusu düşüncesi eğitimi sanatı ve edebiyatı da yığılmış birikmiş şiddet, yozlaşma, güvensizlik, sevgisizlik, paylaşımsızlık, hiçlik, üretimsizlik, sapkınlık, tüketim tutsaklığı dışında hiçbir anlam ve ifadesi olmayan kendine has yapısal özelliklerine taşınıp benzeyecektir. Yanlıştan şekil durup ve her şeyi maddi manevi menfaat ve çıkar ilişkisi hesabına konuşlanıp sabit saplantılardan bakarak, pazar piyasası sürekli değişkenlik bağımlıllığıyla yaşayan çelişkili gerilimli dünya iletişimsizliğinde kalıcı ve sürdürülebilir hiçbir kaygısı direnci emeği çabası sözü dili üretimi paylaşımı olmadan kendine günübirlik geçim yolu arayıp bulmanın her türlü hile hurdasıyla hayatı muhatap alma düşkünlüğünde yaşama tutunmaya çalışmak ; buraya karşı tepkisel duyarlılık gösteren her akıl fikir söz yazı dil ve irade sahipliliğini ortam uyumsuzu kaçık, yahut zaman aykırısı hükmü yürürlükten kalkmış geçersiz -tedavülsüze ilan edecektir.
    Sabahtan akşama kadar kılığı kıyafeti uygun, aklı fikri kendine buyrulana ve beklenene uslu münasiplik kutsayıp adeta tapındığı ustasından devşirme- aşırmalık bol soslu acıyla bilenmiş beslenmiş sanat söz yazı resim sinema mimari yahut roman -şiir güzellemesi edebiyatlıyan arızaya ' dokunmatik düğmelerle çalışan çamurdan insancıklar modelleyip mozaiklenmiş muhteşem şiirsel levha plakalardan dil söyleşip yazı konuşan ' tahribata tav ve talim oluyor Mega Kozmoz Filologlama.
    Birikeni insanla paylaşmak, insanla paylaşılanı hayatın hali yolu aklı fikri diline birikirmektiyse eğer kavramsal değer ve anlamıyla Antoloji; insan eğitmek ve toplumsal iletişime akıl fikir özgürlük irade inanç ve özgüven kazanım ve sağlıklısı kaynaklık etme mecburiyeti ve sorumluluğu vardı.
    Fakat günümüz itibarıyla dilediği biçimselliğe uymadığı keyfiyetle yazılıp hanesine yükleneni silip süpürme bandından ANTOLOJİ' k boşlukları doldurma müshacılığı aynı sıfatla bileşen sarfiyata hız ve hacim yükselterek sonsuz kayıplar arasında her sicil sökümü raf ve format çeşitleme düzeneğine devam ediyor ...
    ' Yazmasam çıldıracaktım ' diyen duyarlılıkla Sait Faik ve yazmak adına köşkü konağı arsayı müstakbel matmazeli vazgeçecek kadar yazmak tutkusunu yokuşlu yollara süren Kafka Franz, hiç kuşkusuz her yazılandan kendine göre dil dağarcık fikir kavram ve sonuç çıkaran matbacılığa terbiyesi verilmiş modelcilik etmeyi doyurmak için yapılmış icat olmuş insanlar değillerdi. Fakat odası çevresi binası muntazam görselliklerle döşenmiş aksesuarlar arasına sadece şarteline dokundukça oynayıp konuşup susan veya kımıldayan insan yapmacıklığını ışıklarla boğulmuş karanlığın havuzbaşı operaktif kuğuldaşmalarından Herry Potter üfürükçülüğüne yıkıp devreden akıl fikir tutulması, blze dönüşümlü zaplayıp zıplayacak başka yeri olmayan tek kare sabit soyut durağanlılığın bakıp bulaştığından kendini boyayıp çalkalayan Vizyontele' lere, Organize İşler' e, Duvara Karşı' lara, Güldür Güldürlere, Gora' ya yahut İvedik Receplülüğe çakıldı tosladı.
    Sesten soluktan yazıdan ve insandan kesik külüstür ve kopuk , döşeli dayalı evlerde sütun salon salıncak kapı ve pencerelere ezberden türevli rol modelliği etsin diye kimsiz ıssız poz çekimlerinin mükemmel misafirini ağırlar gibi özden itibardan yoksun dile yazıya duyguya düşünceye edebiyat sanat giydirip soyutlamak ; hiç konuşup kımıldamadan saplanıp duran her birşeyin yüksek bina boşluklarında nasıl konuşlandırıldıysa hiç değişmeyen yerli yerinceymiş düzeneğiyle , işlesin çalışşın isteniyor ev bark mahle sanat edebiyat ve hayat,
    Harcanıp tükenmiş hayalet kabusu nitelikli böylesi kiriş kalıp sutunlar çerçevesinden, güz gelip geçiyor bazan arada sırada, armutlar dökülüyor kızılcıklar arada sırada, kökü saçağı evveli eskisi olmayan çalı çilpi çağla künyesiyle arada sırada kendini raslantıya kaptırıp kaybetmiş hal yol dil ve dünya bir insan belirip kayboluyor aslı yoktan ilgisiz iletişim icat ağında, sevgisiz saygısız cümle yabandan .
    Kusursuz paketlenmiş ambalajlar altında hiç bir özü esası varlığı bildirimi iddası tepkisi tarafı içi içeriği olmayan-gidişata göre her ayak uyumlu uysal saplantı ve takıntılar cümle alemciliği öznesi yalın yapay yüklemlerle ezik - bozukluğa tayin teslimat nöbet yazılımları gibidir. Hep geldiğini sanıp hiç varamayan kızak kayımları yalpalanma rampa hanesinde sese söze yazıya girip girişimcilik ettiği feryat figan kükreten acı köpüklü boğum bulaşık çığlıklarla tercümansız tarifsiz hiçliğe kefillik eden daim çevrim içi çark parçacığı gibidir oradaki her bildirim. Oysa her harf hiciv yahut hece kıvrımlarından sıyrılıp çıkamamak adına ortam ayarlayıcısı ütüsü vitrini cilası cilti bozulmadık pürüzsüzlük uyumcusu modelliğini illa farklılık yaratmak kaydına düş ve hayal düşüklüğü seviyesiyle dolup taşmak değil, olan biten herşeyin farkında olup, duyan gören düşünen tavır koyan farkını sahiplenip kendi özgün özgür idrak akıl mantık ve iradesiyle dil iştirak ve davranışını dolaysız engelsiz temsil etmelerin karşılığıdır edebiyat sanat siyaset içerikli mesele .
    Kararlı bilgili deneyimli fikirli soran danışan paylaşan sorgulayan kavram çıkarımlarından gören bakan düşünen bilinç birikim ve akıl önermeleri olmalıydı ki , hayatını huzur ve özgüven teminetında sürdürmek isteyen insan değerliliğinin askı gerçekliği olaydı
    Bu yüzden eğer bunca güzel sanat siyaset edebiyat aktarılıp dönüyorsa misal ANTOLOJİL FİLOLOGLAMA RAMPASI' nın bunun burasında , dışarda ölü hayat bağımlısı şiddet cinnet kir ve gerilim müptelası kim diye en basit çıkarımlılığın akıl mantık dengesi yüklenen öznesi bulunmalıydı. Yani ' ben kendimde dünya alemi gördüm ' demekle 'dünya alemde ben kendimi gördüm buldum ' demek arasında birbirinin aynısı olmayan zıt çelişkin anlam ve karşıtlıklar vardır soran sorgulayana, buraya bu temelde akıl fikir yürütemeyip kutsadığı ÜNLÜLERiNE asla dokundurtmayan Atolojık Edebiyat - sanat camekanı rampası Filologlama' larsa koşulladıkları dışındaki her türlü söz saz yazı duygu düşünce ifade tavır
    izdüşümlerini hayal ötesi ucubeden sayıp öze özgün herşeyi silip süpürme tezahüratında bulunacaklardır .
    Hayati tehlikesi daima kapıda hazır sözden dilden yazıdan iyibarı kesik karmakarışıklıklarda dünya alemini kendinden ibaret sayan; ve her sakat işi kendine yasal hak bilerek işine nasıl geliyorsa öyle davranmanın en temel alt yapısıdır üstü başı giydirildiği üzere yazan konuşan sanat müzik sinema mimari resim yahut edebiyat güzellemeciliği. Böyle bir yığılmış döşenmiş kibarlık alıp satan ambarın tezgah kurulumcularıysa tükrtime sunduğu çarşı bazar tanrısı ve kusursuz nimeti sayar kendini. Oradaki değer bütününden kaçak ve kayıp saplantı vakası, kurulup kurumlaştığı hastalıklı çürümüşlüğün her türlü sakatlığını ve kişilik bozukluğunu üstünde taşıyarak etrafına yayıp çoğalmalarla kendine benzeyenlerden devamının kalıcılığına ısrarcı olur. Esamesi hiçbir anlam ve ifade etmeyen kendinden ibaretlikten öteye gidemeyerek hiç bir sağlıklı güvenilir sorumlu tutarlı ve duyarlılığa bir türlü geliştiremez kendini. Her beliren tepkiyi de kendine karşı konulması mümkünsüz kusursuzluk kabulüyle suç ve cürümden sayar. Oradan kalkıp yikinerek yürüyen
    her yelteniş aklı fikri dili paylaşmayı dağarcığı özgürlüğü ve özgüveni cesaretle besleyip büyütemediği öğün emek ve azıklarla yaşamak sanatını bilmeden, ölüme teslim olmanın korku gerilim yozlaşma çürüme çelişki karamsarlık itibarsızlık karanlık ve çoraklığına kapılarak, çekirdekteki ormanı damladaki ummanı başak sarısındaki harmanı altın gümüşle takaslığın akıl fikir ahlak ve kişilik bozan algısız idraksizlik kabız ve kısır döngü açgözlülüğüne değişim ve dönüşümde eli yüreği emeğe değmeyen ve sadece hazırı sarfedip birikmişi harcayan bitiren israflılık kendine münasip ıygun insan piyasa hayatı ve çarşı dolaşımında vucut bulurken aynı tüketim çarkçısı parlak zenginliğe mamur olacağına dair hırs yarış ve hayal iz peşi sürüklenmelerinin yolunu döşeyip pozunu çalkalayarak kurcalanmış malzeme aracına sırt yaslanıp omuz veriyordur oraya mahsus mahal müstakil müzik sanat ve hususi Filologlama edebiyat.
    Batisi dogusu ortasi güneyi kuzeyi uzak veya orta dogusu yok bunun…hep dis ve yüzeysel görünüslere bakarak ait katilimci ilgili dahil etkin duyarli kararli deneyimli paylasim ve sorumluluklarinin olmadigi akil fikir dil kültür iletisim harabesi uzak ve kopuk yerden yetisemeyip yetersiz kaldigi imretilerin kulu kurbani iflahi kesiklikten baska varip gidecegi hicbir kayda degerliligi yoktur, hayatin sabit ve duragan olmayan olumlu veya olumsuz bütüncül gercekliginden sakli gizli donuk ve duvarlasarak yasamaya calismalarin. Taniyip bilmedigi aklin fikrin haric ve uzagindan baskalarinin parlatip söndürdügü yön yol dekor yapi bina vitrin kalip kilif kostüm dil tavir söylem hal bicim sergi ve sunumlarinin sürükleyip celdigi sekilsel akintilarina göre kendine kisilik bulup karakter uydurma arayislarina düsüp yapismak, bir daha asla altindan kalkamayacagi yikinti cökpntü ve hayal kirikliklarinin hep suclayici, kücümseyici, asagilayici degersiz dengesiz kahirlara mutsuzluklara güvensizliklere gecimsizliklere tükenmisliklere iliskisizliklere ve iletisimsizliklere kuraklastirip ezer , bogar bezdirir insani.
    Bu yüzden hayatin olumlularini görüp bilmek kavramak kadar, olumsuzluklarinin da fakinda olup ayni akil fikir bulgulariyla gercekligini kabullenerek insan doga kainat ve toplumsal iliskilerini bakasindan bekledigi kadar kendi etkinligini ortaya koyabilmenin ortak deger dengesidir topragi kendi üretkenlik kök emek sorumluluk ve kaynagindan saglam dil tarih cografya yahut insan karakterli özgür ve özgün , edebiyat- sanat.
    Baskasinda olup biten ne varsa herkeste de aynisidir cünkü akil fikir bilinc emek mantik dil sevgi saygi yakinligindan gidip yürütülen dünya. Ne sonsuz ve sürekli mutluluk vardir ne hic bitmeyen mutsuzluk. Bu yüzden devamli kendini terketmeye hazir ve baskasinin yüzeyseline bakip kendine durmaksizin imrenti yanilgilari kanatan kafa kulp dürtü güdüm ve aliskanlik yapisiyla tasiyip sürdürülmesi kesat yasam bedenini hic kacisi olmayan yikim ve tahribatlar yasatip tarumar edecgi mutlaktir. Bu yüzden insan, eger algisi ve aliskanligi sabitledigi soyutlukta hic hiz kesmeyen süreklilikle yitirip yikip yokettigi hayatini haric yerden bakip bulmaya özenip bulanirsa, kapsami cok daha genis icinden cikisi mümkün olmayan cürüme ve cöküntülerin anlamsiz ifadesiz harabesine dönüsür. Bu bakimdan ne herkesin her fiyakali haline bakarak kendine eziklik degersizlik mutsuzluk yüklemenin anlam irade mantik yahur iradesi vardir, ne de herkesi hice sayarak kendine herseyi sahiplenip idare etmeye kalkisan hükümran yeltenislerin hakki hukuku yahut yasam dogrusu.
    Her ele gecirip herseye hükmetme arzusu kacinilmaz aci hüzün keder kaygi endise kusku güvensizlik karamsarlik eziyet sürgün gözyasi tahribat ve cogu zaman geri dönüsü olmayan üzüntü ve yikintilarin HARABE MIMARCILIGINA mütahitlik eder. Bu tabiata dogaya dünyaya dönük nasilsa, ilim bilim müzik resim siyaset egitim ekonomi mimari sinema iletisim ulasim sipor saglik dil kültür edebiyat ve sanatta da aynisidir. Günübirlik degiskenliklere yapisip kalarak kendine yabancilasan her ihmal yahut ihanet, gide gide ileri düzeyli hicbir etkiye tepki yahut cevap vermeyen felce veya ölümcüllere sorun biriktirip kök salar. Bu yüzden siyasetin medyanin ekonominin bankanin egitimin sanatin müziginyazinin sözün siirin ve edebiyatin toplumsuz yasayamayacagi degerleri harcayip tüketirken, yerine getirip koymasi sorumluluk ve yükümlüükleri keyfiyetlerine kalan birsey degildir, aksine akil fikir mantik paylasim bilgi deneyim emek vicdan ahlak ilgi saygi sevgi samimiyetle, sorup hesabini verebilme acik yürekliligiyle hayati zorunluluktur.
    Bütün bunlar dolayisiyle öncesinden agiz sekil bicim ve dil artigi toplayarakkendine yol hiza kalip ölcü yapip yontmaya derdine tüm yasam enerjisini harcayip bosaltan daim düzenek,tiklim tiklim kir zehir kalabalik icinde bogulup ölürcesine yasadigi kentler gibi hayattan bikkin bezgin gergin kopuk uzak felc veya iflas iflahi kesik kentlesmeler gibi, dilini sanatini müzigini edebiyatini ayni arpik cöllesmenin ortak paydasi olarak felakete sürükleyip ilgisiz ifadesiz felce tabutlastirirken, saygin ve özgün insan yüklenmenin ne kisiligine karakterine güvenilir öznesini , ne de yasanilip sürdürülebilir hayatin can damarini bulabilmesi asla ve hicbir sartta olasi bitesi mümkün degildir.
    Ben insanın kendi yokluğu kabir azabı karşılığında ecir eziyet fors satanlara çakılıp boyanıp süslendiği söz ses sekil poz ve nabız gürüh ve gürültülerine bakmıyorum ; hayatı taşıdığı özden ve içten çabalayıp çırpınarak nasıl insanlığı- şekil şemal şirret şikir biçim ezber kulp hile hurda kuyruk yanlı taraflı sembol ima kalıp güç ve gösteriş düşkünü ölümcül bağımlılıklara hınç haram harbeleşme ve bile bile hatalı zehirli niyet yontup heves gütmeye değil - tüm samimiyetiyle yaşatmak için üstüne vazife akıl fikir yol iz emek bellek bilinç duygu düş duruş düşünce davranışlar sahibi inanılır güvenilir katakterliğin sapasağlam yüreğine ve kalbine bakıyorum kalbine...

    Ki bu yazı, durmaksızın eriyip tükenen dünya ve insanlık çoraklaşmadında günboyu aklını fikrini anlayılını ve dilini bızmuş sakata çıkartmış kendine folluğu çalınacak altın yumurtlayıcı kümesler aranılırlen ikide bir duruma ilişkşn yazdığımı kendi kalıbına göreliğin koşulladığı harf hece dil anlayım izah ezber ve kavrayışlarına edebiyat giydirip gezdirmediği
    için yükler yüklemez silip süpüren ' biz de olmasak nereye yazacaksınız ' Antolojik Flologlama yakaşımlı Rampahanekere itafen yazıldı.

    Ağıstos / 19

Toplam 326 mesaj bulundu